4 Nisan 1935 ! Cumhuriyet' Matbuatın emektarı Vartan Amerikada harb ihtimaline karşı yapılan hazırlıklar Mühîmmat imaline Iâzım maddeler stoku vücude getiriliyor, bir de kanun projesi hazırlandı Vaşington 3 (A.A.) Kongre asalanndan birinin baber verdigine göre, Amerika harb ümlâıtna Iâzım olan mühim miktarda manganez, kalay, tungsten ve daha baska madenler a • lacaktır. Bu maddeler, ttok halinde, bir harb ihtimaline karşı sakl?nacakbr. Bahriye bütçesine bu mubayaat için husnsî krediler verflmesbt« intizar edilmektedir. Vasington 3 (A.A.) Ayan, si lâh ticareti tahkik komisyonu, gele • cek hafta vereceği kanun lâyihasmm tahririni bitirmiftir. Bu projede ezcümle demlmektedir ki: «Amerika hukukuna lâbi her kim»e, Amerikanm dahO olacağı bir harbden biçbir Utifade etmiyecektir. Harb vukutmda, şirketleri idarc e • denler derhal cflâh altma ahnacak ve bulunduklan yerlerde kendflerine birer rötbe verüecektir. Bnnu reddettikleri takdirde, nraharib kıf alara sev • kedfleceklerdir.» Harb vukuunda, devlet, yuzde 6 kân geçmiyen tanayi varidatmın ya nsmı, fazla kâr edenin hepstni haczedecektir.» Büyiik »anayicüer, herkes gibi «lâh altma almacaklar ve b«rkes gibi ya tiperlere gidecekler ve yahud ulusal selâmet uğruna kendflerini feda edeceklerdir. Bugün ferdî varidat uzerine, 10 bin dolara kadar yüzde 4 olan vergi, harb vukuunda yüzde 6 olacakbr. 10,000 dolardan fazla varidat îçin vergi yüzde 94 olacaktır.» Reisicumhur ticaret bonalarmi kapamak, fiaüeri tesbit etmek, «anayii vesika usulüne raptetmek bakkma da maliktir. Komisyon, baflangıe sermaye ola • rak yanm milyar alan harb »?nayiine »ermaye verecektir. Spekulasyon yapanlara 100,000 dolara kadar yükselen para cezalan verüecektir.» Cenazesi Sarının adı.. Esmerin tadı undan birkaç yil evvel, dünya okurlari arasinda büyük rağ bet gören, ingilîzce bir kitab çıktı idi: «Gentlemen prefere blon des» yani: «Erkekler sarişın kadinlan tercih ederler..» Bu kitabı, o zaman tenkid eden nükteli bir muharrir, haldkati bale daha uygun olmak için: Evet! Demifti. Erkekler sarifin kadinları tercih ederler, atna.. Gene de esmerlerle evlenirler! Galiba eseri okuyup ta, bu son cümleden ve ayni muharririn «gene es • merlerle evlenirler» diye bir kitab daha yazdığindan haberi olmıyan kadmlar, derhal, birind nazariyeyi kat'î bir hüküm diye kabul ederek bir «an saç modasi çikardılar. Ve her moda gibi bu da nihayet ifrata vardirüdı. Tabia • tin haricinde, plâtin sari namile bir acayip renk uyduruldu. Bu kanarya sarui başlar, tahlbleri ne bir hasta manzarası veriyordu. tn«anin kalbinde sevgi değil, daha zi • yade bir merhamet biui uyandinyor • du. Bu tesir, azçok umumî olacak kî, son garb gazeteleri, plâtin sarmm, artık tarihe kan}hgmı haber veriyorlar. şimdiki moda, koyu kumral perçemler taçımakmiş. cSarmin adı, esmerin tadı var!» demiş olan atalanmızin bu prensipini muvafık bulanlara müjdeler olsun!. Doğrusunu isterseniz saç modasindaki bu mkılâbm zamani artık gelmiçtL Bir kaç yil içinde, kireç kaymağile ok«ijen, tabiatin yarattığı en güzel şey • Ierden biri olan kadm «açlarını harab etmişti. Nice güzel başlarin, bu miinasebetsiz, yakişiksiz moda yuzfinden nasıl cilk yara olup ta aylarca ifledi • ğini, cüd hekimlerinden tahkik edebi • lirsiniz. Kanarya sartsı saçlarm altmdaki mustarib başlari, demek oluyor ki artık görmîyeceğiz. Lâkin, bu, ninelerimîzin: «Sirma gibi!» ve yahud: «Lepiska» diye öv • dükleri tan saçlarm da büsbütun or tadan kalkacağina delil sayilamaz. Zha, san saç, obür renklerdeki saç lar gibi sadece yaratıhs meselesi de • ğildir. Zamanin tazyikına rağmen gönül taltanatmdan feragate ran olmıyan kdınlar da, ekseriya sari saçlı olurlar. Bilmem nerede okumuştum: «Kadm saçi, buğday başağı gibidir; olgunlas • tıkça sarartrL» Ercümend Ekrem TALU dün merasimle kaldıtıldı IHEM NALINA MIHINA Lutfen gazetenize yazınız! 5n «aman yazma? dan fîkâ • yet etmistim. Bugün de «lut • fen gazetenize yazimz» dan fikâyet edeceğim. Çünkü «sakm yaz macılar» olduğu gibi «lutfen gazete • nize yaziniz» cüar da vardır. Telefon çalar: Kizimin nişan merasunini ;ap • tdc Lutfen gazetenize yazınız. Oğlumun dün aksam düğünü oldu. Lutfen yaziveriniz. Aman birader, bizim kayinvali • de, sizlere ömür, bir iki satirl* yaziver. Pederden kalan kocaman ko nağı satiyorum. Yerine bir apartiman yaptıracağım. Şunu birkaç defa bedava tarafmdan ilân ediver de bir hayirlı müşteri bulalim. Nüfus tezkeremi, yahud maaf cüzdanimı kaybettim. tki satırcık bir fey yazar mısiniz? Bütün aüece «Sariçizmeli» yi «oy adı olarak aldık; lutfen gazeteye yazar misiniz? Artık işiniz yoksa cSariçizmeli» bay ve bayanları telefonda sira sıra kayde çabşin. Ertesi günü gene telefon çalar: Efendim, dün soy adimizi ya • zarken fflân ve falânın isimlerini yaa • bf yazmışsiniz. Lutfen yarin düzeltir misiniz? Macid değil Vacid, Naile değil, Nahide olacak... Gazetenizin zabıta haberlerinde Cefa isminde birmden bahsediliyor. Efdost beni sanirlar. O Cafanin bea ohnadığimı lutfen tavzih eder misi • niz? Bir kitab bastirdım. Bir tan* takdtm ediyorum. Yalniz tki satirla flân edip geçmeyin. Sizin «uhmunuzda mutlaka bir yazı isterim. Sabahlart lünrüntü arabaian bizim sokaktan geçiyor. Çok güriihü ediyorlar. Lutfen yazmiz da öteki so • kaktan geçsinler. Akfamlan, on biri kirk bes geç* vapunmun saati pek erken. Lutfen yaziniz da bu vapuru saat bir buçukta kaldtrsmlar. (Umumî hîzmetlerin kendi keyif • lerine göre tanzimmi istiyenlerin h*ddi hesabı yoktur). Bir müsamere tertib ettik, çok rica ederim. Birkaç defa yazmiz. Bizim müessese îçin ftlân gazete birsey yazmiş, suna bir cevab dösen • senize... Ben size lâzun gelen malutnatı vereyim. Siz yazip gonderiniz de koyalım, deyînctt alacağımiz cevab ekseriya sudur: Siz kendüiğinizden yazmiz, sonra o gazete bize düşman olur. Bir gün tammadığmız bir adam ya • niniza gelir, esrarengiz bir hali vardır. Kulağmiza iğilir: Mahrem birşey arzetmek îstiyo • rum, der; söyle