CUMHURİYET 6 Temmuz 1936 Küçük Hlkfiye ı Bİ r ra kib Bibliyoğrafya Kröyçer Sonatı nedir beraber yaşıyoruz. İlk tanıştığımız Hilmi Basımevi 1936 Fiatı 50 kuruş İSTANBUL: zaman ben kadın çamaşırları satan bir 18 senfonik musiki (plâk) 19 haberler* dükkân işletiyordum, o da talebeydi. «Kröyçer Sonatı» nın müellifi Tols19.15 muhtelif plâklar 20 halk musikisi . Boyuna dükkânıma gelir giderdi, seviş toy, mütercimi de Ali Kâmi Akyüzdür 20.30 stüdyo orkestraları 21,15 viyolonist tik. Beraber yaşamağa başladık. Derken Yalnız bunu bildirmek eserin nekadar Margosyan ıkeman solo) piyanoda: Bayan yüksek bir kıymeti haiz olduğunu, terBlinder Şaporenski (Bah, Mozart, Sara* günün birinde, ben Hektorun talebe ol zat) 21,45 son haberler. cümenin nekadar itina ile yapıldığını madığını anladım. Meğer, bir el arabası ve ne güzel bir lisanla yazıldığını gös Saat 22 den sonra Anadolu Ajansınm varmış, sokakta seyyar satıcılık ediyor gazetelere mahsus havadis servisi veriletermektir. muş. Haysiyetime dokundu doğrusu. Ocektir. Ali Kâmi Akyüze daha evvelce, ayni nu bu işten vaz geçirdim. Bir parça na VİYANA: itina ile yapılmış olan «Verterin Çek sihat verdim. Akıllı çocuktu, benim gös 18,45 çifte piyano ile konser . 19,05 halk tikleri» ve <Adolf» tercümelerini borçhavaları 19,35 konuşma, haberler, hava terdiğim yolda yürümeğe başladı. Giyin lu idik. Onlardan sonra bize «Kröyçer raporu 20,15 konuşmalar . 21,05 Aussee* mesini bilmiyordu, öğrettim. Ağzı bozuk Sonatı > nı da okumak zevkini bağışla den nakil 22,05 karışık musiki yayını * tu, paylıya payhya yola getirdim. Yemek dığı için kendisine teşekkür ederiz. 23,05 haberler. kitablara dair 23,30 konser 24.20 konuşma 24,35 musiki. yemesini bilmiyordu, onu da öğrettim Kröyçer Sonatı bizde ilk defa olarak BERLİN: İnsana her şeyden evvel terbiye lâzım kitab şeklinde neşredilmektedir. Kita18.35 cenubî Afrika edebiyatı . 19,05 grâi Dedim ya akıllı idi, gördüğünü çabucak bm ön sözünden öğrendiğimiz gibi Kimofon 20,05 konuşma 20,25 dans havatabcı Ahmed Hilminin Ahmed Rasime kapıyordu, leb demeden leblebiyi anlı ları . 20,50 günün akisleri, haberler 21,15 yordu. Artık geceleri sokağa çıkarken yaptırdığı bir tercümenin tab'ı yanda Breslavdan 23.0S haberler, hava raporu, havadis 23,35 gece yayını. öyle giyiniyor, süsleniyordu ki doğrusu kalmıştır. Yalnız, şimdi ismini tama mile hatırlıyamadığımız, bir mecmua BUDAPEŞTE: iflihar ediyordum. Sonra dükkânımı bıda bu eserin bazı kısunları tercüme e18,05 koro konseri, konferans 19,25 raktım bir hizmetçi idarehanesi açtım, dilmiştir. flüt konseri. konferans 20,25 Çingene muevimiz de idarehanenin üstündedir. Size sikisüe birlikte Macar şarkıları . 21,30 ha» Yabancı dil bilmiyenlerimiz, zanne verdiği adres ev adreei değil mektub ad derim, bu eseri hiç tanımazlar. Birçok berler, gramofon 23,05 konser 24,05 caz< band ve Şan . 24,55 fransızca haberler • residir. Hektorcuğum pohpohu sever. lisanlara tercüme edilmiş, yüz binlerce 1,05 son haberler. Eh, ne yapsın, haksız değil. Malum ya, nüsha tabedilmiş olan bu eser hakkınBÜKREŞ: sosyete hayatında poh poh lâzım. Ismını da umumî bir fikir edinmek, mevzmı18,05 konser, havadis 19,20 konserin dede sonradan aldı. Asıl ismi dö burlin de nu öğrenmek istiyeceklere faydası olaBir sübay mania atlıyor vanu, konferans 20,25 gramofon, konfeğildir. Bunlar neyse amma, bazan işi azı bilecek birkaç söz ilâve edelim: rans 21,25 oda musıkisi, kitablara dair Dün Sipahi Ocağının yaz atlı mâni sustu. Mâni adedi 14, azamî yükseklik 22,10 Şan konseri, haberler, spor 22,50 Kitaba ismini veren «Kröyçer So tıyor, sizin gibi kibar madamlarla evlenyarışlarının ikincisi yapılmıştır. Havanın 1,40, azamî genişlik 4,5 metro idi. gece konseri . 23.50 fransızca ve almanca meğe kadar vardınyor. Benim, yakasını natı» musikişinas Beethovenin pek haberler 23,55 haberler, konser. meşhur bir bestesidir ve kitabda bu devamlı surette yağmurlu ve sahanın çok bırakmıyacağımı da bilir. Kaç defa, bu Sadeddin Erokay, Akınla ve 1,37 saLONDRA: • beste, mevzuu teşkil edercesine, bütün çamur olmasına rağmen müsabaka bü işi yapmağa kalktı, her seferinde araya niyede hatasız bitirerek birinciliği, Saim 18,20 çocukların zamanı 19,05 havadis, vak'alarla münasebettardır. yük bir intizam içinde cereyan etmiş ve girdim, bozdum. Geçenlerde, Sampson Kitabın kahramanı eserde başmdan biniciler bu kayıcı sahada hiçbir kazaya Polatkan hatasız olarak 1,38 saniye ile National istasyonu 21,05 karışık konser • 21,50 koro konseri. konuşma 22,35 orkes. mu, Simpson mu böyle tuhaf isimli bir geçen hâdiseleri ve bunun kendisinde meydan vermeden atlannı sevk ve idare ikinciliği, Saim Polatkan Yalçmla hata tra konseri, spor, havadis 23,35 dans muecnebi kadınını almağa kalktı. Gittim, tevlid ettiği fikrî ve ahlâkî değişiklik etmişler, o sıra sıra manileri büyük bir sız 1,40 saniyede üçüncülüğü, Eyüb Ön sikisi, havadis, gramofon, Tam bu esnada oda kapısı vuruldu. kadını gördüm, tıpkı size anlattığım gibi Ieri anlatmakta. bütün hissiyatını in meharetle atlamışlardır. PARİS [P. T. T.]: cü hatasız 1,41 saniyede dördüncülüğü 17.35 gramofon 18.05 orkestra koneerl • Hektor birdenbire geri çekildi. Gelen o ona da anlattım. Kadıncağız fedakârlı celiyerek hayatını bütün fecaatile önüHavanın fenalığma ve yağmura r a | ğıma hayran oldu... Ne yapayım ma müze sermektedir. Eser adeta bir ru 18,35 konuşma . 19,05 orkestra konseri kazanmışlardır. da hizmetçisi kadındı. Jilbert hizmetçiye tnen Sipahi Ocağı sahasında büyük bir 19,35 havadis 19,45 orkestra konseri, ededamcığım, Hektorcuğumu çok severim, hiyat kitabı, bir içtimaî tahlildir. çıkıştı: Dördüncü müsabaka: Zingai biyat, harici siyaset 21,25 şarküar . 21,35 Fakat öyle bir ruhiyat kitabı ki in seyirci kalabalığı göze çarpıyordu. Halöl dese ölürüm. komedi 23,35 havadis. Kimse gelmesin diye tenbih etraişmükâfatt san onu okumıya başladığı zaman elin kımızın bu asii spora verdiği bu ehemROMA: tim değil mi? Bir dediğini iki etmiyorum. Bu paha den bırakamaz. Öyle bir içtimaî tahlil miyeti görüp te memnun olmamak kabil Zatî atlara mahsustu. Bu müsabaka18,05 havadis, dans musikisi . 19 inşad Evet amma madam, terziniz bir lıhkta kat kat esvablar yaptırıyorum. Sa ki teselsül eden hâdiselerin en gizli değil dir. ya beş at girmiş, birinciliği Orhan Azizin lar, yabancı dillerde konuşma, gramofon, haber göndermiş, onun için... bahları sütünü yatağma getiririm; en na köşelerini bile aydmlatır, müphem bir Müsabakalar sıra ile şunlardır: seyahat haberleri 20,25 eğlenceli musi H a ! O başka. Peki geliyorum. dide yemekleri pişirir, yediririm, gene de nokta bırakmaz. bindiği teğmen Saim Polatkana 1932 ki, fransızca haberler, Yunanistan İçin yaBirinci müsabaka: Marmara «Kröyçer Sonatı» nın mevzuunu üç Müsaade eder misiniz Mösyö dö Burlin. bana böyle yapar. Benden ayrılamaz; Nis yarışlarındaki muvaffakiyetine mü yın 21,10 havadis 21,45 piyano konseri, mükâfatt seyahat haberleri, karışık yaym 23,35 kelime ile anlatmak istersek bir erke tki dakikaya kadar gelirim. ayrılamaz amma işte arasıra böyle mükâfaten Atatürk tarafından hediye edil dans musikisi, lstirahat esnasında haber. ğin kıskanclığı, evli bir kadının baştan 1 mayıs 936 tarihine kadar hiç müsaHektor nezaketle eğildi. Hizmetçi ka nasebetsizlikleri oluyor. miş olan «Çankaya» ismindeki at kazan ler. çıkarılması velhasıl mes'ud bir yuva bakaya girmemiş sivillere mahsustu. dmm bu münasebetsiz zamandaki müdaOnu o kadar iyi anlamışımdır ki, dü nın perişan olmasıdır diyebiliriz. Beş at iştirak etmiş, birinciliği Efe kızı mıştır. Bu hayvan fevkalâde atlayışlarile halesı fena halde canını sıkmıştı; fakat şünceli. kederli göründüğü zaman mut Hıkâyenin kahramanı uzun seneler ile Danyal, ikinciliği Neriman ile Cavid, herkesin nazan dikkat ve takdirini cel kalbi ümid ve neş'e doluydu. Etrafında laka işin içinde bir kadın parmağı oldu sefahet âlemlerinde dolaştıktan sonra üçüncülüğü Kısmet ileAlbert kazanmış betmiş, binicisi de çok muvaffak olarak ki lükse ve ihtişama muzafferane bir göz ğunu anlayıverirım, hemen peşine adam saf bir aşkla sevmek, sevilmek, temiz Bu gece nöbetçi olan eczaneler şunlardır: gezdirdi. Bütün bunlar, yakın bir zaman takanm. Mahalledeki manavın bir oğlu bir aile yuvası kurmak emeline düş ardır. alkıslanmıştır. İstanbul cihetindekiler: tkinci müsabaka: Düşür da kendi mah olacaktı. vardır. On beş yaşında, şeytan gibi bir müştür. Bir genc kız bulur. Tanışırlar, İkinciiiği gene Orhan Azizin bindiği i Aksarayda (Etem Pertev), Alemdarda Jilbert odadan çıkınca doğru, ziyaret çocuktur. Hektorun devam ettiği evlerin sevişirler, evlenirler. Lâkin izdivacdan çık müsabakası (Eşref Tevfik Alinin Olgası, üçüncülüğü gene yazıdda Nes'et). Bakırköyde (Merkezt, Be. (Belkis), Eminönünde (A. Minas çınin kendisini beklediği salona koştu. I hizmetçilerile konuşup ağızlarından lâf sonra geçimsizlikler başlar. Nefsile ve Her nevi ata binmiş bütün binicilere yan>, Fenerde CEmilyadi), Karagümrük karısile mücadeleye girişmemeğe mecTevfik Alinin Mellisi kazanmışlardır. çeri girer girmez: almakta bir tanedir. Bu sefer de öyle ol bur olan. buhranlar geçiren koca bü mahsustu. Azamî yükseklik 1,25 idi. te (Suad), Küçukpazarda (Hasan Hulu Dün bu müsabakalarla