934 te bir peri masalı! Ingiltere Krahnın küçük oğlu Prens Jorjla eski Yunan Krallıjı hanedanından Prenses Marinanın düğünleri dün Londrada yapılmıştır. Londraya günlerdenberi taaınmakta olan 3 milyon insan tarafmdan seyreciilen bu muhteşem merasim hakkındaki tafsüât birinci sahifemizdedir. 1934 senesinin en mühim hddiselerinden birini teşkil eden bu düğün nekadar muhteşem oldise, gelin Prenses Marinanın çocukluğundanberi aeçirdiği hayat ta o kadar şairanedir. Avrupa gazeteierinden birinde o hayata ait tesadüf ettiğimiz hissî bir yazıyı naklediyoruz: Prenses Marinanın doğuşu Fırtınalı bir gece.. Demir par • maklıklı kapının çmgıırağı ufuk • larda acı akislec yaptı. Kapıcmın çıktıği yerden giren rüzgâr bir pjncereyi hızla kapattı, bir takvira yapcağını koparıp uzaklara sa vurdu. Bu takvim yaprağmm üzerinde 30 ikincitesrin 1906 tarihi yazıhydı. , Şimalm soğuk memleketlerinden kopup gelen kış Atinanın parlak gökünii karartmıştı. Fırtına bah • çenin ağaçlarım kalplere korku verecek bir tarzda hışıldatıyordu. Karanlıkların kucağında dallar k:rılıyor, kurumu; yapraklar kiime küme dökülüyordu. Kapıcı £elen adaraa: Buradan efendim, Diye yol gösterdi. Acele çagırtılmıs olan iki operatör Prenses Ni kolanın basucuna koştular. Prens, uzun koridorlari genis adıtn • Iarla arşınlıyarak bütün beniiği müthis bir sıkıntı içinde gezinip ducuyordu. Ona haber verdiler: Bir kızınız oldu! Ya kanm, ya Prenses! Doktor biraz endiseli görü • nüyor.. Derhal ameliyat etmek lâzımmış. Yandaki odada yeni doğmus bir çocuğucı şevrek feryatlan, musta rip bir artnehin hafiften çıkan iniltilerine karısıyordu. Bu mustarip anne o anda ölüm tehlikeleri geçi riyordu. Dışarıda fırtına büsbülün azmıstı. Pencere kanatlannm da annenin ıstırabına istirak eder gibi esrarlı sekilde iniltiler çıkardıklan isitiliyordu. Prens operatörlere: Çocuk kurtuldu âlâ, diyordu. Ya Prenses? Operatörler beyaz gömleklerini giyerek odanın kapısı arkasında kayboldular. Yalnız rüzgâr uğultularının doldurdukları rub sıkıcı saatler geçti. Yunan Kralı Yorginin oğlu Prens Nikola, binbir gece masallarındaki saraylan andıran muhteşem sarayın uzun koridorlannda hâlâ gezinmekt edevam ediyordu. Bu saray ona Rusya Çarı tarafından düğün hediyesi olarak yaptınlmıştı. Mimarî noktasından büyük bir eserdi. Atinaya gelen seyyahlar orayı gezip görmeden gitmezlerdi. Kıymeti birkaç mil yon değerinde idi. Eh.. Çar da yeğeni genç kıza bundan daha ufak bir hediye veıremezdi ya.. Çünkü Prenses büyük Dük Dimitrinin kızıydı. Lâkin bu ihtişam ve bu asalete rağmen müthis bir felâket herkes gibi onlan da tehdit etmekten geri durmuyordu. Cumhariyet Dün Londrada İngîltere Krahnın küçük oğlu ile evlenen Prenses Marinanın hayatı, hîssî, şairane bir romana benzemektedir Papa Eftim çoculkarma öztürkce ad takü Ruhanilerin kisveleri hakkındaki lâyihadan sevinçle bahsediyor G. Saray Fenerbahçe bugün karşılaşıyor Senenin en iddialı maçlarından biri olan bu karşılaşma için iki taraf ta hazırlıklı bulunuyor Bugün lik maçlarmın en mühimlerinden birisi olan Galatasaray • Fenerbahçe maçı Taksim stadyo munda yapılacaktır. Senenin en iddialı müsabakala nndan bji olan bu karsılasma için iki takım da hemen hemen hazır lıklı bulunmaktadır. Bu itibarla bu maç çok hararetli olacaktır. Fenerbahçe, evvelki hafta Vefaya mağlup olmus, likte 2 puvan kaybet • mistir. Fakat Galatasarayın simdi • ye kadar hiç mağlubiyeti yoktur. Fenerliler, bugün Galatasaraya yenilirler'*e 1935 senesi sampiyonlu • ğuna da veda etmeleri 14zım gelecekt».. Onun için yenllmameğe ça hşacakları ve bütün kuvvetlerini harcıyacakları bekienm^kt^dir. tki gündenberi güzel rîiden hava bugün de devam ederse bu maç çok zevkli olacaktır. Herseyden evvel maçın gürültüsüz ve temiz olmasını lemenni ederiz. Bugün Şeref stadyomunda da Be siktas • Istanbulspor taknnları karsılasacaklardv. İki 1 ulübün birincî takımlan arasuıda yapılacak olan müsabaka saat 11 de olacaktır. Besiktashlar ve tstanbulsporlular, Galatasaray Fener maçını görebil mek için müsabaka saatini bu su retle tesbit etmislerdir. Besiktas takımı bugün İstanbulspora da galip gsleb'Iirse tehiikeli rakiplerinden birini daha atlatnus olacnktır. Fenerbahçe stadında Vefa • Beykoz takımlan karsılasacaklardır. Bu gümkü müsabakaların progtamı sudur: Topkapı • Altınordu 1 inci takımlan saat 12,50 hakem Sabih Bey. Fenerbahçe Galatasaray 1 inci takımlan saat 14,30 hakem Ahmet Adem Bey. Besiktas lstanbulspor genç ta kımları saat 10 hakem Zarifi Bey. Besiktas • tstanbulspor 1 inci takımları saat 11,10 bakem Suphi Bey. Eyüp Beylerbeyi 1 inci takımlan saat 12,50 hakem Mehmet Salim B. Besiktas lstanbulspor B. takımlan saat 14,30 hakem Kadri Bey. Şeref sahasında Fenerbahçe stadında Beykoz • Vefa B. takımlan saat 10 hakem AIi Rıdvan Bey. Anadolu Hilâl 1 inci takımlan saat 11,45 hakem Şazi Bey. Beykoz Vefa 1 inci takımlan saat 14,30 hakem Cafer Bey. Güreş şampiyonasına hazırlık Bursa (Hususî) Türkiye güreş birncilikleriain yapılacaği Tayya' e sinemasında hazırlıklar yapılmaktadır. Müsabakaların şelırimizde yapılması burada bu ulusal spoca karş büyük bir alâka ve sevinç uyandırmıştır. Prens Jorj ve Prenses Marina Mis Foksi iste bu esasa dikkat ediyordu. Olga, Elizabet, ve Marina ttpkı tngiliz çocukları gibi bahçede büyüyorlardı. Şefkat görerek, spor yaparak, sıhhi sartlara tâbi olarak.. Fakat bu terbiye usulü sarayda dedikoduyu mucip olmağa basla • mıstı. Kral Yorgiye söyle telkinatta bulunuluyordu: Hasmetlu, torunlannıza na • sıI terbiye verildiğini biliyor musunuz; bahçede çırçıplak günes banyo«u alıyorlar. Alelâde insanların çocuklan gibi jimnastik yapıyor lar«~Takn prenseslerin aasıl *er biye olunmalan lâzım geldiğini.. Prenses Marinanın 14 yaşında iken alınmış bir fotoğrafı Kral Yorgi oğlu Prens Nikola yi çağırmıs, ona, çocuklanna eski tarzda terbiye vermesini emrettikten sonra *u sözleri ilâve etmisti: Haydi sen, hiçbir işle mesgul olmiyarak vaktini resim yapmakla ge • Günes doğaırken fırtına biraz ya çiriyorsun. Bari çocuklarinı böyle hatıstı. Etraftaki esyanm şekilleri b«l vaî yetiştirme!. Ii olmağa baslamıştı. BirincikânuPrens Nikola babasina itiraz etmenun ilk günü sükunetle ortahğı meWe beraber biTdi?inden saşmamişkaplıyordu. tı. Uç kiz hergün bahced? koşup oy Odanın kapısı açıldı. Operatör namakta, otlarin üzerinde yuvarlan ler dısarç çıktılar. makta devam ettiler. Prenses kurtuldu! dediler. Lâkin bu üç kizdan iki sîyah saçlisi Prens, hemen Prensesin odasına koşmağı, sicramağı daha fazla sevi • koştu ve yatağa yaklaştı. Genç an yorlar. Sarişin onlara pek istirak etmine, hastabakıcılaruı üzerine doğ yordu. Kivirdk sarları bir ftldişi te ru kaldırdıkları küçük, sanşm, nQe maruf İtalyan ressami Boticelli pembe mahluka iftihar ve hayretnin tablolaNndaki sahsiyetlerden bi le bakıyocdu. Yavrunua yüzünü bir rinî andıran bu çok güzel genç kizin taraftan lâmbalann sönük ısıkları, < benliğind<* bir romanin gizli faciala diğer taraftan da dısarıdan içeriye rı yaşiyordu. Parlak, ekseriya rengi dehücum eden ziyalar aydmlatıyor • ğişen gözlerinde esrarlı riiyalarin akisdu. leri görünüyordu. Ayrı ayri üç hoca, Prenses birden: bu üç kiza sarayin Akropola bakan bir Marina, dedi, sen bir tngîliz odasmda ders veriyorlar, Hsan ve maçocuğunu andınyorsun! lumat öğretiyorlardı. Prenseslerin o kudukları lisanlar ita'yanca, fransiz • Bahçedeki üç küçük ktz ca, ingüizce, almanca, rusça idi. Ma Olga, Elizabet, Marina! Bahçede mavi gözlü, zeki ve tat rina en küçükleri, fakat en çahşkanla • n idi. Ders için hiçbir tekdir ve azar h bakıslı, dudaklarında hiçbir zaisitmemişti. Kalbi de o kadar iyi ve tnan tebessüm eksik olmıyan tngişefkatli idi. liz mürebbiye mis Foksi nezaret Mürebbiyelerînden biri bir gün Maettiği üç çocuğu böyle çağırıyordu. rînanin odasina girdiği vakit, yatağı • Prens Nikola üç kızının terbiyeaini kendisine tevdi ettiği bu ka • nin üstündeki yorganin yerinde olma dığmı görünce: dma: Mis, demişti, onlara fazla yüz Prenses, dedî, yorganmizi ne vermeyiniz, fakat çok sert te davyaptiniz? ranmayınız.. Her şeyden fazla onKüçük kiz tereddüt etmeden cevap ların birer insan Iamtvlarını, beni verdi: Bahcenin demir parmakjıklvi ve Prensesi sevmelerini isterim. dişarumda dolasan fakir çocuklara verdim! Evet, hergün o taraflarda birçok fakir çocuklar dolaşir, biraz ekmek, bi • raz yrmiş, bir iki eski pantalon bek • lerlerdi. O gün ümit etmedikleri bir şey olmuş, sarayin güzel Prensesi onlara ipekli bir yorgan vermişti. Prens Nikola okumus bir adam ve san'atkârdı. Sarayindaki hususî tiyat • rosunda Yunan kumpanyalarina tem süler verdiriyor, bunlara aile erkânı ni ve diğer davetlileri çağırıyordu. Sansin Marina bu temsilleri gözleri parIiyarak, kalbi carparak, yanaklari kı zararak seyrediyordu. Ertesi gün bahçede yalniz başina düşünceli düsün • celi dolaşiyordu. On yasina geldiği vakit uzun zamandir halledemediği bir meseleye dair etrafmdakilere su suali sordu: Prensesler aktrb olabilirler mi? Olga ve Elizabet bazan bahçenin her tarafinı dolaşiyor, Marinayi ariyorlar, fakat bir türlü ele geçiremiyorlardı. Nihayet parmakbğa yakm bir nokta da ona yakahyorlar. Prenses par • maklığm öbür tarafmda fakir çocuk • lan bir takim rolîer oyniyarak eğlen dirmekle meşgul! 1913 • 1914 Balkan Harbi ve Umumî Harp birbirini takip etti. Prens Nikolanin sarayinm etrafinda tıpkı Prenses Marinanın doğduğu geceki gibi müthis bir fırtina patladı, sarayi sal lamağa başladı. Uç kiz gene oyunla rinda devam etmekle beraber kalple rini garip bir endişeye, istiraba düşürmüştü. Artık büyümüşlerdi. Bazi seykre pekâlâ akıllart eriyordu. Babalari, onlari çok defa dalgin ve düşünceli öpüyordu. Marina bir gün kapilarin arkasindan bir takim hiçkmk sesleri işitti. Kendilerine yol verilen hizmet çiler sessizce çekilip gittiler. Uç mürebbiye de kendilerin: tfrketmeğe mecbur olmuşlardı. En nihayet Mis Foksi de et tirnaktan ayrihr gibi uzaklaş miştı. Atina ufuklarmda esen firtma sarayi temelinden yikmiştı. Prens Nikola dısarıdan geldiği vakit yüzü sapsari idi. Sarayda kalmiş oîan birkaç hizmetçi eşyalan topluyorlardı. Eski STn ve mes'ut hayattan ortada hiçbir eser yoktu. Marina ömründe ilk defa tek, fakat müthis bir söz clan şu ke • limeyi işitti: Sürgün ! Paris konuşmaları [Blrinci sahifeden vıabait] Türkiye ve"Romanya Hariciye Na zirlari, Türkiyenin Paris Büyük Elçi sinin bugün vereceği yemekte bulun duktan sonra akşam Paristen ayrila • caklardu*. Paris 29 (A.A.) Türkiyenin Paris Büyük Elçisi Suat, Türkiye Hari ciye Vekili ile M. Titulesko şerefine bir öğle yemği vermiştir. Ziyafette ezcümle Romanya Hava Müsteşarı M. trimesko iie Romanya, Yunanistan ve Yugoslavyanin Paris orta elçileri ve Türkiye Büyük Elçili ğinin yüksek memurları hazir bulun • muşlardir. Paris 29 (A.A.) Türkiye Hari ciye Vekili bu sabah Sovyet Rusya nin Paris maslahatgüzari M. Resen berg ile bynelmilel meseleler hakkmda uzun muddet görüşmüftür. Eftim ve oğla Selçtıit Meshur Papa Eftim, bütün ruhanilerin meslekî kisvelerini bundan sonra yalnız mabetlerde giymeleri hakkında Meclise verilen lâyiha münasebetile düsündüklerini dün bir muharririmize söyle anlatmıstır: < Biz, Türk ortodoks kiliseleri teskilâtını yaparken kaleme aldı • ğımız dahilî nizamnamede ruha • nilerin kilise dışında cüppe ve kulâhla gezmelerini yasak ettik. Diğer papazlara örnek olmak için ben o gündenberi sokaklarda siyah palto ve siyah sapka ile gezerim. Esasen papazların cüppe ve külâh giymelerini emreden dinî bir emir yoktur. Cüppe ve külâhı sonradan sinot meclisleri icat etmis lerdir. Bir papaz sivil elbise İİ3 sokağa çıkarsa bir hafta işten el çektirilmek suretile cezalandırılmak • tadır. Halbuki biz bu gibi kayit ve şa»tfar tanitnıyoruz. Bizim, ortodok» Türk papaziarımız kilisedeki vazi• feierini bitirdikten sonra dısarda istedikleri işi tutmakta serbesttir • ler. İsterlerse ticaret yaparlar, is • ter'e se dükkân açarlar. Bizim teskile mıza göre papazlar yalnız kilisede ruhanidir. Kiliseden çık • tılar mı diğer yurttaslardan zerre kadar farkları yoktur ve olmanıalıdır. Biz papazlara baskalarınm zararına olarak her hangi bir imtiyaz vermek istemeyiz. Bu itibarla onların hariçte herkes gibi gi • yinmeleri lâzımdır. Zaten bugün hiçbir medenî memIekette cüppe ile gezen papaz kalmamıştır. Hatta harice giden pa pazlarımız bile kıyafetlerini değistirmek mecburiyetinde kalmışlar • dır. Ben bütün bunlari daha on bcş sene evvel söyledim, fakat «Papa Eftim söylüyor» diye benim dediklerimi dinlemek bile istemediler. Hulâsa, Millet Meclisine verılen lâyihadan çok memnunum. Bu münasebetle size soyadı meselesi hakkında ne düşündüğümü de söyli • yeyim. Teskilâtımız onu da vaktinde düşünmüs ve halletmiştir. Bugün Türk ortodokslarm isim ve lâkapları tamamen türkçedir. Me&elâ benim nüfus tezkeremdeki ismim Karahisarhoğlu Eftimdir. Diğer arkadaşlanmızın isimleri de hcp \ Türk ismidir. Meselâ aramızda Baklacıoğlu, Pambukçuoğlu, Çavdaroğlu gibi tamamile Türk ismi tafiyan arkadaşlarımız vardır. Düşüncelerimi su şekilde hulâsa edebilirim: Bizim gayemiz Müslüman yurttaşlarımızla aramızda din farkından başka zerre kadar fark bırkmamak ve kül halinde, hakikî Türk olarak yaşamaktır. Biz ayn bir cemaat veya ekalliyet tammıyoruz. Bunun için ayrıca mektep ve hastane açmak lüzumunu hissetmedik. Biz çocuklarımızı ve hastalacımızı devletin resmî mektep ve hastanelerine gönderi • yoruz. Benim çocuklarım da Türk mektebine gidiyorlar ve şimdiden hepsi de öz Türk adları almışlar dır. 15 yasındaki oğlum Yorgo bugün «Turgut» olmuştur. 8 yasındaki ikinci oğlum Aris simdi «Selçuk» ismini taşıyor. Marika ismindeki kızımın adı «Yıldız», kiZim Poli nanın adı «Belge», Natalinin adı da «Günaydın» dır. Çocuklarıma öz Türk adı koyarak diğer Türk ortodoklarına ör nek olmak istedim.» Papa Eftim muharririmize ya kında saçlarını ve sakalını da kestirmek niyetinde olduğunu söyle • mistir. Dağcılık kulübiinün faaiiyeti Bursa (Hususî) Kurumunun ilk kurultayını yapan Bursa dağ sporları kulübü yeni idare heyetini seçmisti. Heyet ilk toplantuını yap mis ve aralarında is bölümünü su suretle ayırmıstır: Reisliğe Saim, umumî kâtipliğe Musa, mahasebeciliğe Tayyar, mümessil azalığa lhsan Celâl, idare âmirliğine Huriye. Uludağın her tarafma kar yağdığmdan kulüp önümüzdeki cuma günü ilk kayaklt seyahatini yapacaktır. Gelecek cuma günü de dağcı • lann kı? bayramlarıdır. Bu münasebetle büyük bir program hazırlan mıştır. Taksim stadında Fenerbahçe Galatasaray genç takımlan saat 10 hakem Bahattin Bey. Fenerbahçe Galatasaray B. takımlan saat 11,10 hakem Nuri Bey. Marsilya facıasft [Blrinci sahifecten mdbait] bulunan bütün vesikalar ve delillerin konseye tevdi edileceği kayitli idi. Yugoslavyamn uluslar kurumundaki murahhası M. Fot ; tch bu muhtırayı, uluslar kurumunun «enel yazganı M. Avenole vermiştir. Muhtıra resmî Macar mehafilinin zorbalarla birlik olduğunu ispata çahşmaktadır. Ezcümle deniyor ki: «Zorbalar için birçok öğrenme karargâhları kurulmuş olup, bunların en tan'.nmışı, Gustave Percets tarafından meydana getirilen Yionka Puszta karargâhıdır. Zorbalarn toplanmas'. seçilnıesi ve yetiştirilnıesî hep Macar toprağında olmuştur.^ Yugoslav muhtıraaı, Macarları, zorbaların birçok silâh ve patlayıcı maddeler elde etmelerine yardım etmekle ve bu ışlerini kolaylaştırmış olmakla ilham etmekte, canilerin Macaristam Macar pasaportlarile terketrruş olduklan îa bildirılmektedir. N'îuhtıra, para basmakta olan ve üyesi ünifor«ıa taşıyan ve 16 nisan 1934 tarihlı Macar notasmda itiraf edildiği veçhile açık havada talimler yapan Oustacha kurumunun bütün bu işler için gereken paraları nereden buHuğunun aydınlat;]masını istemekte, zorbalığa bitım verilmesi için diplomasi yolu ile yapılan istemelere karşı Macaristanın vurdum duymazlığa gelmiş olduğunu hatırlatmaktadır. Son olarak şöyle d^niliyor: «Macar hükumeti, Yugosla\yanin uluslar camiasmın en büyük organına bildirmek mecburiyerinde bulunduğu ağır bir mes'ulıveti taşımaktadır.» Fransız gazeteleri italyan Adliyesine hak veriyorlar Paris 29 (A.A.) Italya adliyesinin Yugoslavyah Paveliçje Kvaterniği teslim etmek istememesini, gazeleler hakh buluyorlar ve bunun, siyasal suçlulann teslimi hakkındaki 1870 tarihli anda uvgun olduğunu yazıyorlar. İçki düşmanlarının senelik kurultayı Içki düşmanlarının dünkü kurultaymda bulunanlar tür. Bundan sonra idare heyetl seİçki düşmarıiarı cemiyet: senelik kurultay. dün Halkevinde top çilmiş ve şu zavat yeni idare heyelanmıştır. Reis profesöV Fahrettin tine intihap edilmişlerdir* Reis kerim ölen Yeşilhilâlcile;in ruhu Mazhar Osman, ikinci reis İbrahım için bir dakiki sükut ediinıesini Zati, miralay Atıf, umumî kâtip teklif etmiş, bundan sonra çahşFahrettin Kerim, muavinı Mehmet ma raporile rruhasip raporu okunAli, veznedaı Hüseyin, azahklara muş ve kabul edilmiştir Safiye Bahattin, Cemil, doktor Kutsi Hüseyin, Tıbbiyeden Rü.Nîiettin Celâl Feyyaz. Mehmet Salim, CeFethi söz almısîar ve içki düşmanvat, Safiye Hüseyin, Aîv Rıza. lığı mevzuu uzerinde görüşülmüs