CUMHURİYET 2 Mavıs 1936 YI.YANA D.ONUŞU Tarihî tefrika: 20 İt\ ( Şehir ve Memleket HaberJerJ ) Siyasî icmal Gümrüklerde yeni ıslahat yapıhyor Soruyoruz Motörü sandala feda etmekteki sebeb ? Tophanedeki yolcu salonundan açıkta demirli bir vapura müşteri götürmek istiyen bir motörcünün polis tarafından menolunduğuna şahid olduk. İşlerin hayli kesad olduğu bir sırada eline geçmiş gibi görünen üç beş kuruşun umulmaz bir müdahale ile suya düştüğünü gören motörcü nün acıklı şaşkınlığını da acıya acıya seyrettik. Fakat bu muamelenin sebebini, hikmetini, hangi bir niza ma müstenid olduğunu anlıyamadık. Gerçi motörcüyü müşteri almak tan meneden memurlar, salondan vapurlara ancak sandallann yolcu taşıyabileceklerini sert bir lisanla haykırıyorlardı. Lâkin bu tefhim bize kanunî bir hakikat ifham edemedi. Çünkü gedikler çoktan lâğvolunmuştur ve bugün îstanbulda sandalcı gediği yoktur. Bir sandalcı ile bir motörcünün kanunî vaziyetlerinde ise aynlık gaynlık tasavvur oluna maz. Motörün koldan üstünlüğü dolayısile sandalcılan ezici bir re kabete karşı korumak gibi insanî bir düşünciye de şu muamelede yer veremeyiz. Nasıl verebiliriz ki böyle bir düşünce makineyi atıp el tezgâhını kurmak ve otomobili bırakıp kağnıyı yaşatmak neticesine vanr. Bu sebeble anlamak istiyoruz ve soruyoruz: Motörü sandala feda etmekteki sebeb nedir? M. TURHAN TAN İnhisardan açığa çıkarılanlar Para alamadıklarından müşkül vaziyete girdiler Yaşlan dolayısile tasfiyeye tâbi tutularak kadro harici bırakılan înhisar memurları maaşların peşin alınması dola yısile açığa çıkarıldıklan 1 nisanda maaş alamamışlardır. Bu memurlara Tekaüd Sandığının 18 inci maddesinde tasrih edilen tazminat ta henüz verilmemiş olduğundan ekserisi çok sıkıntıh vaziyette bulunmaktadırlar. Umum müdürlük bu vaziyeti nazan itibara alarak bu gibi memurlara kefalet göstermek suretile yarım maaş nisbetin de avans verdirmişse de bu da devamlı ihtiyaclannı tatmine kifayet etmemiştir. Kadro harici olan bu memurlar kendilerine kanunen verilecek tazminatın bir an evvel verilmesini istemektedirler. Inhisar idaresi Koruma Sandığı bu memurlann hesablarını hazırlamaktadır. Macaristan ve devletler vrupa politikasmda Macarista « nm ehemmiyeti son zamanlarda çok arttı. Lehistan Başvekili M. Kosiyalkoviskinin Peşteyi ziyareti Ingilterenin dış politikası üzerinde büyük nüfuz ve tesiri bulunan Sir Austen Çem berlaynın ziyareti takib etti. Mumaileyhin Londraya avdetini mü teakıb gerek Avusturya gerek Macaris « tan ziyaretleri hakkında İngiltere Hari ciye Nezaretine mufassal rapor verece ğini bildiren telgraflar dahi bu ziyaretin kuru bir tenezzühten ibaret olmadığını isbat ediyor. Son zamanlarda İngiltere hükumeti ve efkân umumiyesi orta Avrupa işlerile yakından alâkadar olmağa baş lamıştır. Çünkü Avrupada sulhun muhafazasında ve yeni sulh binasının kurul masında orta Avrupa işlerinin iyice he • saba katılması icab eylediğine, İngiltere dahi kanaat hâsıl etmiştir. Lokarnocu devletler namına İngilterenin Almanyadan soracağı suallerin en mühimmi ve en müşkülü, Avrupanın garbinden ziyade ortasına taalluk edecek tir. Bu işlerin ne halde olduğunu ve Avusturya ve Macar devlet adamlarının hakikî fikirlerinin mahiyetini öğrenmek için eski Dış Bakanın buralara gönde rildiği aşikârdır. Almanya, silâhsız ve Italya, faşizmi dahilde kuvvetlendirmekle meşgul bu lunduğu zamanlarda orta Avrupada yalnız Fransanın politikası ve nüfuzu hâkim idi. Fakat bugün Almanya orta Avrupada siyasî, iktısadî ve askerî nüfuzunun iyicc hissettirmektedir. İtalya, yalnız orta Avrupada ve Balkanlarda istinadgâh buIebileceğine kanaat hâsıl etmiştir. Lehistan dahi orta Avrupada nüfuz tesis et • " mek istiyor. Çünkü orta Avrupanm mühim ve kuvvetli bir devleti olan Çekos lovakyanın Sovyetlerle ittifak etmesi neticesi olarak bu sahada Sovyet politikası dahi bir âmil olmuştur. Lehistanın şark hududlan baştan başa Sovyet arazisi ile 6arılmış olduğu gibi, bir de cenub hududlarındaki komşusu da Sovyetlerle ittifak etmiş bulunuyor. îtalya orta Avrupada bugünkü mev • « kiini Macaristanın dostluğuna medyun olduğu gibi Lehistan ve Almanya dahi Macaristanın dostluğunu ve ihtimal itti fakını temin ederek hem Çekoslovakyayı tecrid etmek, hem de kendilerine orta Avrupanm merkezinde sağlam birer is • tinadgâh temin etmek istiyorlar. Bunun yeni bir delili Prusya Başvekili ve Al * manya Hava Nazın olan General Gö * ringin Peşteyi ziyarete karar vermesidir. Lehistanla Almanya arasındaki ya • kınlaşmayı vücude getirmekte ye arada» ki sıkı dostluğu tesis etmekte General Göring en mühim rolü oynamıştı. tfu • goslavya ile Almanya arasında siyasî ve iktısadî yakınlık dahi onun eseridir. General Göring, şimdi Leh Başvekilinin hemen arkasmdan Peşteyi ziyaret ede « rek Macaristanın Almanya ile mevcud srkı dostluğunu bir kat daha artırmak istiyor. Gerek Lehistanın, gerek Alman • yanın Macaristanla münasebetlerirri kuy» vetlendirmelerine karşı Italya kuşkulanmamakta ve bu faaliyetleri kendisinin orta Avrupa politikasına rekabet say • mamaktadır. Italya, bilâkis Macaristani kendi Başma müdafaa edemiyeceğini bildiğinden onun şimaldeki büyük devletlerden hi • maye ve sahabet görmesinden memnu • niyet duymaktadır. Hatta îtalya, Avusturyanın Almanya ile birleşmesi ihtimaline karşı da o kadar fazla hassasiyet göstermemektedir. Son günlerde Avusturya Başvekili M. Şuşnig ile muavini ve müsellâh Heim • vvebr milis teşkilâtınm kumandanı Prens Starhembergin arası açılıp birbirlerine karşı meydan okurcasına nutuklar söylediler. Avusturyanm bu dahilî tefrikasmdan nazilerin istifade edeceği ve bir darbei hükumet hazırladıklan şayi olduğu za * man bütün Avrupa ve bilhassa Fransa ve müttefikleri heyecana geldikleri halde, îtalyan mehafili hiçbir endişe gös • termedi. İtalyanm bu soğukkanlıhğı Macaristanda Lehistanla Almanyanın gös^ terdikleri siyasî faaliyetlere îtalyanın yabancı kalmadığına ve işten haberdar «dildiğine delâlet ediyor. Hulâsa orta Avrupada, bütün Âv • rupanın mukadderatı üzerinde tesir ya • pacak yeni bir kombinezon hazırlığı var* dır. Bu faaliyet şimdilik en ziyade Macaristanın etrafında dönüyor. Kara Mehmed Sipahilere şunları söyledi: Varsın Manifesto memurlarının Hünkâr Deli Muradın kanile sakalına kına halkla teması kesildi yaksın elbet o kına da yıkanır Kara Mehmed, faciayı Sipahiler hanmda kahve içip çubuk tüttüriirken haber aldı, o, delidolu arkadaşımn şen bir yüzle gelip kendini bulacağını umuyordu ve gerdek gecesinin hikâyesini dinlemeğe hazırlanıyordu. Gerdeğin mezara çevrildiğini, Deli Muradın öldürüldüğünü işitince elemli bir hayrete kapıldı, ilkin: «Yaian!..» diye haykırdı, sonra mendilini yüzüne kapayıp uzun uzun ağladı. Ünlü bir Sipahi gözünden dökülen yaş, barut fıçısına akıtılan alev gibidir, mutlaka infilâk yapar. Kara Mehmedin ağladığmı gören Sipahiler de kıvılcım yağmurile karşılaşmış küme küme barut gibi korkunç bir durum almışlardı, homurdanıyorlardı. Fakat Mehmed, ateşlediği fıçıyı bir zelzele yapmadan sönidürmeği de becerdi, mendilini kuşağma sokup ayağa kalktı, kendini çerçeveliyen yoldaşlara yalvardı. Saraya karşı zinhar dil uzatmayın. Yedi düvel pusuda. Biz burada fitne çılcanrsak onlar fırsat bulup sınırlan aşarlar. lyisî şu yapılan kepazeliği de duymamazlığa gelmektir. Varsm Hünkâr, Deli Muradın kanile sakalına kına koysun, elbet sırası gelir, o kına yıkanır! Ve münakaşaya yer bırakmamak için iki genc Sipahiye elile işaret etti: Doğan, sen; Gökdemir, sen, benimle bile gelin. Saraya gidelim, Deli Muradın kellesile bedenini alalım, namazını kıldınp gömdürelim. Geç kalırsak zavalhyı balıklara yem yaparlar. Saray, bir hak ister gibi davranan bu üç Sipahi önünde müraî bir yüz takmdı, yerde sürünmemesi için cesedin denize atıldığını söyledi ve yalnız, Ibrettaşı üstüne konulmuş olan kelleyi verdi. Artık ağlamıyan Kara Mehmed de, aziz dostunun hâlâ mütehayyir bir bakış taşıyan başını öpüp koçtuktan sonra mendiline sardı, Sipahi hanına girdi ve muhteşem bir alay kurarak namazmı kıldırdı, bir mezarhğa kendi elile gömdü. şılaşb ve onun ağzını açmasma zaman vermeden felâketi haber verdi: Bacı, dedi, Deli Murad göçtü. Artık sen dulsun, ben öksüzüm. O senin kocandı, benim de kardeşim. Insanlar, kardeş öksüzü, kardeş yetimi de olurlarmış, bunu yeni öğrendim. Simdi karşıkarşıya geçip ağlamalıyız. Lâkin ne faydası var?.. Kesilen başlar, dökülen yaşlarla yerine gelmiyor, bir giden bir dahi geri dönmüyor. Onun için ağlamayı, sızlamayı bir yana koy da yarasını kendi timar eden yiğitler gibi davran: Nideceksin, tek başına ne yapacaksın? Sığınacak yerin, yiyecek ekmeğin var mı?.. Bülbül Hatun, kara ve kapkara bir düş görüyor gibiydi, kocasının göçtüğünü; kendisinin dul kaldığını söylüyen, fakat bu facia karşısında