11 Şubat \ 35 •Cvmhariym TELGRAF HABERLERI Takdis ediyorum Fransız Sosyalistleri geçit resmi yaptılar! T Aîaya sol cenaha mensub parîâmento azaları da iştirak etti, hiç bir hâdise olmadı ParU 10 (A.A.) So*yali»t Popüler gazetesile komünist Umanite gazetesi neşrettikleri beyacname lerle işç.leri 9/2/935 tarihinde tezahürat yaptıkları yerlere çiçekler koymağa davet ediycrîar. Malumdur ki hükumet her türlü toplantı ve tevakkufu, şarkı söylemeyi ve bağırmayi menetmiştir. Bu iki gaze • te taraftarlannı sükunetle yer al • maya, çiçekleri koyar koymaz ay nlmaya, hiçbir tahrike kapılma maya ve in=ıbatı muhafaya davet etmektedirler. Paris 10 (A.A.) Sosyaüstlerle, komünistler akşamüstü Cum huriyet meydanında alay teşkil etmislercîir. Alayda »ol cenaha mensub parîâmento azası da bulun • makta idi. Alayin geçişi saat 18 de nihayet bulcnuştur. Alınan inzıbat tedbirleri kaldır!İmıştır. Alaym peçişi esna • smda hiçbir hâdise olmamıştır. Musiki işi Hiçbir hâdise olmadı Rus Amerikan Pasifik Denizi icin ihtilâfınm sebebi başhyan çekişme Ruzvelt, Moîotofun nutkundan alınmış Moskova 10 (A.A.) Havas muMolotofun, Sovyetler kongresinin açılm3 nverasiminde okuduğu soylev, Moskovadaki yabana mehafOe nazaran, Amerika Reisicumhurunun, Rusyadaki diplomatik ve konsoloduk hizmetlerinin tahdidine ve deniz ve hava ataşeliklerinin lâğvuıa müteallik kararlannda »mfl olmuştur. HaBc komiserleri heyetinin reisi, yabancı iddi?lara ve ezciimle Ame • rikanın müddeiyahna karsı, Sovyetlerin baş iğmezli?inden bahsetmiştir. Ayni mehafiie göre, bilhassa yerli ahaliye hitab eden bu soylevin bu kısmmı tahüf ederek, askıdakî meselele • rin teknîk bir tarzda îzahmı, prensîb telâkkHerinde ısrar etmeksizra, dış isleri komiserine btrakmak daha uygun düiecekti. General Smuts «Çok tehlikelidir» diyor Kap 10 (A.A.) Başvekil General Smuts oadyo ile söylediği bir nutukta Uzakşark müşküllerinin medeniyeti tehlikeye koyduğuna isaret ederek demistir ki: < Avrup«ı demokrasi, fasizm ihtilâfları içkıda yüzecken, Asya yürümeye başlamıştır ve nereye git roek istediği de belli değildir. As yanın basmda daha fimdiden dxinyanin en kuvvetli iki deniz devletile beraberük istiyen Japonya bulun • maktadır. Bu vaziyet yanında Avrupadaki mü<külât ehemmiyetsiz bir aile kavgasından ibaret kalır. Pasifik denizinin dünyanın en tehlikeli noktası haline gelmesi için çok ctddî sebebler vardır ve bu işe Japonya, Sovyet Rusya, Çin, Ame rika, İngiltere, Kanada, Avustral • ya ve Yeni Zelanda karışabilir. Pasifik denizi dikıya işlerinde can alacak nokta olmak istidadtnı gösteri • yor. Böyle bir ihtilâfın önüne geçmek için İngiltere ile Amerikanın beraber çalısması lâzundır. Avrupaya gelince, Fransız tn • giliz hava anlasması akim kalmaya mahkumdur. Muvaifak olmasi için srlâhsizlanma ile beraber yapılması şarttır. Almanyaya silâh beraberliği hakkı tanrnmalıdır ve Uluslar Ku • rumuna dönmesi için calı?ılmalıdır.