CUMHURİYET: 2 Hariran 1935 C HÂDİSELER KARŞISINDA f Şehir ve Memleket Haberleri ) Yabancı okullarda Türk muallimler Maaşları için ayrı bir kanun yapılacak Kültür Bakanlığına yeniden bir umum müdürlükle iki müstakil müdürlük ilâvesine dair olan kanunun Kamutayda müzakeresi yapılmak üzeredir. Bu müdürlüğe Kültür Bakanlığı hususî kalem müdürü Nihadm tayini muhtemeldir. Yabancı ve azlık mektebleri için yeni bir kanun yapılmıştır. Bu kanuna nazaran mezkur mekteblerdeki Türk hocalannm aylıklan bareme benzer bir cetvele tâbi tutulacak ve kıdemlerine göre bu ayhklar muayyen senelerde artacaktır. Yabancı ve azlık mekteblerindeki hocalar arasında müteaddid zamanlarda tasfiye yapılmış, hâlen ehliyetli kimseler kalmış olduğundan Harbi Umumî ve Millî Mücadele senelerine ihtiyat zabiti olarak iştirak eden bu genclerin mükteseb haklarının tanmması yalnız Kültür Bakanlığınca değil, diğer mühım Bakanlıklarca da arzu edilmiştir. Siyasî icmal Yenî Fransız kabinesi ransanm uğradığı yeni finansal ve ekonomik buhran Flanden kabinesinin pek çabuk düş mesine sebeb oldu. Eski kabine memleketin parasını, maliyesini, ekonomisini (iktısadını) kurtarmak için düşündüğü çarelerin ve tedbirlerin esas itibarile beğenilmesinden değil, belki daha ziyade solların ve bahusus radikal sosyalistlerin gözünden düşmesinden dolayı düştü. Radikal sosyalistlerin lideri olup Flanden kabinesinde aza bulunan M. Heryonun müdafaası fırkasmın üzerinde tesir yapmadığından Flanden 305 muhalif reye karşı ancak 202 rey alarak ekalliyette kaldı. Radikal sosyalistler kendisini tutsalardı tabiî kabine de düşmiyecekti. Flanden kabinesinin sağ parti (fırka) lann sollara karşı kurduklan müdafaa yahud hücum teşkilâtını tuttuğuna dair sollarda bir şüphe peyda olmuşhı. Mumaileyhin istediği yedi aylık fevkalâde salâhiyetin mezkur teşkilâh bir kat daha kuvvetlendirmeğe yerayacağı ihtimali sollann endişelerini büsbürün arhrdı. Bu endişe o kadar ilerledi ki asıl sosyalist fırkasile komünistler ve cumhuriyetçi sosyalistler, Fransız sosyalistleri, yeni sosyalistler cephe birliği vücude getirmek üzere toplantı yaotılar. Radikal sosyalistler dahi müşahid göndermek suretile bu toplantıya iştirak ettiler. Bugün kabine düştükten sonra bu birleşme hareketi de durmustur. Çünkü saylavlar meclisi reisi M. Buisonun teşkil ettiği yeni kabineye asıl sosyalistlerle komünistler iştirak etmedikleri halde diğer sosyalistler ve Bergery hizbi haric olarak radikal sosyalistler girmişlerdir. Vaktile sosyalist olup iki sene evvel sebebini izah etmeksizin sosyalistlikten çıkan yeni Başvekil M. Buisonun kabinesi yukanda saydığımız iki parti ile bir hizib haric olarak diğer sol fırkalardan mütesekkildir. Yeni kabine dahi M. Flanden kabinesi gibi memleketin parasını korumak ve iktısadiyatmı canland'.rmak, maliyesini sağlamlaştırmak maksadile fevkalâde salâhiyet istiyecektir. Lâkin bir farkla ki M. Buison parlamentonun imtiyazlarına riayet edecek ve bütçeyi fevkalâde toplantıya davet edeceği savlavlar meclisinden çıkaracaktır. Yeni Başbakan sağ fırkalann (vatanperverler cephesi) teşkilâtının feshinı deruhde etmemiştir. Bu yüzden de komünistlerle asıl sosyalistler mumaileyhin kabinesine girmemişlerdir. Yeni kabin* frangın düşürülmemesî taraftandır. Fransada hükumet değişmekle mem » leketin uğradığı büyük zorluklar ortadan kalkmıs değildir. Bu zorluklar içinde ve memleketin partileri, smıflan, müesseseleri arasındaki derin düşünce farklar karsısmda yeni hükumetin ne yapacağın yakında okuyacağı programından öğreneceğiz. MUHA.RREM FEYZ! TOGAY Amerikada buhran savaşını altüst eden karar O@^ıruı Hangi birine bakalım? Şehrimizdeki ecnebi sosyetelerinden biri satmakta olduğu mallar için reklâm yaptırmak istemiş ve bunun için de 100 bin tane kart postal bastırmıştır. Bu kartpostallar, t güael şehrimizin manzaralarıdır. Bu sosyete, bu 100 bin katpostalı buradan dünyanın dört bir tarafma gönderecek, hem mallarına reklâm yapacak, hem de îstanbulu reklâm edecektir. Bu sosyete kart bastırmadan evvel Posta Idaresine müracaat ederek bunları «matbua» tarifesi üzerinden yani 2,5 kuruş hesabile ı gönderip gönderemiyeceğini sor muş, «gönderebilirsiniz» cevabıru alnoış ve ilk parti olarak ta beş bin kartı 2,5 kuruşluk pul yapıştırarak muhtelif ecnebi memleketlere yol' lamıştır. Fakat aradan iki üç gün geçtikten sonra Posta îdaresi; «bunlar mat bua değildir, tam ücrete yani, 7,5 kuruşluk pula tâbidir» diye bir karar vermiş, evvelce 2,5 kuruştan kabul edilen beş bin kart postala da taksi pulu yapıştırmıştır. Posta îdaresinin bu hareketinden çok müteessir olan bu ecnebi sos yetesi bize diyor ki: «Yaptığımız reklâm kartları malımızı reklâm etmekle beraber tstanbul şehrini de reklâm edecek, Posta İdaresine büyük bir varidat bırakacaktır. 100 bin kartpostal 2,5 kuruştan 250.000 kuruş varidat bırakır ki, bu, az bir para değildir. Halbuki şimdi bize gösterilen müşkülât karşısında bu kartlan gönder ' mekten vazgeçeceğiz ve bu reklâm ları, sosyetemizin diğer ecnebi memleketlerinde bulunan şubeleri vasıtasile yaptıracağız ki, hem o memleketlerin posta idareleri' 250,000 kuruşluk kazancı elde edecek, hem de memleketlerini reklâm ettirmiş olacaklardır.» Posta tdaresinin bu muamelesine doğrusu biz de memleket hesabına müteessir olduk. 250,000 kuruşluk posta varidatının kaçıp gittiğine mi, yoksa bedava tarafından memleketimiz için yapılacak propagandanın kaybolduğuna mı yanalım, bilmi yoruz. Yalnız bu işin düzeltilmesine imkân varsa düzeltilmeli ve göz göre bu kadar para kaçırılmamahdır, çünkü ziyanın neresinden dö nülse kârdır. Boğaziçinde halkm boykotu büyüyor Çengelköylüler de vapura binmiyorlat Boğaziçi ahalisinin Şirketihayriyeye karşı boykotu devam etmektedir. Bu boykot Anadoluhisan, Kandilli, Vaniköyünden başlıyarak dün de Çengelköyüne sirayet etmiştir. Bugün de Beylerbeyi halkının boykota iştirakine çalışılmaktadır. Cuma günü bu beş iskele halkı murahhasları Anadoluhısarında bir toplantı yapm;şlardır. Bu toplantıda yapılmakta olan boykot şekli ve diğer iskele ahalilerinin buna iştirakleri çareleri gdrüşülmüştür. Halk dörder kuruşa sandalla karşıya geçip oradan tramvaya binmektedirler. Bu suretle karşıya geçecek ahalinin tramvayla daha ucuz olarak istanbula tanşınmasına imkân olup olmadığı Tramvay şirketinden öğrenilecektir. Şirketihayriyeye verilmiş olan imtiyaza nazaran bu iskelelerdeki halkın motörlü vesaıtle naklı ancak şirkete aiddir. Binaenaleyh halk motör ve saire ile İstanbula nakledılemiyecektir. Şirket müdürünün «Boğaziçi zaten ölüme mahkumdur» yolundaki sözleri halk üzerinde fena tesir bırakmıştır. Halk kömürün tonu 20 liraya iken 18 kuruşa yolcu nakleden şirketin şimdi kömürün tonu 67 liraya düştüğü halde bu ücretten daha fazlasma yolcu nakletmesine tahammiHleri olmadığını söylemektedir ler. Diğer taraftan Şirketihayriye hissedarlarından bazılan bir toplantı yaparak vaziyeti görüşmeyi münasib görnvüşl»rse de ekseriyet buna lüzum olmadığı so nuncuna varmıştır. Şirket kendi ihtiyarile yaptığı tenzilâtı kâfi ve zararlı görmektedir. Bu itibarla ücrtlerde yeniden bir indirme yapmağa kat'iyyen taraftar deeilc'ır. 130 milyon nüfusun yaşadığı topraklarda birçok milyarlara mal olan icraatı bir tek işaretle durduran Yüksek Hakyeri nedir, neler yapar? Yazan: Ağaoglı» Ahmed Amerikada korkunc bir buhranm önüne geçmek için Cumhur reisi Rurveltin kongreden aldığı yetkelere dayanarak, üç yıldanberi durmaksızm yaptığı de ğisikliklerin, aldığı kararlann birdenbire yüksek hakyeri (yüksek mahkeme) ta rahndan ana yasasma (kanumı esasiye) karşı olduğunun bildirilmesi, gerek A merikanm kendisinde ve gerek Amerika durumunu (vaziyetini) ve gidişini de rin bir ilgi ile (alâka) kovalıyan (takib eden) Avrupada bir bomba gibi patladı! 130 milyon halkı içine alan ve birçok milyarlara malolmuş bulunan bütün icraat durdu, durdu değil. altüst oldu ve Ruz vetle beraber yanında çalışan ve bütün işleri idare eden «Brains Trust» şaşırarak ne yapacaklannı keatirmekten âciz bir halde kaldılar. Bu ne müthiş bir kudret, ne korkunc bir yetkeü Böyle bir yetkeyi taşıyan hakyerinin ne olduğunu, nasıl hareket ettiğini araştırmak, iste bu yazınm mevzuu. Mevzuumuza kaynak olmak üzere meşhur îngiliz devlet adamlarından ve hukukçularından Lord James Braycenin Amerikaya tahsis edilmiş iki büyük eserini kullanacağız: Biri beheri yedi yüzden artık sahifeli, bütün medeni dillere tercüme edilmiş «The American Common Wealtt» adh eseridir: lkincisi de beş yüz sahifeli «The moderne democruties» isimli kitabdır. Malumdur ki Amerika kendi istiklâl ve egemenliğini 1776 da îngiltereye karşı Vaşingtonun idaresi altında yaptığı kal kınma ile elde etti. O zaman eski îngiliz eyaletlerinden kurulan konfederasyon Amerikan birliğini temin edemedi. Bunun üzerine I 787 de yapılmış olan ikinci bir devrimle konfederasyon federasyon şek lini aldı, eyaletler bugün taşıdıklan «hü kumet» ler adı altında birbirine daha sıkı bağlandıl îşte bu bağı, bu ulus birliğini temin içindir ki «yüksek hakyeri» kuruldu. Amaç, federasyon devrinde görülen gevşekliği, hükumetlerin birbirine bakmamalarını, karşılıklı kafa tutmalannı kaldırabilecek, nüfuzunu bütün hükumetlere işletecek, fede rasyon hükumetinin kendisine karşı hüku metleri tutabilecek müşterek bir kurum kurmaktı! Işte bu kurum «yüksek hakye ri» teşekkülünde varlık buldu. Bu kurumun yetkelerım, kımlerden kurulduğunu, nasıl işlediğini anlatmadan evvel Amerikan federasyon makinesi hakkında bazı malumat vermek faydalı olur. Malumdur ki bugün «Amerikan Birleşik Cumhuriyeti» kırk sekiz hükumeti içine alıyor. Bu hükumetlerden her biri tam bir muhtariyeti haizdir. Her hükumetin kendisi nin saylav ve âyan kamutaylan vardır. Her hükumet kendine mahsus ana ya saya dayanır. Her hükumetin, halk ta rafından seçilmiş bir başkanı vardır ki Governer, yani vali ünvanını taşır, her hükumet kendi işlerini kurmakta, kanun yapmakta tamamen serbesttir. Bir de bunların üstünde ve bunlann birliğini temsil eden federasyon hükumeti vardır. Federasyon devletinin de, umum halk tarafından seçilen bir şefi vardır ki Cumhur başkanıdır, bir saylavlar ve âyan meclisi vardır ki hükumetler tarafından seçilmektedirler, ve bir de ana yasası vardır! Bu suretle Birleşik Amerika Cumhu riyetinde kırk dokuz ayn ayn ana yasa, kırk dokuz saylav ve âyan meclisi mevcuddur. Cumhur başkanının çok ve hiçbir yerde misli görülmiyen geniş yetkeleri vardır: Ordu ve donanma başkumandanıdır. Meclislere sormadan savaş ve andlaşma yapar, mukaveleler ve muahedeler akdeder, ne kendisi ve ne de seçtiği bakanlar meclisler yanında sorguya çekil mezler. Cumhur başkanı bakanlanna istediği zaman yol verir, yerlerine istediği adamları getirir. Fakat buna mukabil kendisi, bakanlan meclislere gelemezler, onlann işlerine kanşamazlar, meclislerin yaptıklan bütçeyi olduğu gibi kabul et mek mecburiyetindedirler, Akdettikleri mukavele ve muahedeler meclisler tarafından tasdik edilmedikçe Amerikan milletince tanmmaz, ve kanunsuz hareket lerinden dolayı da mecli«lerce yüksek maMcemeye gönderilebilirler! öteki taraftan yukanya kaydettiğimîz kırk dokuy mecÜ? durmadan kanunlar yaparlar. Bu, hükdmetlerin tantnmı< olan muhtarivrtîerinin bir nrtiresidir. Tabiî bu kanıınlar ba7an b'Vbirine ııvmaz, bazan federa«von tamjT^anna kar*ı olur ve bazan da ana yasalara muhalif bulunur. O halde nizam ve intizamı, ahengi, ve bilhassa cumhur başkanının geniş yetkelerinin yerinde kullanılmasını kim ve nasıl temin edecektir? Bu önemli (mühim) ödevi (vazifeyi) de, Amerikan federasyonunun ana yasası, Amerikan hâkimlerine vermiştir. Yukanda kısaca gösterdiğimiz Ame rikan kurumunun kendisinden doğan iki nevi mahkeme vardır: Birisi hükumetler mahkemeleri, öteki de federasyon mah kemeleri. Hükumetler hâkimlerini halk seçer. Federasyon hâkimlerini ise âyanm tasdikile Cnmhur başkanı tayin eder. Fakat hükumetler hâkimleri de federasyon hâkimleri de bir kanunun ana yasaya uygun olup olmadığım tetkik etmek ve karar almak yetkesini haizdirler. Fakat bu hususta hâkim kendisi te şebbüste bulunmaz.yani kendiliğinden bir kannnun ana yasaya uygun olup olmadımı araştırmaz. O bekler ki davacıUrdan birisi böyle bir mesele çıkarsın. Meselâ dava edene mukabil dava olunan «davacının dayandığı kanun maddesi ana yasaya karşıdır» derse, hâkim bu iddiayı nazara almak ve kanunu bu bakımdan araştırmak mecburiyetindedir. Farzediniz ki hâkim bu nokta hakkmda hükmünü veriyor re fakat taraflardan birisi bu hükme razı olmuyor. Nereye müracaat edecek! îşte böyle bir durumda (vazîyette) yüz çevrilecek yer olmak üzere federasyonun ana yasası iki dereceli mahkeme kurmustur. Birincisi The Circuit Courts of Appel. Yani istinaf mahkemesi; bu bir nevi birinci derece istinaf mahkemesidir ve birçok hükumetlerin merci yeridir. Bu gün Amerikada bu nevi beheri ikiden dörde kadar üyeyi içine alan dokuz mahkeme vardır. Bunlar hep Cumhur başkanı tarafından âyanın tasdikile tayin edilirler. Her üye senede 7000 dolar maaş alır. Azledilemezler. Fakat bu mahkemeler dahi davanın esası hakkında son hükmü veremezler. Son ve kesîn (kat'O hükmü vermek (Supren Court) yüksek mahkemenin yetkesi içindedir. Yüksek mahkemenin kurulması, fe derasyon ana yasasının isteklerindendir. Yüksek mahkeme her yıl Vaşingtonda teşrinievvelden hazirana kadar toplanır. Dokuz azadan teşekkül eder. Bunlar hep Cumhur başkanı tarafından âyanın tasdikile tayin olunurlar. Mahkeme başkanı yılda 13 bin ve üyeler de 12 bin dolar maaş alırlar. Azledilemezler, meğer ki bir cürümle itham olunsunlar. Fakat Brayce diyor ki: «Yüz elli senedenberi yalnız bir kere bir üye hakkında böyle bir itham ileri sürülmüştür. Fakat o da tahakkuk etmemiştir!» Bütün Amerikada sivil memur olarak yalnız bu mahkemenin azalan resmî elbise taşırlar. Bu mahkeme, kendisine kadar gelen gerek cumhurreisinin hareket ve işlerine gerek meclisler tarafmdan kabul olunan kanunlar ve gerek ana yasayı alâkadar eden şikâyetler ve meseleler hakkında son ve kesin karan vermek yetkesini haizdir. Brayce diyor ki: «Federal ana yasasının babalan, Amerikan mahkemelerinin ve bilhassa bu yüksek mahkemenin istiklâlini temin hususuna son derece ehemmivet verdiler, dikkat ettiler. Meclislerin ve Cumhur başkanının tecavüzlerine karşı mahkejnelerin bu istiklâlini halk ve yerli hükumetler için en emin bir melce sanıyordu. 1787 de bu istiklâl ve «azlolunmaz» lık esaslan müttehiden kabul edilirken beceriksiz ve fakat müstakil hâkimin vapabileceği fenalıkların meclislerin ve idarenin nüfuzu altında bulunan bece rikli, gayrimüstakil hâkimlerin yapabile cekleri fenalıklara müreccahtır.» dediler ve filiyat ta yüksek mahkeme hakkında beslenilen bu ümidleri boşa çıkarmadı. Yüz elli senedenberi bunlann fırka veya hükumet nüfuzundan müteessir oldukları görülmemiştir!» Şimdi ayni Lord Brauyce bu yüksek mahkemenin yetkelerini jöylece sayıyor: 1 Ana yasa kanunu ile alâkalı oIan bütün adalet ve icraat işleri, federal kanunların tatbikı etrafında çıkan meseleler, ve bu kanunlar mucibince yapılan mukavelelerden çıkan davalar! 2 Devlet memurlarmı, »efirleri ve konsoloslan muhakeme, 3 Deniz ve donanmaya aid adlî işler etrafında çıkan ihtilâflar. 4 Federal devletle hükumetler arai ihtilâflı meseleler, Hükumetler arasında çıkan ihti MÜTEFERRIK Yalovadaki tetkikat Yalovanın asrî bir su şehri haline ko nulması için bir plân hazırlamak üzere şehrimize gelmiş olan Paris şehri baş miman M. Prost Yalovada etüdlerine devam etmektedir. M. Prost bir iki güne kadar Yalovadaki işini bitirerek şehrimize dönecektir. Fransız başmimannın etüdleri evvelce hazırlanmış olan bir proje üzerinde yapılmaktadır. İstanbula geldiği zaman kaplıcalann ıslahı için ne gibi tedbirler almak ve ne gibi tesisat vücude getirmek icab edece ğini ve yapılacak işlerin hesabmı bir ra porla Akay idaresine bildirecek, ayrıca kaplıcalann müstakbel şekli hakkında bir plân hazırlıyacaktır. Gayrimübadil bonaları Gayrimübadil bonolarımn düşkünlüğü devam etmektedir. Gayrimübadiller cemiyeti delegelerinin bonolann kıymetlendirilmesi için yaptıklan teşebbüsler henüz bir son vermemiştir. Komisyonlarda ya pılan satışlarm arttınlmaması ve az de ğerli emlâkin fazla kıymet takdir edile rek, azar azar satışa çıkarılması, artırmalara karçı genel bir rağbetsizliği mucib olmaktadır. Gayrimübadillerin yakında bir toplantı yaparak son durumu görüşecekleri söylenmektedir. MALİYEDE Maaş veriliyor Finans Bakanlıgından dün İstanbul muhasebeciliğine gelen bir emirde 935 kadrosunda lâğv ve açıkta oldukları bildirilmiyen memurlardan gayrisinin maaşlarının hemen verilmesi emredilmiştir. Bu emir üzerine Istanbul muhasebecılıği dün bordroları hazırlıyarak bir kısım tevziatı yapmıstır. Mütebaki tevzîat ta yarın ya pılar>ktır. SAĞLİK İŞLERİ Anadolu yakasında hastane Üsküdardaki Zeyneb Kâmil hastanesinin doğum evi olarak halka açılması yaklaşmıştır. Üsküdar halkmın en hayatî ihtiyaclarından en mühimmi bir doğum evinin bulunmaması ıdi. Bu sebeble hastanenın doğum evi olarak kullanılması daha faydalı görülmüştür. Haydarpaşa nümune hastanesi pek yakında açılacak ve bu suretle Anadolu yakası hastanesiz kalmamış olacaktır. Dul, yetim ve tekaüdlerin üç ayhkları Dünden itibaren muaddel istihlâk vergisi kanununun tatbıkına başlanılmıştır. Yeni şekil ile alâkadar olanlar mevcud vaziyetlerini gosterir birer beyannameyi maliye tahakkuk müdürlüklerıne vermeFinans Bakanlığı dul, yetim ve teka ğe başlamışlardır. üdlerin üç aylıklannın hemen verilmesiKapanan hesablar ni Istanbul muhasebeciliğine bildirdiğin935 malî sene başı dolayısile dün Isden ayın altısında Emlâk ve Eytam Ban tanbulun Maliye, Gümrük, Balıkhane, kasından para kırdıranlara ayın onuncu İnhisarlar ve saire gibi daireleri hesablagününden itibaren de şubelerden tevziat nnı kapamışlar ve yeni defterler açmışyapılacaktır. lardır. Dogru degil mi? Istihlâk vergisi tahsilâtı Ucuz tren biletleri Ailece seyahatlerde tenzilât yapılıyor Devlet Demiryollannın yeni ucuz ta * riflerinin tatbikına dünden itibaren bas lanmıstır. Yeni tarifeye göre seyahat edecek aile grupları için mühim miktarda ucuzluk temin edilmiştir. Tarife esaslanna göre seyahate çıkacak aile grupundan bir kişi tam bilet alacaktır. Diğer aile efradı için alınacak biletlerde yüzde seksen tenzilât yapılacaktır. Koyulan şartlara göre grup halinde seyahat edecek aile efradı sekiz nüfustan fazla olamıyacaktır. Aile olarak karı, koca, bunlann ana ve babalan, çocukları, torunlan kabul edilmiştir. Üç beş kişilik her aile grupu için iki hizmetçi, akrabalık şartlan aranmaksızın ayni tenzilâtla seyahat edebilecektir. Yalnız grupa dahil olacak hizmetçilerin ya kadın olması, yahud erkekse on beş yaşından küçük bulunması şarttır. Yeni tarifede tatil devresinde seyaha* te çıkarak yurdu yakından tanımalan maksadile talebe ve hocalar için de büyük tenzilât yapılmıştır. Talebeler, şimdiye kadar umumî ta rife üzerinden yüzde elli tenzilâtla seya» hate çıkabiliyorlardı. Mekteblerin tatil devresinde tatbik edilecek tarifeye göre, mevcud umumî tenzilâttan da yüzde elli indirme yapılaca ğından talebeler ve hocalar için çok ucuz luk olacaktır. Devlet Demiryollannın daha evvel tatbika başladığı on beş günlük ve aylık kombine biletler halk, bilhassa ticaretle meşgul olan sınıf arasında fevkalâde rağbet görmüştür. Bayındırlık Bakanlığının tren ücretle rinde yaptığı bu tenzilâttan sonra yurdun içinde tren yollannda seyahat nisbeti yüzde (35) nisbetinde artmıştır. Aile grupları ve talebelerle hocalar için yapılan son tenzilâttan sonra bu nisbetin yüzde elliyi bulacağı umulmaktadır. Fransız bahriyelilerinin gezintisi ECNEBİ MEHAFİLDE îngiliz Kralının günü îngiliz Kralının doğum günü yıldö nümü münasebetile yarın Ankaradaki îngiliz elçiliğinde bir garden parti verilecek, Elçi Sir Persi Loren tebrikleri kabul edecektir. Istanbulda da, îngiliz başkonsolosu Mister Hough yarın saat 3 ten beşe kadar ıstanbuldaki îngiliz kolonisini Beyoğlundaki tngiliz elçiliğinde kabul edecektir. lâflar ve yahud bir hükumetin yurddaşlarile diğer bir hükumet ve yahud diğer bir hükumetin yurddaşlan arasındaki ihtilâflar. Işte Amerikan yüksek 'mahkemesinin geniş yetkeleri! Jeffeison Cumhurreisi olduğu zaman bu yetkelere tahammül edemiyerek onlan kısaltmağa yeltendi, muvaffak olamadı. Ondan sonra dahi bu yoldaki tecrübeler hep muvaffakiyetsizlikle neticelenmiştir. Halkm bu mahkemeye inan ve bağhlığı o kadar derin ve kuvvetlidir. Ve işte bu manevî kuvvettir ki bugün de kendisini göstermektedir. Senelerdenberi üzerinde çalışılmıs, uğ runda milyarlar sarfedilmiş, ve dolann fiatini düsürerek iç ve dış pazarlan alt evlemis olan bir iş ve hem de Ruzvelt gibi halkça sevilen, zeki. çalışkan. bir baskan tarafından yürütülen bir iş bir denbir^ dnrdu ve bütün dünyayı havrpte düşürdü. Ne garib ve ayni zamanda bu mahkemenin halk arasındski mevki ve nüfuzunu zösteren ne büyük bir alâmet... Cumhur Başkanı dahi bu kadar mes'ıı liyetleri Ü7erine almısken ses ckarmıyor ve verilen karar' «"•V"i»>t1r kar«ılavor! AĞAOCLU AHMED Misafir bahriyelilertn Heybeli Bahriye mektebini ziyaretlerinden güzel inttbalar: Sağda bir Frannz bahriyeliti hatıra defterini imzalıyor, tolda TürkFranttz bahriyelileri tan* ftyorlar, aşağıda ziyafet masannda.. iki gündenberi limanımızda bulunan Jandark adındaki Fransız mekteb gemişinin kumandanı deniz miralayı Doumerk dün sabah ıstanbul Vilâyetini, Kolordu Kumandanlığını ve Deniz Kumandanlığını ziyaret etmiştir. Vali muavini ile Kolordu ve Deniz Kumandanlan Jandark gemisine giderek kumandanın ziyaretıni ıade etmişlerdir. Dün gece Jandark kumandanile zaZiyaret vesilesile misafirler şerefine bitan şerefine Fransız elçisi M. Kammebir çay ziyafeti verilmiş, talebe de muhrer tarafından elçilikte bir balo verilmiştelif spor hareketleri yapmıstır. Mekte tir. Dün gece kumandan ve zabitan şere bin cazbandı muhtelif havalar çalmışhr. fine Fransız elçisi M. Kamerer tarafın Bu ziyaret çok samimî bir hava icinde iki dan konsoloshanede bir balo verilmiş ve saatten fazla devam etmiştir. Misafirler bu güzel gece eğlentisinde şehrin maruf gene kendi mtörlerile gemiye dönmü$lersimaları bulunmuştur. dir. Jandark gemisi kumandan vekili vt gemi zabitleri Heybelideki Deniz Lise sini gezmişlerdir. Misafirler kendi motörlerile Heybeliye gitmişler ve Lisenin rıhtımına yanaşmışlardır. Deniz Lisesi talebeleri, misafirleri burada karşılamıştır. Misafirler mektebin her tarafını gezmişler, gördükleri intizamdan dolayı çok memnun kalmışlardır.