14 Nisan 1936 CTJMHURİYET S ON Irlanda ihtilâli kutlulanırken çarpışmalar oldu Ingilterede bulunan İrlandalılar da, Büyük Britanya aleyhine şiddetli tezahürat yaptılar Dublin 13 (A.A.) 1916 isyanını feutlulamak üzere Irlanda cumhuriyet o r dusu tarafından dün tertib edilen bir te zahür esnasında 100 kişi kadar yaralan tnıştır. Tezahürat şiddetli çarpışmalarla neticelenmiştir. Dublin 13 (A.A.) Vahim karga şahklarla biten cumhuriyet ordusu teza hüratına komünist partisi de iştirak edi yordu. •Yol üstüne biriken halk komünistlere karşı aleyhtar tezahürlerde bulunmuş ve bilhassa Iskoçyalı komünist rffeb'us Wil liara Gallacara karşı tezahürat yapılmıştır. TELEFON MABERLEC TELCRAF vcTELSiZLE Sovyet Rusyadan y Yazan: NadirNadi intıbalar Kimsesiz çocuklarımızla meşgul bir müessese yok mu? Kapı açıldı. îçeri zayıf yüzlü, solgun benizli bir delikanlı girdi. Masama yaklaştı, beni selâmladı. Ve titriyen bir sesle konuştu: Ben lise talebesi idim. Hastalan dım. Liseyi terkettim. Annem, babam yok. Benden küçük bir kızkardeşim var, o da benim gibi veremdir. O ağır hastadır, ölüm döşeğindedir. Bundan birkaç ay evvel halimize acıyan bir muharrir bizim için yazı yazdı. Bu nüfuzlu bir zatın nazan dikkatini celbetmiş, bize muavenet edeceğini söyledi. Kardeşimi mu vakkat kaydile bir hastaneye yatırdılar. Fakat kısa bir zaman sonra oradan çıkardılar. O zat uzun bir seyahate gitti. Avdetinde kendisine müracaat ettim. «Sizi unutmıyacağım, bana telgraf çekiniz» dedi. Telgraf çekrim, cevab alamadım. Herhalde hastane bulmaktaki hüsnü niyetine rağmen o da muvaffak olamadı. Paramız yok. Akrabalarımızın yanında idik. Onlann da çocukları var. Çocuklanna geçer diye bizden kaçtılar. Bize konukomşu muavenet ediyor. O muavenetle yaşıyoruz. Fakat ben, bütün bunlan anlatmak için size gelmedim. Size anlatmak istediğim şey şudur: Kardeşimi gören bir doktor: «Bu hasta, evde kalamaz» dedi ve onun pek ağır olduğuna, hastaneye kaldınlması lâzrm geldiğine dair bir rapor verdi. Biz Kadıköyünde otururuz, kardeşimi bin müşkülâtla Köprüye naklettim. Köprüden hastane otomobili aldı, bizi bir hastaneye götürdü. Kardeşimin ağzından mütemadiyen kan geliyor. Doktorlar onu mua yene ettiler. Verem olduğunu göriince: «Yer yok», dediler. Çünkü hastaneler veremleri kabul etmiyor. Sertabibe çok yalvardım. Nihayet: «Aşağıda bir ya tak var» dediler. Aşağıya indik. O yatat bulunan odada ölüm halinde iki tifolu yatıyordu. Burada tahammül edilmez bir koku vardı. Altı hademe dizilmiş, gülüşerek: «Haydi buyurunuz içeri» diyor Iar ve bize bu gülüşlerile: «Kokuya tahammül edebilirseniz...» demek istiyorlardı. iki ölüm halindeki hastanın yanına ölmek üzere olan on iki yaşında bir çocuk getirilirken gülen bu kalbsiz ve hissiz hademelerm bir hastanede çahşmağa ne derece hakları vardır, bilmiyorum. Fakat ben size bunu da söylemek için gelmedim. Asıl anlatmak istediğim şeyi henüz söylemedim. Adlî tevbih Ceza kanununda tadil edilecek bir madde Tiyatro Sahnede kütle Yeni Rus sahnesinde «Kütle» şahsiyet sahibidir; bir şeyler ister, yapar yahud yapamaz, fakat yaşar Tezahüratçılarla halk arasında gürültü başlamış sonra seyirciler kendi aralarında döğüşmeğe koyulmuşlardır. Halk, alayın geçtiği yol üzerinde bulunan Glamesvin katolik mezarlığına komünistleri sokmamağa çahşmıştır. Eğer mahkum tevbih için mahkemeye Hatiblerden Gabry Alligan isminde Döğüş mezarhkta da devam etmiş, bir davet olunduğu halde gelmez ve tevbihi çok kimse yaralanmıştır. Bunlann ara birisi «Edith Cavell tngilizler için nekasmda cumhuriyet partisi ileri gelenlerin dar kıymetli ise Casement da bizim için hürmetle telâkki eylemezse işlediği suç için mahkemenin tayin ettiği ceza tamao kadar kıymetlidir» demiştir. den M. Geoye Gilmare da vardır. mile icra olunur. Ankara 13 (Telefonla) Ceza kanununu değiştiren lâyiha, kanunun «adlî tevbih» e dair olan hükümlerini de tadil etmektedir. Adlî tevbih hakkındaki Polis, sopalarla şiddetli surette müda26 ncı maddeyi, lâyiha şu şekle koymuşhalede bulunmuş ve döğüşçüleri dağıt tur: mağa başlamıştır. 100 kadar yaralı var«Kanunda musarrah cezanın azamî sa da yaralan umumiyetle hafiftir. Zira haddi bir ay hapis veya hafif hapis ve polis ateşli silâh kullanmamıştır. yahud 30 lira ağır ve hafif para cezasını Ingilterede nümayişler yapıldı geçmediği takdirde hafifletici sebebler Londra 13 (A.A.) Londrada omevcud olur ve fail evvelce bir cürümden turan birkaç yüz İrlandalı, dün öğleden veya bir aydan fazla hafif hapsi müstelsonra, Hayt Parkta tertib edilen ve meşzem bir kabahatten dolayı mahkum ol hur İrlandalı vatanperver Sir Roger Camamış bulunursa mahkeme verdiği cezasemenetin küllerinin Irlandaya nakline nın yerine mahkuma adlî tevbih yapılmamuhalefet eden İngiliz hükumetine karşı osına karar verebilir. lan tezahürata iştirak etmişlerdir. îngilteAdlî tevbih, mahkumun ahvali mahre hükumeti nezdinde protestoda bulunmak ve serbets Irlanda hükumetinin dip susasına ve suçun işlenmesindeki şekil, lomatik yollarla müdahalede bulunma suret ve hususiyete göre yapılan bir tek sını istemek karan verilmiştir. Binlerce dirdir ki, ihlâl olunan kanun maddesinin kişi tezahüratçılann etrafına birikmiştir. ahlâkî ciheti ve işlenmiş olan filin netiTezahürata iştirak edenlerin ellerinde celeri izah olunmak suretile hâkim taraserbest Irlanda hükumeti bayrakları var fından mahkeme huzurunda mahkuma, âlenen tevcih olunur. dı. 3 Yeni Rus tiyatrosunda en ziyade göze çarpan şey sahnede «kütle» nin oynadığı roldür. Ferdiyetçi edebiyat, uzun zaman kütleyi, yani (Masse) yi ihmal etti. Vakıâ Shakespear, seyirciler üzerinde kahramanlannm bırakacağı effet'yi kuvvetlendirmek için sık sık bu unsura başvurur. Corio/an'da, Jules Cesar'da bunun misallerini görüyoruz. Fakat Shakespear tiyatrosunda kütle menfî bir unsurdur. Maddî büyüklügüne taban tabana zıd olarak ruhî bir küçüklük içinde yüzer. Bu küçüklük, vak'a kahramanlarının dramatik vaziyetlerini tebarüz ettirmeğe yarar. Shakespear için sınıfla, «kütle» ile alay ediyor demek doğru olmaz. Çünkü Shakespear kütleyi sahneye koymakla kütleyi değil, yalnız ferdi göstermek istemiştir. Milliyetçi edebiyata kadar hiçbir muharrir dogrudan doğruya kütle ile meşgul olmadı. Milliyetçi edebiyat ise kendi dilinin hududlarını aşamıyacağı için kısırdır. Musikili sahnede de vaziyet başka türlü olamazdı. Orada da kütlenin oynadığı rol, dinî eserleri bir tarafa bırakırsak, arasıra orkestranın yerini tutan, refakat edici bir musiki aleti olmaktan kurtulamadı. Sahnede kütlenin ıstırabmı ilk terennüm eden Beethoven olmuştur. Meşhur bestekârın biricik operası olan Fidelio'da bir zindan sahnesi vardır. Burada mahpuslar, istibdadın çizmesi altında sinmiş korkak, sönük, fakat insanın içine işliyen bir sesle ışığa, hürriyete karşı duyduklan hasreti haykınrlar. Beethoven, o hiçbir zaman erişilemiyecek derin san'atile güfteyi yazan muharririn şüphesiz hayalinden bile geçiremediği bir his âlemi yaratmıştır. Fidelio, içinde kalabalığın sesini taşıyan ilk san'at eseridir. On dokuzuncu asır muharrirleri arasında Victor Hugo gibi sahnede kütleye söz veren bir iki san'atkâr bulmak mümkündür. Her nekadar Victor Hugo arasıra Shakespear'i taklid etmişse de onu ve diğer birkaç muharriri kalabalığa şahsiyet vermeğe çalışmış tektük örnekler diye görebiliriz. Fakat, son zamanlara gelinciye kadar hiçbir memleketin sahne edebiyatında «kütle» yi öne süren toplu bir san'at hareketi olmadı. Bu hareket son yirmi senedenberi Rusyada var. Yeni Rus sahne eserlerinin çoğunda «kütle» nin ikinci plândan ön plâna doğru akan bir rolü oluyor. Kütle, şahsiyet sahibidir. Birşeyler istiyor, ıstırab çekiyor, karar veriyor, mü Staj görecek ihtiyat zabitleri Pan Amerikan konferansı Bu sene yalnız memur Lâtin Amerikan devletler düşüncelerini bildirdiler olanlar çağırılacak Ankara 13 (Telefonla) Millî Müclafaa Encümeni bugün toplanarak Ka mutaya yeni verilen ihtiyat zabitleri kanun lâyihasını müzakere etti. Kanun lâyihasınm encümende aldığı şekle göre bilumum ihtiyat zabitlerinin 936 senesi temmuzunda kıt'alannda bir buçuk aylık etaj hizmetini yapmağa çağırılmalan icab etmektedir. Bunlardan memur olanlar maaşlarını merbut oldukları dairelerden tamamen alacaklardır. Yalnız söylendiğine göre serbest meslek erbabı bu sene için bu davetten istisna edilmektedir. Bunun sebebi ise bütçeye mevzu tahsisat bulunmamasıdır. Memurlann memur oldukları şehirden başka bir garnizona verildikleri takdirde harcirahtan maada iaşe edilme leri esasının da kabul edildiği söyleniyor. İhtiyat zabitleri teçhizatlannı kendileri yapacaklardır. Vaşington 13 (A.A.) Dış Bakanlığı, M. Ruzveltin Buenos Aires j Pan Amerikan konferansı hakkında muhtelif Lâtin Amerikan hükumeti erine gönderdiği davet mektubuna gelen cevabları neşretmiştir. Kolumbiya Cumhurreisi Lopez, Do minik Cumhurreisi Trujilo Guatamala, Cumhurreisi Ubico bir Panamerikan