Amerika mektupları: '• Cumhuriyet '• 15 Nisan 19 35 Iki senede 38,000,000 kişinin gezdiği sergide neler gördüm? Mağaralarda yaşıyan çıplak insan bugünkü medeniyeti nasıl kurdu ve fen yarın için neler vadediyor... Işte Şikago sergisinin canlandırdıgı şeyler! Süt bolluğu Karamanda hergün 4000 kilo süt alınıyor Dünkü maç ta berabere bitti Libertas, ikinci maçı Güneş İstanbulspor muhtelitile yaptı, iki taraf ta ikişer gol yaptılar serçisinden manzaralar: Tolcu nakle den havaî hat, umumi gördnüs ve rasatane içi gayet mükemmel bir surette tenvir edilmis. Salonlarında teneffüs ettiğimiz havanın sühuneti, rütubet miktarı, ^ği<me sürati hep kontrol altında... ı Binada teşhir edilen şeyler altı kısma ayrılmış: 1 Arziyat, 2 Riyaziye, 3 Fizik, 4 Kimya, 5 Biyoloji, 6 Tıb. Bu limlerin doğuşlan, ilerleyişleri ve bugünkü vaziyetleri resimlerle, öğretici levhalarla işliyen model lerle mümkün mertebe herkesin anlıyabileceği basit bir «ekilde gösteriliyor. İlerlemekte olan bu bilgi lerin gücile daha neler yapılabile ceğine işaret ediliyor. Esas ilimler bmasında gördüğirm seylerin en şayanı hayreti tıb kısmmm («.effaf adam) i oldu. Tabiî insan vücudü büyülüğünde olan bu şaheseri sergiye Alman Sıhhat mü • 7"si gönd"ermiş.. Şeffaf cildm a' n j Şikago mart (Hususî nrahabiri mizden) tki seaedenberi açık duran ve bu müddet zarfında 38 milyon insan tarafından ziyaret edilen Şikago sergisi geçenlerde ka pandı. Sergiyi kapanmasmdan birkaç gün evvel gezdim. Size bu seferki mektubumda bu ziyaretin inttba larmı anlatacağun: Bir Türk arkadaşımla serginin simal methalinden içeri girdik. Büyük, yuvarlak bk meydan... Müt hiş bir kalabalık arasında serginin sırma apuletli, kordonlu, «tk üniformak reunî memınrlan, rehberleri dolaşıyor. Sağda, kenarda tuhaf biçimli birkaç otobüs duruyor, biletçileri halkı sergi içinde gezintiye davet ediyoclar.. Sol tarafta birer kişilik çeckf çe•id el arabaları müsteri bekliyor. Tam karşunızda da bayraklar bülvan uzatıyor. Yolun iki tarafında öne iğik vaziyette duran bayraklar anlasılan ziyaretçileri »elâmlıyor... Bu güzel geçid üzerrndeki bina ların en mühhnleri ttalyan, lsveç ve Çekoslovak paviyonları ttalyan paviyonu îtalyan paviyonuntın kocaman bîr tayyare kanadi altındak! geniş kapısından geçerek salona girdik. Camekân içinde bir »ürii eşya, vesika ve grafikler, duvarlar üzerine yapılnuş büyük yağh boya tablolar faşist inkilâbım tasvir ediyor; ve bu rejim altında ttalyanın nasıl her tahada d"ev adımlarile ilerlemekte olduğunu anlatıyor.. Mermer heykeller, alçı raodeller bugünkü ttalyayı eski Ronta medeniyetine bağlıyor. Resünler ve göze çarpan yazılar Îtalyan topraklaruıın eşsiz güzelli • ğini methediyor, seyyahlan oralara çağınyor~ Bitişik bir dairede de Italya ve müstemlekelerinde yeti«en mahsulIeri, imal edilen seyleri görüyoruz.. tsveçliler ve Çekoslovaklar daha az gösterişli olan paviyonlarmda mallarmı ve ince san'atlerini mütevazıane teşhio* etmişler.. Düdük çaldı. Hareket ettik. K z alınca, araba sallanmağa yukarıdaki tekerlekler gıcırdamağa basladı. A•ağıya baktım, tüyler ürpertici, derin bir bosluk... Ta dibde de su var.. tçeride etrafıma baktım, mislerde yüz sapsarı.. Urkek gözlerle asağt bakmağa çahsıyorlar.. Erkekler guya fütursuz, endişesîz.. Derken süratle yürdüğümüz sırada araba birden hatırı sayılır bir sarsıntı ile yavaşlamasm mi?!.. Tabiî kadınlar çığlığı kopardılar. Erkeklerde de teIâş eserleri belirdi. Meğer bu, müjterileri azıcık üzmek için tertib edilmiş bir saka imiş... Serginin yüksekten göriinüsü çok güzel. Yollarm, köprülerin, meydan • larin ve büyük binalarin yerleri, vaziyetleri san'atkârane bir itina ile tertib ve tanzim edilmis. En merkezî mevkide «Esas İlimler» binası büyük bir ihtişamla yükseliyor... Bütün serginin özü olduğu belli. Yanibasuıda çelik kulelerden biri var. KartUmda öbür sa • hilde de elektrik binası «Ben burada • yim» diyor. Cenub tarafında Fordun ve diğer sanayi adatnlannın koca bi • nalari büyük patronlarm kudretini, servetini anlatıyor. Adanin şimal n • cundaki rasatane binası kubbesile A <rabları ve Arablarin heyet ilmine y«ptıkları büyük hizmetleri hatırlatiyor... Karamu^m vıcşhv.i koyunJafi Karaman (Hususî) Kazamiz koyunculuk itibarile Türkiyenin en güzel yerlerinden birisidir. «Karamanin ko yunu» bugün için bile darbımesel ha • line gelmistir. Bu sene sürekli yağmurlardan sonra çiftçimizin yüzü gülmüş ve yemyeşil kirlarda sürüler otlamağa başlamistir. Karaman, ötedenberi bir zahire ambarı olmakla beraber harice pek çok yapağı ve deri ihraç eder. Bununla beraber koyunlarimızin sütünden hakki • le istifade edilemiyor. Kazamiz vasa tî olarak günde 3500 4000 kilo süt istihsal eder. lstihsal olunan bu sütten I pek az istifade olunuyor. Çünkü çift • ı çi yağ ve peynîrin nasıl yapilacağini ! hakkile bümiyor. Geçen sene sütün kilosu yüz paraya kadar düsmüs ve hatta bir zaman iki kuruşa bile satılmis tir. lyi peynir ve yağ yapmasini bilen bir kimse kasabamiza gelerek bir imalâthane açacak olursa hem kendisi bu iste çok kâr etmif olacak ve hem de koyunculanmiz sütlerine bir mahreç bulacaklardır. Elektrik binasında Elektrik binast da damarlar, etler, keır.ikler, hasLİı hersy sahiciymiş gibi görünüyor. tçeriden gizlice tenvir edilmis bu billur vücudün canlı uzuvlarına bakarken gözlerimde röcıtken şuaının hassaları var zannettim. Elektrik binası serginin en büvük binalanndan biri. İçinde, elektriğin se • yahat ve nakil vasitalarina, sanayie ve hertürlü ev işlerine nasıl tatbik edildiği izah ediliyor, gösteriliyor.. Dinamolari, motörleri, radyolari, süpürgeleri, oto • matik çamaşir ve bulaşık makinelerini ve daha bir siirii marifeti gördükten sonra «televizyon» kismına geldik.. Evvelâ (televizyon) un kisa bir tarihçesini, resim naklinde nasıl kullanildığinı ve yakmda telefonun yerini nasıl tutacağım bir konferans halinde din • ledik. Sonra muhavere için arkada • şimla birer karanlık höcreye kapan • dık.. Sandalyaya oturdum. Biraz bekledikten sonra önümdeki levhada ar • kadaşımin yüzü belirdi. Söz söyleme ğe başladı: «Ferhad beni görüyor musun ? Sesimi duyuyor musun ?!» Kahka'arla delidolu konuşurken memur içeri girdi, vaktin bittiğini haber verdi... Serginin 192 metro üslünde bir gezinti Şikago, Amerikanm beş büyük gölünden biri olan (Micbigan) gölü sahilinde kâindir. Sergi bu şehrin en işlek yerine yakm bir mevkide, göl kıyısında kurulmuştur. Gölde sahile yakm büyükçe bir ada vücude ge tirilmiş ve bu ada iki ucundan ve ortasm<tan olmak üzere üç köpı ü ile karaya bağlanmıstır. Adayı kara ile birleştiren dördüncü ve pek muazzam bir vasıta daha düsünmüşler. Bu müthiş ve çok masraflı projeyi tahakkuk ettirmek için de beş büyük kumpanya bir araya ge • lip para koymu'Iar. Ka> ada ve ada üzerinde karsıhklı iki tane çel'k kule insa edilmis. Kuleler aras'a kahn teller germisler, bu telier ü zerinde yürüyen balon biçimli arabalar bir taraftan öbüV tarafa a dam tasıyor. Kuleler (192) metro yüksekliğindedir. Aralarındaki mesafe de 565 metro... Bu heyecanlı havaî tel seyahatini biz de yapahm dedik. Biletleri mizi aldik, asansörle kulenin yukarısuıdaki sahahğa çıktık. Biraz bekledikten sonra araba geldi. tçine girdik, oturduk. kapılar kapandı. Havaî hatttn kulelerinden biri, esas ilimler binast ve bayraklar bülvan GoUerden Şehrimîzde bulunan Avusturya • nm profesyonel futbul takımların • dan Libertas, ikinci maçım dün Taksim stadyomunda Güneş • İ s tanbulspor muhtelitile yaptı. Cuma günü Galatasaraya karsı hakikî kıymetini gösteremediğini söyliyen Avusturyalı oyuncular bu maçı mutlak kazanmak azmile sahaya çıktılar. Avusturya takımı dün mor fanilâ ve beyaz pantalon giymisti. Maçtan evvel yağan yağmur sa hayı oldukça yumuşatmıştı. Güneş • tstanbulspor muhteliti şu kadro ile sahaya çıkmıştır: Corcoviç Asım, Faruk Ismail, Enver, Hasan Salâhaddin, Na • binno, Rasih, Necdet, Rebii. Avusturyalılar cuma günkü kadroyu muhafa ediyordu. Oyun iki tarafın karşılıkh ve seri akınlarile başladı. Viyanalılar «n Bıarsa (Hususî muhabirimiz kuvvetli tarafları olan sağ açıkladen) Sularının bolluğile söhret rile hücuma geçtiler. Viyanalıların bulmasma rağmen yazın musluk • bu hücumları altı dakika sonra ilk larına nöbetle su verilmek zarureti semereyi verdi. Libertasın sol açığı hasıl olan Bursaya (267) bin Hra • altıncı dakikada ilk sayıyı yaptı. lık yeni tesisatla yeni sular getirilBu sayı Güneş takımına hız vermisti. Fakat bu suların da ihtiyacı di; Güneş tstanbulspor muhteliti karsılamadığı anlaşılmıstır. Bursa hücum hattı sıkı bir hücuma geçti. Belçdiyesi geçen sene bu yeni suBambino hasım müdafilerini atla • ları tehre getiren sifketi, noksan tetarak on ikinci dakikada beraber • sisat yapmıs olmfjt iddias|le, mah'İik sayısim kaydetri. kemeve vermisse de bu sene sirketle Berabere vaziyete giren takım Belediye arasındaki bu ihtilâf ta ların oyunu gittikçe sertleşcneğe sulhan hallolunmuştur. başladı. Kuvvetli bir muhacim hatBelediye Kurultayının son top tına malik olan Güneş Istanbul • lantısında görüsülen ve kat arlas spor muhteliti vaziyete hâkim ol tırılan bu anlasma ve barısma sekli du. Fakat daha ziyade şahsî oy sudur: nadıklarından hücumları netice Belediye, sirkete borclu olduğu vermiyordu. İki tarafın da müte • (241) bin lira yerine (104) bin Hra madi gayreti bir netice vermeden verecek, şirket te üsttarafmdan vaz ilk devre bir bire beraberlikle bitti. geçecektir. Bittabi bütçesi dar olan İkinci devre Bursa Belediyesi bu borcu ödemek İkinci devre başladığı vakit Güiçin istikraz yapmaya karar vermi> neş takımında sağ açık mevkiine ve Belediye KuruHayı, reis Cemil Celâl Sefik getirildi. Viyanalılar birbiri üzerine hücumlar yapmağa öze (150) bin liralık istikraz için başladılar. Sağ açıkları tarafından salâhiyet vermistir. biri olurken •stanbul Mıntakası haksızlıgî nıâni oldu Spor teşkilâtimlzin himayeiînde bulunan spor sahalarlna paraslz olarak girmek için Türkıye ldman Ce miyetleri Ittifakı tarafından milli sporculaTİmlza verilen hakkln Taksim stadyomu idaresi ve Libertas maçlarl tertib heyeti tarafindan ta nlnmadığlnl ve bu hakka istınaden stada girmek istiyen güreşçi Büyük Mustafanln sahaya blrakllmadlğl nı evvelki gün büyük bir teessürle yaztnla, bu hususta alâkadarların nazarl dikkatini celbetmiştik. Dün memnuniyetle öğrendik ki, Istanbul Mintakasl bu neşnyatırrlzl ehemmiyetle nazarl dikkate almls, bütıin kulüblere ve stadyom idare sine birer tebliğ göndererek nuam namenin 182 nci maddesınin tat biki lâzlm geldıgini ve sampıyonla rln bütün maçlara paras'z olarak gırebıleceklerini bildirmıştir. Bu tebliğ üzerine dünkü maça bütün « a •m piyonlarlmlz, sadece hüvıyet vara kalarlnı göstererek serbestçe gırmislerdır. Istanbul Mintakaslna, çok yeTİnde olan bu kararlndan dolayl Bursanm su meselesi hallediliyor Tesekkür etîerîz yapılan bu hücumlar Farukun çok yerinde top kesişleri sayesinde bir netice vermiyordu. Viyana sol açığının güzel bir octalayışını yakalıyan merkez mü hacimîeri sıkı bir vuruşla otuz ü • çüncü dakikada ikinci golü yaptı. lar. Günes, bu sayıdan sonra mağ • lub vaziyetten kurtulmak içln bü yük bir gayret göstermeğe başla dı. Artık oyun Viyanalıların kalesi önünde cereyan ediyordu. Sağ açık Celâl Şefiğin sık sık yaptığı hücumlard&n kurtulamıyan Viyanalılar, 41 inci dakikada Ce lâlin kale içlerine kadar sokula rak attığı goMen kendilerini kur taramadılar. Bu suretle gene be raberlik hasıl oldu. Becaberllgi bozmağa çalışan iki tarafın gay reti oyunun son dakikasına kadar devam etti ve müsabaka bu suretle 22 beraberlikle bitti. Bu maçtan evvel Kuırtuluş Şişli takımlan arasında yapılan maç ta sıfır sıfıra beraberlikle bitmiştir. trenlere vannciya kadar herşey önü nüzde!... Esag llimler binast Bayraklar bülvarının nihayetinde esas ilimler binası karşımıza çıktu Büyükçe bir sahanlık ortasında manidar, güzel bir heykel var.. Bir a dam avağına dblaşan yılanla uğra•ryor. lnsanın cehaletle mücadelesi. Sergiyi kvanlar bu binayi büyük panayırın özü, ruhu addetmişletr ve en ufak teferrüatına kadar herse • yini büyük özenle meydana getirmişler. Düsünmüşler ki bugünkü sanayi bu esas bilgilerden doğmuştur ve bugünkü göz kama;tırıcı medeniyet ancak onlara dayanarak bu yük • sekliğe erisebilmiştir. Bütün sergiye hâkim olan mi roarî tarzı esas ilimler brnasmda en kuvvetli, en ifadeli bir şekil alnus. Bu tarz mazinin hiçbir üslu • buna benzemiyor. Yepyeni birşey. Dikkati istikbale çevkiyor. Gele • cek devirlerin mimarisini canlandırıyor. Binada pencere yok, fakat Serginin cenub tarafında büyük sa nayicilerin koca binalari toplanmiş. tçlerinde en muhtesemi Fordun paviyoTunus köyünde nu.. Binantn bir kismi otomobil mü Tunus köyü kubbeli tnimarisile, zesi. Burada Fordun (1893) te yap mesçid ve minarelerile ziyaretçi tığı tuhaf biçimli ilk otomobil, ve bulerin merakını uyandırıyor. Ame günkü şeklini alıncıya kadar geçirdiği rikahlar müezzinin beş vakit ezan istihaleleri gösteren çesid çesid arabaokuyuşunu hayretle dinliyorlar.. lar teshir edilmis.. tkinci kisim ise imaFesli Arablar, halı, ipekli kuma?, Seyahat ve nakliye binast lâthane... Burada da demir, bakir, çinko, lâstik gibi iptidaî maddelerden j mücevherat ve antika eşya satıyorSe>ahat ve nakliye binası biilıa«sa inşaat noktai nazarindan dikkate şa • muhtelif parçalarin nasıl yapildığını ve J lar.. Sarıklı falcılar fala bakıyor; sihirbazlar alev, kılıc yutuyor; çarbu parçalarin birleşmesinden otomobi yandir. Gayet genis yer kapliyan bu şaflı kadınlar ve ortada dolaşan lin nasıl vücude geldiğini görüyoruz. binannin üstiinü büyük yayvan bir kubdeveler şimalî Afrika dekorunu taPavi^onun önünü geniş bir bahçe be örtüyor. Kubbe sütunlar üzerine o • mamlıyorlar. süslüyor. (Fordun bahçeleri) ismile aturtulmamiştir. Binayı kuşatan 12 çe«Paris sokaklan» ismindeki manilan bu güzel yerde şoseîerin tekâmülik kuleden istifade edilerek tellerle halle (Montmartre) i canlandırı • lü izah ediliyor. En eski Çin ve Roma askıya alinmiçlir. Bu yeni inşa tarzı yor. Tekin olmıyan sokaklarında şoselerinden bugünün asfalt ve beton Amerikalı mimar ve mühendisler araFransız kızları sigara, çiçek satı yollarına varnciya kadar hertürlü tarzsında hararetli müuakaşa!ara sebeb oldan nümuneler inşa edilmis... Müna • yorlar. Kazinolara girenler Fransız muştur. Binanin içerisinde ve etrafin • şarabı içiyorlar, coşturan musikiye sib yerîerde de muhtelif nevilerin makdaki yerîerde eski, yeni bütün nakil ve uyarak dansediyorlar.. Mahallenin talari gösterilmi;.. Bu birbirine ekli seyahat vasitalarinin her çeşidini teş • en güzel yerindeki sahnede de akyollar üzerinde (Ford) en son model hir etmişler. Tatar arabasindan tutun şamları (Foli Berjec) vâri varyete luks arabalarmı gezdirtiyor... da tayyareye, saatte (180) kilometro numaraları gösteriliyor Biraz da eğlence gidn dizel motörile işliyen son sistem Yukarıda saydığım köyler ve bunFennî ve ciddî şeyleri gördükten lara benziyen diğerleri dünyanin sonra yorgun kafamizi dinlcndirmek muhtelif köşelerindeki hayat hak • için dünyanin muhtelif memleketlerini kında ziyaretçilere fikir veriyor, otemsil eden neşe ve eğlence dolu köy raların hususiyetlecini tebarüz et • leri dolaşmağa başladık.. ti yiyor... Hollanda köyünde ilk göze çarpan Sergiyi kuranlar evvelâ e?as olaşey dönen koca bir yeldeğirmeni.. Evrak şu üç noktayı izahı gaye edin lerin kiremitleri, pancurları, millî kı mişler: yafetlerile dolaşan köylü kadin ve er1 Mağaralarda yaşıyan çıp • keklerin elbiseleri, her tarafı süsliyen lak insan tabiatinin kuvvetlerini yapraklar, güneşin parlak ziyasi alUnyenerek yavaş yavaş bugünkü meda ortalığı gözalicı şen renklere boğudeniyeti nasıl kurdu?.. yor. Köyün içinden geçen kanalda ka2 Bugünkü medeniyetin aza ym içinde Hollandalılarin kirmizı kameti, vüs'ati.. buklu peynirlerini satişlari güzel bir 3 Fennin istikbal içîn vadet • manzara te*kil ediyor. tiği yeni keşifler, ilerlemeler... Ispanyol köyüne büyük bir kale Bu çok mühitn ana mevzulan gakapısından giriliyor. Kale, bürçleyet müessir ve muvaffakiyetli bir rile bir zamanlar dünyaya hâkim şekilde anlatan sergi herkesin canolan lspanya İmparatorluğunun esdan alkışladığı muhteşem bir şaheki haşmetini anlatıyor. Içerde teş ser olmuş... hir edilen tarihi şeyler Endülüs medeniyetinin inceliğini gösteriyor. Ferhad Rafid ERGÜN Fordun paviyonu Dükkânlarda yerli kıyafetlerile ls • panyollar çahsıyorlar. Geceleri müsamereye gelenler gitara, şarkı dinliyorlar, başına kırmızı gül takmış iri siyah gözlü kadınlann kıvrak danslarını seyrediyorlar... Bozdoğanda hfmaye edilen çocukîar Bozdoğan Çocukları Koruma Der • neği fakir ve kimsesiz çocuklara yar • dım etmektedir. Şündiye kadar otuz çocuğa elbise ve ayakkabı verildiği gibi bunlara hergün yemek te verCmekfcîdir. Yukariki resim giydirilen ço cuklardan bir kismini göstermektedir. Fııad Köprülü saylav oîuyor Ankara 14 (Telefonla) Münhal meb'usluklardan birine mütekaid General Sıtkının fırkaca namzed göste rileceği yazılmıştı. Henüz kat'î nfzarile bakılmaması icab etmekle beraber diğer münhale de Ünivrsite Edebiyat fakültesi reisî Fuad Köprülünün namzed gösterileceği töylenmektedir.