î> Akhısarda kömür madeni bulundu Akhisar «Hususî» Kaza merkezine 30 kilometro mesafede bulunan Kacayağcı köyünün çam mahallesinin garb yamaçlarında zengln ve civarda bulunan bütün kömür madenlerine faik derecede bir kömür madeni damarı bulunrauştur. Köylüler bu kömürden merkez ziraat fen memurluğuna nümuneler getirmişlerdir. Atina 10 (Hususî) lngiliz a • lacakhlarla kocıusarak bir uzlaş • ma zemini bulmak üzere Londraya giden Yunan heyetinin müzakere • lerinden netice çıkmamış, konuş malar sonraya bırakılmıştı. Atina • den görtderilen yeni talimat üzerine müzakerelere yarın tekrar baslanacaktır. Başbakan Çaldaris bu kez bir uzlaşmaya varılacağını beklediğini gazetecilere söylemiştir. Atina 10 (Hususî) Burada bu • lunan muhtelit Türk • Yunan mabkemesi martin 14 iine kadar buradaki işlerini bitirecek ve tstanbula gidecek • tir. lstanbulda da nisanm sonuna ka • dar bütün işlerini görerek dağılacak • Ur. Darende 10 «Hususî muhabirimiz • den» Burada saat 8 de beş saniye süren bir zelzele olmustur. Hasarat yok. tor. Yunanistanın borcları Macar ricali arasındaki ihtilâflar Peste 10 (A.A.) Macar tei • graf ajansının haber verdiğine göre, naib Horti, Başbakan Gömböş ve Kont Betlen, davah siyasal tneseleler üzerinde uzun boylu görüşmüşlerdir. Bu görüşme neticesinde, şahsî ihtilâflarla anlaşamamazlıklar tamamen ortadan kalkmıştır. Ingilterede mühim bir sirkat Glaskow 10 (A.A.) Borsa a janlanndan M. Con Holmesin, dün gece, evine giren hırsızlar binlerce isterlin lirasından başka, Van DaykVan Dycke • imzah üç tablo, Çin fağfurlarından ve İran halılanndan mürekkeb birer de kıymetli kolleksiyon çalmışlardır. H T aızların, çaldıklan esyayı seçmek hususanda gösterdikleri itinadan nefu eserler mütehassısı olduklari aclaşılmaktadır. TiirkYunan mahkemesi okluğun kıymetini nasıl ki uzun zaman aç kalmış olanlar herkesten iyi bilirlerse, zenginliğin ne nimet olduğunu takdir etmek, nasıl ki, senelerce faknn ve zaruretin acılarım 12 tatmış olmağa bağlı ise, demokediliyor, tstanbul cihetinde de maNetice: rasinin ve cumhuriyetin yüsek hud Ferah tiyatrosunu Beiediye Netice aşağıda görülecek mek manasını, sonsuz faydalarını hakistimlâk mi etmis, yoksa uzun bir tubda anlatılmış oluyor. Bu mek kile anlamak için de bundan evzaman için kiralanns mı, pek iyi tub, bana vaktile musikide zevkin velki rejimlere biraz yetişmiş ol bilmiyocum, her halde on belki yiralıskanhkla hasıl olacağına dair mak lâzım. mi bin lira sarfile burasmı her türlü fikrini söyliyecı garb muharririne ihtiyaca salih bir hale getirmis. BiBen, Osmanlı saltanatı, kahre1940 seneainin ilk iki haftasından naya girince tanıyamadım. dici istibdddını, memleketin üze sonra yazılmıştır.. Bunda diyorum «Burasını Halkevi her cuma guki: rinde hâiâ bir kâbus gibi dolaştırnü talebe temsillerine tahsis etmis<1940 senesinin bu ilk haftalarını dığı zamanlarda gazetecilik âle tir. Ben dostlanmdan bir mekteb dolgun bir musiki hareketi içinde n büyük şairimiz Hâmidin mine katılmış bulunuyordum. son geçirdîm. Bizde inkılâbm ne hârika müdürünün himayesi altında 84 üncü yılmı kutlulamağa O zamandan hatırlanm: Taç cumayı burada geçirdim. Kapıdan lar doğnurduğuna alâka taşıöığıuıza hazırlanılırken o ilk ateşiralarda, (ısayei umranvayei hazregirerken taiihime isabet eden pek vâkıf olduğumdan buna dair size nin ezelî kudretini hâlâ bir kıytnık ti padışahide» vücude getirilen aiyi bir yerc mukabil ancak yirmi malumat vermek arzusundayım: olsun kaybetmiyen san'at güneşinsari terakki ve umrana dair, Bakurus bir ücret verdim. Elime o gün den fikir varlığımıza yeni bir yıl«Bu senenin ilk musiki hateke • bıalinin salâhiyettar makamlarınoynanacak operanın perde perde, tine yılbaşında izcilerle şahid ol • dız düştü: Hakan! Üç fasılla bir • dan havadis toplanırdı. meclis meclis cereyanını takib e dum. Bütün tstanbul mektebleri kaç ilâveden toplanmış manzum den bir kılâvuz, küçük bir risale nin izcileri önlerinde fanfarelan, bir piyes.. Dünya tarihinin gencliO tarihte çıkan gazeteleri birikverdiler ve dedîler kî: Eğer on kupanl parıl ısıldıyan âltlerinin bî ğinde ve Türkelinde Sümer diyatirip te saklamış olanlar, ellerinderer tarafına iliştirilmis mukavva • rus daha verirsem eserin aynen ter rında geçmiş bir sevgi ve kahraki kolleksiyonları karıştırıp bakalarda, çaldıklan havaların notalan, cümesini de (besteye uyacak su • manlık destanı... bilirler. O muazzam imparatorlukendilerini o kadar sevimli ve tatlı rette) alabilirkn. Bittabi bu parayı Hâmid yıllar var ki yazı haya ğun, geniş salahiyetli, büyük un yapan kıyafetlerile, en suh, en sakda vererek tercümeyi aldım, yalnız tımızda bir şimşek parıltısı gibi gevanh, kerliferli valileri, memleketrak, en oynak marchelar çalarak bir göz atmakla gördüm ki eser lip geçen üç beş mektubur.dan başte, imar namına cami, çadırvan, takım takım, biribirini takib ede tercümesinde bastanbasa türkçe teka artık bize birşey vermiyor, kasebil, tekke tamir ettirmekten ve rek, Dolmabahçeye kadar gittiler, ganni olunabilecek. Halkevinin bas lemini atıp köşesine çekilmiş ulu birkaç yılda bir de bunlardan bir ve Atatürke yeni yılı kutluladılar. lıca operalar için bu külfeti ihtiyar bir san'at mütekaidi ömrüne keniki tane yenisini yaptırmaktan Böylece, yolun bir tarafmda, bun • ettiğine vâkıftım, bugün onun bir dini vermiş görünüyordu. Çehre • lardan belki kırk ellisinin geçtiği • nümunesini görmüs oluyordum. başka birşey bilmemişlerdir. sinde saygı kur'anından birer âyet ne sahid oldum. Bilseniz onların Koca Rumeli ve Anadolu yol «Opera temsillerinde halkın zev gibi yatan çizgileri çoğalmış, da çaldıklan havalarla, gürbüz yürüsuzluktan adeta çöle dönmüştü. kini ürkütecek eserlere henüz çıkıl ha daralıp daha küçülen o fani vüyüslerile ihtiyar sırtımda nasıl uç» Memurlar devre, müfettişler tefmıyor. Meselâ Wagnerden nihayet cud içinde bu ebedî ruh, ve bu bittnak istiyen kanadlar beliriyor zanMeistersinger von Nürenberg veri tişe çıkarr.azlardı. Bozuk yollar, yımiyen genclik büzülüp, sinmişe nında idim. liyor da Tetralogîe kabilinden olankık köprüler, her bucakta kayna benziyordu. Onu büsbütün ihtiyar«Bu senenin ilk haftasını Anka • len gelecek bir zamana talik edilişan eşkiyanın yardımcısı idiler. lamış sananlar az değildi. thtiyarrada geçirmek istedim. Burada pek yor. Muhitte en ziyade tadılan besRüştiye adını taşıyan ve simdiki lamiş Bahrimuhit olur mu, siz kocalmiş güzel bir tiyatro binası yapıldığına tekirlann basında Verdi geliyor, bu şafak, yaşlı yildınm gördünüz mü hiç? orta mekteblerden de aşağı olan elbctte vâkıfsmızdır. Parisin mes • da pek tabüdir, değil mi? Hatta buYıllanmış adale yıkmtılarının, varokuma yurdlan bazı mühim vilâhur Pigalle tiyatrosu kadar ifrata gün talebeye bu bestekârın meshur hğına son eklenmemiş akşatnı yok yet merkezlerine münhasırdı. Birvardırılan yeniliklere mey Un ballo in maschera eseri verili • bir gündüzü gömebileceğine nasaJ çok kazalar, ilkmektebden bile dan verilmemiftir, daha ziyade yordu. Universiteden, liselerden bir inandık ve bunu Hâmidden nasıl mahrumdular. Kissingendeki opera bkıasını andıtalebe izdihami bütün binayı hınumduk bilmiyorum. Hududlan Adriyatikten Basra ran bîr sey... Sadeliği, elverisliliği cahınç doldurmustu. CoraserratoireBüyük Hâmid engin tevazuunun içinde ne güzel! Hele sahne terti • körfezine uzanan, Trablusun ve den de teganni talebesi bu temsil batmın insanı sersem edecek hari • Giridin üzerinde dahi hakimiyet lerde hazır bulunmağa kısmen mec sükun bürüntüsü arkasında meğer kaları!.. Bu bina vücude gelinciye yeni bir giineş yapmak için kıvıl • iddia eden otuz beş milyon nüfusbur tutuluyordu. Ben de bu genclik kadar temasa temsillerine tahsU ecım topluyormuş ve o ateş parça • lu Osmanlı imparatorluğunda bir âleminîn içine kansmıstım. dilen Halkevi sahnesi şimdi Cumlarından bütünlenmiş bir doğuşla tek lise vardı: Mektebi Sultanî! «Temsil başlayınca bir «perada hurriyaseti orkestrasının synpho • karşılaştık. elbiselerîn sahne tezyinatının, huLâkin, devrin gazeteleri gene bo nique müsamerelerine hasredilmiş, «Hakan» Fintendeki, Makberdesusile tarihe aid hayalî bir âlemin yuna yazarlardı: bunlar haftada üç kere en yüksek bütün îhtişamı inzimam ederek mu ki «saltanatı elfaz ve tantanai ketSayei mamuriyetvayei canatn eserleri dinletmektedir. lâm> ı taşımıyor; fakat mısralarda •ikinin sekri bu gene kütleyi tamamülukânede Kayteride ba here in«Yeni bînada ben büyük bir ttalbirçok yabancı kelimelerle epeyce mile teshir etmis oldu. Temsil muhşa edilen saat kulerinin, yahud ki yan takımının son temsilinde hazır terkib yaşamaktadır. Zaten büyük telit bir takımla veriliyordu, hatta şadtrvamn küşad resmi, culusu hübulundum. O gece talihimden La belki mübalâğaya hamledeceksiniz, sair de yeni eserini öz türkçe ya mayuna muaadif ruzu meymenet Geoconda Ponchiellinin operasım zamadığına yanmakta ve bu sıcak Amelia ile Oscar vazifeleri bile efruzda icra edilmiştir!» dinlemek nasib oldu. Bu takıma duygusunu şöyle anlatmaktadır: gene Türk kızlan tarafından icra Bugün, Cumhuriyetin canveriItalyan demekten ziyade muhtelit Bunlar nasıl vücude ci güneşi o menhus devrin son izdemek dogru olacak. Gioconda va ediliyordu. tliakan nammdaki ba tiyatro gelmisti? Halkın kökünden fıskırlerini de eriteli on bir yıl oldu. zifesini bir Türk kızının türkçe oparçaMtnt ömrümün seksen üçüncti mıs mucizeler... Bunun başka di larak teganni ettiğine ve pek mu Şimdi de, hergün gazetelerde »cnerinde yazmağa muvaffak yarlarda da emsalini görmüyor muvaffak olduğuna inanır mısınız? Anadolu haberleri okuyorum: oiuftzm şuphe yok ilâhî bir yuz? Yalnız, gariptir, böyle mün lkinci derecede birkaç vazife daha Yurdumun her bucağı, »üslenmek, mazhariyettir. Eserin tahrir ve ferid kabiliyetler çıkiyor da choeur Türk san'atkârlanna bırakılmıştı. yükselmek, ileriye, daima ileriye tab'ile sahneye vazedilmesi Bu son temsili verdikten aonra takı heyetleri pek zorlukla teskil olu gitmek için hızlı ve ayni zamanda nabiliyor. Bunun sebebini arastır • nin Cumhuriyet devrine, yani mın gene böyle muhtelit olarak şuurlu bir müsabakaya girişmis. Atatürk devri kemaline câdiyeti ikiye ayrılacağını ve birinin tzmire, malı. Bugün dinlediğim gene kız • lar elbette birer Arangî Lambardi, cihetile kendimi bir kat daha bah' Artık şadırvan, sebil, imaret giötekinin Istanbula döneceğini bana Rosetta Pampaninî, Sheridan, Yetiyar addetmekteyim. Yalnız bu ebi lüzumsuz ve manasız adlar işitsöylemislerdi. ritza değildiler, fakat bir başlan • seri en eski ecdadımızın llsanı o miyorsunuz. Dispanserler, çocuk «Istanbula gidecek takımın asıl gıç içkı beklenebilen feyin pek ü» • lan oz türkçe ile yazmağa muvaf~ talebe temsillerile mesgul olacağıbahçeleri, mektebler, bir, beş, on tünde... Her kuş kendi kanadlanfak olabilseydim benim için daha na dair işitilen haber beni çocuk gideğil, sayısız irfan ocakları, yurd na göre uçabilir, değil mi? Yeti mucibi mes'udiyet olardu. Bunun • bi sevindirmisti. Bu talebe temsil • çocuklarının maddî, manevî varlıkşir ki bir kere uçmağa ba^lanabil la beraber mevzmına oz Turkun lerinin ne olduğunu belki bilemezlarını, esenliklerini koruyacak kusin... kaynağtndan çıkardığtm Hakanı e~ •iniz. Anlatacağım. Fakat ondan rumlar, ulusa medenî benliğini idevvel Conservatoire müesseseainin «Bütün temsil talebenin bir gaşy ' »erZenmin en genci, en canlıtı sayrak ettirecek faydalı müesseseler, idaresinde bulunan philharmonique halile devam etti, sankî bir mabedde mağa salâhiyetim vardır.» her tarafta, hergün yükseliyor. orkestranın Universite büyük saloidik, ancak her perde kapandıkça 1940 yılından yazılmış idiyel bir mektub... Hakan Abdülhak Hâmidin 84 yaşında çıkardığı eser «Ankarada La Geocanda operası lstanbulda Konservatuarın talebe temsilleri ve operalar...» Darendede zelzele oldu Elâziz Beiediye meclisi infisah etti Tahir Napolyonun mektııblan Paris 10 (A.A.) Napolyonun Mari Luize yazmış olduğu mektublar, Millî kütüphanede teşhir edilecektir. Fevkalâde bir ehemmiyeti haiz olan bu mektublar 318 par • çadır ve Fransa hükumeti tarafından, Londrada bir mezattan satm alınmişttr. Eliziz 10 (A.A. Vilâyetî miz Beiediye Meclisinio asıl ve yedek azalannm çoğu azahktan vazgeçraif ve bir kısmınm da kanunî sebebler den dolayt azalık haklan kalmadiğmdan Medis infisah et miştir. Beiediye Baskanlığına Vilâyet mektubcusu bakmaktadır. Fabrikalar yapıhyor, yollar açılıyor, tamir ediliyor. Köprüler, çelik bünyelerile, coşkun sulara meydan okuyor. Padışahların, kendi payitahtlarından bile esirgedikleri elektrik, göz kamaşUrıcı nurunu en ufak kasabalara vanncıya kadar dağıtıyor.. Bunlan yapan, bu faaliyeti gösteren, bu medenî varlığa teşneliğini, aşkını gösteren gene o ayni Kont de Marsan 10 (A.A.) Fransanın en büyük deniz tayyaresi olan «Yüzbaşı Paris» in süvarisi M. Bonnot, 37 ton ağırlığında olup tecrübeleri yapılmakta bulunan bu tayyareyi dün hükumet ve matbuat erkâmna, uçarken göstermiştic Fransanın en büyük deniz tayyaresi Viyana üzerinde uçan Alman tayyareleri Viyana 10 (A.A.) Dün, saat 15 buçuğa doğnı Viyanacun üze • rinde, gamalı haçlannı gösterecek kadar alçaktan uçan bir Alman tayyaresi, uzun müddet Başvekâ • let binası ve San Ştefan kilisesi etrafmda dolasmıstır. Geçen hafta, g Geçen h a , gene böyle bir Al y i l man tayyaresi, hava nizamlarma muhalif olarak 100 metrodan aşagı bir irtifada uçmustur. halk, Türkiye halkı. Fakat ortada değişen, değişmiş olan birşey var: Rejim! Uluslann benliğini öldüren saltanatın yerine, ülkelere can ve ren Cumhuriyet kurulmuş!. İste bunu ben herkesten iyi anhyorum ve gögsüm iftiharla kabanyor, gözlerim minnetle yaşanyor. Yurdumu bana lâyık bir şekle koyacak o!?n cumhuriyeti tebcil ediyorum.. Trkdîs e^ivorum.. Ercümend Ekrem TALU 14 baîıkçı boğuldu Reykiavik «Irlanda» 10 (A.A.) lrlanda kıyılarmda kayalıklara düsen Langanes adındaki tngiliz balıkçt gemisinin 14 kişilik mürette batı boğulmuştur. Groeland 10 (A.A.) Çıkan şiddetli fırtraalarda otuz kadar ev yıkılmış, on zenci ölmüş ve 40 xenci de yaralanmıstır. Hasar çok •niıhîmdir. Azlıklara mensub savîavlar ve Yunan gazeteleri ş tarafı mevcud olmadığmı söylemektedir. Bu gazete mütaleasını su sekil • de bitiriyor: «Halbuki bu mesele mevcuddur, zannederiz. Trakyadaki Türk az • lıklan Atina parlâmentosunda ve Âyanında saylavlara malik iken neden Istanbuldaki Rum aalığı Türkiye Büyük Millet Meclisinde saylavlara sahib olmasm?» nundaki haftalık concertinden bah»etmedetı geçmiyeceğim. Bu, sek • sen kişilik bir takımdır ve hep Türk genclerinden mürekkebdir. Yal nız chef d' orchestre ayni zamanda Con&ervatoireda muallimlik eden bir Lehtir. Bu benün için yalnız musiki zevkini veren bir hâdise değil, ayni zamanda seksen Türk çocugunun küçük bîr tariz vesilesi vermeden çaldıklan mühim eseclerdeki muvaffakiyeti beni rikkatten ağlatacak bir intıba oldu. Hele o gün icra olunan eserler arasında Schumannrn meşhur Concertosunda (op. 54) piyanoaun o müşkül va • zifesini üzerine almış ancak yirmi yaşmda bir Türk kızı vardı ki eğer dinleseydiniz hayran olurdunuz. Bu yüksek eserin icrasmda hele inter niezzoda bu çocuğun gösterdiği duygu kabiliyeti beni bütün mev • cudiyetimde sarstı. Diyeceksiniz kî bu biraz da milliyet rabstasındac; • dtr. Belki öyledir, fakat itiraf ediniz ki Türklüğün gösterdiği istim sal (assimilation = beaimsemek) kabiliyeti hakikaten bizleri öğün mekten, sevinmekten sarsacak bîr hâdisedic. bu genclik o mestlik haletmden silkiniyordu; ve hemen her dudakta bir lâhnm ihtizazı vardı. Kendi kendime: «tşte bizde bestekâr da, san'atkâr da bu gencliğin için den çıkacak, hatta çıkıyor...» diyordum. Hele oyun bittikten sonra gencler Direkler arasında öbek öbek dağı Imca beşi onu bir arada eserin meşhuc kahkahalı choeurünü sağır seslerle söyliye söyliye yürüyorlardı. Onları böyle gözlerimle takib ederken... «Affedersiniz, burada durmağa mecburum, asağısını siz tahmin edebilirskıiz. Bir telefon darbesi beni tevkif etti. «Cumhuriyet> yazı işlerinin müdürü sertçe sesile bana: «Haniya son makalenizi göndere • cektiniz! Yarınki nüshaya ancak yetîsebilecek» dedi. «O halde... Bir beş sene sonra, sag kalırsak, daha ileriye gidecek olan hareketten size gene bahse derim.» HALÎD ZİYA UŞAKLlGlL SON Yetmiş yıllık san'at üluhiyetinra göksel kanadlan üstünde başı bulutlara kanşan Hâmid öz türkçe yazamadıysa buna asıl biz yana lım. Oluşlan sadece san'at realiteleri baksnından ölçünce görürüz ki «Hakan» ın biraz dünün renklerini taşıması ne kendi ışıklarını kıs • miştir; ne de bir asırdır yanan ulu meşalenin panltılarmı... Talihsiz • lik bizdedir ki zaman Hâmidi bize yollamakta elli yıl acele etti! Yüce şaire seksen dördüncü ya • şile bu yıldönümünün paha bıçıl • mez hediyesi olarak millete ver diği yeni eseri kutlu olsus. ÖZHAN Maliye teskîlâtı Tadilât için mütehassıs raporu bekleniyo" Ankara 10 (Telefonla) Ma liye Bakanliğmda yapılacak teskilât lâyihası etrafında Müsteşar Faikten malumat istedim. Maliye teşkilâtının takviye edilmesi lâzım geldiğini, Bakanhklacdan istenilen bütçelerin faaliyetle tetkik edildiğini, bir haftaya kadar İcra Vekilleri Heyetine arzedileceğini »öylodi. Maliye teşkilât lâyihası müte • hassıslar rapcclarıaı tamamile ver» dikten sonra tekemmül ettirilmiş olacaktır. ÜNİVERSlTEDtt Staviskinin dolandırdıgi paralar 250 milyonu geçiyor Müthiş bir fırtına Paris 10 (A.A.) Istintak hâkimi, Staviski meselesine dair olan dosyalaruı büyük bir kısmını mah • kemeye tevdi et miştir. Bu dosyalara göre, Staviskinin dolandn d'ğı paralar 250 mlyondan ziyadeye baliğ obnaktadir. «Bugünden sonra, ve şimdiye kadar bu musiki inkılâbının bende doğurduğu derieı teessürlerin hepsinin üstünde, bir heyecanı Anka radan gelen takınv.n talebeye mahsus temsilinde duydum. Bakınız nasıl: «İstanbul ve Beyorlu taıaflaırıada iki büyük tiya'vo binası ya • pılmaktadır, Beyo^îunda şimdilik mevcud olaa sahnelerden Utifade Prof. Hersunun öiümü Fen Fakültesi kimya enstitüsü profesörlerinden M. Hersugun ölü mü haberi Universitede büyük bir teessür uyandırmıştır. Dün bütün profesÖrler ve Universite Rektcrü bu teessürlerini ınüteveffanin aile sine telgTafla bildirmişlerd>. Pro fesör Hersug için Universitede bir merasim yapılacaktır.