Milletler Cemiyeti teşkiline aid projeler vermişlerdir. Lopez ezcümle: «Amerika Milletler Cemiyeti, şimdiki evrensel kanunlardan daha geniş, daha enerjik, kayidsiz, şartsız ve istisnasız mahallî kanunlar yapacaktır» dedikten sonra, bu «sulh ajansının» Cenevre ile elbirliği edeceğini, fakat mahallî meselelerde daha kuvvetle hareket edeceğini ilâve eylemektedir. Arjantine sosyal, ticari ve ekonomik meselelerin ilâve edilmesini istemektedir. Şili, karşılıklı hükümleri hâvi muahedelere geniş gümrük istisnalan ithaline taraftardır. M. Hull, Birleşik Amerikanm konferans programını henüz tesbit etmediğini söylemiştir. Bu konferansın temmuz sonunda, yahud ağustos içinde toplanması muhtemeldir. Umumî mahkemelerden evvelce hiçbir mahkumiyeti bulunmamış olan ve nihayet üç aya kadar hapis ve hafif hapis cezasile mahkum olan kimsenin tahkikat ile anlaşılacak hal ve ahlâkı müsaid olduğu su rette cezası, talebi halinde mahkemece para cezasına çevrilebilir. Ancak bu ceza kabahat mahkumiyetinde yüz ve cürümde 300 liradan aşağı olamaz. Bu para cezasını 19 uncu maddede gösterilen müddet içinde ve o maddedeki şartlar dairesinde vermediği takdirde mahkum bulunduğu hapis cezası infaz olunur. Bu fıkra hükmü, 159, 227, 286, 291, 294, 419, 420. 421, 422, 432, 491, 494 üncü ve 503, 508 inci maddelerde yazılı cürümlere tatbik olunamaz. İlk defa olarak mahkum olduğu hapis ve hafif hapis müddeti bir ayı geçmiyen kimse hakkında yukarıki fıkra hükmü resen tatbik olunabilir.» Yabancı memleketlerde iflenen cürümler Lâyiha, yabancı memleketlerde işienen cürümler hakkındaki hükümleri de değiştirmiştir; buna dair olan madde şu şekildedir: «Dördüncü maddede yazılı cürümlerden başka bir Türk, Türk ceza kanununun asgarî haddi üç seneden aşağı olmamak üzere hürriyeti bağlayıcı bir cezayı müstelzem cürmü yabancı memleketlerde işlediği ve kendisi Türkiyede tutulduğu takdirde, Türk ceza kanununa göre cezalandırıhr. Ancak göreceği cezanın altıda biri indirilir ve ölüm ve müebbed ağır hapis cezaları yerine on seneden on beş seneye kadar ağır hapis cezası mahkemece hükmolunur. Müebbed sürgüne bedel üç seneden aşağı olmamak üzere sürgün cezası verilir. Bir Türkün yabancı memlekette iş lediği cürmün cezası üç seneden az olduğu takdirde hakkında takibat icrası mutazarrır olan şahsın veya yabancı hükumetin şikâyetine bağlıdır. îktısad Müsteşannm Avrupadaki temasları Ankara 13 (Telefonla) Avrupa3a muhtelif endüstri işlerimiz üzerinde tetkikatta ve alâkadarlarla temaslarda bulunarak dönen îktısad Vekâleti müsteşarı Faik Kurdoğlu bugün tekrar vazifesine başladı. îktısad müsteşannm yaptığı bu temaslann iyi ve müsaid neticeler verdiği söy lenmektedir. Pariste Arjantin heyetile yapılan müzakereler iyi bir safhaya girmiştir. He nüz bîtmemiş olan bu müzakerelere yortulardan sonra devam edilecektir. cadele ediyor, kazanıyor veya kaybediyor. Vak'a kahramanlarının bir kısmı kütlenin düşmanıdır, onun mahvma çalışır; bir