beraber yapı si). Samatya, Kocamustafapasada (Rıd Siyah kadife robum vaktinde ye du. Buraya gelip gittiğini, sizi baştan çı tün bu hissiyatını tahlil eder, bize an 24 mani atlanacaktı. Manii düşüren mütişmiyecek değıl mi? Onu haber verme kardığını haber aldım, geldim. Hektor latır. Vak'alar ise gittikçe şiddetlen sabaka harici olacaktı. Teğmen Saim Po lan at terbiyesi müsabakasında Süvari Bi van), Şehremininde (Nâzım), Şehzadeba şmda (Asaf). ğe mi geldiniz? Ben zaten böyle olaca cuğumun nasıl bir adam olduğunu bilin mektedir. Önüne geçilemiyeceği hisso latkan Kısmetle parkuru hatasız olarak nicilik mektebinden teğmen Eyüb Öncü, Beyoğlu cihetindekiler: ğmı tahmin ediyordum. Son provadaki de ona göre hareket edin; benden günah lunan ölüm yavaş yavaş gelir ve kitab ve 2 dakika 34 saniyede bitirerek birin Serkeş ismindeki atile yedi puvanla bi Galatada (Merkez), Hasköyde (Yenl Turbu suretle neticelenir. l kusurlardan belliydi. Şimdi ne olacak? gitti. kiye), Kasımpasada (Turan), Sarıyerde ciliği, Cevad Gürkan, Ceylân ile gene rinci, teğmen Saim Polatkan Gelin ile (Osman>, Şişlide (Merkez), Taksimde «Kröyçer Sonatı» ilk defa olarak hatasız bir surette 2 dakika 37,5 saniyede Misafir kadın, salonun ortasında a Kadın sustu. Bir hamlede, bütün söyve dokuz puvanla ikinci, teğmen Eyüb (Matkoviç), (Kemal Rebül). yakta duruyor, Jilbertin yiizüne yiyecek liyeceklerini söylemiş, derdini dökmüş, 1890 da neşrolunmuştu. Aradan yarım kinciliği, asteğmen Faik, Arkadaş ile Üsküdar, Kadıköy ve Adalardakiler: Öncü Ok ile ve onbir puvanla üçüncü asra pek karib bir zaman geçtiği halde gibi bakıyordu. Karakuru, ufaktefek, orBüyükadada ıŞinasi), Heybelide (Ta t dördüncülüğü, teğmen Saim Polatkan ferahlamıştı. Jilbert, önce lâkaydî ve bugün bile cazibdir. Bugün bile zevkle nas), Kadıköy, Pazaryolunda fRifaf», Moolmuşlardır. ta yaşlı bir kadındı. Başında eskı bir şapelin ile beşinciliği Teğmen Sadeddın şüphe ile dinlemiş, sonra şaşalamıştı. Ka ve ıbretle okunur. Okursanız bunu bidada fSıhhat), Usküdar, İskeleba^ında ka, sırtında, vücudüne bol gelen bir manBu suretle dünkü müsabakalarm en (Merkez). dın, lâkırdısını bitirdiği zaman, o da ken zim gibi siz de derhal teslim edersiniz. Arukay Akın ile altıncılığı ve teğmen Eto vardı. İki elile tuttuğu bir şemsiyeyi yüb Öncü Ok ile yedinciliği kazanmış kıymetli hediyesi olan İsmet İnönü kupadini toparlamış, kararını vermiş bulunu sıkı sıkı bağnna bastırıyordu. ardır. yordu. Bu münasebetsiz kadının rakibi sını teğmen Eyüb Öncü kazanmıştır. Anamurda bir cinayet Inşallah yetişir, madam, dedi. Favaziyetine inmek, haysiyetine büyük bir Güzide binicilerimizi, dünkü çamurlu üçüncü müsabaka: Ankara Anamur (Hususî) Buraya tâbi KaYücel kat doğrusunu isterseniz benim bundan darbe idi. rakiliseli köyü muhtarı geçen gece yamükâfatı sahada ve yağmur altında kazandıkları Bu aylık kültur mecmuasmın temmuz haberim bile yok. Ben terzinizden gelmitağında uyurken ayni köyden Mustafa Lutfen beni takib ediniz. sayısı birçok kıymetli yazılarla çıktı. İçinyorum. Sizi görmek istiyordum, belki kaHertürlü atlara binmiş subaylara mah muvaffakiyetlerden dolayı tebrik ederiz. de bilhassa (Ünıversitenin ilk harmanı, oğlu Eyüb tarafından av tüfeğile öldüDedi ve kadını, dö Burlinin bulundubul etmezsiniz diye bu yalanı uydurdum. Uygur Türklerinde matbaacılık, san'atkâr rülmüştür. ve san'at, eski Istanbuldan parçalar, İngiMalum ya kadınlar için en mühim şey ğu salona doğru götürdü. Jilbert içeri giKatil vak'ayı müteakıb evine kaçmışliz şiir antolojisi, suçluları nasıl meydana rince, dö Burlin oturduğu koltuktan, gü sa da biraz sonra Müddeiumumiliğe giterzidir. çıkanyorlar, v.s. den başka Oscar Wileden, lümsiyerek ayağa kalktı, fakat arkadan dip teslim olmuştur. Tagordan parçalar, ona yakın şiir ve leySerbest konuşuyor, cırlak sesini hafifgelen kadını görür görmez sapsarı ke lâklar uyanmca, Anahtar isimli Amerikada letmeğe, nazikleştirmeğe gayret ediyor birinciliği kazanan hikâye, Cemal Nadirin sildi. Jilbert, onun halinden, kadmm söz sebetsizliklerden ne bekliyorsun bilmem du. Jilbert, kadının garib tavırlanndan karikatürleri, v.s. vardır. Bu dolgun mec. lerinin doğru olduğunu anlamıştı. Gayet ki! Senin yakanı bırakmıyacağımı pekâlâ ürkmüş, onu deli zannetmişti. Kapıya muayı bütün okuyucuiarımıza tavsiye edesakin bir tavırla: riz. bilirsin! Kendini böyle gülünc etmesen doğru geriledi. Kadm: Bu madam sizi alıp götürmek üze olmaz mı? Hayır, hayır, dedi. Gitmeyin. AnIatacağım şey benim kadar sizi de alâ re gelmiş, dedi. Kendisine şunu da söy Jilbert omuzlannı silkti. Pencereye kadar eder. Mösyö Burlinden bahsede lemek mecburiyetini hissediyorum ki, si doğru ilerledi. Hektorla kadın evden çıkH A L K HALK OPERETi ceğim. Meseleyi haber aldım. Evlenmek zinle evlenmek bir saniye bile aklımdan mışlar, gidiyorlardı. Erkek, öfkeli adımOPERETİ niyetinde imişsiniz. Geçen gün buraday geçmemiştir. arla önden yürüyor, kadın onun peşisıra Bu akçam Dö Burlin birşy söylemek istedi, bece seğirtiyordu. Nihayet ona yetişti, zorla mış. Belki bugün de gelir. Halbuki ev 21.45 te lenmenize imkân yoktur. Ben size bunu remedi; kendinde ancak eğilip selâm ve kuluna girdi. Elile sert hareketler yapaH Â L İ M E . söylemeğe geldim. Telâş etmeyin, mü recek kadar kuvvet bulabildi. Kadın ön rak birşeyler söylüvordu, erkek başını saade edin de anlatayım. de, o arkada çıktılar. Merdivenden iner eğmiş, onu dinliyordu. Köşeyi dönüp gözPek yakında Hektorun bir tek karısı vardır, o da erken, kadının, erkeği azarladığı işitili den kayboldular. RAHMET benim. Vakıâ nikâhh değiliz ama, ni yordu: Çeviren: E F E N D1 Dün yapılan atlı müsabakalardan bir intıba HAMDİ VAROĞLU kâhhdan farkımız yok. Tam on dokuz se Ne tuhafsın Hektor. Böyle müna Masalarınızı ayırınız Tel. 43703 Jilbert Vasanj, şöminenin yanında, kırmızı satenden bir koltuğa oturmuş, kendisine aşktan bahseden Hektor dö Burlini dinliyordu. Hektor, şiir ve füsun dolu cümlelerle ateşin bir belâgatle anlatıyor; henüz açık açtk ileri sürmeğe cesaret edemediği iz divac talebini o gün mevzuu bahsetme ğe karar verdiği için, Jilbertin ağzından çikacak muvafakat cevabmın zevkile şimdiden mest, mütemadiyen söylüyor söylüyordu. Jilbert, gözleri yan kapalı, yüzü, gitgide artan heyecamndan ve şöminede yanan ateşin hararetinden pembeleşmiş, onun, ahenktar bir sesle anlattığı şeyleri dinliyor, bu mağrur erkeği mağlub etmiş olmaktan iftihar duyuyordu. Altı ay evvel tanışmışlardı. Jilbert, o tarihten sonra, onu her göriişte biraz daha sev miş. onunla alâkadar olmuştu. Fakat tereddüd ediyordu. Çok yaşlı kocasından dul kaldıktan sonra serbestliğin zevkini tatmış olduğu için, herhangi bir erkeğe yeniden bağlanmak ona biraz güç geliyordu. Fakat, dul yaşamak hususunda verdiği karann yavaş yavaş gevşediğini hissediyor ve şimdi, Hektorun yiizüne bakmağa cesaret edemiyordu. Zâfının, gözlerinden belli olmasmdan korkuyordu. Hektor dö Burlin, onun iradesini gevşetmeğe muvaffak olduğunu, beklediği cevabı almakta gecikmiyeceğini hissetmiş, bu güzel kadınla evlendikten sonra konacağı muazzam servetin hayalini gözönüne getirerek coştukça coşmuştu. Sipahi Ocağındaki atlı RADYO akşamki program j mâni müsabakaları Dün, yağmura rağmen büyük bir kalabalık önünde, muvaffakiyetle yapıldı. İsmet İnönü kupasmı teğmen Eyüb Oncü kazandı Nöbetçi Eczaneler YENİ ESERLEB RAHÇESİNDE Beşi kırk iki geçe «Camhuriyet* in zabıta romanı :99 Yazan: Charies de Richter Evet. Bu adamın illeti de bu. Telefonla şefini haberdar etmiş, beş dakika sonra bu şef çıkageldi. Sokakta gözcülük edenle anlaşıp köpeği serbest bıraktırdun ve iskeleye gittim. Ve orada iş tamam oldu değil mi? Evet! Fakat, son gelen şef, gemide evvelâ küçük bir teftiş yaptı, hoş, bir netice çıkmadı ya! Biraz sonra baktım, nhhmın kenarında durmuş, geminin uzaklaşmasını mahzun mahzun seyrediyordu. Bir zabitti değil mi? Evet. Demek oluyor ki Londraya döner dönmez Scotland Yarddan istifa edişi vazifesini hakkile ifa edememekten mütevellid. Yazık, işinin ehliydi. Adam sen de. Nasıl olsa onu ba|ka bir işte kullanırlar. Müstemlekelerde yahud hariciyede bir vazifeye elbet tayin edilir. Azizim Alber, İmparatorluğun Azizim kuvveti sayesinde, hiçbir enerji, ^^ sayesihu^, . U w.ı v...^.j., beyhu deye sarfedilmez. Kendi enerjiniz mısaldır. Genc adam kadehini kaldırdı, ışığa doğru tuttu, sonra, içindeki Bordo şarabını bir hamlede içip kadehi bırakarak: Evet! dedi, hiçbir enerji ziyan e dilmiyor. Fakat ne pahasına! Sonra, garsonun getirdiğı sigar kutu sunu geri çevirerek kendi tabakasından bir sigara çıkardı, yaktı. Beyaz saçlı zat, onun son söylediği cümleyi herhalde işitmemişti. Cevab vermedi, kahvesini yudum yudum içmeğe devam etti. Şımdi lokanta temamile dolmuş ve Çigan orkestrası çalmağa başlamıştı. Çiftler dansediyor, salona, hislere hitab eden ve insanı hulyaya sürükliyen güzel kokular yayıhvordu. Beyaz saçlı zat şampanya kadehini avuçlan içine almış, bütün bu hareketleri rlaıta f>nrrArlılmai \C a n r\% an«riini7 r) 11II3 dalgın bir gözle takib ediyordu. Genc arkadaşı da onun kadar dalgındı. Herhangi bir hâdise, aralanna bir gölge sokmuş gibiydi. Nihayet, yaşlı zat kadehindeki cür'ayı da içti ve bir müddet gözlerini yum duktan sonra elini, arkadaşmin koluna dokundurdu: Herşeyin kendine göre bir lüzumu, bir faydası vardır Alber, dedi. Hiçbir zaman, «ne pahasına» diye şikâyet et memeli. Vatanları için, gizli dahi olsa, çalışarak, ömürlerini faydalı bir işe sarfedenler bahtiyardır. Sonra garsona işaret etti ve ayağa kalktı. Garson, pardösüleri koşturdu ve çıktılar. Şimdi, sokakların en kalabalık saati olduğu için cadde otomobillerle dolu idi. çene haber veriyordu: Beşi kırk iki geçe cinayetinin son safhası Mis Thaisa Straffordun cesedinde yapılan otopsi Cinayet mahkemesinin karan Esrarın sonu Beyaz saçlı adam çocuğa bir peni verdi ve bir gazete aldı. Bir fenerin ışığı altında okumağa başladı. Satırların bazısı iri harflerle yazılmış, bazısı da göze çarpsm diye altlan çizilmişti. Bu satırlarda, haftalarca müddet Londrayı ve İngiltereyi heyecana düşüren facianın safahatı hulâsa ediliyordu. Metjndeki serlevhalardan biri beyaz saçlı zatı gülümsetti. O serlevha şöyle idi: On yaşlannda kadar, kızıl saçlı, yüzü Mis Thaisa cellâdı aldatmağa kalktı. çi.iı bir gazete müvezziinin bağırması naFakat ınlikam ilâhesi uyumuyordu. zar» dikkatlerini celbetti. Bir duvara daBu cümleyi arkadaşma gösterdi. Biryanmış, gazete yığınını yanına koymuş, duvara yapıştırdığı bir ilânda yazılı şu likte güldüler. Beyaz saçlı zat okuma meraklı havadisi bağıra bağıra gelene ge sına devam etti. Makalenin sonunda Scotland Yardın gösterdiği faaliyetten Sahi öyle. Hem de epey neş'eli gödolayı tebrik ve teşekkürü havi bir cüm rünüyor. le vardı. Ishk çalıyor. Gazeteler nişanlısıBeyaz saçlı zat gazetenin son sahifesi nin ölümünden, otopsi yapılacağından ni çevirdi; son dakikada yeni bir haber bahsederken o bu kadar neş'eli olsun! olup olmadığına baktı; olmadığmı görün Hayret! Yoksa, bana söz vermiş olmasıce gazeteyi arkadaşma uzatarak: na rağmen.... Evde okursunuz, dedi, çok me Beyaz saçlı adam başladığı cümleyî raklı ve heyecanlı. Tarihin nasıl yazıl bitirmedi. Arkasma döndü; Cedric dığı hakkmda iyi bir fikir edinirsiniz. Be Lacyyi gözlerile takib etti. Onun hızlı nimle beraber kulübe gelir misiniz? hızlı yürüdüğünü, sonra durduğunu görGenc adam bu teklifi kabul etti, bir dü. Birkaç dakika evvel beyaz saçlı alikte yürüdüler. Bol bir ısık a l ^ d a pırıl damla arkadaşının nazarı dikkatini cel pırıl yanan caddelere hafif bir sis çökü beden ilânın önünde duruyordu. Bir gayor, herşeyi bulanıklaştırıyordu. zete aldı, göz gezdirdi, sonra gazeteyi Birkaç dakikadanberi yürüyorlardı. cebine koyarak yoluna devam etti. Bir aralık beyaz saçlı zat olduğu yerde Beyaz saçlı zat: durdu. Karşı kaldırımda kendilerine doğ Çok garib şey! diye mırıldandı. ru gelen bir adam vardı. Fakat bu adam Bir müddet daha uzaklaşan adamın etrafındaki insanlara hiç dikkat etmiyor arkasından, alnını kırıştırarak baktı. Fagibi görünüyordu. Yanlanndan geçti, kat, alnındaki kırışık nihayet düzeldi; bagitti. şını, kendisini tanıyanların manasını an Beyaz saçlı adam, alçak sesle: hyacaklan şekilde salladı, arkadaşınm Cedric Lacy! dedi. Fakat ıshk ça koluna girerek yoluna devam etti. lıyordu. lArkast varj IU