ağlamamayı tavsiye eden Kara Mehmedin deli mi, divane mi olduğunu kestiremiyor ve bu söylenen sözlere mukabil ne yapacağmı da tayin edemiyordu. Ruhu bir karanlık ve kargaşalık içinde hafakanlar geçiriyordu. Ancak Kara Mehmedin susması üzerine dağınık aklına biraz düzen verebildi, kekeliye kekeliye sordu: Erim nerede kaldı Ağa, ben onu bekliyorum. Kara Mehmed, gamlı gamlı başıni salladı: Erin göçtü kızım, goçtü. Nereye göçtü? Yerin altına, denizSn dibine! Anlamadım Ağa. Ne diyorsun? Eşimin yerin altında, denizin dibinde işi ne? Kader yavrum, kader. Rahmetli Murad, seni satın almakla Padişahı kızdırdı, senin uğruna can verip gitti. Şimdi başı toprakta, bedeni denizde yatıyorBülbül Hatun, faciayı yanmyamalak kavramıştı, feryadı koparmıştı. Kara Mehmed, uzun bir lâhza onun döğünüp ovunmasına müsaade ettikten sonra ellerini tuttu. Bunlar, dedi, boş şeyler. Demin de söyledim ya, ağlamaktan fayda çıkmaz. Bize düşen yannı düşünmektir. Ve kızcağıza vaziyeti açıkça anlattı, kendinin sefere aşmak mecbuVİyetinde bulunduğunu, o sebeble Deli Muraddan miras kalan vazifeleri yapmakta güçlük çekeceğini söyledi, sonunda şu mülâhazayı ileri sürdü. Avrupa gümrüklerinde tetkikatta buluflduktan sonra memleketimize avdet eden Gümrükler Tetkik şubesi müdürü Mustafa Nuriye İstanbul Gümrükleri müdür vekâleti vazifesi de verilmiş ve şehrimize gelerek işe başlamıştı. Mustafa Nuri gümrüklerde yapılmasına lüzum gördüğü yeni teşkilâta dünden itibaren başlamıştır. Hazırlanan talimatnameye göre bundan sonra gümrük manifesto memurları, mal sahibleri veya gemi süvarileri, kumusyoncularla temas edemi yeceklerdir. Alâkadarlar getirecekleri beyannameyi orada bulunan bir kutuya koyacaklardır. Bu kutu kaleme sevke dilerek orada manifesto şefi tarafından tetkik edîldikten sonra muamele seyri tabiisini takib edecek ve ikmalini müte akıb hemen sahiblerine verilecektir. Bu kısımdaki teşkilâttan maksad manifeeto memurlarile ashabı mesalih arasındaki irtibatı kesmektir. Yeni teşkilâtta İstanbul ve Beyoğlu manifesto memurluklan birleştirilmiştir. Beyoğlu manifesto başmemuru yeni teşkilâtta manifesto şef muavinliğine tayin edilmiştir. Bayram olmasına rağmen dün manifesto memurlan kendilerine vazifeleri tebliğ edilmek üzere idareye çağırılmıştır. Yeni teşkilâtm, asıl tatbikına bugünden itibaren başlanacaktır. Bunu, muayene memurları ve saire gibi kısımlarda yapılacak yenilikler takib edecektir. Aldığımız bir şikâyet mektubuna göre istanbul İnhisarlar Başmüdürlüğün den açığa çıkarılanlardan mütekaid Re şid ve Refet imzalarile aldığımız mek tubda deniliyor ki: «înhisarlar tekaüd kanununun tatbrk edilmesile 31 martta işimizden çıkanl dığımız halde kanunun vadettiği tazmi natı henüz alamadık. KÜLTÜR tŞLERÎ Fen kısmı programında yapılacak tadilât Maarif Vekâleti Talim ve Terbiye heyetinden Halil Fikret ile fizik profe sörlerinden Avni ve Vekâlet şube mü dürlerinden diğer bir zat şehrimize gel mişlerdir. Heyet, bu sene liselerin fen kısmı programlannda yapılacak değişikikler hakkında tetkikatta bulunmakta dır. Heyet azası, Fen fakültesi profe sörlerile temas etmekte, liselerin fen kısımlannda yetişecek talebenm ne gibi malumatla mücehhez olması ve bunlann programlannda ne gibi tadilât yapılması lâzım geleceği hakkında mütalealannı almaktadır. Bu mekteblerden çıkacak talebe Üniversiteye girecekleri cihetle Vekâlet ev velemirde profesörlerin mütalealannı almağı faydah bulmuştur. Heyet alacağı cevab üzerine bir rapor hazırlıyarak Vekâlete verecek ve ona göre fen bilgile rine aid programlar tesbit edilecektir. Bugün Dağcıhk kulübünde bir toplantı var Şimdi ondan dul kalan güzel kızı düşünüyordu. Arkadaşımn Bülbül Hatun dediği bu genc mahluk ne olacaktı? Daha yirmi dört saat önce esirlikten kurtulan Bülbül, hürriyet zevkini kana kana tatmadan, hatta o zevkin var olduğunu anlamadan gene kediler, köpekler, kurdlar eline mi düşecekti?.. Kara Mehmed, kardeşten üstün tuttuğu Deli Muradın dul karısına böyle bir akıbeti lâyık göre Sana yardım etmek kolay, üç beş miyordu, olanca kuvvetile onu korumak kuruş param var, veririm, geçimini gözeistiyordu, fakat nasıl?.. tirim. Lâkin seferde başıma bir iş gelirse Merd Sipahi bu düşüncenin ıstırabı î gene kimsesiz kalırsın, sıkılırsın. İyisi seçinde kıvranırken Zeyrekteki evin ihtiyar ni yanımdan ayırmamak, beraber götürbekçisi hana geldi, geceleyin evden alı mek. Bunun için de senin ata binmen, nıp götürülen Murad Ağanın hâlâ dön er kılığına girmen gerek. Bilmem ki domediğini, gelin hanımın tasalandığını ve ludizgin at koşturmak, dağlar, dereler kendisirri görmek istediğini söyledi. O aşmak elinden gelir mi?.. Hele savaşa lüm tehlikesi sezdiren herhangi bir davet atılmak hoşuna gider mi?.. Bu işleri göönünde küçük bir sendeleyiş duymıyan züne kestirirsen seni kendime veldeş gösKara Mehmed, Bülbül Hatunun yanma teririm, yanımda gezdiririm. Belki bahgitmekten enikonu korkuyordu. Matemli tın açık olur, iyi bir kısmet ele geçer. bir kadın, zulmün dul bıraktığı bir gelin O vakit ben, kimseye sezdirmeden seni ona, yaklaşılmaz bir felâket gibi ürkünç veniden everirim. Yok, böyle olmaz da geliyordu. Bununla beraber vicdanına ben kötü bir kurşuna, kör bir kılıca kurdüşen borcu hemen ödemek lâzım geldi ban gidersem timarım sana kalır, bizîm ğînî de takdir ediyordu. O sebeble içi ocak ta dişi bir Sipahi kazanır ( 1 ) . yana yana kalktı, ihtiyar kadının ardına [Arkast vari düştü, daha kurulurken çöküvermiş olan (1) Veldeş, Genc Osman hâdisesinden talihsiz yuvaya gitti, yüzünü gözünü ör sonra Sipahllerln dirlik tahsis ettirdikleri terek yanına çıkan sahibsiz Bülbülle kar oğullarına ve akrabalarma verilen addır. Ortamekteb muallim muavinliği imtihanı Adanada açılan nalband kursları Ortamekteb muallim muavinliği için bazirandan sonra bir imtihan yapılacaktır. Bu imtihan hakkındaki tamim Maarif müdürlüğüne tebliğ edilmiştir. TamiŞimdiye kadar alınan kararlara göre, Iâmbalar konulacağı gibi büyük caddeme göre bu seneki imtihana, lise mezunlarından başka ilkmekteblerde üç sene îstanbulda bir yahud bir buçuk ay sü lerdeki lâmbalar da kuvvetlendirilecek muallimlik etmiş Muallim mektebi me recek bir eğlence mevsimi hazırlanacak tir. VÎLÂYETTE zunlan da alınacaktır. tır. Bu müddet zarfında yapılacak eğ Zehirli gazler hakkında lenceler de bugünkü içtimada tesbit e Maaş bugün veriliyor konferans dilecektir. Memurlann mayıs aylıklarının tevziiVefa lisesi kimya muallimi Mazhar, ne bugün başlanacaktır. MÜTEFERRİK zehirli gazler hakkındaki ikinci konfe Yaz saati ransını da dün akşam vermiştir. Mazhar Yeni gelecek seyyahlar Resmî dairelerde yaz saatinin tatbikıbu konferansmda zehirli gazlerin püs na başlanmjitr. kürme, projektör, topçu mermilerile, tayGeneral Fon Şkobyan ve Milvaka Memurlar, bugün saat sekiz buçukta yare ve tayyare bombalarile nasıl atıl vapurlarile şehrimize gelen Alman seyvazifeye başlıyacaklar, akşam beş bu dığını anlatmış, zehirli gazlere rüzgârın, yahlan dün memleketlerine dönmüşler çukta paydos yapacaklardır. Eskiden yağmurun, sıcak ve soğuğun tesirlerin dir. olduğu orfbi saat 12 ile 13 arasında bir den bahsetmis ve tayyare muharebele Önümüzdeki sah günü de büyük bir saat yemek tatili konulmuştur. rinin bugünkü tekâmül seyrini izah ederek bu harb vasıtalarile düşman memle Alman transatlantiği şehrimize 400 AlYaz saatinin devamı eylule kadar deketlerinin gerilerine, askerî kıt'alar nak man seyyahı getirecektir. vam edecektir. ledilebileceği gibi gene bu vasıtalarla veba mikrobu taşıyan fareleri yaymak mümkün olduğunu ve 3 bin derecei hararette bulunan elektron bombalarile herşeyin mahvedilebileceğini ve bunlar dan tahaffuz çarelerini anlatmıştır. Bir aydır açıkta kalmanın tesirile vaziyetimizin nekadar elim bir hal aldığını, aile efradımızı geçindirmek için neler çektiğimizi tarif etmiyerek herkesin takdirine bırakıyorum. Idarede şeref re namusile senelerce hizmet etmiş birkaç yüz kişiyi efradı a ilesile birlikte dilendirmemek gerektir. Çünkü verilecek para bir sadaka değil hizmet müddetlerine göre birer tazmi nattır. Bu işin bir an evvel halledilmesini aid Belediye, hem seyyah celbetmek, olduğu makamlardan perişan vaziyete hem de İstanbulu Türkıye ve Balkan memleketlerinin yazlık bir sayfiyesi ha düşmüş bütün arkadaşlar namına rica eline getirmek için bu sene geniş bir prog derim.» ram hazırlamaktadır. Bu program ha ŞEHİR tŞLERİ zırlanırken, her sene orta Avrupadan, Yol vergisi nasıl alınacak?, Karadeniz ve Akderuz. kıyılanna ve Mısırdan da Avrupanm cenub sahille Belediye Daimî encümeni, yol ver rine akın eden ailelerin ve seyyahların, gisi taksit müddetlerini tesbit ederek a hiç olmazsa bir kısmını îstanbula çek lâkadar Belediye şubelerine bildirmiş mek gayesi gödülmüştür. Bunun için tir. Verilen karara nazaran yol vergisi, şimdılık alâkadar ve mütehassıs zevat haziran ve teşrinievvel aylannda tahsil tan mürekkeb bir komisyon kurulmuş edilecektir. Bu mükellefiyeti bedenen tur. Belediye bu işi, kendisine düşen bir yapacak olanlar da sekiz gün çalışacakvazife olmaktan ziyade bütün İstanbul lardır. Çalışma müddetleri, eylul, teş luları alâkadar eden bir mesele telâkki rinievvel, teşrinisani, nisan ve mayıs ayettiği için İstanbul münevverlerinin bu landır. husustaki fikirlerini de almağı faydah Şehrin tenvirah eörmüştür. Bu maksadla bugün saat Belediye şehrin umumî tenviratı için 15 te Dağcılık kulübünde bir toplantı ötedenberi elektrik şirketile temasta idi. yapılacaktır. Toplantıda tatbikı karar Bu temas neticesinde geniş bir proje halaştırılacak fikirler tesbit edildikten son zırlanmıştır. Hazirandan itibaren tat ra, aynca da bir müşavir komisyon bik edilecek olan bu projeye göre ten kurulacaktır. viratı noksan sokak ve caddelere yeni îstanbula seyyah getirmek çareleri Bozdoğanda zehirli gazler hakkında bir konferans Adana (Hususî) Halkevinde açılan «ikinci nalbandlar kursu» mezunlannı vermiş ve geçen gün de ehliyetname dağıtma merasimi yapılmıştır. Fennin istediği şekilde nal hazırlamak, nal çakmak ve basit hayvan hastalıklannı anlamak gibi yeni bilgilerle kafalarını aydınlatan nalbandlarımız, büyük sevinc ve minnet tarlık duygularile ehliyetnamelerini alır larken, Cumhuriyet devrinin getirdiği feyizli yücelikleri daha iyi anlamşı birer yurddaş olarak işlerine dönmüş bulunuyorlar. Gönderdiğim resim, nalbandlarımızm muallımleri ve mümeyyızler önünde ehliyetlerini ispat edişlerini tesbit etmektedir. İzmir (Hususî) Liman içinde, mendirek dibinde bir hâdise oldu: Reşad ve Şerefeddin kaptanlar ida resindeki Abdi Vehbi acentasınm Yıl maz vapuru, saat 19,30 sularında lima • nımıza gelmiştir. Dalga ve fırtına faz ladır. Vapur, suların tesirile mendireğe yaslanmış ve bu sırada kılavuz kayığ vapurla rıhtım arasında kalmış, kor kunç bir vaziyet hâsıl olmuştur. San dal, birdenbire parçalanmış ve içinde ki kayıkçı Hüseyin, can korkusile k dini derhal sulara atmıştır. Hüseyin bu suretle kendini kurtarmağa muvaffak olmuştur. Fakat arkadaşı Rifat oğlu Al şaşırarak kayıkta kalmış ve kayık parçalanmca, rıhtımla vapur arasmda sı Bozdoğan (Hususî) Kazamızda ilkmekteb müfettişi Hüsamettin tarafınkışmış, iki ayağı kırılmıştır. Zavallının yaraları da ağırdır. Mem dan zehirli harb gazleri hakkında bir konferans verilmiş ve bu konferans büyük leket hastanesinde tedavisi yapılmak bir kalabahk tarafından alâka ile dinlenmiştir. Yukarıdaki resim konferansı dinlemeğe gelen kaza, nahiye ye köy mektebleri muallimlerini bir arada göstermektedir. tadır. îzmir limanında feci bir kaza oldu Muharrem Feyzi Togay Cumhuriyet Nfithan 5 Kuru«tnrf Seuelİk 1400 Kr. «700 Kr Altı ayhk 750 1450 Üç ayhk 400 800 Bir ayhk 150 yokhır Abone ı T ö f ^ şeraiti • '^o jjj