30 Nisan 1935 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 7

30 Nisan 1935 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

.•.<..ua Cumfrariyet 'ALMANYA ÎNT1BALAR1: Bavyerada en çok sevilen renk niçin yeşildir? Herkes yefil renge meftun... Şapkalar, ceketler, pantalonlar, kadın kostümleri hcp yeşü, neftî ve tirşe... Yazan:ABİDİN DAVER Plevne harbinde topçuluk etmîş bir Türk kahramanı Bugün 100 yasında olan Mehmed Ali Çavuş intıbalannı anlahyor Aksaray (Hususî) Aksaray ka zasının Helvedere köyünde elyevm 100 yaşmda bulunan Mehmed Ali Çavuş isminde bir Türk kahramanı vırdır. Mehmed Ali Çavuş, Gazi Osı^an Paşa ile Pılevne harbinde bulunmuş, nefer olarak Rus harbine iştirak et miş. Pilevne müdafaasında topçu on başısı, sonra da topçu çavuşu olmuştur. Burada Ruslara esir düşmüş, bir sene Rusyada kaldıktan sonra mem lekete dönmüştür. Mehmed Ali Çavuş bugün çok sıh hatlidir. Yalnız dışlennin eksık ol duğunu söylüyor. Esaretten döndükten sonra evlenmiş. ilk karısile 45 sene yaşamış, bu kadın öldükten sonra bir defa daha evlenmemi§ ve 20 senedenberi bekâr yaşamaktadır. İkisi kız, üçü oğlan olmak üzere beş çocuğu olmuştur. Şimdi torunlan ve torunlannın torunlan vardır. Bu kahraman Türk, kat'iyyen içki ve sigara içmemiştir. Bu kadar yaşamasının da bundan ileri geldiğıni söylüyor. Dört padişah devrini gören bu ih tiyarla konuştum. Cumhuriyet devrile, eski devirlerm farkuu sordum. Bana şunlan söyledi: « Askeri müddet indirildi, asker şimdi günde üç defa karavana yiyor, iyi giyiyorlar. Okuyup yazma öğre niyorlar, hoş tutuluyoriar. Âşar kalk Yeni bir konferans mı? KanaJada, Ma Kayır, fakat bugün birer yaşına basmış olan Kanadali beşizlerin toplantılan siyasî bir konferanstan daha fazla alâka uyandırıyor dam Dionne a dında bir kadınm bir defada beş b z ' çocugu birden doğurduğunu ve fen nin yardımı saye sinde, bu beşizle rin yaşamalan te min edildigini, ge çen sene, «Cumhı»riyeb> sütunlann da haber venni}ük. Ba yavrulaT bugün birer yaşına basmışlardır. Gün den güne de, geliş mcktc, serpilmckte ve güzelleşmekte dirler. fiiitün tababct tarihinde mukay ycd bulunaa böy • le insan (beşibir hususî fotoğ yerde) lerinin sa Her biri fimdtden birer milyontak nrvefe malih olan beşizlerin' rafçılart tarafından altnan resimleri yısı ancak 33 tür. j uzerinHe y?ım bir da » « Eski üç köşe kundağra yerine Ve beşinin birden sag kaiması ise, goire teşkil etmişler, oturuyorîar. cıvıl c»riilmüş şey degildir. Onun için bu mi şimdi biz, dört köşe kundak kullanı vıl kaynaşryorlardı. ni mini «beş kardeşlep> hilkatin bırcr yoruz. Bunun için de, iki tanc çengd Davis bunlann bu vaziyette bir reharikası addedilmekteoÜrler. iğneye ihtiyacımız var. Bu kundağı biz simlerini daha çekti. Kanadanm Kallander şehrinde, sudaha sıhhî ve pratik bulduk.» Manzara görülecek şeydi. Sanki ba reti mahsusada kendi namlanna inşa Beşizleri doğurtan ve büyüten dokbeş masum bebek, Avrupayı ve haf a ve tesis edilen bir hastanede bakılmak* tor Allan Roy Dafoe ile de görus/n bütün dünyayı birbirine katan siyasal tadırlar. muharrir, ondan da şu malumaa al tneseleleri halletmek üzere, mühim bir nuştır. Kendnerini orada ziyarete giden bir konferans akdetmi; gibiydiler. Doktor demiştir ki: Fransız gazetecisi, inobalanıu şöyle Herhalde, bizzat Dionne kardeşle Madam Diooneun yanına çağıanlabyor: rin, memleketteki siyasal vaziyetleri nldığım zaman gece idi. Kadıncağızı «Ben bu çocuklann, banyoya so gayet mühimdir. Halk, onlann yüzünölüm tehlikesine maruz bir vaziyeüe kulduklan zaman dahi ağladıklannı buldum. Tabiî, ilk endişem, onu kur den iki parti olmuştur. Bu partıler, beduymadım. Hemen daima yiizJeri gülşizlerin manevi babalığını paylaşamatarabilmekti. Çocuklan birer birer al mekte ve birbirleriJe kavga etmeden, dım. Fakat yaşıyacaklanna asla ihti maktadırlar. güzel güzel oynamaktacürlar. Dadılamal vermiyordum. Tıb tarihi daha Esasen, asıl babalan fakir bir adam ruun rivayetine göre, mizaçIanndaVi böyle birşey kaydetmemişti. Maama oldugundan, çocuklann bakımııu, Kaufaktefek aynlıklara Tağmen, bu beş fih onlan da pamuklar içerisine ya nadanm en büyük gazetelerinden bi kardeş pek te iyi anlaşıyorlarmış. Anct hrdım. Yanımdaki bir yardımcı ka rinin başkanhğında, beş kişilik bir yarmuzip ve çok neseli, Ivon iş\'eli, Mari dın ağızlanna damlalıkla, ılık ank su dım komitesi temin etmektedir. nazik ve biraz da çelımsizmiş. Lesilm damlatryordu. Bu komite, haricden o kadar yar huyu ötekilerden daha yumuşak oldudım temb etmi^tir ki, bugün çpcuklarZavalhlann halini gormeîiydiniz. gn için, hastane halkınca en çok sevidan herbirinin bir milyoaa yakm şahsî Bazan, bir tanesi, yahud ki hepsi birlen o hniş. $erveti vardır. den moranyorlardı. Ufacık vücudleri Yathklan buyuk odada, duvarlar Ontario meb'uslanndan biri, Ingi gerilıyor, ve bize, neredeyse ölecekleri hâmilen grafikîerle dolu. Boylan, Urlizlerin Avam kamarasına bir takrir hissini veriyordu. AdamakılU birer dahlan, itina ile kaydedilmiştir. Emzık dı bulabilmemiz için sekiz gün bekle • vererek, bu beşizlerin Ingiltere Kralı leri hususidir. Lâstik uçlar, şişelerin v mek lâzım geldi. Zira, hertürlü mer nin manevî evlâdlan addedılmesinı ve zerine vida ile tutturulmuştur. Içtikleri kezden çok uzak, ücra bir yerde bu Kralın muavenetile büyutülmelenni sütler için ayn ayn beş Une takım malunuyorduL Nihayet dadılar geldi; teklif ebniştir. kinesi vardır. Tartı aletleri. banyolar. biz de nefes aldık. yataklar da hep ayn ayn ve son sisteraHalkı ikiye bölen de işte bu hâdidir. Hastanenin içbde ve dışında, yavsedir. Iki taraftan biri, meb'usun tek Yaşıyacaklanna ne zaman inanc rulann gezdirilmesi için on araba varlifine muzahir olduğu halde, öte ta getirdiniz ? dır. Bunlara mahsus adeta bir garaj raf, komitenin vazifesini hakkile ifa Bılmiyorum. Bütün iktidanmla viicude getirilmiştir. eylediğini ileriye sürerek, Kralın 5 arugraştım. Doğduklan zaman, beşi birdımma lüzum olmadığı iddiasmdadır. Bitişik bir odada, beşizlere gelen Seden beş kilo bile gelmiyorlardı. Şimdi diyelere maKsus koca bir doiap açtılar. Neticenin ne olacağı henüz belli deartık müsterihim. içinde acaba neler yoktu? Iç çamaşırgildir. Bu aralık, içeriye, beşizlerin hususî lan, entariler, bebekler, neler de, ne fotoğrafçısı Fred Davis girdi. KendiBuna intizaren de, beş küçük yav lerl. Bunların kudaklanma tarzlan da lerinin resmmi çekmek inhisarmı bu aru, böyle hergün konferanslannı ak başkadır. Heınşire, buna dair şu iza dam almışbr. dederek, ümid dolu gözlerile istikba hah verdi: Beşizler, kendileri gibi ufacık san lin sırlannı keşfe uğraşıyorlar. Almanyanm ctnabtmda 1614 m*ro b&amdaln PndİgttatU dağma yotca çıkaran huom hat istinad kulesine baglamışîar, kuta Münih 26 Bugün Frankfort* ginun içine 25 kişi dolduk ve bir insan decek, orada Adler otomobil fabri hevengi halmde yukselmeğe başladık. kası müesseselerini gezecekiık. Her Finikuler görünmüyor ve belli olnedense program değişti. Gene Mümuyorlar ama saatte 18 kilometro nihte kaldık. Bu suretle biraz vakit süratle gidıyormuş, »şağrya korka kazandık. Fırsattan istifade hemen korka bakıyoruz. İnsan yakuz başına kaleme sanldım. olsa fena halde korkacak... Bereket Dün hususî tayyaremiı, ilk defa oversin ki kalabalığız ve sımsıka bir laralc bize hava seyahatlerinin her kutle teşkil ediyoruz. Dosdoğru aşagı zaman öyle üç çifte piyade ile Kâ bakınca insanın başı dönüyor. Biran ğıdhane safaa yapar gibi geçmedigifinikulerin bozulması ve bizim de 1500 ni gösterdi. Münihden cenuba, Avusmetro muallâkta, bu daraak vagonun turya hududu civanndaki daglara giiçinde saatlerce ve hatta günlerce kaldecektik. Havalandıktan biraz sonra, mamız ihtimali aklıma geldL Bu kötü kocaman tayyaremız, cambazhane fikri, telin kopup ta bizim çürük dolerdeki fıller gibi dansa başladı. Hamates gibi aşağıdaki çamların üstu ni insan rüyasında minareden düşer ne yapışmamız korkusu gibi çabucak ve garıb bir his ve korku duyar. tşte zihnimden defettim. 8 dakika sonra, bız de öyle oluyorduk. Tayyare dü tepedeki otelin istasyonuna çıktık. şüyor mu, kalkıyor mu farkında de Bizim Uludaçdaki otel nekadar zağılim ama pek tatsız ve sert bir şe vallı ise bu da o kadar güzel yapıl küde sallanıyordu. Bu tatsız ve go mış. 8 dakikada 1600 metroya çık • nül bulandına sarsıntıya rağmen etmaktan mütevillid kulak çınlamala • raf çok guzeldi. Almanyanın hum rımızı unutarak sofralara oturduk. 1 mali bir faa ı.,etle yaptırdığı düm • Dışarzda btrdenbire kar yağma^a başdü*. gcniç VQ oriasuıd* çixn«alî bir ladı. îçeride biz birbirinden güzel al yolla iMye ayrılnuş otomobil yolla yanakh, sanşın Bavyera dilberleri * rını takiben alçakta nuçarak gidi • nin getirdikleri biraları ve dağıtük yoruz. Bir tarafta, Munihten geçen lan yemekleri yiyorur. Izar nehri bulanık yeşil bir yol gibi | uzanıyor. Bu nebir, baa yerlerde baYemekten sonra gune? gene yüz ! semak basamak küçük çağlıyanlargösterdi, biz de otelin terasına çıktık. dan iniyor. Altımızda ve etrafımızda Manzara harikuîâde guzeldi Otelin koyu nefti çam ormanlan, sağ tara etrafr kar dolu. Karlann üstünde yafımızda çamk, karlı ve korkunç sıra bani dağ keçileri oynaşıyorlar. Ne dağlar, geçilmez der gibi dikiliyor. hir'erin ve bendlerin sulan tirşe, dağEayerışçel dedikleri bu dağlara yaklar boz, tepeler nefti, zirveler beyaz, laşınca tayyaremiz lodosa tutulmuş ovaîar yeçil, gök mavi, yer yer pa Kadıköy vapuru gibi inip çılayor, muklu... Derin bir sessizlik içindeyiz. tıtriyor ve 250 kilometro süratle u Yalnız tektük kaşlar cıvıldıyor ve uçuyor. Biraz daha ağır gitse de salzaktan uğuîtu halinde, merdiven balanmasa daha iyi oîacak ama boyle samaklan gibi sıra sıra çağlıyanlar dağlık ve ormanhk arazide tayyare, dan akan kopüklü tirşe suların mu baharda çayıra çıkan atlar gibi sıçsikisi bir uŞultu halinde kulaklan rarmış. Çam ormanlanndan çıkıp mıza doluyor. geldiği için zumrüd bir nehir olan In nehrini aştüc Dağalnn ötesi A Üç taraftan karlı dağlann kucak vusturya... ladığı vadi, sonra genişiiyerek gö zün alabüdiğine uzanan bir ova oluBiraz daha gittik. Şimdi Tnanzara yor. Bu yeşil ovada köyler, kasaba daha güzel. Bir tarafta karlı dağlann lar, şehirler, nehirler ve göller yayı dimdik kayalar halinde yükselen şalıyor. Ovada krem rengi şeridler hahikalan, diğer tarafta alabildiğine ulinde uzanan yollar ve bu yollann zanan yeşil ova ve ortasrnda paslı bir ik itarafında yemyeşil, ekilmiş tar mavilikle erimiş kurşuna benziyen lalarla yeni sürühnüş koyu toprak Kim gölü. Önce pek küçük görünen rengi tarlalar sıralanmış... Güneş agöl, gıttikçe büyüdü. Rengi değişti, deta yakıyor. Bu dag tepesi, çukur bir ıki yarun adası ve adaa olduğu daki vadiden çok daha sıcak. Acaba gÖründü. Seyrine doymadan, tetkiki güneşe 1614 metro daha yaklaştık ta ne vakit bulmadan arkada kaku. ondan znı? Biz dağlara yaklaştık ve birden Hitlerİn koşka bire dönerek bir tarafı acık, öç ta Tepeye çıktıtjımız gibi indik. Üç rafı kapaü bir vadiye girdik. Burada istinad kulesinden geçerken duydu dans daha arttı. Biri yanımızdaki Al ğumuz gayet kısa bir salıntıdan basmanlardan, biri de bizim arkadaşlarka hiçbir hareket olmadan yağ Ribi dan ikisi ötmeÇe basladılar. Tayya kayıyoruz. Şimdi Hitlerin daha iködar mevkiine geçmeden oturduğu rede bu işe mahsus k&Şıddan yapıl köşkünü görmeğe gidiyoınz. Burasa mış kahn keseler var. Hepimizin mi deleri de yavaş yavaş aynî işi yap Ober Salsberg isminde, 1000 metro irtifaında çamlı ve karlı sırtlara yas mağa hazırlanıyordu ki dağların kalanmış bir köy. Almanyanın diğer yolyalanna ve çamlanna sürünür gibi lanna nisbetle bozuk, dar, tozlu ve uçarak yere indik ve yakayı kurtardönemeçli bir yoldan bu köye var dık. Geniş bir nefes aldık. Tayyarenin dık. Alt katlan taş, üst ıki katıtahsersemliği geçmeden otomobillere atta kösklerden biri Göringin, diğeri d* Hitlerin... Köskler daftlara nazır, ladık. Güneş varken sıcak, guneş bueriyen karlar küçük dereler halinde lutlann altına girince soğuk olan bir vadide ilerileyorduk. Yan yolda, te çağhyarak akıyor. Hitlerin evinin ıçini maalesef göremedik. Daha evvel neffüs yolüe bazı göğüs ve boğaz hasziyaret müsaadesi alındıgı halde, etalıklannı tedavi eden ve 1 mayısta vin muhafızı yerinde olmadığı için işe başhyacak olan çok şık bir kür muessesesini şoyle bir dolaştıktan giremedik. Girmek istesek te koca sonra, 1614 metro irtifaındaki Pre man beyaz bir köpek hiç te müsaade digtsuthl dağına çıkmaga haarladık. edeceğe benzemiyordu. önümüzde adeta bir kale thıvan giHitlerci bir gene kız, kapmın dısmbi yükselen etekleri çamlı, ertaa kar dan bu köpeği uzun uzun, tatlı tatlı lı, tepesi kayahklı dağa bir çelik tele okşuyor, bu suretle hiç olmazsa bü bağh, kutu gibi bir vagonla çıkacakyük devlet adamının köpeğini sev tık. Aşağıdan dağa iki tel var. miş olmakla iftihara hazırlanıyordu: Bizim Tunel gibi vagonun biri inl Sadrazamm atı bana yan baktı gibi yor, diğeri çıkıyor. 1600 metroluk birşey... telleri, yolda dikılmiş üç tane beton Şimdi Hitlerin evinde dul kız kar PHepne mahatarasmda topçuluk eden Mehmed Ali Çavuş (ortada) tı, mültezim belâsmdan kurtulduk. Haksızlık, kanunsuriuk yok. Ağahk, beylik, padişahlık ta kalmadı. Şimdi herkesin yükünü kendi sırtına yük letiyorlar, Eskiden vergiyi benden alırlar, köy agasınm borcuna yatınr lardı. Şimdi herkes kendi borcunu veriyor.» Atatürkü görsen ne yaparsın, diye sordum. « Boynuna sanlır, gözlerinden öperim.» Sonra içini çekerek ilâve etti c Ölmekten korkmam, fakat onu görmeden öleceğım, ona yanarun.> deşi oturuyormuş. Ev, Hitler iktidar mevkiine geçtikten sonra, tamir edıl miş, sagma soluna bazı ilâveler ya (Bat tarafı blrinct sahifede) pılmış, bahçesi güzelleştirilmiş ama sini ortaya koyan kendisine aid askeasıl binanm eski şekli bozulmamış. ri maddenin tadili şartile ademi mü Evin içini ve Hitlerin hemşiresini dahale misakını imza etmek teküfinde görememekten mütevellid teessürle, bulunması muhtemeldir. yaya indiğimiz yokuşu tırmanarak tekrar otomobillere bindik. Yan yolAvusturya silâhlanmak istiyor da, ismi hatırımda kalnuyan kürük Viyana 29 ( A A ) Şimdi hübir şehirde, güzel manzaralı bir kakumet demiryollan müdürü oaln eski zinoda, dağlara, vadilere, nehirîere, Harbiye Bakanı M. Vajuan, söyledigidip gelen trenlere bakarak kahve ği bir nutukta, mecburî askerhk sisteiçtik. Bavyerada herkes yesil renge mef minin lehinde bulunarak, radikal un surlarm girmiş olması ile ordunun te tundur. Şapkalar, ceketler, pantalonlar, kadın kostümleri bep yeşil, nefti, fessüh etmek tehlikesinde oldu^unu tirşedir. Bu yeşil sevgisinin sebebini söyliyen Prens Stahrenbergin söz anlamak güç deŞil... Etrafıni2a ba lerini tekzib etmiştir. kınca gördüçünüz herşey yeşildir ve M. Vojuan, şimdikı askeri teşkilât bu yeşil tabiat Bavyeralıyı, muhitle şeflerinin, bu teşkilâta mensub olanlarinin rengine göre post ve tüy değişnn yüzde yüz asker olup olmadıklan tiren mahluklara benzetmiştir. hakkında hiçbir fikir sahibi olmadıklaAvdette Alman Avusturya hudunm sÖylemiştir. Gendiğin askerî teş dundan geçtik. Dünyada hudud dedikilâündan istifade etmekten sarfınazar ğin böyle olur!. îki kardeş ve sovdaş mületi birbirinden ayıran hudud baedilirse, Avusturyanın btiklâlini açık • zı yerlerde bir iki metroluk bir dereça istiyen büyük devletler, Avustur nin ortaadır. Bir sıçravı^ta Alman yaya karşı olan itimadlanm tamamile yadan Avusturyaya girebil'rsiniz. Akaybedeceklerdir. Çunkü, kendi kenvusturva ağaçlan Alman toprakla dini müdafaa etmek azminde bulun rına gölge veriyor. Alman evlerinin "duğunu ispat edemiyen bir varlık, bu kapdarı Avusturyaya açılıyor. Fakat müdafaanu teminini başkalanndan ısbazan bu iki milleti birbirinden avıtiyemez. ran bir dere bile bulamazsınız. Bır sokaŞm, bir yolun sağındaki evler AMısırda neler oluyor? vusturyalı, solundaki evler Alman dır. Caddenin yarısı Almanya, yarısı Kahire 26 (Hususî) Mısınn îç Avustuyadır. Otomobilin içinde ben ve dış siyasasmda ötedenberi mühim Avusturya tarafma düşüyordum. Abir ro! oynıyan, emlâki krali müdürü sun Us ta Almanva tarafına... Ibraşi Paşanın geçenlerde, Ingilizle Birbirlerile bu kadar sarmaş do rin tazyikı üzerine vazifesinden azie laş olmuş iki kardeş mületi birbirindildiğini bildinniştim: den ayırmakta ısrar edenlerin aklına Ibraşi Paşa bu defa Mısınn Brük§a§mamak kabil dejildir. ABİDİN DAVER sel elçiliğine tayin edilmiştir. Bir konferans daha Konyada güzel bir doğumevi yapıbyor Konyada yapılmakta Konya (Hususî muhabirimitden) Konya çocuk doğum ve bak:m evi kötü bir yapı içinde kurulmuş olduğundan bu sıhhat kurumundan beklenen vazife lâyıkile vapılamıyor, bazı hastalara ve çocuklara kapılan kapamak mecburiyeti hasıl oluyordu. Şimdiki teşkilâta göre Konyada bir dogum ve bakımevi olduğunu söylemek nekadar doğru olursa bu doŞum evinin bek lendiği ve istendiŞi nisbette faydalı olamıyacagmı ileri sürmek te o derecede doğru olurdu. Vüâyet, Konvanın ihtiyacım tamamile karşılamak düşüncesile bir ço cuk doğum ve bakım evi kurma^a azmettL Bugün, bu azmuı semeresini görmek üzere bulunuyoruz. Konya da her türlü teçhizatı havı ve vilâ yetin bu sahadaki hastalarını iyi bir surette karşılayacak bir müessese ];uruluyor. Konya çocuk doğum ve bakım evınm yapısı bıtmek üzeredir. Yapının sıva işıle çatısmm üstünü ortmek kalmıştır. Bu ış yakındft bıleceğinden kurumun açılma resmı ya püacaktır. Bina Hususî muhasehcnin ayırdığı bir para ile meydana geliyor. Çocuk ve kadın hastalıkları dolayı olan doğum exn sile hakikaten tetkik edilmeğe ve üstünde durmağı değen Konya, bu çok hayırlı kurumla sıhhî bir inkişaf gösterecektir. Konyaya böyle hayırlı bir müessese kazandıran ve Konyanın bu genel ihtiyacım karsılayan Vilâ^ete halkm sonsuz minnet ve şükranlan vardır. Dgında asrî bir kaplıca yapıhyor Konya «Hususî muhabirimiz den» Ilgında kimyevî terkibi iti barile çok güzel bir kaplıca vardır. Yalnız, ahaünin pek çok rağbetini gören bu kaplıca ıptidtî bir haldedir. Şimdi Ilgm kaymakamı Selâhattin Kapçak bu kaphcayı asrî bir hale getirmeğe çalışıyor. Kaphcanm arkasmdaki sırtlarda da bir çam ve meşe hdanhğı tesis edilmektedir. Kaplıca ayni zamanda da istirahat edilebılecek bir yer haline getirilince çam ormaoı ortasında bir sanatoryoaa fekiıni ala • cakür.

Bu sayıdan diğer sayfalar: