Cumhuriyet 8 Mayıs 19*5 Türklerle Süngü Süngüye No. 177 A. DAVER Çanakkalede ^ Dikkatler > Servet ve emeğe yoIunu göstermeliyiz Mirisi bir bakkal dükkânt açtı da, az çok işini ttktrına koydu mu diğeri de onun yambaştnda ve karfisında bir eşini açar. Sonra kar • şthklt ucuzluk reklâmlart başlar. Birisi şekeri kilo başına bir kuruf eksiğine, Steki de gazin tenekesini üç kuruş aşağınna verdiğini anlattr. tki patronun ayrt ayrt adamları kapdarda adam çevirmekle uğraşır. Ya dedikodusu, yurddaşt yurddaşa çekiştirmek, o eksik veriyor, o iyisini satmtyor demek te ayrt bir yaradır. Bu Srneklerden birkaçtnı ahak ya bir dedikodu vadUine gireriz veya yerinde kullandmıyan bir servetin, bir emeğin ziyan olduğunu görürüz. işte aparttmanlar.. Bir a» partıman hastalığı baş göstermişti. <ffe yaptyorsun. Kiraa senin apartımamnın bitmesini mi bekti • yor? Parant çıkarabilecek mi*in> gibi bir soralun. O kimse; düsün mek ister mi ya, işte apartunan yapttnu Benimki de Stekiler gibi dolup boşanacaktır. Hem bu da ha konforlu> diyecektir. Bu geliti* güzel ve çok dar, güneşe, tştğa, poyraz ve lodosa pay verilmeden yapdtfların yurddaştn sağlığım bozmast, tstanbula verdiği çirkinlik ne olacak.. Demek bu da ca~ basu. Bir vakitler, ipekli fabrikaları türemişti. Hemen kur fabrikayt.. Işlet makineleri..Alacak kim? Somlur mu boyle şey.. Sen yalntz iyi çtkar, kaptşacaklar, deniyordu. Şaradan, buradan öğüd de veri lirdi: Sakın bol rehlâmt unutma • yın. Hadi gelin kaltn yaztlt afisler, dekolte resimler.. iyi ama ağztmtzın suyu akmış ne çtkar? Pa~ ra akmalt ki hepimizin dileği ym » rine gelsin; nasdsa bir ipekli al dık. Bu alışveris piyangosunda da ya sen kazanırsm, ya Steki fab rikatar~ Bunun için yurddaşlartn ali» oeris kabiliyetini, nekadar büyük, küçük san'at yuvası besliyebile • ceğini, nekadar kazanc evi açılırsa yaşayacağmt, daha ileriye gideyim, yurdun toprak ve havanna gore yetifeilbeceklerin yer, yer listesini, hakikate yaktn, teknik sondajlarla çtkarmak beyliğe düşer. tş yapmak istiyen yurddas ta nahiyesindeki bu plânlara, bu yol gosterislere gore servet ve eme • jtini kultanailbir. Sonra, i$ kadrosu hemen hemen dolu olan yerterden, iş ve hayat istiyen boş kadrota yerlere ister istemez servet ve emek akuu başlar sanırtnu Dün bir yağ fabrikası yandı RADYO Bu aksaroki orogram j ÎSTANBUL: 18 fransızca ders 18,30 jimnastik, Azade Tarcan 18,50 muhtelif plâk 19,30 haberler 19,40 Halide (mono log) 20 konferans (Maarif) 20,30 stüdyo sigan orkestrası 21 Ateş (şan) piyano ile 21,20 son haberler, bor salar 21,30 radyo orkestrası 22 radyo caz ve tango orkestralan, E mine îhsan (şan). VÎYANA: 17,10 gramofon 18,05 fconuşma « 18,35 piyano konseri 20,05 haber ler 21,15 ulusal nesriyat 20,25 caaband takımı 21,10 temsil 22.25 piyano konseri 23,15 radyo orkestrası 24,15 esperanto nesriyatı 24,25 konusma 24,40 gramofon. BERLÎN: 17,35 kadınlann zamanı 19,05 rousiki ve şan 20,35 eğlenceli program20,45 günün a k i s ^ i 21,05 haberler 21,20 Hamburgdan nakil 21,50 konser: Mozartın ve Bethovenin eserleri23,35 Kolonyadan nakü. BUDAPEŞTE: 18,05 radyo röportajt 18,45 dans orkestrası 19,35 italyanca ders 20.05 konser 21,25 opera orkestrası 22,25 dış sivasa 22,45 Çingene orkestrası23.15 haberler 24,05 cazband takımı1,10 haberler. BÜKREŞ: 0 akşam Anafarta mıntakasında toplanan lataatm kumandasını Mustafa Kemal Bey deruhte etmişti! Fmı Sand*rsrf«n : Daha 7 ağustos sabahı mühim bir nokta olan Kocaçimen dağma takviye kıtaatı gönderildi. En evrel gelen, cenup grupunun sağ cenahında ihtiyatta bulunan 4 üncü fırka idi. Bu fukayı Vehib Paşa bugünlerde kendi grupu cephesinde şedid düşman tarruzlan icra edilmesine rağmen kendiliğinden göndermişti. Mezkur fırka Cemil Beyio kumandasmda bulunuyordu. Saros körfezinden gdmekte olan 12 nci ve 7 nci fırkalardan mütesek kil 16 ncı kolordunun kumandanı 7 ağustos öğleden sonra, kolordusunun yürüyüş. hedefine geldiğini bildirdi. Buna hayret ettim. Kumandanm söylediğine nazaran, kıtaat muzaaf bir yürüyüş mesafesi katetmiştL 8 ağustos sabahı fecirle beraber Anafarta ovasında Azmak deresinin tarafeyninden taarruz etmesi için bizzat emir verdim. îngiliz fırkalan ihradannı mütemadiycn şimale doğru genişletiyorlardı. Binbası Vilmer kumandasındaki zayıf muhafaza kıtaaü pek iyi mukavemet ettilerse de mütemadiyen kuvvet lenmekte olan düşmana karşı daha uzun müddet mukavemet edemezlerdi. Karaya çıkan îngiliz kuvvetlerinin çoğalması nisbetinde Anafarta nuntaka«nda hal ve vaziyet vahimleşiyordu. Bu sebebden 12 nci ve 7 nci fırkalar tarafından bilâteahhur taarruz icrası lizımdı. Daha 7 ağustosta Anadolu cihetjndeki kıtaat kumandanı Mehmed Ali Paşaya birinci hatta bulunmıyan bü tün taburlarile birkaç bataryasımn Çanakkaleye s«vki emredilmişti. Bu kı • taat o gecelerde Kilyo ve Akbaşa nakledilecekti 8 ağustos sabahı fedrden evvel Saros kolordusunun emredilen taarruz için açılma sahasına, Anafarta istika metinde olmak iizere bizzat atla yola çıkhm. Lâkin orada hiçbir kıt'aya rasgelmedim. Nihayet bir ileri karakol mcvzii intihab etmekte olduğunu bil direa 7 nd fırka erkâmharb zabitine rasgeldim. Bu zabitten fırkasmuı ve 12 nci fırkanın birçok kısımlannın pek geriler de ve fırkalanna henüz ütihak etmekte olduklarmı ve bu sabah hiçbir su retle taarruz edilemiyeceğini öğren dim. Bunun üzerine taarruzun akşam güneşin batmasile başlamasını cmret tim. FCaranhk, bilhassa düşman gemi ateşlerinin büyük zarar verememesi noktasından faydalıydı. O gün akşama doğru binbası Vil raerden aldığun habcr 16 ncı kolordu kıtaabnın henüz tarafundan emredilen açılma mıntakalanna gelmedikleri merkezindeydi. Bunun üzerine gecikmenin sebebini kolordu kumandanm dan sordum. Cevaben yorgun olan kıtaabn hali aJ'an bir taarruz icrasma müsaid olmadığmı bildirdi. Bu sebeble daha o akşam Anafarta mıntakasında toplanan bütün kıtaatın kumandasını Anburnu cephesinin si mal cenahındaki 19 uncu fırkanın kumandanı miralay Mustafa Kemal Beye verdim. llk askerî muvaffakiyetini Trablusgarbde idrak etmiş, olan Mustafa Kemal Bey vazife mes'uliyetine çok is tekli bir kumandan tabiatine maükti. Kendisi 25 nisan sabahı 19 uncu fırka ile müstakillen muharcbeye müdahale ederek düşmanı sahile kadar sürmüş ve bundan sonra üç ay mütemadiyen "CuımıriyetM in tefrikası î 4 2 kınlmaz bir mukavemetle şiddetli taamızlara muvaffakiyetle karşı koy muştu. Azim ve faaliyeb'ne tamamen itimad edebüirdim. Üç defa emredilmiş olan taarruz 9 ağustos sabahı, Azmakdere taraflanndan yapılarak müteaddid yerlerde düşman sahile sürüldü. Lâkin Mes tantepe düşman elinde kaldı. Kaybedilen 24 saat telâfi edilemedi. Bu müddet zarfında küllryetli Îngiliz kıtaatı sahile ihraç edilmiş bulunuyordu. Bu Anafartalar muharebelerinfn i kind buhranı idi. Düşmanm Anafarta ovasında ilerlemesi sureti kat'iyede olmak üzere son dakikada durdurula * bilmişb'r. 10 ağustos öğleden evvel Kocaçi men dağınm zirvesine ve yanındaki Conkbayınna en yakın bulunan î n giliz piyade mevzilerine karşı Mustafa Kemalin bizzat idare etb'ği bir hücum neb'ceeinde düşman piyadesi bu tepelerin şimal sathı mailleri üzerinde e peyce geriye sürülmüşlerdi. Bu hücumu yapan kıtaabn mühim kısmı cenub grupundan gelen tayviyelerdi. Bu hâkim sırtlann bu suretle Türkler elinde kalması temin olundu. 15 ağustos yeni ihraç mratakasının en şimal kısmını teşkil eden sarp ve çıplak Kireçtepe srrtlannda muhare • benin üçüncü buhranı başladı. Kireçtepe Suvla körfezinden şarkışimaliye uzanarak yanmadanm Saros sahilini kapamaktadır. îki topla Kireçtepede bulunan Ge libolu jandarma taburunun mevzii Suvla körfezinde ihraç edilen düsman tarafından 8 ağustosta hafif ve 9 a • ğustosta şiddetlice taarruza uğra mışb. Lâkin cesur müfreze mevkiini muhafaza etb. Sonraki günlerde 5 ind fırkanın bütün elde bulunan aksamile Ece limanmda sahil muhafazasında bulunan ufak kıtaab da oraya gön derd'm. 10 ağustosta Kireçtepe kumandasına binbaşı Vilmer Beyi memur ettim. 15 ağustosta Ingilizler buraya çok kuvvetli kıtaatla taarruz etb'ler. Bidayette muvaffakiyetle ilerliyerek sırt lann hatb balâsmı da geçmişlerdi. Gelibolu jandarma taburu hemen kâmi len erimiş ve cesur kumandanı yüzbaşı Kadri Bey ölüm derecesinde yaralanmışb. 16 ağustosta daha kuvvetli kıtaatla taarruz tekrar edildi. Düşmanın buradaki kuvvebni bir buçuk fırka tahmin ediyorduk. Anadolu cihetindcn gelen ve Ak baş ile Kilyaya ihrac edilen Türk taburlan yürüyüşe başlamışlar, fakat henüz Kireçtepeye gelmemışlerdı. Efrad üzerindeki eşya geride bırakıldı. Bunlann Kireçtepeye tırmanma ları müşkül ve sırt üzerinde ilcrleme leri de, cepheden düşmanm şiddetli ateşinden ve Saros körfezindeki müteaddid harb gemilerinin uzaklardan bile bu kıtaab görerek