Camharîyeİ' •4Kânunuevvel19?3 YAVUZ tanakkalede hava, patlıyan her boy mermilerin infilâklarile titriyordu Tabyalar: Eski usul kârgir kazem» 'arla toprak siperlerden îbaret. Mermiler Büyük çaplı toplar icm bir miktar trotil ve ask pik rikli mermiler müstesna olmak üzere, kâmilen »iyah barullu. 4 ağustosta, boğaza, tüccar se f a :ni icm bir geçit bırakılarak torpil ile set emrî veriîmiş ve bugün encak 22 torpil ile bir hat (havuzlar kepez hattı) tesis edîlmisti. 6 ağustosta yeni gelen 26 torpil Ue iki"ci bir hat daha te«is edilmisti. Binaenaleyh 10 a&ustosta tngiliz amiralı Trubric'in filosu Göben ıle 5 Breslav ! takiben boğaz önüne gel; diçi zaman vesa ti müdafaa iki hafif torpil h?ttı ile birçok toplan henüz gayrimeşgul bataryalardan ibaretti. Filo o gün, derhal boğazı zorlamamakla Larşer'in de iddiası veçhile kabul olunabilir ki cidden bir fırsat fevtetmisti. Boğazm karadan tnüdafaa*ı we su safahah geçirmişti: A Seferberlik ile beraber dokuzuncu fırka, teşkil ettiği 64 üncü •eyyar iandarma alayile beraber (11 tabur, bir süvari bölüğü, 6 sah»a bataryası) müstahkem mevkiin emrine veriimişti ve kısmiküllisile «ene Gelibolu etrafmda kalmıştı. Bu vaziyef dört ay asağı yukarı böyle kaldı. Müstahkem mevkiin etnrükuTnanda vaziyeti çok k a n şîktı ve birçok tebeddülâta uğra mıstı. Alman amiralı Uzedom, bir Alman karargâht ile beraber Ça nakkale ve Karadeniz boğazlan nm umum kumandanı olup doğru ca karargâhı ırmumiye merbuttu. Cevat Pa*a da doğruca Çanakkale müstohkem mevki kumandaıu olup bazı hususalça amiral Uzedom'dan emir alıyordu. Fakat ekseri zaman gene re'sen Enver Paşaya merbu* kalmıştı. 9 uncu fırka kâh kendi emrinde, kâh 3 üncü kolordu em rinde buiımuvordu. Velhasıl 5 incı ordu teşekkül edinceye kadar bu cihet bir türlü kat'î bir sekil alamamışü ki esas tnesele Almanlann boğaza tamamen hâkim olmak ı*te mesi, Enver Pafanın Ue buna za man zaman muhalefet eylemesi olroustu.» [Merhum NiKat Beyin bu mütaleaları gosteriyor ki A!man kumandanlığı Çanakkalede hiçbir şey yapamamıstır. Yap mak istediçi şevler ise temamile mânasızdı ve eğer, Aimanlar dü«ündük!erini yaomak imkânını buUalardı, Çanakkale Bo&azmı secmek düşman için bİT tenezzüh kabi'inden bir i? olacaktı. Filvâki 1 8 mart günü dü<smanın üç eemi sini, Almanlann kaidımıak istedikleri mayinler batırmı*, bir tancsini de a|ır surette gene mavinler yaralamıstı. Aynca çok as*ır yaralanan bir Fransız gemisinin de mavinle mi, yoksa suvun altında patlıyan aeır top mermisi ile yaralandığı pek kat'iyetle taayyün elmîş değildir. Bunun topçu ateşile yaralan dığını kabul etsek dahi. 18 mart Jîünü düşmanın dört zırhlısım mayinler haklamış ve Boğazı kurtaran da bunlar olmuştur. Çünkü bu ağır zayiattan maneviyatı bozulan lngiliz amirali rücat emrini vermiştir. Telsizci Koppun tama men haksız yere Alman kumandanlı ğına atfetmek jstediği Boğaz tahkima tmın Türkler tarafından yapıldığını bu suTetle gösterdikten sonra, muharririn anlattıklannı takibe devam edeiim. Şehir ve memleket haberleri J Siyasîicmal Mahkemede bir sigorta şirketi müdürünün casusluk yaptığı şüpheleri ileri sürüldü 5 maznun sulh mahkemetaleplerinin Unyon Sigorta sirketi M. sinde muhakeme ediliyor Ancuvan Piyos tarafındanmüdürü Ga tarafın Irfan Beyin esasa taalluk etrrvediğini, ancak hakaret adTicaret Arap harflerile kitap basmak ve satmaktan suçlu kitapçı Ratit, kuyumcu Mehmet Cemal, Amasyalı hoca Halil, ZileK Hafız Mnstafa ve ressam 'ranlı Mirza AIi Efendtîerin muhakemesine dün Sultanahmet birfnci sulh ceza mahkemesmde bakıbnışhr. Mahkemede okunan dava evrakma göre, Raşit Efendi tarafından Arap harflerile bastınlan elifba cüzlerinden 250 tanesi Anadolu köylerine sevkedilirken yakalanmışttr. Kitaplardan bir kısmının üzerinde Ahmet Kâmil tnatbaasmda tabedildiği ve 325 tarihinin mevcut olduğu halde diğerlerinde hiç bir kayit ve tarih yoktur. Maznunlardan Mirza Ali Efendinin dükkânuıda alçı bir levha üstüne ya • pılmtş sakıt halife Abdülmecit Efen • dinin askerî üniformalı bir resmi de bulunmustur. Bu da dava evrakı me yamndadır. Mevcuden mat&emeye getirilen maznunlar, isticvaplannda şunlan soylemislerdir: Kuyumcu Mehmet Cemal Efendi Hafız Mustafa ve Halil Efendilerle birlikte kitapçı Rasit Efendinm dükkâ • nma gittik. Kendisinden 250 tane eski harflele basJmıs elifba kitabı satın aldık. Bunlarm alım ve satimt memnu olduŞunu bilmivorduTn. E'ifba cîizle rini An?dolu köylerine parasız dağı tacakhk! Hoca Halil Efendi KitaDİan Mehmet Cemal Bey a'mıs, bunlan bana ve «rkadasrm hafrz Mostafa Efendive getirerek: «AnadoTu köv'iî'erme teber rüken dağrhn, dedi. Biz de merrmu oldu&unu bîlmiverek aldık. Ben ticaret ichı t't^nbüla gelmistim. Kitapçı Rasit Efendi Bu kttaplan ben basrnadrm. Bunlar eskiden k»'ma kitpnNjdır. Sahlman memnu olduğunu Vilmîvordum. Hafız Mustafa Ffendi Bu iste bennn alâkam, Hxlil Ef»*ndinin arkadası olmsktan ibarettir. Kitap satışile mesgol değilîm!» Mirza Ali Efendi Sabık hâlîfe Mecit Efendinin resmini simdi degîl, on dört sene evvel yaDmistun.» Maznunlarm ifad*»Iri almdtktan »onra durusmanm gayrimevktrf olarak yapilmasına, zabıt varakasmda imr^lan oln memtrrlarm sahrt sıfatHe çaRmlmalarma ve mwTi"kem8ye 6 kârMimıevvel çarsamba günü saat onda devam edilmesîne karar verilerek maznulnar ser best bırakılmıslardır. zetesi aleyhine açılan hakaret dava larına dün üçiincü ceza mahkemesin • de bakılmış ve muhakeme dikkate sa • yan bir safhaya girmiştir. Maznun vekillerinden Mustafa^i Hayri Bey mahkemede hulâsaten funlan söylemistir: c Müekkilim trfan Bey, bu neş riyab sırf memleket menafüni nazan dikkate alarak yapmıstır. Davacı Piyos Efendi Fransız tabü • yetinde olduğu ve Umumî Harp esnasmda Türkiyede ikamet ettiği halde kendisine bu harp senelerindeki hiz • metlerine ve fedakârlıklanna mukabil hükumeti tarafından Lejyon Dönör şövalye riitbesi verflroiş ve y şy ikramiye ile de taltif olunmustur. Müekkilimin bunu mevzuu bahsetmesinden davacı taraf kendisine casusluk isnat edildiği manasmı çıkarmıstur. trfan Bey, nesriyahnda açJcça böyle bir iddiada bulunmamış, fakat Türkiy« ile muharip vaziyette olan Fransa ta • biiyeündeki Piyos Efendinm o zaman hükumetinin muhasımı olan roemle • ketimizde Ocameti dolayısile bu sekilde taltif edilmesine ne gibi hizmetlerin sebep olduğunu muhtacı tetkik gör • müstür. trfan Beyin tnaksadı hakaret değil, böyle bir memleket meselesinde hakikatkı tezahürünü temin etmektir. Bu iste casusluk olup ohnadığı ancak ehli vukuf tetkikatile anlasılabileceğinden Piyos Efendiye verilen takdirname ve nişan h l'ıkındaki yaaalan muhtevi Fransanın resmî gazete nüshasınuı er> kânıharbiyei umumiye ve kumandanlık dairelerile hukumetin kısmı siyasf su • besine havale edilmesi lâzımdır. Or • tada hakaret yok, ispat edihnesini is • tediSimiz bir hâdise vardır. Müekkilimin bir makalesînde dava • cıya küstah demesi de bazı zevatrn hvrrunmda: «Yirmi dört saatte kamm çıkarthnnm!» demiş olmasrndan ilerî gelmistSr. Kanitülâsyon devrî çoktan geçtiği halde bîr ecnebi bovle bir sözü nasıl sovleme&e cür'et edebflir? Ecnebi tabiivetmde olan Piyoh Efendi, dahilî islerimize nasıl kansmak iddiısmda bu'unuyor. Bu 3rinci hâdi senfn tespiti icin sahîtlerfn celbmi is • teriz. Kustah kelimesi bunun için kullanıirmstar.» Davacı vekilleri, Pivos Ef«ı^mİTi harp senelerinde, yaptığı 3rtısadî hizmet • lerine mukabil nîsan aldığmı, ken disi maznun vazîyetinde olmadıjh için meselenm ehli vukufa havale edilemiyeceğmi, «kannn cıkarttmnm» sözü • ımn d TKT''^ " ' leklt'inin Arap harflerile kitap basanlar Şayanı dikkat bir dava dedilen neşriyat hakkmda kendilerini müdafaa etmek vaziyetinde olduğunu söylemislerdir. Maznun vekili Piyos Efendiye verilen nisandan bahseden resmî Fransagazetesmi nvhkemeye tevdi etmiş ve diğer tarafın iddialanna şu suretle mukabele etmistir: c Nişan mese!e«nrn nwhivetîni oğrenmek için erkânıharbive dairesine ve ehli vukuf oNbilecek diğer makamlara murttcaat talebim'zden niçîn te'.âj ediyorlar? M»»ele ma^kemenm ih fasan haricmde oldc*tm'dan eh'i vu kufa gîtmesi »ruridîr. Maamafih bu, davacı tarafa çok a&ır peî>yor»a dava mevzınırtdan çıkarabnirler. Piyos E fendî harp zamanmda Tük"vede 3<en nisan ala^k kadar ne gibi hizmetler yaprntstn' 7 Piyos Efendi harpte Türkîye leninde hrzmet etmis olsaydi Fransa hükumeti tarafından tal'if değii, îdaTna mahkum edilmesi lâzım gelirdL Devletler harpte ve sulhte casus reşkilâtina bütçelerinde mühim tahsUat ayınrlar. Fakat casuslann üzerlermde casus diye bir damga yoktur. