22 Temmuz 1935 CüMBTÜBİYEl Casusluk tarihinin tazelenen bir sahifesi II Matmazel Doktör var mı, yok mu, bir tane mi birkaç tane mi? Âl m a n la r ı n kuvvetli savalar ve belgeler (iddialar Froylayn Doktör, ve deliller) gördüm. Bunlarm birinde, Fransızların Mat İtilâf devletleri hesabına casusluk eden mazel Doktör de kadınlardan bahsedildikten sonra §öydikleri meşhur Alle deniliyordu: man casusu, âdeta «Merkezî devletler de, bu kadın cahayalî bir roman suslara karşı, onlara lâyık hasımlar çıkahramanı halinı karmağa muvaffak oldular. Bunlar aaldı. rasmda varlığı bir masal halini alan Bir iki yıl önce Matmazel Doktör, MataHari, Ameri Avrupa casusluk kada ölen ve «Güzel Türk» denilen edebiyatının en güDespina Davidoviç, 1916 sonbaharında zel eserlerini ve Rigada kendini öldüren facia artisti bu casusların en Marta Hell ve çok cür'etkâr Avusturmühimleri hak ya Baronu Manya R. gibi yaman ka kmdaki kitabla dınlar vardı. Manya R., köylü kadın n Cumhurıyette, kıyafetine girerek 31 mayıs 1916 tariTürk okuyucu hinde, Popovadaki 3 numaralı dinlelarına takdim et me yerinden yöneyi (cepheyi) geçmiş tiğim zaman, bu* ve Ruslarm Başkumandanlık karargâ kadmdan uzun u Matmazel Doktö* hına kadar gıtmişti. Fakat Avusturyalı zadıya bahsetmiş rün harbden bir kadının, bu gıdışi, son gidişi oldu, bir tim. aene aonra çekil daha geri gelmedL Bir taraftan Mat miş ender resim Dayanılmaz güzelliği, en güç süel mazel Doktörün lerinden biri meselelerde gösterdıği harıkulâde ze kokain ve * ero kâ, gizleme kabihyeti, kendisine tev in çekerek delirdiği, îsviçrede bir di edılen her işi iyi neticelendirmek sanatoryoma yatırüdığı yazılırken hususunda gösterdiğı sebat, onu, ca diğer taraftan da bilâkis Alman suslukta birıcık bir harika haline ge yada propaganda yapmakla meşgul ol tirmiş inamlmıyacak derecede büyük duğu savası (iddiası) ileri sürüldü. Bir hizmetler ifa etmiştir. kaç ay evvel Fransız gazeteleri Matma Almanların en iyi casusu diye şöh zel Doktörün sanatoryomda öldüğünü ret kazanan Matmazel Doktöre gelin de haber verdıler. Şımdı de bir Fran ce, onun hakkında peri masallarını ansız yazıcısı çıkmış, Matmazel Doktör dıran birçok efsaneler söylenmekte bir tane değıl; birkaç tanedır; diyor. harbden evvel bile, âşıkile anlaşarak, Anlaşıldığına göre, Matmazel Doktör dir. Bu rivayetlere göre, bu kadın, denılen casus kadın, evrensel (cihan en tehlikeli işleri başarmış ve macera şümul) bir şöhret kazanınca Almanya arkadaşının ölümünden sonra da, ca da onun adını ve maceralarını benim suslukta devam etmiştir. Belçikada, siyenler çoğalmış ve Nahrıhfen Büro kendini ressam diye tanıtarak bir Belemrinde, yani Alman casusluk teşkilâ çika zabitini elde etmiştir. Bu zabit, Mattmda çalışan kadınlar arasmda bazı mazel Doktörü manevra meydanları ları, onun bu şöhretinden kendılerine na ve müstahkem mıntakalara götürüyor, kadın, buralarda, daima malumat pay çıkarmağa kalkışmış olacaklar. Okuyucularımız Froylayn Doktör toplamağa muvaffak oluyordu. Fa hakkında yazılanları unutmadılarsa, kat, aldığı notlardan biri, tesadüf neti o kitablarda, bu kadının, âdeta fevkal cesi olarak, zabitin eline geçmiş, zabit beşer bir mahluk gibi, gösterildiğini onu ihbar etmiştir. Matmazel Doktör, bir kanaldan yüzerek geçmek ve bir hatırlarlar. Fılvaki, o eserlere nazaran, Matma Felemenk kayığma sığmmak suretıle zel Doktör Buyük Harbden evvel harb cür'etkâr bir firar sayesinde bu teh içinde, Belçikada, İngilterede, İtalya likeli vaziyetten kurtulmuştur. da, bilhassa Fransada aklm kabul et Yazıldığına göre, Matmazel Doktör, miyeceği kadar büyük ve ustaca casus Mılânoda, italyan istihkâmlarının in luklar yapmış, Pariste Fransız casus şaatını tarassud etmiş ve ilânat acen lukla mücadele dairesine kadar gir tası perdesi altında bir casus teşkilâtı miş, Almanyadaki Fransız casus kurmuştur. Bu acentanın, İtalyan ga larmın isımlerini havi listeleri çal zetelerinin hepsine ve hususile en mamış, Fransız sahra hastanelerinde ça nasız vilâyet gazetelerine abone olması lışırken Belçikada aldattığı bir gene gayet tabıî idi. Bu gazeteler, acentada zabit tarafmdan tanındığı için tabana gözden geçiriliyor, ve süel makamlar kuvvet kaçmış, Alman ordusunun ileri tarafmdan verilen toprak tesviyesi ve hatlarma iltica ederek kurtulmuştu. beton işlerine aid münakasa ilânları Butün bunlar doğru muydu? muntazaman kesıliyordu. Bu ilânlar ve Şurası muhakkaktır ki şimdiye kadar iyi bir erkânıharb hartası güzeyinde okuduğum butün casus edebiyatı eser (sayesmde), yapılacak olan tahkima lerinin, en doğruları bile, az çok roman tın cinsi ve önemi hakkında fıkir edinlaştırılmış, guzelleştirilmiş, vak'alar da mek güç bir iş değildi. Altı gün içinde ha heyecanlı bir şekle sokulmuştur. mesele halledılmiş bulunuyordu. Bunlardan başka bazı casusluk roman Matmazel Doktör, harbde Fransada lan da vardır ki Şerlok Holmes ve Ar casusluk ettiği sırada, birlikte çalıştı sen Lüpen soyundan yani tamamile ğı bir Rumun, kendisini ele vermesme uydurma ve hayalidir. remak kalmıştı. Fakat o, Rumun elinMatmazel Doktörün, birçok ciddî ca deki silâhı, gene ona çevirmeğe mu susluk kitablarına girmiş olan macera vaffak olmuştur. Kadın casus kendini larında da, hayli bol miktarda roman müdafaa etmiş ve eski yardımcısının cılık kokusu sezmekle beraber, bun kurşuna dizildiğine şahid olmuştur. ların büsbütün hayalî olmasma ihtimal Matmazel Doktör, Pariste bir Fran vermiyordum. Çünkü Fransız erkânı sız istihbarat servisi bürosuna müra harbiyesinin istihbarat ve casuslukla caat ederek, oraya hizmetçi sıfatile mücadele dairesi şeflerinden binbaşı girmiş, Almanyada ve bitaraf memle Lâdu, İngiliz İntellicens Servis teşki ketlerde bulunan Fransız casuslarına lâtmm eski direktörlerinden General aid nekadar malumat varsa çalmıştı. Sir Corc Aston ve İngilterede casus Bu kadını, bütün bu tehlikeli sahalarluk hakkında birçok eserler yazmış o da takib etmek bizi çok uzaklara gö lan Rişard Rovland gibi yazıcılar, bu türür. kadının hayalî denilebilecek macera Gencliğindenberi kokain ve morfin larından daima ciddiyet ve ehemmiyet mübtelâsı olan Matmazel Doktör, bu Je bahsetmişlerdi. işlerle uğraşmaktan bitab bir hale geYalnız bütün bu maceraları okur ve lerek, günün birinde bütün kuvvetıni yazarken bir cihet dikkatimi çekiyor kaybetmış ve îsviçre sanatoryomların du. Bu noktada bazı ciddî eserlerde dan birine kapatılarak uzun müddet Froylayn Doktorun Almanların An orada kalmıştır. Matmazel Doktör di versteki istihbarat teşkilâtının şefi ol ye tanılan Anne Marie Lesserin etra Üuğu yazıldığı ve bu da muhakkak ol fında, böylece bütün bir efsane uydu duğu halde, onun esrar ve heyecan do rulmuştur. Hakikat ise büsbütün başlu maceralannı anlatan diğer eserlerde, ka türlüdür. Çünkü, Amsterdamdakı bundan hiç bahsedılmemesi idi. Bu Alman istihbarat servisinin, bilhassa korkunc kadın casus hakkındaki eser Fransa ile meşgul olan büroyu idareye lerin birbirini tutmıyan bu tarafı, da memur ettiği bu esrarengiz macera kaima merakımı ve şüphemi mucib ol dını, hüviyetini gizliyen esrar perde muştu? sini kaldırmış ve «Büyük Harbin bilmediğimiz taraflan» ismile neşrettıği Nihayet, yeni yazılmış ciddî ve yan resmî Alman eserlerinde, Matmazel bir kitabda, kendisini (Elsbeth SchragŞragmüller olarak Doktörün hayalî değıl, hakikaten mev muller) Elsbet cud bir kadın casus olmakla beraber, tanıtmıştır. Onun istihbarat «ervisin onun maceraları etrafmda bir sürü ha deki faaliyeti ve burjuva hayatı, ifrat yalî hıkâyeler uydurulduğuna dair derecede hayalprest bazı muharrirle Tabiate akış ün bir Florya treninin kalkı şmı gördüm. Trenin kalkışında bir fevkalâdelik yok tabiî. Asıl, bu günde seksen bir kere olan işin alışılana uymıyan tarafı halkm trene binişınde... Vagonlara koşuşta bir yangın yerinden kurtulmanın hızı ve paniği var. Elıne bir mayyo geçiren, geçiremiyen, şapkalı, şapkasız, caketli, gömlekli, ço rabsız, iskarpinsiz karmakanşık bir ka labalık katara akıyor ve dolmuş bir su haznesinden taşan damlalar gibi artanı sahanhklara, parmaklıklara ve basamaklara yayılıyor. Insan oğlunun, biraz ileride umulan zevk için çektiği azabm manzarası göz leri dağhyan bir ağı rengi yaşatmakta.. Hoş bu kadar yiikü çekmedikten son ra bu zavallı mahluk nasıl insan olabi lirdi?.. Insan cemiyetinin tabiate doğru böyle başıbozuk boşanışında ne komik ve ne hazin bir yatak odası perişanlığı var? Sanki her karyolasından fırlıyan, şöyle bir saçlannı parmaklayıp trene koşmuş. Hatta akşamdan bakiyye makiyaj ha rabelerini bir iki mala vuruşile tamir e demiyenler o kadar çok ki... Geçenler de Peyami Safa, nice güzel vücudlerde koltukaltlarının gömleklerden fırlıyan palabıyıklannı ortaya vuran kolsuz, dekolte esvablan çekiştiriyordu. Bereket ki hazret kabasakallarla karşılaşmamış.. Havva kızlan eski tabirle lâübalilik de nılen bu umursanmamada son vitesle gittikçe bir gün yeryüzünü vezir halveti gibi görmezsek kendi geriliğimize sasa Jıml Habeş imparatorunun söylevi Romada derin bir asabiyet uyandırdı, italyan Habeş «İtalya harbe hazîrmîş, ilgilerinin kesilmesi bekleniyor biz de derhal mukabele (Baş tarafı 1 inci sahifede) ümidleri suya düştüğünden Uluslar etmeye hazırız!» Fransız gazeteleri İtalyan Ha Kurumu konseyi ayın 29 unda top * (Baş tarafı birinci »ahifede) Imparator diyevine devam ederek dediki: « Habeşistan 1906 andlaşmasının bir uzlaşma vasıtası olduğunu tasdik et mektedir. Fakat Sinyor Musolini doğu Afrikasına mütemadiyen silâh ve asker göndermekte devam ettiği gibi kendisi de buraya bir seyahat yapmak tehdidini savuruyor. Şu vaziyete nazaran 1906 andlaşmasını imzahyan üç devletten bunun tatbikine taraftar olan yalnız îngiltere hükumeti kalmış oluyor. Bu durum andIaşması tamamen faydasız bir akid hükmünde bırakmaktadır. Uzlaşma metodlarına gelince, gerçi îngiltere hükumeti Habeşistana herhangi bir teklifte bulunmu§ değıldir. Fakat Habeş hükumeti Siı Samuel Hoare ile M. Edenin takib ettikleri yoldan çok memnun kalmıştır. Şimdiye kadar ne İtalya ve ne de diger bir hükumet Eritreyi Somaliye bağlıyacak bir îtalyan demiryolunun inşası hakkında hiçbir teklifte bulunmuş değiller dir. Gerçi böyle bir teklif yapılmış olsa bile bunun teferruatını tesbit etmek kolay bir iş olmamakla beraber Habeşistan gene böyle bir teklifi tetkik etmeğe hazır bulunmaktadır. Zeila meselesine gelince: Eğer fcu mmtaka Habeşistana verilecek olursa bunun mukabili olarak ttalyaya bir mın taka terketmeğe hazınz. Böyle bir mm takanm hududlan şimdiden tayin edile mezse de mevkiini tesbit etmek kolaydır. Her halde Habeşistan şimal eyaletlerinden hiçbirini terketmiyeceği gibi Arussi Galla, Bale, Liban ve Boran mmtaka ları da terkedilmesine imkân olmıyan yerlerdendir. İtalyaya terkedebileceğimiz mıntaka Zeila bize verilmçk. şartile ancak Walevoldan Doloya uzanan arazi parçasmdan mürekkeb Ogadenin bir kısmı olabilir. Son A\rupa seyahatimde İngiltere ve Fransa hükumetlerine Habeşistanm Kı zıl denizde bir mahrece malik olmak intiyacını etrafüe anlatmıştım. Bu mesele bizim. için herhangi bir istikraz ve malî yardımdan daha çok mühimdir. Bizi medeniyetten uzak bulunduran yegâne en gel böyle bir limana malik olmayışımız dir. Eğer İtalyanın Habeşistanı istilâ etmekteki gayesi bu memleketi medenileş tirmek ise bize bir denize yol temin et mek suretile mesele kendiliğinden halledilmiş olur. İtalya Cenevrede esir ticareti meselesini ortaya koymak tehdidinde bulunu yor. Esir ticaretile meşgul memleketın yalnız Habeşistan olmadığı, ayni şeyin Trablusgarpta ve Eritrede de yapılmak ta bulunduğu unutulmamalıdır. Esasen buralarda da esir ticareti yapıldığını îtalya hükumeti ve Uluslar Kurumu inkâr etmemektedir. Diğer taraftan Habeşistana silâh it halinin hâlâ tereddüdleri mucib olmasını hayretle karşılamaktayım. Halbuki 1931 andlaşması Habeşistanm istiklâlinı mü dafaa edebilmesi için silâh ithaline mecbur olduğu hakikatini kabul etmişti. Bütün dünya biliyor ve görüyor ki Habe şistan bugün ancak istıklâlini korumak kaygusu ile uğraşmaktadır. Eğer İtalya hâlâ Eritreye silâh ve mühimmat gön dermekte devam eder ve Habeşistana silâh göndermek müsaadesi esirgenirse Habeş hükumetinin istiklâlinı muhafaza edemiyeceğine şüphe kalmaz. Silâh ıhracı müsaadesi vermiyen memleketler ara sında en ziyade ileri gidenler Çekoslo vakya ile Belçikadır. Bu memleketler dekı hususî müesseselere yaptığımız mühimmat siparişlerinin gönderilmesine ev velâ resmen müsaade edilmiş olduğu halbeş ihtilâfını düzeltmek için bir çare aranırken Habeş Kralının İtal yaya hücum eden bir söylev vermesi nin, bütün ümidleri suya düşürdüğünü yazmaktadırlar. Buraya gelen haberle re göre çok şiddetli yazılar yazan îtal yan gazeteleri Habeşistanı suiniyetle it ham etmektedirler. Salâhiyettar İtalyan mehafiJi durumun vahametini saklamıyorlar. Dış İşleri Bakanlığı ile yakından ilgili mehafilde söylendiğine nazaran Habeş hükumeti Imparator tarafmdan parlâmentoda verilen söylevin fransızca metnini Italyan elçisi Kont Vançiye vermişse de, bunun asıl metinden çok farklı olduğu, aslında Imparatorun italyaya karşı daha şiddetli bir dil kullanmış bulunduğu an laşılmıştır. Habeş İmparatoru diyor ki: Üçler Konferansı suya düştü Evrensel bir şöhret kazanan kadın casusa dair Almanların ciddî ve yarıresmr yeni eserlerinde verilen malumat Iantıya çağırılacaktır. italya, ihtilâf hakkındaki noktaî nazarını Uluslar Kurumunda anlatmağa davet edilmiştir. Bu davetin Roma hükumeti tarafmdan kabuj edileceği umuluyor. Habeşistan bu hususta kendisi * ne yapılan daveti memnuniyetle ka< bul etmiştir. Bir şayia Paris 21 (Özel) Kudüsten bildirildiğine göre, Filistinde ve Mav rayi Erdende bulunan ve evvelee Osmanlı ordusunda hizmet etmiş olan subaylar, Habeşistan hükumetine müracaat ederek, İtalyanlara karşı Habeş ordularında vazife al mak istediklerini bildirmislerdir. Fransız gazetelerinin yazdtklari Inkılâba dikkat! ün gece Yerli Mallar sergi sindeydim. Vara yoğa çığırtkanlık eden radyo mikrofonu na rasgele hatib geçiyor olmalı ki zaman zaman ipsizsapsız sözler de dinliyorsu nuz. Bu arada bir çocuğun şiir okuyacağını söyledıler. Eski Darülbedayiin tik sinme veren bayat, yavan trajedi ağzile birşeyler haykınldı. Bu arada kulaklara inkılâb, inkılâb inleyişleri de geliyordu. Biraz sonra ses, serginin reklâmmı yapan bir mecmuadan bahsetti; gene inkılâb tranelerile... Ondan sonra Mahmudpaşa tellâllığı başlamıştı. Ve mütemadiyen; başanlan, halka sunulan inkılâblan ö gerek.. Biz inkılâblan kıskanıyoruz, sakını yoruz; inkılâb bir milletin birıkmiş bütün hamlesini harcıyarak yaptığı harekettir, inkılâb tarıhe başlıbaşına yaprak olan bir devri bitirip ötekini başlatan bir harekettir ve inkılâb nihayet inkılâbdır. îşpor tacı narası değil.., Biz, taşa taşm, suya suyun hakkını vererek dimdik, iğilmez, bükülmez yeni bir genclik yetişmesini diler ve hatta di lenirken boya, fırça, koku, bez makulesi metalar satışı için; bayrak gibi yukarıda tuttuğumuz bir mefhumu harcıâlem kaldırıma düsüremeyiı, düşürmek istemiyo ruz, ve düşürmiyeceğiz... Lâf söyliyenler ve söyletenler her kelimeyi tartarak kullanmağa dikkat etmelidirler! Bunun üzerine Imparatorun nutkunu şiddetle protesto etmek üzere İtalyan elçisine kat'î talimat verilmiştir. Burada çıkan Pöti Pariziyen gazete sinin Roma aytan şunlan yazmaktadır: « Habeş imparatorunun söylevi İtalyan çevenleri tarafmdan gayet ağır telâkki edilmektedir. Bu şartlar altında şimdi den italyan Habeş ilgilerinin kesilmesi ıhtimalini gözönüne almak mümkündür. Fakat bu ilgilerin kesilmesi derhal harb Ordr gazetesi Almanyanm diplomatik haline geçilmesini ve bilhassa harb ilân e tam bir taarruz yaptığı sırada Musolini < dilmesini icab ettirmez.» nin Habeşistanda muharebeye girmeyi düJaponya bitaraf kalmıyacak şünmesinden ötürü teessüf etmekte ve şunRoma 21 (Özel) İtalyan Ha lan yazmaktadır: beş ihtilâfmda Japonyanın bitaraf ka « Musolininin Italyayı Avrupada za> lamıyacağını Japon elçisi M. Suji Mu yıf a5Ürmemek istemesi çok iyi bir fikirra resmen îtalyan hükumetine bildir dir. Fakat Musolini şuna inanmalıdır ki, miştir. Hitler, italyan Habeş muharebesi es italyan mehafili Japonyanın bu ha nasmda italyaya birçok müşküller çıkarreketini soğukkanlılıkla karşılamış, bunu mak için elinden geleni yapacaktır.» ttalyanın iddiaları sadece kaydetmekle iktifa etmiştir. Fransa, tngiliz dostluğunu Londra 21 (A.A.) Observer ga « feda edemez zetesi diplomatik yazannm fikrine göre IParis 21 (Özel) Fransız erkânı talya tarafmdan Habeş İtalyan uzlaşma harbiyesinin organı olan «Eko dö Pari», komisyonuna verilmiş olan belgeler (vesiJaponyanın beyazlafdart gayri uluslann kalar) Habeşlerin Ual Ual hâdiselerinhâmiliğini üzerine aldığını, bu harckctin lngilterenin de işlne geldiğini yazarak den iki ay evvel îtalyan sömürgelerine karşı bir saldırma plânı hazırlamış olduklarnr diyor ki: «îtalya bu işte yalnız Fransaya gü isbat etmektedir. Paris 21 (A.A.) Gazeteler, italyan Habeş anlaşmazlığının gelişini takib etmekte devam ediyorlar. Bu gazetelerin yazılarında asıl göze çarpan şey, maddiğ vak'aların erkin (müstakil) bir gözle görülmesidir. Gittikçe fazla endişeler göstermekte a lan gazetelerin eğilimi (temayülü) Fran « sanın Ingiliz veya îtalyan dostluğuna zarar verebilecek herhangi bir hareketten çekinmesini tavsiye etmelerinde görülmek * tedir. veniyor. Fakat Fransadan istediğı kadar müzaharet göremiyor. italya daha fazlasını istiyorsa da bunu el de edemiyecektir. Çünkü Fransa I talyanın sempatisini kazanmak için fngiliz dostluğunu feda edemez.» Uluslar Kurumunun toplantıst Londra 21 (Özel) İtalyanHabeş ihtilâfını barış yolile halletmek İngilizler in Mısırdaki hazırlıklart Roma 21 (A.A.) Kahireden gazetelere bildirildiğine göre Mısıra Hindistandan beş alay Ingiliz askerinin gitmesi beklenilmektedir. Bunlar şimdılik Mısır askerlerinin bulundukları kışlalara yerleşti rileceklerdir. Mısırdaki İngiliz süel hazırlıklanna kınavla devam edilmekte olduğu gibi Mısır kuvvetleri de hazırlanmaktadır. M. Lavalin cesareti hayret uyandırdı Londra 21 (Özel) Fransız ka • binesi tarafmdan alınan ekonomik ted birler Londrada büyük bir hayret uyandırmıştır. Bütün gazeteler Laval kabinesinden bu kadar şiddetli tedbirler bek lenmediğini yazarak, 1926 danberi Fransada bu derece cesaret gösteren bir hü kumetin iş başına geçmediğine işaret et • mektedirler. de bilâhare bu müsaade geri alınmışür. italyanın sulhu bozmak hususundaki azim ve karan pek aşikârdır. Eğer italya harb ilân eder veya îtalyan ordusu hududlan tecavüz etmeğe kalkarsa Habeşistan da derhal mukabele edecek ve ayni zamanda Uluslar Kurumuna da müracaat edecektir.» Bir Türk kadmının muv&ffakiyeti Paris Özel ^ t a r ı m ı z fHusu sî muhabirimiz) Zübeyde Şaplı, P a riste gazetecilik oku lunda tahsil etmek teydi. Yurddaşımı; ve arkadaşımız ga zetecilik tahsilini mu vaffakiyetle bitirmi' ve diplomasını almış hr. Zübeyde Şaplı, ayni zamanda de Zübeyde Şaplt vam etmekte oldu ğu Paris Universitesinin Etnoloji Enstitüsünden diploma almıştır. Arkadaşımız, Paris Etnoloji Enstitüsünden mezun olan ilk Türktür. Kendisini tebrik ederiz. FERtDVN OSMAN italya Başbakanı diyor ki: (Baştarafı 1 inci tahtfede) Gazetecinin, Habeşistanda süel ha reketlerin karşılaşacağı coğrafya ve hava zorluklan hakkındaki sorusuna da şu cevabı vermiştir: « Bütün bunlan biliyorum. Çok düşündüm, her şeyi büyük bir dikkatle tarthm ve hazırladım. Körükörüne gitmi yorum. Size şueu söyliyeyim ki İtalya istediğini yapacaktır. Büyük Britanya împaratorluğunu kuran büyük İngilizler îngiltere için ve Fransız İmparatorluğunu kuran büyük Fransız sömürgecileri Fransa için nasıl düşünmüşlerse ben de İtalya için öylece düşünüyorum.» Gazetesi İtalyanın Habeşistanda ya pacağı süel hareketler sırasmda Avrupada kargaşalık çıkmasından korkup korkmadığını sormuş ve M. Musolimden §u cevabı almışnr: « Bir kere Avrupanın önünde daha iki üç yıllık nisbî bir sükun devresi vardır. Sonra ağustosta italyanın şima linde beş yüz bin askerin katılacağı bü yük manevralar yaptıracağım. Bırinci teşrinde İtalyada bir milyon asker silâh altında bulunacaktır. Hiçbir şeyden ve hiçbir kimseden korkum yoktur. Bütün İtalyan ulusu ne istediğimi ve ne için istediğimi anlamı$tır.>> Ingiliz donanma sında muhteşem bir do nanma gecesi rin, okuyucuları eğlendırmek içm ta savvur ettiklerinden büsbütün başka şekilde geçmiştir.» İşte yarıresmî Alman eseri, Mat mazel Doktörü böyle tanıtıyordu. Sonu var V D. Ingiliz deniz kuvvetleri geçenlerde, muazzam bir geçıd resrai yapmıştı. Bu geçid resmınin gecesınde yapılan do nanma, harb gemılerinden yakılan projektörlerin kuvve tile hava fışeklerinin ihtışamı bakımından fevkalâde güzel olmuştur. Bınbir gece masallarının hayalî ışıklarmı andıran yukarıki resim, İngiliz donanmasınm yaptığı donanmanın görümlerinden biridir. Bizde bayram gecelerinde yakılan zavallı hava fışelkerile ne tezad!