29 Ocak 1935 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

29 Ocak 1935 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

2 îKıocikânun 3İ TELGRAF HABERLERI Tutankamen ve Radyo Molotof Yoldaş Türkiyeden bahsederken şiddetle alkışlandı, sefirimîze karşı dostan tezahürler oldu Moskova 28 (Husnst muhabiri * mizden, telsizle) Bu akşam Kremlin sarayında Reisicumhur KaKnin Yoldaş yedmci Sovyet kongcesini açtu Kongrede aza olarak bütün Rusyadan toplanmış 1974 mümessil bulunuyordu; bundan başka Stalîn Yoldaşla hükumet ve fırka idare heyeti, ecn«bi sefirler ve matbuat mümessilleri gelmişlerdi. Kongce reisi seçildikten sonra söz Basbakan Molotof Yoldaşa verildi. Molotof uzun bir nutukla hüku • metin iç ve dış siyasasını anlattı. Nutkun, beynelmilel münasebetiere aid kısmında Başbakan, evvel emirde Türkiyeden bahisle, iki millet arasmdaki samimî ve dostane münasebetlerin diğer milletlere örnek olacak derecede bulunduğunu kay • detti ve şiddetle alkışlandı. Molo tof Yoldaş sözüne devamla: « Türkiye tstanbula ve BoğazIara hâkim oldukça bazı devletle • rin empryalist iştihalannı uyandı « nyor. Sovyet hükumetinin Türkiye ile münasebetleri mutlak müsavat ve samüniyet prnsibi üzerine kuruludur» dedi ve tekrar şiddetle alkışlandı. Bu sırada sefirimiz Vasıf bulunduğu locada doğrularak el işaretile kongre mümessillerini selâmladı. Bu hareket kongrede Türkiye lehine ayrıca tezahürata sebeb oldu ve horra sesleri yükseldi. Kongre müzakereleri on gün kadar sürecektir. ısırdan, yabancı matbuata aksettiğine göre, İngiliz tayyareleri, Mısırda Firavunlar vadisinin üzerinden uçarak geçerken, neşrettikleri telsiz mevcelerini yeryüzündeki ahize istasyonları almaz oluyormuş. Fir'avunlar vadisi, meşhur netameli hükümdar Tutankamenin mezannm bulunduğu yerdir. Bu mezarı keşfedenlerden tutun da, içinden çıkan paha biçilmez hazinelere el dokunduran, yahud ki bunun yanma uzaktan yakından sokulanlara varıncıya kadar birer türlü felâkete uğratan Tutankamen, demek oluyor ki telsiz denilen işkence> aletinden hoşlanmıyor. Zira, fennin izahı bir yana dursun, benim itikadımca, bu telsiz mevcelerini hükümden iskat eden, hiç şüphesiz müteveffanın ta kendisidir. Nasıl böyle etmesin ki, beseriyete büyük hizmetler ifa etmek üzere ortaya konmuş bir icadı, hemen daima yaptığımız gibi, suiistimal ede ede, tahammül olunmaz bir eza ve ıstırab vasıtası haline getirdik. Bazan, ben de, radyo denilen bu Allahın belâsı nesnenin yüzünden, irademi kaybedecek derecede sinirlendiğim zamanlar, nefsimde, Tutankamenin ilâhî yahud ki şeytanî kudretini aramış, elimden gelse, dünyanın dört tarafından buraya akm eden mevceleri durdurmak, dağıtmak istemişimdir. Bunun sebebi, musikiden ve hatta radyonun kendisinden hazzetmediğim değildir. Bilâkis, şuurlu bir elin idaresinde, güzel, mütekâmil bir makinenin içinden, kıvamında, süzülerek akseden nefis bir musikinin müştakı ve hayranı olurum. Lâkin, konuda, komşuda, eşin dostun evlerinde rasladığım, dinlediğim, daha doğrusu zorla dinlemeğe mahkum edildiğim radyoların içinde acaba böylesine rasgeldim mi, dersiniz? Asla! Radyosu olup ta, onu, muntazaman istasyonların programlarmi takib ederek, dinlemeğe başladığı bir parçayı sonuna kadar, ayni ezgide devam ettirerek, parazitleri coşturmadan, acayib düdük sesleri çıkarttırmadan, bir opera havasını bir tango ile, tangoyu Kahiredeki ezanla, ezanı Moskovadaki bilmem kimin nutkile, o nutku Selim Sırn Tarcanın jimnastik derslerile, jimnastik derslerini ajans haberlerile kanştırıp çorbaya çevirmeden kullanan üç kişi tanımıyorum. İşte beni, asnn bu en güzel icadından soğutan bu olmuştur. îrtsanm saati saatine uymaz. Ekseriya, gece evimde oturur, çalışınm. İyi, muntazam bir musiki, bu çahşmama mâni değildir. Hatta güzel bir münebbih vazifesini görerek beni memnun eder. Tepemdcki radyo o aralık, pes perdeden, bir senfoni tuttursa, keyfime payan yoktur. Lâkin nerede?. Bi zim radyonun sözümona saz faslı rahmeti rahmana kavuşahdanberidir, elâlemde, Mısın dinlemek merakı hasıl oldu. Mübarek, gecenin saat onunda başlıyor. Ve tam mütaleaya, yazıya dalacaksınız, yahud ki yorgun kafanızı dinlendireceğiniz bir anda, kör arabın biri, inkıbaza ttıtulmuş sesile bir mavaldir başlıyor. Maval, malum ya, şeytanı bile yıldırmış, feci birşeydir. Kâinat gibi, başladığı malumdur da, ne zaman biteceğini ancak Cenabı Hak bilir. İşte ben, bu mavalleri dinlemeğe mahkum bulundukça radyonun kendisine de, mucidine de lânetler yağdınyor ve topunu birden Tutankamenin hışmına havale ediyorum>. Ercüment Ekrem TALU İHEM Paris ve Berlin arasında Avrupa yolundan notlar NALINA MIHINA karşılaştırış Baslamadan önce: 1 Troçkinin bir sözünden çıkan ders roçkinin Sovyet Rusya askerî kuvvetleri hakkmda yazdığı bir makaleyi okurken şöyle bir cümle gördüm: Batının en ötesindeki Paris, bizim için en berisindedir! T «Yanmn harblerinde cebh* geririndeki nvil ahalinin hi**enne düşecek *ey, tayyare bomba* ları, zehirli gctzlar ve açltk ofoe eaftfır.» Evet, yarınm harbinde cephe ve cephe gerisi diye bir aynlık olmıyacaktır. Bugün, bir defada aldıklan benzinle 2000 kilometro me safe kateden bombırdıman tayyareleri, uçtukları yerden 1000 kilometro uzaklara ferah ferah gidip geliyorlar. Bu 1000 kilometro a«kerî yıllıklarda görülen resmt rakamlardır ve artık bütün esrart meydana çıkmış olan üç dört sene evvelki tayyarelere aiddir. Hakikl kabiliyetleri gizli tutulan yeni uçaklann bir defa aldıklan benzinle 2000 kilometro uzakta bir hedefe gidip geldiklerini kabul etmek hiç te mübalâğalı olmaz. Gerçi rökor büsbütün ayrı bir şeyse de, bir defada alınan benzinle yere inmeden katedilen düz mesafe rökoru 9000 kilometrodan fazladır. Bugün hususî vasıtalar ve şartlarIa, güçlükle elde edilen bu rökorun 1940 senesinde, bütün uzun mesafe tayyarelerinin yapabileceği alelâde bir uçuş haline geleceğini id dia etmek bir kehanet sayılmaz Yarınm harbinde, düşman tayya* relerinin şerrinden memleketi ve halkı korumak için her yerde ted* birler alınıyor. Bu tedbirler iki türlüdür: Biri havada, öteki yerde. Haı va tedbirleri, düsmanın bombard*» man tayyarelerine karşı avcı tay • yareleri kullanmak ve düşman memleketini tayyare ile mukabele tehdidi altında bulundurmak; yer tedbirleri ise tayyarelere karşı topçu ve makineli tüfekle mukabele etmek, sığınaklar yapmak ve maake kullanmaktır. Bizde de, hava hücumlarına kar* şı askerî bakımdan her türlü tedbirler alınıyor. Fakat işin sivil cephesinden henüz birşey yapıldığl yok. Yapılacak şeylerin en mühinv mi gaz maskesidir. Halbuki evvelki sene saman alevi gibi parlayıp sönen bir hareketten sonra, işi bir tarafa bıraktık; yaptığımız konferanslardan ibaret kaldı. Konferanslar iyi ama, sade kuru lâfla zehirli gazden korunmak ve kurtulmak mümkün değildir ki... Riyakâr sulh sözleri ve yalancî banş arzuları arasında, herkes hanl hanl silâhlanıyor. Nihayet, günün birinde iş bir patlak verecek. O nun için, hiç vakit geçirmeden bİT gaz maskesi fabrikası yapsak, millî müdafaamız itibarile çok lüzumlu ve faydalı bir iş görmüş oluruz. Kültür Bakanı Ankaraya döndü Tedrisat ve talebeye dair yenî kararlar Ankara 28 (Telefonla) Kültür Bakanı Abidin özmen bu sabah buraya geldi. Bakan tstanbuldan sonra ugrayarak teftiş ettiği Adapazan, İzmh maarif islermden memnundur. Ada • pazarı orta mektebinin yeni bir binaya ihtiyacı olduğtnu kabul ederek yeni btr bma yapıln>asına muvafakat et • miş, mektebîn yerini de tayin etmiş • tir. Ankara 28 (Telefonla) Anka • rada yapılması dusunülen tarih coğrafya fakültesi için lstanbuldaki heyetin verdiği raporu Kültür Brkanı Abidtn buraya getirmiştir. Tarih, coğrafya, arkeoloji namîle teTekkül edecek 1~ ü* enstitiriçin tahsisat verüirse yeni bir bina yapılacak, olmidıgı takdirde «ski bir bina bulunacaktır. Burada ânîvertiteye lüzum görülürse önümözdeki sene icab eden tertibat ahnacakür. Türk ve Yunan ekalliyetleri için Yeni bir mukavele imzalanacağı söyleniyor Atina 28 (Hususî) Hükumet taraftan Vradini gazetesi Cenev • rede Türkiye Dış tşleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras ile Yunanistan Dış tsleri Bakanı Maksimos arasında komifulanlar hakkmda habeHer vermektedir. Bunlara göre iki Dış Bakanı diger işlerle betaber Trakyadaki Türk ekalliyetile Türkiyedeki Rum ekal liyett meselelerini tanzîm etmek üzere birlikte bir lâyiha kaleme a lınmtınu karar vermişlerdir. Vradini gazetetinin yazrîığına bakıltrta bu lâyiha teferruatile iki hükumetin tasvibine iktîran ettik • / ten aonra Balkan Dış Bakanlarınm bu defaki toplantısında iki bakan tarafından imza edilecektir. Bu neşriyat Atina gazeteleri ta rafından iki dost cumhuriyet hükumet i münasebatının »amimlyetine ve Türkiyenin hü*nü niyetine delil oIarak telâkki edilmektedir. Tarih ve Cosrafiya fakalteri Erkek litelerinde okuyacak tnzlar Ankara 28 (Telefonla) Türk talebelerinin kız lîseleri bulunmıyan vi • lâyetlerde erkek liselerine devamlartna Kültür Bakanlığınca musaade edflmisti. Bu »ene vakît geçtiğinden bu karar gelecek seneden itfbaren tatbÜc olu • nacaktn*. Kalimnos adasında vaziyet değişmedı Atina 28 (Husuaf) Atina gazeteleri SİMDI adanna gelen on iki adalılann kahramanı Zecvoaun Kalirano* adası vaziyeti hakkındaki töylediklerini yazıyorlar. Bu hal>erl'»3 göre Kalimno» adasında örfî id'aı. e devam etmekte, »eLitan dertlerî hir ve köylerde kuvvetli karakol Ankara 28 (Telefonla) Mek • lar gece gündüz dolaşarak Deri ge lenleri arastırmaktadır. teblerimizde okutuian lisan dersleri Ahali de kfliseyi takibde addederek herhangi bir talebenin başka bir vîlâ • bütün kiliselerm kapilarini kapayip yete nakli esnasmda o talebe için baa »iyahlarla örtmüşlerdir ve ruhanî müşkülâb mucîb olmaktsdır. Mesela ayin yapbrmamaktadırlar. Izmir ltsesmde almanca okutulmaktadır. Bunadan gelen btr talebe fran • sızca, ingilîzee okumaktadır. Ankara 28 (Telefonla) Açık Talebe bu vaziyet karşısında iki 1H bulunan jandarma umum müdürlüsandan birini ihtiyar etmek roecburi • gü muhasebe müdürlüğüne Millî yetindedir. B'nnetice lisanın îkinci, 3Müdafaa Vekâleti deniz muhasebe çüncü sınıfmda ise gittiği mektebde tek müdürü Recai, deniz ve hava mu rar birinci smıftan litan dersine baslahasebe müdüclüğüne Millî Müda • faa Vekâleti tnuhasebe müdürlü • roaktadır. ğü mümeyyizlermden Müeyyed, Bu vaziyen* nazan dikkate alan Bafabrikalar muhasebe müdürlüğüne kanldc Talim ve Terbiye heyeti bir taAnkara Ievazım âmirliği muhasetimatname ile bu müskül vaziyetlerin becisi Neşet, tstanbul Ievazım â • önüne geçecektir. mirliği başkitabetine de ora kâtîbMaaşa baŞlanacak maallimler lerinden Bürhanettin tayin edilmişAnkara 2 8 (Telefonla) KBItur lerdir. Bakanlığından alman malumata göre şimdiye kadar ucretle çalışan mesleki Londra 28 (A.A.) M. Flan tedrisat muallimlerinin maaşa bağlan • den ile M. Laval perşembe günü malan hakkmda yeni bir kanan liyiLondraya gelecekler, cuma ve cuhan nazırlanrmştır. marte&i günleri tngiliz nazırlarile görüş. ecekl erdir. tngiltere hükumeti, cuma günü, Hariciye Nezaretinde Fransız na Sofya 28 (Telefonla) Yeni zırlan şerefine bir ziyafet verecekkabkıede mürahal bulunan Maliye tir. Ziyafete M. Makdonald riyaset Bakanhğına Türk Bulgar doctluk edecek tir. cemiyeti reisinin getirileceği *öy • Cumartesi günü Londradaki FranIenmektedir. Cemiyetin reisi olan sız büyük elçiliginde bir öğle ziyaprofesör Bulgaristanın sayılı ma • feti verilecektir. liye mütebassulanndandır. Paris 28 (A.A.) Londrada Fcansız ve Ingiliz devlet adamlan arasında yapılacak pörüşmeler hakSofya 28 (Telefonla) Kimon kmda Entransijan gazetesi diyor Gorgiyef kabinesi tarafından sür ki: gün edîlen sabık Harbiye Nazın General Radefin sürgün cezası yeni Eğer tngiltere, bugün an'anevî kabine tarafından kaldırılmıştır. tecerrüd1 politikasmdan vaz geçe General bugünlerde Sofyaya dönerek bir Fransız Ingiliz teşriki me J cektir. saisi politikasmm inkişaf ve tekâmülüne taraftar görünüyorsa, Fran•a da Alminyanın Uluslar Derneğine dönmesirtin şayanı temenni ol dugu hususunda tngiltere ile mutaAnkara 28 (Telefonla) Nüfus biktır. Fakat Fcansa bu dönüşün, ve tskân Umum müdürlügü Bul • millî mevcudiyeti mevzuu bahsedegaristan hududunda bir Bulgar kocek kadar fedakârlıklar yapılması yüe bir Türk köyünün ahali.inin •aftma talük «dilmiyeceği kanaa tebdü edibnesi hakkındaki kararı • tndedir nı Başvekâlete bildirmiştir. Muhasebecüer arasında Londra görüşmeleri çok unutmadık • Paris ve Beclin Iarı hâlâ o keli çapmda iki bü • melerdir. Her Avyük şehrin ayrı • rupalı dilde bugün lış çizgilerini ya« İsmail Habib Sevflk kalamak ve bu kadahi yasayıp duran labalıkta iki se • «Türk gibi güç • lü» sözünü, küçük yapılı futbolcü • hirlinm karekterlerini cımbızlamak lerimiz bile hatıralarından silemedi, gibi çok güç ve değerli kîmseler mazinin dev gövdeleri o kadar iç • içm bile çok kaypak iflere dalmaklerine işlemiş! tan ürpererek uzağım. Bu karşılaştırış sadece secici bir gezginin gözBiz niye Avrupalıları ayırdetmez lerine gelişigüzel ilişivermiş noktade hepsini frenk biliriz Ne yapaIarı sıralamak içindir. Ne derinlik, lım, uzun yüz yıllar Avrupada devne özlülük, hepsi kabukta kımıl • let olarak yalnız Fransayı tanıdık t dıyan ş.eyler: Aldanmadıklarım O da Kralinın Sadriazamimizla denk* varsa tesadüfe veriniz, aldandık ligmi kabullendiği için! O koskoca larım benimdir! «mukaddes Cermen tmparatorlu • Birleşişleri saymak kolay: tkisi gunu» bile niye tammadık? Romade, • tngiltere dışta • bütün kara nın mirası onun degil bizim olduğu Avrupanm en büyük iki kalabalıgı; için! Bütün Avrupa, uzun yüz yıldört beş milyonluk gövdeleri var, lar, limanlanmıza ancak Fransız fakat ikisinde de ufacık bir yıkıntı bayragrna sığınarak gelebildi. Franyok; hep yapılar yaşlı da olsa dinç, sa eteğinıize, onlar Fransaya ya • her yeri dolaş, ne çatlaklık, ne patpışmıştı: Avrupayı frenk görüşü • lakhkl tkisi de yeşillikle dolu: Ora müz Avrupanm frenk görünüşünda Tirgarten bahçesinm tükenmez dendir! ormanı, burada Bolonya ormanı Bütün batı uluılan içinden yalnın sonsuz bahçesi; belli iki şeh nız Fransa bize karşı «an'anevî rin de ciğerleri sapasaglamdır! dostluk» sözünü kullavabildi ve Birinin Versayı varsa ötekinia de biz de yalnız Fransa hakkmda Poteşdamı var: tkisi de, ikisinin «manevî vatan» dedik. Bu aıfatı kulağma birer küpe gibi takılı! On Mekke ve Medine için bile kullan • Iarın Moltekesi Parisi aldıysa bunmamıştık. Yüzümüz batıya dön larm Napolyonu da Berlini almışdügündenberi Fransanın bilgisra • tı: tkisi de ne orünsün, ne eğilsin! den kafamıza ışık, edebiyatından Berlin, çekirdekten agaç fışkınr kalbimize duygu, ve ihtilâlindea gibi, küçücük Domdan büyüdise; yüreğimize peklik geliyordu. Na • Paris te, adamm bebekten oluşu gi mık Kemal ve Ziya Paşalar vatan bi, Senin ortasında söbü ve şişkin içinde hürriyet yok diye Parise bir beşiği andırarak uzayan Site kaçtılar, hürriyet içinde yıllarca adacigmdan doğdu işte vatansız kalarak! Irmak girip ırmak çıkan ikisin • Bütün bunlan hatırlayış, Parisle den de Tanrınm günü yüz binler Berlini karşılaştırırken bitaraf ka • girip yüz binler boşalıyor. Onda ve lamıyacağımızı anlatmak için de • bunda milyonların kımıldamşi ve ğildir: «Kuvayı Milliye» zamanın milyonlann uğultusu; fakat ikisindayız. Alt Anadoludaki şehirleri de de hiç sivri se» yok. Kulak do • miz henüz kendi başlarma Fran luyor, fakat tırmalanmıyor. Sesin sızlarla uğraşıyor. Adana cephe • azgını budanık, gürültünün keski ainde iki tarafm konuşması Iâzım ni ezik. Gizli brr iple çekiliyotlar gelmiş. Bizimkiler ince bir yumu » gibi düzgün otomobil dizileri hıza gelmiş kaplımbağalar gibi sessizdir şaklıkla Fransız generaline Türkleve ç?nlannı hiç işletmiyen tramvay rin Fransayı ikkıci bir vatan bildiklerini ve bizdeki Fransız kültürü lar, gözü doldurup kulağa dokun • nün kÖklülügünü anlatmağa çalı • mıyarak, patenlerde gibi kayıyorşırken general birdenbire köpürür: lar! öyleyse niye nankcrlük edip tki şehrin aynlışlannı karşılaş • bizimle harbettiniz? tınrken bir Türk için ilk düşünüleBizknkilerden genc bir zabit karcek gerçeklik şu olsa gerek: Biz şılık vermiş: Avrupayı Fransadan tanıdık, ve NankSr değil pişmanız! Avrupa bizi fransızcadan öğrendi. öfkeli sözlerde hak azdır; ne Fransız franktan, frenk Fransız • nankörüz, ne pişman. yalnız hiçbir dan gelir ve biz hâlâ ecnebilerin millet başımızd% değil her millet hepsine frenk deriz. Batının en ötekarşımızdadır. Kendini her şeyin sindeki Paris bizim için en beri üstünde sevmiyecı milletin dostlu • sindedir! ğunda da değer yoktur, düşman • Biz her garbliyi frenk bildigimiz lığında da. Yarım asır Alsas Loren gibi Avrupa da her şarklıyı Türk için duydukları acıda ne kadar hak biliyor. Berlinin «Vatan evi» ndeki lı olduklarını işte kendimiz de ts • baştanbaşa Arab dekorlu kahvenin kenderun ve Antakyanm sızısindan adı Türktür; Parisin Panteonunu anlıyoruz! gömeğe gelen, başları agelli ve srrtlan ihramlı müstemleke Müs • Ne Büyük Savaşta o kadar bo • lümanlarına oradaki Fransızların ğuştuk diye Fransıza küsüp fran • «Türk, Türk» diye söyleşip bakış • sızcaya sırtımızı çevirdik. Ne Bü tıklanna şaşa kalmıştım. Kızarak yük Savaşta silâh arkadaşimızdır gültiyor ve gülerek kıziyorum: Kıdiye vatanıma «Enverl&nd» diyenzışım bizi bilmeyişlerinden ve gü • lerin mahmuzlu ağırlığını unuttuk. lüşüm yalnız bizi bilişlerinden! Yarı dünyaya güvendiğimlz zaman Niye başkasım değil de yalnız güvendiklerimizle çöktüktü; kendibizi bilirler? Ne yapsmlar, şarkın mize güvenince yan dünyayı çök • yamanlığını garb yalnız Türkten türenleri çöktürdük. Meğer ne onöğrendi. Çok uzaklan bırak, daha da, ne bunda, ne varsa kendimiz • deymiş: Paris ve Berlin, ikinize beri çağlarda bile bizi denizde karşı da bitarafwn! Barbaros ve Turgutla, karada Yeniçeri ve akıncılarla tammıştılar. En İSMAİL HABİB SEVÜK Sofya metropolidî nezaret altında Taraftarları metropolidi Cumhurreisi yapacaklarmış Sofya 28 (Telefonla) Sofya metrepolidi tstefan bu sabah polia tarafmdan nezaret altına alınmıştır. Burada kuvvetle dolaşan şa • yialara nazaran, metrepolidin ma* kamında yapılan araştırmalarda kendisini ağır surette itham ede • cek bazı vesaik bulıtnmuştur. Gene bu şayialara nazaran As • kerî birlik umumî kâtibi ihtiyat miralayı Velçef, Harbiye Naztrt olduğu takdirde ordunun yardımıle Bulgaristanda Cumhuriyet ilân edecek ve Sofya metrepolidi tstefant da Cumhurreisi ilân edecekmiş. Sofya metrepolidinin evinde bu husus için hazırlanmış metrepolidin resmini ve ismini taşıyan beyannamelerin de bulunduğu söylenmek • tedlr. Polis, tankikatı derinleştirmekta olduğundan daha birçok kimseler nezaret altına alınacaktır. Bu'gar Maliye Bakaniıgına getirilecek profesör Amerikadaki su ı baskını faciası Ölenlerin sayısı çok, sefalet müthfş! Bir Gümrük memuru Dün cürmü meşhud halinde yakalandı Gümrüklerde yapılan sıkı teftişlere devam edilmektedir. Bu teftişlerin bir neticesi olarak, dün Galata gümrüğünde bir memura işten el çektirilmiştir. Yapılan ihbar üzerine evvelden ter • tibat alındığmdan, bu memur cürmü meşhud halinde yakalaatniş ve rüşvet almak suçile derhal sorguya çekümiş • tir. Gümrük müfettişleri, suçlu memur la diğer alâkadarlan dün geç vakte kadar istiçvab etmişlerdir. Tahkikata bugün de devam olunaeaktir. Hesabın: biliyorsan, yarını düşünü •yorsan mutlaka bankada bir tasarruı hesabın olmahdır. M. I. ve T.O. Bir sürgün cezası kaldırıldı Sabık Kayzerin atlattığı tehlike [Bas tarafı birtnct sahlfede] hakkmda çıkarılan bazı şayialan bild^rmektedir. Filhakika, sabık ahçıbaşmin Almanyaya gönderildigi ve şimdi de orada bir tımatrhanede kapalı ol dugu teeyyüd etmistir. Çıkan şayialar, Kayserin kansı prenses Herminenin ahçıyı kovar ken, kendisine «idam cezasma lâ • yık olduğunu» söylemiş olmasın dan ilefi gelmektedir. Prensesdn bu ifadesi ne teyid •• n* d"e tekzib edilmdstir. Bir Türk ve Bulgar köyünün mübadelesi Marks • Amerika • 28 (A.A.) Mahalline gönderilen bir cnemur, sular altında kalan Misisipi mın • takasında binlerce ahalinin daya nılmaz ıstırablarını anlatmaktadır. Bu adamm söylediklerine nazaran, ölenlerin sayısını teîbit etmek hiç bir vakit mümkün olamıyacaktır. Her halde bu sayı rok yüksektir. Beyazlarla zenciler, ırk farkı gözetmeksizm, birlik olup, yiyecc.k ve giyecek göndersin diye Tanrıya yalvanyorlar. Binlerce hayvan, faciada telef olmuştur. Sefalet! tehvin etmek ve salgın hastalıklarm onüne geçmek tçîn, birçok sıhhîye memurları geceK gundüzlü çabalryorlar. Fasch t'ar fırtmalan Oran 28 (A.A.) Fasta şiddetli ve sürekli surette kar yağmaktadır. Elhaceb havalisile muvasala kesil mistir. Altmış kadar çocuğun da bulunduğu bir mıntaka ekmeksiz kaltnıştır. Bunlara, tayyare ile ekmek ye tiştirlleeektir. Yurcdaş!

Bu sayıdan diğer sayfalar: