12 CUMHURİYET 2 Haziran 1935 Tarihten yapraklar Bütün Mısırı Dün Borsa heyecanlı bir gün geçirdi Endiselere rağmen frank düşmedi, Ünitürkler de yükseldi Şimdiye kadar daima öğleden sonra kambiyo muamelesi yapılan istsnbu! Borsasında dün öğleden sonraki tati! dolayısile öğleden evvel kambiyo muamelesi yapılmıştır. Dün sabah Borsa Fransız kabinesinin düşmesi ve fransın vaziyeti dolay.sile heyecanlı idi. Bilhassa Paris borsisının fiat vermemesi dolayısile fransja bir fiât veremiyen borsacılar şa«kın bir vaziyete düşmüslerdir. Borsada frank üzerine rr.ur amelp az olmnkla beraber Bo sa dısınd* yarı fiatle frank teklif ediM'ği söylenmekte idi. Bununla beraber Borsa mç'ıafilinde francrin istikrarını muhafaza edecefii kanaati hâkimdir. Borsada günün en büyük husmiveti evvelki eün bir havli düşen Uni Türk ve Anadolu tahvillerinin dün tam bir isrikrar RÖstermeleri ve açılıs fiMile kapanı« fiati arasında pek az bir fark olmasıdır. Paris Borsagrnda Paris 1 (A.A.) 31 tarihli bor«a durumu: Değerler borsası, kabine buhranm'n cabucaktan cö'ıüleceâi umudu ile, büyük bir faplivet göstermiştir. E^hamın kamusu. dikkat değer bir i'erleyiş kaydetmiştir. Fransız ulusal fondo ları ayrıca aranılmaktadır. Duvulur de recede yükîeldikten sonra, bunlar piya *a son'inda biraz gerilemişlerdir. Bunun'a beraber, kazanclar, hatın sayılır gibi dir. Istanbulu güzelleştirmek için meşgul eden bir muhakeme Kendine ihanet ediien Şahın adaleti Ekber; katil süt kardeşini yakalatıp sarayın damindan mermer kaldırımlara attırarak parçalatmışt? Harbiye bina ve bahçesini \e şehre malettikten sonra... raksimden Harbiyeye dosdoğru bir yol elde etmek kabil ve faydalı olacaktıı Hind Padisahı Ekber Şah ve Ağradaki mermer tarayt Hindistanda kurulmuş olan Türk mış olan Bayram Ham öldürtmeğe saMoğol İmparatorluğunun en tanılmış vaşıyordu. Ekber Han kendisine karşı hükümdarlarından biri de Ekber Şah silâha davranan Hanlar Hanını bir satır. Babası Hümayunşahın ölümü sıra vaşta yendikten sonra affetmek büyüksında Ekber henüz on üç yaşında idi. lüğünü gösterdi. Fakat onun Mekkeye Pencabda bulunuyordu. Saltanatın ken! gidip dünya işlerinden uîak yaşama dine geçtiğini duyar duymaz «Kolayner» sını şart koştu. Bayram Han, mevkiini ordugâhına geldi. ilk hutbeyi okuttu, ve şeı*efini kaybetmekten ziyade bir kâhükümdarlık vazifelerini görmeğe ko dına yenildiği ve feda edildiği için üzüIspanya ile ticaret lüyordu. tasalanıyordu. Ağlıya ağlıya yuldu. Ispanya modüsünün 8 hazirana kadar memleketini terketti, Hicaza doğru yolOnun tahta çıkışı tarihin sayılı sahnelerindendir. Ordugâhta kırmızı renk landı. Lâkin yolda Mahum AnaŞanın uzatıldığı dün gümrüklere biidirilmiştir. O vakte kadar îspanya ile arami7da li ve pek süslü bir çadır kurulmuştu. kurduğu pusuya düştü, parçlandı. Şimdi meydan düzenci sütnineye kâl Madridde yapılan ticaret anlaşması koEkber bu çadırın ortasında ve avakta duruyordu. Devlet uluları etrafmda j mıştı. îlk zafer sevinci arasmda bütün nu«malarınm bitebileceği umud olunmakçevrelenmişlerdi. Küçük hükümdarm büyük memuriyetleri kendi adamları taHır. başı üzerinde tuğlar, onların üstünde de na, dostlarına verdi. Oğlunu da merkeze Fransız mallarının gümrüğü elmaslı bir şemsiye tutuluyordu. İşte yakın önemli bir vilâyetin başına getirTürk Fransız ticaret anlaşması müdbu durumda onun beline kılıç kuşatıl di. Artık Mahum Anağa o koca impara deti bittiginden dünden itibaren bütün dı, sarığına turna tüyünden sorguç ta torluğu avucunun içinde tutuyordu. Fa gümrüklerde Fransız eşyasından en çok kıldı ve tahta oturtturuldu. Taht, üzer kat devlet işleri çığırından çıkıyordu. gümrük re?mi alınmıştır. lerine keçi derisi geçirilmiş birçok yas1 Bayram Hamn demir pençesi yerine geYaş meyva ihracatı tıklardan yapılma idi. Çadırda ve dı 1 çen kadın eli hükumet makinesini dü Türkofis Ekonomi Bakanlığının ka şında bulunan devlet ululan birer birer zenle döndürecek kadar kuvvetli de rarına dayanarak yaş meyva ve sebzele küçük hükmdara yaklaşıyorlardı. de ğildi. O el. yalmz kazanç arıyordu. Ha rimizin dış illere satılabilmesi için büyük ğerli armağanlar sunarak hükümdarlı' zlneler doldurmağa savaşıyordu. fedakârlıklar yapılmasına karar vermış ve ğını kutluluyorlardı ve ona son nefes j Ekber Han kısa bir müddet içinde, bazı tesebbüsler yapmıştır. Bu teşebbüslerine kadar candan bağh kalacaklarına durumun içyüzünü gorüp anladı. Ma ler su esaslara dayanmaktadır: and içiyorlardı. hum Anağaya yüz vermemeğe başla 1 Taşıma tarifelerinde azami ten Ekber Şahın iki süt ninesi vardı. Biri makla beraber öbür sütninesinin kocası zilât temini. ne «Cici Anağa», öbürüne de «Mahum Şemsettin Atagayı Hanlar Hanı yaptı. 2 Ambalâjlann gümrük resmi verAnağa» deniliyordu. Anağa sütnine dc Bu atağa değerli bir adamdı, gene ken miyerek memlekete sokulması. dahilde mektir. Nitekim süt babalara da eski di gibi yurdsever bir vezirle elele verip yapılanların da en ucuza maledilmesi. türkçede atağa denir. Ekber bu iki süt bozuk düzen gitmekte olan idare maki 3 Ihracatçılara prim veya kredi venineden Mahumu daha çok severdi ve o nesini düzeltmeğe çalışıyordu. Aldığı rilmesi. nun oğlu Etemi gerçekten kardeş yeri tedbirler arasında Mahum Anağanın oğ4 Sigorta iicretlerinin indirilmeji. lu Etemi valilikten atmak ta vardı. Ana ne koyup yanından ayırmazdı. Bu teşebbüslerin hepsi de iyi neticeler Fakat Mahum anağa entrikacı, dü oğul, ummadıkları bu sille üzerine küp vermek üzeredir. r zenci, gözü doymaz bir kadındı. Ekber lere binmişlerdi. Atağa ile arkadaşına Yeni kadro tatbikatı Hanın yanına gelir gelmez de dalavere ve Ekber Şaha diş bilemeğe başla ler yürütmeğe, dolablar çevirmeğe ve mışlardı. Yeni Lıman idaresi kadrosu dün gelmiş oğlu Etemi bugünün bakımından baş Mahum Anağa ile Etem bir plân kur ve bütün memurlara biidirilmiştir. Yeni vekilhk demek olan «hanlar hanlığı na muşlardı. îlkin Atağayı ve sonra Ekber kadro eskisinin tjpkısıdır ve hiçbir deği geçirmeğe kalkıştı. Bu ülküsüne ermek Hanı ortadan kaldırmayı tasarlamışlar \ siklik yoktur. Hatta Maliye Bakanlığı liiçin Hanlar Hanı Bayramı ortadan kal dı. Paralarına ve şurada burada henüz man ve rıhtımlar kadrosunun zamanla dadırmak gerekti. Halbuki Bayram Han, iş başmda kalmış olan adamlarına güve ha ziyade daraltılmasını da Liman Ge İmparatorluğun bütün kuvvetlerını e niyorlardı. Etem plânın birinci kısmını nel Direktörlüğüne bildirmiştir. Liman Genel Direktörlüğü dün de linde tutan bir adamdı ve küçük hü bizzat yerine getirmeğe giritşi. Bir gece sarayda toplanmış olan vezirlerin yanı yazdığımız gibi yeni liman tarifesini kümdarm da vasisi bulunuyordu. Bu durumda Mahum Anağa üe Bay na gitti. Atağanın eli ayağı sayılan ve dünden itibaren tatbik etmeğe başlami} ram Hanın nüfuz yarışına çıkmalan pek zir Şemsettini hançerle öldürdü ve doğ tır. tabiî idi. Ekber Han karşılıklı çevrilme ru harem dairesine kaçtı. Anasının kenîhrakiye resmi alınmıyor ğe başlanılan entrikaları sezinsemiye disini Ekber Hana karşı koruyacağına Büyük kabotajda çalışan ve ecnebi rek hem Mahum Anağaya, hem Bayram güveni vardı. Sütnine de, hükümdarm limanlan arasındaki seferlerinde kendi Hana yürekten inan gösteriyordu. İki bu cinayeti süt hatırı için affedece limanlarına da uğnyan Türk vapurlann• sinin de sözünü dinliyordu. Daha doğğini umuyordu. dan ihrakiye resmi istenmemesi hakkındarusu minimini imparator, o kadmla bu Ekber Han gürültüden uvanıp sofaya ki emir bütün gümrük idarelerine ve vaerkeğin ellerinde oyuncağa dönmüjtü, çıkmca süt kardeşine rasgeldi. Katil he pur acentalarına tebliğ edilmiştir. oynatılıp duruyordu. men imparatorun üstüne atıldı ve ona Yeni emirle Türk vapurlannın ambar Bayram Han, sütninenin neler düşü sımsıkı yakalıyarak «kendini dinleme ve telsizlerinin mühürlenmemesi de bildirilmiştir. Bu suretle vapurlarımız kennüp neler yapmak istediğini pek iyi se den mahkum etmemesini» söyledi. zip kavramış olduğundan ilkin onun oğ Ekber, bir elinde kanlı hançer oldu di sularında ecnebi vapurların tâbi tulullunu uzak bir bülgeye (mıntaka) vali ğu halde kollarım boynuna dolayan E dukları jeraiti şimdi temin etmiş oluyoryaptı, saraydan attı. Lâkin Mahum A temden hem ürktü, hem iğrendi ve bir lar. nağa, bu yumruğa karşı sessiz durmadı, silkinişte kurtulduktan sonra salona Halka saldıran deli mukabil taarruza geçti, bir gün Ekber dolmuş olan uşaklarına emir verdi. Dün akşam, saat 8 raddelerinde GülHana şu sözleri söyledi: Bunu bağlaym; damdan aşağıya hane parkı Sarayburnu bölüğünde biri« Ad senin ama hüküm Bayram Ha mermer kaldırımlara atın. nın. Hindistanda padişahlık yapan odur, Emir, hemen yerine getirildi. Fakat sinin yaralanması ve birkaç kadının da saltanatın vezkini süren odur. Devlettn Etemin kemikleri kırılmış olmakla be bayılıp ayılmasile neticelenen bir vak'a idaresini kendi eline almazsan bir gün raber canı henüz çıkmamıştı. Ekber çıl olmuştur. Isminin Aksaraylı Refik olduğunu gelir, Bayramın kölesi olursun.» gın bir kızgınlık içinde emrini tekrarsöyliyen kısa boylu zayıf bir genc parkEkber bu söze kandı. Bayram Han a ladı, onu kanlı saçlarından yakalata leyhine cephe aldı. Hanlar Hanı ise rak bir daha dam üstünden kaldırım ta dolaşırken çıldırarak oradaki kadınlaçarçabuk durumu sezdi, bir iki gösterış lara attırdı. Bu sefer Mahum Anağanın rın üzerine bıçakla saldırmış ve müdayapıp genc hükümdarın kendi hakkın oğlu cansız bir kemik yığınına dön hale eden Bekiri de bir hayli dövmüştür. Gürültüyü işiten halk ta kavgaya karışdaki düşüncelerini aydınlatmak istedı. müştü. mı? ve deli kollan baglanıp polise teslim Lâkin bu gösterişlerin sonu karışık çık Böyle bir sonu hiç te ummıyan süt< tı, vezirle hükümdarm arası büsbütün nine, sultan yapmak istediği oğlunun edilmiştir. açıldı ve Bayram Han tuzağa düşüp ölümünden sonra âncak kırk gün yaşâj ler, altında çirkin bir tarih yaprağı yakellesini kaybetmemek kaygusile, iayan yabildi ve öldü. Ekber Şah, süt hakkını şayan bu türbenın güzelliğine hayran bayrağını kaldırdı. son defa hatırlamaktan geri kalmadı. olup durmaktadırlar. Fakat o gömülü Sütnine sevinç içinde idi, boyuna fı • Mahum Anağanın cenazesinde bulun , yaprağı hatırlıyan pek az adam çıksa «ldoyıp hükümdarı kışkırtıyordu. Dev du. Mezarımn üstüne de güzel bir tür| gerek... Iete ve memlekete büyük hizmetler yap be yaptırdı. Bugün Hindıstana giden ' Af. TURHAN TAN (Bastaraft 1 inci sahifede) bir tek işten ıbarettir. Takriben bir buçuk sene evvel, bir kısım matbuat, sabık başvekilin iktidarda kaldısı üç buçuk sene zarfındaki idareıine aid icraatı tenkide başlamış, bu neşriyat bir müddet sonra taarruza uğrıyanları aâır ithamlar altında bırakacak kadar alevlenmiş, gazeteler sui idareye aid yazılara, «iskandallar devresi» baçlığı altında aylarca devam etmişlerdir. ' Paırnaklarına doladıklan meseleleri burada sıralamak uzun olur. Ancak, muanzların, sabık idareye aid nekadar kirli çamasırlar varsa ortaya çıkaracaklarını, ve bunlan millete teşhir ederken mümkün oldu?u kadar feci göstermeğe çalıştıkla1 rın söylemek kâfidır. I lnsanlar lâyuhti değildirler. Hata ede| bilirler. Eğer hatalar, herhangi sebebden ı dolayı olursa olsun, tevali etmis.se bittabi, işlere aynca fesad karışmamasına imkân yoktur. Fırsat dü^künlerinin, muhteCadde ortasmdaki kahn çizgi şimd iki tramvay caddelerini göstermekris ve menfaatperestlerin böyle zamanlartedir. Kara yerltr kaldırılm<m uzun sürecek Gazhaneyi göstermektedir, da etrafı istismar etmeleri, binnetice, Çizgilerle karalanan yer kalkması uzun sürmiyecek olan Dolmabahçe memlekete hizmet etmekten başka bir ahırlanm göstermektedir. çaye ve emel takib etmiyen devlet adamDolmabahçeden baslıyan tstanbulu ça olmıyan Harbiye mektebi ile meyd^nını larını günün birinde bu hataUnn hesab buk güzelleştirme örneğimiz daha bitmeden ne yapıp yapıp şehir için almak lâzım larını ödemeğe mecbur bırakmalan pek Bay Yunus Nadi Topkapı sarayile çev ?eldieinİ önce de jöylemiştim. Bunu da eltabiidir. resini tarihsel köşklerile eski haline setir de edersek Taksimde, Cumhuriyet an'dınMısırdaki muhalif matbuat dahi, bu mek »uretile elde edilecek güzellik varlı dan (âbideMnden) Mackaya kadar uza hislerin tesiri altında kalarak, dıktatör âını (servetini) gözönünde canlandıran nan boş bir dağ sırtı vardır. Buraya ne yalük devrine aid nekadar hata varsa bun bir örnek orkıya çıkardı. (Cumhuriyet palım? lan birer bazirgân kıskandığile toplayıp 21 5/935). Akla gelen ilk iş iğri giden Tak«inı bir araya getirmiş ve vücude gelen bu Harbive caddesini dosdoğru uzatmak deTarihsel deaerine ıınır (hudud) çizmek cesim kartopu, altında kalanlan ezrneğe kabil olmıyan îstanbulun bu zenginlik ha ğil midir? Bu da pek kolay olabilecek bir başlamı?tır. zinesini seyrederken ben, tepesindeki eski istir. Bugünkü cadde Taksimden Sürp Ancak. mutaarrız garetelerden «E» hipodrom yerine bir de stadyom kovmağı Agop mezarhğına kadar doğru gidiyor. siyase» nesriyatında ifrata varmış oldu düşündüm. (Cumhuriyet 27/5/935). Tam Amerikan garaiının bulunduğu yerğundan taarruza uğrıyanlar kendilerini de sola doğru sapmağa basjıyor. Işte kroTürk ve Bizans izerlerinin zenginliği ile korumak için, mezkur fazetenin bas,mukide gösterildiği gibi caddeyi bu nokta eşsiz îstanbulun, gene essiz olan denizin harriri aleyhine dava açmısjardır. Dava dan dosdoğru uzatmak kabıldır. açanlar Mısırın tanınmıç şahsiyetleridir. den yükselmeğe basladıgı yerde, deniî keBöylece ta Taksimden baslıyarak Aralarında parmakla gösterilen zengin iş narından tepeye kadar yesillikler, çiçekler Harbive mektebi arkasından Vali konaadamlrı ve nazırlar vardır. Dava ediien içinde yaşıyan tarih devirleril tasarlan h önlerine çıkan Hosdoğru bir cadde elise, yazılarını imzası altında basan Essi ması (tasavvuru) bile bu kadar tatlı olan de edilmiş olur. Bu caddenin geçeceği bu güzellik Örneğini seyretmek için gele yase gazetesinin başmuharrirıdir. Her iki Sürp Aeop arsası B?lediye elinde, Harcek gezmenlerin sayısmı düşününüz! taraf Kahirenin nüfuzlu ve dişli avukatbiye mektebi arkası ise zaten bostanların Işte ben bu gelecek gezmenleri sehirde üstünden geçen bir yoldur. larını tutmuşlardır. Iddia makamı Öte denberi takib ettiği noktai nazarı muha daha fazla alakoymak ve şehre daha fazBöyle bir caddenin. daha doğru'u bulfaza ederek, suçlu başmuharririn ceza la para kazandırmak için tarih lstanbulu varın sehrımiz için ne demek olacağını dülandırılmasını istemiştir. Temas ediien nu (eski îstanbulu) gördükten, yorulduk «ünmek güç değildir. Harbiye arkas;n maddeye nazaran üçten beş seneye ka tan sonra arıyacaklan dintenecek, eğlene dan geçerek bunu anlamak kabildir. Bosdar ağır hapis cezası mevzuu bahsolmuş, cek yerleri. modern konforlo otelleri... tanların bu yana düşen sırtlarından uza • ^ i r gün e\vel kendilerine yapabilmek için tur. nan bir bulvar elde edilince Harb'ye • Bütün Mısınn dikkat ve alâka ile ta gene kendi başlangıc örneğime dönmek den Maçka kışlasına doğru bostanların kib ettiği bu dava ancak bu hafta bitmiş zorluğunu duyuyorum. öbür sırtından gidecek ikinci bir bulvaı ve kevr düne kalmıştı. Cinayet mahkeSimdiye kadar kolayca yapabildiğimiz daha akla gelmez mi? Bu ikinci bulvaı mesinin geniş salonunu, ve ayrıca adliye yer Ortaköy ile Taksim meydanı arası Maçka kıslası önünden, Taşlık deniler koridorlarmı hıncahınc dolduran halk dır. Taksimde, Cumhuriyet âbidesi önün acık yerlerden Dolmabahçeye inebilir. Biı den otobüsle, Maçka üzerinden de Çıra gün de Gazhane ortadan kalkarsa gene sabırsızhkla karara muntazırdı. Nihayet, zabıt kâtibi tarihî karan o ğan plâjına rahatça gidebildığimizi, Be Dolmabahçeden Taksime çıkan iki bul bek tramvaylarının da Karaköyde Beyoğ var yeri daha elde edilmiş bulunur. kudu: lu tramvayları ile kolayca birleşebilece Beraeline karar verildi! Bu akla gelen bulvarlar yarınki par ğini görmüştük. Cümlesi duyulunca, halk alkış tufanı kın (bo^tan yerleri) sınırını çizmiş bulu arasında Essiyase başmuharriri sırtlıyaBöylece güzellik örnegimizin de sınır nuyor. Park içinden denizden doğru terak mahkemeden çıkardı. Omuzlarda do Iarı çizilmiş bulundu. Bu sınırlar içinde peye çıkacak, pek az dik büyük bulvar laşan basmuharrir alkışlar arasında oto modern ve tamam bir tstanbul parçasi bir gün îstanbulun en işlek yolu olacakmobiline bindi. meydana getirebilmek için engel olarak tır. Geçen sene başlamış olan bu dava için şimdiye kadar Gümüşsuyu ile Ayaspa Ortaya çıkan şu koca meydanlara, şu mahkeme 67 celse akdetmiş, 3 başvekil sanın birleştiği köşedeki yeni apartıman güzel bulvarlara neler yapaîım ve neler 6 nazır, 6 müstefar, 60 memur ve gazete larından başka bir yer çıkmadı. Taksim yaptıralım? Beyoğlu, Ayaspaşa, Tak ci şahid olarak dinlenmiş, muhtelif neza den Maçka üzerinden giden yola gelince sim, Maçka, Nişantaşı, Sişli... Bütün bu retlerden 400 dosya ve 80 mukavele Istanbul için kim bilir kaç yüz yıl düze yerlerin ve dolayısile bütün îstanbulun celb ve tetkik edilmiş. tahkık evrakı lemiyecek olan Maçka caddesinin darlı geleceği (istikbali) bu sorguya verilecek 1302 sahife tutmuştur. ğından başka yeis veren engeller şimdilik cevaba bağhdır. Davanın devamı müddetince de cina göze çarpmıyor gibi. Daha şehir elinde V. BlRSON yet mahkemesi heyeti dört defa değişmi?tir. îstifa edenler, böyle bir davaya ka nın »evk ve idaresini ona tevdie müttefi yapabilecek bir siyasa adamı vardır. Lâkan karar verdiler. rışmak istememişlerdir. fı uzatmağa ne hacet. Bugün Mısırda Sabık başvekilin şimdiye kadar gayri muvafık, muhalif herkes itiraf eder ki, Essiyase başmuharririnin beraetlle neticelenen davanın birinci perdesi bu su faal bir vaziyet almast nekadar tabiî bir sabık başvekil bir dehadır. Âyan azasmretle kapanmışsa da, şimdi ikinci perde şey ise şimdi faaliyete geçmesi de o ka dan ve Mısırın maruf avukatlanndan başlamıştır. Essiyase başmuharririnin dar yerindedir. Beraet hâdisesinden son Elbiyali Bey bir gün îsmail Sıtkı Paşao müthiş neşriyattan sonra beraet etmesi, ra, muarızların gemi azıya almalan ihti yı bana şöyle tarif etmişti: öbür tarafın mahkümiyeti demeklır. Neş malî kat'î olduğundan kendilerine ayni Sıtkı Paşa hasımlarını tebessümle riyat sarih, isnad kuvvetli, ithamlar agır, »ilâhla mukabele etmek, muanzlan »us rile kahreden bir şahsiyettir. teşhir maddeye müsteniddi. Şu halde, turmak artık ona farzolmuştu. Filhakika, îsmail Sıfkı Paşanın hiddet Bunun için, ilk iş olarak kongreden ettiği, kÖpürdüğü görülmemiştir. En tehcinayet mahkemesinin bu kararile, ortada bir sui idare devresinin mevcudiyeti Alşaab gazetesinin islahı ve başmuharrir likeli anlarda müstesna bir itîdal ve so katvul ediliyordu. Dinlenen şahidlerin liğine sabık Kahire emniyeti umumiye ğııkkanlılıkla iş görmek iddia edilebilir şah«yetleri, celbedilen dosyaların kemi müdürü ve Îsmail Sıtkı Paşanın yeğeni ki, Mısırda ancak îsmail Sıtkı Paşaya *** yet ve keyfiyet itibarile ehemmivetleri, olan Ahmed Kâmil Beyi tayin karannı mahsustur. aldı. Mevcud vaziyete göre her iki taraf derin ve kılı kırk yararcasına tetkikat ve tahkikat neticesinde beraet kararı, neş hazırlıga başlamış olup, mücadelenin en riyatın ciddiyetini kabulden başka ne o mühim ve ateşli günleri yaklaşmaktadır. (Baş taraft birinci sahifede) Esasen îsmail Sıtkı Paşa mücadeleye labilirdi?. miye olarak verilen 2250 liranın geri karar verdiğini, kongrede irad ettigi çok Vaziyet oldukça nazikti. Onun içindir mühim bir nutukla ilân etmiştir. Elehram alınması için kanunî teşebbüsata gıriki, sabık başvekil îsmail Sıtkı Paşa tara gibi en mühim ve ciddî bir gazetenin on şilmişti. Birkaç gündenberi Ankarada fından, kendi idaresine aid »enelerde vu beş sütununu işgal eden bu nutkun hâdi bulunan Hamdi, bu paranın meclisi kuu iddia ediien suiistimallerin red ve mü selere de bir cevab teşkil ettiği şüphesiz idare kararile ve kanunî olarak verildafaası lâzımdı ve bu müdafaa kendisile dir. Sabık başvekil nutkunda, keskin ifa diğini, eski Liman Şirketi muameleleberaber çalışmış olan arkadaşlannm hu delerle, muarızlarını hırpalamakta, bil rinde hiçbir pürüz bulunamamış oldukukunu sıyanet noktai nazarından dahi hassa Vefd fırkasını Ingilizlerle en mü ğunu söylemektedir. lüzumlu idi. Sabık başvekil, kendi tnra said bir muahede akdi için, zuhur eden Filhakika her sene Hamdiye meclisi fından tesis edilmiş olan Alşaab fırkasını müstesna fırsatlardan istifade edemedi idare kararile üç maaş nisbetinde ikderhal toplantıya çağırdı. Bugüne kadaı ğinden dolayı itham etmekte, Mısır istikramiye verilmiştir. Ancak bu son üç siyasî hayattan uzak kalmasmm sebeble lâlinin bugünkü kadar hiçbir zaman maaş nisbetindeki ikramiyeye Maliye rini izah etti. Vaziyetin şahıslar için de tehlikeye girmediğini söylemektedir. Bu o zamandan itiraz etmiştir. gil, fakat ayni zamanda tnemleket için nutkun, şimdiye kadar vnki hücum ve itHamdi şirketten ayrılması münasebede çok endişeli olduğunu ve her zaman hamlan bir dereceye kadar tahfif ettiği dan ziyade toplu bulunmağa lüzum bu süphesizdir. îsmail Sıtkı Paşa müstesna tile hiçbir tazminat almamış olduğunu, lunduğunu anlattı. Alşaab heyeti u.nu • bir mantığa malik olup, kendisile M'sııda halbuki 6 maaş nisbetinde bir tazmimiyesi, sabık liderlerini, tekrar araların boy ölçüşecek kabiliyette ne bir hatib, ne nat verilmesi icab ettiğini söylemekda görmekten mütevellid bir sevinc için de onun tabiyelerini akamete uğratmak tedir. Kendisi de bu tazminat için müde kendiıini iş başına getirmeğe ve fırka* için kuvvetli zeki oyunlan ve hünerleri racaatte bulunmuştur. Geri istenen ikramiveler