JÖN ALTINCI YIL. No: 4865 Gündeli KADIN SAYLAV OLDUKTAN SONRA... S“_Yııl varlığımızda yaptığımız devrimler kadının erkekle her ba- sadan denk haklar almasiyle en Olgun biçimini bulmuştur. Artık göğsümüzü gererek derin bir kı- vancla söyliyebiliriz ki bugünkü ltfyk kurumu tipi, en ileri ve en ül- külü bir kurum tipidir. Çünkü ku- Tümumuzun ana prensipleri geç- Mişin baskısı altında doğmaktan ziyade bilginin yüksek temellerin- den hız alıyor. Buna göre türk ku- Tumu bugünkü biçimile büsbütün Patriyarkal (*) aile esasını yıkmış ve konjügal aile diriliğine girmiş- tir. Artık kadın soysal iş bölümle- rine erkekten hiç ayırd edilmiye- Cek bir durumla karışmış bulunu- Yör. Her kurumun kendisine göre soysal bir yüzü vardır. Soysal biçi- Min bütün incelikleri bu ana yüze göre bir biçim ve renk alır. Patri- Yarkal ailede erkeğin sonsuz bir gücü vardı. Onun her buyruğu ve her dileği, kadın da içinde oldu- ğu halde, bütün aile tarafından yapılırdı. Roma imparatorluğu ça- ğinda son ününü bulan erkek gü- Cü gittikçe devletin güresi ve dile- ği karşısında eriyordu. Son mede- ni yasalar artık patriyarkal aile ti- Pinin bir anlatışı olmakta bu yeni düşünüşün, bu ye şün ürünleri idi. (Türk, İsviçre ve alman medeni yasaları gibi) artık bugün özel haklarda kadının er- kekle bir olduğunu evetlemiyen ileri ülke kalmamıştır. Fakat sıya- sal haklarda kadın denkliğini o- mayan yerler kültürce en ileri o- Tan yerlerdir. İşte bizim ülkemiz de bunlardan biri olmuştur. Patri- yarkal ailede kadın, evde bulunan koltuk, kanape, tablo gibi bir mal- dı. Bunun için ilk çağlarda Ro- a 'da kocası kadını istediği vakit —Nüiıem ve kendisine hiç bir yerden hiç bir şey sorulmazdı. Çünkü herkesin malını istediği gi bi kullanabilmek hakkı idi. İşte, bu biçim karşısında kadın sadece €ğlence ve çocuk yetiştirici oldu- ğundan, kendisini bu yöndem için- de olgunlaştırmağa çalışmıştı. Ka- İeneîi bülbülle evdeki kadının Yaşayışı bir idi. Kadının yüzlerce ve hattâ binlerce yıl süren bu u- Uzun esirlik yaşayışı onların psi- ©lojik varlıkları ve fiziyolojik bi- çimleri üzerinde de pek çok iz bı- rTakmıştır. Çünkü kadın her gün bir adım daha yaşamaktan uzak- lasarak bir- süs ve bebek haline Belmeğe calışırken beyin olgunlu- #unu ve beden terbiyesini hiçe Saymıştı. Patagonyalı bir kadınla Pârisli bir kadını anatomi ve fizi- y?'mı bakımından — karşılaştıran bir bilginin sözlerine inanmak ge- rekirse patagonyalı kadının paris- i kadından çok erkeğe yakın bu- tduğunu ve çünkü birincisinin Yat kadını olduğunu - söyliyor. 18 inci asırda Moliyerin “Les Prâ Cicuses ridicules,, de bahsettiği kadım tipi dirilik kadını bakımın- dan kadının en bozulmuş bir ör- neğidir. Her vakit sinirli ve olup I en şeyleri taşırılmış gören, göz- '€ri yaşlı ve en ufak bir şey kar- #ısmda bayılan, Alfred dö Müse- nin romanlarında bize anlattığı kadınlar gün geçtikçe azalmakla- dır. Soysal birçok baskılar altında 'Oğru yöndemini bulmuş olan bu mıldanışa daha büyük bir dirlik Ve daha büyük bir güc vermek ge- rektir. Umulur ki kadm, cinsinin ir takım inceliklerini daima sak- Yacaktır. Ancak krepdöşinin ba- Yltıcr kokusu ve dudaklarında üke rujile her