^Cumhariyet 18 Mart 1934 CUMHURIYET in HİKAYESI Karilerimiz diyorlar Gunun nauhım meseleleri hak kındakl fiklrlerinM bize kısaca bildiriniz, bu sütunda neşredelraı. iktosat İngiltere ve yumurtalarımız Ingiliz piyasaları bizden yumurta alacaklar, bu ihracat tacirlerimiz için büyük bir fırsattır ıngiliz piyasaları, ezcümle Lon dara piyasası son zamanlarda Türkiyeden yumurta almak arzusunu izhar etmiştir. Londra sehri dünyarun en çok yumurta yiyen bir şehridir. Günde bu mevsimde 4500 sandık, yani takriben 100,000 liralık yumurta is tihlâk edilmektedir. Harpten evvel Türkiye yumurta ları İngilterede, bilhassa Londrada e p e y satılırdı. Sonraları bu satıs lar durdu. Rakip memleketler yerimizi tuttular. Ahiren yumurta fiatleri de bizde çok düştüğünden Londraya satış yapmak imkânları hasıl olmuş, alâkadarlar bu hususta teşebbüslerde bulunmuşlardır. 14 martta limanı mızd'an doğruca Londraya hareket edecek olan Doyçe Levant Linye kumpanyasının vapurile bir miktar sevkiyat yapılacaktır. İngilterede ne döviz takyidatı ve ne de kontenjan vardır. Bunun için yumurtalarımız Londra piyasasın da tutunacak olursa Türkiye yu murtacılığı iyi bir mahreç kazanmıs olacaktır. Yumurta ihracatçılan Lor.draya sevkiyat yapmak husu sunda tstanbul Ticaret Odası ve ihracat ofisi tarafından tesvik edilmektedirler. tngiltere yumurta piyasasınm e • herrimiyeti hakkında bir fikir ver • mek için son senelerde İngilterenin yumurta ithalâtını asağıya derce diyoruz: tngiliz piyasasında yumurtalara beher 10 düzinesi ayni 120 adedi üzerinden fiat biçilmekte, satışlar bu tarzda yapılmaktadır. En çok Danimarka, ondan sonra trlanda, Holanda, Polonya ve Belçika yu murtaları istihlâk olunmaktadır. 1930 ve 1931 senelerinde, ithalât berveçhi atidir: (Bütün sandık hesabile) 1930 1931 Umum ithalâtı 2,212,000 2,160,000 Danimarkadan 560,000 630,000 Irlandadan 398,000 381,000 Holandadan Lehistandan Belçika Çın 306,000 301,000 195,000 143.000 46,000 39,000 7,000 6,000 5,000 320.000 224,000 173.000 125.000 76.000 50,000 22,000 17,000 2.000 Kuya Uykum var Nebii. Haydi yata km, deai. Ben yatamam. Baksana hikâye yazmak için kâğıtlarunı hazırladnn. Fa. kat, galiba bu kâğıtlar böyle kalacsklar. Zihnim o kadar karuık ki bir türlii bir mevzn bulup çıkaramıyorum. Aman bu mevzular! Sen dünya B U en münasebetsiz ve karuık hallerL ni oknyuculannm gözleri önünde can landırmak istiyorsun. Böyle bir mev • BUU bulmak için saatlerce yoruluyorsun HteL Hikâyeler, romanlar, sinema v« ti . yatrolar, hiyanetler ve cürmü meşhuttarla dohı.. Halbuki hakikî hayat benim gördü güm gibi çok «ade ve çok temizdir. Sana misal olarak ta komşumuz Fetbi Beyin karuı Nebile Hanum gösterebilL rim. Onun hayatmı mevzu yaparak bir hikâye yazmak îstemez misin? Kadmc:>ğu ağhyarak bana herşeyi itiraf etti. Kendisj alcybinde söylenenler hep tftiİtalyancadan naklen Fethiciğim. L'cuz huldum da aldım. Nasıl beğendin mi?. Kocamın hiddetten gerilen yüzü sakinleşiyor; sözlerimle onu kâfi derece memnun ettiğime kani olarak sevini • yorum. Fakat, geçen hafta seytan onu hikâyelerinizi basan mecmuayı almağa sevketmez mi?. Hikâyenizi okuyor, tekrar hurslanı • yor. O günden itibaren bana düşman gibi bakıyor, harekâtımdan süpheleni • yor. Nihayet bir gün çekmesi^.de bur tabanca buluyorum. tşte o zaman bir facıa arifesinde olduğumuzu anlıyo • ımnı. Kocam ateş saçan nazarlarile ona da bazı sualler soruyor ve artık o da gelemiyor. Bu hikâyeyi neden yaz • dınız, sanki!... Sanki karanhk onu yutmuş gibi tekrar kayboldu. Biraz sonra hiddetli bir erkek sesi giirledi: Nerdeydm?... Ne yapıyordua?. Suriyedeki Türk emîâki niçin iade edilmiyor? Şamdan Halit imzasüe aldığımız bir mektupta âeniliyor ki: 27 teşrinievvel 932 de Türk ve Suriyeli emlâkinin karşılıklı iadesi hakkında Fransızlarla yapılan itilâfın temmuz 933 tenberi Tiirkiyede tatbikına başlandığı halde Su riyede henüz başlanmadığı malumdur. Anadolu Ajansınm şubat bidayetle rinde gazetelerde intişar eden tebli ğinde itilâfın Turkiyede tatbikına karşılık olmak üzere Surıyece de Lâzkıye ve Iskenderun sancaklarında tatbikına başlanıidığı ve Suriyenin diğer aksa mında da umumî tatbikına intızaren şimdilik Suriyenin bu sancaklar hari cindeki aksamında mallarını aatmak arzu edenler varsa Beyrut başkonsolosluğuna müracaatleri bildirilmektedir. Bunu okuduktan sonra hükumetimzi ve halkımızı tenvir için şu satırlan yazmağa mecbur kaldım. Sırf Alevilerle meskun olan Lâzkiye sancağında Türk malı bulunmak şöyle dursun başka mezheplerden tek bir Arap malı bile yoktur. Esas ahaiisi Suriyeli fakat ırkan Türk olan lakende Tun sancağına gelince orada çok çok Türkiye tabiiyetini haiz beş on Tür kün malı vardır. Çünkü Iskenderun Türk idaresinde iken Şam, Halep, Beyrut gibi ne askerî, ne mülkî, ne de ticarî bir merkez olmadığı gibi havası da o zamanlar vahim olduğundan oraya yabancı Türklerin gelerek tavattun ve mal mülk edinmiş olmaları nadirattan gibi birşeydir. Hakikatte Türk malları sırasile Şam, Halep, Beyrut merkez kazalarındadır. Binaenaleyh Sırriyenin hiçbir parçasında Türk emlâki iade olunmamış demektir. Güreş takımımız hazırlanıyor Güreşçilerimiz, birer sık jlet aşağı düşürülecekleı Romada yapılacak beynelmilel güres tmisabakalarına millî güres tftkıntrmızın da istirak edeceğini yaz mıstık. Bu bususta merkezi umumî tarafından verilen karar üzerine Ankarada bulun&n Antrenöc Her Peter tstanbula gekniç*ir. Ve per şembe gününden itibaren çalışma faaliyeti başlamıştır. Şimdilik kampa lüzum gÖrülmemektedir. Yalnız sıkı bir antrenmanla nisana kadar çalısılacaktırBizi temsil edecek güreşçilerin nisan iptidasında isimlerini Roma • ya bildircnek mecburî olduğu içm 23 martta ilk seçme yapılacakttr. Bu seçmelere mıntakalardan isti yenler istirak edebileceklerdir. Antrenörün verdiği rapor mucîbince Ankara mmtakasındajı en az bes güresçi seçmelere istirak ede cektir. Bunlardan filiz siklette Ne cip, Muhsin, en hafifte Bürnan or tada Hüsevin, yarı ağırda Türkiy bîr'ncisi Hüsrrüdür. fttanbul güresçiîerirte gelincv millî takım gürefçilerile ihtivat ve yeni yetisenler seçmeler içm bir hı> zine mahiyetindedirler. Bu mührm müsabakaiar için ts • tanbul güresçilei bu ana kadar yaptıklan büyük fedakârlıklara bir zamime olarak kendilerfni taham mülü zor b'r rejim altına sokarak birer sîklet ımıfi asağı ineceklerdir. Avustralya Cenubî Afrika Rusya Arjantir Mısır Tte ittiyorsunuz? Derofan.' Kalbime toktuğunuz »üphe daha tizi tatmin etmedi mi, defoîun. Tabcmcayı tutajı elini kaldırdt, fakat... ra. Kocası çok kıskanç, kadına eziyet ediyor. Nebile çok saf bir kadm olduğu için bütiin söylediklerine kıandım. Ha!.. Bak sana söylemeği unuttum. Son yazdığm hikâyeyi pek beğenmiş ler. Seni tebrik ediyorlar. Tubaf! Tebrik edilecek kadar güzel mi yazmttım, eğer öyle bir mev»ua yirmi dört saat zihnimi harap eden bir düşünceden sonra yazdığımı bil • seler!... ' Muhakkak mevzuu hakikî hayattan ahnak lâzım değil ya. Biraz da yalandan istifade ederek yaz. Ben uyu • mağa gidiyorum. Yalnızım. Düşünüyorum. Yeni bir şey bulabilmek imkânsu. Hep ayni şeyler zihnime geliyor: Muhabbet kurbanları, mukabele görmiyen aşklar, ve hiyanetler. Saat ona geldi. Uykum var, gözlerim kapanıyor. Basım, masaya dayalı ellerimin arasında düşönüyorum: Hava almak için bahçeye çıkayım mı, çıkmıyayım mı?. • • * Söyle!. . Çabuk sÖyle!... Ve sonra kaıanl.ğın sessizliğinde iki «I sesi mSldi. Erkek sesi gene giirledi. Epeyce süren biı sessizlık daha. Bu faciayı evde kimse sezmedi. 3ilmem ben hayretten mi, korkudan mı sanki tnerdivenin basamağına mıhlan mış kblmıstım. Bir inilti tsitince kapıya kostum. Bir tekme, bir daha. Uçüncüsünu vurmağa hazırlanıyordum ki Fethi Bey kapıyı açtı. Hain nazarlarla beni süzdü ve delice bir kahkaha attı. Yüksek sesle: Ne istiyorsunuz? Defoîun! Kal • bime soktuğunuz füphe daha sizi tat • min etmedi mi, defoîun. Tabancayı tutan elini kakhrdı. Fakat ben ona gayet sakin: Beni dinleyiniz Fethi Bey. Ben buraya gelmeden zevcenizle sizin... Sizin altm çakmağınız hakkında konuşuyordum. Zevcenizin size aldığı o çakmak benimdir. Paraya pek ihtiya cım olduğu bir zamanda onu terhin etmistim. Almağı ihmal ettim. Şimdi de sizin tarafınızdan satm alındığını öğ rendrm. Eğer kabilse bedelini vererek sizden al... Mahirane hazırladığun yalanımı bitir meğe vakit bırakmadı. Bağırarak içeri girdi: Oh Nebile. Nebüe!... Affet lwni. Ah bunu önceden öğrenseydim! Affet beni.. Affet ... Nebile, Nebile diye adamın canhıraş fe»y?dı viicudümü ürpertti. * ¥ * Suriyenin diğer aksamında malları nı tasfiye eylemek istiyenlerin Beyrut başşehpenderliğine münfeTİden müracaatlerine gelince: Biz Suriyede iyi aydan beri bu habere vâkıfız. Fakat bugüne kadar hiçbir Türk münferiden malma tesahüp hususunda başşehpendefrlik vasıtasile Fransızlardan müsaade istihsalino muvaffak olamarnıştiT. ' İtilâfın musarrah müddetlerde tat bik olunacağına ve verilen imzalara itimat ederek Türkiyeden buraya gel miş olan bizim gibi zavalh birkaç Türkün Suriyede fazla intizarına mahal kalmamak üzere Beyrut başkonsolosuğu Fransızlardan hususî müsaade is • tihsalini teemmül etmiş ve emlâkimi zin mevkilerini bizlerden alarak Fransız komiserliği nezdinde şifahî, tahrirî müteaddit teşebbüslerde bulunmuştuT. Başkonsolosumuzun alâka ve himmetlerine karşı cidden minnrttanz. Fakat bu müracaatlerin hiçbirinden bir netice alınamamıştn » Bu memleketlerden başka Estonya, Latvia, Litvanya, Isveç, Norveç, Almanya, Fransa, ttalya ve Kana • dadan da tngütereye bir miktar yumurta sevk ve ihraç olunmaktadır. 1930 senesinde ithal olunan yumurtaların mecmu kıymeti 16,5, 1931 de 14 milyon İngiliz lirasına yakındır. Bilhassa, dünyanın ta öbür ucu denecek kadar uzak oran Çinden toz ve mayi halinde değil kabuklu olarak bildiğimiz gibi hali tabiide İngiltereye her sene 150,000 sandık yumurta sevk ve ihraç olunduktan sonra tngiliz piyasasınm isteklerine tamamen uygun olarak çalısmak fartile Türkiyenin Londraya yumurta ihraç etmemesi için sebep yoktur. Mesafe itibarile, Çin, Cenubî Afrika ve Arjantinden tngiltereye çok da ha yakın olduğumuza füphe yok tur. Bımdan birkaç gün evvel gazetemizde tnebolu muhabirimizin bir meiktubu intişar etmisti. tnebolulular toplu hareketin faidelerini idrak ederek birleşmisler ve mühimce bir sermaye ile 3 sene müddetle bir yumurtacılar ihracat şirketi kurmus lardır. Böyle tesekküllerin yumurta ihaç iskelelerimizde taaddüt ve tekes«ür etmesi memleket için büyük bir kazançtır. Toplu hareketlerde masraf az, kâr çok olur. Rekabet kuvvetimiz artar. tstanbul yumurta ihracatçılannın da bundan örnek alarak birlefmeleri, bilhaua lngil • tere piyasasına hulul etmek fırsatı zuhur ettiği »u sıralarda, bir kat daha ehemmiyet kesbetmi» bir »• "* seledir. Avusfurıa millî takımı gelecel Avusturya B millî takımınm 20 mayısla 10 haziran arasnnda millî bir maç yapmak üzei*« şehrkniz» gelmek için Futbol Federasyonu muza müracaatte bulunduğunu yaz mıstık. Futbol Federasyonumuzun Avuv turyalılann teklifini esas itibarile kabul ederek Viyanaya cevap ver nriştir. Bu cevapta Avusturya B. takrmile millî takımımızın S ve ıu haziranda biri enternasyonel ol mak üzere iki maç yapmıya hazır olduğu bildirilmiş ve serait sorul muştur. Bu temas umumî mcnkezce de tasvip edildiği için Avusturyalılardan gelecek müsbet cevap bek lenmekiedir. Mısır ve Filistin takımlanmn dün ya kupası için yapacakları temas ları kazanarak Romaya gidecek millî takımın avdette İstanbula daveti ve sehrimizde bir Mısır Tür kiye veya Filistin Türkiye maçı oynanması da muhtemeldir. Bu hususta muhabere için alâkadarlar ara • sında temas yapılmaktadır. Çuvalların gümruk resmi Otedenberi devam eden teamüle göre memlekete gelen çuvallarla bir mal ihraç edildiği zaman bu çuvalların gümrük resmi çuvaDann sahibi olanla ra iade edilmektedir. Bundan istifade maksadile şimdiye kadar ibracat tacir • leri ihracatlartm çuval sahipleri namına yapmaktadırlar. Meselâ, b:r fındık tüccarı harice gönderdliği mallannı çuval. ları tedarik eden müessese veya şahıs namına yaparak çuvalların gümrük resmini geri alabilmektedir. Bu vaziyeti kendi haklarmı ihlâl eder mahiyette göre» mracatçılar, badema çuvallara ait gümrük resimlerinin ken . dilerine iadesi suretile kendi namlanna ihracat yapabilmek imkânmın temini lehinde teşebbüslerde bulunması için Ticaret Odasına müracaat etmişlerdir. Tel Aviv sergisi Filistiode nisan içmde açüacat olan Tel Aviv sergisrne bizhn de resmen is. tirakimiz takarrör etmiştir. Sergide Türk emtea ve masulâtı içm ayn bir paviyon hazırlanmıstır. Bizden baska bu sergiye resmî ola rak tngiltere, Fransa ve Bulgaristan da istir&k etmektedir. Dün Ticaret Odasında alâkadar ih . racat tüccarlarırun ictirakile bir toplanh yapılarak Tel Aviv terg'sine iştirak için alınması lüzumlu görulen tedbirler görüsübnüstür. IRTİHAL Esbak hafif süvari livası ve kırk ü çüncü hrka kumandanı ve mütekait kaymakam Şerruettio Beyin büyük bi. raderi mirlivalıktan mütekait tbrahim Pasa Şişli Şifa yurdunda tedavi olun makta iken vefat ederek cenazesi ak . raba ve eviddası tarafından Eyüpsul • tandaki aile makberine defnedibnistir. Mevlâ gariki rahmet ve bütün kederdide ailesine sabn cemil ihsan eylesin. (14574) T Ü R K SİNEMASINDA i LA N Osmanh Bankasmın Galata, Yenicami ve Beyoğlu devairi; Kurban bayratnı münasebetile 1934 marrtmm 26, 27, 28 ve 29 uncu günleri ve Paskalya yortusu münasebetile de 1934 nisanınm 1 inci günü ka pah bulunacaktır. Bu akşatn Şehzadebiişi < i ^ Oinarlı Kehmedin mOhlm bir gılelesi Amerikada bulunan Dinarlı Men met pehlivan Ombeıto isminde in • »an aztnani bir güresçi ile karsılasmıstır. Bu müsabaka çok sert ve yırtıcı bir şekilde cereyan etmiş ve Dinarlı Mehmet 15 dakika 31 sa niyede hasmım mağlup etmiştir. Mehmet pehlivanm kazandığı bu galebe Amerika güreş âleminde büyük takdirle karsılanmıştır. Merdivenler de nekadar karanhk! Ikinci katta küçük bir lâmba yanıyor. Bu uzun merdiveni inerken birdenbire önümde Nebile Hanım hayal gibi belirdi. Gözlerini gururla açıp kapayarak bana bagırdı: Başka yazacak birşey bulamadınız mıydı? Bu anî karsılaşmadan mütehayyir sordum: Hangisini? Neyi Hanımefendi? Bir kadınm kocasına hiyanetin den, sevgilisinin komodin üstünde u nuttuğu ahm çakrnaktan, kocasınm onu bulmasHidan bahseden son hikâyenizi söylüyorum. Evet, evet anladım... Zevç onu buluyor ve Inıllanıyor... Nebile Hamm bağırarak sözümü kesti: Hayır kullanımyor. Bahanın kim oldugunu bfliyorsunuz değil mi?. O, komodin üstünde altm çakmağmı unutuyor. Fethi onu buluyor. Dikkatle bakıyor, alıp bana getiriyor. Bereket versin birdenbire saşnmıyorum. Kendime, sinirlerime hâkim gülerek: Ne yaztk! Sana hediye aldığım o çakmağı ben vermeden sen buldun ÜSKÜDAR H&IE SNEMASINDA Cebidelikler Mümessilleri Pat ve Pataşon. llâveıen Dünva haberleri 22 mart perşembe aksamı: 'Naşlt ve Fahri temsilleri Büyük bale iştirakile 50 kişiden mürekkep tivatrosunda Taiebe ve umuraa tenzılâtlı tiat. M iLLE T Dünyanın en muazzam ve müthiş filrainin iraesi münasebetile muhteşem bir süvare: MUMYALAR MÜZESİ Uludağa cidecek sporcuiar İ. S. K. kulübü reisliğinden: Kulubümüz Kayak şubesi Kurban bayramını Uludağda geçirmek Ü2ere 23''3/93< cuma sabahı Bursaya hareket edecektir. İstirak edecek azanın 20 mart akşamına kadar kulübe müracaatleri tamim olunur. Beni çağıran kimdi? Karım dur marfan beni çağınyordu: Nebil, Nebü, Ne...bil... Uyku dolu, üşümüş başırm kaldır dım. Biraz mahçup kanmın yanma git *im. O müstehzi tebessümile: Uyuyakaldm değil mi? Aferin! Künbilir uykunda sana ne güzel hi kâye mevzuları fısıldadılar. Birdenbire beynimde bir şimsek çaktı. Aradığun mevzuu bulmuştum. Hakikaten ruyada tam istediğim mevzuu buldum. Yarın okursun de dim. Firdevs îsmail YALOVA ŞARKISl Operef 3 perde Bugün T A N Sinemasımlâ Sinemacıhğın yarattığı en büyük harika!... Baştan basa tabiî renkli ve fransızca sözlü DtRtrEN MUMYALAR DİRİ DİRt KAYNAR BALMUMî'NA AT1LAN tNSANLAR DEHŞET VE AZAMET FİLMİ 22 MART PERŞEMBE AKŞAMI SARAY (Eski Glorya) Sinemasmda VİCTOR HUGO nun meshur eser>'n en muhtebes yegâr.c J NıŞANLANMA fransızca sözlü Diyarbekirde Jandarma mıntaka kumandanı miralay Ziya Beyin büyük ku zı Muallâ Hanımla Diyarbekir Askerî hastanesi operatörü muktedir doktor lanmızdan yüzbası Osman Beyin nisanlanma merasimi 10 şubat 9 3 4 te Diyar. bekir Askerî mahfiTnde verilen etıbba odasmın senelik balosunda icra edil • mistir. Gemç nisanlılar için saadet te menni ederiz. tRTtHAL Bir müddettenberi hasta bulunan davavekili Aydınlı Remzi Bey evvelki akşam vefat etmiştir. Cenazesi, dünkü cumartesi günü yakmdan tanıyan baytar Mustafa ve mualHm Hilmi Beylerle daha birçok ehibbası hazır olduğu hal. de Beşiktastaki hanesinden kaldınla rak namazı Teşvikiye camUinde kdm. dıktan sonra FerScöy mezarlıgında ih • zar edilen meskeni ebedisine isal edilm'ftir. Allah gariki rahmet eyliye. (14579) GECE HÂKiMi Bu fevkalâde tılmi oyınyanlar. S E F İL L ER Muazzam fil m : başlıyor. Heyeti temsiliyesî b^şmda: ANilA PAGKLEWiS STONE Philips Holmes Wa!ter Huston tllâveten Fox Jourral i Bupün Her halde HARRV P A I I R . CHARl FS VANEL H F M D Y KB* T JS C ^ Q. RELLE MARGUERİTE MORENO MAX DEARLY ve saire... Bugün SARAY (Eski Glorya) da ÇİN GECELERİ S U MER s nemada (Eski Artistik) Fransızca sözlü büyük ve muhteşem Çin filmini görünüz. RAMON NOVARROHELENE HAYES ve LEWİS STONE Her zamandan şen Her zamantan neşeli TALi KUŞU Mükemtnel, şen ve gıizel şarkı ve gikili komedivi pörünüz. 6USTAV FROELKLICH'in M U R İ C E G H E V A L İ E sinemasında görün'cekt'r. önümüzdeki çarşamba akşamından itibsıen ME L E K G ü l e n t'lipînde P a r i s