1 Cornhtnriyet ÖZTÜRKÇEYLE Ş1İR Dil yolunda ÇSıhhat ve tuvalef) Beyaz eller Güzel beyaz ellere sahip olmak için işte size tavsiye edeceğimiz mükemmel bir mahlul: 60 gram iyi cinsten toz sabunu, 200 gram zeytinyağı, daha iyisi bademyağı içerisinde eritiniz. Buna 200 gram da kolonya suyu ilâve ediniz. Bunları koyduğunuz şişeyi iyice çalkalıyarak deri bir eldivenin içine bundan sürunüz, sonra ellerinize giyerek yatınız. Gündüz de ellerinizi ılık su ile yıkadıktan ve yumuşak kuru bir bezle iyice kuruladıktan sonra bu mahlulle iki elinizi sanki yıkıyormuş gibi birbirile uğuşturunuz, tekrar kurulaymız. Kış kıyafetleri Doğru doğru yüııiyorum, Bu sene gene tuit elbiseler ve fötr şapkaEar moda Sağdaki fötr şapka bu kış için hazırlanan en orijinal modellerden biridir. Uzun tepesi muntazam surette buruşturulmustur. Etrafındaki kemeri podösüettendir. Aşağıdaki resim sarı mavi tuitten bir elbise. Ceketi düğmesiz, belinde, iki yanında büyük düğmeleri mevcut enli bir ke> mer. İçine örme yünden bluzun yakasına takılan kocaman düğme bilhassa bu kıyafeti gözü a» lacak bir şekle sokmaktadır. Şapka kalın fötrdendir. Solunda deriden püskülleri vardır yok kurulu bir pusum Görüyorum ben öniimü, başımda var bir usum Iste size arkadaşlar kısaca bir lâkırdı (Millet) demem şimden sonra var ken ünlü (ulus) um! Terslik etmek sevmez içim, dik kafc.li değilim. Apaydınlık duruyorken ama benim su dilim, Yabancının bıçağilc etmem onu bin dilim! (Bılım) varkcn (.Bilgi) varken demem artık ben (ılim) I Yiğit gibi yürürsen sen bırakıp ta utancı Kolaycacık iyi olur canmdakı şu sancı. Ülkülerin arkasında tammazsan usancı Bugün olsun, yann olsun duyacaksın kıvancı. Doğruluğa, iyiliğe, güzelliğe durma fap. Tatlıhkla konuş oğul, olma acı, olma şapl Boşboşuna tek bir günün geçmesin su acunda Ululuğa temelleı kur, güzelliğe v a pı yapl Sevgilerim için benı çekmeyiniz sor guya Sanmayın ki içimdeki benim çorak bır hınçtır; Yalansız bir gönül verdim ben bu yalçın duyguya Bence onu sevememek, Tıirk oğluna kıyınçtır. ••• Şelıre çöken koyu sis tabakası hâlâ kalkmadı Bu yüzden vapurlar işliyemedi, Heluvan yolcu vapuruda Imroz açıklannda karaya oturdu IBinnci sahı'eden mabait] Uykusuzluğa karşı Bazı insanlar vardır ki hiçbir rahatsızlıklan, hastalıklan olmad:ğı halde iyi uyuyamadıklarından, gecelerini yatağm içinde bir sağa, bir sola dönerekten geçirdiklerinden şikâyet ederler. Bir kısım uykusuzluklar ekseriya akşam yemeğini fazla yemekten ve yemekle yatağa gitme arasında müddet bırakmadan, mide dolu olarak yatmaktan ileri gelir. Uykusuzluktan şikâyet edenler, daima akşam yemeklerini az yemeli ve yemeğin Lyice hazmolduğuna kanaat getirdikten sonra yatmahdırlar. ', Bu şekil adi uykusuzluğa karşî mideyi bozan ve beyni yoran uyku ilâçlan almak ihtiyatsızhktır. Son moda bir elblse, bir şapka bir manto ışık azdır ozünde; Ancak sunu biliniz ki gönlumce b n güneş • u • Başım belki karanlıktır, Ne kara var, ne deniz var can evimın gözünde Ama o bir köpürdü mü ne de ona bir es varl (Hâkimlyetı Mılliye) Saç tuvaletlerT^) FAZIL AHMET Yeni kuvafürler 'Yeni kuvafürlerdeki temayül tepenio mümkün mertebe dağraık ve arka tarafından bilâkis muntazam Önderin nutku Aşagıda sağdaki manto siyaK, beyaz yollu tüittendir. Bilhass*. kollar orijinaldir. Siyah veya mavi bir boğa ve siyah şapka ile çok iyi gider. IBirinci sahifeden tnaboıt] BİTİMUCÜ = En nihayet BERKITEN = Tesbit eden BAYRAK = Huzur BAYHAL = Sulh DENK = Muadil, musavl DIFUK (DIREO = Ha>atî DE>rLU = Kadar D Her kadının Bugiîn K«r tcadmm ülküsü înce •e zayıf olnaaktnr. Çünkü incelen zevk, sisman kadin görmeğe ta • hanunül edemîyor. Tabiatin bu şekilde yarattığı kadınlar günün moda«ına ve zevkine uydukları için iftibar edebilhler. Fakat o şeki'de dogmamış olanlar ne yapsınlar.. Taliblerine küsüp otursunlar mı? Hayır.. Sad« şu anda değil, tarihin hemen her devrinde insanlar, siş manlan zayıflatmak, zayıfları *işmanlatmak için bir çok çareler meydana koymuşlardır. Hele bugünün kadınlannm sismanlamasma &ebc biyet veren âmiller, eğer bir hastalık d'eğilse fazla yemek ve idman sızlıktrr. Onun için evvelâ perhiz yapmak, sonra da jimnastik, yüruyüs ve saireye kuvvet vermek lâ zımdır. Bu defalık yalnız perhizden, tehlikesiz bir perhizden bahsedeceğiz. Otuzunu geçmemiş her hanım bu usulü biraz sabır ve metanet gös tererek pek âlâ tatbik edebilır. O suretle ayda be$ kiloya kadar kaybeder. Hatta basladıktan biraz sonra bir kilo gibi az bir kayıp ve yahut vücudün çevresuıden bir santi iilküsü İnce, zarif ve zayıf olmak metre eksiklik büyük bir cesaret verebilir. llk beş giin için anî bir perhiz lâzımdır. Bunun için pek fazla gezip tozmıyacağımiz bir haft».yı intihap etmek lâzımdır. Yani goceleri sokağa çıkmıyacak, vücutle ağır işler görülmiyecek bir hafta.. İlk gün belki müthis sıkıtıh çekersiniz. lkinci günü sabırsızlanırsınız, üçüncü günü canınız sıkılır. Dördüncü günü is kolaylaşır, beşinci günü mükemmel bir hafiflik hissedersiniz. Bir tecrübe edin bakalım: Sabahleyın saat 8 de Bir bardaklık maden suyu, saat 9 da. Bir bardak limona1 ta, saat 10 da Bir bardak sut. Oğleyin saat 12 de Bir tabak çorba veya et suyu. Oğleden sonra saat 14 te Bır bardak şıra veya lımonata, saat 16 da: Lımonlu çay, saat 18 de. Herhangı bır meyva suyu Akşam saat 20 de: Bır tabak çcrba veya et suyu, bır fıncan kahve, saat 22 de: Bır bardak lımonata veya şurup, Yatmazdan evvel: Bir fincan sut. Eğer ilk gün açlığa tahammül edemezseniz bu yemek saatlerinin herhangi birinde üçü geçmemek sartile birer elma yiyebilirsiniz. E EK C = Ziraat M EVaEN = Felek, kâınat EBDEM = Fazilet EJ5JC SURMEK = Hükumet lcra etmek EfiENLEK. = Sıhhat GENEL (OEN, GENIŞ) = GEREKMEK = Icabet etm«k. tazım olmak Gerekenler := Icap edenler lâzım olanlar GUÇ = Kudret, kuvvet GUZEY == Saye, golge GEREÖI (gibi) = Icabı gibi GUVENÇ = Istlnal^âh, zahır GUVEN = Itimat GENLTK = Hefah, genışlık GONENÇ = Saadet olması seklindedir. Şn bastığımız modeller bu tarzi pek güzel ifade ediyor. Tepe kanşık bir sekilde ondül« edilmisth*. Arka Ue soldan sağa doğru muntazam taranmıştır. Şakaklann altında erkeklerdeki favorilen gibi kumen uzun bir kı • I ISSI = Sahip ISI = Har, sıcak K KTTRUM (KÜRMAK) = Teşkilât KURAL = Kaide KUTLTJ = Muteyemmen KIVANÇ = Zevk KILDACI = Âmll M MUTLU = Bahtiyaı. mes'ut ORANLAMAK = Tahmin etaıefc OGUZ = Mubarek ÖZEN = İtina, dlkkat OĞUNÇ, OVÜNÇ = İftlhar OĞUNMEK = Fahretmek OKONOM3K = İktısadi ODUNÇ = Istikraz ÖÖMEK, OVMEK = Sena etmek OZEL, (Oz) = Hususi OZGU = Hususi OZENÇ = Gıpta OZLÜK = Vasıf ONURME = TerakM O Ö v ve Eşya Asrî bir mutfağın görünüşü «ım bırakılmıştır. Tabiî bu taç tuvaleti gece elbiselerile bariz bir surette görünür. Omın için davetlerde balolarda kullamlabilir. Yoksa gündüz bn sekil süslenip meydana çıkmak ciddî bir kadına yaraşmaz. ( Ev kadını Balıkların muhafazası Her cins balık taze olarak birkaç gün saklanablir. Fakat onlan tuzlıyacak yerde şekerlemek lâzımdır. Hatta bu suretle saklanmış balık,1ar, tutulduktan sonra derhal taze taze pişirilenlerden daha iyi olurlar. Balığın miktarına göre altı veya yedide bir tasfiye olunmamış ham şeker kâfi gelir. Balıklar temizlendikten sonra bir miktarı içine konur, bir miktarı da üzerlerine sürülür. Ayni ameliye hergihı tekrar edilir ve balık çevrilir. Şekerlemeden evvel balıklan iyice kurulamak ve üzerlerinde yaşîık bırakmamak lâzımdır. Bu sekere bir kaşık tuz karıştırmak ta balığın daha lezzetli olmasını temin eder. Bugünkü mutfaklann temiz lik ve manzara itibarile bir oda dan hiç farkı yoktur. Hatta gö rünüşleri belki onlardan daha gönül açıcıdır. İşte size bir nümune.. Solda dolaplar, onun ya nında musluk lar ve yıkama yeri.. Köşede sıcak su kabı.. Ortada bir frijider. o nun sağında e lektrik fırını ve daha sağda yi yecek, içecek levazımı koyma ğa mahsus do laplar ve küçük çekmeceler... Geniş bir pencere den içeriye bol ziya giriyor. Yem* bır yol keçesi ayakların üşümesine mâni olacaktır. Böyle bir mutfakta hangımiz çalışmak istemeyiz. larm müracaati üzcrıre kaptan ve memurlar tarafından biletleri imzalanmıştır. Bu biletler dün kullanılmıştır. Şirket vapurunda geceliyenler Sis yüzünden oldııkça komık manzaralar da görü'.müştür. Me selâ, 47 numaralı vrpur seferine kalkamayınca iki yiizü bulan yolcusunun bir kısmı İstanbuldaki akrabalarına ve otel'ere gitmişlerse de 5060 kişi vapurda «îabahlamışlardır. Şirketi hayriyenin işletme müdür muavini İshak Bey de sabaha kadar sefer tertibatile meşgul olmak mecburiyetinde kalmıştır. Yolculara metrdotsllik yapan 47 numaranın kaptanı Ali Bey dün bir muharririmize akşamki manzarayı şöyle nakletmiştir: « Sisin şiddetinden dolayı vapur kalkmayınca tabiî yolcuiarı dışarıya atacak değildik. Elektrikleri yaktık. Derhal köprd üstünden salepçile simitçiyi çağırdık. Bir güzel kahvaltı ettikten sonra bir de baktım ki yolcular derhal birbirile kaynaşmışlaı sohbete dalmışlar. Herkes birbirine başından geçen deniz kazalarını anlatıyor, tatlı tath görüşüyoı. Bu muhabbet belki üç saatten fada sürdiı. Ondan sonra herkes bulunduğu kanapeye uzandı ve mışıl mışıl uyudu. Biz sıra ile nöbet bekledik. Şafak sökmeğe başlanyınca hazırlandık. Herkes yüzünü yıkayıp aynalarda tuvaletini yaptı. Gemide hanımlar da vardı. Sabahleyin 4,35 te köprüden kalkıp yoVulan iskelelerine bıraktım.)» Siş devam ediyor Sis, dün de bütün şiddetile devam etmiştir. Bilhassa Adalara işliyen Akay vapurları büyük müşkülât ve teahhurla •«•ferlerini yapabilmişlerdir. Ögleden sonra da Boğaziçinde kesif bir sis tabakası vardı. Bu yüzden saat 14 te köprüden Anadoluhisarına kalkan vapur Fındıkh açıklarına kadar gitmiş ve ilerlemek inıkânını bulamayınca geriye dönmüştür. Dün denizde olduğu gibi şehir içinde de sis çok faz'n idi. Saat sekizde sokaklarda 4 rretre ilerisinî görmek kabil olamıyordu. Ögleden sonra sis eski kesafetini kaybetmiş ve seferler int'zama girmişse de saat üçe doğru limanı tekrar koyu bir tabaka halinde istilâ etmiştir. Sonbahar başladı başhyalı sabahları ekseriya havalar sisli olmakta ise de dünkü gibi kuvvetli ve kesif haline tesadüf edilmediği için dünkü sis halk tarafından alâka ile karşılanmıştır. Bilhassa bu gibi havalann nezle, boğaz gibi hastahklar getirmesi yüzünden sokaklarda gezenlerin ekserisi burunlarım mendillerile kapatmakta idiler. Birçok kimseler de İstanbulun Londraya benzediğinden bahsediyordu. Siste fevkalâdelik yok Bu işi Rasataneye sorduk. Bize verilen malumata göre sonbahar günlerinde ekseriya vuku bulan sisin dün bu kadar tazla oluşunda bir fevkalâdelik yoktur. Sabahleyin güneşle havanın ısınması tebehhurat vücude getirmekte ve yükselerek soğuk hava tabakalarına tesadüf eden bu buharlar sis halinde gene toprağa veya denize Evvetki akşam, bir kımm yolculara otellik yapan Şirketi Hayriyenin 47 numaralı vapuru! çökmektedir. Dün bu tabiî hâdisenin ender derecede kesafetlisine tesadüf olunmuştur Heluvan vaparu karaya oturdu Kesif sis dolayısile Loit Tnyestino kumpanyasının Heluvan vapuru İmroz adası arıklarında karaya oturmuştur. Vapur kendi vesaitile kurtulamıyacağını anlayınca telsizle imdat istemiş ve Türk Gemi Kurtarma şirketinin Sezar ve Alemdar kurtarma vapurları derhal vak'a mahaUine gitmişlerdir Evvelki gün 3abîhleyin saat 6,15 te karaya oturan vapur henüz kurtarılmış de§ildir. Gemide 40 yolcu vardır. Bunlardan yirmisi seyyah olup di|er yirmisi tstanbula çıkacak yolcudur. Yolcular meyanında İspanya korsolo^u da vardır. Gemi derhal kurtanlamayınca kumpanya dün Rodostan gelen Tevere nannndaki vapurunu, kazazede vapurun yolcularını almak üzere İmroza gönder miştir. Yolcular bugün ögleden sonra limanımıza gelmiş bulunacaklardır. Şirketi Hayriye sis düdükleri koyuyor Haber aldığımıza göre Şirketihayriye sisli havalarda vaDurların iskeleleri kolaylıkla bulmaları için gerek köprüdeki ve gerekse Boğaziçindeki bütün iskelelere e'ektrikle seda veren birer sis düdüs?ü koyduracaktır. Düdıklerin tecrübesine dünden itibaren başlanmıçtır. ır ECNEBİ MEHAFÎLDE Yeni Bulgar konsolosu işe başladı Bulgar Hariciye Nezretinde tu • be müdürlüğüne tayin edilen Bul • garistanın tstanbul konsolosu M. Baklaciyef yeni memuriyetine ba»lamak üzere yarın Sofyaya gide • eektir. Yeni konsolos M. Nikola Vançef dünden itibaren vazifesine baflamıstır. M. Yablonski gidiyor Kendi arzusile Tas ajansınm Moskovadaki umumî müdürlüğiind* tnühim bir vazifeye tayin edilen bu ajansın tstanbul muhabiri M. Yablonski bu hafta Rusyaya gidecktir Tayyareci Jiuzep Balanka şehrimizde 1932 tanhinde tayyare ile Ba'ıri mubiti geçen Amerikalı ttalyanlardan M. Juzeppe Balanka dün Ankaradan sehrunize gelmiştir. Tayyareci bugün Sofya ve Bükreş tarikile Avrupa merkezlerini ziyaret edecek ve tngütere • den Amerikaya geçecektir. Matbuat Cemiyeti içtimaı İstanbul Matbuat cemiyetinden: Istanbul Matbuat Cemiyeti umumî he. yeti lklncl dela olarak 24 teşrinteani 1934 cumartesi gunü saat 13 te cemiyetin yeni merkezi olan Ankara caddesinde, Ikdam yurdunun ikinci katında toplanacaktır. Bu toplantıda mevcut ekserlyet telâkkt edileceglnden muhterem azar.ın herha). de teşrifleri rtca olunur. P PEKIŞTIRMEK = Takvlye etmek SAYIN = Guzide, muhterem SİYASA (YASA) = Siyaset SOSYAL (SOY) = Içtimaî SIYASAL = Siyasî SUERDEMUK = Askerî fazilet ve hüner SÖYÜNCÜ = Nlşaneı muhabbet TTJKEL = Tam TUZÜN = Asil s Ü ULUS = Millet ULUSAL = Millî UZ, UZCA = Müddet, müddetçe TJTKU =z= Zafer UYGUNLUK = Ahenk, vıfak ü ÜYE = Aza, unsur, uzuv URUM = Hasılât, mahsul UZEL = Ezel, evvel ÜNLU = Şanlı bedenen ve ruhen yorgunsanız ve bundan doıayt l a m v e n m l e ç ş ı > o r s a n ı z . ı ş l e n n ı z ı n ı>ı g ı t m e s ı n ı nasıl ı s t e > e b ı l ı r s ı n ı z ' Unutmayınızkı b i r k a ç g e c e l ı k u > k u s u z l u k sızı b u h a l e s o k a b ı l ı r . Bromural .Knoiu sınırlerı yatıştırır, ı.>ku>u gelırır, îararsiî, tetlrı hoş ve emnıyeflı bır ılâe olup sınırlerınızm sukunıınıyok kısa bır zamanda lade ve bu sayedc %\ı\ >enıden dınçleştıreeek olanJi)kıınuzu leııtın eder. 10 ı t 20 koui|>tıınr)i hj.ı (upIrrd* rczaıirlerde rfçrıe ile $«ılır Y YONDEM < = Usul = YANKU = Aksiseda YALTIRIKLI = Nurlu Knoll A.O, kimyevi maddeler fabrfkaları, Ludvvı'eshafen s,1?hin.