CÜMHURİYET 23 Temmuz 1935 Şehir ve Memleket Haberleri ) Buyuk holk romanı 4 4 : Siyasî icmal Habeşistan üzerindeki pazarlıklar evletler arasmda HaKeşîstari için hayli vakittir hararetli pazarlıklar yapıhyordu. Bu pa * zarlık şimdilik diplomasi kanallarîat Fransa ile Italya arasında cereyan edi ^ yor. Bundan eğer Italyanın büyük ve ge! niş dileklerini tatmin edecek sonuç (nei tice) elde edılirse işe İngiltere de kanşacaktır. Nihayet Habeşistanla coğrafî, siyasî ve iktısadî alâkalan diğer devlet * lerinkine göre daha çok olan İngiltere, Fransa ve İtalya arasında pazarhk bit • » tikten sonra Habeşistana olutu (emri va< kii) kabul ettirmek ve tanıtmak işi kalacaktır. Bidayette İngiltere hükumeti pazarlı ^ ğı kendısile İtalya arasmda yapmak istemiş, daha sonra bunu Habeşistana kabul ettirmek ve nihayet Fransaya malumat vermek fikrinde bulunmuştu. Bu maksadla Habeşistana İngiliz Somalisi üzerin den Hind Okyanusuna kadar bir kori dorla meşhur Zeyla limanmı vermek ve buna karşılık olarak ta Habeşistanın güney (cenub) inde müslümanlarla meskun Ogaden eyaletini İtalyaya bıraktırmak istemişti. Yeni İngiliz kabinesinin yaptığı bu teklif İtalyanın hiç hoşuna gitmediğinden bunun tarafından derhal reddedıldiği gibi Fransa dahi bu tekliften derin bir infial duymuştu. İngilterenin teklifi Habeşistan İmparatoruna halkı Habeşli olmayıp muahharen fetih ve istilâ yoluyla imparatorluğa ilhak edilen bir eyalete mal olsa da Afrıkanın içinde mahsur kalan ve haricle muvasalası yabancı devletle rin keyfine bırakılan bu memlekete tam bir serbesti ve istiklâl verecekti. Habe şistan mezkur koridor ve limanla ileride haricden istedıği kadar silâh, cepane ve malzeme getirmekte serbest olacak, o zaman Habeşistanın herhangi yabana bir devlet tarafından istilâ edilmesine imkân kalmıyacaktı. Hulâsa îngilterenin teklifi Habeşistanı son derecede kuvvetlendirıp İtalyanlann bu memleket üzerindeki zapt ve istilâ emellerıni ebedî olarak görmecekti. Diğer taraftan Habeşistanı ve merkezini denize bağlıyan, Adisababa ile Fransız Somalısinin Cıbuti limanı arasmdaki demiryolu ingiliz sermayedar lanna yaptınlacağı şüphesiz olan Adis ababa Zu" bövle körlesİD oi^*=«l»ti. İşte bu sebeble İngiliz teklifi Habeş meselesi üzerınde Fransa ile İtalyayı bir leştirmeğe sevketmek gıbi belki İngilizlerin beklemedıği bir sonuç (netice) vermiştir. İhtimal İngilizler bu teklifin kabul olunmıyacağını bildikleri halde yapmışlardır. İngiltere kendi topraklanndan feda kârlık ederek böyle bir teklif yaptıktan sonra Habeş meselesinin pazarhk yoluyla çözülmesi işini Fransaya bırakmıştır. Fransa yeni dostu italyayı hangi esas ların memnun edebileceğini gizli diplomasi yollarile araştınyor. Italyanın istediği bütün Habeşistanı kendi hüküm ve nüfuzu altına almaktır. Bunun için türlü yollar ve çareler düşünülmüştür. Evvelâ Habeşistana (nisbî istiklâl verilmesi) adı altında bir formül düşünülmüş tür. Habeş İmparatorunun hukuku hü * kümranisfni sona erdirecek ve Habeşis tam müstakil bir devlet olmaktan çıkaracak olan bu formül bu memleketin üze ^ rinde Italyan himayesini filen tesis et mekten başka birşey değildir. Habeş hükumeti böyle birşeyi kabul edemiyeceğini ve son nüfuzuna kadar memleketi müdafaa edeceğini anlatmış olduğundan böyle bir çarenin derde deva olamıyacağı meydana çıkmıştır. Italyanın Habe ^ şistan üzerinde egemen (hâkim) olabilmesi için bir de manda yolu vardır. Fakat Uluslar Derneğinin böyle bir şey? kolay kolay kabul edeceğine hiç ihtimal verilmediğinden bundan da vaz geçil miştir. Son bulunan formüi ingiltere ila Irak arasındaki ittifaka benzer bir ittifakın îtalya ile Habeşistan arasında yapılmasıdır. Malumdur ki Irak bugün resmen müstakil olmakla beraber memleketin müdafaasında ve iyi idaresinde Ingiltereye ittifak namı altında geniş salâhiyet vermiştir. Maamafih Fransanın yapbğı pazarhk konuşmalarının da bir türlü iler* lemediği, işin eninde sonunda harbe dayanacağı son gelen haberlerden anlaşılıyor. MUHARREM FEYZİ TOGAY ONIKILER.J Trakyada göçmen Buğday hücumu Ier ve y erli halk elele Dün 949 ton mal geldi; Yeni köylerin yapıhşı sür'atle ilerliyor Trakyaya yerleştirilen Romanya Türklerinin yerleşme vaziyetlerini yakından görmek üzere Trakyaya gitnıiş olan Bükreş elçimiz Hamdullah Sup hinin bu araştırmalan yaptıktan son ra şehrimize döndüğünü yazmışlık. Hamdullah Suphi cumartesi günü Bükreşe dönecektir. «Bayan, kocanızın bir dostu var!» ,Bu şekilde telefon muziplikleri çoğalmış! Son günlerde muziblik veya düşmanlık duygularile birçok yerlere meçhul kimseler tarafından telefonlar edılmektedir. Bu telefonlardan birçoğu evlerinde telefonu bulunan evli kadınlara edilmekte, kocalarının metresi bulunduğu veya kocasmın kendisini aldattığı şeklinde türlü türlü haberler verilmektedir. Bu uydurma telefon muhaverelerine inanan birçok evli kadınlar bulunduğun dan bunlar eninde sonunda kocalarile kavga etmekte bınnetice birçok kımselerin ağızlannm tadı bozulmaktadır. Ne maksadla olursa olsun herhalde ahlâkî bir hareket olmıyan bu telefon muhaverelerinden ağzı yananlardan bir kısmı vilâyete ve polise müracaat ederek buna karşı tedbir bulunmasını istemiş lerdir. Telefonlar otomatik olduğu için bü işleri yapanların bulunması kabil olamamaktadır. Maamafih telefon sosyete sinde bu hususta teknik araştırmalar yapılmaktadır. Yazan: S«rmed Muhtar Alus Firuzağa koca bir mahalle, daha doğkaç mahalle. Boğazkesenden yu ın Bostanbaşı caddesine çık. Sağa kıvJıp Hamam sokağından ve Çukurcumayürü, Firuzağa, Taksim caddesine Cihangiri içine aldıktan sonra Acı şmeden, Dereiçinden vurup Fındıklıya Çepeçevre dolandığın 50 mahallelik ıt Firuzağa. Küçükanımm evi bu ucu bucağı bu ımaz yerin neresinde? Kavanoz onun da kolayım buldu: Boğazkesendeki çalgılı kahveyi tuİdris Reis ahbabıydı. Ona biraz açıız. Lâfı avrata, mavrata getirip (sizin raflarda nazeninlerden kimler var?) diye ağzmı aranz. Uyanık, pişkin heriftir. Şıp diye Küçükanımı kondurur. Ar dından: (Ya, hiç işitmedıkti. Gümüş. işin aîaymdasın galiba, dolma yutmayız!) filân deriz. İdris kızar. Filân sokakta oturur. înanmazsanız, mahallesinden bir kapı çalıp sorun. Yumurtadan sağlamdır demezlerse sinsileme sövün der. Bize de bu kadan yeter. Boğazkesendeki idris Reisin kahvesine gittiler. Tokalaştılar, kucaklaştılar. İdris Reis Kavanozun tehmininin aynıni söy ledi. Evin yerini adamakallı tarif etti. Zıphya zıplıya kahveden çıktılar. Sağlık aldıklan sokağı buldular. Pencerelere baka baka, Şahab uzaktan tavaf ede ede, bir boy yürüdüler. Kafeslerın hepsi inik; yalnız kafesler değil, arkalanndaki istorlar da inık. Gerisin geri döndüler. Kapıya sürtü necek derece eve yakınlaşmışlardı. Ayaklannın altında karınca ezilmiyecek kadar yava$, (ağır ezgi, fıstıki makarn) de dikleri adımlarla gidiyorlardı. Kulak kab^rttılar. İçeride erkek sesini geçtim, kadın sesini de geçtim, kedi miyavlaması bile yok. Gene ilk saptıklan üç yol ağzma gelmişlerdi. Bir daha dönsek, konudan komşudan kuşkulanan olur mu, birinın ıçine bulantı gelir mi diye düşüniilürken Kavanoz, evın bıtışığındekı tahtaperdenın aralığmdan, usulcacık göz kaydırdı. fakat narh gene eski yerinde! Dün şehrimiz son zamanlarda tesadüf edilmemiş derecede ve bugünler de hiç te ümid edilmiyecek kadar çok miktarda buğday hücumuna uğramış ve Borsada buğday fıatleri biraz düş müştür. Şehrimize dün 420 ton Anadoludan, 214 ton Trakyadan ve 315 ton da li manlardan olmak üzere tam 949 ton buğday gelmiştir. Bu miktar; îstanbu lun günlük ihtyiacı 300 ton olduğuna göre üç günlük ihtiyacdan da fazladır. İlgili olanlar buna başlıca sebeb olarak İstanbuldaki yüksek buğday fiatinden istifade için her taraftan bol buğday gönderılmesini göstermektedirler. Bu bol mevaridatm fiatler üzerin deki tesiri pek az olmuş ve buğday bir gün evvelkine nazaran ancak on para düşmüştür. Daha fazla düşmemenm sebebi de en büyük stok sahibi Ziraat Bankasının fıatleri yüksek tutuşudur. Dün Borsada sert buğdaylar 4 kuruş 2,5 paradan 6 kuruşa, yumuşak buğ daylar da 6 kuruş 15 paradan 7 kuruş 30 paraya kadar satılmıştır. Trakyada beş bölgede (mıntakada) iskân yapılmaktadır. Şımdiye kadar cirler) yeniden yapılan ayrı köylere Romanyadan gelen göçmenler (mühadeğil, mevcud köylere eklenen (ilâve edilen) evlere yerleştirilmektedir. Hükumetin yaptırdığı evler Trakyadaki köylerimizin en güzel evleridir. Bu evler ya küçük boyda, yani iki oda ve bir Aman yüzünü iyi göreyim! ahır, veya büyük boyda üç dört oda bir sa soyunmuş ta henüz mü girecek?.. Al!aahırdan toplu (müteşekkil) olarak yasen göster; ne tarafta, hangi pencerede? pılmaktadır. Karanoz: Saz ve kamışla örtülü birçok köy ev Çatı arasındaki küçük pencereye leri arasmda bu yeni ve tuğla evler ilk bak! dedi. Çatı arasındaki pencerede, bir maça bakışta ayırd edılmektedir. Hükumetimizin Trakyadaki işyarla beyi, eli çenesinde, melul, mahzun, pi rı (memurları) yapı yerlerini dolaşa nekliyordu. Bunun, Çorapçı güzeli olduğunu söy rak bu işleri kontrol ediyorlar ve yerli köylüler ulusal (millî) hududlar dı lemeğe lüzum yok değil mi? Şerefe kapısının kenanna büzülmüş, şından gelen göçmenlere yardım için gözlerini küçük pencereye dikmiş olan bütün işlere ortaklık etmektedirler. Gelenlerin tarlalannı sürüyorlar, ya iki arkadaş: Başına geleceği şimdi göreceksın pıları bitinceye kadar kendi evlerinde mahallebici beyi.. Senin de alacağın ol misafır ediyorlar. Kerpiç kesilmesin sun Kümürcü sokağı kansı!.. Herkese sa de demiryolu duraklarından köylere pur şupur, bize yarabbi şükür ha!.. Bak kadar gereçin (malzemenin) taşımasmne olduğumuzu anlıyacaksınızl diye ve da yardımda bulunuyorlar. Kıştan önce geleceklerin açıkta kalmaması irin riştiriyorlardı. ve Şahab öfkesinden sapsan kesilmişti. hükumetin gayretıle yerli halkın gelen göçmenlerm gayreti birleşmiştir. Sapır sapır titriyordu. Ey bir çift kanad neredesin? Gel de şunun omuzlarına takıl, kuş gibi karsıki pencereye uçur ve ötesini ona bırak. Yapacağmı sen de beğenmezsen yüzüne tükür. Gümrüklü, hırsından parmaklarını ısıra ısıra, küfürleri savura savura baktı, baktı, baktı. Birden merdivenuen ken dini verdi. Ne iniş; iniş te değil, uçuş. Sanki, avını kapmak için, tepeaşağı ok gıbi kayan bir kartal. Kavanoz: Dur yahu, acele etme; delicesîne iş olmaz. Oğlanın yüzünü iyi görelim; kim olduğunu anlıyalım, dinliyelim! diye dursun, öbürü aşağıyı bulmuştu bile. Çevirip mâni olmak için Kavanoz da basamakları üçer dörder athyarak iner ken, alt kapıda, göğüs göğse çarpıştılar. Şahab: Geri db'n, şu ineği bir daha görelim! dedi ve yukarı fırladı. Gene şerefeye açılan kapının kenarı na geldiler. Gelmelerile karşıdan (çat!) diye bir sesin aksetmesi bir oldu. Gümrüklü cebini taşla doldurmuş, birini havalamıştı. Taş, evin kaplama tahtasına çarpmıştı. Küçük penceredeki kafa o anda kayboldu. Şahab kendinden geçeceği kadar geçmiş, artık gbzü neyi görür?.. İkinci taşı da havaladı. Bu, pencerlerden birinin üst camına düştü. Cam şangır şungur aşağı indi. Kereste elde etmek üzere hükumetin yaptığı girişmeler (teşebbüsler) pek yakında neticelendiği takdirde bu se ne gelen göçmenler hiç sıkıntı çek meksizin yerleşmiş olacaktır. Roman ya hükumetinın gösterdiği büyük ko laylıklar sayesınde göçler iyi şartlar içinde olmaktadır. Romanya ulusunun gösterdiği bu kolaylıklara mukabil Bulgar hududlarından tamamen aç ve perışan bir halde akışan göçmenlerin hali insana teessür vermektedir. Bulgaristandan gelen göçmenler bazan bir pasaport almak için ellermde ne varsa vermektedirler. Bazan da e vini, tarlasmı yüzüstü bırakarak ana vatana geçmeğe can atmaktadırlar. ŞEHİR İŞLERİ Kahve fiatleri Uray (Belediye) Esnaf bürosu kahvehane, çayhane fiatlerini yeniden tes bit ederek ilgililere bildirmiştir. Yeni tarifeye göre çarçı, pazar ve mahalleler deki kahvehane ve çayhanelerde meşru bat semtin ehemmiyetine göre 100 para, 3,5, 5 kuruş olacaktır. Narh yerinde sayıyor Uray encümeni dün Zahire Borsasmdan aldığı resmî fiat cetvellerini inceledikten sonra ekmek nerhinde bir değışmeyi icab ettirecek derecede un ve buğday fiatlerinde bir düşüş olmadığı sonuncuna varmış ve ekmeği gene 11 kuruşta bırakmıştır. Maamafih dün öğleden sonra yalnız Trakyadan 50 vagon yeni mahsul gelmiş ve Borsada müşteri bulamamıgtır. Eski Haldeki tecimenler Yeni Halde dükkân tutan kabzımallar, eski kabzımallar kurumundan ayri olarak aralannda birlik kurmuşlar ve tasdiki için Uraya başvurmuşlardır. Esrarlı iskelet Bir yazıcımızın yaptığı araştırma bazı izler meydana çıkardı KÜLTÜR İŞLERİ ilk okul talebesinin dişleri muayene ediliyor Çocuk Esirgeme Kurumu vilâyet merkezınin şımdılık Eminönü mıntakasmdan işe başlıyarak ilk okullardaki 3000 kadar yavrunun dişlerini yapmak ve tedavi et mek üzere merkez binasında bir muayene odası yapmağa karar verdiğini evvelce yazmıştık. Muayene odası tamamen hazırlanmış ve lâzım olan birçok aletlerin tedarikine başlanmıştır. Faaliyete kurum diş doktorlan tarafından yakın bir zamanda başlanacaktır. Liman Genel Direktörü Raufi dün kendısile görüşen gazetecılere şu malu Bükreş 22 (Özel) Ana yurda gimatı vermiştir: decek olan buradaki ırktaşlarımızdan « Liman idaresi kadrosunda yapıla800 kişilik üçüncü kafile ile iki bin kicak şimdılik hiçbir değişiklik yoktur. Bir şilik dördüncü kafilenin listeleri ha yandan eski liman ve bir yandan da Rıhzırlanmaktadır. Dobricede kalan 52 tım şirketinin tesfiyesinin bitmesini beklibin ırkdaşımız da mahsullerini kaldır yoruz. Şimdiye kadar yaptığımız inceledıktan sonra ana yurda göçeceklerdir. melerin sonunda bir çalışma plânı hazırTekirdağ 22 (A.A.) Dün vapurla lıyacağız ve Bakanlığa bildireceğiz. iki bin E.listireli göçmen gelmiş, der Şimdi yapılan ve yapılacak olan işler Bakanlıkça düşünülen esaslar dahilindehal yerleştirilecekleri bölgelere gön dir. derilmişlerdirBu arada liman vesaitini ıslah başlıca İskelet bulunan yerâ'e gayemizdir. Liman vesaiti ihtiyaca teÜNİVERSİTEDE tamirat yapılıyor kabül edecek bir hale konulacaktır. LiNişantaşında, Selçuk apartımanında manı ıktısadî devletçiliğin çerçevesi içinÇek talebesi üniversitede bulunan iskelet hâlâ esrarını muhafaza de ve bir tecimel kurum halinde idare etŞehrimizdeki Çekoslovak talebelerin i etmektedir. mekteyiz.» kinci kafilesi dün sabah cami ve müzeleri Bu hususta bir muharririmiz, dün Vapurculuk kumpanyası yeni gezmişlerdir. Öğleden sonra saat 17 dc Üniversiteyi ziyaret etmişler ve Rektör yeniden bazı malumat toplamıştır. Bu vapur alacak Cemil Bilsel tarafından karşılanmışlardır. malumata göre iskeletin esrarı bir kat Vapurculuk kumpanyası vapur kadroRektör hepsinin ayn ayrı ellerini sıkarak daha karışmaktedır. larında ve postalarında bazı değişiklikler hatırlannı sormuş ve dostane sözler söyİlk araştırmalarda cesedin bulun yapmıştır. Elde bulunan büyük vapur lemiştir. Çek kafile başkanı da heyecanlı duğu tavanarasmın kullanılmadığı ve lardan ikisi İzmir hattına verilmiştir. Kumbir söylevle mukabele etmiştrr. Ve iki u boş olduğu söyleniyordu. Fakat tavan panya fazla masraflı ve fazla eskimiş bulusun Universitelilerinin kardeş oldukla arasının odunluk olarak kullanıldığı lunan vapurlanndan birkaçını da kadro rını söyliyerek arkadaşlarını (Yaşasın anlaşılmıştır. Böyle olduğuna göre ta haricine çıkarmıştır. Bunlar satılacak ve Türkiye ve Atatürk) diye bağırmağa vanarasına odun almağa çıkanların yerlerine iki vapur alınacaktır. davet etmiştir. Konuk Üniversiteliler bun muhakkak iskeleti görmesi lâzımd:r, Kumpanya alacağı bu vapurlardan bidan sonra Galatasaray lisesine gitmiş görülmedığıne göre iskeletin yakın bir rini İzmir, diğerini de Bandırma hatla ler dir. zamanda oraya konulduğu zannolun nna koyacaktır. maktadır. Apartımanda şimdiye kadar MÜTEFERRİK Yalanlanan havadisler kimlerm oturduğu da tesbıt edılmış Kudüs ortodoks patrikligi Rektör Cemil Bilsel Eczacı mekte tir. binde durumun fena olduğu havadisıni Üç senedenberi münhal bulunan Ku Polis, apartımanda vaktile yapılan yalanlıyarak, yabancı dıller kursunun bu bir ınşaatm kalfalarını aramaktadır. düs ortodoks patrikliğine Erden serpıs yıl kaldırılacağı ve Hukuk Fakültesinın Apartımanın ilk sahibi eski saylav Su koposu Timotheos intihab edilmiştir. Mudört seneye çıkarılacağı haberleri ıçır de dinin de ifadesine müracaat edilecek maileyh Sisamda doğmuş olup 45 ya şunlan söylemiştir: tir. Sudmin Nişantaşında bir evi oldu şındadır. Tahsili Kembriç îlâhiyat Fd« Bu düşünülmüş değildir. Kurslat ğu ve yandığı söylenmektedir. Saylav kültesindedir. için ayrılmış 26 bin liralık bir bütçe var Sudinin Selçuk apartımanını sattıktan SAGL1K İŞLERİ dır ve bu yıl da derslere devamedilecek sonra tekrar almak istemesi ve refıkaTifo vak'aları tir. Hukuk Fakültesinin dört seneye çı sının bu işe mâni olması da bir takım Şehrimizde tifodan ölenler olup olmakanlması meselesine gelince, filhabka dedıkodulara yol açmıştır. dığını Sağhk ve sosyal yardım direktörü Hukuk Fakültesi profesörleri dersierın Maamafih hiç kimse hakkında şim Ali Rızadan sorduk. Bize şu cevabı verçokluğundan ve her gün 5 saat ders yap diye kadar bir muamele cereyan et di: manın zor olduğundan bahsederek böyle miş değildir. Maçka ve civarmda bu « Şehrimizde tifo pek o kadar korbir arzuda bulundular. Fakat henüz ne mesele günün meselesi halindedir. kulacak ve salgın bir halde değildir. TiÜniversitece ve ne de Bakanlıkça veril Polis, iskeletin çıktığı tavanm tami fodan ölenler olabilir, fakat hiçbir za Limammıza gelen Norveç yatı Dün sabah Norveç bandıralı buyuk Gezgmler dun şehre çıkarak oto miş bir karar yoktur. Hatta bu meselenin rine ızın vermış, ve dün inşaata başlan man bu hal tıfonun çokluğuna delâlet etbir yat Akdenizden lımanımıza gel mobıllerle dolaşmışlardır. Prens Ola incelenmesıne dahı başlanmış değildir. Bu mıştır. Apartımanda yapılan araştır mez. Bunun biricik çaresi evvelce de miştir. Prens Ola adını taşıyan yatı limanımızda birkaç gün kala yıl içinde böyle bir karar verileceğıne de ma boşa çıkmış, hiçbir sonuç (netıcc) söylediğim gibi meyva ve çiğ yenilen ihtimal vermiyorum.» elde edilememiştir. bu yatta 200 gezgin bulunmaktadır. ( caktır. sebzeleri bol su ile yıkamaktır.». lçerisı boş bir arsa, türkçesı bir vırane. Geride de bir mesçid var. Dolanıp yan sokağa saptılar. Viranenin bu tarafı tahtaperdesız ve açıktı. Evin arka cephesi mükemmelen gözüke dar çıkmıştı. Üstünde de pancorlu r,ir cekti. Fakat bahçe duvarı ikıncı kata kadar çıkmıştı. Üstünde pancorlu bir tahia havale vardı. Kavanoz, aklile yaşasın, gene bir kurnazlık buldu: Mescıdın minaresıne çıkmak; arka cepheyi, kuşbakışı, ayna gibi görmek. Hemen minareye daldılar. Şerefeyi buldular. Ev tabak gıbi karşılarındavdı. Olur şey değıl, bu tarafın kafesleri de inik... İçeride in cın top oynuyor hal. E v tamtakır velâ bakıra benzi yor!.. Galiba nazenine pılıyı pırtıyı toplattılar!.. Mahalleli ayaklandı da yük lenip dehledi!.. Filân derlerken Kava noz sesini tutamadı: Ulan karı evde, baksana pence rede. Aman Allahım, ne aynalı şey, ilik mi ilik yahu!.. Arkasmdan birdenbire haykırdı: Vay anasını, vay ölüsü kandilii kerata!.. Fakat o anda kendini toplayıp ağ.'inı kapamış, Şahabın belinden ka\rar ka\ Saniye geçmedi, bitişik pencerenin karamaz minarenin içine çekrvermiştı. fesi şarkadak kalktı. Bir baş uzandı ve Aman görünmeden gözetliyelim!.. gök gürültüsü gibi bir sayha koptu: Yüzünü iyi görelim!. Tosbağa gibı k? Kimmiş bakayım burayı taşlıyan fasmı içeri çekerse yandık gıtti! diye çır geçmişi tenekeli? pmıyordu. Ulan eceline susamış katır, abdestini Şahab, eteğini sımsıkı kaptırmış, atı aldın mi, helâllaşıp ta mı geldin? Gösteı lıyor, paralanıyordu: kendini, çık meydana da göreyim!.. Süt banyosunun içinde mi?.. Yok(Arkatı var) DENİZ İŞLERİ Bir çalışma plânı hazırlanacak Romanyadan gelecek ırkdaşlanmız Bir Norveç yatı 200 gezgin getirdi Cumhuriyet Senelik 1400 Kr Altı ayhk 750 Üç aylık 400 Bir ayitk 150 Abone ı j ^ ^ ye şeraiti 1 **• Nüshaai 5 ivuraştur Hariç Içîıı 1700 Kr. 1450 , yoktur 800