25 Mayı» 193 5 Omnlîuriyet Karen Morley işe başladı Bir yavru dünyaya getirdiği için sekiz aydır çalışamıyan artistin yeni çevirmekte olduğu filim «Cinayetler doktoru» dur Hollivud, mayıs (Hususî) Büyük rejisör King Widor eski kansı Florence Vidordan aynldıktan son ra genc bir artistle evlendi. Bu kadın sahnede ufaktefek rollere çıkan Ka ren Morleydi. Büyük rejisör Karenin hem maddî güzelliğini sevmiş, hem manevî meziyetlerini beğenmiş, hem de onda büyük bir san'atkâr istidadı görmüştü. Yoksa Karen sırf Kingle evlendiği için birdenbire yükselmedi. Eğer kendisinde istidad olmasaydı, kocası onu kabil değil ilerletemezdi. Arscn Lü p«n filminde işe başladı. Bunu Helen Haysle birlikte oynadığı «Madlen Klodenin günahı» kordelâsı takib etti. Sonra «Havana kızı» nda Greta Garbo ile birlikte «Solmuş Güller» de «Mata Hari» de vazife aldı. Bir senedenberi çalışmıyordu. Bu • na sebeb bir yavru dünyaya getirmiş olmasıydı. Bir iki ay evvel tamamile iyileştiği için tekrar faaliyete başladı ve Nils Astherle birlikte «Cinayetler doktoru» isminde bir filim çevirmeğe koyuldu. Bu münasebetle geçen gün kendisine «geçmiş olsun!» demeye gittim. Uzun uzun konuştuk. Nevyorka ilk defa Tıb Fakültesine devam etmek i "n gelmiş olan bu artist çok basitve mütevazi bir hayat yaşamaktadır. Onu sokakta gördüğünüz zaman alelâde bir talebe veya daktilo zannedersiniz. Daima spor giyinir. yüzüne kat'iyyen boya sürmez. Dostlan, ahbablan sinema âlemine mensub değildir. Onlardan daima kaçınır. Her şeyi gayet açık söy ler. Hoşuna giden ve gitmiycn şey lerin hepsini.. Konuşmamız arasında bu mevzua iliştiğim vakit: Evet, dedi, insanlar ilk gördü ğüm vakit kararımı veririm ve bu ka ranmda kat'iyyen yanılmam. "Wo?unia gitmiyen adamlann iyi ve hoşuma gi den adamlann fena çıktıklan hiç vakt değildir. Daima yeni şahsiyetler tanı mak isterim. Fakat birden pek çok değil... Daima küçük sosyeteleri ter cih ederim. Karen diğer insanlan olduğu kadar kendisini de pek iyi tanır. Onun içindir ki san'at alanında istidadımn hangi yöne çevrilmiş olduğunu anladı ve o sahada çalıştı. Biraz evvel aklımdan geçen düşünceleri sanki keşfetmiş gibi: Beni, dedi, zannederlerki kocamın sayesinde yükseldim. Hayır.. Tıpkı bir egitmen, bir yazıcı, bir daktilo nasıl çalışır da hayatını kazanırsa, ben de öyle çalıştım. Onlann gün geçtikçe maaşı nasıl artarsa benim de şöhretim ve iktidanmla beraber kazancım da arttı. Bunda Kingin kat'iyyen bir te siri olmamutır. Fakat dedikoducu Hollivud muhi > ti anlar mı? Onu kıskananlar derhal faaliyete geçtiler, aleyhinde olmadık lâkırdılar söylemeğe başladır. Maamafih o bunlann hiç birine aldırmadı ve sükunetini muhafaza etti. Bugün ana olmuş olması tabiî ciddiyetini bir kat daha artırdı. Şimdi eskisinden daha sakin bir hayat yaşıyor. Niyeti senede bir, nihayet iki filim çevirmek.. Geri kalan zamanını yavru • suna hasretmek! Hiç çalışmamasını, bizi kendisini beyaz perdede görmekten men'etmesini tabiî temenni eylemem. Fakat fazla yorulmıya ne ihtiyacı var.. Kocası kâfi derecede kazanıyor! P. N. Sinema haberleri Bir yaz gecesinin rüyası Tanınmış Alman rejisörü Maks Reinchardt Holivudda çevirdiği ilJl filmi bitirmiştir. Fakat filim çok uzun olmuştur. Aynen gösterilecek olsa tam dört buçuk saat sürecektir. Şimdi sinema merkezinin birçok montörleri bu kordelâyı rolüne zarar vermeden • kısaltmağa uğraşıyorlar. •> Paris esrarı v Fransız muharriri Eugene Suenin meşhur romanı «Paris Esrarı» ndan vaktile birkaç tane sessiz filim yapılmıştı. Şimdi sesli bir kordelâ yapmak üzere Holivudda Foks kumpanyası bu eserden bir senaryo çıkarttırmakta • dır Büyük Fransız aktörü ı Harry Baurla mülâkat * «David Golder», «Sefiller», «Moskova Geceleri» kahramanı: «Bazı giinler uyumadan, dinlenmeden yirmi dört saat çalışırımî» diyor Paris, mayıs (Hususî) Bir hafta evvel büyük Fransız artisti Harry Baura telefone ettim. Karşıma kâtibi çıktı. Efendisile görüşmek istediğimi söyledim Kabil değil, dedi, çünkü bekleme odasmda on kişiden fazla var. Erteîi gün kâtib şöyle cevab vePs»i di: Şansınız yok azizim, M. Baur şimdi bazı eserler okumakla meşgul.. Kimsenin kendisini rahatsız etmemsini söyledi. Daha ertesi gün de: M. Baur birkaç bestekâr dostu ile piyano başında.. Cevabını aldım. Gidip kapısında beklemekten ve mülâkatı kendisinden rica etmekten başka çare olmadığını gördüm. Bir müddet M. Baurun oturmakta oduğu Passy sokağında beş aşağı, beş yukan dolaştım. Nihayet uzaktan bir hâkim, bir âlim, bir banker, bir akademi azası zannolunabileck gayet ciddî bir hayal göründü. Geniş kenarlı şapkası «Sefiller», «David Golder» ve daha on beş yirmi mühim filmin kahramanının yüzünü tamamile örtmüyorsa da gözlerini kapıyordu. Kendi sine yaklaştım ve meramımı anlattım. Evinin kapısını göstererek: Buyurun, dedi, yukan çıkalım ve arzu ettiğiniz şekilde gevezelik ede lim. Merdiven basamaklarını yavaş ya vaş geçtik. Eve girdik. Beni soktuğu salonu tam evvelce tahayyül ettiğim gibi buldum. Duvarlar çok koyu renkli kâğıdlarla kaplanmıştı. Üzerinde yeşil ve kırmızı çiçekler vardı. Eşya modem değildi. Halılar çok kabanktı. biya filim sosyetesi şarkılı bir filim için «Bırakın sevişelim!» filminde memKarşı karsıya bir koltuğa gömüldük. sarışın ve güzel sesli bir artist arıyordu. leketimizde çok takdir edılen Holivuİlk soru olarak: "lususî ajanını Brodvaya göndermişdun son yetiştirdiği genc ve sanşın ti. Ajan döndü, dolaştı, bu fılimde oy Üstad, dedim, günlerinizi nasıl yıldız Ann Sothern Amerikada dün ) nıyacak kızın ancak Ann Sothern olagecirirsiniz ? yaya gelmiş olmakla beraber İsveçli cağına karar verdi. Kolumbiya sos Yüzüme dıkkatle bakarak cevab ver'îldız Greta Garbonun memleket komyetesinin bu sefer genc kıza yaptığı şusudur. Yani ailesi Norveçlidir. Vakdi: teklifat eskilerinden yüz kere müsaiddi. tile Amerikaya göçmüşler ve Valley Benim iki türlü günüm vardır. Artık ayağa gelen nimeti tepmekte ma Çift ve tek... Cityde yerleşmişlerdir. Ann Sother na yoktu. nin babası tüccardı. Fakat annesi An Çift günden ne kasd ediyorsunette Jde tanmmıs bir şantözdü. Genc Bunun için Ann Sothern yapılan tek nuz? kız Minnesota yüksek kız okulasında Gecesi olmıyan gün.. Yani hiç lifi kabul etti ve Hollivuda gitti. Çevtahsil gördükten sonra Vaşington Üniuyumadığım günler... rilecek filim «Bırakın sevişelim!» di. versitesini de bitirdi ve musikiye çalış Ya... Demek hiç uyumadığınız Bu kordelâda Ann Sothernden baskamıya başladı. Üç senede mükemmel pigünler de var... sınm oynıvamivacağı muhakkaktı. Çünyano çalmasını öğrendıkten maada gü Evet vardır. Filim çevirdiğim kü o roldeki kızın amerikancayı hafif zel besteler bıle vücude getiriyordu. günlerde sabahleyin saat yedide kalb<r Isveç sivesüe konuşması gerekti. karım.. Genc kız bu eserde muvaffak olun Sesli filim icad olunduğu vakit Ann Filim çevirmediğiniz günlerde?.. ca birkaç ay içinde üç dört filim daha Sothernin annesi bazı şarkılı kordelâ cevirdi. «Bahar melodisi», «Açık renk lar için bir stüdyoya davet olunmuştu. Gene saât yedide kalkarım, fa kedi» ve «The Party's Over».. Kadın genc ve istidadh kızını da yakat o gün öğleye kadar çalışmam, aknına alarak stüdyoya gitti. Kız der Ann Sothern bugün sade Hollivud lıma ne eserse onu yaparım. Filim çe hal rejisörün dikkat gözüne çarptı. Ann virdiğim günlerde sekizi çeyrek geçe da değil, dünyanın her tarafında şöhSothernin annesi kızınm böyle birdenarabama binerek dokuzda muhakkak reti artmaya baslamış olan yıldızlar bire sinema âlemine atılmasına razı olstüdyoda olurum. Dokuz buçukta iş dan biridir. Fakat onun yükselmesine madı. Onun evvelâ sahnede muvaf başmdavımdır. Tabiî oradaki çalışma sebeb olan yukarıda yazdığımız gibi fakiyet kazanmasmı, Brodvayda meştarzını biliyorsunuz. Asıl sahne çevrilbir şive meselesidir. Eğer «Bırakın sehur olmasını istiyordu. meden evvel belki on beş defa tecrüvişelim!.» filmi için îsveç şivesile ko be sahneleri vardır. Onun için öğleyin nusan bir kız aranmamış olsaydı, belki Brodvayda Florenz Ziegfeldin rede Ann Sothern sinema âleminde ken yalnız bir buçuk saat istirahat etmek vülerinde çalıştıktan sonra musîki şartile akşam yediye kadar orada budini gösterecek fırsat bulamazdı. komediler de oynadı. O sırada Kolurnlunmaklığım, birkaç sahneden fazla iş çıkarmamı temin edemez. Öğleyin ne yersiniz üstad? O... Öğle yemeğini gayet çabuk yerim.. Amma, çabuk yemenin muzır olduğunu söylerler?.. E... Bir elmayı da bir saatte yi"yemem ya... ,•, .^ . rt Dernek ögle jreiteeğiniz fefr <lmadan ibarettir? '• Evet... Elmayı yeryemez bir koltuğa uzanır, mükemmel bir uyku çe kerim. Öğleden sonraki faal>yetim saat bir buçukta başlar ve akşam saal yediye kadar devam eder. Rejisörün kızgın tavırları hesaba katılmamak üzere projektörlerin terletici ziyaları altında çırpınır dururum. Saat yedi buçukta evdeyimdir. Bir banyo yaptıktan sonra bir sebze, bir komposto ve bir mevvadan ibaret akşam yemeği yerim... Eğer vaktim olursa mutfağa girip sebzeyi bizzat kendim pişirmek en büyük zevkimdir. Yemeği bitirdim mi. ancak şapkamı ve pardösümü kapıp tekrar sokağa fırlıyacak kadar vaktim vardır. Çünkü saat sekiz buçukta tiyatroda bulunmaklığım lâzımdır. Makyaj, elbise değiştirme yarım saat sürer. Dokuzda sahneye çıkarım.. Sahne faaliyetim de on ikide biter... Oradan doğru gene evime dönerim.. Biraz dinlencbilsem ya... Ne gezer... Bu vakitten sonra kendime muvafık roller aramak için bazı kıtablan ve genc ediblerin gönderdikleri bazı eserleri okurum. Filim çevirmediğiniz günlerde ki hayatmız nasıl geçer?. Filim çevirmediğim günler evime bazı dostlanmı çağırır, onlarla çalgı çalarım... Vaktile bu kadar fazla işim yokken musiki ile daha çok meşgul olabiliyordum. Tiyatro, edebiyat, resme de çok düşkünümdür. Güzel san'atların hepsine bayılınm vesselâm.. Ah... Yirmi yas daha genc olsaydım, bugünkü hayatım tabiî büsbütün başka türlü olurdu. Gencliğimi kitablar arasında ve müzelerde geçirdim. lyimi yaptım, ^enamı yaptım bilmiyorum. Kadmlarla pek o kadar fazla meşgul olmadım. Çünkü kadın tıpkı yüsek dağlann tepesine benzerler. Bir dağ seyyahı gibi o tepeye ulaşmak için günlerce çalışır, yorulur, ter doker, çır pmırsınız.. Fakat tepeye çıktınız da etrafınızı tabak gibi seyre başladmız mı büyük bir zevk hissetmekle beraber biraz da inkisan hayale uğrarsınız... Asıl duyduğunuz zevk oraya çıkarken, tırmanırken ve simsiyah topraklar, kayalarla mücadele ederkendir. .*• • ? • • Saate baktım: Yedi buçuk.. Usta dm yemek zamanı gelmiş. Ayağa kalktım. M. Baurun yüzünde yan neşeli, yan müteessir bir hal vardı. Acaba ziyaretimi uzatmış mıvdım? Bunu fiı taddan sormıj'a ce^arrt edcmedınu Veda ve teşekkür ederek aynldım. C. D. Şanghay Charles Boyer Holivudda «Şang hay» isminde yeni bir filim çevirmeğş başlamıştır. Partöneri Lorette Youngdur. Fakat Charles evvelce söylendi» ği gibi kordelâda bir Çinli rolü oynıyacak değildir. •BerTbır pranga kaçağıyım» »u fılıroleriuin kahramanı Munî ile «Baltâh ceîlâd» kordelâsı nın baş aktörü Edvard G. Robinson «Doktor Sokrat» isminde bir filim çevirmektedirler. Doktor Sokrat polisin takibatından kurtulmak istiyen caniler üzerinde ameliya't yaparak onların yüzlerini, parmak izlerini ve sair vücud üyelerini değiştiren bir şahsiyet olarak gösterilecektir. j> ' "' ' Mi "ı Resimlerimiz: Yukartda Ka ren Morley ve Nil$ Atther «Cinayetler doktoru» filmin de. Yanında Holivudun en yeni yıldızlartndan Ann Sot • hern. Ortada Harry Baur «Sefiller» de. Aşağıda yeni par • lamaya başlıyan Alman artitti Hella Gerttel Bir şive meselesinin yükselttiği san'atkâr Ann Sothern îngilizceyi Isveç şivesile konuşabildiği için sinema âlemine girdi ve birden yükseldi