kısmı dostudur, onu temsil eder. Entrika hemen her zaman sınıf mücadelesi etrafında dönüyor. Kalabalığa şahsiyet verip onu sahneye. çıkardıktan sonra, artık piyeslerin mevzuu ne olursa olsun ekseriya bir ferdiyetçilik ve cemiyetçilik mücadelesi karşısında bulunuyoruz. Ferdiyetçilik kapitalizm midir? Cemiyet proletariat mı demektir? Burada evet! #** Geniş halk tabakalanna benliğini duyuran bu cereyan ilk defa olarak tiyatroda başladıktan sonra sahnenin bütün şubelerine yayılmıştır. Operalarda, baletlerde ayni temayülün, daha büyük bir muvaffakiyetle canlandığını görüyoruz. Hatta diyebilirim ki operanın ve baletin, kütle heyecanlarını ifade hususunda gösterdikleri zengin kabiliyet, tiyatroda başlıyan bu cereyanın gene tiyatroda yavaş yavaş sönmesine sebeb oluyor. Tiyatro, kalabalığın duygulannı temsil hakkını musikili sahneye bırakmak üzere. Fakat, mütemadiyen yeni yeni operalar bestelendiğini sanmamalısınız. Rus rejisörlerinin kuvvetli san'at bilgisi, opera repertuannm en tanınmış eserlerini yepyeni bir şekilde önümüze koyabiliyor. Onlan adeta tanıyamıyoruz. «Bu eserde bu kadar zenginlik olduğunu bilmiyordum» diyoruz. Meselâ Karmen. Burada sadece Don Jose ile Çingene kızının macerasını seyretmiyoruz. Bu aşk hikâyesinin arkasından zevklerile, ihtiraslarile, güzellik ve çirkinliklerile bütün bir kavmin yükseldiğini görüyoruz, onun sesini işitiyoruz. Başka bir misal: Prens îgor. Yalnız bu zayıf ruhlu Rus prensile Cengiz Han carpışmıyorlar. iki millet, iki ırk birbirile boğuşuyor. Bunu hemen her sahnede görüyoruz ve duyuyoruz. Milletlerin vuruşmasındaki trajedi bizi Prens ' îgon'un macerasından daha çok alâkadar ediyor, daha çok sanyor. Ve bütün bu yenilikler ne Georges Bizet'nin ne Aleksandr Borodin'in, ne de başka bestekârların musikisinde en ufak bir değişikliğe lüzum görülmeden yapılıyor. Muvaffakiyet dogrudan doğruya Sovyet rejisörlerine aiddir. Onlann san'at telâkkilerindeki yenilik şüphesiz yakında her tarafta taklid edilecektir. Çünkü bu yenilik, kütleyi sadece sınıf mücadelesi yapan standard bir unsur olarak göstermiyor. Daha ziyade onun duygulannı bize duyurmıya çalısıyor. Kamutayda dünkü müzakereler Ankara 13 (A.A.) Bugün Nuri Conkerin başkanlığında yapılan Kamutay toplanhsında Evkaf Genel Direktörlüğünün 1931 ve Tahlisiye Genel Direktörlüğünün 1932 yıllan hesabatına aid mutabakat beyannamelerile mart mayıs aylarına aid üç aylık raporlara dair mazbata okunmuş, Hudud ve Sahiller Sıhhat Genel Direktörlüğünün 1936 yıh bütçesi kabul edilmiştir. Yeni bütçe ile mezkur idarenin 1936 yıh masraflan için 466 bin 791 lira tahsisat verilmekte ve bu mas raflar karşılığı olan geliri de 682,300 lira tahmin edilmektedir. Trabzon muhteliti turneye çıkacak Trabzon (Hususî) Trabzon mınta kası merkez heyeti memleket gencleri nin yakinen tanışabilmelerini temin maksadile büyük bir Anadolu seyahati tertib etmeğe karar vermiştir. Mıntaka muhtelit takımının iyi bir hazırhktan sonra 20 kişilik bir kafile halinde üç hafta devam etmek üzere yapacağı bu turneye temmuz başında başlanacaktır. Seyahat Giresundan başlıyacak, Ordu, Samsun, Amasya, Sıvas, Ankara, Eskişehir tarikile İstanbula kadar uzayacaktır. Samsun, Ankara, îstanbu] mıntaka larında ikişer, diğer mıntakalarda birer maç yapılacaktır. îkişer maç yapılacak mıntakalarda oyunların biri pazar gününe tesadüf e decek şekilde tertib edilecektir. Maçlara lisansh oyuncular iştirak ettirilecektir. Hukuk Fakültesinde tedrisat müddeti Ankara 13 (Telefonla) Istanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinin dört seneye çıkanlmasının Maarif Vekâletince esas itibarile kabul edildiği anlaşılmak tadır. Burada bulunan Üniversite Rektörü Cemil bu münasebetle Vekâletle te maslarda bulunmaktadır. Lenin gencliğinin onuncu kongresi açıldı Moskova 13 (A.A.) Lenin komünist gencliğinin onuncu kongresi binden fazla delegenin ve birçok misafirlerin iştirakile Kremlin saravında açılmıştır. Lille 13 (A.A.) Belçika Nakliyat Nazırı M. Paul Spaak ve birçok Belçi ka meb'uslarile âyanı, Lille ticaret panayırı münasebetile dün burada tertib edilen Fransız Belçika şenliklerine iştirak etmişlerdir. Belçikalı ve Fransız . birçok cemiyetler şehrin merkezinde geçid resmi yapmışlardır. Lille meb'usu ve belediye reisi M. Roger Lalengro Belçika Nakliyat Na zırını Belediye dairesinde kabul etmiş tir. Akşamüstü M. Spaak ile Fransız Sıhhiye Nazırı M. Micolleun riyaset ettiği bir ziyafet verilmiştir. Her iki nazır Fransa ve Belçikayı birleştiren ırk, kültür ve emel müşarçketini teyid etmişlerdir. Belçikalı meb'uslar Pariste Eğer mağdur yabancı ise, bu filin işlendiği mahallî ceza kanununda cezayı müstelzem olması şarttır.» Yeni lâyiha, ceza kanununun 14 üncü maddesini de şöyle değiştiriyor: «Muvakkat ağır hapse mahkum olup ta cezasmm iki seneden aşağı olmamak üzere üçte ikisini ve hapse mahkum olup Türkiye Italya ticaret ta cezasımn bir seneden aşağı olmamak mukavelesi kabul edildi üzere yansını bitirmiş olanlar hapihsane Italya ile ticaret mukavelesi ve klering anlaşmalarının tasdikı hakkındaki kanun dışında ve açık havada çalıştmlabilirler. Küçükler ve hafif hapse mahkum olâyihası da Kamutayın kabul ettiği ka nunlar arasında bulunmaktadır. lanlar ceza müddetile bağlı olmaksızın Fransız müstemlekelerinde ar açık havada çalıştmlabilirler.» keoloji tetkikleri yapılacak Paris 13 (A.A.) Fransız müstemleke imparatorluğu arazisinin muhtelif iki noktası üzerinde, yakında iki mühim arkeoloji araştırmasına başlamlacaktır. Bir taraftan, Tunus sahilinde, eski Kartaca limanı, tekrar denizle irtibata açılacaktır. Diğer taraftan, ormanlar altmda gömülü kalan ve Hmerlerin Angkor şehrini teşkil eden nefis mimarî eserleri mevdana çıkanlacaktır. Kızkardeşimin orada yatamıyacağıni sertabibe söyledim. Sertabib: «Evet hakkınız var, fakat başka yatağımız yok» dedi. Kızkardeşirni geri döndürmek lâzım geldi. O zaman ne oldu, biliyor musunuz. Hasta nakline mahsus olan otomobil hastayı götürmedi: «Bizim vazifemiz değil» dedi ve geri dönüp gitti. Kardeşimi tramvayla Köprüye götürdüm. Otomobil tutacak param yok... Şikâvet ediyorum. Biz insan değil miyiz?.. Bu memleket bize bakmağa mecbur değil midir?.. Sıhhiye Müdiriyetine gidiyorum. Müdürden: «Sen abonemisin buraya» diye tekdir işitiyorum. Valiyi görebilsem, eminim ona halimi anlatacağım. Anamız, babamız vok, memleket bizim anamız, babaNAD1R NAD1 mız değil midir? *** Anasız, babasız çocuklara bakmağa Bilecik Vilâyet meclisi iyi mecbur müessese hangi müessesedir? Bu sahrları o müessesenin nazan dikkararlar verdi Bilecik (Hususî) Vilâyet umumî katini celbetmek için yazıyorum. SUAD DEVRIS meclisi işlerini bitirerek encümen seçimimini yapmış ve gelecek sene toplanmak üzere dağılmıştır. Meclis, sekiz bin lira Tunceli Vilâyetinde yol kıymetindeki Vilâyet matbaasını ve gene faaliyeti o değerde bulunan matbaa kurağını Elâziz (Hususî) Korgeneral'Alp Halkevine bağlamıştır. Zengin bir kü Doğan Tunceli kazalannı dolaşmak ü tübhaneye sahib olan ve şimdiye kadar zere bir tetkik seyahatine çıkmışhr. Akın, Özyurd, Kozanoğlu gibi birçok Tuncelinde esaslı bir yol inşaatı ha ulusal ve tarihsel piyesleri büyük başa zırlanması göze çarpmaktadır. Bu sene rılarla oruntayan Bilecik Halkevi Bile yapılan yollann uzunluk tutan dört yüz cik isminde neşretmekte olduğu haftaîık kilometro kadardır. gazeteden başka Devrimin Sesi adile bir Yağmurların mevsiminde ve bol yağ de aylık dergi çıkarmağa başlamıştır. ması ekimin çok feyizli olmasına yardım Halkevimizin kıymetli neşriyatı köy ge etmiştir. Tahmin ve teyid edildiğine göre zintileri, sosyal yardımlan, gösterileri, bu yıl bereket her yıldan fazla olacak konferanslarile halkımızı aydınlatmakta tır. Çiftçinin şimdiden yüzü gülmeğe baş yorulmadan, usanmadan çalışmasına mu lamıştır. kabil meclisten gördüğü bu yardım yerinEyüb genclerinin müsameresi dedir. Eyübde Parti Defterdar semt ocağmda her hafta muntazaman temsiller ve ren kol evvelki geceki temsilini civar nahiyeler ve Fatih kazasından davetli olan zevata tahsis etmiştir. Çok samimî bir hava içinde geçen ve muvaffakiyetli olan bu müsamerede gencler (Tarih utandı) piyesini ve (Mahkemei şer'iye) komedisini temsil etmişlerdir. Verilen temsilde bilhassa Kemal, Hayrullah, Gazi ve Şükrü büyük muvaffa kiyet göstermişlerdir. Alman elçisinin cenazesi memleketine naklediliyor Londra 13 (A.A.) Alman büyük elçisi von Kösehin cenazesi çarşamba gü•S bir tngiliz torpidosile Almanyay* nakîolunacaktır. 300 Fransız zabiti İtalyada Venedik 13 (A.A.) 3 0 0 Fransız ihtiyat zabiti dün Vittorio Veneto harb mevdanına gitmişlerdir. Zabitler, Saint Mare meydanında halkın sempatik tezahürlerile karşılanmışlardır. At yanşları Bu yıl at yarışlarına 26 temmuzdan itibaren başlanacaktır. Ziraat Vekâleti yapılacak koşulann programlarını baytar müdürlüklerine bildirmiştir. Alâkadarlar hazırlıklara başlamışlardır.