CUMHURİYE* 17 Eylul 1939 KUçUk j hikâyej Kazoğlu Ercümend Ekrem Talu Duymadıklarımız ve bilmediklerimiz Petrol Kralı, petroldan bayılırmış! Yalnız filim kâfi değil! Okurlarımızdan ressam Şemseddin imzasile aldığımız mektubda deniliyor ki: <Gazetenizde «Musadağmda 40 gün» hakkındaki yazılan takib ederek dik katle okudum. Karşılık propaganda yapılması için teklif ettiğiniz propaganda filmi çok yerinde ve esaslıdır. Yalnız başka yollardan da karşılık propaganda yapılmalıdır. Meselâ Türk san'atkârlan tarafından yapılacak <Atatürk Türki yesini» gösterir tablolardan bir resim sergisini Amerikamn büyük şehirlerinde ve Avrupanın muhtelif şehirlerinde sıra ile açmalıdır. Tarihî roman : 49 Yazan: M. Turhan Tan Habeşistanda aldığı petrol imtivazı dolayısile, son günlerde, ismi etrafında birçok dedikodular yapılan esrarengiz Rickett, bütün ömrünü petrola vakfetmiş, petrol uğrunda yaşamış bir adam olduğu halde ,petrol veya benzin kokusu duyunca baygınlık geçirecek kadar fena olurmuş. Memleketine, güney Afrikanın altın madenlerini kazandıran Cecil Rhodes de, petrol âşıkmın petrol kokusundan Türkün kendi dimağından doğarak kaçışı gibi, altından büyük bir nefret meydana getireceği eserler ayrıca A duyardı. Yaşadığı müddetçe cebinde çelik bir atürk gencliğini de tanıtmış olacaktır saat taşımış ve kesesine bir defa bıle ki bu da bir propaganda olur. İyi hazırlanmış înkılâb resim sergisi altın para kovmamıstır. yabancı memleketlerde açılacak olursa Körter görecek ulusumuz için önemli bir propaganda Kiyef Akademisi, körlerin matbaa olur inancındayım.> yazısım okumalarını temin eden bir cihaz vücude getirdiğini ilân etmiştir. Bu cihaz, gözbebeği, göz adaleleri ve gözlerin diğer kısımları vazifelerini gören bir mikroskop ve elektrik cereyanlarından teşekkül etmektedir. Hem sa• Kapalıçarşınm, "Kuyumcular içerisinde, için böyle geldikleri olurdu. ğır ve dilsiz hem de kör bir kadın üzebundan otuz, kırk sene evvclisi, yaptığı lardan biri sanıp, tınmadım. Kaybedecek rinde yapılan tecrübelerin muvaffaki işin temizliği ve sattığı malın yüksek de boş vaktim de yoktu. Kilercibaşınm baldı yetle neticelendiği iddia edılıyor. gerile ün almış olan cevahirci Kazoğlu zmın, o kerte düğünü olacaktı. Tekmil Eski ahbab! Boğos Ağayı, bilmem hatırlar mısınız? cevahirini düzeltmeğe, temizlemeğe bana Irlandaya seyahat eden bir Fransız Pıyasa, Çarşıiçinden Beyoğluna göç vermişlerdi. Mıhlayıcı Avedisle Mazgalanlatıvor: Kız, düşündüğü şeyi yaptı, Fatihin Marya da gözlerini kapalı tuttu. Fakat Gayrimübadil bonolannın mütemaditükten ve alışverişte tad, tuz kalmadık cı Kirkor da onda idiler; üçümüz birlik Dubline gitmek üzere trene bindim. yen kıymetten düşmesi iljjjj olanların Lıuyrultusunu çıkararak Draküle sundu. sapa bir köyde at değiştirilmek ve azık tan sonra, Boğos Ağa dükkânını kapadı. o cevahirin üzerindeydik. Kompartimanda bir Irlandalı ile ahbab veniden şikâyetlerini mucib olmakta O, hırsına kurban etmek istediği güzel almmak için durulunca iş değişti, VoyvaFakat hâlâ sağdır ve sizden, benden de, Ben firengi başımdan savmağa bakar olduk. Havadan sudan bahsettıkten dır. mahlukun ansızın elini koynuna soktuğu da yapılacak işleri adamlarına bırakarak Allaha şükür, çok dinçtir. sonra, hangi otele ineceğimi sordu. Söyken, bir de tercüman ne dese iyi?. Gayrimübadiller Cemiyeti esasinda nu belki de görmemişti, lâkin kızm bir kâ avını kucakladı, kötü ve karanlık bir odaDoğduğundanberi içinden çıkmad'.ğı, Bu Müsü, dedi, Amerikalı pan ledim, intihabımı çok muvafık buldu. ıd uzattığını görünce belinledi: ya götürdü, uzun süren açlığını gidermek Gedıkpaşada, Güllü Agobun tiyatro ha gerdir. Tek inci istiyor. Bütün menşur Trenden indıkten sonra beni kat'iyyen bonoları kıymetlendirmek gayesile istih yalnız bırakmak istemedi, otele kadar kak erbabının geri kalan haklarile tev Bu ne, dedi, muska mı?.. Yoksa yoluna girdi. rabesine yakın evinde, geçen gün ziyare cevahircileri gezmişizdir.. Hiçbir yerde, beraber gelmekte ısrar etti. Otele gel ziat ve emlâk satış işleri için hazırladığı cebinde hazırlanmış arzuhal mi var? Marya, bir lâhze ve tek bir lâhze çırtine gittim. keyfine, arzusuna gb're inci bulamadı. dık. Beni otelciye tanıttı ve: rapor Finans Bakanlığına gönderilmiş, Bununla beraber aldı, gene Gelibolu pınmak istedi, kendıni saran karanlıktan Siyah canfes takkesinin kenarlanndan Kilercinin cevahirlerini yana bıraktım. Bu Fransız dostumu size bilhassa tir. ve Eğrigöz günlerinde şoyle böyle elde sıyrılmıya çalıştı, sonra bu karanlığın kıtaşan beyaz ibrişim çileleri kadar parlak Nasıl inci istiyor? dedim. tavsive ediyorum. Kendisine çok iyi baCemiyet bu raporile gayrimübadille ettiği bilgi yardımile okudu. Gözüne ina rılmaz bir çember olduğunu görerek denn ak perçemleri, onun güleç ve sevimli si Gayetlen iri, fevkalâde inci an kınız. dedi ve ayrıldı. yor, dedi, Fiatine bakmazdan, satm alamasını çerçeveliyordu. Bu vefakâr ,sevimli adamın kim ol rin genel olarak bütün dileklerini tesbit namıyacağı geliyordu. Osmanlı hüküm bir ah çekti, «Mustafa, Mustafa» diye duğunu merak ettim ve otelciye sor etmekte ve bunlara çareler bulmaktadır. darının dost, ve düşman bütün beylere, nledı ve yeni baştan bayıldı. Bu baygın Safa geldin, oğul! dcdi. Kaç yıl cak. Alâkadarlardan bir zat bonolarm düş Krallara, Imparatorlara yazdığı şu açık lıktan uyanış bir facia idi, fakat sessiz vardır ki, Boğosun bir acı kahvesini içEfendiye deyim: Bende o sıra, kıya dum: Vallah ben de bilmiyorum. Bugün mesinin gayrimübadıllerin mevcud bo ltimas kâğıdı ona ihtiraslarını bile unut bir facia!.. Marya, ne göz yaşile, ne damedin! Zannım, en son kerte bizim ma ğın kıyağı bir şehdane inci vardı. Kasaolarını karşılıksız telâkki ederek yok turacak bir kertede şaşkınlık vermişti. marlarındaki kanın boşalmasile temizlfrğazadaydı. Şimdi yirmi yedi, yirmi sekiz dan çıkardım, gösterttim. Herif beğen ilk defa olarak gordum, dedi. pahasına satmalarından ileri geldığini Bundan ötürü bıyığını, sakalını karıştıra nemiyecek bir kir içindeydi ve bunu ansene kadar oluyor. di. Tut aşağı, vur yukan, çekişe çekişe öylemektedir. Halbuki, pazarlıktan sonra, inciyi tuttu, peşin peGülümsediğimi görünce, sordu: POLİSTE rin verdiği malumata göreresmî çevenle rak buyrultuyu bir daha ve bir daha oku lıyarak susuyordu. Hatta bahtın yaratşimdiye kadar du, sonra kâğıdı dıkkatle büktü, koynu tığı bu duruma boyun da iğmişti, Voyva Ne? Doğrudur dediğim, beyza şın de sayarak, 5000 altına aldı, gitti. dört milyon liralıktan fazla emlâk satıl na soktu: Kızkardeşini yaralıyan kız danın emirlerini dinliyordu, «ye» deyinO gün keyif keyif oldu. Yedi, sekiz dem! Boğosun kendi ihtiyar olmuşlur, mış ve bonoların üçtebiri itfa olunmuş Boğazkesen caddesınde oturan Ruhi Kız, dedi, sen bir bilmece oldun, ce yiyordu, iç deyince içiyordu ve köyatnma kafası sağlamdır. Ne kadar olsa altın safi kâr etmiştim. O vaktin vaktinyeyi kızkardeşi Makbule ortada hiç se tur. Geri kalan üçte iki nisbetindeL' bo yamanlaştın. Taşıdığın sırrı mutlaka çöz den ayrılırken ayrı bir ata binmek buyeski kereste, eski yapı. Kolay kolay çök de de bu, çok büyük para idi. nolara mukabil 9 milyon liralıktan fazla ruğunu bile yerine getirmişti' meliyim. Haydı gel terkime!.. Aradan, derken, dört ay geçti. Bir beb yokken ekmek bıçağıle kolundan yamüyor. atılmamış emlâk vardır. *** ralamıştır. Makbule yakalanmıştır. gün, bizim Amerikalı bangerden bir Marya, o kâğıdın da umulan tesiri Ve gülerek, ilâve ettiBu durumdan bonoların fa7İa;ile Sigaradan yangın Voyvada Drakülün baîıfı a^rcf^tpn Mapmadığını görünce gözlerini kapamış Allaha |ükürler olsun, her gün de mektub: <<Boğos Ağa! diyor.. Bizim karşılığı bulunduğu anlaşılmaktadır. Evvelki gece saat 21,35 te Kanlıcada tı, her şeye boyun iğmeğe hazırlanmıştı. yanmışa benziyordu. Zındandan kurtulelli dirhem carmakçuru su gibi yuvarla madam için dünyanm en menşur küpeleBundan ötürü alınacak yeni tedbirler nm. Daha bir tek akşam falso etmemi rini yaptıracağim. Bana dört ay önce Çubuklu caddesinde 30 sayılı evden yan arasında bonoların gayrimübadil olmı O sırada, kim olduğunu henüz bılmedıği muştu, eşi az bulunur bir kadın yakalasattığın incinin tıpatıp eşini isterim!» gın çıkmış, vaktinde yetişen itfaiyenin yan spekülâtörl<y;e satılmasının önüne damm yeni baştan saçlarını yakaladığı mıştı. sırasında işıne yarıvacak bir kâğıd şim. nı sezdi, tepeden tırnağa kadar titredi. elde etmUti. taKt.na doğru hıçbır engele Nereden bulayım, kardaş? inci dedi gayretile yangının önüne geçilmiştir. bı eçilmesi de düşünülmektedir. Biraz durdu; dalar gibi oldu; ve kısçarpmadan yürüyordu. O da ve onu kamen bana, kısmen de kendi kendine hitab ğin tesbih tanesi değil ki, Uzunçarşıda celeme sonunda yangının evin uşağı OsYakında gayrimübadıllere naktî tev Gene karşı koymıya kudreti yoktu, göstcçektiresin. Bununla beraber, Istanbul manın attığı sigaradan çıktığı anlaşılmış ziat yapılacağı da haber verılmektedir. rilen yere yükselmek te elinden gelmiyor çıranla» da Eflâk tahtını elinde tutan Raederek, söze devam etti: du. İşte bu durumda Drakül iğildi, iki dülü endışe verir bir kuvvet saymıyorlarkazan, Boğos kepçe. aradık. Herif te, tır. He, öyledir!.. Gelen aym ortalakolile onu belinden yakladı, zorla kaldır dı, halkm Drakülü görür görmez baş aboyna, telgraf telgraf üstüne yağdırıyor, Zehir yutan zavallı yavru nnda, yirmi sekiz tamam olup, yirmi dodı, kucağına yatırdı ve atmı mahmuzla çıp diz çökeceklerine kanaat besliyorlaröyle sıkıştınyor ki, sorma. Paket postanesinde müvezzi Alinin kuza devrediyor. yıp yola düzüldü. Marya, bu kaldırılış sı dı. Çünkü Drakül, İstanbuldan idare oDerken, tesadüfî, bir ihtiyar madajia kızı yedi aylık Ayten çocuk, eline geBu hafıza kuvvetine bayran oldum. O, rasında bayılmıstı, uzandığı yerde ha lunur bir adamdı. Türklerin emri olmada kıyak bir şehdane olduğunu haber a çirdiği göztaşlarını yutmuş ve zehirlensenelerin hesabını yaparken, ben de kenreketsiz yatıyordu. dıkça sofraya bile oturmaktan çekiniyorlınca, kostum. Ne bakayım? Tıpkı tıp miştir. Küçük, Şişli çocuk hastanesine di hafızamı yoklamış, gerçek onun dediTahtına kavuşmak için tehlikeli bir yol du. Üstehk İstanbula bir sürü de armakısı değil mi?. kaldırılmıstır. gi gibi, tam yirmi dokuz yıl evvel, en culuğa atdan Voyvada, şimdi amacını u ğan yolluyordu. Yağdan, baldan başlaLâkin köpoğlu karı dayattı. 12.000 Malul Mesrubun marifeti son defa, Çarşıdaki dükkâna gittiğimi hanutmuştu, kucağındaki güzel mahluktan yıp ta torba torba altınlara kadar varan altın diyor da, ağzına başka lâf almıyor. Şişlide Samanyolu sokağuıda oturan tırlamıştım. alacağı hazları düşünüyordu. Arasıra, i bu sonu gelmez armağanlar halkm sırtınÇaresiz, Amerikaya telgraf vurdum. Hakkm var, Boğos Ağa! dedim; «10.000 e alınız; havale bankaya ve Timürü, iki ayağından malul Mesrub radesini erıten bu düşünceyi bırakıp koy dan çıktığı için büyük hoşnudsuzluk dobaşından yaralamıştır. Polis malulü yakatam dediğin kadar oldu. nundaki kâğıdı çıkarıyordu. Her kelıme ğuruyordu. Bütün bu sebeblere Drakül rilmiştir..» cevabı geldi. lamı^tır. Bu teyid edici ifademden memnun olyi tartarak uzun uzun süzüyordu. Fati adının hâlâ yaşattığı derin korku da kaUzatmıyalım. Kocakarıyı gücbelâ raMakinist Mehmed, soför du; mağrur bir tebessümle beni taltif ethin, kimi iltimas ve tavsiye ettiğini bıl tılınca onun elden kaçırdığı tahtı bir hamzı ettik. Eşşek gibi de on bini saydık. tikten sonra: Ermanaği döğdü dirmeden yazdığı bu kâğıd, onun zih lede yakalıyacağına inanmak tabiileşi AmeriVlm parasını el'an daha bekliyo Bilirsin, dedi; neden bu kadar iyi Kader matbaasında makinist Armaninde birçok ihtimallere yol açmakla be yordu. Radülün ancak Bükreşte kendini ruz. Kocakarı da o gün bugün ortada aklımda kalmıştır? Kayseri (Öze!) Vilâyetimizin De raber kesin bir hüküm veremiyordu. Ara korumaya çalışacağı uranlanıyordu. Voyyok. înciye gelince, zaten benim evvel nak, evvelki gün Büyükdereden bindiği Hayır. 3329 sayılı otobüste bir bilet meselesin veli kazasında ve şehrin içinde Hususî sıra öyle mübrem bir şey olduğuna inan vada böyle bir durumu da benimsemiyorce sattığımdır; hâlâ kasada duruyor.. Oyleyse, dinle! Cenabın gibi yaz: du. Buğdan sınırlarından Bükreşe kadar Boğos Ağa sustu; bir sigara sarıp, den dolayı şoför Mehmedle kavga etmış Muhasebenin de yardımile Belediye ta mak istiyordu, fakat o imzayı, hatta o yazanlar için kıyak masal olur. O, geldive şoför Armanağı dövmüştür. Polis suç rafından bir köprü yapılmıştır. Memle ifadeyi bir kadının taklıd etmesini müm uzıyan yerlerin ve daha aşağı bölgelerin yaktı ve kıskıs gülerek, ilâve etti: gin gün, hemen senin arkandan, dükkâketin çoktanberi muhtac olduğu bu mü kün göremiyerek gene uranlamalara giri halkı kendinin ardına takıldıktan sonra Iuyu vakalamıştır. Onun içindir ki, oğlumu, kendi isna bir firenk müşteri geldi. Yanında bir Bükreşte kurulacak seddın bir değeri olahim iş te bu suretle başarılmıştır. Köprü şiyordu. Festival şenliğinde bir memu de tercüman vardı. Bazan seyyahlarm, mile değil de, soy adile çağırırım: mazdı. Yalnız Radüle Türklerin yardım nün yapıhşı, dağlardan gelen sellerin Uyur gibi görünen kadın da o önemli run kolu kesildi Kazoğlu diye!. Anteb işi, Halepkârî yüzük, küpe, bilememleketi harab etmemesi gibi mühirn bir kâğıd kadar onu meşgul edıyordu. Öm etmesi işin kolaylığmı baltalıyabilirdi. LâBüyükadada festival şenlikleri yapılır düşünceye müsteniddir. Fotoğraf bu köpErcümend Ekrem TALU zik, sırça mallar, avur zavur şeyler aramak ründe düzünelerle kadm görmüş olan kin o günlerde bu yardımın hele hızla ken feci bir kaza olmus, fişekleri yakan rüyü göstermektedir. Voyvada, daha ilk görüşte Maryanm yapılmasına imkân yoktu. Çünkü Türkmemurlardan birisinin eli kopmuştur. Kaseçkin bir güzel olduğunu anlamı§tı. Kızı ler Arnavudlukta yaman bir savaşa girişraağac fisek fabrikası memurlarından Yuat üstüne aldıktan sonra bu anlayışının mişlerdi. İşkodra önlerinde uğraşıp durusuf, bir fiseği ateşlerken kıvılcımlar mepek yerinde olduğunu görmekte gecikme yorlardı. Drakül, Balkanların ta öbür umurun yanında duran fişek kutularına sidi. Hırpalanmasına rağmen güzelliğini cunda yaptıkları savaşı bırakıp ta Türkrayet etmiş ve kutular hemen ateş almışkaybetmiyen o ipek saçlar, o samur kaş lerin Eflâka doneceklerini ummuyordu. tır. Fisekler birdenbire patlamış ve melar, o burun, o ağız, o gerdan, o dolgun Bükreşte yerleştikten sonra lstanbulla umur Yusufun bir eli parçalanmıştır. göğüs, ayrı ayrı birer şaheserdi. Drakül, yuşmayı, halka sezdırmeden vergi vererek Vak'a'yı duyan Yat Kulüb Direktöpek uzun süren bir açlık devresinden son suçlarını bağışlatmayı tasarladığı için gerü Bürhaneddin hemen yaralıyı tedavi ra ele geçirdiği şu güzellık manzumesinı ecek günleri de kendi hesabına tehlıkesiz altına aldırmışsa da Yusufun kolu kan kaba bir tabirle söyliyelim çiy çiy ye buluyordu. gren tehlikesine maruz kaldığından dokHalbuki tesadufler ona, kendi umdumek istiyordu. Onun türkçe konuşması, torların kararile kesilmistir. koynunda Istanbul sarayından verilmiş ğundan daha çok yardım edıyordu. Dağbir kâğıd taşıması da hırsını ayrıca gıcık lar arasından, sapa yollardan, kuş uçmaz Yumurtalardan alınacak ve kârvan konmaz köylerden giderek Eflıyordu. baytariye Yürüyüşün yarattığı rüzgârla yelpaze lâk sınırına yaklaştığı sırada kardeşi Bulgar hükumetinin Almanyaya çıkarlenen Marya, baygınlıktan ayıldığı za Radül bir kazaya uğramıştı, attan düşüp Ziyafetten bir gorunüş dığımız yumurtalardan baytariye kâğıd man onu, Drakülü işte bu coşkun iştiha ölmüştü. Bükreşe uzak köyler bu hâdiseîzmir 15 (Özel) Türkiye turunu tamamen muvaffak olmuştur. istemesi üzerine Dış Bakanlığımız Sof