29 Ocak 1935 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4

29 Ocak 1935 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Cumhariy^.' 29Ikİncikânunl935 insan önce Maymun mu idi ? Yazan: Hfiseyin Rahmi Gürpınar 109 Evinden kaybolduğu gündenberi mahallede Filozofun aleyhine açılan çeneler temposunu bulmuş çalparalar gibi işlemelerine hız vermişlerdi. Yaraşıklı, yaraşıksız bir söylemediklerini bırakmıyorlardı. Bazılan büyücülük suçundan do layı hükumetçe tevkif edildiğini, diğerleri de cinlerin onu Kafdağınm arkasına aşırdıklarını iddia edip duruyorlardı. Muallânın mahpusiyeti esnasında mahallede en mühim vak'a Lemiyenin babası maniftauracı Hurşidin ansızın vefatı oldu. Bu ölümii de gene Filozoftan bildiler. Kimi, adamcağızın kızınm üzüntü sünden gittiğini anlatıyor, kimi de Filozofla zıdlaştığı için efsunla öldürüldüğünü söyleyip geziyor. Bu ithamlar kulağına gidince Filozof ta bağınyor: Efsunla adam öldürülmez. Bu zamanda böyle itikadlara düşenlere acımalı. Üzüntüye gelince vak'a kimseyi öldürecek bir mahiyette değildir. Hurşid fazla asabiliği, hayatı ve muktezasını bilmemekten öldü. Benim de kızım, oğullarım var. Selâse bir gencle sevişti. Biribirini istediler, verdim. Mesele bitti. Çok âlâ mes"ud geçiniyorlar. Böyle pek tabiî bir sevişme için çocuklan neye bedbaht edeyim? Niçin kendimi öldüreyim? Kaçan kızları örten esrar per desi de eski kesafetinden hiçbir şey kaybetmemişti. Fakat yeni bir vak'a bu perdeyi birdenbire büs bütün yırtıverdi. Bu merakı çe kenlerin üzüntülerini sona erdirdi. Rabianın Isneyne olan taçkın aşkı artık onun dar kadın yüreğine sığamıyacak alevli bir coşkun luğa varmıştı. tsneyn Rabiaya hiç kadınhk değeri vermemekle kal mıyor. Arasıra onun ruhunu acı istihzalarla iğneliyordu.Besleme kız buna tahammül etti, etti, fakat delikanlının Güzideye olan bitmez, tükenmez, sevgisine artık yüre ğinde dayanacak kuvvet kalmadı. Kıskanclık her hissine, her saygısına üstün geldi.. Ama ne yapabilirdi? Onun yapacağı birşey vardı. Nihayet gözleri karardı. Onu yaptı. Bir gün gizli ağlamalardan kı zarmış gözlerile Güzidenin büyük babası İzzet Beyin evine koştu. Onlara şöyle ağız açtı: Size pek mühim bir sır söylemeğe geldim. Büyük ana büyük baba kulaklarının bütün dikkatile kızı dinle meğe hazrrlandılar. Rabia devam etti. Fakat çok rica ederim beni ele vermeyiniz... Ana baba iki yıla yakın bir zamandır karanlıkta kalmış bir sırrın nihayet üzerine gün doğacağını anlıyarak: Sen korkma söyle, biz ölürüz, seni ele vermeyiz.. Temininde bulundular. Rabia ta öteki evden onu işiteceklermiş gibi bir ürkeklikle etrafına bakınarak: Güzide, Lem'iye ikisi de bizim evde.. Zahide Hanım nefes almasım şaşırmış bir halecanla: Araştırmalar olduğu zaman nereye saklanıyorlar? Rabia Ona benim de aklım ermiyor. Ben size gördüklerimi, bildiklerimi anlatayım da siz istedi&iniz eibi düşününüz.. Giinün bulmacası " ! I Oz dil üzerinde konuşmalar S » 10 11 II < • 1 Zahide Söyle kızım söyle... • Göğsüme hafakan doldu. • • • Rabia Bizim evin üst katı merdiven sahanlığına açılan camlı • • kapı kapanırsa başlıbaşına ayrıca • • • • • apartıman gibi bir daire olur.. Ka• • rı koca, beyler, hanımlar affeder• • siniz artık böyle diyeceğim bu da• irede otururlar. Içeride yabancı bu!•!• • • lunmadığı zamanlarda evin her tarafında serbest gezinirler. Soldan saga: Zahide Kızım araştırmalar 1 Meşhur bir bankamız, meşgTili yapıldığı vakit evin onlara mahsus yet. olan bu üst katı gezilmiyor mu? 2 Dokuzdan sonra gelen sayı, şark Rabia Geziliyor.. hududumuzun şimal tarafmda bir ne Zahide O zaman kızlar nehir, içilen şey. 3 İçinde para biriktirilen kutu, alısreye saklanıyorlar? verişte esas olan vasıta. Rabia tşte buna benim de ak4 Arabça bilgen, bizl doğuran. lım ejjniyor. 5 Çöllerde agaçlık ve sulak yerlerln İzzet Seni bu üst kata çık hayalen görünüşü, nef'l dokunan. mağa bırakmazlar mı? 6 Kalmaktan emir, mabud. Rabia Bırakırlar. Yemekle 7 En kıymetli maden, yerinde söyrini götürürüm. Sonra çıkar bulalenen söz. şıkları alırım. Onlar alt katlara in8 Yanan bir maddedcn hasıl olan dikleri vakit odalannı süpürürüm. siyahlık, Iran dllinde su, üzerinc binllen Her tarafı dolaşırım. hayvanlardan birt Zahide Saklandıkları yeri bu9 Öz türkçe sahlb, sıfat ©datlannlamıyor musun? dan blri, bir hükumetln alâmeti farl'tası. Rabia Vallahi hanımefendi 10 Aded, on birden evvel gelen sa tahtaların budak deliklerine varınyı, erkek. cıya kadar her yanı arayorum, bu11 Üçten evvel gelen sayı, memlelamıyorum.. Gizlenmek için bunlar ket. fare kadar küçülemezler ya... 12 Zaman, öğütülmüş buğday, dünîzzet Bizim için en mühim ya. cihet kızların sağ ve orada bulunYukarıdan aşağı: malarıdır. Onların hayatlan hak 1 Birincl, en zlyade biriktlrme Is . kında bize malumat ver. Nasıl ko tidadı olan küçük hayvan. calarile iyi geçiniyorlar mı? 2 İnadcı olmıyan, lçtlğlmlz şey. Rabia Pek iyi geçiniyorlar. 3 Patlıyan birşeyin çıkardığı ses, j Birbirleri için deli divanedirler.. İki kocanın kızkardeşl, fllllerde sual edatı. I 4 Eşyanın saklandığı büyük yer, yıldır sevişmelerinden başka hiçsulu. bir sızıntılan duyulmadı. 5 İyl, büyük. İzzet Doğurduklannı söyiü6 Arabça yakın. yorlar. Doğru mu? 7 İran dllinde dinlenme, dlrenme, Rabia Doğru.. Lem'iye bir oğ öz türkçe şeref. lan, Güzide de bir kız doğurdu. 8 Flillerin sonuna gelen sart edatOğlanın adını Nur. Kızınkini de larından blrl, arabça öz, olmaktan emlr. Ferişteh koydular.. 9 İçinde fazla demJrl olan ya? sebİzzet önce köprü üstünde, zelerden blrl, isml var clsmi yok bir kus. 10 Killdl açan jey, kolun ucu. sonra Beykozda görülenler onlar 11 Fazla para sarfetmekllk, etmekmıydılar? ten nehl Rabia Onlardılar. Şükrünün 1? ,* Bir .ziyamn *açtığı haiiar, bU*ev evine misafirliğe gitmişlerdi. . yin dlğer birşey üstünde bıraJctıgı. yer, Zahide Mahalleden hiç kim.İran dilinde dinlenme. se onların evin kapısından dışarı Evvelki bulmacamn halledilmif şekli çıktıklarını görememiştir. Kimseye 1 •!• i 4 ö 6 7 8 » 10 11 12 görünmeden sokağa nasıl çıkıyor lar? M A|T|B|U A|T|B YIAİZİI 1 1 Rabia Evin kapısından so 2 0 N BİAİL BİO'KİUJMİA'B kağa çıktıklarını ben de görme a R AİH)S|UİBiPlAİMlİ|R • dim. 4 |E MJBİIİS I İ Ü R A B • |F| İzzet Bunlar damdan tay 6 K •|E|M!B|Y|AİBK Y yareye binip Beykoza uçmadılar ya? 6 K|A|L|B|t|A|D EİBİG Ü N Rabia Nasıl olduğunu bilmi• 7 E|L|E|K|T|R|İ K|B|A yorum. Sokağa çıkıyorlar. Fakat ö B|A|K A|N|B|B B|A evin kapısından değil... CİE 1 Rabia bu kabilden birçok birik 9 B|N|B D|AjV|A B|G ( miş suallere cevab verdikten son llY B|K IİBİAİR'BİA T ra ricasını tekrarladı: 1 A C AİR • K'AjN B E L A! 1 Bu işe dair evden dışarıya hiç 12 Z E|N|B|K B|A|B| bir şey sızdırmamaklığım için bana çok ağır tenbihleri vardır. BuTakas yolsuzluğu güne kadar kendimi tuttum. Fa kat size çok acıdığım için artık sır tarafı birinci mhÂjede) saklamağa dayanamadım. Bu iyipılan davet üzerine, dünkü trenle Anliğimin karşılığı elbette siz de be karaya gitmiştir. Ali Kemal Bakanlığa izahat vere • ni ele vermezsiniz.. cektir. Bu sebeble, muameleleri tamamİzzet Korkma kızım. Senden lanan evrakın mahkemeye verilmesi, duyduğumuzu kimseye söyleme ancak gelecek hafta içinde mümkiin oyiz.. lacaktir. Alâkadar makamlarin tahkiZahide gözyaşlarını tutamaz bir katm bazi noktalar üzerinde genisle • haleeana düştü. Mürüvvetini görtilmesine Iüzum görebileceği ihtima • meğe yaklaşma çağındaki bir tanelinden de pek zayif olarak bahse • cik torunları el delikanhsına kaçdümektedir. sın.. îki senedir gizli ve utandıncı Bir buçuk yil süren arastirmalarla, bir hayatla yaşasın.. Doğursun.. tesbit edilen yolsuzluk münhasiran ke* Âlemin ayıblama ağızlannı üzerreste takasma aiddir. Bu araşhrma larda, takasa tâbi olarak ihraç edilen lerine açtırsın.. • 1 1 İBİ 1 i • •1 • • • 1 •! Yarının yazı dilinde söz bağlayışımız nasıl olacak? Konuşmamız yanlış değil, canlıdır. Yanlış olan yazıcılarımızın yazarken saptıkları yoldur Hüseyin Cahid Yalçma sayğtte RADYO aksaınki programj İSTANBUL: ' 18 almanca ders 18,30 jlmn&stik: A» zade . 18,50 daru muslklfll pl&kla, . 19,30 haberler 19,40Şehlr Tlyatrosa artlstle rinden Semiha: Şan plyano ile 20,10 Maliye VekâleU namına loonferans 20.40 stüdyo haflf muslki orkestrası 21,15 SOD haberler, borsalar 21,30 Münlr Nured . dln: Şan, radyo orkastraslle beraber. VİYANA: 17,15 gramofon 17,45 İKİ kıaa konu?nu . 18,25 koro konserl . 19,05 konua ma 19,30 fransızca ders 19,55 flzlkte yeni keşifler . 20,10 ulusal neşrlyat 20,3( haberler ve hava raporu 20,40 üç per. delik opera temsill: FridlgıındİJ, laüra hat zamanında haberler 23,30 ağızdan ufleme aletler orkestrası . 24,05 son haberler 24,25 orkestra konserinln deva . mı 1,05 Vlyana havaları. BERLİN: 18,35 konusma . 19,05 konferana 19,50 borsa haberlerl 20,05 hlkâyeler 30,50 Münihden nakil . 21,05 haberler 21.20 ulusal neşriyat 22,05 operet muslkisl . 23,35 haberler . 24 gece konserL BUDAPEŞTE: 18.35 oda musiklsl 19,05 ders 20 gramofon . 20,35 Peşte operasından naklen opera temsill 22,35 haberler 23,35 Çln. gene orkestrası 24,35 gramofon 1,10 son haberler. BÜKREŞ: 13,05 orkestra kcmserl . 14,45 orkestra konserl . 18.05 gramofon 19,20 gramo fon . 21,10 senfonlk konser 22,05 kon ferans 22.20 senfonlk konserin devarnı VARŞOVA: 18,05 piyano konserl: Bethovanln e. serleri 18,30 konu$ma 18,40 gramofon. 18,55 konuşma • 19,20 üç klşlllk heyet tarafından konser 19,50 edebiyat 20,0! keman konaerl . 20,25 zamane neçriyatı20,35 plyano İle cazband 20^50 konus ma 20,55 spor neşrlyatı 21,50 haberler . 22,05 aarkı konserl 23,05 reklâm konserl 23,20 gramofonla operet pax çaları 23,50 İtalyan dlllrude konuşma 24,10 dans havalan. 1 1 a Et z z •IK E Bugünedeğin alışkınhğımız yazı dilinin ölçüsüz, toplu sözlerinde (fail, mef'ul, fiil) olan sıradır. Hangi grameri açarsanız bu, böyledir. Yazıcılarımızın şu sıraya göre de söz bağladıklarını biliriz: (Meful, fail, fiil). (İsmet İnönü Ankaraya gitti), (Ankaraya İsmet İnönü gitti) gibi. Birinci örnekte (İsmet İnönü) nün (nereye) gittiği, ikincisirçde de (Ankaraya kimin gittiği) bildirilmiştir. Dünün yazı dilinde, yazıcılanmız, arasında dönen (söz bağlama sırası) budur. Fakat hiçbir yazıcımız ölçüsüz bir yazısında bu sırayı bozup önce fiil sonra fail, sonra mef'ul yazmamıştır. Bunu bir türe olarak benimsememiştir. Hiçbir gramerci (gitti İsmet İnönü Ankaraya) toplu sözünü gramerce doğru saymamıştır. İşte dünkü yazı dilimizin alı şılmış söz bağlarlığı budur. İki önceki toplu sözde kavra yışça, bildirişçe biraz ayrılık varsa da alışkınhğımız dünün yazılarmda türkçenin, daha doğrusu osmanlıcanm bozuk düzen (söz bağlayış sırası) budur. İmdi, sözleri bu sıraya göre dizişimiz, ne denlü doğrudur? Acaba biz hep, konuşurken de böyle mi konuçuruz? Geniş Türkelinin her bucağın da da böyle mi konujşulur? Konuşanlan can kulağile din Iiyelim: İçin böyle olmadığını anlarız. (Lehçeler), (mahallî şive ler) arasında herhangi bir yerin söz söyleyişi, lâfları dizişi, toplu söz bağlayışı, düşünce kurumu bakımından ayrılıklar olduğunu şaşarak görürüz. Biz, İstanbul konuşmasında da bu Rski yazıcıların yazı dili uydurması olan sırayı her an ağızdan konuşurken bozanz.' Yerîne gör'e fiili başa alırız. Sırasile faili, mefulleri dizeriz. Böylece sözlerimize, konuşmamıza daha canlılık veririz. Bu türlü konuşmamız daha ruh biliğine uygundur, daha kolaydır, daha engindir, daha derindir. Bu kıvrak konuşmayı dinliyenler de daha çabuk, daha kolay, daha az gücle kavrar. Trabzon, Edirne gibi Türkelinin yakın bucaklarında, kümenin ağ zında ses düzeni .«öyle bir yana dursun söz bağlayışı böyle değil midir? İmdi, yarının gencliğine en kolay, en canlı, en kıvrak dili vermeğe çabalarken yazı dilinde toptan, en köklü bir dil değişikliği yapmak için eski (Gramer Sarf) ve (Sentaks Nahiv) cilerin bilmem nereden, nasıl, hangi dilden, hangi yerin söyleyişinden alıp bir (kök türe) gibi yazı dilimize soktukları, yazıcılarımızın da yıllardanberi öyle yaza yaza perkittikleri bir temeli dibinden baltalamak, yıkmak, değiştirmek günü gelmiştir. O da toplu sözlerde sözlerin sırasını daha güzel, daha doğru, daha kıvrak, daha engin bir köke göre, ruhun akıcılığına, pisikolo jimize göre değiştirmek olmahdır. Yazı dilimiz konuşma dilimize uymahdır. Daha doğrusu çok ve öyle aykırı olmamalıdır. öyle ise ileri türkçemizde, ya rının yazı dilinde, toplu sözler YA !|K! AJLJEİM de sözlerin sırası n.e olacak? Bu sorgunun karşılığı öyle sanırım ki söz bağlayışımızın yasasını ortaya çıkarmış olacaktır. Şu: Önce fiil, sonra fail, sonra meful. Bir de şu: Önce fiil, sonra meful, sonra' fail. Bu iki biçimden başka geriye (fail, fiil, meful) ve bir de (meful, fiil, fail) olarak iki türlü, iki, biçim söz kurumu, söz çatımı daha kalır ki bu sonuncular kıvraklık, enginlik bakımından ölçülü sözlere daha çok yakışır, ölçüsüz söz lerde iki öncekinden daha az kullanılsa gerektir. Yazı dilimizin bu dönüm, bu yeni doğum gününde toplu sözlerin kuruluşunda da böyle bir değişiklik yapılsa yeridir. Bu denemeyi gazete ve kitab lara geçirmeden önce ilkmektebin yeni okumayı sökmeğe başlıyan küçükleri üzerinde, bir de millet mekteblerinin hiç okuma, yazma bilmiyen yeni okumaya başlamış büyükleri üzerinde yaparsak bu düşüncenin doğruluğu; değilse çarpıklığı birden gözlerimiz önünde belirir. Sözlerin yukarıda verdiğimiz dört diziye göre çatılması osmanlıcanın toplu sözler sonuna düşen fiil eklentilerinin kulağa güzel gelmiyen, (monotonie) sinden de dilimizi kurtaracaktır. Derlitoplu düşünce kılığım ve rememiş, yasa ve türelerini koyamamış olmakla beraber inconciantgayrişuurlarından gelen buyruk » larla bunu yapmağa özenen, yapan son yazıcılarımızın yanında kü • bik ve fütürist şiirler, ezgiler karalıyan, böylece eskiye göre bir tat değişikliği gösteren son ozanları • mız soluk, sönük bir ışık ta olsa bunu^, bu sezişi.gereği jgib,i belirt,meğe, canlandırmağa çabalasalar öyle sanırım ki pek yerindo, pek uygun, pek denkli bir iş yapmış olurlardı. Hem bu, yeni bir varlığa doğuşumuzun, karanlıkları delen, ay dınlatan yeni çağın en güzel bir işi olurdu. Kulaklanmızın ölçülü sözlere benzeteceği bu sesler; bugünkü tatsız (nesr) imize eskiyi yıkar ken yeni bir (zevk), yeni bir tat, alışkın olduğumuz (klâsik), ör nek yazı terbiyesinin bozduğu konuşma dilimizdeki engin canlılığı da türeli olarak getirecektir. Eski yazıcıların bunda Edebi yatı Cedide, Fecriati ve bir takım yeni lisancılar da vardır düştüğü karanlık (nahiv) çukurundan an cak böyle bir silkinişle ve böyle bir atılışla kurtulabiliriz. Bunun içindir ki bugün şu te zi, şü buyruğu ortaya atıyor ve bağınyoruz: Türkçenin yarınki söz bağlayışı öyle değil böyle olmalıdır. YAHYA SAİM OZANOĞLU Not: Toplu söz yapılışını, kurumunu çözerken eski (fiil, fail, meful) termelerini kullandım. Düşüncemizin daha çabuk anlaşılması, daha geniş okuyucular kümesince kavranılması için. (Müsned, meful, zarf, müsnedi ileyh) tabirlerini kullanmadım. (Müpteda, haber) li cümleler de (fiil, fail, meful) lli olanlar gibidir. Y. S. O. Onyon Fransezde edebî konferans Edebiyat doktoru, Galatasaray Li • •esi ve Universitede luan mektebi muallimlerinden Mösyö Albert Keim, b« perfemoe günü saat 18,30 da Beyoğ • lunda ünyon Fransezde «Edebi y «t ve üniversite hatiralari» mevzuunda bir konferan* verecektir. Mösyo AJberl Keim Fransad* pek taninmif güzide bir fair ve edibdir. Birçok siir mecmualari, romanlar ve hikâyeler neşretmiştîr. Muhtelif piye»leri de ParU tiyatrolarinda büyük muvaffakiyetler kazanmiştir. Perfemb* g'ünü verecegi konferansta: Heredia, Verlaine, Mallarme Zola, Jean Lor rain, Mirbeau, Huysmans, Anatol* France • Sarah Bemhardt, de Max Gemier, Jaure», Clemenceau, Lyautey gibi bizce taninmis olan me^ • hur çairler, muharrirler, artistler ve »iyasî adamlar hakkinda gayet cazib hatiralar ve fıkralar nakledecektir. c Yeni eserler Duyguların psikoloji ve fiziyoloji dersleri tstanbul Üniversitesinde pUrko • loji ordinaryüsü profesör doktor Hans Winter«teinin derslerini ayni dersin doçenti doktor Sadi Anado • hı derliyerek ve türkçeye çevire rek yukarıki isimle bastırmıştır. Bu duygular görmek, ifitmek, ağnyı hissetmek gibi maddi ve fiziyolo jik duygularJır, ki vücud hayati yetinin ba$lıca görünüslerini belir Hr. En yeterlikli bir hocanm bu mevzu üzerindeki okutmalan elbette bütün alâkadarlarca ehemmiyetle karsılanacaktır. Teo albUmü Geçen sene guzel bir karlkatür albu. mü çıkaran ressam Teo, 935 İçin de güzel blr albüm neşretmiştîr. İçinde mu vaffak olunmuş reslmler ve hoş yazılar vardrr. Renkll blr kab lçlndedir. Tavsl ye ederia. İArkart var) Bilmediğimız bir diinya Görmiyeceğimiz bir hayat • Duyamıyacağimız bir lisan Buzlu iklimler balkının ateşli aşkları ESKİMO ö Cmt Yaman ve eşsiz bir avcı Kendi lisanlarında sevişen EskimolarBalina avı • Beyaz ayıların mülhiş hücumu Vahşi kurtlarla hayat kavgası eki NEFİS BİR MEVZU ENFES BİR FİLM i P E K Sinemasında Tapu ve Kadastro Umum Müdürlüğünden: Kızıl dökme pirinçten oyulmuş beherinin muhammen kıymeti 70 80 kuruş olan 465 aded vilâyet ve kaza «teket isimlerile motörle çalışacak 350 400 lira muhammen kıymetinde bir aded bes, altı santim dikebilecek kitab dikiş makines! açık azaltma ile alınacaktır. Jstiyenlerin 935 şubatm ikinci cumartesi günü saat 14 te % 7 | peylerile lstanbul Tapu Müdurlöğüne gelmelerî. (220) kerestelere hakikî değerinden kat kat fazla kiymet biçildiği ve mevbum malIar için de mühim partfler halinde »evkedilmif gibi faturalâr tanzim olunduğu neticesine vanlmiştir. Bu yolsuzluklarin yapıldığı yilda, Türkiyeden ihraç edilen kereste, ihraç edilmiş gösteri len miktarin ancak beste biridir. Tahkikat, 45 kadar merour ve ta • cirin bu iflerde alâkadar olduğunu göstermistir. Bu yolsuzluklarla, kendisine bir milyon liraya yakın kazanç temm eden "Hiristo Ninidis Yunanistana kaçmistir. Sahte faturalarla muamele vap| tirmağa muvaffak olan Vehbi Cemil Hariri de Suniyede bulunmaktadir. | Takas heyetinde eksper vazifesini yaparak, ihraç edilen kerestelere kiymet koyan birinin, babasinrn ismini kullan. dığı ve asil eksper olan babasmm ye . rîne bu isleri yaptığı da tesbit edünu*» Hr. Gümrük basmüdürü Seyfi bu münasebetle dün kendisfle görüsen bir arkadasimiza demişth ki: « Tahkikat tamamile bitmiftir. Evrak hazirlanmısttr. Ancak, alâkadar olan müfettiş Ankaraya çağirilmif ol • duğundan evrakı bugün bize veremedi. Evrakı aldıktan sonra, tabiî IhtUas mahkemesine tevdi edeceğiz.» AKŞİM FREDERiC tarafından harikulâde binema artisşlerinin en meçhuru, kadınlann sevgilisi bir surette lemsil edilen M E L E K Sinemasında Holivut Holivodun 7 numaralı nfishası güzel reslmler ve zengin munderecatla Inti sar etmlştlr. Tavsiye ederlz. ACIKLI BtR ÖLÜM Hadikai Meşveret mektebi mâessu ve müdürii merhum Bay Abdinîn oğlu, Ziraat Bankası eski müdürlerinden Bay ' Hakkı Mançonun kardeşi, Emlâk ve Eytam Bankası muhabere jefi Bay NaI hidin kayinbiraderi, İnhisarlar Muğla • Aydın mintakalari bas eksperi ziraat mühendki Bay Hilmi Manço vazifesi etnasinda hıtulduğu grip neticetinde geç teyhis edilen beyin ütihabmdan Aydm memleket hastanesinde ölmüf ve Aydinda defnedilmijtir. Zavallı daha otuz yaşlarında millet ve mem'eketine hayirh isler gorebilecek bir çağda idi. Hastalığin Muğlada teşhis edilmeyip ancak son günlerinde Aydinda ! anlaşılması kurtanlmak ümidlerini bırakmanUftir. öliiye Tanndan rahmet ve çok kederli ailesine de sabirlar di leriz. MARCH Öldüren A Ş K Frausızca sözlü Paramount filmi takdim edileeektir. JNumaralı bi'etlerin derha! temini tavsiye olunar Ayrıca: Paramunt DOnya haberleri be li:x: SARAY Sinemasında BECTOR MALOT'un meşhur melodramlannm en güzeli Oynıyanlar VANNİ VIA«CUUx P<>RVıLLE ROBERT LYNEN HER^NGERE MADELEİNE GUITTY P1ERRE PARTEUIL Maurice Yvain'in tnusikı ve jarkilan u

Bu sayıdan diğer sayfalar: