CtrmhtmvtK ^ ^ m 20 Nisan 1935 Edebî büyükroman : 66 Göky uzu Yazan: Reşad Nurî Güntekin = ' yı üniversite kliniğinden orangotan yavrularının inine nakletmeği teklif etmişti. Bense bir insan hayatmın mes'uilyetini üzerime alarak dünya ilminin ve kendi cumhuriyetimizin davasmı tek başıma tutmuştum. Çocuk gözümün önünde ölüp gitse de bu davada sonuna kadar dayanacaktım. Bunu yapmamak yalnız bunca kan ve gözyaşı içinde çalışıp çabala mış bir insanlığın mukaddes mirasını çiğnemek değil kendi hayabmı da inkâr etmek olacaktı. Onun için bütün aile eski ve yeni kadınlarile, uyanık iş ve fen adamlarile, yepyeni sporcu gencliğile bana Sevimi zencilere okutmaktan bahsederken acıyor, kendimi hepsinden yüksek, hakh ve kuvvetli buluyordum. Yalnız günler geçtikçe bende de korkutucu bazı alâmetler belirmeğe başlamışü. Bedia yengenin bunak masallannın saf maddeye katılmış bir maya gibi durmadan işlediğini, içimde gizli sarsıntılar, yıkıntılar yapmağa başladığını dehşetle görüyordum. Muharebe dünya ile benim aramda bir muharebe kaldığı müddetçe kor kulacak birşey yoktu. Fakat o gittikçe daha derinlere sokuluyor, içimde bir takım çarpışma sesleri başhyordu. Z.ihnimın hıçbır zaman bu kadar fazla ve marazî bir faaliyetle işlediğini hahrlamıyorum. Hiçbir şey, gün delik hayabn hiçbir gailesi başımı durmadan işlemekten ve fikir çıkarmak tan ahkoyamıyordu: Sayıklamalarda olduğu gibi birbirini tutmıyan, börtüböcek kabilinden boş, aşağılık, küçük fikirler... Sokakta saçı sakalma kanşmış yan çıplak bir takım serserilerin, yağmur çamur içinde etraflannı hiç farketmeden kendi kendilerine dolaştıklannı görürüz; öyle sanıyorurn ki bu hastalar da kendi iç âlemlerinde durmadan bu neviden fikir çıkanyorlar. Başka bir noktadan da bu sakalIı sesseriyle aramda bir benzerlik buluyordum. Hiçbir işim olmadığı halde gündüzleri saatlerce sokaklann cıvık çamurlan içinde dolaşmağa başlamıştım. Evet bataklardan kaynıyan haşerat gibi bir iki sabit fikrih etfSfırida durmadan doğub çoğalan boş, aşağılık, küçük düşünceler..*. Bu tâfzcfa bir zihin faaliyetine sokaklarda rasgele dolaşmaktan daha fazla uyan ve tempo tutan birşey olamaz sanınm... Bu sabit fikirlerden biri doktorlann tedavi etmeğe değil ne olduğunu anlamağa bile muvaffak olamadığı bazı hastalıklann muska, tütsü, dua, okunmuş su gibi şeylerle iyi edilmesi idi. Mahud «Tabiatin gizli kuvvetleri» kitabmdan sonra «Tedavi mucizeleri» diye bir başka kitab ele geçirmiştim. Muharrir doktordu. Hayatından ümid kestiği birçok hastalannın bir ayazmadan bir yudum su içmek, boynuna tılsunlı bir maden parçası tak mak gibi şeylerle iyi olup ayağa kalktıklannı uzun uzun anlahyor, bunla • nn doğruluğunu temin için isimler, tarihler, adresler, mektublar zikrediyordu. Bu vak'alar belki baştanbaşa uy durmaydı yahud da bir takım tesa ( Şehir ve Memleket Haberleri ) Vapurlarda ucuz | Gazeteciler Almanyaya gitti h a l k biletleri Bî** mayıstan itiba^en Türkive sahil'erinde seyahat ucuzluyor Ekonomi Bakanlığının kararile bir mayıstan itibaren tatbik edilmek üzerc kabotoj hath dahilindeki yolcu postalannda tenzilâtlı halk biletleri ihdas edilmiştir. Tenzilâtlı halk biletleri tarifesinde Türkiye sahilleri üç mmtakaya aynlmışbr. Birinci mmtaka Marmara havzasıdır. Burada iskeleler birbirine yakm olduğu için tenzilâtlı biletlere birer ayhk vade konulmuştur. Marmara mıntakası için gidip gelme halk biletlerinin ücreti birinci mevki 20, ikinci 15. üçüncü mevki 6 liradır. İkinci mıntaka Karadenizden Samsım, Akdenizden tzmire kadar olan iskelelerdir. Samsun ve Izmir ikinci mıntakava dahildir. Buraya aid tenzilâtlı biletler iki ayîıkhr ve birinci mevki 50, ikinci mevki 42, üçüncü mevki 15 liradır. Üçüncü mıntaka olarak bütün Türkiye sahilleri alınmıştır. Bu kısma aid biletler de iki ayhkbr. Üçüncü mmtakaya aid halk biletleri birinci mevki 65, ikinci mevki 57, üçüncü mevki 20 liradır. Siyasî icmal Fransız împaratorluk konferansı 6rt buçuk aydanberi Panste çalısan ve resraî ünvanı «Fransız împaratorluk konferansı» olan tarihî konferans Reisicumhur M. Lebrun hazır olduğu halde son top lanüsııu yaparak dağılmışür. Ingil tereden sonra dünyanm en büyük müstemleke imparatorlugu Fransanın kidir. Nefsi Fransanın nüfusu 40 milyon, müstemlekelerinin nüfusu ise 60 milyondur. Asıl Fransa ile bu memleketin denizaşın yerleri arasında siyasî ve ik bsadî birlik tesis ederek yüz milyon nüfuslu büyük bir Fransa vücude geb'rmeği düsünen Fransız devlet adamlan ötedenberi eksik değildi. Lâkb bu büyük iş mevkii tatbika konmak için cihan iküsadî buhranmın Fransanın haricî ticaretinde büyük rahneler açmasmı beklemeğe mecbur kaldı. Fransa nın sanayi mahsulâtı ecnebi memle ketlerdeki eski zengin piyasalan kay bettikten sonra bunlan müstemlekele rinde, himayesi ve mandası albndaki memleketlerde aramağa başladı. Bu ihtjyac tngiliz împaratorluğu gibi bir Fransız împaratorluğu vücude gettr • mek hareketini doğurdu. Bu fikri tahakkuk ettirmek üzere İlk defa ciddiyetle çalısan devlet a damı sabık Başvekil M. Sarrautdur. Müstemlekecilikten yetişen bu devlet adamı bir Fransız împaratorluk kon feransını tertib ebneği düşünmüş ve bu itibarla şimdiki konferansa riyaset etmiştir. Fransanın denizaşın yerlerini üç muhtelif nezaret idare ediyor. Meselâ Cezayir Dahiliye Nezaretine, Tunus ve Fas Hariciye Nezaretine, müstemlekelerden birçoğu da Mustemle « kât Nezaretine tâbidirler. i M. Sarraut denizaşın Fransız yer lerinin idarî birliğini temin için bun lan tek bir nezaret altına almak iste mişti. Fakat Tunus Beyile Fas Sul tanı bundan sonra hâkimiyetlerinin gölgesi bile kalmıyacağmdan endişe ederek itiraz ve muhalefette bulunduklanndan bu tasavvurdan vazgeçilmiş ti, Şimdi Împaratorluk konferansı top< lanıaca bu mevzua tekrar ardot edilmiş, a«l " Fransa ile Denizaşın yer leri arasında sıkı bağlar ve iktısadî birlik vücude getirmenin çareleri görü şülmüştür. | Ingiltere împaratorlugunun Ottavada akdettiği ikbsadî konferansta ol duğu gibi Paristeki Fransız lmpa ratorluk konferansında dahi çok mü * him kararlar verilmiştir. I Bu kararlardan biri Fransa ile denizaşın yerleri arasındaki gümrükle rin kaldınlmasına ve împaratorluk parlâmentosu şeklini alacak daimî bir komiıyonun denizaşın yerlerle Fran sa arasındaki münaseban idare etrae sine dairdir. Lâkb bu kararlar şimdi lik vesayadan ibaret olup tahakkuk etmesi Fransa parlâmentosunun vere * ceği kararlara bağlıdır. l Denizaşın yerleri Fransa için yal nız ikasadi cihetten değil askeri ve siyasî cihetten dahi çok büyük ehem miyeti haizdir. Asıl Fransada doğum azaldığından memleketin müdafaa kuvvetlerinde Cezayir ve Fas ve SenegaJ gibi denizaşın yerlenn yerli ahalisin « den alınan kuvvetler büyük rol oynı yor. Halbuki son senelerde bu mem « leketlerde Fransız düşmanlığı çok artmıştı. Bu hareketlerin arkasında mil liyetperverlik ve hatta panislâmizm olduğunu iddia edenler olmuştu. l Lâkin hakikî âmilin iktısadî bakımsızlık olduğu konferansta anlaşıldı. Bunun için bu yerlenn mahsullerinin Fransada serbestçe sarfedilmesi ve işsizlıği azalbnak üzere nafıa işlerine para verilmesi kararlaşbnlmışbr. Fransa haznesi bu işlere 200.000,000 İngiliz liralık tahsisat verecektir. On seneds sarfedilecek olan bu paralardan askerî tesisat içm birşey aynlmıyacaktır. Fransanın denizaşın yerlerine verdiği bu ehemmiyet beynelmilel siyaset âleminde de dikkatle takib olunuyor. Muharrem Feyzi TOGAY Halbuki bu parçaların hepsi ya bancı hatta benim yazdıklanmdan ve söylediklerunden çok fazla yabancı... Ben onlan nihayet insan harflerile yazdım; insan ağzmdan çıkması mümkün olan seslerle tekrar ediyorum. Halbuki Sevim onu ses ve ağızlan bizimkinden çok farklı bir takım mahluklarm dili gibi söylüyor... Hele gorbia s$i Gorkoya nekadar benziyor?. Pervine ve kocasma benzer bir insan olsam bu seslerin onlarm dilinden kelimeler olduğuna hükmedeceğim. Bu garib sayıklamayı bir sır gibi herkesten saklıyordum. Yalnız dok tora hastanın bazı geceler sayıkladığını, uyku arasında ağzmdan anlaşılmaz bir taknn sözler çıkbğını söyle dim. Gülümsiyerck ve zorla habrla mağa çahşıyormuşum gibi yaparak bir kaç kelimesini tekrar ettim. O buna ehemmiyet vermedi; dudağını büke rek: «Olabilir» dedi. Üniversitede senelerce filoloji okutmuş bir dostum vardır. Bir gün bir bahane ilc onu görmeğe gittim; ewel den yazıp çüzdanıma koyduğura bu kâğıdı birdenbire akluna gelmiş gibi cebimden çıkararak: Şunlan bir yerden kopye ettim. Merak ediyorum. Mevcud lisanlardan birine benziyor mu? Bir manalan var mı? diye sordurn. Filolog dostum bunlan birkaç kere okudu: Bilemiyorum, dedi, mevcud lisanlardan hiçbirine benzetemedim. Bir kere tetkik edeyim; birşey bulursam sana cevab veririm. Birkaç gün bekledikten sonra dostumu telefonla aradım, o: • Ben de senin gibi bunu merak ettiro. Aradım. Fakat hiçbir netice clde edemedim. dedi. »** O geceden kalma birşey daha var. Kâğıdı »öndürürken hafifçe yanan parmağımdaki yanık bir türlu geçmiyor, günden güne büyüyor. Hastabakıcı onun için diyor ki: Buna «geeeyanıgı» derler, oyle pek kolay geçmez, siz inanmazsınız ama bunun bir ilâcı vardır. Yatsı ezanı vakti birisi sokak kapısını çalar; hasta pencereden «gece yamğına ne yaparlar?» diye sorar. Kapıdaki «ateş. atarlar» diye cevab verir. Hasta da elinde tuttuğu sönmüş bir kb'mür parçasını pencereden sokağa atar. Siz inansanız yapıverirdik. Ne âlâ, ne âlâ! Sevîmi bir tütsücü bacı bulup tütsüliyelim, ben de pencereden bir kömür parçası atayım. îki» miz de hastalıklanmızdan kurtulalım.. Kara kış... Günlerdenberi güneş yüzii görmüyoruz. Gökyüzü çamur renginde bulutlarla tersine çevrilmiş ucsuz bucaksız bir batakhk gibi görilnüyor. Mükerremden hâlâ haber yok. Arbk utanıp sıkılmayı bıraktım. Ona yazdığım mektublarda Istanbula dönmesi için adeta yalvanyorum. «Kuvvet yalnızhktadır. Yalnız adam herkesten kuvvetlidir» diye bö • bürlendiğim günler nekadar uzakta kaldı. Sürüden aynlmak, çetin ve ıssız bir yolda tekbaşına yürümek bana vahşi bir gurur veriyordu. Hatta son günlerde Sevimin yatağı başmda kurulan aile meclisinde de az çok buna benzer birşey duymuştum. Aile hasta bir çocuğunu ölümden kurtarmak için bin sene, yüz bin sene evvelki tedavi usullerine dönerek bir nevi putperets düğünü yapmağı, hasta | g u seyahat 8 mayısa kadar devam edecek ve gazeteciler Almanyanın muhtelif şehirlerini gezecekler Almanyaya giden gaxet9ciler Sirkmei iatasyonunda yare ile Münihe gidilecek Alman müzesi, 26 nüanda iş karargâhı ve yeni otomobil yolu gezilecektir. 27 nisanda gene tayyare ile Frankfurta gidilerek Adler müzesi gezilecektir. 28 nisanda Severkuzende G. t. müesscsab gezi * lecekb'r. 29 nisanda Mehlemde Hit • ler genclik teşkilâb mektebi ziyaret edilecek 30 nisanda Esıende Krop müessesab gezilecektir. Heyet I mayısta Berlinde bulunacak ve I mayıs şenliklerine iştirak e • decektir. 2 mayısta Propaganda Ne zarebnde «îradenin zaferi* filmi gösterilecek ve bir çay ziyafeti verilecek tir. 3 mayısta Hamburga gidilecek, 4 mayısta şehir gezilccek, 5 mayuta yıldırun benile Berline dönülecek vc Türkiye büyük elçiliği ziyaret oluna cakbr. 7 mayısta Tembelfof tayyare meydanı gezilecek ve 8 mayısta resmi ziyaret programı bitecekbr. Berlin Matbuat Cemiyeti tarafın dan vaki davet üzerinc Türk gazetecilerinden bir heyet dün akşam Al • manyaya hareket etmişb'r. Bu sey» hate UIus gazetesinden Kemal T u • ran Gunal, Milliyetten Ahmed Şükrü, Kurundan Mehmed Asım Uı, Matbuat Umum Müdür muavinlerinden Bürhan Belge, gazetemiz Tahrir Müdürü Abidin Daver, Turink ku * lüb umumî kâtibi Ekrem Rüşdü, Türkişe Post Müdürü Muzaffer Toyde mir iştirak ebnişlerdir. Alman isbh ŞEHlR İSLERt 1 barat bürosu Ankara mümessili dok tor Şmid Dümon da Türk gazetecileriTasfiye edilen beygirler ne mihmandar olarak heyetc refakat ebnektedir. Belediye, temizlik işlerinde kulla » nılan araba beygirleri arasında bir tasHeyet 23 nisanda Breslava muvafiye yapmaktadır. Bütün dairei bele salat edecektir. 24 nisanda tayyare ile diyelerde bu şekilde işe yaramıyan Dresdene gidilecek ve sıhhiye müzesi hayvanlar sablığa çıkarılmıştır. Be gezilecektir. 25 nisanda buradan taylediye bunlann yerini doldurmak için yeniden 40 at satın alacakbr. 20 bin lira tahsisat kâfi gelmiyecek Şehir Meclisinin Halic vapurlan nın Belediye tarafmdan işletilmesi için kabul ettiği 20 bin lira tahsisat çok az görülmektedir. Şirket vapurlanndan çoğunun tamire ihtiyacı vardır. îskele ler harabdır. Vapurlardan aln tane sinin havuzlanma zamanlan gelmiştir. Bu vaziyette aynlan 20 bin lira tamir masraîına bile tekabül etmiyecektnC Meclis önümüzdeki içtimamda şir ketin satın alınması ve işletilmesi için kâfi tahsisat kabul edecektir. 23 nisan bayramı Evlenme artıyor 934 yılnida~5107 kîşi başgöz olmus... Belediye îstatistik Müdürlüğü îs tanbulda evlenme işleri üzerinde şayanı dikkat bir etüd yapmış ve bir istatistik neşretıniştjr. Bu istatistik göstermektedir ki Istanbulda evlenenlerin sayısı kanunu medeninin neşri tarihi olan 1926 danberi şayanı dikkat derecede yükselmişa'r. Bu yükseliş seyri föyle olmuştur: Yıllar Evlenenlerin sayısi 1927 1929 1930 4045 4197 3979 4342 4«39 4738 3958 5107 Bu sene Ünîversitede büyük merasim yapılacak Halkevi bu yıl 23 nisanın kutlulanması için zengin bir program hazır lamıştır. Kutlulama sah günü Üni versite konferans salonunda. yapıla caktur. Merasime saat 14,30 da Şehir bandosunmı, çalacağı İstiklâl marştle; başlanacaktır. îsmail Habib Sevük bir nutuk söyliyecek, bundan sonra Münir Müeyyed bir şiir okuyacaktır. Programm bundan .sonraki kısmını yüksek tahsil gencliğinin söyliye ceklerl nutuklar teşkll edecektir. Başta Millî Talebe Birliği Başkanı Rükneddin olmak üzere yüksek tahsil genclerinden Lebib, îsmail Hakkı, Pakize, Osman nutuklar söyliyeceklerdir. Merasime Şehir bandosunun konserinden sonra İstiklâl marşmın hep birden söylenilmesile nihayet verilecektir. Bu program radyo ile de nejredilecektir. KÜLTÜR Yabancı mektebler talebesi Dün Maarif Bakanlığından alâkadarlara mühim bir tamim gelmiştir. Bu tamimde Türkiyede ilk, orta ve lise derecesindeki yabancı mekteblere de vam eden talebelerin sınıf geçme ve mektebi bitirme yoklamalannm kendi mekteblerinde ve derslerin okunduğu dillerde yapılması ve bu yoklaraalan murakabe etmek üzere Vekâlet ta rafından mümeyyizler gönderileceği bildirilmektedir. İMI 1988 10» 1934 Ankarada merasim Ankara 20 (Telefonla) Ankarada Çocuk Haftasının ilk günü tdman Cemiyetleri Umuml merkezi yanın daki spor sahasında bir toplantı ve geçid resmi yapüacaktır. Geçid re«mi Çocuk sarayına kadar olan caddede yapılacak ve talebe geçerken BÜyük Millet Meclisinin, Atatürk hey kelinin, Belediyenin ve Çocuk sarayının önünde tezahürat yapacaklar • dar. Atatürk heykeline çelenkler konacaktır. 24 25 26 27 28 ve 29 nisan günleri de her sabah Ankara sinemalannda çocuklara bedava fi « • limler gösterilecektir. 25 nisan perşembe günü oğleden sonra mektebler murahhaslan oto mobille bir gezinti yapacaklar, Keçi örendeki Anakucağı müessesesini gezeceklerdir. Hafta sonunda bir ço • cuk balosu verilecek, gece fener aîay> lan yapüacaktır. ÜKİVERSİTEDE Devam fişlerinin tetkiki Hukuk fakültesinin devam fiş lerinin birinci sümestre aid olanlan nın tasnifi bitmiştir. Buna nazaran bu sene kaydolunan talebelerin %85 inin devam vaziyeti memnuniyete şayan bulunmuştur. De vam etmiyenlerin fakülteye yazılıp ta geçen senedenberi gelmiyenler oldukları anlaşılmışbr. düfler... Bu itibarla son yıllar içinde en fazU evlenme geçen sene olmuştur. Istatisükte ençok evlenme hâdiselerinin daima Beyoğlu ve Fatih kaza lannda olduğu görülmektedir. Bu arada evlenme hâdiselerinde ikbsadî va • ziyetin çok müessir olduğu da görül • müştür. En ziyade evlenenlerin daima birinci derecede ticaretle, ondan sonra zınaî işlerle ve bundan sonra devlet işlerinde uğraşanlar arasında olduğu anlaşılmışbr. En az evlenenler serbest meslek erbabıdır. Sokakta yürürken geviş getirir gibi onlan tekrar tekrar zihnimden geçiriyor, Hacı yengenin masallarile kanşbnyor ve bunlann hepsi için bir izah arayordum. [Arkası var] GÜMRÜKLERDE Edİrneden gelen mallann beyannamesi Edirneden gelen mallar için tanzim edilen beyannameler zannolunduğu ve diğer gazetelerde yazıldığı gibi ne 150 kuruşluk gümrük masrafını mu cib olmakta ve ne de halkm trene binmiyerek ve otobüsle seyahat etmele rine sebebiyet vermektedir. Senelerdenberi süriip gelen bu adetin şimdi halka güç gelişi tuhaf görülmektedir. Beyanname tanzîmi için 5 kuruşluk masraf kâfi gelmektedir. Şayed bunlar da yapılmıyacak olursa her gün yüzlercesine tesadüf ettigimiz kaçakçılığm önüne geçilemiyeceği kanaati vardır. Dün bu hususta alâkadar makamlardan aldığımız malumata nazaran beyanname tanzimi kalkmıyaeakbr. Çünkü serbest bırakılacak olursa ka çakçılığa açık bir saha bırakılmış o lacakür. SAGLIKÎŞIERÎ Turk gemıcuıgı ne halde bulunuyor? IBajmakaleden mabaid] birdenbire bütün şilebciliği kendi heeabımıza alacak kadar ileri götürmezsek bizce zamanın ağır ve heeabh hareket istiyen icabına uygun davranmış oluruz. Kabotaj seferlerimize gelince belki bu yolda düne göre düzeltilecek bazı yanlarımız olduğunu düfünmek ve söylemek pek yersiz de&ildir. Devlet demiryollarının fiatleri ucuzlatması kendieinc ve herkese fayda verdi. Gemiciligimizin ziyan etmesi asla düşünülmeksizin fiatlerde yapılabilecek ucuzluklar olup olmadığınm araştırılmaıı elbet hiç yersiz olmaz. Gemilerimizin belli mesafeleri belli çabukluklarla yapmaiarı lâzımdır. İşlerin darlığı vardır, ve ekonomi yapılmak iyi olur diye vapurları ağır yürütmek hiç doğru bir düşünce olamaz. Herkes gidecegi bir yere biran önce gidip gelmek ister. Burada ekonominin yeri yoktur. Gemicilik bir çe$id inhisar altına girmis olduktan «oara J seferde çabukluk işini ikinci plâna atmak ve bazı limanlara uğramağı en az haddine indirmek uygun ve herkeste gönül hoşluğu uyan* dıracak bir gidiş değildir. Söz gelimi Karadenize haftada ıki kere gemi kalktığı halde şu Sinob limanma gidiş geliş bir tek gemi uğruyor. Burası bir vilâyet özeğidir ve yol üatüdür. Gemilerin buraya uğramakla zamandan ve ınasraftan kayıbları göze batacak kadar büyük bir rakam yapamaz. Bunun tersine olarak onlarm oraya uğramamalan koca bir limanı olan bu şehri daha çok batırır. Gemilerimizin ve gemicilerimi zin tutumlan çok iyidir. Yalnız gemilcre bakmakta biraz daha artık özen ve titizlik istenebilir. Gemiler hiç ard ara verilmeden yıkanıp lemizletilmeli, bozuk yerleri varsa yapılmalı, boyanacak yerler boyanıp durmalıdır. Bunlann eksik olduğunu söylemek istemiyoruz, daha artık olmasını istiyoruz. Sıhhî eserler sergisini gezenler Etıbba Odasının açtığı sıhhî ve tıbbî eserler sergisini dün de birçok kim seler ziyaret etmişler ve çok memnun olmuşlardır. Sergide bilhassa bir Macar doktorunun keşfettiği uzun çene • leri kısaltma ameliyatını gösteren mulajlarla, çok eski tıb kitablan ve ölen doktorlar için yapılan siyah höcere çok alâka uyandırnuştır. LlMASDA Heybeliye Fener konulacak Ekonomi Bakanlığından Tahlisiye Umum Müdürlüğüne gelen yeni e mirle bu sene bütçesile sahillerimizde yaphnlacak olan yeni fenerler ara sında Heybeliadaya da bir fener ko nulması bildirilmiştir, Amasrada yaptınlmış olan men • direkte yıkılma alâmetleri görüldü günden tamir edilecek ve aynca buraya bir de fener konulacakbr. ŞİRKETLERDE Tramvay Şirketile müzakereler Nafıa Bakanlığı ile Tramvay şir • keti arasındaki konuşmalara paskal » ya yortulanndan sonra tekrar başla » nacağı anlaşılmaktadır. Şirket, Belçi» kadaki merkez meclisinden yeni talimat almıştır. Şirkebn bu seferki konuşmalarda şirket «ermayesinin yeniden tesbiti işinde hükumetin noktai nazarile kendi tezini karşılayıcı mülâyim bir tarzı tesviye teklifinde bulunacağı söylenmektedır. ADLÎYEDE cDoğru Yol» u basanlar mabkum oldular Doğru Yol isimli bir kitab yazan Ali Ulvi ile bu kitabı basan matba acı Bürhanettin haklannda açılan da va dün Ağırceza mahkemesinde bit miştir. Kitabm bazı yerleri dahili emniyeti ihlâl eder mahiyette görüldü günden her ikisinin de birer sene ha • piılerint karar yerilnıi|tir. Deniz Ticaret Müdürü döndü Bütün cenub ve garb limanlarmda bir tcftiş «eyahati yapan Deniz Ticaret Müdürü Necdet dün şehrimize dönmüştür. Deniz Ticaret Müdürü Ak denizle Ege denizindeki limanlannu zın mahallî ihtiyaclannı tetkik etmiş ve limanlanmızda tetkik edilecek yeni talimat üzerinde liman reülerile görüşmelerde bulunmuştur. Nibhası S Kunutnr Seneltk 1400 Kr. Altı ayhk 750 Ûç ayhk 400 Bir ayhk 150 şaraiti ı & {Türkiye Hariç 1700 Kr. 1450 800 yoktur •* YUNUS NADt