ve bu meyanda kendisine verilen ödev , : nde gördü. Bütün teninde sürünen ba yi henüz haber alırken Drakül de kendiOğleden sonra Uray, kendilerine Şe yada teşebbüslerde bulunmuştur. Netıce K acabey (Ozel) Şık apaıtı leri muvaffakiyetle bitiren Eskişehir fi hir kazinosunda bir ziyafet vermiş, sami henüz belli degildir. Yalnız Tarım Ba kışlar, dıkeryden örülme bir kucak gibi ka ni tahta ulaştıracak yolun son konaklarılosu, dün sabah Izmire gelmiş, kara uçu mî hasbıhaller yapılmıştır. Ziyafette kanhğının verdiği bir emir üzerine Uzun mancıklan, beton ve ortaları ağaç dını incitmis, hırpalamış ve içine yeni bir na adım atmış bulunuyordu. Voyvadasız ?u meydanmda Yarilbay, Hava Kuru Müstahkem Mevki Komutanı General köprü Baytar Direktörlüğü Şark Demir lıklı evlerile güzel bir ilçe olan Karaca baygınlık getirmişti. O, saçlarından topu kalan Eflâklılar Radulün mezara düştümu başkanı, Belediye mümessili, tayya bey bilhassa tarım işlerinde ileri gitmiştir. ğuna kadar her tarafını dolaşan bu diğü bir sırada Drakülün yurdlarına ayak Rasimle Yarilbay, Belediye Yarbaska yollan yolile Avrupaya çıkarılacak yu • reciler ve Cumhuriyet namına da tara Hayvan ihracatı da fena bir durumda kenden kucağı görmemek için gözlerini basmasını Allahın yaptığı bir iş gibi tenı, gazeteciler hazır bulunmuşlardır. Fi murtalarımıza baytariye kâğıdı vermeğe lâkki etmişler, onu candan karşılamışlarfımızdan karşılanmıştır. Tayyareden i degildir. kapamaktan başka bir çare bulmadı, uyalo kumandam yüzbaşı Ihsan, arkadaşları başlamıştır. Bununla beraber ilgililer bu dı. Artık Bükreşte de çarpışma ihtimali nince filo kumandam yüzbaşı İhsana bir baytariye kâğıdı işinin esasen birçok müşKültür bakımından da önemli bir yer nıklık içinde baygınlık durumu aldı, gene da yüzbaşı Basri, birinci mülâzim Hüseyoktu. Boş kalan taht, kendini yakalamak büket verilmiştir. Kahraman hava ço külâtla çevrelenmiş olan çıkı işlerinde ye tutan Karacabeyin merkezde beş sınıflı hareketsiz kaldı. için Belgrad zindanlarından kaçıp gelen cuklan, en küçük bir yorgunluk, bir yin, birinci mülâzim Muallâ, birinci mü ni bir müşkülât olduğunu gözönüne ala iki ilk okulu köylerde de beş üç sınıflı Drakülü kaçırmak için tedbir alan a cesur Voyvadaya kollarını açarak bekli«ıes'esizlik göstermiyorlardı. Zinde, çe lâzim M. Kemal, birinci mülâzim Ferid rak bunun yerleşmemesine çalışmaktadır yirmi ilk okulu vardır. damların sıraladıkları menzillerden ilkine vik ve şendiler. Bu filo da diğer arkadaş Kemal, makinist Necati, pilot Alâeddin, lar. Bu işin alacağı sonuc (netice) ilg Gönderdığim resim Karacabey merkcz gelinciye kadar bu biçim bozulmadı. Dra yordu. \in gibi bazı hava arızalarına rağmeo başgedikli Halistir. (Arka$ı var} ile (alâka ile) beklenmektedir. ilk okullarından birini göstermektcdır. kül, damarlarında tutu^an ate§e dayandj, Drakül, iğildi, Maryayi belinden yakahyarak atîn üzerine aldı, hayvanını mahmuzlayıp yola düzüldü Gayrimübadil bono kıymetleri Cemiyet, düşüklüğe çare bulmağa çalışıyor Develide yapılan yeni bir köprü Kahraman tayyarecilerîmize Izmirde verilen şolen Karacabeyde kültür ve bayındırlık işleri