21 Şubat 1 35 Cumhuriyet' Avrupa yolundan notlar Silâhları azaltma Sovyetlerin Cenevrede çalışan komisyonlarda ileri sürdükleri taleb'er ve yapılan münakaşalar Moskova 20 (A.A.) Cenevrede umumî komüyonda silâhlan bı rakma konferansının daimî bir sulh komieyonu halieıe getirilmesini istihdaf eden Sovyet projesinin mü zakeresi sırasmda söz alan Sovyet murahhası M. Steia demiştr ki: « Teklifimizi esbabı muci be#iai tekrar hatırlatmalc niyetinde değilim. Çünkü bu sebeblee, M. Litvinofun 4 hziran tarihiode söyletniş olduğu nurukta büyiik bir vuzuh ve sarahatle gösterilmiştir. YaJnız şu ciheti söylemek isterim ki, Sovyet murahhas beyetiai bu teklift ileri sürmeye sevkeden sebebler, değişmemiştir ve bu tekli fin yapıldığı tarihten bu ane ka * dar geçen müddet zarfında vukua gelen hidiseler, Sovyet heyetiain umumî komisyon huzurunda ileri siinnii şolduğu delilleria kuvvet ve ehemmiyetini daha ziyade aettır mıştır. Şu hale nazaran Sovyet heyeti, teklifinden vaz gecmek için hiçbir sebeb görmemekte ve o teklifini aynen ve tunamen muhafaza «tmektedir.» Müteakıben söz alaa Fransız ve Rumen murahhaslan Sovyet tek • lifinin ehemmiyetine işaret etmiş • ler v« ba teklifin ci sulhuaa büyük bir yardımı olacagıaı «öyleraişlerdir. Bu murahhaslar, şimdiki halde bazı malumatın ekeikliğine binaen meseleain c u ı n t aid mü * zakereaut bV müddet tebir edil • mesinîn arzuya şayan olacağım <U ilâve etmişlerdir, Türk murahhası şöyle demtştirc < Sovyet heyeti tarafından ileri sürülmü* olan teklifia âcileo raftzakere edilme«i temenniye şayaa ve faydalı olmasına rağnaen ku* metlerin bsr çoğu b«. teiciif hakkın* daki aujtaleelarıra sdyüeiaek i*te* memişlerdir.» Yeniden söz alan M. Stein, Sovyet teklifinin müz,ker»skuii bir müddet tehir edilmesine muhale fet etmiyeceğini biidirdikten soora şu sözleri ilâve etmiftir: « Sovyet teklifioia müzkeresi içi» hali hazırda kâfi rnalumt oimadığından bahsedüiyor. Koraisyonun birkaç gün, hatta birkaç hafta «oora ayni vaziyette bulunmıyacagı ne malum?» Bundan sonra Amerikan teklifinin müzakeresine geçilmistir. Abideîere bakarken.. Çocukların dinlenme hakkı omşu bir ailenin onbir yasmda bir kız çocuğu var. llkmektebe devam ediyor. Babasile samimî görüşür oldu ğum için, sık sık evlerine giderim. Münasebetimiz teklifsiz olduğundan, beni, her zaman oturduklan sobali odaya alırlar. Orada, bir \ü şede biz büyükler sohbet ederken. beri yanda, tavandan sarkoa elektrik £anu»unun altın^a, çocuk derslerine çalışır. Kuiağı bızim konuştuğumuz şeyleıuen birinı duymaz. O kadar dalmıştır ve o derece gayretle çaIısıyordur. Saat dokuz, on, on bir olur. Masanın üzerinden biran kalkmıyan minimini ba; hâlâ meşguîdür. Nihayet, gecçyansma doğru, ijini bitirir, kitablannı, defterlerini çantasına yerleştirir ve bize veda etmeğe gelir. O vekit dikkat ederim: Uyku içtiyakmdan ufalmif gözleri, yorgunluktan kıp> kırmızıdır. Halinde, büyük insanlara bile yakıçmıyan bir bezginlik, bir usanc, bu yorucu hayaUan bir iştikâ okunur. Bu çocuk, erte«i sabah yedide uyanacak, biraz uzacık olan mektebine vaktinde yetismek için, ya • nm saat sonra da yola çıkaeaktır. Onun katlandığı bu azabla yakmdan alakadar oldum ve kendisini söylettlm. Bana dedi ki: « En çok vazife veren riya» ziye hocamızdır. Hergün on bea, yinniden aşağt olmamak üzere. evde halledilecek meseleler verir. Bir taneaini yapmıyacak olduk muydu, alacağımız numara sıfırdır. Ben her gece, evde muhtelif derslerden, en aşağı on, on iki sahife yazı yazıj^rum. Elzberlediklerim de caba. Bu elverraiyorrnuş gibi, cuma günü ve tatil günlerinde de boç kalmamaklığımız için bize bir çok evde yapılacak vazi feler verilir. Son tatillerde riya • ziye hocamız, tam seksen dört ( I ) tane mesele verdi. Çocuğu dinledikçe, benim zihnirn durdu. Evvel zamanda, bizim hocala rımızın başhca gayeleri kafamızın içinde sağlam bir çerçeve hazırlamakb. İleride kendi kendimize elde edeceğımiz muhtelif bilgıleri biz kendimiz bu çerçevenin içcriaine yerleştirmekle mükelleftik. Bugün, çocuklann kafalan, bumbar gibi, tıkabasa dolduruluyor. Onlann daha mekteb sıralannda iken, herşeyi, hem de teferruatma vanncıya kadar bilmelerini istiyoruz. Bunun için de, mekteb saatleri yetmediği cihetle evde yemek saatine, yemekten sonra da geç vakitlere kadar kendilerini çalıştınyoruz. Buna, düpedüz zulüm derlcr. Ve bu zulmün önüne anneler, babalar da geçememekle mustarib dirler. Zira, çocuklannın büyiik kimselerin bile tahammül edemıyeceği bu yorgunluklarını gördükleri halde, onlan yatıramıyorlar; dinlendiremiyorlar. Ve bu bir damlacık yavru, akçam evine dönünce zevk ve sefasma bakan bir muallimin hiçbir olçüye uymıyan, hiçbir insafa sıs?mıyan emirlerini ifa edeceğim diye sıhhatini tehlikeye koyuyor. Çocukların dinlenmeğe haklan vardır. Onlar, erken yaüp, erken kalkmazlarsa, akşam eve dönünce, aile saadetinin tadmı tatmağa, bahçede rafes almağa, aile muhitinin içerisinde kendi varhkiarım duymağa vakit bulamazlarsa ya zık olur. Tatilin de ayrıea bir manaaı vardır. Tatil, çocuğun, haftalarca bir sımfın havasız dört duvan arasmda çalışmakla üzülen dimağına, kaybettiği kuvveti iade için ihdas olunmuştur. Muall'm, çocuktan bunu esirgeyemez, esirgemiyecektir. Çocuklanmızı fazla, pek fazla yormaktan içtinab edçlim. Zira onlara çahşma zevkini telkin edelim derken, büsbütün çahşmaktan soğutacak bir yoldur. tuttuğumuz yol.. Ercümend Ekrem TALU Halkevlerinîn yıldönümü Siperdekiler Marseyyezi söyliyerek cenkleşiyor; Cuma günü 23 Halkevî daha açılacak geridekiler taş Marseyyezi korumak için savaştadır, C. H. F. mermerin dirbi vatandan birşey değil vatan gib:... nelAnkara 20 (A.A.) edilmiş tir: GeKâtibliğinden tebliğ 1 Yurdd^ halkevleri açilmasinin üçüncü yildönLmü 22 şubat cuma günü kutlulanacaktir. Ayni günde baska baska yer'erde yeniden 23 halkevi açilmasina C. H. F. umumî idare heyeti karar vermiştir. Yeni açılacak bu ev Ierle birlikte bütün vilâyet merkezlerile bazı kaza ve nahiye merkezlerinde açümış olan ha'kevleri yekunu 103 e varlyor. Yeni yilda ulusal ve kültürel yil larda hiz alacak o'an bu halkevleri bütün Türkiye tehir ve kasabalarinda oturan balk yekununun yüzde 65 mi bolan iki milyon 750 bin nufusun çaiış v ma i liyac nı kavfihyacaktir. C. H. Fir't*"' t ifeç'n büyük kongresinden • beri K.ko ım başardığı halkevleri kup rumu »*' uzenndeki ileri gidişe yalniz a7i».a . \ besleyip yaşatma gücIükleri ae r .c narak devam edilecek tir. Açdan her halkevinin verim ve de ğe*i arttıkça evlerdeki köycülük »ubelerinin aydmlatip öğretici kolları koy • lere daha geni^Iik!e uzanacaktir. 2 Yeni açılacak olan halkevleri: n n yerleri sun'ardir: Akçakoca, Ala şe'oir, Ayvalık, Barbn, Bayburt, Beşikt?ş (îstanbul), Beyoğîu (Istanbul), Bvrdur, Dinar, Eremid, Gerede, Göy1 nük, Inegö , Kadıköy (îstanbul), Kandira, Merzifon, Mudurnu, Simav, Söke, Şehrem'ni (Îstanbul), Şişli (İstanbul), Tire, Usküdar (İstanbul). Pariste Etaval meydanı ve meşhur zafer tokı ~\ medi Frantez Be ŞSir yazıdır, en uzağı da bir renice'i oyniyacak, posta pulile eliMarie Bell de «Ask Ismall Habib SevHk oyuııu» nu. Din ne gelir; musiki notadır, her iste ^ y lenme salonunda difini pîyanonun disiade veya keHouda'nin Voltaîre'ini görünce dona. manm telinde seslendirebilirsin; fa kaldim. Bu, Voltaire'in heykeli deyü, kat abide ve heykel öyle değil, ot»kendisi. Görmek değü, t'nişmak. Ba!<lann ayagına gid'eceksin. Menne miyor, konuşuyorum. O, iğneli bir nükrin ?ürL Paritın asıl büyüsünü bun tesini «öylemek için dudaklarinı kimilda gördüm 1 datiyor gibi. cJanı yılan sokmuş, iYollar sanki gidip gelmek için îittmiz mi, fakat zavalh yılan, so degiU her biri bir san'at kabartısınt kar sokmaz ölüvermis!» Güldüm, göstermek îçin açıltmjfır. Mermer ve güldü!. tuncun uğnma her yol tavansız bir gaParisin abidesi bitmez ki heykeli leri ve her meydan kubbesiz bir serbitsin. Louvre'u hiç konuşmıyaca gi gibi. San'ati sokakta teneffüs eğm; onun sarayı Fransızındır, fa • diyorsun! kat îçi bütün dünyanın. Saray bes tste takı zaferm almnı çelenk • altı asırda bitmiş. Krallar hazne liyea Marseyyez Rude'ün yalnız ; Şanzelizeye değil, olmezlighı aon • lerini, mimarlar bi!gilerhı , nesîHer ter» •uzluguna bakan kabartması. Yaslı Ierini ekliye ekliye büyüdü. Asıl gövve Renc bir rntara asker üstünde ka deyi bırak, yalnız iki kolunda biz'm iki Dolmabahçeyi taşıyor. Kendi de, rtad açmıs Fransa «haydi çocuk lar . > diye haykıtıyor. Eski klâ dev, îçi de! «iğin durgua biçımi içinde gergin Bu saraylar sarayı; eski Yunanyeni fıtkırmaktadır. Duranm yürüdan Rönesansa, Romadan N:!e, bilyiisile mermerin seslenişL Rude, bimem nerden nereye kadar, yetı yürîciyi düsünerek eserîne «gidis» dezünün en ünlü san'at eserlerile, 'kdi, halk ikinciye bakıp ctastan Marlın» tıHım, böyle nasıl doldu? Na seyyez» dedi. Halkın sesi hakkın sepoliyon ehramlar önîinde askerine si, asıl ad unutulmustur! «kırk asır size bakıyor!» derken, Büyük sara^ta, gökten bomba inmeğe başlayınca bütün Paris bu Mar ordu gerismde bir sürü bilgin de, kazma kürrk, kırk asrın aJtını kaseyyezi esirgemek için ne yapaca ğını saşırdı. En büvük yapı yıkılsa daha iyui yapılır. Fakat bu mermerFransa, ba'tan başa aldıgı ttal de Fransa seslenivor. Tayyareyi 'ov yayı çoktan bıraktı; f?kat oradan mak için takm üsttine toplar ve mitgetirdiği Dövinçileri, Rafaîlieri bıralyözler kondu, bombayı sararsız rakmıyor. O büvülü srülüsü yüzünbırakmak için sayısız kura torba den dillere destan Jakondun; bir lan yığıldı. Siperdekiler Marseyyez gün sihirbaz değneğile kaldinlmıs söyliyerek eenkleşis'or; geridekiîer gibi, koskoca Louvrdan kaybolıve taş Marseyyezi korumak için sa rişi ki Parisi yerinden oynatmıs vastadır. Mermerin dirisi, yaimz vave bütün dunyaya en büyük merak tardan blr*ey degd, vatan Rİbiî olmustu; bunu asırıp iki bucuk yil Parisin öte tarafında Morice'in saklıyan genc îtalyana^ satamıya cumhuriyet abidesi, Daîou gibi bir cağı bövle bir tabloyu neye çalchğı dehaya karşı bunu kazandtran ne sorırlduğu zaman «çalmadım, biz dîr? Belki a.lanın güzelliği, belki den alınanı geri almaya çali'tım» kadmdaki ağır başlı durus, belki de demis. Sahi giden san'atte giden ülabideye garnitür olan çepçevre kake ?ibi acı birşey var! bartmalar. 1789 dan 1880 e kadar ihtilalin bir asırlık tablolarmı canEn tuhafı Louvrda bîzim rolümülandıran bu ince i^Iemeli kabart • ziin her mill^ten üstün oluşudur. raalar... Giinfşi döner görürüz; tren Kmk kollu Venüs, yalnız Louvrun de iken ağaçlan koşar, abideyi ben en baîta eseri değil, yeryazünün de dolandım ve sandım ki bir asırlık en ünlü hevkeli. tnsan kafası bunihtilâl önümden döne done ve ka dan daha ahenkli bir kadın düsü bararak geçti! nemezmis. 870 cenginde Paris düî«te Daîou, en büyük eiieleri ce • serken ilk düsnülen Venüsü saklikten smirlerile yenen adam. Mil lamak oldu. Fransızın kralı esir let meydanındaki «cumhuriyetin zadir, fakat Louvrun krpl'cesini kurferi», san'atin de bayramıdır. Se tardılar. Parise Rİren B''mark, heçenler ona birinciliği vermediler, famen Louvra gidip Venüsü sormuşkat zaman birlncüiğin de üstünü «Buçünlerde m'safire görünmüyor» verdi. Cumhuriyet meydanındaki demisler! Yenilenin ilk düsüncesi oraermerdir, buardaki tunç. Ikisi monu sak'amak, yenenin ilk iv OTIT» rördel halinde iken mermer tunca kamek. En zençin d"evlet hazınes» oibannı#tı; utaoan dün olsun, şimdi le onu satm alamaz. î«te bu Venüsü tune Paris topragmın en kabarık öbîz, Ikinci Mahmud zamanmda, ğünüjüdiîr! h&> ?ltı bin franga kapt'i dık, hem Cumhuriyet güzel şey, bir kolu de kırıh fcir mermer i<vn bu kadar havaya gei'mi* su gönül kapıcı kadmdan bellij eurfhurîyet giic!ülükpara vcilisine sasarak! tür, kadmın bindi^i «an çeken asLouvru konu^mıyacağım. Sayı lanlardan belli; cumhuriyet gürlük sız yüz yıllar içinde türlü türlü ülverir, arkada çicekler serpen perikelerin yetistîrdiği dehalar, ya <ıden belli. O, calıskanlıktır, teker • ralanmış devler gibi yanvana, ya leğinin birini işte demirci çekiyor; birbîrine bakan dağlar gibî karsı o do^ruluktur, öteki tekef leği «adakarsıyadır. Galeriler icinden asırlet» itiyor. Bunlann hepsine ne gülar birbirinî kovalıyor. Salonlara tazel diyoruz. San'atte hangi güxel rihin çesidlt ça?ları bir harman fibi saneısızdır; sen kan vereceksin ki yı^ılmıs. Bîr müzede defil, bîr Oko pembeleşsin. Da'ou bu abideye ayanustayım. San'at'n köpliklü şahcılar içinde yirmi yılını verdi. Veı.lam^îarı sağdan ve solda" dal w a dald"i ve öldü. öleni Tanrı yaratmıs ga beynime çarpmaktadır. Louvr tı, ölenîn yaratt'ğı ölmiyecek! konusulamaz. Tiyatroya gidiyorum. Daha girDünyayı dolduran Louvr dünya meden karşıma Alf< ed de Mu;set nmdır, Fransızı nerede bulavım? dikildi. Sevdalı bir durusu var. BaYaratan Fransızı ki şu heykelde ve ^ı rüyalara dalmıs gibi. Gözlerini su abidede katre katre görmüstüm; uzak bir yere dikmis. Nereye baktıonu tam o!a> ak. ne en son başka ğını bilîyot um. «Boyu yesil bir palmiye tazeliğinin kı^rakhğile bükülen lanna yenüen Naooliyonda, ne en son ba^ka'ar^a yenen Fcsta değ'I, ve saçlan, karanhk bir odaya vur • arad^S'm asil Fransızı, m«rapr ve« muş günes ısığındaki altın tozler gitur>c îizeHnde Tanrınm yapt.ğını jabi ince ince uçusan» sevgiliyi anyar. pcfak dünü, bugünü ve yarmı yeŞair, ssn yaşadığına bakma, sevi nen Rodinde buldum' lenler çoktan öldü! İsmail Habib SEVÜK Tiyatroya giriyorum. O gece ko Yazan: ırıamıııınınııııtnHimiıııiiUJinumıi! ı umvm Kurultay Başkanı Kâzım Ozalp Antalyadan Izmire döndü Izmir 20 (A.A.) Kurnltay Bas. kanı General Kâzım özalp yanmda buIunan saylaviarla bu aksamki Aydio «• AnU'yadan avdet etmiflerdir. Başkan Alsancak durağmda Vafi Gtneral Kâzim Dirik, müttabkcm mevIrî kumandanı veküi, be'ediye reia doktor Beheet Uz, C H. F. rilâyet idare heyeti baslmni B. Avni Doğan ve seh» rimizde bulunan saylavîar ile askerî ve mülkî erkân ve EmniyetroüdâriiFeyzi Akhor H« matbuat miımessilleri ve burumlar iiyelerOe kalabalık bir halk ta. rafjndan karşdanmit ve alkişlanmiştir. Karşilama merasimi, bir bando na • zikafleesker polk ve bdediye inzibat tnUfrezeleri tarafindan yapilmictir. Heyeti Vekile bütçeyi hazırbyor Bütçe 1 martta Meclise verîlecektîr Ankara 20 (Telefonla) Heyeti Vekile bogSn saat 5 tetopla• narak geç vakte kad?r müzakeratta bulunmuftur. Tabmin olrnduğuna göre Heveti VekOe 935 biitçesi B • zerinde nsüzakerelerine başlamtstır. tçtimada 8 aylık varidat ve bu va.ridata göre 35 bâtçesi varidah n w hammcneci hakkroda Maliye Ba kenı tarafmdan îzahat vcrüdiği zannedfliyor. Mütealab gfinlerd* top • lantıya devaro oiunacak, muham * men varidat bakkmdaki mazaker* bitince B'kanlardan masraf böteeIeri hakkmda izahat almcaktır. Va| .ridata göre Bakanlıklara verflecek tahsisat yekânlan da tetkik oluna • cakhr. 935 bütçesî t'mamen mutevazin bir halde ve 1 martta Millet Meclisine verumiş olacaktır. i^M4^M^A.^^W«| 37 santim boyundfa insanlar varmış! E?'çf devirlere a;d müstehaseler bulundu Bombay 20 (A.A.) Baroda devl* ti içinde Mehsana mmtakasindaki Vadnagarda insan mlistehaseîeri bulunmuştur. Bunlar arasinda 15 parmaklık cüce insnn ve 18 parmaklık cüce inek vardır. Bombay 20 (A.A.) 37 santimetre boyunda cüce'ere aid miistehaseler bulunmasmin insan ırkı hakkindaki nazariye'eri altüst edeceği zanne<ülmek • tedir. Mütehassislara göre, Abongo, Akke ve merkezî Afrikanin dört veya beş kadem boyundaki cücelerinden daha ufak bir cüce ırkı hakkiMİa yeni bir tetkik sahası arılmiştir. Ba 37 santi • metre boyundaki cücelerin bulımnsu Homerin 13,5 inç boyundaki cücele • lere yaptığı telmibi hatirlatmaktadır ki, bu da, aşağı yukarı 37 santime tekabiil eder. Kurultay Başkanının beyanatı Isparta 20 (A.A.) Büyük Ulus Kurultayi başkanı General Kâzim öza'p Antalya hakkinda Anadoln ajansi muhabirine şu beyanatta buhmmustur: « Antalyayi tlk olarak gördüm. Akdeaiz kiyuinda çok sirin, çok sevimli bir seHrimizdir. Çevresindeki geniş bahçeleri bol su'arüe Antalya Akdeniz kiyisinda her yil daha büyuyecek ve daha mamurîaşacaktır. Gerek sehirci • lik ve gerek ekonomi a'aninda görii'en mevziî bazı güclükler «üphesiz zamanla ve içindekilerm yakin alâkasile giderleeektir. Cennb Anadoluscndaki ve • rlmfi ova'arm mahsulü Akdenize An • talyadan yükletilmektedir. Şehirde ha'kla da görüştüm. KazandariR^an memnondnr'ar. Antalyada re»h!i ziraate büyük Bzen verflmis, pirinc ziraati» n'n, portakal behı*e!erİR?n her yil art • tığım Sfrendim. loek b3cekçilik mlj esseselermi gödüm. Antalyada önüraüzdeki yı'larda daha çok ipek almacoğı bekienmektedir. Antalvada sicak ik':m mahsuüeri jetiştirilme^e çalişdiyor. Ba îfîe uğraşan Ziraat Ve'ıâleti eenebi mütehassislarta Tan çok umt'd verict na • hat aldim. Basa ik'imin kahve vetis • tirraiye müsaid olduçıraa söyledî'er. M « yetişb'ri'.mege de asrJca çalişüı yor.» Bulgaristanda Mahbus komîteciler sahver'Idiler Sofya 20 (A.A.) 195934 t« rihlndeki hükâmet darbesini müteakıb tevkif olunrn' M*kedoayalıtard?n 44 ö salıverilınistir. 100 kadan henüz mahpvtur. Demiryollarımız IBaı taraft btnnct sahifedel Sıvas Çetrnka>a hattmda 112 kilometroluk kısım. Malatva iltisak hattmda 60 kilometroluk kısım. Bu suretle 935 yılında îkisi bitmek ve tamamlanmak, altısı üzerinde de mühim ilerleyişler yapdmak ü» zere (586) kilometro uzunluğunda demiryolu yapılmış olacaktır. Demiryollar in^a isi devresinin ilfc onuncu yılında 2000 kilometro ka dar hat işletmiye açümış ve bu hesaba göre yılda vasatî olarak 200 kilometro yol yapılmıştır. Aynca yeni yapılan ve Malatyaya bir kol vermek suretile Erzuru ma doğru hızla ilerlemekte olaa hatlanmızın ihtiyacını karşılamak üzere Sıvasta büvük bir makine ve vagon atelyesi yapüacaktır. Bu atelye ile de Nafıa Bakanlığı, öem'ryol siyasamız için en ge'ekli olan malzemevi icerde yapmak gibi binleece yuradasa iş ve ekmek temin edecek büyük, ulusal bir davayı sona erdirmis olacaktr. I hazırlıklar Ankara 20 (Telefonla) Mecli • sin açılması yakmlashğı cibetle An • kara kalab'hk olraai» başlamiftar. Yani saylavîar peyderpey Ankaraya gelmege basladıkİTtndan nk stk yeni «malara tesadSf edümektedir. Bütün devlet adzmlan ve Kurultay asalan marttan itibaren fcazirana kadar An k'rada bulunacaklan ve bu zaman içinde fırka kongresl de toplanaeagı için ükbahar ve yaı mevsimleri Aa • karanın en faal devresi olae"ktır. Mediste r00 meb'us alacak kadar sıra ve gardrobl'r yapılmıştur. Şuşniğin seyahati Parise varıjTor Paris 14 (A A.) Avusturya Basvekili Susnigin persembe günü Pariste beklenmesi raünasebetile Jurnal diycr kit «Fran&ızlar, mazîum Başvekilin ağır mirasını, a'.tında ez'îmeden tasımakta olan adamı, ona lâyık bir tarzda karşılıyaeakl&rdır.» Biiâkis, Popüler ve Ümanite gazeteleri, sosyalistlerle komünistleri faşizmîn mümessili bulunan Avusturya Basvekilrain Pariste huzurunu, her rürlü vasıtalarla protesto etnaeğe davet ediyorlar. Feyezan mubalâga edilmiş Adana 2 0 «Hotusî Muhabirimia * den» Seyhan nehrinin ancak îki metro yükselmesi ovadaki zayıf sed • lçri yararak bir kısım tarlalan su al • tmda bırakmışh. Bu hâdise bazı Adana ve Mersin gazeteîerinde Seyhanın Ceyhanla birleştiği ve ovada büyük zararlar açhğı şeklmde mubalâgalaa dnilmıstır. Sular çekilmeğe baflamif tnr. Büyük zarrr yoktur. Nad Ispanyada gripien bir hafta^a i 00 kisi öldü Saragosse 20 (A.A.) <La Voz» gazetesinin yazdığma göre, Sara gossede gecen hafta griptea 100 kişi ölmüştür. İtaiyanın nüfusu Roma 20 (A.A.) Son istatistiklere göre, 31 kânunusani 1935 te Italyada sakin oüfus miktarı 42,128,000 dir. Staviski rezaielinin ilk kararl Paris 23 (A.A.) Staviski kini tah. kike memur konrıyon, Staviski ve Prens tahkikatinda esld müddehnmı • mî Presarla eski basbakan Şotanm is . thnaina lüzum ka'mad:ğinı bildiren ve ba suretle bunlara atfedilen iınadlaria esassiz olduğunu teyid eden bir karar kabul etmiştir. Bayram tebriki yerine MEVLÎD Sabur Saminin geçen yil ayni güiîde vefat eden kızı merhum Emel Saburun ruhu için 22 subat cuma günü ogle na rr»azir«dan sanra Ka^ıköy Çar1 STSI c?miinc '» mevIİ!? okuna • teş Ankara 20 (Telefonla) Çocuk Esirgeme kurumu başkanı bayram tebriklerînde yapılan masrafm E • shgeme kurumuna verildiği takdirde bunu ve enlerin isimleri gazeteler Trenton 20 (AA.) Haoptman, de yazılarak tebrik zahmet ve masNevjersey devletinin en yüksek mahrafmd'an uzak kalmalan hakkmdakeraesi olan istinf ma'ıkemesine nsöki teçebbüsünü bayram yaklajtığı t racaatle idam kararını Utmaf etmif • tir. çîn artırmıstır. Kauptman idam kararını istinaf etti Yenî konten)an Ankara 20 (Te!efon'a) Yeni 6 &>kk kontenjao Ustesi ve kararnamesi dün Resmî Gazete ile intisar etmis • tir.