CUMHTJEÎYET 19 Hâzrran 1935!\ Jürklerle Süngu Süngüye No. 220 A. DAVER Çanakkalede Dikkatler , Hayat ucuzluğu için bir iki söz Bu yıl, birbiri arkastndan ha • yatı tıcuzlatmak için atılan adımlattn değeri uzun uzun yaztldt. Ben de bu uzun yaztlara bir iki kısa söz ehlemeği düsündüm; « • ğer ihtiyacları birer birer gözönü ne koyarsak aralarındaki nisbet tizlih göze çarpar: Giinde bir lira kazanan bir adamm lirannın satm alabildiklerini bir sayalım. Bu liraya ekmek, tuz, sovan, bulgur girer. üstarafı fasulyeden de basla mak üzere, pirinç, yağ, et ucuzlatılmış olan feker bile kolay kolay giremez. Bu lira, yalnız ekmek ve tuz gibi ucuz olan maddeler için kazamlmtş olsa denecek bir aozumüz olamaz. Belki bu bir liraya et, yağ, şe kerden başka kira, üstbaş, yol param ve diğer şeyler giremiyecek ve yurddaş birisinden biritini kal~ dvrmağa kalkacak, ev diye bir karanlık izbede oturacah, rubastnt yenilemiyeceh, evile ifi arasındaki yol uzun da olsa tramvaya binemiyecektir. Görülüyor ki lira, dört bes yiyecek maddeyi alabildiği halde diğerlerini kucaklıyamıyor. Bu, ayrt ayrt maddeler arann • daki nisbetsizlikten doğuyor. Tren ve vapur ücretlerinden biraz daha inmekle, etten Belediyenin (tağlık aleyhine) aldığt ver • giyi ya başka şeyden çtkarmak veya indirmekle hayat nisbettiz • liğini kaldırmak çağt da gelmi» ol$a gerektir. Eğer böyle bir iki a • dım daha atıltrsa o vakit kiralar da kendiliğinden inmeğe başlar, eğer inmezme devlet haklt olarak indirtebilir. Şeker ve tuzu, koylü ve şehirliden ufak kazanclılartn k*»etine indirmeğe savasan devleti • mizden bu diğer adımlan da umidle bekliyoruz. V O. Kışın gelip çatması Fransızları, yer altında bir şehir vücuda getirmeğe mecbur etmişti $orl Rtınun hcrtıraiaroıdcm Banka ve sosyetelerl93' de ne kazandılar ? Muhtelif bankaların ve sosyetelerin geçen seneki kazancları ve verdikleri temettü hakkında malumat Memleketimirdeki bankalarla sosyetelerin 1934 yılındaki kazanclarile hissedarlarına tevzi ettikleri temettü miktan hakkında tetkikatta bulunduk. Aldığımız malumab aşağıya yazıyoruz: Ismi lş Bankast Osmanlı Bankası Sermayesi 5,000,000 20,000.000 aksamki program J ÎSTANBUL: 18,30 jimnastik, Arade Tarcan 18,50 fransızca ders 19.20 dans musikisi (plâk) 19,30 haberler 19,40 Halide monoloğ 20 konferans 20.30 stüdyo orkestrası konseri 21 radyo caz ve tango orkestraları, (şan) Emine îhsan 21,30 son haberler, borsalar 21.40 Ateı (şan) 22 plâk neşriyatı VİYANA: Kış yaklaştığı için karada bazı ıslahata başlandı. Son model kemerli ve şekilleri dolayısile metro (burada, metrodan maksad Paristeki yeraltı tramvaylannın tünelleridir) ismi verilen tahkim edilmiş sığanaklarla yeraltında bir şehir yapılmasma baslandı. Kereste, yem ve yiyecek taşımak üzere Mısırdan gönderilen eşekler için yeni yollar açılıyor. Fırtına yüzünden Mundrosla muvasalamızm ke»ilmesi gözönünde bulundurularak erzak ve mühimmat depo edildi. Karargâha, kazematlar ve kalenin aşağısında yeni yapılan barakalarda bulunan seyyar hastanelere elektrik yapılıyor. Büyük avluda iki elektrik grupu çalışıyor. Yemek salonlan miikemmel surette döşendi, dayandı. Bütün bunlar, Türklerin beş kilometro uzağında yapılıyor. Adeta inanılmıyacak şeyler. Türk bataryalarının kaçhdığı fırsat 12 teşrinisani Lord Kiçner geldi. Biz avluda görüşürken uzun boylu olan Lard ve yanında General Brülar geldiler. Generalin kazemati civannda parçalanmış olan büyük Türk topunun yanına gelince rampaya çıktılar ve dürbünlerle Asya sahilini tarassuda başladılar. Intepedeki Türk bataryaları kendilerini dostça süzenleri göremiyerek büyük bir fırsat kaçırdı. Lordla general avluya geçerek sahile ve iskeleye gittiler. Lord Kiçner seferî elbise ile idi. Hâkı ceket, külot, çızme, sarı manevra kemerı. 1911 1912 senesinde kendisini Kahirede komiser olduğu zaman görmüştiim. O zamandanberi biraz şişmanlamış ve yürüyüşü ağırlaşmıştı. Arasıra bastonuna dayanıyor ve farkolunmıyacak kadar hafifçe topallıyordu. Bununla beraber 66 yaşında olmasına rağmen, gene fevkalâde dinçti. Omrünün çoğu Hindistanda, Sudanda ve Cenubî Afrikada geçraişti. Evvelce gördüğüm ve hatınmda kalmış olan siması değışmemişti. Temel diregi gibi kalın bir boyun, göze çarpan çizgüere malik bir baş, kalm ve düşük bıyıklar ve yakaladığını kolayca bırakmıyacak gibi görünen kuvvetli bir çene. Yanında vaktıle Mısır Hıdivinin yaveri ve şımdı iskele mevkiınin kumandanı olan küçük miralay Vaşon yürüyor. Talıh onu bu sabah eski kumandanile buluşturdu. Bunlann arkasında îngiliz mıntakasının bütün generalleri geliyordu. Birdvud hepsinden genc ise de terbiye ve liyakat itibarile diğerlerine faikti. Lord Kiçnere benziyen Davi, bunun erkânıharbıye reisi, Baui ilâ... vardı. Bunlann arasında tanıdığım bir sima daha mevcud: Mısır Îngiliz kuvvetleri Başkumandanı General Maksvel. Bunun Çanakkalede olduğunu bilmiyordum. lhtimal raporunu vermek üzere mareşal tarafından çağırılmıştı. Mısırda bulunduğum zaman Kahirenin en ziyade tanınmış simalarından biri olan Kiçner, Vatson, Maksvel, Elcezirenin Kahirenin karşısında bir ada olup Avrupahların gezme yeridir tenezzüh ve spor hatıratını uyandırdılar. Kasn Dübara sarayının Kahirede îngiliz fevkalâde komisetinin dairesidir Şimdiki fisafiri olan Sir H. Mak Mahan bu muhariblerin arasında tezad teşkil etmemek için askerî üniformasını giymiştı. Generaller gurupunu iskeleye kadar takib ettim. Orada bunları İmroza götürmek için bir yat bekliyordu. Lord Kiçner iri vücudünü hafifçe iğerek General Brülann elini samimiyetle sıktı. Ben de son defa olarak hepimiz için muvaffaki" Cumhuriy»t „ in bölcmi ı • yet temenni eden miralay Jirodonu teşyi ettim. Mukadderatımızı tayin edecek olan zatın bugünkü teftişi kısa idi. Îngiliz cephesinde neler gördüklerini bilmiyorum. Fakat bizim cephemizi dolaşmadı. Ancak bir saat kadar ordugâhın bir kısmını gördü. Filhakika Lord Kiçner birden iusurlan göze çarpan cepheyi teftişten ziyade generallerle müzakere etmek suretile karannı verecek, görüşeceği generaller *rasında yarımadayı buşaltmadan ziyade muhafaza etmek fikirlerine tesadüf edecektir. Vaziyeti olduğu gibi görebilmek için burada cereyan eden vak'alardan vazgecmek harekâta iştirak edenler için güç bir iştir. Insan arzusuna rağmen yapılan büyük fedakârlıkların tetirlerine kapılıyor. Bu fedakârlıklann mükâfaunı kaybetmekten dolayı kalbi kan ağlıyor. İşte bu sebebden dolayı fikirlen sorulan generaller bu hareketin hal ve zamana muvafık olmadığı meselesini tetkik etmek istiyorlar ki hareketin imkân derecesini tayin etmek hususunda generaller hâkim iseler de bu tetkik tneselesinde hükumetler şüphesiz daha ziyade salâhiyet sahibidirler. Yalnız General Monro henüz yeni geldiği ve muhitin tesirlerine kapılmadığı için bu hareketi mümkün görüyor. Diğerleri o kadar fedakârlıkla zaptolunan yerlerin yavaş yavaş bırakılmasına taraftar değildirler. Halbuki kapana kısılmış olan 100,000 kişilik bir Fransız Îngiliz ordusu burada dururken bundan pek uzak olmıyan Selânik ordusunun vazjfesini yapabilmek için takviye kıtaatı beklemesi şüphesiz pek garibdir. Ordumuz bulunduğ umevkide hiçbir şeye yaramadığı gibi civarındakı orauya da yardım edemiyor. Tahliye hazırlıklarını nasıl gizliyorlar? 14 teşrinifani Bugünkü karar üzerine General Brülann aşağıdaki emn neşredildi: 14 teşrinisani 1915 Karargâh Tamim numara: 158 «îngiltere Harbiye Nazın Lord Kiçner dünkü ziyaretinde ileri hatlan dolaşamadığından dolayı esef etmektedir. Fransız askerlerinin Çanakkaleye geldıklerindenberi gösterdikleri cesaret ve yaptıklan hizmetten dolayı en samimî leşckkürlerini bildirmeğe beni memur etti. Bu büyük zatm ağzından çıkan bu kıymetli takdirler kıtaatımız için en büyük mükâfat yerini tutar. Bu takdir, cesur İngiliz kıtaatile yanyana olarak ileride yapılacak muannidane ve kahramanane vazifeler için de bir teşvik vesilesi olacaklır.» Son cümle burada kalacağımıza delâlet ediyor. Bu hususta generalin bizim kadar ileri gitmediğini ve hükumetlerin bile ayni halde olduklarını zannediyorum. Çanakkale kuvvei seferiyesinin ueride yapılacak muannidane ve kahramanane vazifeleri hakkında General Brülann iması bilhassa hizmetlerdeki gevşekliği kaldırmak, şimdilik lüzumsuz ümidlcr uyandırmamak maksadına müstenid oha gerektir. 17 teşrinisani Fevkalâde şiddetli bir fırtına. Burada gördüklerimin en şiddetlisi. Ayın on beşinde başlıyarak bugün en fena şeklinî aldı. Rüzgâr o kadar kuvvetli idi ki büyük meydanı geçmek için zorla yürüyebilijrprduk. Deniz o kadar dalgalı idi ki sahile doğru sathı mailden geçen yolun düzlüğe indiği yere kadar su serpintileri geliyordu. (Arhan v'at) Imar Bankası 1,000,000 Terakkii Servet Bankası 2,000,000 400,000 Adapazan Bankası Emlâk ve Eytam 20,000,000 Akhisar tütüncüler bankası 1,000,000 250,000 Merkezî Iktısad Bankası 1.658,000 Selânik Bankası 200.000 Şirketi Hayriye Tramvay şirketi 27,000,000 (lsvIçreFr.) 62.937 (Isviçre F r . ) Umumî Sıgorta 550,000 70.650 88 Ittihadı Millî Sigorta 200,000 39,444 180 Şark Sigorta 200,000 6.558 30 Anadolu Sigorta 500,000 64,396 150 Mıllt Reasürans 1,000,000 40 184,432 Aslan Çimento 560,000 150 187,252 ltihad DeğirmenciliV 169,9% 100 67,857 Karamürsel Mensucat 250.000 90 71.971 3,000,000 Trakya Şeker 698,243 (Zarar) Bomonti Nektar 8,000,000 (Isviçre Fr.) 108,548 120 1.591.500 istanbul Havagazi 14,828 Yukarıda gösterilen kazanc miktarlarına aryılan ihtiyat akçeleri veya şjrket sermayelerine ilâve edilen miktarlar ve yahud yeni alınan bina ve vasıtalar dahil değildir. Bu meyanda Trakya Şeker şirketi ençok iş yapan bir müessese olduğu halde hükumete verilen bilânçoda göıterilen z«rarın, fabrika için yeni yapılan tesisat ve inça edilen binalardan ieri geldiği söylenmektedir. 18,10 orkestra ve Şan konseri 20.15 ulusal yayın 21,05 edebî yayın 22,10 934 kazana Hisse başına tevzi gramofonla ve orkestra ile Franz Le • ettği temettü hardın eserleri 23,15 eğlenceli kon • 88 675.705 ser 23,45 oda musikisi 24,30 îsperanBankanm umumî heyeti henüz top to yayını 24,45 konuşma 1 gramo lanmadığı için kazancı belli değildir. fonla dans havalan. 104,925 43 BERLÎN: 35,75 14,630 17,35 kadmlarm zamanı 19,05 oda 100 43,912 musikisi 20,05 haberler 20,25 eğlen 68,576 celi musiki 20,45 günün akisleri 21,05 37.514 120 haberler 21,20 Alman merkez istas • 13,004 50 yonu 21,50 eğlenceli musiki 23,05 54,326 (Zarar) haberler 23.35 Kolonyadan nakil 13.000 175 BUDAPEŞTE: 18.35 işçiler korosunun konserl20,10 piyano konseri 20,50 facia: Banban • 22,45 haberler 23,05 Şan konseri • 23,45 bir aylık haberler 24,05 Çingena musikisi 1,10 haberler. TULUZ: 20,05 şarkılar 20,25 halk orkestrası •" 20,50 filim musikisi 21,20 salon orkestrası 22,05 radyo fantezisi 22,40 operet orkestrası 22,50 cDon Juan» operasmdan parçalar 23,25 Viyana orkestrası 23,50 dans havalan • 24,40 tskerî bando 24,50 şarkılar 1,05 radyq fantezisi 1,25 filârmonik orkestra. VARŞOVA: 17,20 gramofon 18,05 mandolin konseri 18,40 oda musikisi 19,20 mek • tebliler korosu 19,50 gramofon 20,55 Şumanın şarkıları 21,15 salon orkestrası 21,50 haberler 22,05 konsen Şopenin eserleri 22,45 sonatlar 23,15 ağır musiki. ( ASKERLİK İŞLERİ Şubeye çağirış ) Ecnebi müesseseîerden bir kısmı îse henüz bilânçolannı vermemişlerdir. Bu itibarla hisse başına verecekleri temettü miktan da malüm değildir. Hükumet bunlann hesablannı Türk parasma çevirmelerini istemiş ve bilânçolannı kabul etmemiştir. Yukarıda yazdığımız cetvel şirketle rin resmî makamlara verdikleri bilânçoIardan ibarettir. Kadıköy Askerlik Şubesinden: 1 Gayriislâm 328 ve 329 doğum lularla şimdiye kadar askere gitmemiş gayriislâm 316 dan 327 dahil doğum lular askere gideceklerdir. 2 Çağırılan bu erlerin şubede toplanma günü 25 haziran 935 günüdür. S Bedel vereceklerin nihayet 2t haziran 935 akşamına kadar bedelleri kabul edilecektir. 4 Bu erler 22 haziran 935 saat 9 da şubeye gelerek yoklamalarını yap tıracaklardır. •** Üsküdar Askerlik şubesinden: 328, 329 doğumlu gayriislâm eratla 316 ve 328 doğumluya kadar bakaya kalmış olan gayriislâm erat 24 haziran 935 pazartesi günü sevkedilmek üzere Üsküdar Askerlik şubesine gelmeleri ilân olunur. *** Fatih Askerlik şubesinden; 1 Gayrimüslim erattan 316, 327 doğumlulara kadar sevkedilmemiş olan larla 328 ve 329 (dahil) tamamen sevkolunacaklardır. 2 Bu doğumlulardan bedel vere ceklerin bedelleri 24/6/935 akşamına kadar kabul olunacaktır. 3 Sevk için şubede içtima 25/6/935 sa&t 9 dur. • •» Fatih Askerlik şubesinden: Askerî orta ehliyetnamesi olanlar dan her ne sebeble olursa olsun sev kedilmiyenlerle 330 doğumlu ve bunlarla muamele görenler ehliyetname. nüfus ve mekteb şehadetnamelerile birlikte 1 temmuz 935 günü saat 9 da şubeye gelmeleri, aksi takdirde hak larında kanunî muamele yapılır. Yaş sebze ve meyva ihracatı Dışanya yaş meyva ve sebze sahşınm bir elden idaresi için çalışmalar ilerlemektedir. Türkofi» ya? meyva ve tebze ihracatınm artırılması için Ekonomi Bakanlığından tecimenlere prim verilme«ini, kredi teminini ve taşıma işlerinin kolaylaştmlmasını istemiştir. Buna mukabil tecimenler de Türkofisten yaş meyva ve »ebzelerimizin buradan doğrudan doğruya ve hiç vagon kesilmeden gönderildiği yere gönderilmesini ntemişlerdir. Tecimenîer. prim ven'lmesi ve kredi temini işini pek te önemli (mühim) görmemektedirler. Kahve ve çayın istihlâk vergisi Istihlâk vergisi kanununda yeni yapılan değişiklikler arasında kahve ve çayın istihlâk resmine de onar kuruş zam yapılmıştır. Geçen sene istihlâk vergisinde çaya 50, kahveye 20 kuruş istihlâk vergisi konulmuştu. Bu suretle kahvenin istihlâk vergisi 30, çaym vergisi 60 kuruşa çıkmıştır. Nöbetçi eczaneler T. i. C. i. EŞYA fİYANGOSU Bu gece nöbetçi olan eczaneler çun« lardır: Mehmed (BÜ3Tükada), Tanaş (Hey beli), Ali Rıza (Sirkeci), Übeyd (Ca ğaloğlu), Sıtkı (Lâleli), nilonet Cemil (Küçükpazar), Üniversite (Verneci • ler), Nuri (Aksaray), Erofilos (SamatJaponyanın harb bütçesi ya), Hamdi (Şehremini), Arif (Kara * Londra 18 (Telsizle) Japony» har gümrük), îstefan (Bakırköy), Emilya» biye ve deniz bütçesini 1931 yılına nis di ((Fener), Halk (Hasköy), Merka (Kasımpaşa), Receb (Beşiktaş), Kara» beten üç misline çıkarmıştır. köy (Karaköy), Nargileciyan (Şişli, Şa« fak sokağı), Dellasuda (Taksim), Er • tuğrul (Taksim), S. Barunakyan (Ye« nişehir), Faik İskender (Moda), Mah« mud (Kadıköy, Altıyol), Ömer Kenarj (Üsküdar, Çarşıboyu). . / * BU PAZARA Taksim stadtnda saat tam 74 de Acele kiralık kat Cagaloğlunun «n îyi bir y«rin<f« 1!;1 katt* dört oda ayda on bef liraya' kiralrktrr. Matbaamızda Bay Abdal laha müracaat. MACAR TURK Güreşinde Hükumet murakıpleri kontrolunda 20 HAZİRAN ÇARŞAMBA SAAT 17 de Büyükada da 23 Nison eadd*>ind« El*ktrik şirk*ti şub«* sinde Elektrik fırınının totbikatı gösterilecck v» bu meyanda, g«l«nl«r arasında kııra çekilerek, bir ÇEKİLİYOR Piyangoda hediye kazanamıyanlar, teselli mükâfatt olarak 1 hafta içersindeki bir seri millî güreşlere parasız gireceklerdir. Bu ders Bayanlara mahsustur^ kalkmak... Sabahlan yıkanmak için sıra beklemek. Sonra titiz, aksi bir adam olan patronun odasile kendi masanız arasında mekik dokumak. Daha iyi bir yaşayış dediğiniz bu mudur? Ben bunun her türlüsünü tecrübe ettim. Fakat doğ rusu hiç hoşlanmadım Mike! Genc kız, müfettişin gözlerinin içine bakarak ilâve etti: Pekâlâ bilirsiniz ki bir kadının yaşayış şartlan erkeğin yaşayış şartlarının ayni değildir. Erkekler kadınlann güzel gözleri için hiçbir şey yapmazlar. Bir erkek kendi cinsinden olan arkadaşına ödünc para verir. Ondan ödünc verdiği paranın iadesinden başka hiçbir şey istemez. Fakat bir büroda çalışan bir daktilo, meselâ ben jeften, yahud veznedardan veya bir başka arlydaştan beş liralık bir banknot ödünc alacak olursam bu ödünc almanın ertesi cumartesi günü bir akşam yemeğine daveti intac edeceğine emin olabılir siniz. Birisi bize iki lira borc verirse yalnız o paranın iadesini istemekle iktifa etmez. Bizden en mukaddes prensiplerimizden feragat etmeyi, yaUn »oylemeyi vt daha birçok şeyler yapmamızı da ister. ^ Mike hiç cevab vermedi. Verecek ce* vab da yoktu. Yemek parasını ödedi bir taksiye kadar genc kıza refakat Ayrı'/larken: \ Arzunuz veçhile yaşayınız! dedi Yalnız bir gün sizi derdest için evinize gelmeğe beni mecbur etmemenizi temennJ ederim. i Kat arabaya atladı. Gülerek elinî salladı ve gözden kayboldu. iMike kaldınm üsründe genc kîzîn »ozlerini düşünerek beş dakika hareketsii kaldı. Sonra yürümeğe başladı. Raporunu yazmağı unutmuştu. Acaba bunu Skotland Yarda mı yazsa iyi olacakü, yoksa Lordun evinde mi? Mike ikinci şekli daha münasib buldu ve yeni ziya retile öğle uykusuna yatmış, olan Lordi Flanborohu hayrette bıraktı. Fakat Mii ke âdeti hilâfma o kadar hürmetkâr bir tavırla konuştu, o kadar okşayıcı sözler söyledi ki Lord Polis müfettişinin ikinci ziyaretini hiç te lüzumsuz bulmadı. Moya »ojtağa çıktı. (Arhan ELEKTRİK ALETİ HEDİYE EDİLECEKTİR raberce çıkblar. müfettişler olmasa biz çoktan yok olurzuru yok! Lord Flanboroh ile kızı şaşkm şaşkın Civardaki küçük lokantalardan birin duk. Sizler bizim için bir nevi paratonerbirbirlerinin yüzlerine bakıyorlardı. de, havası noksan, fakat müteaddid am siniz! İşte bu sebeble biz daima sizin sağ 2 puller sayesinde ışıgı oldukça bol bir kalmaj>zı ve sıhhatte olmanızı isteriz. Sizin öldüğünüz gün Krim Stritin matem bodrumda yemek yediler. Esrar peşinde tutacağma emin olunuzl Mike bir aralık: Lord Flanborohun evinden ikisi be Anlaşıldı, siz beni sinirlendirmek Şimdi Kat, söyleyiniz bana, dedi, raber çıktılar. Genc kız kapının önünde istiyorsunuz. • Lord Flanborohun evinde nası! bir oyun bir taksi beklemek üzere küçük valizini Genc kız Mikeye alayct nazarlarla oynamak istiyordunuz? yere koydu. Mike: Genc kız bu suale cevab vermek iste bakıyordu. Eğer işiniz yoksa benimle yemeğe Demek benim Lord Flanborohla miyerek başka bir mevzua atladı: geliniz! dedi. nn yanına niçin kapıland\gımı merak e Doğrusunu isterseniz gerdanhğm Kat, sert bir tavırla sordu T kayboluşu beni çok korkuttul Yapmadı diyorsunuz ? Niçin? Galiba beni kapana kıstir Doğrusu evet.. ttalyan operalan ğım ve yapmıyacağım bir hareket yüzünmak istiyorsunuz... den suizan altında kalmak çok can sıkıcı teganni eden çok seri bir daktilodan bah Nekadar korkakmışsınız. Doğrusuderhal bir iş olurdu: i '• sedilince bunun siz olduğunuzu nu isterseniz bende sizi tevkif etmek salâanladım. Haydi anlatm.. Benim sizin Şu halde sizi bu sıkıntıdan kurtarhiyeti yoktur. Olsa bile arzu etmem. Sonfenalıİ^nızı istemediğime emin olunuz. dıgım için bana medyunsunuz. ra sizi tevkif edecek olsam bunun için Bu muhakkak. Ben size birçok şeyler medyu böyle bir hileye müracaat etmek lüzumu Ciddî söylüyorum. Sizin gibi zeki, num Mike. nu duyar mıyım zannediyorsunuz ? güzel, iradesi kuvvetli bir genc kızm çok Evet, bunları ödemek üzere bu Genc kız tereddüd etti: daha îyi bir hayat sürmesi kabilken niçin Benim şöhretimi hatırınıza getiri günlerde arkadaşınız Gregoriyı. yıhııd •böyle bir yaşayışı tercih ettiğini kendi Tercume eden: miralayı veya Stokmarı benim üzerıme Yazan: niz! kendime daima sorarım. ömer Fehmi Başkut Edyar Vallas Mike bir taksi çağırarak cevab ver de saldırttınız, değil mi? ^ iki veya üç sterlin lirası haftalıkla Mike btmdaa sonra Moya ile babasmı di: Genc kız güldü: giinde sekiz saat çalışmak değil mi? Bir •eltmlaA, Genc kıâlV>îundan%itm.'"BteBunun şimdilik o kadar büyük m*h Bana bakınız, zabıtada sizin gibi binanın yedinci katındaki odada yabp