21 Nisan 1936 CUMHURİYET Bir münakgşanın sonu Edirnede Hayreddin hastanesinin odaları Edirne Nafıa Müdürü mühendis Kemal Ölçer bunların beş köşeli değil, dört köşeli olduğunu yazıyor Onbeşinci asır Türk medeniyetinin Edirnede Mimar Hayreddin elile bıraktığı çok kıymetli bir Türk hastanesinin plânı hakkmda bu sütunlarda günlerce devam etmiş olan münakaşanm safahatını elbette ki muhterem karilerim hatırlarlar, münakaşanm ana hatları şunlar dır: Mimar Kemal Altan vaktile bir Al man mımarın bu hastaneye aid yaptığı plânları bir gazete sütunlarına geçirerek bunlar üzerinde mütalealar dermeyan ederken bir doktorumuz bu plân ların yanlış olduğunu söylemiş, başlı yan münakaşa hayli uzamış, nihayet doktor beni hakem olarak meselenin Munakaşaya mevzu olan hastane plânımn halline davet etmişti.. asıl şayam dikkat olan ktsmı Bu vaziyet karşısında müdahaleye mecbur kalınca Cumhuriyet sütunla rında, bu plânların hakikaten yanlış olduğunu, hatta içındeki odaların birer köşe ilâve edilerek beşer köşeli yapıl mak suretile tahrif edilmiş olduğunu ve daha bazı hataları bulunduğunu yazmıştım Kemal Altan doktorun karşı sında gördüğü inaddan benim karşım da da vazgeçmediği için münakaşa tuhaf bir şekil aldı, nihayet bu zat ha kem istedi, kabul etttığim halde filiyata geçmedi. Bu sefer ben işin peşini bırakmıyarak gene bu sütunlarda Edirne Nafıa Başmühendisine bir mektub ya zarak alenen hakemliğini istedim ve bekliyordum. bu kadar uzun münakaşalara sebebiyet verdi?!.. Evet mühimdi, bunun ehemmiyetini ıki yönden tahlile mecburuz, birincisi bunu yapan tarihî üstadlarımızdan Mimar Hayreddine aiddir, şöyle ki: Bu plânda müseddesin köşelerine tesadüf eden yerlerdeki bu odaları Mimar Hayreddin kaleminin yürüyüşüne, muha kemesiz ve tembelcesine terketmiş ol saydı o vakit bu odalar tabiatile beş köşeli bile değil, hatta altışar köşeli dü şecekti, ve dılılarının ölçüleri birbirine uymıyan bu gayrimuntazam odaları bizler gördüğümüz vakit Hayreddini alelâdelikle, hatta beceriksizlikle itham edebilecektik. İneboludan ihrac edilen yumurtalar Ilk parti 10 sandık Ispanyaya gönderildi Inebolu (Hususî) Avrupaya ve bilhassa Ispanyaya mühim miktarda yumurta ihracatı yapan Inebolu iskelesi yeni sevkiyata başlamıştır. îlk parti olarak limanımıza gelen Kapaarma vapurile Barselona 1000 sandık yumurta sevke dildi. Bundan böyle her on iki günde bir limanımıza gelecek vapurlarla doğrudan doğruya Ispanyaya sevkiyata devam edilecek ve bu ihracat önümüzdeki aylarda her vapurda iki, üç bin sandığa baliğ olacaktır. Yumurta ihrac nizamnamesi mucibince yumurtalar eksperler tarafından sıkı bir şekilde kontrol edilmekte, dört nevi olmak üzere ayrı ayrı ambalâj yapılmaktadır. İhracat ve dahilî ticaret işlerinde oldukça mühim bir mevkii olan Inebolu iskelesi gümriik muamele işlerinde müşkülât çekmektedir. 935 senesine gelinciye kadar müdiriyet teşkilâ tile idare edilen Inebolu gümrüğü bu sene ikinci sınıf merkez memurluğuna indirilmiş ve kadrosu pek çok kısalhlmıştır. Bir taraftan ihracat, diğer taraftan ithalât ve ayrıca ticareti dahiliye işlerini yapmak üzere iki muayene memuru bı rakılmış olduğundan muamelât teahhura uğruyor. Alâkadar tüccarlar bu vaziyet karşısında Ticaret Odası tavassutile keyfiyeti icab eden makama arzetmişlerdir. Inebolu yedi kaza ile Kastamonu Vilâyetinin mutavassıt merkezidir. Her iki taraftan gelen ve giden bilumum eşya Inebolu gümrüğünce muameleye tâbi bulunduğundan hâlen mevcud olan gümrük teşkilâtın hiçbir zaman kâfi gelmediği cihetle geçen seneye kadar olduğu gibi müdiriyet teşkilâtı yapılması çok yerinde ve zarurî bir hareket olacaktır. Izmir Belediyesi otobüs işletecek Bunun için 60 bin liralık istikraz yapılacak Izmir (Hususî) Belediye ile otobüsçüler arasında çıkan ihtilâftan sonra, Belediye riyaseti Şehir meclisine bir teklif yapmış ve meclisi 60 bin liralık bir i«tikraz akdi suretile Belediyece derhal otobüs mübayaa edilmesini ve imtiyazın kullanılmasmı kararlaştırmıştır. Bu mevzu üzerinde mecliste kısa münakaşalar olmuştur. Azadan bazılan, Izmir şehri sokaklarının otobüs için müsaid olmadığmı, halbuki elektrikli tramvay tesisatı cihetine gidilirse bu suretle en u zak şehir noktaları arasında aktarmasız iş görülebileceğini ileri sürmüşlerdir. Fakat otobüs hakkındaki nazar noktası galib gelmiştir. Bu meyanda mevcud oto büslerden şikâyet edenler olduğu gibi, elde edilecek kârın, kısa bir zaman içinde borcu kapayabileceği mütalealan da yürütülmüştür. Reis doktor Behçet Salih, birkaç defa söz alarak izahat vermiştir. Azalardan bir kısmı da, vatandaşlann sermaye dökerek getirdikleri şimdiki otobüslerin ne olacağını sormuş, bunların da millî bir sermaye olarak telâkkisi icab ettiğini söylemiştir. Belediye reisi son defa olarak verdiği izahatta, Belediyenin bu işi muvaffaki yetle başaracağını, 75 otobüsün kâfi geleceğini ve bu takdirde diğer arabalar dan sağlam ve elverişli olanların çalış malarına müsaade edileceğini, fakat diğerlerinin kaldırılacağmı, Kordon üze nnde elektrikli tramvay mevzuu bahsolduğu takdirde ayrıca Nafıa Vekâletile temasa geçilebileceğini, esasen otobüsler için Belediyeye bazı teklifler vuku bulduğunu söylemiştir. Bu kararın gazetelerdeki akisleri ta mamen ayn ayrıdır. Serdedilen fikirler şöyle hulâsa edilebilir: 1 Izmire lâzım olan, otobüs değil, elektrikli tramvaydır. Izmirde birkaç metroluk olsun asfalt yoktur. Kaldırım larımız ise bozukrur. Fakat otobüs te olsa, biz Belediyenin daha iyi bir neticeye varamıyacağından korkuyoruz. 2 Başbakanımız, Izmirin de An kara Şehremanetine aid kombinezona a lınabileceğini söylemişlerdir. Mademki Belediye imtiyazını kullanacakbr. Başka teklifleri tetkike, ve dolayısile ikinci, üçüncü ellere para vermeğe lüzum yok tur, buna itiraz ediyoruz. Ankaramn kombinezonuna biz de girelim. Bu, daha emniyetli, daha pürüzsüz bir iş olur. Çünkü Ankara, kâfi miktarda tetkikat yaptıktan sonra ve devletin de alâkası da hilinde bu neticeye varmıştır. 3 Belediye, mevcud otobüsçüleri atamaz. Çünkü bu vatandaşlar sermaye dökmüşlerdir. Şehir onlardan istifade etmiştir. Sırtlarından bu kadar geçindikten sonra onlan çiğnemeyiz. Bahusus ki, Belediyenin otobüs kararı, mevcud otobüsçülerle çıkan ihtilâftan sonra ve sadece onlan ezmek için verilmiştir. 4 Belediye bu karannda isabet etmiştir. Radikal olarak nakil vasıtalan derdini halle koyulmuştur. Kıt'a değiştiren abide! Lüksordaki dikilitaş Parise nasıl götürüldü? Bu 220 bin kilogramlık granit kütlesi Napolyonun Mısır maceralarının hatırasını ebedileştirmek için Fransaya nakledilmişti i! a» i jâ Dikili taş Lük$or mabedi harabeierindeyken, Kongordiya meydanında ve yerine konulurken Bugün Pariste Concorde meydanında bulunan ve Sultanahmedde Atmeydanındaki dıkılitaşm gerek şekil ve gerek eb'ad itibarile tıpkısı olan dikilitaş, Napolyon Bonapart tarafından Luksardan, Mısırdaki maceralarının hatırasını ebedileştir mek maksadile getirilmiştir. Luksar sarayında bu dikilitaş bir çiftti. Bunlardan biri 25,03 metro, diğeri 23,07 metro yüksekliğindeydi. Paristeki taş bu ikinci taştır. Eski Mısırlıların, ellerindeki iptidaî vasıtalarla, bu san'at eserlerini nasıl meydana getirdikleri çok şayam dıkkattir. Mısırlılar, granit ocaklannda ne yükseklikte taş yığınma tesadüf ederlerse, dikilitaşı o boyda doğrudan doğruya kaya üzerinde oymağa başlarlar. Taşın üç cephesini meydana çıkanrlardı. Kaya kütlesine yapışık kalan dördüncü köşe, taşın alt kısmında açılan yarıklara tahta kamalar sokmak ve bu kamalan ıslatarak şişirip taşı yerinden tabiî şekilde ayınp sökmekle çıkanlırdı. Son derece büyük garyretlerle yerinden sökülüp çıkanlan taş bir nevi kızak üzerine itina ile yükletilerek nakledilirdi. Dikilitaşın üstündeki resimler, yazılar ve şekiller dört cephenin tesviyesinden sonra, kâtibler tarafından tertib edilen esaslar dahilinde hâkkolunurdu. Bu iş o kadar uzun sürerdi ki bazan, Fir'avun, şan ve şerefinin tezkânna vesile olacak olan bu taş daha bitmeden ölür, halefi olan Fir'avun, selefinin meziyetlerini sayıp döken Hiyerogliflerin yanına kendi namını yâdettirecek yazılar da yazdırırdı. Paristeki dikilitaşm üstünde İkinci Ramsesle, Üçüncü Ramsesin isimleri ve menkıbeleri okunur. Ehramlar ölümü tanzir ettiği için batıya müteveccihti, hayatı temsil eden dikılitaşlar ıse doğuya müteveccıh olurdu. Bu itibarla, Mısırlılar, dikilitaşlann sathı düz olduğu takdirde bunun bir çukurluk hissi verdiğini görmüşler ve taşlara bu galatı rüyetle tam mütenasib derecede bir muhaddeblık vermişlerdir. *** Bu dikilitaş, Napolyana Mehmed Ali Paşa tarafından hediye edilmişti. Öteki de İngilizlere verilmiş ve Londraya kınk bir halde vâsıl olmuştu. Parise götürülen dikilitaş için Nilde seyahat edebilecek ve Sen nehri köprülerinden geçebilecek hususî bir gemi inşası zarureti hâsıl oldu ve bu gemiye Luksar ismi verildi. Gemi 15 nisan 1830 tarihinde Tulon limanından hareket etmiş ve dikilitaş 1 teşrinisani 1831 tarihinde Luksar mabedindeki kaidesinden kımıldatılabilmişti. Taş, bırçok müşkülâttan sonra, nihayet 8 temmuz 1834 tarihinde Fransa toprağına çıkarıldı ve 25 teşrinievvel 1836 da da iki yüz bin kişilik bir seyirci kalabalığı karşısında Pariste Concorde meydanındakı kaidesine oturtuldu. Fakat ameliye esnasında, 220,528 kil»gram tahmin edilen bu seksen metro mikâbı hacmindeki granit kütlesini tutan halatların, kopacak gibi gerüdiği görüldü. Ameleden biri, halatlan derhal ıslatıp mukavemetini artırmağı akletmemiş olsaydı mütbiş bir felâket vukua gelecekti. Bu dikili taş, ilk inşa edildiği zaman, bir güneş saatinin ibresi vazifesini görmekte ve tam merkezinde dikili bulunduğu saha üzerinde saati göstermekte idi. Edirne Başmühendisi ve Nafıa direkHalbuki üstad Hayreddin mesleğinde törü muhterem arkadaşımız Kemal Ölkaleminin yürüyüşüne muhakemesizce çerden bu hususta bir mektub aldım. 17/4/936 tarihli bu mektubu aynen neş muti olarak değil, bilâkis o kalemi kuvvetli ruhu ve keskin zekâsı önünde her rediyorum: arzusuna ramederek çalıştırmış yüce Sayın meslektaşım mimar Bay Se bir san'atkâr olduğunu burada çok badad Çetintaş, riz bir kudretle ispat etmiştir. tkinci Beyazıd zamantnda E Ve hiçbir aciz hissetmeden muhterem dirnede Tunca kenarmda yaptlan çok arkadaşımız mühendis Kemal ölçerin değerli izerlerden cami, medrese, daaynen dediği gibi «bu altı odanın plârüşşifa, aşhane, mamhaneden müreknını dört köşe yapmak için altı köşeli keb manzumeden darüşsifanın plâ • binanın köşelerindeki duvar kalınlık ntna aid sayın Cumhuriyet gazete tinlarında büyük bir düşünce ile lâzım gede tizinle mimar Bay Kemal Altan alen tertıbatı yapmış ve öyle düşürmüşrasmdaki yazılara nazaran hakika • tür ki bu kısımda odalara birer ocak ve tin meydana çıkarılması için orada birer niş kazandırmıştır.> Bu suretle bulunmakltğtm hasebile tarafimdan de hendesî bir ifade ile: Bina heyeti uincelenereh hakikatin bildirilmesine mumiyesinde haricen (120) ve merkeze aid 7/4/936 tarihli mektubunuza tenazaran (60) derecelik münferic ve had davim için yüksek Nafta Bakanlığın zaviyelerin çarpışarak teşkil ettikleri dan aldığım mezuniyet üzerine istanbu sıkmtılı köşelerde her köşesi (90) bula hareket etmeden bir gün evvel derecelik kaimüzzaviyeli muntazam ve almıştım. Gazete sütunlarında başlı murabba odalar düşürmüş ve bu üç yan münakasalar nrannda bir kere muhtelif zaviyenin kopardığı ihtilâfı da daha yerinde tetkikat yaptım. Esasen duvar kalınlıkları içinde boğarak ve yüksek Vekâletimin tayinile Edirne duvarların kalm düşen yerlerinde nişde vazifeye başladığım bir buçuk seler ve ocaklar koyarak mükemmelen nedenberi mümkün oldukça ve müsabu yerleri de çalıştırmakta zorluk çekid zaman buldukça büyük bir zevk ve memiştir. hayranlıkla dedelerimizin bu kıymetİşte burada çok muvaffakiyetli bir li eserlerini doya doya teyretmekte san'at oyunu vardır ki gerek Selçuk ve yim. gerek Osmanlı eserlerinin hiçbirisinde Koca üstad Mimar Hayreddinin in hatta üstad Sinan plânlarında bile bu ce zekâ ve büyük bir meharetle vü kadar hür ve serbest düşünüşe tesadüf cude getirdiği darüşsifanın büyük edilememektedir. Binaenaleyh bu yükkubbesi altmdaki kısmt altt köşeli ve sek üstadın bu san'at kudretini ve bu müseddet maktalıdtr. Bu kubbe altm hür, serbest zekâsını çiğniyerek onu adaki altı oda müseddesin reislerine lelâde, hatta beceriksiz bir mimar mentesadüf ettirilmiş ve odaların bina i zilesine düşürmek, bugünkü biz Türkçerisindeki duvarlart haricî beden du lerin madelet ve insafma sığar şey mivarlartna amud olarak insa edilmiş dir?. Şu halde ben bu hak ve hakikati ve odaların iç€rileri de vasatî 4.3S'X bir Türk mimarı sıfatile her ne paha4.35 eb'adında tamamen dört köşe sına olsa da müdafaaya mecburdum ki murabbat plânda yapılmıştır. Koca ben bu mecburiyeti işaret ederken kenMimar Hayreddin bu altı odanın hem dimizin, yani bugünkü yüce Türk nesiçeriden, hem dışarıdan mimarî ka linin alâkadar bulunduğu vazifeye teidelere uygun olmak üzere vücude mas etmiş oluyorum: getirdiği bu eserinde nekadar yüksek Mevzu Türk kültürü ve Türk mimarî bir zekâ ve meharet sahibi olduğunu bütün dünyanın teknik âlemine itpat tarihi olunca, böyle dört buçuk asır evetmiştir. Bu altı odanın plânını dört vel yapılmış en kıymetli bir hastane köşe yapmak için altı köşeli binantn mizin hendesî plânı değil; hatta onun köşelerindeki duvar kahnltklarında alelâde bir penceresinin şekline aid olbüyük bir düşünce ile lâzım gelen ter sa bile biz bu noktada bütün hassasi tibatı yapmış ve öyle düşünmüştür ki yetimizi harekete getirmek mecburiyebu kısımlarda odalar birer ocak Ve tindeyiz, hele konferanslarla, yazılarla birer niş kazandırmıştır. Bundan baş yapılacak neşriyatta bu hassasiyetimizi ka darüşşifanın avlusunun *oZ köşe gerek söyliyenler gerek dinliyenler tarasinde dört hücre mevcuddur ki içeri fmdan yüksek bir samimiyetle izhar etsindeki tertibata bakılırsa birindnin mesini bilmezsek ve bu sahada hak uğyemek pişirmeğe mahsus mutfak, «o runda mücadeleden çekinirsek emin onuncusunun kiler, diğer ortadaki iki lalım ki açtığımız kültür savaşında heodanın da bu işlerde kullanmağa defimize kestirme yollardan ulaşmakta mahsus servis odaları olduğu anlaşıl zorluk çekeceğiz. Bu noktayı bilhassa gencliğe ve müstakbel meslek arkadaşmaktadır. larıma işaret etmek isterim. Bu vesile ile saygılarımı sunarım. Biz kültürel idealimiz peşinde yürürEdirne Baymdırlık ken Türk olmıyan âlim ve san'atkârladirektörü rın yardımlarmı hürmetle ve minnetle karşılamaktayız. KEMAL ÖLÇER Fakat onları muhakeme etmeden kaEdirnedeki san'at ve teknik eleman larını eli altmda çahştıran bu salâhi bul edemeyiz, doğru görüş ve buluşlayetli meslektaşımızm şu mektubdaki rını başımıza tac etmekle beraber yanifadelerinden teyiden anlaşılıyor ki, lışlığını bulduğumuz parçaları hiç ha Kemal Altanın neşrettiği Alman plânı tıra, gönle bakmadan kaldırıp atmakta yanbş, Sedad Çetintaşm plânları doğ tereddüd etmeyiz. Ben şahsan bu kanarudur. Binaenaleyh mesele son kat'iye atteyim ve bu kanaatledir ki değil dört tile anlaşılmış ve münakaşa da ancak buçuk asırlık böyle kıymetli bir Türk hastanesinin plânmda, hatta onun bir bu noktada sona ermiş oluyor. penceresi hakkında tahrifata kalkışan 1 Münakaşa sona ermiş olsa da işin içlara tahammülüm yoktur ve hiç şüp yüzünü pek bilemiyen sayın okurlarım hem yoktur ki mukaddes cumhuriye ağzından bir sual yükselebileceğini hatimizin âteşin ve kıymetli gencliği de tırladım. Meselâ belki diyebilirler bu noktada benimle beraberdir. ki: Bu odaların dört veya beş köşli olması bu kadar mühim birşey midir ki SEDAD ÇETİNTAŞ tzmir panayırına gelecek eğlence malzemesi Izmir beynelmilel panayınnda bulu nacak eğlence kumpanyalarınm ve bunlann beraberlerinde getirecekleri muhtelif lubiyat, alât ve eşyalarının ve her türlü sirk hayvanatının, hiçbir kayde tâbi olmadan memlekete girmelerine müsaade edılmefi için alâkadarlar teşebbüsatta bulunmaktadır. Gene panayır heyeti kontenjan mucibi mallardan kontenjan harici olarak 200 bin liralığmın serbestçe ithaline müsaade olunması hususunda da teşebbüsata geçmiş ve Türkofise de bu yolda müracaatte bulunmuştur. ^ I• I » Almanyaya yapılan yumurta ihracatı iyi gitmiyor îzmir (Hususî) Berlinden alman haberlere göre, Türkiyenin Almanyaya yumurta ihracatı çok aksak gitmek tedir. Buna sebeb, Almanyada yumurta ithalâtı yapan komisyonla tacirlerimiz arasmdaki fiat anlaşamamazlığıdır. Almanya, dahılde yumurta istihsalâtını artırmakla beraber yakm memleket lerden de almaktadır. Bize verilen kontenjan 30 bin kentaldir. Tacirlerimıze (C) sınıfından 1440 tanelik büyük san dık için Alman hududuna teslimi 46 mark teklif edilmiştir. Berlin Türk Ticaret Odası, yumurta ihracatımızın her halde başka bir formüle bağlanması zaruretini ileri sür mektedir. Atina hapisanesinde yaralanan meb'us Emlâk fiatlarını düşüren âmiller [Baştarafı 1 inci sahifede] M. Kamerer gitti Tokyo sefaretine tayin edilen Fransız elçisi M. Kamerer zevcesile beraber Parise gitmiştir. Yeni Fransız elçisi M. Ponso mayısın 4 ünde memleketimize gele cektir. Amasya elektriğe kavuşuyor Amasya Belediye binası Amasya (Hususî) Yıllardır lâkaydi yüzünden bir türlü halledilemiyen elektirk işi bir neticeye bağlanmıştır. A masyalılar belediyenin bir şirketle yaptığı mukavele sayesinde sekiz ay sonra elektriğe kavuşacaklardır. sebeb olduğu varid değildir. Banka 925 te 16 milyon, 926 da 11 milyon, 927 de 5 milyon. 928 de 3 milyon, 929 da 3 milyon, 930 da 2 milyon, 931 ve 932 de 1 milyon küsur liralık, 933 te 712 bin, 934 te 620 bin liralık emlâk satmıştır. Hazinenin 16 milyon liralık emlâk sattığı zamanlarda emlâk fiatları yüksektı. Simdi satış yarım milyon liraya düşmüştür. «Hazine sahşlan emlâk fiatlanna müessir oluyor» sözü zannetmem ki vaMeb'us Mahkum rid olsun.» Eftaksias Marinos Maliye Vekili bundan sonra Emlâk Atina 20 (Hususî) Meb'us EftakBankası hakkında da izahat vererek lâsiası ölümle tehdid eden ve gardiyanlar zım gelen tedbirlerin alınmakta olduğutarafından öldürülen kürek mahkumu nu söyledi. Vekilin izahatından sonra Marinosun kullandığı rovelveri kardeşi Berç Türker kürsüye gelerek Emlâk nin evrak çantası içinde hapisaneye getirBankasınm kâfi hizmette bulunacak şekdiği yapılan tahkikattan anlaşılmıştır. le getirilmemesinin Türkiyede esaslı bir Kürek mahkumunun ölürken alnmdan kredi fonsiye bankasınm mevcud olmayaraladığı meb'usa hastanede bir ameli dığından ileri geldiğini anlattı ve borclayat yapılarak deri ile kafatasının arasınnnı ödeyemiyecek olanlann mülklerinin da kalan kurşun çıkarılacaktır. nasıl satıldığı ve mallanna tefevvüz edilMeb'usun hayatmda tehlike görülmediğini tasvir ettikten sonra dedi ki: mektedir. ^ ^ ^ « Arkadaşlar, tefevvüz kelimesi ECNEBİ MEHAFİLDEburada zorla öldürülen emlâkin naşi Bir Danimarkah âlim geldi magfiret nakşma konmak demektir. Banka muhtekirlere değil, halka hizmet etDanimarkanın Frideriksburg şehri mümelidir.» zesi müdürü profesör Henrih Andtup îsMaliye Vekili tekrar kürsüye gelerek tanbul müzelerinde ilmî tetkiklerde buizahat verdi ve Emlâk Bankasınm daha lunmak üzere dün Kopenhagdan Istan bula gelmiş ve alâkadar makamlarla te fazla faydalı olması için çalışılmakta olduğunu, mütehassıs getirildiğini söyledi. maslara başlamıştır. ğini ve Evkaf bütçesini ilâvesiz istediği için bu müzakerede söz aldığını söyledi. Laik olan bir teşkilâtta Diyanet îşleri gibi vicdanî meselelere taalluk eden bir müessesenin bu devletin umumî bütçesine girmesini anlamadığmı kaydederek dedi ki: « Diyanet Îşleri bütçesini doğrudan doğruya Evkaf bütçesine katalım ve o da aradan kalksın.» Bu teklif kabul edilmediğinden maddelere geçildi. Vakıflar Umum Müdürlüğünün 2,469,242 lira tahsisat verilmiş masraflarına karşılık olacak varidat ta 2,469,300 lira olarak tahmin edilmişti. Bütçe aynen kabul edildi. Ihtiyat zabitleri hakkındaki kanunun müzakeresinde onunla alâkadar diğer bir kanun olduğu için birleştirilmesi teklif edildi. Bu teklif kabul edildiğinden Lâyiha Encümenine yollandı. Çarşamba günü Hakimiyeti Milliye bayramına rasladığmdan cuma günü toplanılmak üzere içtimaa nihayet verildi. ADLÎYEDE Bombacılar hakkındaki tahkikat Sarıyerde Karlonun evine bomba koymakla suçlu olup Adliyeye verilmiş olan Ratib oğlu Mehmed, Osman ve Mus tafa oğlu Mehmed; haklarındaki tahkikatın ikmali için evrak Müddeiumumi likten zabıtaya geri gönderilmişti. Z a bıtaca yapılmakta bulunan tahkikat henüz bitmediğinden suçlular dün de Adliyeye gelmemiştir. M. Hanken şehrimizde Danimarkanın tanınmış iktısadiyat mütehassıslarından M. Hanken memlekeü miz hakkında tetkiklerde bulunmak üzere şehrimize gelmiştir. M. Hanken on gün kadar Istanbulda kalarak orta Avrupa yolile memleketine dönecektir. Evkaf biitçesinin miizakeresi Vekilin izahatı kâfi görüldü ve Evkaf Umum Müdürlüğünün yeni sene bütçesi konuşulmağa başlandı. Hakkı Kıhç Evkaf işinin esasen kanşık bir ismi fail olduğunu, maamafih sözünü Diyanet îşleri bütçesine hasredece