24 Evlul Cumhuriyaf ' TELGRAF HABERLERI Macaristan haricinde kalan Macar ekalliyetleri Cenevrede Kiiçük İtilâf mümessillerile Macar murahhası arasında münakaşalar oldu , Cenevre 23 (A.A.) Polonyanm, ekalliyetlere müteallîk ahtî ahkâmm teşmili teklifinden vazgeçmesi üzerine e kalliyctler meseles'nin. altmcı komisyonda, müzakeresi biimi» gibi idi. Lâkin, Macaristan namma söz söylüyen M. Ekhart, Romanvadaki Macar ekalliyeti nin şikâyet etmesi, müzakerey: yeniden tazelemiştir. Küoük ttflâf mümessilleri, dün gece, M. Ekherte ağız birliğile cevap vermeği kararlaştırdıklarmdan, Romanya namına M. Antoniade, Yugoslavya naımna M. Fotiç ve Çekoslovakya namma M. Benes, kendi memlekeüeri dahilindeki Macar ekalliyetlerinin vaziyetini izab ve Macaristanm Hhamlan sarih ol • madığma teessüf etmişlerdir. FransızroorahhasıM. Massigfi, müzakerabn, salâhiyet sabibi olnuvna bir heyet hozunmda açıldığun ve binaberin amelî hiçbir netkeye vanlamıya • cağım beyan etmîştir. İtalya murahhası Baron Aloisi de, yegâne salâbiyettar heyetin, meclis ol* duğunu söyliyerek, ekalliyetlere aît hükümlerin meclisçe tadiline miisait görünmüştür. IIIMIIIIHIltniM • «' • » >» • • İBUod DE GUN Sai'hoşları teşhir jansın verdiği haberler arasında, dün kısa bir telgraf vardı: «Saksonya hükume ti, sokakta bulunacak «arhoşların isimlerini gazetelerle ilân edecekmis!» Bu kadar münasebetsiz bir ha beri, üsenmeden verenle, burada onu alıp ta neşredenlere sozüm yok. Bilâkis, kendi nam ve hesabıma müteşekkir bile oldum. Zira bana, böyle saçma bîr tedbir dü • sünecek kadar basit kafalı insanların bu devirde bir idare makinesi • nîn başmda bulunabileceklerini öğrenmek fırsatını verdiler. Teşhir cezası, bundan asırlarca evvel, iptidaî şekillerde idare olunan milletlerde çok revaç gorürdü. ölüm mahkumu, pranga mahkumu, recim mahkumu, hırsız, katil, zanî, fahise, ibreti âlem için, hususî meydanlarda teşhir olunurdu. İnsanlarm alâyise, gösterise düşkünlükleri o derecededir ki, bu teşhir, bazılan için ceza değil de, nimet telâkki edilirdi. Bunun böyle olduğunu, ve birçok suçlann, mahza böyle teşhir olunmak, gazete sahifelerinde mevzuu bahsolmak için islendiğini meşhur «Lombroz» kitabında yazar. Ve bu sebeptendir ki, medeni • yet ileriledikçe, camialar bu teşhir cezasından vazgeçmişlerdir. Ama, Saksonyalılar, sarhoşla nn isimlerini ilân edeceklermiş. Ederler, ya! Kim ne kanşır. Yalnız ne faydası olur, bilmem?! Zaten, sokakta, iki tarafa yalpa vurarak, ve bütün mahalle çocuk • Iarını peşine takarak, kepaze ol • tnaktan çekinmiyen bir adamın, ertesi günü kendi adını, gazetelerde görmesi onu ne diye mahçup etsin? Hocanın biri, camide va'zediyormuş: Rakı o kadar haramdır ki.. detniş, dünya yüzünde içilen her kadeh, âhirette kandil olup içenin burnuna takılacak! Dinliyenlerin arasında bir de bektaşi fıkarası varmış. Oturduğu yerden, danamayip, seslenmiş: Ooohü Yaşadık, öyle ise! Hoca, şaşırmış ve bektasiye sormuş: Neden? Neden olacak?. Desene ki, öbür dünyada mahye kuracağız!. Bu telâkkide adamlar, Saksonya da da çok olmak gerektir. Teşhir cezası bunlara karşı el • bet faydalıdır diyen olursa, ona da Saksonyalılar mansın! ERCÜMENT EKREM Parlımanterizmin kökîeleri ve açılma tarîhçesi Milletlerarası Parbmanlar Konferansının Istanbulda toplanması münasebetile On sekizinci asrm ikincî yarısına kadar dünyada yalnız bir memlekette (İngilterede) parlıman usulii varken, yinninci asrm baslannda dünyada bu usulle idare olunmıyan medenî tek bir millet kalmamıştu Vokıâ Büyüksavas sonu bu usule karşı Avrupaıun ber tarafında hare • ketler gözükmeğe başladı; hatta Rus ya, Almanya ve ttalya gıbi memleketlerde bu müessese filen kaldınldı ve bütün sair memleketlerde de onun ısla • hına doğru bir cereyan hâlâ da devam etmektedir. Fakat buna rağmen parhmanterizm usulü dünya üzerinde hâ kimdir ve bu hakimiyeti kaybedecegine ait mühim ve ciddi alâmetler gözükmemektedir. Olsa oUa ısiahma doğru gidilecektir ki bu da bu müessesenin ta ötedenberi yürüdügü lekâmül yolunun bir merhalesinden başka birşey sayılamaz. Parlamanterizmin taribçe«nî tetkik ederken İngiltereye müracaat etmelidir. tngiliz parlımanı dünyanm en eskisidir. Bütün sair memleketler onu azçok taklit etmişlerdir. 1776 da Amerikada ikinci olmak üzere bu müessese kabul edilirken doğrudan doğruya îngfltereden kopya edildL Büyük Fransu tnkılâbı esnasmda başlıca Fransu mütefekkir • leri, tngiliz parlunanını nümune olmak üzere kabul ediyorlardı. Monteskiyo sistemi sırf tngilu örneği ozerine ku rulmuştur. Valaâ Rusodan Oham alan Jagobenler konvannyon usulünü icat ettiler. Fakat bu oral malâm olduğu özere devam ederaedi ve Fransızlar gene Monteskiyo tarzma döndüler. Binaenaleyh parhmanterizm usulü nün köklerini araşunrken parlunamn îngilterede ilkevvel nastl kurulmuf ol duğunu gözden geçirmek lâzundır. Fakat bu da pek koUy bir iş değüdir. Çünkü îngilterede yazılı kanumı «M»Î yoktur. Burada muhtelif zamanlara ait birçok metinler ve vesikalar vardır. Fakat bu metin ve vesikalar dahi toplanıp bir manzume halinde bastınlmamıştnr. Maamafih bu dağınıklığa bakmıya rak müdekkScIer îngiliz kanunu esa sisini dört kaynağa rücn ediyorlarj 1 Muahedeler ve muahedem»! vesikalar (Guazi traite) 2 Comora Law nammı taşıyan âdetler ve masebaklar, 3 Misaklar (P*cte«) 4 Yazılı kanunlar (Status) Bunlardan birinci, uçüncü ve dör • düncü sıralan teşkil eden mevzular yazılıdırlar. tkincüi ise yazılı değildir. Halbuki Îngiliz hukuku esasiyesinin en mühim kısmı iste şu ikmcî sıradır. öteki kısımlar buna nisbeten adeta i«tisna halmdedirler. Bu sıra ise azçok devam eden hukuksinaslann, hâkimlerhı, hükumetin ve efkân umumiyenin tasvîbine mazhar olan amelî ve filî hükümlerden (Pratique juridique) ibarettir. Bu kadar muphem, kanşık bir vaziyet yalnız tngilizlere mahustur. Çünkü orada kanunu esasî, parhmrtnterizm, bir inkılâbın, bir zihnî tasavvurun, bir fikrî sistemin mahsulü değildir. Orada kanunu esasî hayattan, şeniyetten doğmuş, hayatla beraber yürümüş, onunla yuğurulmuş ve onun bütün se • yirlerini takip eylemistir. Şimdi biz de parumanterizmin tarih çesine geçerken bu doğnş ve merhalelerini gözden geçirelim. Romalılardan sonra Britanya ada • larını zaptetmiş olan Anglo Saksonlar buraya kendilerile beraber kendi an'anelerini, âdetlerini ve teşkilâtlarmı da götürdüler. Bunîar adayı akm tarikile elde ettiler. Akının başında buiunan reis, muharipler arasında bîrinci addedilirdi. Arkadaşlarma kar«ı yalnız bir yol gösterici, tecrübe sahibi bir kumandandu Başka ve hususi bir imtiy»zı yoktu. Her işte ve her hususta Vite nagemot denilen millî şura fle danışmak mecburiyetinde idi. Vakıâ millî suraya halk işti • rak etmezdi. Bu suraya Eldorman de nilen aksakallar, aile reis'eri, büyük arazi sahipleri ve ruhanüer iştirak e4er'~d'. Fakat şuranın etrafmda toplannaif olan halk, şuraca kabul edilmiş olan kararlan ya tasdik veya reddederdi. Şuranın salâhiyeti yen» kaideler koyroak, umumun malı olan toprak hak • kında kararlar almak, yeni vergiler vazeylemek, reise, memleketi idare ve yüksek memurlar tayin etmek hususunda yol göstermekti. Fakat astl demokrasi ruhu, koy ve şehir idarelerinde hâkimdi. Buralarm idaresî hür adamlardan kurulmoş heyetler elinde idi. Bu heyetler köy ve şehrin ad!î ve idari işlerini gö • rfirlerdi. Btrkaç köy ve şehri içine alan vüâyeti de bu koy ve şehir heyetleri tarafından göndertlen mümessillerin kurduklan meclisler idare ederdi. Bu meclislere) Hundraed denirdi. Hundraedler de kendi taraflanndan Sire moot denilen millî meclise mümessü gönderirlerdi. İşte yukarıda kaydettiğuniz Vigena moot medisince kabul olunan kararlan tasdik ve yahut reddeden bu halk mümessilleri idiler. Fakat vaktaki 11 inci asırda Nor • manlar Ingiltereyi zaptederek hüku • meti Anglo • Saksonların eMerinden aldılar ve toprağı kendi aralannda bölüşerek Anglo • Sakson beylerini ezdi ler. Norman krallan wbk, yalnız bü • yük arazî sahibi olan Baronlarla danısmağı ve millî meclise kıymet vermeği âdet edindfler. Fakat yerli âdetlere dokunmadılar ve köy ve *eh;rlerde eski Anglo Sakson âdetleri olduğu gibi k<.!dı. B'r müddet sonra bu Baronlarla k.aliyet makamı arasında savaş ba?îadı<ını göröyona. Bu savaşla her iki taraf birbirini zayıflaarken, Anglo • Saksonlann elinde kalmış olan Uoy ve »ebirîer oerbest muesseseler sayesmie acı'ıvor, kuvvet buluyor. Her 3ri taraf galebeyi bu köy ve sehirlerle birleşmekte anyor. Bunlar ise, Baronlarla bh*le«iyorlar ve 1915 senesinde kral «Topraksız Jan» dan Charta Magna Libertatum yani «hürriyet • lerin büyük beratı» atlı vesikayı alıyorlar. Bu vesflta ile eski îmtiyazlar ihya ve takviye edfliyor. «Müli Meclis» Magnum Condilium namile yeniden canlandınhyor. Şuranın müsaadesi olmadan hiçbir vergi vazedilemez oluyor. Şu rayı kral davet eder, ve davetnameter içtimadan lcırk gün evvel gönderilir. tptidada şehirler ve Wöyler ve ufak köy beyleri eşövalye» bu meclise iştirak etmezlerdi. Fakat 1265 senesinde krala karşı Baronlann en kudretlisi olan Simon Montefort Uyan ediyor. Kral buyük şurayı toplanmağa çağınyor. Montefor da kendi tarafmdan bir meclis çağınyor ve bilhassa aehirlerden ve köylerden mümessiUer davet ediyor. Kraliyet makamı yeniliyor. tşte o günden itibaren büyük şura ile beraber müzakerelerde bulunmak üzere köylerden ve şehirierden de mümessiller çağınl ması bir âdet oluyor ve bu muhtelit meclise parhman namı veriliyor. Bundan maada bu hâdiseden sonra büvük şuranın muayyen zamanlarda toplanması da bir kaide şeklini alıyor. Bundan evvel de bu şura, yüksek mahkeme mahiyetini taşıvarak kraluı tahb riyasetinde en mühim davalan rüyet ederdi ve yahut başka mahkemeye karşı vaki olan »ikâyetlere bakar dı; bir müddet sonra yani on dördün cü asır esnasında bu şura ayni zamanda kendi azalanna karşı vaki olan davalan dahi rüyet etmeğe başladı. Ayni zamanda kral, mühim fermardarı ve emirleri ısdar etmsden evvel bu şuranın müta'easma takdim etmeğe başlıyor. Filhakika, henüz krallar, şuranm karanna tebaiyet etmek mecburiye tinde değildirler ve istedikleri tarzda hareket etmek salâhiyetini haizdirler. Fakat Üçüncii Edvart zamamnda yani on dördüncü asırda şura tarafından kabul edilmiş olan bir kararın yalnız kralın iradesile f^sholunamıyacağı esası teessüs ediyor. tşte on dördüncü asrm sonlanna doğru şekille»miş olan büyük şura bugünkü Lortlar Kamarasmm nüvesi oluyor. AĞAOĞLU AHMET Günfin M e s e l e s i Tabiî münferit olacak! nlgaristandaki Türkler, muhte* rem dostlanmızdan her darbe yedikçe millî his ve haysiye* sancılarile ayaklanan Türk matboatma^ eski Başvekil Muşanof, tatlı tatlı şun lan söylerdi: j « Telâşa lüzum yok efendim, bit Türkiye ile hakikî dostlanz ve Türk* ekalliyetine reva görülen fenahkian b : z yapıyor değiliz ve kat'iyyen ran da o!amayız. Bunlar hep gayrimes'ul teşkilâtm marifetleri... Türklerin iz'aç v« ifna edilmesmi hSkumet te istemezy »ma ne yapalım ki gavrimes'ul teşki • lât öyle arzu ediyor ve yapıyor...» ' Bu nakarata o kadar alışmıştık H Başmuharririnv'zin bir gün dediği gibî Bulgaristanı iktidardaki hükumetin ml* yoksa bu gayriresmî teşkilâhn nn idare ettiğmde ve Gospodin Muşanofun kacıncı derece ile gayriresmî teşkilâta dahil bulunduğunda tereddüde düş • müstük. ' Buîgaryada vak'alar bitmedi. Zulünv leri yangın, katilleri işkence, tehcirleri tehdit takip etti, ediyor ve edecek... Her hadisenin sonunda Bulgar hü • kumetile matbuatınm serin kanlı sesmi duyuyoruz: 4 € Efendim, Türkiye işi izam edi • yor. Türk ekalliyetine karsı sistemiB bir tecavüz filân yok ki... Hep mSnferit vak'alar... Bulgar rrvemurlannın fazla(?) gavretkeşliğinden, Bulgar halkmın ace!eci asabiyetinden doğmuş ayrj ayrı hadiseler.. Hükumet derhal ted • bir'erîni aldı ve mücrimleri... Derken ikinci, üçüncü, beşinci, on sekizinci ve otuz altmcı vak'a ve ezelî cevap... Daha geçenlerde tstanbula ge« len bir BuİRar gazetesi müdürü de ayni şeyleri söylüyor.. Bulgar hükumet ve matbuatmm •• ~ çıkkalplfikle, dürüst lisanla verdigi cevap ve teminatı matbuabmızm hâ * lâ anlamvm'ş görünmesine teessüf et " mek isteriz! Temin edebiIirJz ki aziz komsumuz, Türk ekalliyetini bir hamlede silip s8pürmek icin asla plân kurmuş, Türk • lere bir Sen Bartelmi gecesi hazıriaTiış defi'dir. Türklers ez?yet ve Türkîerf imha etmek üzere idare mekanizmasnıa hiçbir direktif te verflmemiştir. Hatta kemali samimiyetinden, büyük' ve mukaddes gayesini kendi üzerine alarak ( !) Trakya komitasını bile dağıtt mışhr. Ancak Bu'gar memurları, Bulgar zabıtası ve Bu'gar dostlanmız Türk kardeşlerini teker teker, grup grup, koy koy temizüyorlarsa bunda hükumetin ne kabahati ve kasti olabilir? Bize karsı bütün hüsnü nvttile mucehheı yenl idare bu «münferit» vak'acıklardan ne* ye mes'ul olsun? ' Bu sarih vaziyte rağmen ikide bir «BL'lgaristan TurkJeri imha ediliyor!» 'aygarasını basmamız adeta hem a * bes, hem iftira oluyor doğrusu... Elbet vr.k'aJar münferit c'acakhr, Türk ekalliye»:ni topyekun imhaya kalksalar, adam'P gözürü prHatacaklanRi Bulgar dostlanmız bilmez mi sanıyoruz? B raz beklemesini büelim. Bu hadise* lerin muhakkak bir sonu gelecektir. Münferit vak'alar devam ede ede bir gün bakacağız ki Bulgaristanda Türie denilir tek kişi kalmamıştır. O zaman az'z komşumuz bittabi, bütün sami • m'yetüe, tekmil habermi de verecek • tir: «Münferit vak'alardan naşi! Bul « gar^a Türkleri bitmiştir!» Bana da hayret etmeğe hakkımıı olamaz. Çünkü esVı>bı mocibe çok kuvvetlidir: Münferit vak'alar!.. Bu!garistan ne yppsm, biz ne diye lim? Ortada umumi, ve kastî bir bare * ket yok ki!.. Çok ciddî olan bu mevzudak! >8 1 zümüzü bitirirken Bulgarlar bizîmle dost yaşamak istiyorlarsa Bulgaristandaki kardeşlerhnize karşı yaptıklan m » zalimden vaz geçmelidirler, kaidesini tekrarhyoruz. FERIDUN OSMAN ; Küçük Lindbergin katilleri aranıyor Amerikadaki grev bitti Bu işte kadın parmağınır Mensucat amelesi bugün işe başbyor da rol oynadığı anlaşılıyc NewYork 23 (A.A.) Yazı »ütehassıslan, küçük Lindbergin fidyei necat müzakereleri esnasında doktor Condama gönderilen puslaların Hauptmannın elieıden çık • mi) olduğunu kat'iyetle beyan etznislerdir. Bununla beraber, Dr. Condam, Hauptmancu tamamile teşhis edememiş ve Brouksi mezarIı£hnda rasladığı mahut caniye benzeteaıemiştir. ı M. Condan, Hauptmannın kıs • men o adamla müşabeheti bulu» * duğunu ve lâkin müzmin v * v öksürükle mütemadi oksürdüiHi halde Hauptmann • v e r da böyle bir oksürük olmadığını söylemiştir. • Diğer taraftan dün Mme. Haupttnann kocası ile başbaşa görüşmüş ve zabıta memurları bu mülâkah giz)ice dinlemişlerdir. Hauptmann kansma, masum olduğunu söyle mistir. I NewYork 23 (A.A.) Mira îay Lindberg, Hauptmannın mu • hakemesinde hazır bulunmak üzere carsamba günü gelecektir. ' Zabıta, Hauptmannın bir ban kaya 25,000 dolar yahrdığını keşfehniştir. Dün tevkif edilen Henry Uhlik, Hauptmannın, küçük Lindbergin kaçınlmasında dahil olma«l.ğı fikrinde bulunmuş ve diğer maznun Fischenin 1932 de Almanyaya seyahat biletini Lindbergten «Iınan paralarla tedarik edildiğini söylemiştir. Uhlike göre Fische, hiçbir zaman Hauptmanna ne ö • dünç ne de hediye olarak on para vermemiştir. Bu meselede bir de kadın kanşıktır. Lâkin polis henüz izini bulamamı<t.r. Söylendiğine göre çocuğun kaçmldıjı akşam pencerenm dibinde kadın ayak izleri görüldü&ü gibi, Dr. Condam mahut mezarlığa götüren de gene bir k*dın olmaştur. Vasington 23 (A.A.) Mensucat grevi brtmiştir. tşçîler federasyonu ic • ra komi'.esi, sreve devam veya ade mi devam hakkmdaki kararmnı saat 20,30 d? bildirileceğini daha evvel bildirm'ştî. Vasin^ton 23 (A.A.) Mensucat işçileri '= deraayonu greve nihayet ve • rilerek 54/9 taribmde ife tekrar başlanılnMyrıı emretmiştir. M. G>rman, Amerika if federasyo • nu reisi M. Grin ve dig«r idarecilerin tasvibile nesrettiği tebliğde «şimdi grev den bütim beklediklerimîzi elde etmiş bulunuy^raz» diyor. Greve nihayet verilmesi karan, mensucat îşcHeri federasyonu icra komhesinde ittifcicla verflmistir. Orhanqazide Gazi Hazretleriniu heykelleri rekzedildi Orhangazi 23 (Hususî) Bu • gün Orhangazide Cumhuriyet meydamnda Gazi Hz. nin büstlerile bezenen abide ile Cumhuriyet Halk Fırkası için insa edilen binanın açıhş merasimi Bursa valisi Fazlı ve Fırka reisi Dr. Sadi Beylerin istiraklerile ve bütün Orhangazi haltrntn huzurile yapilmıstır. Zabıta ile amele arasında Salma» «Kltforniya» 23 (A.A.) Bazı ihtilâflar üzerine 200 kadar zabıta memuru Filipinli amelenin üzerine ateş açmıslar ve bunlarm karargâhını ateşe vermislerdir. 47 amele tevkif olunmuştur. Bir kocakarı yanmıstır. Amerika Ingiltere kotra yarışı Nevyork 23 (A.A.) Amerika kupası için yapılan bugünkü dor • düncü yarışı Amerika yatı Reynbov kazanmıstır. Şimdi Endeavourla Rainbov ikişer yarış kazannus oluyorlar. Yapılacak daha üç yarıs vardır. Rainbov, 30 mil mesafeyi 175 dakika 38 saniyede ve Endeavour da 176 dakika 53 saniyede katetmiş lerdir. Endeavour protesto bayrağı çekmiştir. Çünkü zannedildiğine göre, îngiliz yatının önüne geçerken yans nizamlarına riayet etmemistir. M. Maksimos Cenevreden geldi Ankarada yapılacak müzakerelerîn mahiyetini izah ediyor A ma 23 (Hususî) Hariciye Nazın M. Maksimos dün Cenevreden av • det eviemiştir. M. Maksimos çazete • lere verdiği beyanatta; Yunnnistanm arzu ettîği veçhile Türkijfenin Akvam konseyi azalıjhna girmesi ve bu münasebet'e dost Türkiye devleti ve Hari ciye V'küi Tevfik Rüştü Beyin şahsı • na ka««ı verilen serefin ehemmiyetini ve bundan dolayı YumnJsSranın hissetti ği sev'nci anlatnnış ve Yunanistanm dost Türkîye ile bağlı buîunduğu muahede abkâmınca ihtiyaç zuhurunda Türkîyeyi Akvam Cemiyetine krpşı mü dafaa etmesmm şüphesiz olduğunu söylem'şt'r. M. Mücsimos bundan sonra Balkan misakmm samimfyetinden ve bunu imza eden devleiîerin teşrinievvel sonla rmda da Ankarada vaki olacek nrw • zakerelerin programmı tanzimde tam bir itilâf haVnde buhmduklannı söyledîk • ten sonra Ankarada rmizakere edile • cek mesai'in iktısadiyat, münakalât, turizm ve Balkanhlam manevî ihtüât larinın taîrviyesile Balkan devletîeri hukukunrn birle^trrilmesi kanununun tanzimine müteaUik olduğunu bildir • Sofyada Yugoslavya kralına intizar Sofya 23 (A.A.) DöVt gün sonra vuku bulacak Yugoslavya Kralının ziyareti münasebetile zabıta çok şiddetli ihtiyat tedbirleri almakta Ar. Yugoslavya umum emniyet müdürünün, 15 kadar memurla bugün r İ in gelmesi bekleniyor. Dilinger çetesinden birisi daha öldürüldü Kolombüs cOhyo» 23 (A.A.) Mahut Dilinger çetesine dahil bu lunmus olan Pierpont ve Makley is • mindeki iki idam mahkumu devlet hapisanesinden kaçmak teşebbüsünde bulunurken kurşunla ağır surette yaralanmışlardır. Makley biraz sonra ölmüştür. Pierpontun vaziyeti de vahimdk. Japonyadaki tayfunda ölenlerin miktarı Tokya 23 (A.A.) Dahiliye Nezareti, dünkü tayfunda 1,661 kişi • nin öldüğünü ve 5,414 kişinin yaralandığını bildirmiştir. 562 kişi Jcayıptır. İngiltereye yumurta ihracatı Londra 23 (A.A.) tngiliz hükumeti, bilumum, yumurta ihraç eden memleketlere müracaatle, tn giltereye ihraç edecekleri yumurta miktannı, 1934 senesi son üç ayı zavfında, yüzde beş nisbetinde azalt • malarmı istemiştir. Bu nisbet 1935 senesi ilk üç ayında, yüzde ona çıkamlacaktır. İran Şehinşahı Hz. nin refikaları Varşovada Varşova 23 (A.A.) îran Şehinşahı Hz. nin tsviçreden avdet etmekte olan refikalarile iki kerimeleri Varsovadan geçmişler ve istasyonda Reisicumhurun bkr mümessili tara fından selâmlanmışlardır. Kaymakamlar arasında tebeddülât Ankara 23 (Telefonla) Açik buiunan Siyadin kaymakamlığına Bayramiç kaymakamı Zeki, Balya kaymakamlığına eski kaymakam • lardan Rifat, Peturkeye MüOciye roe • zunlarından Hasançelebi nahiyesi müdürü Adnan, Silifkeye, Edincik nahiye müdürü Celâl, Fethiyeye, Marmaris kaymakamı Nazım, A vanosa merkez memurlarından Vehbi, tskilibe, Buldan kaymakamı Cemal, Karaköseye Arpacık kayma • kamı Murat Beyler tayin edîHiler. Tevfik Riiştü Beyin beyanatı Paris 22 Hariciye Vekili Te fik Rüştü Bey ajans Ekonomik Finansierin Cenevredeki muhabirine beyanatta bulunarak, Türkiyenin haricî ve dahilî taahhütlerine ria yet etriğini ve bugünkü kazançla • rını harice göndermekten memna buiunan ecnebi sermayesinin bun • lan Türkiye dahilinde kendilerî için faydalı ve müsmir umumî hiz •' metlerc ve nafi işlere yahrabileeek • lerini ve bu hususta Türkiye büku metinin şimdiden yardımı temin edilmiş bulunduğunu söylemiştir. Işsiz amelenin başına gelenler Varşova 23 (A.A.) İssiz ameleden 44 kişi, Katoviçe civarında metruk bir maden ocağından kömür toplamaktalarken, bir yangın neti cesinde, ağır surette yaralanmıs • lardır. Asuriler Güyanda iskân edilecek Londra 23 (A.A.) Lort Eden, yarm, Akvam Cemiyetine, Asurile » rin, tngilterenin Güyan müstemlekelerine yerleştkilmeleri h&kkmda bir proje tevdi edecektir. Hususî bir komite tarafından yapılan tetkikat neticesinde Güyamn, böyle bir is • kâna elverişli olduğu anlasılmıstır. Saksonyada sarhoşlukla mücadele! Dresden 23 (A.A.) Saksonyada, sokakta görülecek sarhoslarm isimleri gazetelerle ilân edileçektir. Iktısat Vekilinin hareketi teahhur otti Ankara 23 (Telefonal) tktısat Vekili Celâl Beyin tzmire hareketi salı gününe teahhur ettL Vekil Beyle birlikte madenlerde tetkikat yapacak heyet bu «abaiı lzmire gittilec. Dahiliye Vekili şehrimize gelecek Ankara 23 (Telefonla) Dahiliye Vekili Şiikrü Kaya Bey çarşamba günü lstanbula gidecektir.