bir suiistimal vardır; lutfen gazetenize yazmiz. Memlekete büyük hizmet etmiş olursunuz. Kanaat verici vesikalariniz ve deliDeriniz var mi? Namusum üzerine yemin ederim ki boyledir. Bir mektub alirsmiz. Ya hiç imza • sızdir, yahud da imzalıdir ama, im • zasmm mahfuz kalmasim ister. Sizi mahkemelik ve mahkum ettirecek birşeyi gazetenize dercini, «hamiyet ve vatanperverliğinizden bekleriz» der; fakat kendisi perde arkastoda kalma • ğı tercih eder. Sanki hamiyet ve va • IL&tfen sahtieyi çevırmiz] Esrarengiz bir top Vaşmgton 3 ( A A . ) Vaşington tersanesinde yeni bir top yapümak • tadır. Bn top hakkında hiçbir roalu mat yoktur ve harbiye bakanlıgi ya • pılışını pek gizb' tntmaktadır. Söylendiğine göre, top, beş pusluk kalibre dedir ve uzunluğu tahmtaen 15 ka • demdir. Topun menzili 20,000 met • rodur. Tersane. bu toplardan simdi, 250 tane yapmaktadır. 1933 senesinde 3000 isci kuüanan tersanede stmdi 8400 isçi vardtr ve bonlar deniz porgrammm tahakkuku için 1937 sene • nne kadar çalış'caklardır. Yukarı&a cenaze alayı ŞifU mezarltfrma gtrerten, afağıda arkadattmvt Ercümend Ekrem Talu, Vartantn mezartnda httabe söylüyor ArkadasımB Vartanm cenaze me • rasimi dün saat 11 de Feriköyündeki Ermeni kilisesinde bu temiz adamın lâyık olduğu büyük samimiyet içinde yapıldı. Vartanu ne derece sevildiği dün Ferikb'y kilisesini battanbasa doldnran Türk ve Ermeni münevverlerinin çpklugo üe bir defa daha anlaşıl • dı. Dinî merasiro patrik kaymakamı pbkopo* Aslanyanın başkanlıgı altın • da ild rabib ve dört papazın istirakilc mutantan surette yapıldı. Dinî mera(ânden sonra patrik kaymakamı piskopos Aslanyan teessüründen her daldka cofan bir sesle irticalen bir nutuk irad ederek hayatın faniliğini güzel bir lisanla izah ettikteb sonra şunlan soyledi: c Vartan fanî hayahn zevkleri • ni, flıtiraslarmı tatmin için çalışmadı. O mesleğinin ve vazifesinin kutsiyetine büyük bir imanla bağü çahsarak uh revî hayztım temin etti. Bunun en büyük delili de tabutunu kusatan müte • fekkirler zümresmin burada büyük bir kalabahk teşkil etmesidir. Bu adam bütün ömrünii Türk matbuatma hizmet etmekle geçirdi ve bu vazifesinde o derece muvaffak oldu ki Türkiyenin cTaymis» i olan «Cumhuriyet» in büyük Başyazıcı Yunus Nadi 3e Cum huriyet aflesînin ve bütün meslek • taşlarının tam itimad ve emniyetini kazandı. Ne yazık ki Vartanı yaşarken tanıyanlann miktarı öldükten sonra onu tanıyanlann miktarmdan nisbet kabul etmez derecede azdır. Bunun sebebi de bu filozof, vazifeşinas ve namuslu adamm tevazuu, kendisinden bahsettîrmeği sevmemesidir. Işte Vartanm asıl büyüklüğü de buradadır.» Pîskopos Aslînyan bundan sonra matbuatın faydalanndan ve matbuatta çalışanlann memlekette yaptıklan hizmetlerden bahsederek, günah, kusur ve kcbahatleri varsa affetmesini Ce nabı Haktan niyaz tti. Dinî merasimden sonra Vartanm tabutu alayla kilisenin dıy kapısına kadar götürüldü ve oradan otomobilo konarak Ştşlideld Ermeni mezarüğına naklSdOdL