'Camhariyti 2uTeşrinisani^34 Türklerle Süngu Süngüye 23 Nakili: A. DAVER Çanakkalede > ( Şehir ve Memleket Haberleri Kanlı elbiseler içinde kıvrılmış matruş yüzler, bîze hem intikam, hem de merhamet hisleri veriyorduî Bunun için 150,000 liralık istikraz vapılacak Yüzlerce İngiliz çocuğu, toprakBize ümit veren bu güzel haberden sonra bir saat dolmak üzere... Ne takviye geldi ve ne de 57 nci alay görünüyor. Düşman ise yeniden kıpraşıyor. Bazan ümit ve bazan da ümitsizlik veren zayıf avcı hattımızın tüfek sesleri artık kulaklanmı dolduramıyor. Bir an geldi ki, bu sebatın felâketten başka bir netice veremiyeceği manasına delâlet eden bakışlara da tesadüf etmeğe başladım. Fakat ne yapabilirdik?.. Zira bizim arzu ve kararlarımızm artık hiçbir kıymet ve ehemmiyeti yoktu. Çünkü: Bulunduğumuz yeri müdafaa etmek üzere emir almıştık... Ve bunu alay kumandanı yeni olarak bir kere daha tekrarlamıştı. Sebat... Sebat... ve nihayete kadar direnecektik... *** En nihayet sağ gerîmîzden gözlerimizi yaşartan kıpraşmalar görünmeğe başladı. Eğer bu devirde mucizeye inanmak lâzım gelirse: bu, en büyük bir mucize idi Artık kâbus veren manzara süngülerimizle yırtılıyordu. Bu ilerliyenleri ve onlann başmdaki şahsın muazzez hüviyetini belki bütün dünya pek geç olarak öğrerecek ve tanıyacak.... Fakat biz ona daha şimdiden kelimenin tam manasile iman ettik.. Fakat başlarımızı hürmet ve minnetle iğdik... Deha ve cesaretin ortaya çıkardığı bu zafer müjdecileri durmadan ilerliyor... Ve ilerliyorlardı. Biz bunlan iştiyakla gördükçe hayat ve saadete kavuşuyorduk. Gözlerimizi siliyor, ve tekrar tekrar silip bunlara bakıyorduk... Ihtiyar tarihin ölmez sahifelerîne Türk zaferini kanlarile yaza vaza ilerliyen bu kahramanlar, tehalükle beklediğimiz 57 nci alay ve bu mucizeyi yaratan da 19 uncu fırkamn kahraman kumandanı idi.. *** Artık ıstırap ve felâket saatleri düşmanlarımız hesabına işlemeğe başladı. İngiliz hatlannda baştan nihayete kadar korku kıpraşmaları görünüyordu. Sağımıza, hiçbir tesir görmediklerinden dolayı kolayca sarkmış olanları 57 nci alaydan kuvvetli bir avcı hattı çok yüksek kahramanlıklarla ve sert hücumlarile yerinden oynattı ve attı. İngilizlerden, canlanm kurtarabilenler bir daha arkalarına bakmadan iki büklüm uzaklaşıyorlardı. 57. alaym sol cenah böluğü de ararmza karıştı. Zayıf avcı hattımız ehemmiyetli ve azametli bir dehşet arzediyordu. Evet.. Bu muhakkaktı. Cephemizdeki düşman henüz ehemmiyetli bir tazyik görmeden çözüldü. Sık fundalar bu defa panikçilere yardım ediyordu. Düşman gözden kaybolurken ölüm yağdıran mekanizmalarımızın şaİcırtıları durdu. Ve avcı hattımız yerinden fırladı. Ve kaçanlarm peşine takıldık. **• Üzerinde saatlerce boŞuştuğumuz geniş sırtı aşarken, bu çetin boğuşmanın kanlı bilânçoau düşman hesabma cidden pek feci bir surette cereyan etmiş olduğu görünüyordu. larımız üzerinde bir daha gözlerini açmamak üzere yatıyorlardı. Kanlı elbiseler içinde kıvrılmu matruş yüzler bize hem intikam ve hem de merhamet hisleri veriyordu. Daha sık çalılarla örtülü bulunan (Korku deresi» nin basına geldiğimiz zaman sağ ilerimizdeki sırtlardan çok şiddetli piyade ve makineli tüfek ateşlerile karş'landık. Mevzi aldık, ve bunlara mukabeleye başladık. Fakat ne fena idi ki artık daha ileriye gidemiyorduk. Buradan denizin kıyısmı da görüyorduk. Kıyıda hiç eksik olmıyan motör ve salapurvalara da 2000 nişangâhile arasıra ateş etmeği de ihmal edemivorduk. »** Bugün güneş batıya ne zaman geçmişti. Bunu hiç bilenıiyorum. Her taraf ve sular karardı. Gece karanlığı tamamen çökmeden, sağ kalanlarımız bisküit, et konservesi ve reçellerle midelerini teskine uğraşıyorlar, ve îngilizlcrin bize bıraktıklan bu gıdalan hesapsız ve gramsız olarak istihlâk ediyorlardı. Birinci günkü muharebelerimizin gecesi de durmak bi'.miyen atealerle geçti. Sabahın alaca karanlığında alayımıza iltirak etmek üzere emir aldık. Zabit namzedi Medeni bölüğü (Kesik dere) nin yatağında topladı. Ben borazanla biraz açıkta duruyordum. Evvelâ bir emir: Eş tut. Yorgun bir kumanda: Sağdan say.. Zayıf sesler... Bir... iki... üç ve en nihayet on sekiz tek.... Bundan sonra derin bir sessizlik **» 13 Nuan 1331 Tabura, bölük kumandanı sıfatile vereceğim ilk tahrirî yazımın muharebe raporu olması mukaddermiş. Bunun zayiata ait maddesini hatıra defterimin bugüne ait kısmının baş tarafına yazmadan geçemiyeceğim. M^dde 4 Bölükten dünkü muharebeye iştirak eden (164) neferden bugün mevcut olanları (35) tir. Şehit ve yaralıların miktarını ayırt etmek mümkün olamadığı arzolunur Ef.» A 27. Bl. 12 K. V. Adaların suyu bu sene temin edilecek Roma Hukuku dersleri j Siyasî îcmal Fransa ve Almanya lmanyanın mukadderatını elinde tutan M. Hitler Fransada kabinenin değişmesi münasebetile Fransız Alman anlaşması hesabma bir teşebbüste bulundu. Berline gelen ikî Fransız halk vekili ile görüşerek Almanya ile Fransa arasında bir suitefehhüm olamıyacağmı kay dettikten sonra iki memleketi doğrudan doğruya alâkadar eden Sar meselesinde Almanyanın cebir ve kuvvete müracaat edeceğini zannetmenin delilik olacağını, reyiâm neticesinin kabul edileceğini söyledi. M. Hitler Almanyanın garpte fetih ve istilâ politikası takip etme«ine bu topraklardaki nüfus kesafeti itibarile de imkân olmadığını, yani Alsas Lorenin istirdadına teşebbüs eylemesinin hem mad dî menafiine hem de siyasî ihtiyaçlarına münafi olacağını Ueri sürerek Fransaya bu cihetten teminat verdikten sonra bütün Avrupayı korku içinde bulunduran kâbusun, iktısadî salâha mâni olan engelin Fransa ile Almanyanın anlaştığı gün ortadan kalkacağım da bildirdi. | Harbi Umumiden evvel Avrupa havasını daima gergin bir haldo bulunduran ve nihayet Harbi Umumiyi doğuran amil Fransa ilo Almanya arasındaki zıddiyetti. B^ harpten sonra da Avrupanm bi^ türlü salâh bulamaması ve bîlâkia vaziyetin günden güne fenalaç* ması, buhranlann tevali eylemesl gene Fransa ile Almanyanın ara« larında anlaşamalanndan ileri geU mişti. ( Şimdiye kadar bu hakikati idrafi eden yalnız M. Hitler değildir. Alman ve Fransız devlet adamla* nndan bir çoğu bunu bildiklerin» den vakit vakit bu iki büyük dev* letin aralarını bulmak üzere tek* Iif ve teşebbüsler yapmışlardır* Fakat nedense bu teşebbüs ve tolâ liflerin cümlesi akamete uğratnıs^ tır. İhtimal her iki memlekette is* tediği gibi sözünü geçirecek büyük devlet adamları bulunama% mrçhr. Dugün vazlyct degîşmisrırjAlmanyanın mukadderatı, iç vej" dış işleri bir eldedir. Yani M. î îıt» lerin dimağile idare olunmaktadıl) Fransanın başında bulunan M^ Flandin ise gayet maddî ve müs«t bet düşünen bir devlet adamı ol^ duğu gibi dış işlerine de Berlini illâ ziyaret eden Almanya ile uzlas» mak fikrini ceffelkalem reddetmi* yen Fransa devlet adamı M. Lai val tarafından bakılmaktadır. | Bundan başka teklif pek gergiîi bir havaya da tesadüf etmemiştir^ Hulâsa M. Hitlerin teşebbüsünder^ iyi neticeler beklenebilir. MUHARREM FEYZt Profesör Honig dün tedrise başladı Mucip Mıicip Beyin hatıraları burada bitti. Şimdi Arıburnu muharebelerine ait hulâsalarımızı bitirmek üzere, ihracm ikinci gününden 14 mayısa kadar cereyan eden vakayii hulâsa edelim: Ihraçtan sonraki muharebeler îhracın ikinci günü, 26 nisan Bugün Çanakkalenin en buhranlı günlerinden biridir. Elde taze kuvvet kalmamıştı. Çok uzakta Saros körfezinin dibinde, Yen'köyde bulunan 7 nci fırka henüz yetişememiş, Anadolu tarafında bulunan 1 1 inci fırka ise yalnız 33 üncü ve 64 üncü alaylarını yola çıkarmıştı. Bu vaziyet kumanda makamlarını endişede bırakıyordu. Ögleden sonra Anadolu tarafındein gelerek Kilyaya çıkan 33 üncü aiayla akşamüstü gelen 64 üncü alay Arıburnuna gönderildiler. [Mabaâi varl Şehir Meclisi dün birinci içtima devresinin son celsesini birinci reis vekili Sadettin Ferit Beyin reisliği altında yapmıştır. Içtima on dakikahk bir fasıla ile üç buçuk saat devam etmis ve Meclis bir subatta toplanmak üzere tatfl edilmiştir. Birnci celsede Dahnî Encümen a • zasından Nemlizade Mithat Beyin diğer vazifeleri ve kendi idarehanesindeki meşguliyeti dolayısile azalıktan is tifasına dair mektubu okunmus ve kabul edilmiştir. Mithat Beyden açılan Daimî Encü • men azalığına Beyoğlu azası Mehmet Ali Bey seçilmütir. Bundan sonra Enciimenlerden ge!en mazbatalar oknn • muş ve miizakere edildikten sonra kabul odilmiştir. Bu arada Bütçe Encümeninin 1935 senesi umumî nüfus tahriri için Bele • diye hudutlan dahilindeki binaların tekrar numaralanmatı, sokak isimleri • nin madenî levhalarla yazılması, tah rir mmtakalannın ayrılması hakkmda mazbatası okunmuştur. Bunda bu işler için makanun istedigi masarifin halktan nasıl »Unscağma ve ne şekil de taksim edileceğine dair makamın bir talimatname hazırlaması ve bunun Meclisin şubat dcvresinde müzakeresi istenmiştir. Muhittin Bey bu hususta izahat vererek isten'len 25 bin liralık tahsisata daha bes bin lira ilâve edilmesini rica etmiştir. Bundan sonra Avni ve Ismail Sıtkı Beyler söz söylemisierdir. Kendilerine Muhittin Bey cevap verdikten *onra Bütçe Encümeninin müstacelen bu hususa dair tahsisatı kararlaşhrması ka • bul edilmiştir. Ikinii celsede Abdülkadir Ziya Bey Butçe Encümeninin, îstenüen tahsisatm kabulüne dair mazbatasmı okumuş ve Meclisçe tasvip olonmustur. Bundan sonra Bakırköy ve Adaiar suyu hakkındald Bütçe Encümeni mazbatası miizakere edilmiştir. Mazbatada Adalara su götürülmesi için Belediye Bankasından yüz el'i bin liralık istik • raz akti için belediyeya salâhıyct verilmesi isteniyordu. Makama bu hu susta salâhiyet verilmiştir. Ancak bu yüz elli bin lira yalnız Adalara sarfolunacaktır. Bakırköy suyunu Belediy* Sular Idaresi ilkbahara kadar temin için faaliyete baslamıçür. Müteakıben buz fiatleri hakkındaki mazbata okundu, kısın şehîfden uzak mıntakalara buz dağıtılmadıği, halbuki böyle yerlerde bulunan hastalar için buzun büyük bir ehemmiyeti bulundu • ğu Ueri sürüldü. Belecüye Reis muavinî Nuri Bey bütün uzak mıntakalara kı • sın buz temin edildiğini bildirdi. Otobus nizamnamesinin 29 uncu madde sinin tadüi görüşüle>ek otobüslerde bir soför bulundurulması kabul ediidi. Yıldız ve Çırağan sarayları için Maryosera Ue Belediye »rasındaki 6 mil • yon liralık davanuı Belediye lehine neticelenmesinde muvaffakiyet gösteren Belediye Reîs muavini Hâralt Beyle muhakemat müdürü Feyzi ve avukat Hâmit Nâzım B. lere naktî mükâfatta bulunulması hakkındaki makamm teklifine Bütçe Encümeninin cevabî maz • batası okundu ve bütçe vaziyotinin darlığı yüzünden miikâfatm mümkün o lamıyacağı bildirildi. Makam bu mazbatanın Meclisin şubat devresinde tekrar tetkikini istedi, kabul ediidi. Us küdar iskele meydanmın genişletilmesi için tahsisat verilmesi hakkındaki teklif te kabul olundu. Bundan sonra Nakiye Hanım ve arkadaslannın bir takriri oktmdu. Bunda Mecidiye köyüne kadar temdit cdilen tramvay hattının yeni asri mezarhğın açılması S • zerine halkın o se<nt« kadar kolayhkla gidebilmesini temin için Zincirlikuyuya kadar uzatılması hakkmda makamm teşebbüslerde bulunması isteniyordu. Takrir kabul edilertk celseye nihayet verilmiştir. Profesör Honıgın verdiği ders Doçent tarafından tercSme ediliyor Mison Ventura Beyin Vekâlet Profesör Honig dünkü açıs deremrine ahnması üzerin* inhilâl eainde Universitenin kendisine verden tstanbul Universitesi Roma hu diği Roma hukukunu okutma der • kuku profesörlüğüne tayin edilen sinin kendisi için şerefli bir vai'fe ordinaryüs Her Richard Honig dün olduğtınu beyandan sonra şunlan ilk dersi hukuk fakültesinin birinci söylemistir: sınıfında vermiî ve talebe tarafın< Düyada hiçbir şehir, tstan • dan al&ka ile dinlentnistir. Her Ho bul kadar, bana bu dersi okutmak nig bundan evvel Almanyanın Gozevkini veremez. Çünkü burada 15 ettingen Universitesi hukuk fe'se • asır evvel (427 de) tmparator Jüsfesi ve Roma hukuku profesörlük • tinyanos tarafından Roma hukuku lerini yaptnıs ve Roma hukukuna da tedvm edilmek suretile bütün dün ir müteaddit kıymetli eserler yazya hukuku aydmlatılmıştır.> mış ve bir çok Roma hukuku konProfesör o asırda tstanbul Uni • grelerinde eserleri tercih edilmiş versite binasının bulunduğu yerde bir profesördür. Dersini fransızca (Kapitolivin) in olduğunu ve o gün •ermektedir. tstanbulun bu noktasından bütün düyaya hukuk ögretildiğini ilâve Bu sene Roma hukuku tedrisatı etti. iki kısma ayrılmıstır. Umumî kıs • Haber aldıgımıza göre Prf. Homı pcofesör Honig, borçlar kısmı • nig Roma hukuku ve borçlar hu • nı da Doçen£ Semsettin Talip Bey kuku hakkmda türkçe olarak intiokutacaktır. Semsettin Talip Bey şar edecek olan eserini hazırlamağa 1929 senesinde Roma Universite başlamıştır. tlk formalar talebeye sinde hukuk doktorasını yaptıktan verilecek ve eser üç ay sonra ta sonra 1931 de tstanbul Universitemamlanmış bulunacaktır. sini de bitirmistir Marmara faciası Vlîllet Meclisinin kanunları tefsir salâhiyeti tahakkuk mildürlüklerine mi verildi? Sinemacılann ikide bhde tazelenen bir dertleri vardır: Ucretsiz dühu liye kartlan verdikleri sayılı kimseler için bilet kesmek ve kcsmedik • leri takdirde ceza vermek mecburi • yeti... Sinemacı ve tiyatrocularla maliye memurlan arasında geçen bu mücadele yıllardanberi kâh şiddetli, kâh hafif olarak dovam eder. Bir mud • dettenberi sönmüş olan bu mesele, son günlerde fene alevlenmiş, si • nema kapılanndak: maliye memur • ları sinemacıların ucretsiz davetli • lerinden vergi istemeğe baslamıslardır. Bu husustaki kanun smemacınm kasasına giren ücretten vergi alm • masmı emretmekte olup ucretsiz davetiye kartlarile gelenler, hesabma da stnemacmın vergi vereceğine dair hiçbir kayit ve hatta ima biie yoktur. Buna rağmen, maliye memurlan ucretsiz davetiye ile gelenlerdcn, kanunî hiçbir haklan olmadığı halde vergi istemekte, gayrikanunî bir şekilde istedikleri bu vergiyi alamayınca zabit tutarak sinema sahibini cezalandırmaktadırlar. Sinema ve liyatro biletlerinden vergi alınmas'nı emrcden kanun, herkesi bilâkaydışart vergiye tâbi tu • tan bir temaşa vergisi kanunu de ğfldir; bilet ücretleri üzerinden yüzde hesabile bir miktar vergi almağı emreden bir kanundur. Esas iicret alınmayınca bunun yüzdesi ve vergisi alınabiiir mi? Elbette alm mamak lâzım gelir ama, maliye tahakkuk müdüriükleri kanunu kendi dilediklcri gibi tefsir ediyor ve si nemacılan haksız yere para ceza • sına çarpmak istiyorlar. Onun için Millet Meclisinin kanunlan tefsir salâhiyeti maliye tahakkuk müdürHiklerine mi verildi diye, Hüsnü kaptanm davasma dün de bakıldı Bundan bir müddet evvel Heybeli ada açıklannda otuz îki kîşinin ölümile neticelenen deniz fa • ciası üzerine Firuzan vapuru kaptanı Hüsnü Bey tarafından motör sahibi aleyhine birinci ticaret mnhkemesinde açılan «zararuı tesbiti» davasına dün de devam ediidi. Firuzan vapurunrun ikinci tnakinisti Muammer, makine lostromosu Nazmi, güverte lostromosu Hızır ve kamarot tzzet Efendiler şahit sıfatile dinlendi. Bunlardan Muammer Efendi ezcümle şunlan söyledi: < Kaza sırasmda ben vardiyada nöbetçi idim. O gece saat iki buçukta Kartala gitmek üzere Besskta*ş önünden hareket «ttik. Bir aralık üç defa dükük çaldı. Bu, tshIike işareti idi. Gene bu sırada derhal tornistan işareti verildi. Makineyi tornistan ettim. Hemen akabinde de <istaper> çaldı ve makineyi «istapere» aldun. Çarkçıbaşı aşa • ğıya bağırdi. «Seaden başka kimse kalmasın, herkes vukarı gelsin» dedi. Aşağida olduğum için başka birsey görmedim.» Diğer şahitler de ayni şekilde ifade verdiler. Bunun üzerine Jnakamı riyaset Hüsnü kaptana su suali sordu: « Siz; açık denizlerde sefer yapan bir şilep olduğunuz için pro • jektör kullanmak mecburiyetinde olmadığmızı söylemiştiniz. Böy le midir?» Hüsnü kaptan buna «evet» cevabını verdi. Riyaset makamı ikinci bir sual daha sordu. « O halde neden gece sa&t iki buçukta Beşiktaştan kalkıp sahili takiben seyrettiniz?» Kaptan buna da şu tnukabelede bulundu: « Zaruıret hasıl olursa gece sefer e kalktığımız gibi hatta bütün Boğazı da geçeriz.» Reis bey; gece hareket emrinin kumpanya tarafından mı verildiğini sordu. Hüsnü kaptan buna da «e vet» cevabını verdi. Bunun üzerine mahkeme; evvelce kaptan tarafından mahkemeye verilmiş olan deniz raporunun kap tan tarafından mahketneden alınmasına karar verdi. Bu suretle bu davaya ait safha • nin bu kısmı neticelenmiş oldu. Cezaî noktadan yapılmakta olan tahkikat ta ikmal edilmiş olduğundan yakında Ağırceza mahkeme • sinde davanın esasına bakılmağa baslanacaktır. Hukuk fakültesi ofdinaryüs profesörlerinden Muammer Rasit ve Şebin Karahisar meb'usu Vasfi Rasit Beyler soy adı olarak Sevig adım almışlardır. Kadının kurtuiuşu tablosu Ankara resim sergisinde Maarif Vekâleti hesabma satın alınan ait» tablo arasında Edirne kız muallimV mektebi resim muallimi Melâhal? Hanımın «Türk kadmınm kurtulu şu» tablosu da vardır. Melâhat Ha nımın, Gazi Hazretlerinin Türk kadınını kurtarmak için yaptıgı büyük inkılâbı ifade eden bu eseri c« mumiyetle çok beğenilmiştir. i Melâhat Hanım Güzel San'atler Akademisinin yetiştirdiği gene san*< atkârların en güzidelerindendir. Bii kaç sene evvel Maarif Vekâleti ta» rafından Avrupaya talebe gonder • mek üzere erkek ve kadın gene re» samlar arasında açılan müsabaka »mtihanında birincHıği kazanan Me lâhat Hanım, tahsisat olmadığı içiq gidememiş kalmıştır. Ankara sergisinde Maarif Veki* letinin satın aldığı mahdut tablo lar arasındjı Melâhat Hanımın da bir eseri bulunması bu genç san'atkârın kıymeti hakkında bir fikir vermeğe kâfidir. tlk fırsatta Avru paya göndecileceği tabiî olan Me lâhat Hanım, resim sahasında biı; çok şeyler vadeden bir kıymettir. M. Şarletti şerefine verilen ziyafet MAARIFTE Imtihan şekli degişecek Ankaradan bildirildiğine göre Maarif Vekâleti geçen sene yapılan imtihanların neticesinde bugünkü imtihan tarzınm bozukluğu netioesine vardıgından imtihan şeklini değistirmeğe karar vermiştir. U • mumî müfettislerden Besim vc Harunreşit Beyler bir imtihan pro jesi hazırlamaktadırlar. Bu hu<usta tstanbul ve tzmirde de Hse müdürlerinden mürekkep heyetler birer proje yapacaklardır, neticede en muvafık şekil kabul olunacaktır. Soruyoruz! ADLIYEDE Kâmı Beyı dolandıran matikemede Dariisşafaka Müdürü Kâmi Beyî dolandırmakla suçlu Sedat nammda biri yakalanarak Adliyeye verilmiştir. Bu suçtan dolayı yakında Sedadm üçün cü ceza mahkemesinde muhakemesi « ne baslanacaktır. Kral Aleksandrın ölecegi bir müslümanın rüyasına girmiş Yugoslav gazetelerinin yazdıklanna bakıhrsa Kral Aleksandr Hazretlerine yapılan suikast Yugoslavyalı bir müslümana riiyasında malum elmuş. Âdem Hüseyin ismini taşıyan bu zata üç gece riiyasında gördügü uzun sakallı birisi Kralın Fransaya g/derse tehlıkeye dü secegini söylemiş. Âdem Efendi bu rüyasını iki meb'usa enlatnns ve saraya gitmişse de kabul edilmemistir. Niha • yet bu iki meb'us Krala bir mektup yaznuşlar. Fakat o sırada Kral hareket ettiğinden mektup eline geçnvmistir. ' Şimdi Âdem Efcndiye Yugoslav sarayından, ölünceye kadar verilmek ü • zere maas bağlannujtır. ParİB Vniversitesi Rektorii M. Şarlettinin bir portresi ve dünkü ziyafeiten bir intıba rile fakültel«r dekanlan hazır bulun • îlri gündenberi sehrimizde bulunan muşlardır. Yemek esnasında Cemil Bey Paris Universitesi Rektorii Profesör Şarletti serefin» dün tstanbul Univer ve M. Şarletti tarafından nutukla söysitesi Rektörü Profesör Cemil Bey ta • lenmiş ve ziyafet çok samimî şekılde gecmistir. rafmdan Tokatlıyan salonlannda bir M. Şarletti çarşamba günü Parise öğle ziyafeti verilmittir. Ziyafette Ü lyviıilcmradeki Fratnsız [trofesorie • hareket edecektir. Mekteplerde yoklama Bütün lise ve ortamekteplerde sene içi yoklama imtihanlarına gelecek aydan itibaren baslanacaktır. îmtihanlar bütün bkincikânun ayı içinde yapılacaktır. Para kaçakçıları tevkif ediidi Türk parası kaçırmak suçile Hamdi Efendi ve Zahide Hanım isinklerinde iki kisi yakalanarak Adliyeye ve • rilmislerdi. tstintak hâkimliği tarafın • dan yapılan tahkıkat neticesinde haklannda tevkif kararı verilmiştir. Soyadı