yerde bir süs ve is- (*) Patriyarkal: kudreti Ü- Teriİn, * kurulmuş sile bi İtalya - İrak anlaşması Roma, 10 (A.A.) — İtalya ile Irak arasında bir dostluk anlaş- ması yapılmak için birkaç aydan- beri devam eden konuşmaların yakında sonuclanması bekleniyor, Anlaşmanın şubat sonlarında im- za edilmesi sanılryor. Yarın Bağ- dad'a gidecek olan Nuri Paşa im- za için tekrar Roma'ya gelecektir. İran dışarrişler bakanının söyledikleri Roma, 10 (A. BK A.) — İran mu- rahhaslarile, s1- nır konuşmala- rında bulunmak üzere, şimdi Ro- ma'da olan Irak : Dışarıişler — Ba- kanı Nuri Said Paşa, İtalya ile bir dostluk and- laşması yaptık- tan sonra, bu akşam buradan Bağdad'a yolla- nacaktır. Nuri paşa Ci- yornale ditalya- ya — söyledikle- rinde İran Dı- şarı İşler Ba- kanı Bay Kâzımi ile, her iki ülke arasındaki münasebetlerin eyili- ği bakımından anlaştıklarını söy- lemiştir. ri Bakan demiştir ki: Irak görüşü Erzurum anlaşma- sıyla sonraki anlaşmalara dayan- makta olup, İranın 2.000 kilomet- re uzunluğunda bir sahili olduğu halde, Irak'ın denize biricik mah- reci Şattülarab'dır. Irak, İranın Şattülarab üzerin- de gidiş geliş serbestisine hiç bir suretle engel olmıyacaksa da, de- nize olan biricik mahreci üzerin- deki, andlaşmalarla belli edilmiş, hükümrani haklarından da aslâ vazgeçemez.., İrak Dişatiişler Bakanı Nuri Paşa raf tanrısı gibi sadece yoğaltıcı bir varlık olarak yaşaması artık bu yeni kadının yaşayış yolu de- ğildir. Yeni biçim kadın çalışan, kazanan her şeyi erkekle beraber yalnız bir bakışla araştıran ka- dındır. Yeni türk kurumunda soy- sal ayırddar olmadığı gibi cinsi ayırdlar da yoktur. Her şey sadece yırdlar da yoktur. Her şey sadece türk ulusu bakımından araştırıl- malıdır. Kadın hakkındaki bu ye- ni bi düşünüş yurdumuzun er- dem inanışlarına da uyguıtdı(r. Çünkü türk köylüsünün, tarihi biz- ce belli olmıyan kurunlardanberi yaşayışı böyledir. İşte biz bu yaşa- yışın türk ulusunda olgun biçimi- ni görmek istiyoruz. Necib Ali KÜÇÜKA okurla! Türkçeye çeviren? Nasuhi Baydar * ,..Bu kitab bizim anlayışlarımızı, k, d yaz. mak itiyadlarımızı altüst etmiştir. Onda — herhangi bir yazı biçimi ilo münasebet aranamaz. Asıl mucize dadır ... w ıı—--—-____..-""'=J BERETEİKA Yeni tefrikamız San Michele'nin kitabı Yazan: İsveçli doktor Aksel Munr ra sunan : Fransız akademisi üyelerinden 11, ŞUBAT 1935 PAZARTESİ Viyana, T0 (A.A.) — Dün saat on beşte Viyana üzes rinde haçlarını gösterecek kadar aşağıdan uçan bir alman tayyaresi Başbakanlık binası üstünde dolaş- mıştır. Geçen hafta da gene bir alman tayyaresi yüz metreden aşağı bir mesafede uçmuştu. Adımız, andımızdır. Her yerde 5 kuruş Mektuplarımız yerlerine niçin varmazlar ? Postada biriken ve yerlerine varmıyan mektübların zarfları bize bu işin içyüzünü anlatıyor | Geçmiş devirlerdeki devlet makinesi- min bozukluğundan ve ulus işlerinin özen sizliğinin bıraktığı bir - itiyaddanmıdır medir, bugün bile bazı hallerde kendi ih. mal ve kayıdsızlığımızın — sonuclarını devlet kurumlarına yüklemekte hiç t « Başbakanımızla Fır - kamız umumi kâtibi Bakanlarımız geliyorlar Istanbul, 10 (Telefon) — Seçim İş- Teri için bırkaç vakittenberi İstanbulda bulunan Luşbakan İsmet İnönü C. H. Fırkası Umumi Kâtibi Bay Roceb Pe - ker içeri ve dışarı işler bakanları bu ak- şamki (din akşam) ekspresle Ankara: ya doğru yola çıkmışlar ve Haydarpa « şa durağında askeri erkân - vilâyet ve belediye ve fırka ileri gelenleri ve İstan« bulda bulunan saylavlar ve daha birçok tanınmış kimseler tarafından uğurlan- mışlardır. tusu asılmıştır. Bu, mektubları yorlerine İ gitmiyen, geç giden, açılan; hulâsa pos- ta yasasına uygun olmuyan bir yolsuzlu- ğa uğrıyan her yurddaş, bu kutu - yolu ile, Umum Müdüre şikâyetini bildirir ve yapılan tetkiklerin sonucu da kendisine j .— B, Titülesko Balkan anlaşması başkanı ı îük;u. 1'0 (AA.) — B. Titü- esko, bu yıl için yunan Dışarrişler Bakanı B. Maksimos'un yerine Balkan andlaşması başkanı ola- caktır. Romen Dışartişler Bakanı, aynı zamanda küçük anlaşmanın da başkanı idi. Bay Çaldarisin Kutlama. telyazısı Bükreş, 10 (A.A.) — B. Titü. lesko, B. Çaldaris'ten aşağıdaki telyazısını almıştır: “— Balkan antantı yasasına gö- re balkan antantı konseyi başkan: lığına çağrıldığınız şu sırada ken. di adıma ve B. Maksimos'un adı- na en samimi tebriklerimi arzede- rim, Başkanlığınız altında, yüksek şahsi meziyetleriniz sayesinde bal- kan antantınım gelişmesi devam e- deceğinden ve dört ülkenin sarsıl- maz birlik örneğinin amili balkan antantı bulunan düzenli barış prensiplerinin bütün Avrupa'da (Sonu 2 inci sayıfada) Ankara postahanesinde Bir iki gün içinde biriken adressiz veya eksik İ adresli mek tubların yığını | reddüd etmeyiz, Mektublarımızın ker « yan yollariyle ve ati tatarlarla, aylar » dan sonra bile yerlerine varmadıkları kontrolsuz devirlerin üzerimizden hâlâ silinmiyen tesirleri 6 kadar derindir ki, yazı ile karşılık olarak gönderilir. Ulusu işinin en ufak noktasına kacar aydınlatmaya ve kendine olan yüvenine büyük değer veren Cümhuriyet hükü. meti, posta gibi günlük hayat üzerinde. Posta ve Telgraf Umum müdürlüğü Bay Nazifin Vekâlet em- rine alındığı haberi yanlıştır Dün çıkan Milliyet gazetesinde Pos- ta Telgraf Umum Müdürü Bay Nazifin Vekâlet emrine alındığına dair bir yazı çıktığını duyduk. Bay Nazif Vekâlet em rine alınmamıştır. Ve işinin başında ça lışmaktadır. Bay Nazif'in işinden ayrıl- masını gereklendirecek hiç bir hadise bahse konmuş olmadığından vekâlet em rine alınmış olan posta işleri müdürü Bay Yusuf dolayısiyle bir isim yanlışlı- ğ olarak çıktığını sandığımız bu duyu- gun aslı yoktur. Bir pertavsızla Bakarsanız göreceksiniz kt Bu mektublarım aereye gönderildile Tezl bellt değildir. üstün bir pista İdaresine kavuşmuş ol « Ö’ıi'uınııı bu günlerde bile hatayı ken « dimizde aramaz, yerlerine gitmiyen mek ki volü pek büyük olan bir işte, en ufak bir yolsuzluk ve ihmale meydan verme- mek İçin esaslı tedbirler almıstır. Ru Piyer Bönva düşünmek, duymak, yaz- Fotoğrafca görüldüğü gibi bazı mektupların hiç adresi yoktur. güblk yönkekkala öllşnsen tublarımızdan posta idaresini suçlu tu - tedbirler sırasında, asılan kutuların müs- IYER BÖNVA Hut P A a bet tesiri az zaman içinde kendini y Ali Kaya Bakan olduktan | göstermistir: Halk, posta işleri üzerin- sonra posta gkâyet hu (sayılayı çeviriniz)