yan ateşine almalanndan dolayı daha müşküldü. Bununla beraber gene zayiat vererek bu taburun binbaşı Vilmer tara fından daha evvel harbe sokulan taburlann yanında taarruz için açılma lan kabil oldu. Akşam üzeri düşman sırbn hatb balâsından geri sürülmüş ve eski mevzi elimize geçmiş bulunuyor du. Bilâhare tngilizler sırbn garb kısımIarile eteklerinde kalmışlar ve müte • addid ufak hücumJara rağmen arazi kazanamamışlardı. Dnnkn yangtndan sonra Dün KâğıuSanede Elektrik fabrikası karşısındaki beziryağı fabrikası tutuşmuş, fabrika tamamen yandıktan sonra ateş söndürülmüştür. Btf arada elektrik fabrikası da dddî bir tehlike atlatmışbr. Mihal isminde birine aid olan bu fabrika dün de hergunkü gibi çalışırken Mihalin oğlu Simon ve kaymbiraderi Kiryako kazana fazla sbm vennişler. bu fazla stim ile ocaktaki yağ kızarak alev almış ve fabrika yanmağa başlamışbr. Yangm hemen itfaiyeye ha ber verilmiş, itfaiye büyük bir süratle vak'a yerine gelerek yangını söndürmeğe başlamışbr. Bir aralık Elektrik fabrikası da yanmak tehlikesine düşmüş ise de itfaiyenin büyük gayreti sayesinde yağ fabrikası ve içindeki 2200 kilo yağ tamamen yandıktan sonra söndürülmüştür. Nobetçi eczaneler 10 mayıs 935 Cuma akşam saat 2 0 3 0 da Dovetiyelcn Şimdidcn Emirönii Kaza m«rk«zind*n Moskova Devlet Tîyatrosu sanatkâriarı tarafından KIZILAY KURUMUNA w'.Sr.^S tJeyoğlunda eski Fransız Tiyatrosunda alımr. TELEEON : 21035 Bugün matinclerden itibaren Sinemasında 2 mukemmel ve muhteşem Fransız filmi birden : Üskiidar Hâle Siıemasında Z U ZU Mümessili: JOZEFlN BAKER llâveten: Dünya baberleri Bu gece nobetçi olan eczaneler şunlardır: Mehmed (Büyükada), Tanaş (Heybeli), Ali Rıza (Sirkeci), Eşref (Ankara caddesi), Cemil (Beyazıd), Yorgi (Küçükpazar), Ismail Hakkı (Şehzadebaşı), Sanm (Aksaray), Teofflos (Samatya), Nazım (Şehremini), Fuad (Karagümriik), Istefan (Bakırköy), Hüsameddin (Fener), Yeni Turkiye (Hasköy), Yeni Turan (Kasımpaşa), Receb (Beşiktaş), Karaköy (Galata), Dellasuda (Taksim), Ertuğrul (Taksim), S. Barunakyan (Yenişehir), Nargileciyan (Şişli), Büyük (Kadı koy), Üçler (Yeldeğirmeni), ömer Kenan (Üsküdar, Çarşıboyu). KANUN MUHAFIZI Herkesin görmesl lazım gelen ve GEORGES O'BRİEN tarahndan tcm sıl edilen macera ve heyecan fiiral. • ASRî SİNEMA Yarın matinelerden itibaren FEVKALADE Bir program hazırlıyor Yarınki pazetelerde okuvunuz DİKKAT! , J MALÎYEDE Altı aylık yoklamalar V. ö. llâveten: YATAKLI VAG0N CıLVELERI FLORELLE tarafından temsil edilmiş nefiş bir koroedı müzikal Mütekaidin, eytam ve eramilin alb aylık yoklama muamdelerine cumartesi günü başlanacakbr. jfwmB™™"^ SÂRAY Yann 14,30 matineainden itibaren •^™™™™% Ad değişmesi Beyoğlunda Istiklâl caddesinde «Sühulet» terzihanesi sahibi Abraham Badikyan, Abraham İşman öz adını almıştır. Genel istek üzerine, mevsimin en büyük muvaffakiyeti Sinemasında KARYOKA Buhafta ELHAMRA'da 2 FEVKALAUE FİLM BIRDEN Marcelle Chantal | Kiralık Tfirbede Belediye karşısında Sinansğa daireleri adlı ve 1719 numaralı apartmanda 2 numaralı daire kirahktır. Kalorifer • tlektrik paz • eu Ittiham ediyorum I BİT Ç'Çek İkİ BÖCek Katf de Nagy Lucien BarouT GcceUri saat 8,30 2 film il« MnJ»t«Iif muharebelerdo •»hassa Balkan munarebesinde, Har *• bi Umumide ve tstiklâl muharebe sinde millet ve memleketine eansi • j>».r»nc re sadakatle hüsaü hizmet eden, Ferid Paşa hükumetinin di • vanıharb reisi Nemrud Mustafa tarafından, Istiklâl muharebesindeki büyük hizmetleri dolayısile idama mahkum edilmi solan kaymakam Hamdi 3 senedenberi Millî Müda faa ve Devlet Demiryollan için imalâtta bulunan alominyum matra fabrikasmda ambar müdürlüğü ve veznedarlık vazifesile çalısmakta iken, otedenberî müptelâ oldu^u şeker hastalığına inrünam eden, da * mar sertliği ve anjin dö puatrin ha«talıklan netioesi olarak 2 gün içerisinde rahmeti rahmana kavus • nruştur. Cenazesi bugün saat 12 de Ferî köy camismden kaldınlarak Feri • köy kabristanında Allahm rahme tine tevdi edilecektir. Kendisini sevenlerin bu con rasimei vedaa isti • rakleri için saat 12 de Feriköy camisinde bulurunalan rica olunur. Alominyum Matra Fabrikası Müdiriyeti Levazım Kaymakamlıgından mütekaid Arab Hamdiyi ,^. kaybettık Satılık otomobil Mukemmel ba.de 4 şthndırlı tçılc, îngiliz (Morns) markalı 4 kişilık bir otomobil oygun tİTitla satılıktır. Müracaat yeri Yeni postane arkası Ist»nbul Han 2 inci kat fO numara. MELEK'de bugün İRENE DUNE PHİLİPS HOLMES Dün gece Mister Araessonla beraber tiyatrodan yarımda döndük, demişri niz. Bunu nereden biliyorsunuz ? Görüyorum ki saat kullanmıyorsunuz. Saatin yanm olduğımu bana Arnesson söyledi. Bu sıarada sokak kapısı çalmd'. Sesindsn geîenin Amesson olduğunu anladık. Biraz sonra yanımıza geldi. Bizi görünce şaşırır gibi oldu. Aramızda gene kızm da bulunduğunu neden sonra farketti ve her zamanki müstehzi edasile seslendi: Bonjur efendiler.. Bonjur Bel .. Gene zabıtanın parmaklan arasmda ha! Sustu, biraz düşündü, sonra sor du: Bu mühim içtimaa sebeb ne olsa gerek? Ev Nevyork polis müdiri yerine döndü. Hep Sipirigin katillerinin taharrisi meselesi mi? Gene kız cevab verdi: Hem o, hem değil... Biraz evvel bana dün gece tiyatrodan saat kaçta döndüğümüzü sordular. Yanmda dedim. Evet biraz geç kaldık... Bir GiZLi SEVDA 2 F I M L matinelerden itibaren (Arkan var) saklar. Halinde bir fevkalâdelik var. Validesini görmek istemiyor. Benim fikrimce o kendisini müthiş bir seyin tehdidi altında hissediyor. Mister Vans bütün bunlara ne dcmeli? Vallahi bilmem Mis... Bekliyelim. Belki bu gece yeni birşey öğreniriz. Herhalde endişe edecek bir vaziyet yok... Madam Druker ne halc'e? Iyice... Maamafih dalgın jçöriinüyor. Herhalde gene oğlunu düşü nüyor. Çünkü onu hiç dilinden düşürdüğü yoL Pek tabiî deği! mi? Kendisini oyalamağa çalışınız! Biraz da başka şeylerden konuşalım. Siz dün gece tıyatroya gitmeden evvel yanm saat kadar kütübhanede kaldınız. değil mi? Evet Bu sırada el çantanız nerede iBu mal gene kızı şaşırttı. Epey uzun türen bir tereddüdden sonra: Kapının yanındaki küçük masaya koymuştum, dedi. Anahtar cantanın içinde bulunuyordu. degil mi> L İ A N E H A I DE VİCTOR de K 0 W A kayidden Mister Arnessonu istisna edebiliriz. Vans Madam Drukerin başından geçenleri anlatb. Arnesson uzun bir düşünceden sonra: Bu vak'a meselede esaslı bir dönüm noktası, dedi. Fakat kaül ne diye Madam Drukeri ziyarete gidiyor? Çünkü Robinin katli sıraîannda onun pencereden hâdiseyi görerek h a y kırdığı söyleniyor. Ya!... Arnesson iskemlesinde dogrularak ilâve e f ti: Fikrinizi anladım. O kab'li görmüş. Katil de bunu anlayınca kendi sini ziyaret etmiş... Öyle... Bu şatranc taşını ben de gormek isterdim. İşte burada... Arnesson şatranc taşını dikkatle muayene etti. Vans: İyi bakm, dedi. Onu herhalde tamyacaksınız. Kütübhanedeki şatranc taşlarından biri değil mi? SEVDA GECESi *. S. Van Dtn* Tereümt eden: ömet Fehmı Vans: ' * bunu söylemiş öyle nü, de*• Çok enteresan! Bütün bunlann sebebini bana anlatmak istemedi. Çünkü o çok sır Şüphesiz. • Şu halde onu yanm saat kadar orada bıraktmız, sonra da hep yanınızda bulundurdunuz... Ya bu sabah? Kahvaltıdan evvel bir gezinti yapmıştım. Çanta yanimda idi. Sonra onu sahanlıktaki portmantoya bırakhm. Tahminen yanm saat orada kaldı. Saat ona doğru Madam Drukerin evine giderken onu oradan aldım. Tabancanm yerine geldiğini de bu sırada farkettim. Sonra Madam Drukere gitmekten vaz gectim. Çantam siz geünciye kadar silâh salonunda duruyordu. Alâ... Çanta meselesini artık kapatahm.. Tiyatrodan saat kaçta döndünüz Mis Bel? Arnesson ile beraber yarımda döndük. Vans ayağa kalkn: Sizi yorduk. affedeniniz, dedi. Şimdi Mister Pardenin evine gide cegiz. Ondan işimize yarayacak malumat »îabileceğimizi zannediyoruz. Vans kapıya doğru yürüdü. dısan çıkarken birden geri dönerek sordu: MU Bel, size bir sual daha... gene kızm yanmlara kadar sokakta kalması hiç te iyi görülmez değil mi? Gene kız çıkıp gitti. Arnesson Markama dönerek sordu: Ne var, ne yok, bakalım.. Yeni hiç birşey yok. Buraya bizi ziyaret için mi geldiniz? Bir çay emreder misiniz? Markam bu lâtifeye kızdı. Sağuk bir eda ile mukabele etti: Biz her yerde ve her zaman tahkikat yapmak hakkına malikiz. Bu hususta size hiçbir hesab vermeğe de mecbur değil iz. Allah Allah niçin kızıyorsu nuz? Mukavelemizi unuttunuz mu? Vans sigara içerek düşünüyordu. Arnessonun geldiğini farketmemiş gibi idi. Nihayet lâkırdıya kanşb: Mister Arnessonun hakkı var. Olup bitenlerden kendisini haberdar etmeği kararlaştırmışhk. Müddeiumumî itiraz etti: İyi ama dün geceki hâdiseyi saklamamızı siz istemiştiniz! Haklısmız. Ben Mister Ames sonla olan mukavelemizi unutmuştum. Gene ihtiyatlı bulunmalıyız. Fakat bu (Arkan oar)