21 Ağustos 1333 Yeşil gözlerin gücü Bu iş böyle olur! Halk etiketsîz sütçüîerden süt almıyor Duymadıklarımız ve bilmediklerimiz Sağlık ve îctimaî Yardım Bakanlı§ı nin yapmış olduğu süt ve yoğurt tali Hindistan ormalarında, bir Hind ra matnamesinin gazetelerde çıkması üzecasının tertib ettiği avlara iştirak ettikrine halk sütçülerden etiket sormağa ve ten sonra memleketine dönen meşhur etiket gösterilmeden süt almamağa bir Fransız avcı. tesadüf ettiği garib bir başlamıştır. Bu durum (vaziyet) kar hâdiseyi şöyle anlatıyor: şısmda kalan sütçüler de kurumlarına Hele küçük Mustafanın dönen akıncılar kendileri görünmiyen çanlar şimdi asılı € Bir gün, bir göl kıyısında, bir çift başvurarak talimatnameyi öğrenmek arasında bulunmaması büsbütün canını olduklan"yerde şişkin birer dil gibi göistemişlerdir. Sütçüler kurumu (cemi gayet iri ayıya tesadüf ettim. Dişi ayıya sıktı, geriye dönme emrini verdi. Cellâd ze çarpıyordu; kiliseler, evler ve ağaclar yeti) da dün Uraya başvurmuş ve ta bir kurşun attım, yaralandı. Erkek ayı. Voyvadanın şurada burada kurduğu ka kendilerini saran karanlıktan sıyrılarak limatnameyi öğrenmek istemiştir. Hal eşinin inliyerek yerde kıvrandığım gö zık ormanlarını ordusuna seyrettiriyor ve uzun veya kısa boylarile pırıldayıp du . buki talimatname daha yeni Sıhhat ve rünce, onu yerden kaldırdı, ve adeta bir yapılan seferin kime karşı olduğunu bu ruyorlardı. Sanki gece birdenbire silin t İçtimaî Muavenet direktörlüğüne bil insan gibi kollarına alarak ormanm i suretle askerin zihnine daha kuvvetli su mişti ve güneşsiz bir gündüz doğmuştu. dirilmiştir. Direktörlük bir iki güne ka çerilerine doğru götürdü. rette yerleştiriyordu. Ordu Tunayı aş Halk,'gözleri önünde beliren bu yari dar bütün kaymakamlıklara yaj'im yaBu manzara bana o kadar dokundu ki. mak üzere bulunurken bir Macar atlısı kırmızı, yarı beyaz gündüzün bir mucipacaktır. ikinci kurşunu atmağa elim varmadı.> yetişti, Fatihe bir kâğıd sundu. Bu, Deze olduğuna inanmışlardı. Yere kapan Oburlar kralı mitriyos Yaksiçtendi ve Voyvada Vilâ mağa, Laybah şehrini kucaklıyan şu ilâhî dın Macar Kralı haşmetlu Ma*yas Kor ışığı, sevinc yaşlan döke döke kutlula Türk Kuşu için İzmirde bulunan Toth isminde bir Macar. işinden çıka ven hazretleri tarafından Belgrad zinda mağa hazırlanıyorlardı. Fakat ellerinde rılmış, açıkta kalmış. Bir müddet, karalanlar haç, gözlerinde korku, birer birer meydanını doyuracak kadar olsun bir kazanc nına yollandığını müjdeliyordu ( 1 ) . Fatih bu haberin Bükreşte Voyvada na çıkan papaslarla titriye titriye haykırIzmir (Özel) Türk kuşu için biri temin edecek iş aradığı halde bulamaİzrrn'r Menemen yolunda, diğeri Ka mış. Çünkü bu adamcağızın karnını do lık tahhna oturtturulmuş olan Radola dıkları hakikat, secde için kıvrılan bütün bildirilmesine emir verirken Mahmud dizlere bir dermansızlık getirdi, sevincden Ruke Burdolu eski bir Doksörâü. Se velâ alkışlar arasında Hügo ringe çık rabağlar yakininde iki saha bulunmuş yurması da oldukça önemli bir işmiş. Paşaya şunlan söylemekten geri kalma ağlamağa hazırlanan gözlerin yaşı kurunelerce evvel Amerikada büyük maçlar tı. İşlek ve çevik vücudü iyi hazırlan tur. Motörsüz tayyare ve paraşüt ta Toth gayet fazla yemek yermış ve buldu ve bütün ağızlarda ayni inilti dolas • • dı: kazanmış, Fransaya servet sahibi ola dığını gösteriyordu. Köşesine geçti, 0 limleri burada yapılacak, fakat ya şehir duğu işler, bu yüzden karnını doyur İşte biri tahta çıkan, biri zindana tı: mağa yetişmiyormuş. Nihayet, oburluturdu. Bir dakika sonra Rişard gözüktü. rak dönmüştü. içinde Kültürparkta, yahud da bu alan ğun para edebileceğini düşünerek Bu giren iki kardeş ki karşılaştıklan gün bir Kurdlar geliyor!. Fakat 0 soyunmamıştı. Mırıltılar ara Yeni dünyadan getirdiği altınlar: o da ayrıca paraşüt kaleleri kurulacaktır. dapeşte lokantalarından birine müra birini öldürmekte tereddüd etmiyeceklerPapazlar bu kelimeleri söylemişlerdi, smda ringe çıktı. İspikerin gür sesi işinu Parisin Monmartre âlemlerine sü İzmir civarmda yüksek plântör mek caat etmiş ve canh reklâm olmak iste dir. Hocaların cife dedikleri dünya, ha halk ta o kelimeleri tekrar ediyordu. Gütildi: rükledi. Etrafını alan bar kadınlarının kikatte cife değil, vicdanları körleten, zel bir yaz gecesinde Laybah şehrine gel Rişard dün bir otomobil kazası ge tebi sahası bulunamamıştır. Yalnız Ti miş. Lokanta, Tothun teklifini kabul earasında düşekalka. bir boğa gibi güclü yürekleri karartan bir sihirbaz. Onun bi diği söylenilen ve gelişleri kiliseleri hayderek, kendisini oburlar kralı olarak loolan Ruke az zamanda suyu sıkılmış bir çirmiş, kolu sakatlandığı için maç yareye yakın Alacalı köyü civarmdaki kantaya almış! zi de baştan çıkarmamasına dua edelim. kırtan, binlerce adamı korkuya boğan pamıyacak.. Gündağı kısmen müsaid görülmüştür. limon kabuğuna döndü. Ve sonra dalgınlaşarak mırıldandı: kurdlar, akıncı Türklerdi. On dördüncü Şimdi bu adam, mükemmel surette Hügonun bu gece ne olursa olsun dö Türkiyede bu mekteb için daha elverişli Yavaş yavaş altınlar eridi. Etrafını Bizim küçük akıncı Allah vere de asırdanberi bütün Balkanlar, bütün Orta saran şeytan ruhlu, çapkm bar kadm ğüşmek, yüklü bir para ele geçirmek yer bulunmazsa ıslahat yapılmak sure tıraş olup giyinerek lokantada durma bir kazaya uğramaya. Yoksa şu amca Avrupa, akıncılan kurd diye anıyorlardı. lan ondan uzaklaştılar. Seneler bir rü istediği anlaşılıyordu. Canı sıkılmış gi tile burası kullanılacaktır. Tire dağları, dan yemek yiyor, hem lokantanın müş oğlu zınltısı büyüyüp can sıkan bir giiriil Fakat bu kurdlar, herhangi bir şehre terilerini eğlenderiyor, hem de haricden bi yüzünü ekşitti. Ahali bağrışıyordu, ya gibi geçmişti. tü olacak! yaklaştıklannı işte böyle ışıklı ve göz kaorganizatöre atıp tutuyorlar, ıslıklar rökor uçuşlanna elverişli görülmüştür. yeni müşteri çekiyormuş. Ruke henüz gencdi. Fakat sefahet 0maştıracak kadar pınltıh bir işaretle ha Mütehassısın anî dönüşüne sebeb, paTothun bir oturuşta yediği yemek şuynu mahvetmişti. Artık döğüşemiyecek çalıyorlardı. Hügo ringin ortasına yüber veriyorlardı. Onların seslerinden önrüdü, birşey söyliyecekti. Herkes sus raşütle atılma talimlerine mahsus tay muş: Muhtelif çerezler, iki tabak ha «Laybah» m bütün kilise çanları, bir haldeydi. Şimdi gayesiz bir yaşayış korkulu ve ortaklaşa bir düş görmüşler ce ışıkları geliyordu ve önlerinde geceler muştu. yare ve paraşüt kaleleri plânmm Rusya murişi, 3 porsiyon balık, kızarmış bir içinde, gönlünde acı bir pişmanlık çıl gibi birden titremeğe, birden haykırma devrilerek gündüzler peyda oluyordu. Hügo: gınhğının cezasını çekiyordu. dan Ankaraya gelmiş olmasıdır. Bilâ . süt domuzu budu, bütün bir tavuk, bir ğa başlamışlardı. Geceyarısından biraz Laybahlılar ilk şaşkınlıklarını gider i Hasmım maç yapamıyacak. Fakat hare gene gelecek ve saha tetkikatı ya tavşan, peynir, yemiş, salata, üç şişe Ruke bu akşam senelerdenberi ilk desonra herkes uyurken yüz gösteren bu dikten, dermanı tükenmiş dizleri üzerinşarab ve yirmi tane küçük francelâ. fa olarak boksörlerin toplantı yeri olan yanm orta herhangi bir boksörle ayni pacaktır. İzmirde Türk kuşu için gencToth, kendi söylediğine göre, on beş uğultu, kilisenin ağzı sayılan çanlardaki de durabilecek bir iç kudreti bulduktan (Chope de Nigre) denilen kahveye gi şerait altında döğüşmeğe hazırım. Kirr bu haykırış Laybah halkını yatakların sonra kiliselerin içine koşmuşlardı, aziz ler arasında büyük alâka vardır. Hatta günde 12 kilo artmış. diyordu. Evvelce hergün uğradığı, bok isterse çıksm, dedi. Bir alkış tufanı kopdan sıçratmış, sokaklara fırlatmışü. Her resimleri önünde alınlarını yerlere sürerek Necati namında bir makinist, paraşütle Floransa kUtübhanes) 8Ör arkadaşlarile tatlı saatler geçirdiği kes, İsanın o şehirdeki yirmi ağzını bir nuru kılavuz yapıp gelmekte olan Türk* tu. Hügo yaman bir adamdı. Orada bu atılmak için kendisine izin verilmesini bu yere girmeğe bir çocuk gibi sıkılı Floransanm ulusal kütübhanesi, eski den açarak bağırmağa koyulmasındaki lere karşı kendilerini korumalan için yallunan boksörlerden hiçbiri işi talihe istemektedir. yordu. binasmdan yeni binasına taşınıyor. Bu sebebi araştınyor ve gözlerini uğuştura varmağa koyulmuşlardı. Bir pulluk Eski arkadaşlarile gözgöze gelmek bırakarak döğüşmeği göze aldıramadı münasebetle gazeteler bazı tafsilât ve uğuştura köşeden köşeye koşanîann yüz mumların ışığile aydınlanan bu aziz reKaramanda kuraklık ten çekinerek, başı önünde içeri girdi. Ruke yan gözle Maryona bakıj'ordu riyorlar. lerinde tatlı uykularını sakatlıyan bu gü simleri, ovaları, dağlan ve şehirleri yekKaraman (Özel) Uzun süren ku Köşede boş bir masaya oturdu. Arka Genc kadın manikürlü tırnaklarile Floransa kütübhanesi, 1698 tarihinde rültülü haykınşa karşı bir kızgmlık dola pare bır meşale gibi nur içinde bırakan daşları onu daha kapıdan girerken ta mendilini didikliyordu. Hügonun bu raklık nihayetsiz ovalarımızı bir çöl haTürklerin önünde ağız açacak, kımıldatesis edilmiştir. İlk tesisinde, içinde şıyordu. nımışlardı. Nil, Podven, Niyon etrafını line getirdiğinden bu yıl ürün pek az mevcud kitab sayısı 20,000 iken, şimdi, nacak seyler miydi?.. Halk bunu düşünmeydan okuyuşu Rukenin boksörlük Bununla beraber halkın yüreği de titaldılar. Ruke o tath günlerin en canh damarlarını ayaklandarmıştı. O, ne 0 dır. Bu yüzden köylü ve çiftçi çok ke el yazıları ve vesikalara aid kollek remiyor değildi, geceyarısı bağıran çan, müyordu, düşünemiyordu, kâğıd putlarhatıralarmı taşıyan karşısmdaki bu dost siyonlar dahil olmamak şartile, iki bu ne İsanın gökten inmek üzere olduğunu dan çelik bileklerı bukecek bır hareket derlidir. çehrelere bakmağa utanıyordu. Sporcu lursa olsun Maryonun gözüne girmek (Arkatı var) . müjdeliyen bir ağızdır, ne de Meryemin bekliyordu. Susuzluğu gidermek için Göksuyun 0 çuk milyona varmıştır. arkadaşlarmın özlü ve temiz samimiye istiyordu. O aralık yeşil göızler gözle kendi tebessümünden bir demet çiçek yaKütübhanenin taşınmasma 8 tem (1) Vlâd, sanki büyülenmiş gibi or ti çok geçmeden onu da sarmıştı. O a rinin içine doldu. O gözlere, içmek is vaya akıtılması için çareler aranmaktamuzda başlandığı halde, nekadar acele pıp ümmetine armağan ettiğini söylıyen tadan kaybolduğundan Sultan Mehmed ralık içeri iri yeşil gözlü, kıvrak bir ter gibi bir arzu ile baktı ve ringe at dır. edilirse edilsin, 15 eylulden evvel bit bir dildir. Böyle titriye titriye haykıran Drakülün payitahtı üzerine yürüyerek genc kadın girdi. Niyon, (Maryon) geliBuraya gelen bazı gazetelerde ilçemiz miyeceği tahmin edilmektedir. ladı. Onu eskiden çok iyi tanıyan halk çanlar ancak felâket haber verir. Lybah Eflâk içinde ilerledi. Bu şehirden biraz yor dedi. finansmda çalışanların hepsinin, odacı ılar bunu bildikleri için korkuyorlardı, ileride bir nehrin suladîğı bir ovanın çılgınca alkışlıyordu. Gitti, soyundu, Trende bir kavga Ruke baktı kadmı gördü. Kızardı ve kelimesiz bir haykırıştaki anlamsızlıktan başında kazıklardan bir orman teşek Ringin köşesine geldi. Gong çaldı, maç sından malmüdürüne kadar, işten el çeksonra sarardı. Bu o kadındı, e,vet 0 ka Birkaç gün evvel, Prusyada, müthiş ötürü de ister istemez kızıyorlardı. kül etmiş olduğunu görünce tiksinmektirüdiği yazılmıştır. Bunlar asılsızdır. dmdı. Ruke ceblerinde altınlar Mon başladı. bir kaza ile bitmesine ramak kalan bir Yatak kılıfile sokağa fırlıyan kadınlar ten kendini alıkoyamadı. Yarım fer Ruke nefesini tüketmemek için hü Yalnız birkaç tahsildar, bir sandıkemi hâdise olmuştur. martre âlemlerinde dolaşırken bir gece gecenin kara tülleri arasında uzun müd sah uzunluğunda bir mesafe içinde bu kadını Moulin Rougeda görmüş, âşık cum etmiyordu. Hügo bir çelik yay g ni ve muhasebeciye işten el çektiril Hallden Hamburga hareket eden ük det kalmaktan utanc duyarak birayak bir takımı kazığa vurulmuş, bir ta olmuştu. Bu, yeşil gözlü, nefis bir ka bi atıldı. Rukenin gözünün üstünde şim miştir. Yapılan yolsuzluk derinleştiril ekspres, Hamburg garında durmadan önce kapalı bir köşe bulmak istiyorlar ve kımı çarmıha gerilmiş yirmi bin in dındı. Boksa meraklıydı. Mühim maç eşk gibi çakan bir sol direktle hücuma mektedir. geçmiş ve bütün süratile yoluna devam kiliselere doğru koşuyorlardı. Çıplak san görünüyordu. Bunların ortasmda lan hiç kaçırmazdı. Ruke artık sönmüş geçti. Bir kasırga gibi Rukenin çene Şarbaylık kurulu verdiği bir kararlf etmiştir. Bunu gören yolcular telâşi topuklar üzerinde beliren bu beyaz te ve diğer kazıklardan daha uzun bir kabir şampiyon olduğundan kadına yak sine, midesine inen yumrukların heyebir eylulden itibaren çarşaf ve peçe düşerek öteye beriye koşuşmağa, ba lâş, erkeklere de gidilecek yolu gösteren zık üzerinde ipek ve erguvani elbiselaşmıya cesaret edemiyordu. Fakat onu canı içinde birinci ravond bitti. Ruke ğırıp çağırmağa başlamışlardır. Niha bir ışık oldu ve bütün halk, biraz sonra sile Hamza Paşanm cesedi hâlâ seçinin yüzünde patlıvan bir yumruk yağ nin kullanılmasını yasak etmiştir. sevmişti, seviyordu. yet, tren memurları, lokomotife koşuş kilise avlulanna doldu. liyordu. Ciğerleri açık annelerin ya Esrarlı bir güzellik taşıyan bu kadı muru içinde ikinci ravond da geçti. İ Barselonda patlıyan bombalar tukları zaman, orada makinistle ateş nında çocuklar görülüyordu ki kuşlar Çanlar gene haykınyor ve bir kelime nm yeşil gözleri hayalinden, silinmi talyanın sert bir kroşesi eski boksörün Barcelone 20 (A.A.) Tramvay çknin, gözlerini kan bürümüş bir halde duymak önemile üstüste yığılan dişili er barsaklarının üzerine yuva kurmuş yordu. Onun için Maryonun kahveye kaşını yarmıştı. Üçüncü ravondun or kumpanyasının en önemli garajlanndîn saçsaça başbaşa döğüştüklerini ve bir kekli yüzlerce Laybahlıya iç zelzelesı lardı. girdiğkni görünce rengi atmıştı. Tanı talarında Ruke bitkin bir haldeydi. birlerini trenden aşağı atmağa uğraş dağıtıp duruyordu. Papazlar ortada yok«Türk süvarileri karşısında döğüşe • Göğdesi iki yana sallanıyordu. Ayakta birinde büyük ölçüde iki yangın bombası mıyormuş gibi lâkayd: tıklarını görmüşlerdir. tu, kiliseler koyu bir karanlık içindeydi. cek düşman bulamadıklarından Eflâk durabilmek için büyük bir gayret sar patlamıştır. Bu kadın kimdir, diye sordu. Döğüşçüleri ayırmışlar, treni durdur İsanın, Meryemin resimleri, Laybah ki topraklarında gelişigüzel dolaşıyorlar Binanın bir kısmı yılcılmış ve yangın fettiği görülüyordu. O aralık ağzınm Nü: üstüne inen bir sağ direkt Rukeyi ber çıkmıştır. \angında ölen olmadığı söy muşlar fakat, makinistle ateşçiyi jan liselerinde belki ilk defa olarak gece gö dı. Drakül Moldaviye sınırı üzerinde Maryon mu? dedi. Biz ona boks bad bir hale getirdi. İki dişi kırılmış. lenmektedir. Hâdisenin, aşın partiler darmalara teslim etmeden evvel yolcu rüyorlardı, ışıksız kalıyorlardı. Hayat, ilkin sığmdığı yeri bırakarak Maca perisi deriz, iptilâ derecesinde boksa dudağı patlamıştı. Kan pıhtıları içinde tarafından yapılan bir kasid eseri olduğu larm elinden kurtarmak için de epey hareket yalnız çanlarda idi ve onlan böy ristana çekilmişti. Kendisi Matyas meraklıdır. Korvenden yardım istemiş ve o ümidle delice haykırtan eller de o karanlık ikırık dişlerini ringin üzerine tükürdü. söylentisi vardır. güçlük çekmişlerdir. Ruke düşünüyordu. Boksu çılgınca Ravond bitmişti. Zavallı Ruke köşesine le oraya gitmiş olduğu halde Macar çinde görünmüyordu. Harareii olmıyanlar için Avusturya ve Yugoslavya seven bu kadının kalbini kazanmak i bir et yığını halinde çöktü. Bir dakika Kralı, onu zindana konulmak üzere Artık halkın sabırsızlığı, taşmılan korViyana 20 (A.A.) Correspon çin eskisi gibi kuvvetli bir boksör ol Yüksek tabakaya mensub bir Parislı kudan da üstün çıkmak ve bu birşey an Belgrada yolladı. Sultan Mehmed, iki sonra dördüncü ravond başladı. O yediması lâzımdı. Kendi kendini yokladı. ği dayağı düşünmüyordu. Onun camnı dance Politique gazetesi, Stahrenbergir. kadm, yazı geçirmek üzere bir sayfiye latmıyan haykırışa karşı küfürler savrul kardaş muharebesi demek olan bu seHeyhat! Artık bu güçlü sporu başara sıkan birşey vardı. Bu pek zavallı bir Yugoslavyaya yaptığı son gezisinin, siya kiralamış. Gene kendi gibi yüksek tamak üzere idi. İşte bu sırada bütün Lay ferden yorularak gözdesi Radolu Ef bileceğine nefsinde itimad kalmamış halde dayak yiyişi kimbilir Maryonun sal bir sebebden ileri geldigini yazan Al bakadan misafirlerini ağırlamak üzere bah, alevden bir kucak içine ahnmış gibi lâk tahtına oturtmak emrile akıncı kuman basınının bu husustaki haberlerini eli işe yakışır bir hizmetçi aramışsa da tı üzerinde ne tesir yapıyordu? Cesaret ebirden ışık içinde kaldı, her yer ve her ta mandam AH Beyi bırakıp kendisi İs Paris haftalardanberi; Fransa yarım dip te genc kadının olduğu tarafa ba yalan ve kasid eseri diye tavsif etmek bulamamış, nihayet civardan bir köylü raf kızılla karışık bir beyazlıkla beliri tanbula döndü.» kadın bulmuş. orta şampiyonu Rişardla İtalya şampi kamıyordu, utanıyordu. Tam o and? tedir. Neşrî, Solakzade, Sadeddin, İdris taverdi. Siyonist kongresi Bir akşam, köşkte birçok davetli rihleri ve Hamer (on dördüncü kitab). yonu Hügo arasında yapılacak maçm çenesine inen bir sağ kroşe Rukeyi yeBir saattenberi yalnız sesleri duyulup Lucerne 20 (A.A.) Avrupa, A ler toplandığı sırada, hizmetçi, bir tepsi dedikodusile çalkanıyordu. Maç bu ge re yıktı. Hakem sayıyordu: Bir.. İki... Üç Dört... Beş... Sayılar derinden ge merika, Asya ve Afrikanın 43 memle içinde portakal şerbeti dolu bardaklarce olacaktı. Koca Veladrome hmcahınc len sesler gibi Rukenin kulaklarında u ketini temsil eden 2,400 delege, yarın la gelmiş ve tepsiyi misafirlerin önündolmuştu. Ruke 0 kalabalıkta Maryo ğulduyordu. Yattığı yerde, dirsekleri akşam başlıyan 19 uncu siyonist kon de dolaştırmağa başlamış. I nun peşini bırakmamış, kadının yanın nin üzerinde biraz doğruldu. Seyirci gresine iştirak etmek üzere buraya gel Fakat, şerbet bardaklarınm arasında da bir yer bulmağa muvaffak olmuştu. leri ince bir tül ardmda imişler gibi mişlerdir. bir takım boş bardaklar bulunduğunu Kadın Rukeyi görünce alaylı bir sesle: pus içinde görüyordu. Altı.. Yedi... Sada gören ev sahibi kadın: yılar devam edıyordu. Gözlerinden tül Vay! Siz de mi buradasınız? Yoksmdan saniyeleri sayıyordu. Fakat bu Bu boş bardaklarm burada işi ne? perde kalktı. Bir çift yeşil göz bulanık sa tekrar boks hayatına mı karıştınız, sefer gurur ve sevincle sayıyordu. Bir.. bakışlarına ilişti. O yeşil gözleri çer Diye sorunca hizmetçi şu cevabı verdedi. çeveleyen güzel yüzde; derin bir ıstı İki.. Üçç.. Dört. Beş.. On. Salon çü miş: gm bir alkışla inledi. Rukenin gözleri Yeşil gözlerinüı içi artık sen bu işi rab vardı. Harareti olmıyanlar için koydum! Maryonu arıyordu. Kargaşalıkta onu başaramazsın der gibi gülüyordu. RuKreugerin otomobili Oh! Demek onun kazandığım isti göremedi. Omuzlarda köşesine kadar ke kızardı, başını önüne iğdi. götürdüler. Bitkin bir halde oturdu. yordu. O halde kazanmak; lâzımdı, elMeşhur kibrit kralı Kreugerin oto Hayır madam dedi; şu halimde ar zemdi. Ruke canını dişine taktı. Hake Sırtını iplere yasladı. Salon alkıştan inmobili Pariste satılığa çıkarıknıştır. tık boksun benden çok uzak olduğunu min dokuz sayısile beraber yerden kalk liyordu. O aralık nefis bir koku ciğerKreuger, bu otomobili 1932 senesinde biliyorum. tı. Hasmınm salladığı bir sağ sevingi es lerine yayıldı ve ipek bayaz bir blüz üİtalyada 500,000 franga yaptırmıştı. 01Kadın içini çekti ve ne yazık diye kive etti ve Maryonun yeşil gözlerinin zerine iğildi. Heyecandan titriyerek yusevdasile dolan kalbinden, kollarına muşak iki dudak alnma yapıştı. Ruke düğü gün, son seyahatini de gene bu 0esefle başını saladı. (Özel) Karadeniz kıyıları ] evlerin en iyileri beşle on lira arSsıhda İlk kombalar başlamıştı. Genc kadm inen kuvvetle Rukenin sağ kroşesi has gözlerini kaldırdı. Baktı; oydu; ah! oy tomobille yapmıştı. Fevkalâde lüks olan otomobilin otur nin plâj şehri olmağa namzed yegâne kiralanabilir. Sığır eti on beş, koyun mının çenesine bir balyoz gibi indi. Hü du, Maryondu. Gönüle dolan onun yeheyecanla seyrediyordu. Ruke içinden; ah eski halim olsaydı muhakkak bu ka go içi boşalmış bir çuval gibi ayakla şil aşkile maçı, maçı kazanmakla da 0ma yerleri, icabmda yatak şeklini ala yer Sinobdur. Gerek iç ve gerek dış li yirmi kuruştur. Gönderdiğim resim Sinobun iç limadırun kmlbini kazanırdım, diyordu. Sıra rının dibine serildi. Şımdi Ruke ha yeşil gözleri kazanmıştı. cak tarzda yapılmıstır. Kapı tokmaklan manda tertemiz kumlu sahiller vardır. Rişard ve Hügo maçına gelmişti. Ev kemle beraber patlak dudakları ara Burada hayat gayet ucuzdur. Elektrikli mndan bir kısmını göstermektedir. NURl SAİM gümüştendir. Avcının elini ayağını bağlıyan hâdise Tarihî roman : 22 Yazan : M. Turhan Tan «Laybah» m bütün kilise çanları, korkulu ve ortaklaşa bir düş görmüşler gibi, birden titremeğe, haykırmağa başlamışlardı! Güzel Sinob da bir plâj şehri olabilir