Şisli mezarlığı mudürlâğü kıytnetü arkadasTmtz için kabristanda, muhar • rir ve mütefekkirlere aynhnıs olan hususî mahalde bir mezar hazırlamifh. Mezar bajında son dualar okunduktan sonra Vartan, mezarlığa kadar pesinden gîden arkadaşlannm gözyaslan arasında ebedi istirahatgâhma indirHdi. Bundan sonra, Cumhuriyet tahrir heyettnden Ercümend Ekrem Talu, möessir bir hitabe irad ederek hulâsaten dedi ki: « Vartan, 4 0 seneye varan dü rüst meslek hayatile hepimize kendini sevdirmis, ve hepimize temiz gönlünde yer vermişti. En bunaldığımız anlarda, onun huzur ve neşe aksettiren sevimli siması bizlere injirah verirdi. Vartan, kanaat, feragat ve tevekkül nümunesi idi. Ne seğhğmda, ne hastahğmda, ne de öltimü anında, ağzın dan tek bir sikâyet kelimesi ifitilmedi. Biz kendisini daima aramızda görme • ğe ahfmıshk. Hastalanarak, içimizden aynldığı zaman bir eksiklik hissettik. Artk, gelse... diyorduk. Meğer bizim onun cenazesine gelmemiz mukaddermif! Hayatta, kendisini herkese sevdiren Vartanm, bugün kavuftuğu Allamna da kendisini sevdirecegmden cminhn.» Mekteblerdeki yoklamalar Kültür Bakanlığmîn bir tavzihi Ankara 3 (A.A.) Kültör Bakaalığından: 1 Yoklanaalar için bazt gazete • lerde yanlış bildirimlerin çıkttgı görulmüştSr. Bu yüzden birçok kimseier ve venier gerekMk yere müraeaatlcrde bulunmağa baslamıslardır. Tafimat namede tinıf geçme, bitirme ve «lol • gunluk yoklamalannın her şeklini bfldiren maddeler vardır. Ba yolda roalumat almak istiyenler balundaklan yerin maarif müdürlüklerine, lise, ortamekteb ve ikmal mekteMeri kiare lerîne müracaat edebüirler. 2 Eski taEmatnanMye gore mesuniyet yoklamalanna başlayıp ta eslri sekilde devam etmek istiyenlerin Bakanlığımna mSraeMit etmelerine lütum yoktor. Ba gibiler etld tnKmatnameye gore doğrudan dograya esld hntihan yerlerinde imrihanlara girecek • lerdir. 3 Gerek okul okullan gerek dıfardan bitinne imtihanlanna ginne • ğe baslamtş olup gene eski sekilde imtOiana devam etmek istryenler imtihmlarmı imtihaaa mekteblerde vereceklerdir. ikmal bnşUrlıkİMT jUluslar kurumunun 15 nisan içtimaı İskandinavya devletleri aralarında konuştular Kopenhag 3 (A.A.) Oç îskandinavya devleti Isvec, Norvec ve Danimarka dısarı isleri bakanlan 15 ni • sanda toplanacak olan Uluslar Kurumu konseymin fevkalâde Jçtimaı dolayısile ahn?cak müşterek siyasayı tes pit etmek iizere dün borada toplanmıp lardır. tçtima nihayetinde nesredflen bfa* tebliğde, silâhlanma yansmaı dinmesi temennisi izhar edilmektedir. Kömiir havzasının tetkiki Ankara 3 (Telefonla) Iktı • sad Vekileti Zonguldak bavzasında tetkikatta bulunmak üzere bir Alman mütehassısla mukavele yapmıştn*. Mütehassıs komSr damarlannı tetkik edecektir. Mütehassu 8 mayısta Istanbulda olacak, oradan Zongul • dağa gidecektir. "~" " N Kamutayda bütçe müzakereieri Ankara 2 Kamutayın perşem be günkü toplanhsında Evkaf büt • çesi müzakere edilecektir. Umumi bütçe müzakeresine bu aym 10 unda baslanacaklır. lcra Vekiileri heyetinin toplantısı Ankara 3 (A.A.) tcra Vekflleri Heyeti bugün Başbakan Ismet Inonü nön reisligmde topUmarak mohtelif işler izerinde görnsmelerde buhmmnş ve rçlere aid kararlar vermiştir. Teşekkürlerimiz Arkadaşınuz Vartanm cenaze merasunine bizzat başkanlık eden patrik kaymakamı piskopos Kevork Atlan yan, merasime istirak eden rahib Yexnik Babayan, rahib Zormayr Gözür • yan üe, Feriköy kilbesi papazlanna, muharrirler ve mütefekkirler kumın da Vartana hususî bir mezar hazırh yan mezarlık müdürüne ve mezarlık memurlanna alenen teşekkür ederiz. YAZ1 YARIŞI Dil Kılavuzundaki yeni keliraelerle en iyi cümle kurma yanşının ilk haftası 8 nisanda bitecek.. Mükâfatlar birinciye on beş, ikinciye on, üçüncüye beş lira ve 60 kişiye muhteîif hediyelerdir. Ankara Hukukçuları cemiyeti Ankara 3 (Telefonla) Ankara Hukukçular Cemiyetinin yıllık knraltayı c u m t günü Ankara Hal • kevinde toplanacaktır. Acele ediaiz ! Osmanlıcadan türkçeye karşılıklar kılavuzu: 9 i 1 Oz tiirkçe köklerden gelen sözlerin karşisına (T. Kö.) beldeğî (alâmeti) konmuştur. Bunlann her biri hakkinda slrasile uzmanlarlmlzln (mütehassls) yazılarlnl gazetelere vereceğiz. 2 Yeni konan karşlllklartn iyi aylrd edflmesi için, gere^ine göre, fransızcalart yazllmış ayrlca ornekler de konulmuştur. 3 Kökü türkçe olan kelimelerin bugünkü islenmis ve kullanllan şekilleri allnralşUr. Aslı ak olan hak, aslı ügiim olan hüküm, türkçe «çek> kökünden gelen şekil gibL Defetmek = Savmak, Itmek = (Fr.) Expulser, faire eloigner | Örnk: Belâyt «retftm (defettim) Cisimler birtbMerinî çekerler ve iterler (cezp ve def ederler) Attraction et repui. pion des corpt. Define = Gomii = (Fr.) Trisor Defnetmek = Goznmek Defter = Defter (T. Kö.) = (Fr.) CahUr. Dehan = Ağız Dehr (Bak: Cihan, âlem) =» Acun, dünya (T. Ko.) Dehşet = Yılgı = (Fr.) Terrettr ÖrneJfc: Sâika dugunte halk dehşet içinde kaKtı = Tüdtrım r İlüşünce halk yügı içinde kaldı. Dehşetü inhizam = Sıngıhk = (Fr.) Epouoante Örnek: Âsüer son hüamlannda, deh^etü tnhizama uğra luar Azıyanlar, son hüevmlarmda sınguığa uğradilar. ) Dehjetü inhizama uğramak = Smmak = (Fer.) v epoavanter. Dehsetü inhî^mf! u^rmtsaak *=» Smdırzoak » (Fr.) îpouvanter. 1 Delâlet etmek = GSstermek = (Fr.) Signîfier, indi qaer Örnek: Bu sözler onun kötü yüreklüiğlne delâlet eder = Bu sözler onun kötü yüreklüiğini gbsterir. Delâlet etmek = Yol göstermek, kılavuzlamak = (Fr.) Guider, monlrer le chemîn Örnek: Köylüler delâlet ettüer de yolu Gyle bulabHdim =s Köylüler yol gösterdüer de (küavuzluk ettüer de) yolu öyle oulabüdim. Delil (Bürhan anlamma) = Kanıt = (Fr.) Argutncnt Örnek: Delüsiz davaya kimse tnanmaz r= Kandsız düeve kimse inanmaz. Delil (Venha anlamma) = Belge = (Fr.) Docu ment Örnek: Tarihi delüler (vesikalar) Tarihsel belgeler. Delil (Beyyine anlamma) = Tanıt = (Fr.) Preuve Delil (Yol gösteren anlamma) = Kılavuz = (Fr.) Guide Dem = Kan Dem = Dem (zaman anlamma) (T. Kö.) Demevî = Kanlı, kansal Demgüzâr olmak = Vakit geçirmek Denaet = Alçakhk = (Fr.) Lâchete Denaetkârane = Alçakça = (Fr.) Lâchement Örnek: Denaetkârane bir hile ile onu öldürdü = Alçakça bir dekle onu öldürdü. Deni = Alçak = (Fr.) Lâche Örnek: Denil Alçak! Dendan = Dis Der = Kapi Örnek: Deri devlet = Devlet kapıst. ^er = de, içinde Deragus = Kucaklama Deragus etmek = Kucaklamak Derbeder = Dağmık, salpak Örnek: Derbeder bir adamdır = Dağınık {salpak) bir a datndvr. Derbend = Boğaz, dargeçUl Derc = Derç (T. Derd1 = dert (T. Kö.) Derdest = Yakalama = (Fr.) Arrestation, attraper Örnek: Polisler hırsızlan derdeste çahşmaktadnlar = Po lisler htrstzları yakalamaya çahsmaktadırlar. Derdest etmek = Yakalamak = (Fr.) Arreter Derece = Derece = (Fr.) Degre Dereke = Dereke Dergâh = Derge Derhal = Hemen Derk, idrak = An, anlama = (Fr.) Comprehenston Derkenar = Çıkma Örnek: Bu evrakı bir derkenar yazJ.dxk.tan sonra yerine gönderiniz = Bu kâğıdı bir çıkma yazudıktan sonra yerine göru deriniz. Decketmek, idrak etmek = Anlamak = (Fr.) Comprendre Örnek: Bu işin güçlüğünü idrak edemedi ; = Bu isin güçlü . ğünü anlvyamadı. Derman = Derman (T. Kö.> Dermeyan etmek = Ortaya koymak, öne siirmek Örnek: Bu fikri dermeyan eden t&zdiniz =z Bu düsünceyi ortaya koyan (öne süren) sizdiniz. Derpiş etmek = Gözönünde tutmak Örnek: Evvelâ bu isi derpiş etmeüdir = Önee bu isi gös. önünde tutmalıdtr. Ders = Decs (T.) = (Fr.) Leçon, cour* Deruhte etmek = Üstüne almak, yüklenmek = (Fr.) Se charger Örnek: Bir vazifeyi deruhte etmek = Bir ödevi üstune al mak. Derun = İÇ Örnek: Derıuıunda nufus tezkeresi bulunan bir çanta = İçinde doğum kâğıdı bulunan bir çanta, Deruni = lçkel Örnek: Derunî bir meserret ^ İçkel bir sevinç Derya = Deniz Desise = Dek, oyun, aldaç = (Fr.) Ruse, intrîgu*, fourberie Dessas = Dekçi, oyuncu, aldatıcı = (Fr.) Ruse, intriguant Dest El Destar = Sank Deste = Takım, demet Örnek: Bir takım oyun kâğıdı, bir demet Çİçek. Destgir = Yardımcı, elinden tutan Destres olmak = Ele geçirmek, elde etmek, erîşmek = (Fr.) Obtenir, acaverir Dest = Bozkır, çöl Deva = Em, ilâç (T. Kö.) = (Fr.) Remede Örnek: Bu Tıastalığın devasmı bulamadılar = : Bu hastalt . ğın ilâcını (emini) bulamadüar. Devam = Devam (T. Kö.) = (Fr.) Coniinuation freguentation Deveran = Dolaşa Örnek: Deveranı dem =s Kan dolasm Deveran etmek = Dolaşmak Örnek: Deveran eden haberlere göre = DoJaşan âvyvlara göre. Devlet = Devlet (T. Kö.) = (Fr.) Etat Devr = Devir (T. Kö.) Devran = Evren Örnek: Âlem gene ol alem, devran gene ol devran.. = Aatn gene o acun, evren gene o evren* Devre = Devre (T.) Devıriye = Gezek Örnek: Geceleri jandarmalar devripeye çıkıyorlar s s Gecs* leri jandarmalar çezeğe çiktyorlar. Deyn = Borç Dîcur = karanhk Didar = Yüz, çehre ( T . Kö.) Dide = Göz did'e = görmüş Dkleban = Bekçi, kolcu, nöbetçi, gözcü Digerbîn = ö z g e c i l = (Fr.) Altruiste Örnek: D'gerbîn olanlan herkes sever = Özgectt dlanlan herkes sever. Dikkat = Dikkat (T. Kö.) = (F^) Dil = Yürek, gönül Altentioa