^Cumhuriyet 1/ mart 1> 4 IHARPTE 193 A. DAVER { Şehir ve memleket haberleri <)Siyasî icmal İstanbul Lisesinde Dün senelik kongrede heyetler secildi Dün tstanbul Lisesi mezunlan, 1» • t?nbul Lisesi sinema salonunda sene lik kongrelerim yapmışlardır. Evvelâ talebeden ve mezunlardan bazüan tarafından alafranga bir konesr veril • mis, sonra mezunlar biriiği reisi Hilmi Bey kongreyi açmıs ve faaliyet raporunu okumuş, rapor bütün aza tarafından kabul edilmiştir. Müteakıben kongrenin idare beyeti intihap edilmiş, reisliğe Hukuk Fakültesi doçentlerin den Yavuz, kâtipliklere Bahri, Süleyman Beyler seçihnişlerdir. Bundan sonra, Istanbulspor kulübü, Mezunlan cemiyeti, İstanbul lisesi talebe cemiyeti gibi teşekküllerin bir arada birlesmesi ve ba teşkilâtm Ankara umumi mer • kezine tâbi olup olmaması meselesi konuşuknuş ve bu husustaki karar yeni heyeti idareye terkedilmiştir. Nizamnamenin tstanbul Lisesi me • zunlanna hasrettiği azalık hakkının, İstanbul Lisesi müntesiplerine de teşmiK konusuknus, ayrıca cemiyetin Istanbulspor kuHibile alâkasını tasrih hu • susu etrafında müzakereler olmuştur. Neticede etraflıca tetkikat yaparak ba meseleyi tesbit etmek üzere beş kişi • lik bkr muzahir beyet intihap olun • muştur. Hami reisi Hakki Tank, fahrî reis Celâl Ferdi Beyler kongrede buluna mamıslar, samimî selâmlannm heyeti umumiye tebüğini kongre divan riyasetine bildirmişlerdir. Toplanttda azadan Arif Beyin tekfifi üzerine tstanbul Lisesi mezunlan günü olarak ve mektebin tesis tarihi gözönünde bulundurularak bir günün tayini yeni idare heyetine havale edilmiştir. Müteakıben idare, teftis ve muzahir heyeti inbhabı yapılmıştır. Yeni beyeti idareye, Münir, Samih Nafiz, Hilmi Velit, Enver Safder, Suat Beyler seçihniştir. thtiyat azalıklara thsaa, Veli, Kerim Beyler, muzahir he yete, Yavuz, Namık, Fevzi, Arif, Sa • im Beyler ve teftis heyetine de Haşim Abdi, Namık, Fehmi Suavi Beyler seçümişlerdir. fD^ÜiGry rra.? Türkiye, mücadelenin nihavetinde, iradesini hasımlarına kabul ettirdi ve Yavuza sahio oldu! Gözlerim, ıstırapla karsımdaki Ksya sahiline bakıyor. tşte Usküdar! Muazzam Selimiye kışlasf güneşte pırıl pınl yanıyor. Bu kışla on bin Irişi alacak kadar büyüktiir. Ay yılidızlı al bayrak, binanm kocaman «duvarlan üstünde vakurane dal *"*alanryor. Nazarlarnn, pek iyi bildiğim bütün bu köylerin Ste tarafına uza juyor ve eski hatıralar hep birden fcihnime hücum ediyor. Gözlerim Haydarpaşa ganna takıldı. Çoktanperi biten harp, burada bâlâ ken idisinden bahseden bir eser bırak taış. Bir abide gibi yükselen ntas yon binası, korkunç maziden, bu • gün hale yadigâr kalmış bir batıKa, bir barabe halrodedir. 6 eylul 1917 günü idi. Haydarpafa istasyonundan Firata ve Suri ~ye cephesine 200,000 kişiye yetişecek miktarda harp malzemesi *ev« kedilecekti. Herhangi bir sebeple feevkiyat ertesi güne tehir edildi. Sonra, bilinmz, ne oldu? Fakat malEemenin sevki içm tayin edilen vakitten bâraz evvel trenler de, gar da berhava oldu. Müthiş mfilâklar, haVayı titrettj, muazzam alev sütunları semaya yükseldi, vagonlara yiiklenmis olan cephanelerin ekse risi de havaya uçtu. tstanbul korkuidan adeta felce uğradı. Bu çok cür'etkârane yeni darbe, gayet kuvyetli bir casusluk teşkilâh sayesin'de yapılabilirdi. Bugim dahi yan yikılmış duvar lar, hâlâ olduğu gibi duruyor. (Her Kopp bir daha gelirse Türk hzminin bütün yıkık duvarlan ve binalan yaptığını görür. A. D.) Sağda tztnit körfezi uzanıyor. Fakat Göben nerede? Şu anda, Boğaz sahillerini sey rederken, bu şanlı geminin harikalarla dolu menakıbını hatırlıyorum. Benim güzel ve heybetli gemim, harbin büyük günlerini burada ya • ^adığı gibi, açgözlü galiplerin si lâhsız Türkiyeyi zafer sarhoşlu ğile çiğnedikleri acı günleri de gördü. Bu tarihte, yani 1918 senesi lesrinievveli nihayetinde, katıra man Göben Sivastopoldan dönerek tstanbula gelmişti. , (Yavuz Sivastopala hem orayı işgal eden Alman ordulanna yaTdım etmek, hem de oradaki büyük havuzlara girip tamir edilmek üzere gitmişti. Fakat Rus ameleai grev yaptıklanrtdan havuza gifcemeden dönüp gelmiştj. A. D.) Gemi tstanbula geldikten sonra 2 teşrmisanide kat'î surette Türkiyeye devhr ve teslim edildi. Terlerine Türk denizcilerinin kaîm olduğu Alman bahriyelileri Korkova<o ismmdeki Alman vapurile Nikolayafe nakledildiler ve oradan Almanyaya avdet ettiler* Harbin yorgunluklarmdan ağir snrette hasara uğramış olan Göben tzmit körfezinin uzak ve kuytu brr kösesine gidip demîrledi. Gemi, demir yeri olmak üzere sığ bir mevki seçmişti. Bu sığlığın intihabi, Ça nakkale haricmde tmroza yapılan son akmda teknenin ağır yaralar almış olmasıydı Eğer gemi, yaraların tesirile ansızm batarsa süratle dibe Öturacaktı. Korkulan şey olmadi ve gemi batmadı, fakat Türkiye Yavuzla alâ kadar olmaktan geri kaimadı. Kahraman gemi, ölüm yaralan almif olmakla beraber, galip devletler tarafmdan darma km ve nefretle karşılanıyordu. O, tztnit körfezinin sakin suları üstiinde, mazideki sanlı faaliyetlerinm yorgunluğunu ahr ken, Türkiye ile hasımlan arasın • da eereyan eden sulh müzakerele rinde, Göben içm, şiddetli bir mü cadele eereyan ediyordu. MiIIî kudret kaynaklanndan ve halkın azhn ve imamndan saşıla cak bir süratle yeni bir enerji bu lup çıkarmıs olan Türkiye, bu müca< delede, kendi iradesini hasunlarma kabul ettirdi. Lozan muahedena men Yavuzun Türkiyeye btrakılma«ını kat'î surette kabul ve tasdik ederek gemiyi fkinci bir Skapa Flov felâketine uğramaktan kur • tardı. (Skopa Flov, tngiliz donanmasmın Büyük Harpteki deniz üssü idL Almanlara kabul ettirilen agır mütareke şe • raiti neticesinde bütün o muhteşem Alman donanmasi, Müttefiklere teslim edildikten sonra, bu limana hapsedildi. Fakat gemilerde bir miktar Alman mürettebat bırakılraıştı. Bir müddet son ra Alman bahriyelileri, donanmanın kendi isyanlan neticesinde uğradığı bu utandıncı akıbetin lekesini silmek üzere, bİTgiin bütün g^emileri batiTdılar. Muharrir Skapa Flovdan bahsetmekle esir Alman donanmasmın bu macera • sını söylemek istiyor. A. D.) Şanlı gemi bugün tzmit körfe zindedir. Uzun harp senleri, çelik teknesi Gzerinde hissedilir izler bırakmıştır. Karadeniz Boğazı ağzında çarptığı îlk iki mayinin açtığı yaralar, dermeçatma vesaitle ka patılm»*tı. Çanakkale onünde fazla olarak üç mayin yarası daha aimıstı Kazanlarla makinelerin de yeni baştan tamiri l&zımdı. Türkiye, muhtelif gemi ınsaat tezgânlarile uzun müzakerelerden sonra, nihayet tamiratm bh* Fran • siz sirketi tarafından yapılmasına karar verdi. Evvelâ, gemiyi alacak sabih bh* havuz lâzimdı. Sabih havus yapı lıp tzmit körfezine getrrîldigi za • man, Yavuz batmıs gibiydi. (Dogru değil) Buna rağmen, büyük müs • külâtla gemi havuza sokuldu ve esaslı tamirata baslandi. Muharebe kruvazörünün tekrar hizmete basliyablmesi için seneier geçti. Sonra, bir gün, Yavuz, ansızm tstanbul önünde göründü. Bu büyük müjde, simsek süratile şehirde yayıldı. tstanbulun Marmarayi goren her yerinde meraklı msanlar toplandt lar ve büyük bir sevmç içinde, bu şanlı ve vakur gemiyi, onun mavi dalgalan tekrar yarmağa başlıyan muazzam ve muhteşem teknesini seyre başladılar. Gemmin tearübeleri, Mamıara da yapıldı ve muvaffakiyetle ne ticelendikten sonra Yavuz filoya iltihak ettiBrr 28 mart giinii idi. Sevgili gemisini muhafaza etmeğe muvaffak olan Türkiye halkt için bu, bir bayram giinü oldu. Kahraman Göbenimizin harpten sonraki talîhi iste böyle oldu. O, simdi Türk bayragı altında ve Türk gemicilerinin elinde, vakur ve muhteşem, denizlerde dolasıyor. (Mabadi var) Yapı kazaları çoğalıyor tki gün evvel Erenköyünde feci bir kaza oknuf, uç yapı aroelesi dokuz metre yükseklikten düserek yaralanmışlard ır. Kaza Erenköyünde bir ev yaph • ran Anastas isminde bir ke • reste tüccartnın yapısında vukua gelmistir. Demirci Mehmetle marangoz Mehmet ve amele tshak binanm balkonunu yaparhtrken altlanndaki iskeleler bîrdenbire çökmüs ve hepsi birden yere yuvarlanmışlardır. Demâci Mehmedin bacaklan lnnl miftar. Amele İshak ta muhtelif yerlerinden yaralaıunıştır. Marangoz Mehmedin yaralan daha ağır oldu ğundan bu zavalh hastanede ölmüstür. Diğerlerinin de hayatlan teh ukededir. Istanbulun dört tarafmda yapılar çoğaltrken bu türlü kazalann da ardı arkası gdmediğini göriiyoruz. Daha geçenlerde Şisane yokusundaki yapılardan birfnde, gene böyle bir iskele yıkılması yuzünden çoluk çocuk sahibi bir usta parça parça olarak can vermisti. Taksnnde bir iskele yıkıldı, birkaç amele yaralan • dı. Birkaç ay evvele gidersek boy • le bir veya birkaç cana mal olan birçok kazalar buluruz. 1 TahKsiye işleri , Sis düdüklerinin çok faydası görülüyor Bulgarlar ve Sırplar MÜTEFERRİK Oevlet Demıryolları açıjı içm tedbirler Devlet Demiryollarmın açığinı kapatmak için ahnan tedbirler meyanınd'a tesviki sanayi muafiyetine da hil maddelerin bundan sonra tenzilâtlı tarifeye tâbi olmamalan, posta nakliyatı için Posta idaresinden kilometre başına 70 lira alınması, askerî nakliyatta sülüs yerine yüzde 60 esasımn kabulü gibi esaşlar var ( Kömür havzasında Bu kazalara kurban gidenler fakir isçilerdir, ld sakat ve kötürüm kaldıkları takdfrde aileleri ve ol dükleri takdirde çoluk çocuklan aç ve s«fil k&lıyor. Çunkü bizde ne bunlara tazminat verecek, ne ço • cuklanna el uzatacak teşkflât var • dtr. Hemen yardım sendikalan, cemiyetleri kurmak belki güçtür, fa • kat bir binanm temeli sağlam olmaması nasıl mimannı, kalfasmı tnes'ul Bundan başka, Ahrrkapı, Fenerbahbırakıyor ve bu mes'uliyet birçok çe ve Yeşilköyde sis düdükleri tesis kazalann nasıl önünu alıyorsa ya • edilmiştir. pılmakta olan binalarda iskeleyi Aynca, asıl tahlis vazifelermden okuran ustalarm mes'uliyeti de füplan ve roget tabir olunan aletlerin en he yok kazalara karşı mühhn bir simodernleri getirOmiştir. gorta teşkil edecektir. Kayitsizlik, ' Cankurtaran san<|ıllarmda adeta ve ihmal yuzünden yaralananlara, kurek çekmeğe mâni olan battal manolenlerin ailelerine yardım edemi • ^ tar cankurtaran yelekleri kâmilen tebyoruz, bari ba kayitsiz ve dikkat • dil olunarak hafif ve kapok denüen bir sizliği yapanlan cezalandn*arak kanevi maddeden yapdrrMf ve kuvvei salan azaltmağa bakmalıyız. sephiyeleri çok riyade cankurtajan yeleklenle tebdfl edamiştir. Mevcut istasyonlara ilâveten EreğGde bir roget istasyonu tesis edilmiş tir. Nihayet iki ay zarfmda Zonguldakta böyle bir istasyon daha tesis oluna • cakbr. Tahlisiye umum müdürü Neemet tm Bey 1933 senesi zarhnda alınan baa mühim tedbirlerle 1934 senesinde yapüacak islere dair bir muharririmize şu beyanatta bulunmuştur: « 1934 senesinde, Krjadenizdö Kerpe burnunda bir sis düdüğü, Si nopta bir sis düdüğü, Boğaz ağzında bir radyofar telsizle btikamet tayin edici alet Marmara adasmda bir sis düdüğü, Seddülbahirde de ayrıca bir sis düdüğü inşa edilecektir. Şimdiye kadar yapılan sis düdükle rmin çok faydast görülmüstür. Avru panın bütün Ihnanlarmda bu sis du • düklerile radyofar ve fener daima mevcuttur. Bu sene yapacagumz bu yeni tesisat için butçede takriben 200,000 hralık tahsisat kabul edümistir. Bu tesisahn hepsi ahvali fevkalâde zuhur etmediği takdirde 1935 kânunusanisintn birinci günü faaliyete geçebilecektir. Bugüne kadar en mühim işlerden biri olarak Karadeniz Boğaztndan 14 mil mesafede vazifesi yalnız ışık gös • termek, sisli ve tipili havalarda çan çalraaktan ibaret bulunan fener du • bası kaldınlmıs, yerine otomatik bir surette ziya veren ve çan çalan bir ziyah samandıra konulmuştur. Eski fener dubasnun her seferinde on beşer kişilik bir efrat grupu bulunduruluyordu. Senevî masrah 70,000 lira idi. ŞimdBri samandırada nöbetçi yoktur, kendi kendisme çalışır. Senevî masrafı da 1500 liradan ibarethr. Yeni ziyah samandıra en büyük hrtmalarda bfle hiçbir anzaya uğramarmştur. alkan Twî««>lctT» knzası ve bunda Yugoslavya Hariciye Nazın M. Yevtiçfn çok ısrar etmiş olması Bulgarlarla Sırplann arasma ye ni bir soğukluk sokmuştu. Fakat o za* mandanberi eereyan eden 3d hâdise bu 3d tslâv halkınm birbirme yakmlaşması ihtimal ve imkârunı tekrar göster miştir. Belçika Kralı Alberin cenaze sinde hazır bulunmak üzere Garbî Avrupaya giden ve Briikselden dönerken Beriine de uğrayıp Mareşal Hinden > burg ve Ahnan devlet adamlarile görüşen Bulgar Kralnn. Sırp toprağmda Yugoslavya Krah karsdamış ve iki Kral hayli müddet bir vagonda giderek görüşmüşlerdi. Bu mülâkatta neler görüşüldüğü malum değildir. Maahaza ba görüşme Baflıan misakından sonra da iki komsu devletin arasma izalesi gayrimümkün bir münaferet ve nddıyet gfrmediğini ispat etanis olması itibarile mübimdir. Diğer bâdise de Yugoslavya tara > hndan Sofyaya yeni sefir tayin olunan M. Markoviçin itimatnamesint Bul garistan Krahna takdim ederken sefirle Kral arasmda irat olunan mıtuklann rautat cemilekârane merasimin hodudunu geçerek siyasî cifaetten e • hemmiyeti büyük sözleri ihtiva etme • sidir. M. Markoviç evvelce Sofya se faretmde müsteşar olarak bulunmuş ve o zaman Bulgar mehafümde gayet iyi intıbalar bırakmıştı. Bulgar dostu o • lan bu diplomahn şimdi Bulgaristan payitahtma sefir olarak gönderümeri ve mumaileyhin metbuu Kral Aleksandr vedaatile Bulgar miUeti hakkmda gayet samimane sözler söylemesi v e iki Islâv halkmm anlaşarak teşriki mesaide bulunmalan için davet yolla beyanatta bulunması bütün Bulgar matbuatı tarafından buyük bir hâdise olarak telâkki edümistir. Bilhassa Yugoslavya sefirmm şu sozleri ehemmiyeti haiz bulunuyör: «U mum Yugoslav halkmm Bulgaristana karşı beslediği samimî ve derin dostluk ve muhabbet, Bulgamtanm her 3d halkm menafimi adilâne bir surette anlamak içm cîddî gayretler gösterme • sine lâyîktîr. Bizfm halkınuzm heyeti umumiyesi Bulgaristanla dostane ve tam bir surette teşriki mesaiye ötedenberi hazndir. Maade böyle teşriki mesai mes'ut neticeler vermsstf. tleride tam bir teçrikî mesaide btılanmlman eSste receğfmiz mütekabil hutmu niyete bağhdır. Metbuum Kral Birmd Aleksandr her iki rm'llet arasmda daimî dostluk ve samimî teşriki mesatde buramıJmastnı arzu ettiğini bfldirmege sureti mahsusada beni memur etti.» | Bulgar Krah da cevabmda demiştir ki: «Hararetle ifade eylediğinia Yn goslavyanm Bulgar milletme karşı o lan hissıyah Bulgar milletinde samimî bir makes ve tam bir tekabül buknaktadır. Bulgaristanla Yugoslavya ara • sındaki bu dostane temayülâtm üd m3let arasmdaki münasebah haseneyi tak* viye ve iyi anlasüan mütekabil menfaatlere müstenit teşriki mesaiyi tens edeceğine kaniim.» ( Bulgar matbuatı ba mrtuklarlaı ld tslâv milleti arasında yeni bir dosthık havası peyda olduğuna şfiphe etmryor. Lâkin bu dostluğun fitt asen ne ikusadî islerde, ne de Makedonyada ki ekalliyetlere yapdan muamelede henüz görülmediğini de ehemmiyetle kay» dediyor. Maahaza Balkanlarm iki tslâv milleti arasmda esmeğe başkyan yeni uzlaşma havası pek uzak ohnıyaa bir atide mühim siyasî neticeler doğura • bilir ' Doğru değil mi? Tetkikat yapan mütehassızlar Ankaraya gittiler SEHÎR ÎŞLERt Yeni em'âkin kıymetleri Seyyahların otomobilleri Baska memleketlerden otomobillerile gelen seyyahların. otomobil lerinden gümrük resmi alınıyordu. Turing Kulüp Dahiliye Vekâletine müracaat ederek seyyah otomobil lerinin triptik usulüne tâbi tutulmasım istemiştir. Dahiliye Vekâleti Turing Kulübün bu teklifini kabul etmiştir. Bundan sonra hariçten gelecek seyyah otomobillerinden gümrük resmi alınmıyacaktrr. Yoguslavyadan 70 mu'iacır geldi Evvelki gün Yugoslavyanm Bera • ne kasabasından sehrimize 7 0 muha cir gelmistir. tskân heyeti bunlarm Bilecik veya Eskisehir civannda yer leştirilmesine karar vermiştir. Bir iki gün «ehrimizde kalacak olan bu muhactrler Sirkeci garuım marşandiz kısmında vagonlarda ikamet ede • ceklerdir. Muhacrrler Yugoslavyada toprak • larmı satarak Türkiyeye gelmek isti . yen binlerce Türk bulunduğunu söylemislerdir. h* Yunan Meclisi dün misakı ittifakla kabul etti (Birinci »ahifeden mabat) tasîu, mitakın Balkanlarm sulhu noktaî nazanndan ehemrrayetini zikretmis ve tasdikini istemiştir. Badehu M. Venizelosun yazdığı ve M. Eksindarise verdigi beyanat okuntnuştur. M. Metaksas ta m;sakm ehemmiyetinden bahsetmis ve tasdikini Utemiftir. En son soz alan M. Kafandaris Balkan misakmın ehemmiyeti bakkmda söylenen sözlere iştirak' ettiğini, an cak «mötecaviz devlet» nazariyesi hak kındaki noktaî nazannı muhafaza et • tiginî söylemistir. Rets raâzakeresinm hitam bulduğunu söylüyerek meclisi misak hakkında rey vermeğe davet etmis, bütün fırkalar müttefikan tasdik lehinde rey vermislerdir. Yalnız bir azası olan ve hükumet tarafından muhalif rey yormiftir. fırka diye tanınmıyan muhalif M. Soıyanopulos, hadisata geçerek Yugoslavya Krah mn Korfo adasmı ziyaretinden ve kendismin Londra, Paris, Roma, Cenevre ve BelgrattaJd mülâkat ve müzakerelerinden bahseylemiş ve Bulgarista > nın da istikbalde ba itilâfa dahil olacagmdan ümitvar olduğunu söylemisbr. Basvekil M. Çaldaris te bu İDİâfın ehemmıyetinden ve buntmla Yunanistanm baricî kaygulartmn ortadan kallcarak memleketm dahilî etrakki ve Gmranma rahatça devam edebüeceginden babsetmiftir. Bundan sonra zörra ve amele ftr • fcası reisi M. Papanastasiunım daveti S•erine, Hariciye Nazın: «Yunanistanın Balkan harid hiçbir büyük devletle muharebeye gmniyeceği» hakkında hö . kumetm tefsirî beyanatmı da ilâve etpıiştir. Bundan sonra sSz alan M. Papanas Farmakologların ilâç projes;! Farmakologlar Biriiği yeni bir ilâç tarife projesi hanrlamaktadır. Bu projede diğer memleketlerin i lâç ve ecza fiatleri gösterilerek bizimkilerle mukayese edilmektedir. Proje yakında Sıhhiye Vekâletine gönderilecektir. Millî Emlâk müdurlüğü tstanbuiBh* müddet evvel Zonguldaktada hazineye ait bütün emlâkin kjyki kömür havzasında ve kömür mametlermi tesbite başlamıştır. Bu emdenlerinde tetkikat yapmak üzere lâk sablarak elde edilecek para ile gicTen Iktısat Vekâleti tktuadî tet asrî devlet daireleri yapılacaktır. kikler heyeti reisi Amerikah Mister Millî Emlâk müdurlüğü, bunlar > Dor ile altm mütehassi*ı ve maden dan başka tstanbul da bulunan ve raühendîsi von Siklen dün Ege vahazineye geçmesi ;cap eden firarî purile sehrimize gelerek akfam AnRum emlâkini de tesbit ettirmek karaya gHmişlerdir. Mütehassıslar tedir. Ankarada bir ay kadar kaldıktan Her iki isin kısa bir zamanda iksonra tekrar Trabzona gidecekler, maline çalısilmaktadır. orada yeniden tetkikatta buluna • caklardır. Dün her iki mütehassıs ta bir muharririmize seyahat ve tet • Emniyet memurlan, Rumen nekikleri hakkında şu beyanatta buferi olduğunu söyliyen tstepan is lunmuşlardır: « Turkiyenin kömür havzaların mînd'e şüpheli bir adamı hudut haricine çıkarmıştır. dan en mühimmi olan Zonguldak kömür ocaklarmda tetkikatta bu • lunmak üzere on gün Zonguldakta Yeni tarife kanun lâyihası Ve kaldık. Madenleri gezdik. Tetkik kâletlerce tetkik edilmiştir. Lâyiha ettik, ocaklann en derin kuyulan • birkaç güne kadar son şeklile Ve • na kadar indik. Tetkikatımızın ekiller Heyetine verilecektir. sası kömürlere ve kömür çıkarma usullerine aitti. Maamafih tetkik Bu lâyihamn gümrük muamelâlerimiz sathi bir görüsten ibaret oltmda birçok kolaylıklar temin edemuştur. Rakamlara müstenit maluceği söylenmektedir. mat almak birkaç gün içinde kabil olamazdı. Şunu söyliyebiliriz ki bu havzadaki kömürler Turkiyenin diğer kömürlerine hararet ve dayanik Türk Jinekolojî cem'yeti, bu aym lılık hususunda faiktir. Buradaki ocaklar çok muntazam bir şekilde iştoplantısını muallim Ali Esat Beyin lemektedirler ve günde Zonguldak reisliği altmda yapmırihr. Bu içtima limanından on ikiden fazla vapur da Dr. Hadi thsan B. kadın hastahklamuhtelif limanlara kömür ihraç etrmm röntgenle tedavisine dair tebli mektedir. Havzadan bugünkü miktardan bir İki misli daha fazla kögatta bulunmuf; muallim Dr. Ali Esat mür elde edilmesî mümkündür. Ba Bey: tki Granulosazelltumor vakası tetkikatimızı da umumî raporla biltakdim etmis ve projeksiyonla çok direceğiz.» nadir görülen bu vakalan izah etmiş Şüpheli bir adam kojjuldu Yeni tarife kanunu MUHARREM FEYZt taık ve Müiit Necdet Beyler Ankaradan hususî ban işleri için sehrimize gelmiş olan Türkiye dış ti • caret «fisleri reisi Kurdoğlu Faik Bey. le Deniz Ticaret mödürü Müfk Necdet Bey dün akşam Ankaraya gitmişlerdir. Kadın hekimleri cemîyetinde loplantı Bir adamı öldürdüler sonra cesedini yaktılar Boluya tâbi Gölcük köyünün yay» lalannda feci bir cinayet olmuştur. Cinayeti işliyenler Fazh ve tdris isminde iki kardeştir. Bunlardan Fazl Gölcük köyü ağalanndan Htakkı Dayının damadıdır. Hakkı Daytnnt bir kızi da vaktile eşkiyalık etmif olan Ibrahim isminde birisile evli dir. Söylendiğine göre, Ibrahim, Fazr lının kansile, yani yengesile gayrimeşru münasebet tesis etmek »te • mi. ve bunu haber alan Fazh tarafından tenha bir yerde yakalana rak öldürülmüstür. Katil bu cinayeti balta ile yapımş, kardeşi de kendisine yardım etmiştir. Bir rivayete göre, katiller Ibrahi. mi öldürdükten sonra ateşte yak mıjlardır. Katiller yakaUnnutlardlıi| Talebe kooperatifi Talebe Biriiği tarafından «Mah dut mes'uliyetli yüksek tahsil talebesi birlik kooperatifi» isminde bir kooperatif teşkil edilmiştir. Bu kooperatife talebeden başka profesörler de dahil olacaktır. Kooperatif ilk iş olarak talebeye ucuz yemek temin edecek, bir talebe pansiyonu ve bir de talebe mahfili tesişine çalısacaktar* SilıfKeve Gazî Hz. nin heykelleri rekzedilecek Silifke (Hususî) Silifkeye rekzedilecek Gazi Hz. nin heykeli nin kaidesi hazırlanmaktadır. Heykel büyük merasimle rekzedilecektir. Heykel Silifkenin methalindeki Cumhuriyet meydanmda gayet güzel bir yere konulacak ve hariçten sehre girenler tarafından ilk na • zarda görülecek bir mevkide bulu tir. Dr. Şükrii B.: Sağ tarafında yumurtalık kisti, halip taşı ve apandisit ba • lunan bir hasta üzerinde müşahedesmi arzetmis, ameliyatla elde edilen piyesleri göstermifiir. v • + * Mevzular etrafında yapılan munakaşalara: Refik Münir Pasa ile Kenan Tevfik, Ali Esat, Ahmet Asun, Hadi thsan, Orhan Tahsin, Aziz Fikret, Nuri Süleyman ve Şükrii Beyler iştirak