11 Şubat 1935 ASKERÎ BAH1SLER "amhariyet '• TARİHTEN K1RINTILAR: Japon ordusu Japonyanın hazarî ordusu 330,000 kişidir. Seferde 3,000,000 kişiyi bulacak bu ordunun 15,000 makinelitüfeği, 3,500 topu, 300 tanla vardır ı Vezir, borc ödüyor! Derviş Mehmed Paşa, Avcı Mehmedin en ünlü vezülerinden, sad • razamlarmdandı. Gene o, yaşadığı devrin hemen hemen biricik na muslu adamı sayılırdı. Çünkü rüş vet almazdı, musadere usulile ocaklar yıkıp hazineler düzmezdi. Bununla beraber zamanınm en zengin veziri idi. Acaba hasis miydi, avcunu sıki tutup kazancından artırarak mı milyonlar sahibi olmustu? Hayır. Derviş Mehmed Paşa, harvurup har man savuran, el malile gene ele ikram yapan her hangi bir vezir gibi cömerddi. Evini her gelene açık tutardı, sofralarından konuk eksik olmazdı. Selâmhğında b!ı kaç yüz u4ak, köle, hareminde de bir o kadar halayık ve hizmetçi bulunurdu. Çalımı yerinde, gösterişi yerinde bir vezirdi. O halde nasıl olup ta milyonlar biriktirmişti? Defineler mi bul muftu, muharebelerden ganimet malı mı getirmişti? Hayır, gene hayır. Onu sayılı bir zengin yapan «alısverişciliğh idi, ticaretle uğraş masıydı. Evet, bıyıkları ta omuz başları na düsen bu ünlü vezir, yaman bir ticaret adamıydı. Her gittiği vilâ yette etrafı şöyle bir yoklar, hangi maluı veya mahsulün o ada para e> deceğini şaMrçıaz bir isabetle anlar ve hemen o malı, o mahsulü bol bol getirterek alışverişe başlardı. Bağdad valiliğinde, trandan halı, Hindistandan inci, Halebden ku maş getirtecek piyasaya hâkim ol muştu. O zamanlar her tarafta «kırk harami» ler, çesid çeşid eşkiya çeteleri dolaşırdı. Tüccar kervanlan sık sık soyulurdu. Derviş Mehmed Paşa, bir kere böyle bir teh like ile karsılaşmıyordu. Çünkü her kervanına bir tabur muhafız le vend koyuyordu. Sonra Bağdad gibi büyük «ehirlere gelen mallardan bin bir türlü bac alımrdı. Derviş Meh med Paşanuı mallan bu dayanıl maz, ödene ödene tükenmez ver • gilerden de müstcsna tutuluyordu. tşte bu iki kuvvetli sebeble hiçbir tacir, onunla rekabet edemiyordu. Kendisinin karıştığı ticarî işlerde karşısma kimse çıkamıyordu. Derviş Mehmed Paşa, bütün Anadoluyu, Rumeliyi, Muırı, Yemeni, Hicazı dolaştı. Her yerde rüşveti kaldırdı, namuslu bir vali olarak çalıştı. Fakat gene her yerde usta bir tacir rolü oynadı. Hazineler dolusu para kazandı. Hem temiz, hem iş bilir bk adam şöhreti ta;ıdığı için nihayet sadrazamlığa çağırıldu O da pılıyı pırtıyı toplayıp İstan bula geldi. Artık ticaretten çekilmek niyetinde idi. Çünkü valilikle pek kolay uygunlaştırdığı aİLşveriş işini sad • razamlıkla uyuşturamıyordu. Ayni zamanda paraya ihtiyacı da yoktu. Milyonlar düzmüstü. Elindeki pa rayı su gibi akıtsa gene ömrü ol • dukça bitiremiyecekti. Halbuki sadrazamhktan da yılda birkaç bin kese geliri vardı. Derviş Mehmed Paşa işte bun dan ötürü ticaret yolundan döndü. Eaki alışveriş defterlerini sandık lara kapadı, devlet işlerile uğcaşmaya koyuldu. Onun îstanbulda evi yoktu. Kendislnden evvelki sadra zamlar gibi hünkâruı vereceği ko naklarda otucrnayı da istemiyordu. Çünkü bu konaklar, onun bunun elinden alınıp veriliyordu ve bir kızgınlık gününde gene geui alınıyordu. Tüccar gibi düsünen sadrazam, «helâl mal» ından bir saray yaptıc mak ve onu vakfetmek suretile padişahlarm pençesinden kurtarıp çocuklarına, torunlarına m> as bırak! mak istedi. Mimarbaşıyı çağırdı, uzun uzun konuştu, plânları çizdirdi, hesablar yürüttü ve nihayet işe başlamak kaı. arını verdi. O devirlerde her vezirin bir sarrafı vardı, bu sarraflar hep Yahudi idi. Saray bile, bir gün gelip te Ermeni sacrafların yüze çıkmasına kadaır bu bezirgânlara sakaluıı ver • mi.ti, kıllarım yoldurup gitmişti. Derviş Mehmed Paşa da bir Yahudi sarrafla iş görüyordu. Yapılacak saraym masraf defterini tutmayı, alınacak şeyleri almayı, amele ile ustalara gündeliklerini vermeyi ona havale etti. Trabzon transit yolu için İranlılar üç şartın teminînî istiyorlar Trabzon tran transit ticarcti hakkında Trabzonun tran konso losu Kâzimi Han şu beyanatta bulunmuştur: c Trabzon tran şosesi tranın ithalât ve ihracat ticareti için en kısa yoldur. Yalnrz bu yoldan is • tifade edilebilmek için üç nokta nın nazarı dikkate alınması lâzımdır. Birincisi, Trabzon Tebriz yolu senenin on iki ayında da açık bulunmalıdır. Kışm kar dolayısile bu yol dört, beş ay kapalı kalır. Bunun önüne geçmek ister. Ikincisi transit eşyanın muntazam ve süratle naklini temin edecek bir şir • ket tesekkül etmelidir. Üçüncüsü de iskele ücreti ve gümrük masraflan işi üzerinde bazı tadilât yap • mak lâzımdır. > Bursada imar faaliyeti Çocuk bahçeleri yapılacak, daimî Yerli mallar sergisi açılacak, Uludağın muhtelif yerlerinde yeni oteller inşa edilecek Bursa (Hususî muhabirimiz • den) Bu sene Bursanın imarı bakımından Vilâyet ve Belediye yeni ve esash bir çalışma programı hazırlamıştır. Ilkbaharda tatbikı na başlanacak olan bu programda Bursa için çok lüzumlu ve faydalı işler vardır. Valimiz Fazlı Güleç ten ve Belediye başkanı Cemil özden, yapılacak işlere dair öğren diklerimi bildiriyorum. 72,000 nüfuslu bir şehrin aşağı yukarı 1520 bini çocuk olduğu halde bugüne kadar Bursada bir çocuk bahçesi yapıknaması Cumhu riyet devrinin çocuğa verdiği de ğer ve ehemmiyete uygun bir hal olmadığı anlasılmış ve biri önü müzdeki 23 nisana kadar yetişti rilmek üzere Deveciler mezarlığıoda, diğerleri de bilâhare yapılmak ve biri Tophanede ötekisi Sedba • şında olmak üzere üç çocuk bah • çesinin yapılması kararlaşmıştır. Belediyemiz, Çekirgeye doğru genişletilmekte olan Altıparmak caddesinin kalan kısmını da genişletecek ve bunun için istimlâke devam edecektir. Vilâyetin müracaati üzerine Evkaf Umum müdürlüğü de şehrimize bir mimarını gocıdererek ayni zamanda tarihî ve mimarî bir kıymeti bulunan ve bugün için kapalı olan Yıldınmbeyazıd bedesteni nin imarına ve bu muazzam eserio daimî bir yarli mallar meşheri haline konulmasına başlanacaktır. Bu suretle Bursaya gelenler hem eski bir eseri görebilecekler hem de Bursanın bütün yerli metalarını bir arada görüp alabileceklerdir. Evkaf idaresi tarafmdan gene şehrimizde turistler îçin bir (Tu • ring palas) yapılacaktır. Keşif evrakı hazırlanmakta olan bu Turing palasın her türlü konforu hatta garajı da bulunacaktır. Ayrıca Ziraat Bankası şehrimizde yeni açılmış olan cadde üzerinde büyük bir banka binası yap • tırmağa başlıyacaktır. Vilâyetçe ilkbaharda yaptınla • cak yollardan en mühimmi: Çe kirge Yiğitali arasında açılacak yeni bir yoldur. Bu yol, mesirelerimizi birbirine bağlıyacaktır ki, şimdiye kadar Çekirgeye gelip te Uludağa çıkmak istiyenler şehrin en köhne ve berbad bir yerinden geçmek mecburiyetinde idiler. A • çılacak olan bu yeni yol Çekirge den doğruca Uludağa çıkılmasını temin edecektir. Vilâyetin programmda Dolu • baba denilen Uludağın 1000 ra • kımlı en güzel çamlıklarında ikinci bir otel vardır. Bu otelin yapıl • ması için Umumî Meclisten tahsi sat istenmiştir. Otel 20 odalı ve 4050 yataklı olacak, kaloriferi de bulunacaktır. Dolubaba oteli etra fında yeni bir köy kurulması da dü Japon askerleri Şanghay muharebelerinde çarptfirken Sovyet Rusyadan sonra, onun en yakın istikbalde çarpışacağı Ja pon ordusunu tetkik edeceğiz. Ja • pon ordusu için, Milletler Cemiye tinin Askerî Yılhğında fazla maîumat yoktur. Dünyanın en kudretli askerî devletlerinden biri olan Japonyanın kara, deniz ve hava or • dulan için Yıllıkta verilen tafsilât yalnız 14 sahifeyi doldurmaktadır. Halbuki meselâ ttalyan ordusu için 70 sahife dolusu malumat veril • mişti. Japcnya, silâhlı kuvvetlcr bakımından İtalyadan aşağı değil; belki daha yüksektir bile... Bu sebeble Sovyetler hakkında yaptığımız gibi Japonya için de diğer membalara müracaat edeceğiz. Bu suretle yalnız kuru rakamIara ve teskilâta aid malumat vermekle kalmıyarak daha derkılere girmeğe çalışacağız. sahra topçusu; 3 alaydan ve 8 müstakil gruptan tnürekkeb ağır sahil topçusu; beheri iki veya üç grup • lu 4 alay dağ topçusu; 1 alay tayyarelere karşı müdafaa topçusu; 1 grup süvari topçusu. Topçu: 90 batarya sahra; 44 ağır sahra; 34 ağır sahil; 22 dağ, 2 süvari bataryası yani cem'an 192 bataryadır. lstîhkâm: 17 istihkâm taburu; 2 şimendifer alayı; 2 telgraf alayı; 15 nakliye kıt'ası vardır. Havacılık: 8 alaydır. Roma müzakereleri IBaf tarajt tnrmcı sahlfedel Barsa Valisi Fazlı Güleç şünülmektedir. 1400 rakımlı Ki razlıyaylâda da bir karakol bina sile kazino yaptırılacaktır. Bu kazino yazın halka kışm da dağ sporcularına açık bulunacaktır. Kazi nonun tertibatı hem yazlık hem kışlık olacak, dağcılara kışın sığı nak vazifesini gcrecektir. Geçen sene hükumetin ve belediyeIerin yardımile Uludağ oteli civa nnda yapılmağa başlanan ve kış geldiğinden yarıda kalan 100 ya takh Kayakcılar evi de ilkbahar da bitirilecektir. Şehri şarka doğru uzatnaktan ve bu suretle rutubetli hava îçkıde sımsıkı kapalı bırakmadansa gar be ve Çekirgeye doğru uzatmayı düsünen mütehassıslann sözü ye rine getirilmektedh*. Gerek Vilâ yet gerekse Belediye Çekirge isti kametine çok kıymet vermektedir. Halkın Çekirge istikametine doğru köşkler yaptırmağa başlaması da verilen bu kıymetin çok yerinde olduğunu gösteriyor. Muta Ataş Havacılık 1933 teki tayyare miktan Askrrî Yıllığa nazaran 1,140 tanedir. Bu yekuna mekteb ve talim tayyareleri dahil değildir. 1933 te orduya fazla olarak 300 tayyare daha verilmesi takarrür etmiştir. (Bu malumat Askerî Yılhktan alınmış olup Japon tayyareciliği hakkında diğer kaynaklardan alınarak ileride daha tafsilât verilecektir. En yeni bir Alman eserine göre Japonyanın 3,000 tayyaresi vardır.) ye Nazın Kâzimi Hanla, her iki memleket arasındaki münasebet lerin dostane mahiyeti hakkında mutabık kaldığını söylemiştir. Mumaileyh ezcümle demiştir ki: < Irak noktai nazarı Erzu rum muahedesile onu müteakıb o lan muahedelere istinad etmekte olup, tran 2,000 kilometro uzun • luğunda bir sahile malik bulunduğu halde, Irakm denize yegâne mahreci Şattülarabdn*. Irak, tranın Şattülarab üzerin de seyrüsefer serbestisine hiçbir suretle mâni olmıyacaksa da, denize olan yegâne mahreci üzerinde • ki, andlaşmalarla müeyyed, hü • kümranî haklarından da asla vaz • geçetnez.» Umumi malumat Asıl Japon adalan 382,000 murabba kilometro büyüklüğündedir. Nüfusu 1933 te 67,239,000 kişi i • di. Kilometro muırabbaı başına 176 kişi düşmektedir. 1931 de demir • yo'Iarı 20,200 kilometro idi. Asıl Japon adalan haricinde Sahalin, Formoz aOalariIe Koca da Japonyanın elindedir. Onlarla be raber Japonyanın 674,600 kilo • •netro murabbaı arazisi, 93,524,000 nüfuzu vardır. O vakit kilometro başına 138,6 kisi düşer. Demiryolları • na da Sahalin için 297, Kora için 3,565 ve Formoz adası için 3,087 kilometro ilâve etmek lâzımdır. Japonyanın nüfusu gayriresmî surette ele geçirdiği Mançuri gibi müstemlekelerle 120 milyona baliğ olmuştur. 20 metro yükseklikten düşen ameleler Roma 10 (A.A.) Posta Nezareti binasının inşaatında çalışan beş amele 20 metro yükseklikten, yere düşmüşlerdlr. Uçü ağır, ikisi de hafif surette yaralanmışlardır. Zabıta kuvvetleri Japon zabıta kuvvetleri, biri Japon adalan öteki Japon idaresin deki denizaşın memleketler için olmak üzere iki kısımdır: Japon adalarındaki davlet poli si: 300 müfettis, 1,700 komiser, 3,200 komiser muavini, 60,800 polis olmak üzere 1932 senesinde 66,000 kişi idi. Polisler kılıçla müsellâhtırlar; tabanca da kullanır lar. Askerî jandartna: 1932 senesin • de takriben 7,000 kişi idi. Bunlar da kılıc ve tabanca ile müsellâh • tırlar. Denizaşın memleketlerde, yani Kora, Formoz ve sair müstemlekelerde tabanca, kılıc, filinta ve makinelitüfekle mücehhez polis ve jandarma kuvvetleri 31,500 kişi • dir. Müesseseleri tarafından çıkarılan çocuk kitabları Cumhuriy et Almanyaya portakal ihracatı Türkofis tarafmdan Almanyaya portakal ihracaümizı kolaylasbrma yolları üzerinde araştirmalar yapümaktadir. Bazı Alman tüccarlari, ofise müraraat ederek Dörtyoldan Almanyaya mühim miktarda portakal ihracatı yapmak istediklerini bildirmişler ve yar • dim dOemişlerdir. Bu tesebbüs üzeri ne ofis tarafmdan hazırlanmif amba lajlarla ve trenle Almanyaya gönderi len nümunelik portakallardadn iyi neticı almmiştir. Bu tecriibenin fena tarafı tren navlununun fazlalığı olmuştur. Bu nokta üzerinde çalişilmakla beraber portakallanmizin Almanyaya deniz yolundan sevki düşüncesi üzerinde de tecrubeler yapüacaktir. Küçük hikâyeler 75 kuruş Kara ordusu tmparator Başkumandandır. Kenkisine ordu Büyük Erkânıharbiye reisi, deniz Büyük Erkânıharbiye reisi yardım ederler. tmparatorun emri altında iki iştişarî sura var • dır: 1 Mareşallar ve Amirallar Surası: Askerî ve bahrî meseleler hakkında en büyük istişare heyetidir. 2 Yüksek Harb Şurası: Harbe müteallik mühim meseleler için iştişarî heyet olan bu sura Mare • şallardan, Harbive ve Bahriye Nazırlarından, ordu ve deniz Büyük Erkânıharbiye reislerinden ve tm • parator tarafmdan tayin edilecı Generallerle Amirallardan mürekkebdir. Harbiye Nezareti, Ordu Büyük Eckânıharbiyesi, Talim ve Terbiye Uımımî müfettisi hep doğrudan doğruya Imparatora bağlıdırlar. Havacılık dairesi Harbiye Nezaretine merbuttur. Talim ve Terbiye Umumî müfettisi, havacıhktan başka ordunun ve askerî mekteblerin en yüksek talim ve terbiye maka mıdır. Ayrıca her sınıf için müfettişlikler vardır. Ordu teşkilâtt: Japonyanın silâhlı kuvvetleri kara ve deniz ordularından mürek keb olup doğrudan doğruya tm paratora bağlıdır. Japon hava kuvvetleri ayn bir teskilâta tâbi değildir; ordu ve donanmaya merbuttur. Büyük cüzütamlar şunlardır: 16 fırka, 1 hassa fırkası, 4 süvari li vası, 4 ağır topçu livası, her fırka beheri dört alaylı, piyade livasın dan, 1 süvari alaymdan, 1 sahra veya dağ topçu alayından, 1 istihkâm taburu ve 1 nakliye kıt'asından ibarettir. Piyade: 70 alaydan ve 2 tank kıt'asmdan mürekkebdir. Her a lay 3 taburdan ve 1 makinelitüfek bölüğünden teşekkül eder. Tabur • lar bîri makinelitüfek olmak üzere 4 bölüklüdür. Süvari: 25 alaydır. Her alay 2 ilâ 5 bölüklüdür. Topçu: Beheri üç gruptan mü rekkeb İS sahra alayı; 8 alay ağır Bir varmış, bir yokmuş 75 kuruf Amerikada bir Türk çocuğu 150 kuruş Her kitobcıdan ve her gazete satılan yerden arayınız Asker alma usulii Japonyada 17 yaşını bitiren her erkek 40 yaşına kadar mecburî hizmete tâbidir. Efrad 20 yaşında silâh altma alınır. 2 sene daimî or dumın muvazzaf hizmetinde bu lunur; 5 sene birinci ihtiyatta; 10 sene ikinci ihtiyatta, 36 yaşından sor.ra müstahfaz sınıf a geçer. 17 yaşından 20 ye kadar olanlar da müstahfaz sınıf a dahildirler. Ay • rıca 20 ile 36 yaş arasında ikmal hizmeti denilen bir hizmet daha vardır. Her sınıfın zabitleri, bir tek o • lan askerî mektebde yetişirler. Ayni mektebden diploma alan küçük zabitler de zabit olurlar. Küçük zabitler, Küçük zabit mektebînden çıkan efrad arasından alınır. Ordu mevcudu: 1933 te kara ordusunun umumî mevcudu 19,399u zabit olmak üzere 299,824 kişi idi. Havacılık teskilâtında 8,904 nefer ve zabit vardı. Yekun: 328,127 kişi. (En yeni bir Alman istatistiğice göre Japonya seferber ordusu 3,000,000 kişidir. Bu ordunun 15,000 makinelitüfeği, 3,500 topu, 300 tankı vardır.) Japonyanın idaresinde bulunan Mançukonun 1,285,000 kilometro murabbaı arazisi, 30 milyon nüfusu vardır. Japon zabitlerinin yap • tıklan askerî teşkilâtla Mançukonun şimdi 115,000 kisilik bir ordusu bulunuyor. Yukarıdaki Alman istatistiği Japonyanın seferber ordusunu 3 milyon hesab ediyor ki bu, Japonyanın seferberlikte hemen silâh altına alacağı kuvvetler demektir. Yoksa Japonya, yalnız Japon adalan nüfusunun yüzde onu ile 7 miîyona yakın asker çıkarabilir. İngilterenin en güzel yüzlü ve en güzel saçk kadınile en sevimli ihtiyarı A.D. kılması, paşanın ansızın ölerek varislerin masrafı tanımaması hep ihtimal dahilinde idi. Yahudi bu korkunc ihtimalleri düşünür düçünmez iliğine kadar titredi, hemen bir hesab puslası yazdı, bire üç nisbetinde faiz yürüterek o güne kadar sarfettiği paralan bir sıraya dizdi, yekununu bağladı, doğru sadıazamın huzuruna çıktı, etek öpüp bir metro uzunluğundaki puslayı uzattı: Sultanım, dedl, kulunuzda akçe kalmadı. Bugünedek harcanan paranın işte puslası! Derviş Mehmed Paşa kâğıdı al dı, kalem kalem gözden geçirdi ve bir lâhzede sanrafuı biri üç yazdı ğını anladı. Söylediğimiz veçhile o, birinci sınıf tüccardandı. Venedik aynasının, Lübnan kerestesinin, Sile, kirecinin kaça mal olacağmı çok iyi biliyordu. Bu sebeble Yahudınin kendisine külâh giydirmek isteme sine fena halde kızdı, uzun bıyık • larını sinkli sinirli omuz baslarma bıraktıktan sonra puslayı sarrafın Yapı, uzun bıyıklı vezirin yüzüne attı: tile, şöhretile ve h&şmetile uygun Ben, dedl böyle şey yutmam. bir büyüklükte ku uluyordu. Ya Fakat yuttururum. hudi sarraf, her bini bırakmıştı, bu Sarraf, zeki gözlerile şöyle baktu yapı ile uğraşıyordu. ttalyadan merPasanın «boğun çıf ıtı> demek üzere mer get» tiyordu. Lübnandan ke • bulunduğunu sezdi, hemen o uzun reste taşıtıyordu. trandan boyacı peyleyip çağırıyordu. Durmadan ve puslayı parçaladı, lokma lokma çiğneyip yutmaya başladı. dinlenmed'en çalışıyordu. Hiç dü Derviş Mehmed Paşanın kızgınşünmeden, çekinmeden de para sarlığı geçmiş.ti. Her lokma başına fediyordu. neş'eli neş'eli Yahudiyi tesvik edi Bir gün şöyle bir hesaba baktı. yordu: Gözleri fal taşı gibi açıldı. Sadra Yut çelebl, o*urma yut!.. zamdan henüz on para almadığı Eski vezirler, Derviş Mehmed Pş. gibi, halde 4u yapı için bin keseye ya temizlikle ün de almış olsalar, arakın para harcamıştı. Gerçi iki bin sıra borçlannı böyle öderlerdi. Bir kese de sarfetse Derviş Mehmed Pabakımdan haklı da gö> ünüyorlar: şadan alacağina kuşkusu yoktur. Fakat Biri üç gösteren alacaklıya ne ya dünyanın hali acayibdi. Bir umulmaz yanginla henüz bitmiyen konağin ya • pılsa az değil midir? M. TURHAN TAN nivermesi, bir zelzele ile yapının yı En güzel yüzlü kadın İngilterenin en büyük gazetelerin • den biri olan «Daily Mail», 500 tngi • liz lirasi mükâfatlı bir güzellik müsabakası tertib etmistir. Bu müsabaka ka. zananlar gazeteye gönderilen fotoğ • raflar arasmdan seçilmek suretile icra edilmiştir. Fotoğrafları tetkik için tn gOterenin maruf artistlerinden, güzel • lik mütehassislarindan, gazetecilerin • den mürekkeb bir hakem heyeti seçil • miştir. Müsabaka saç güzelliği, yüz güzellîği, sihhat ve vücud güzelliği, elli ya şından yukarı kadmlar arasında se • vunlilik gibi dört kisma ayrilmiş, her bir kisim için bir birinci ve bir de ikinci seçümiştir. Neticede 84 yaşinda olan Madam Holl en sevimli ihtiyar, MU Basmond Bames en güzel saçlı kadın, Madam L. Radon en güzel yüzlü kadın, Mis Ta te en güzel vücudlü kadın olarak ay • rılmişlardır. En güzel aaçlı kadtn En tevimli îhtiyar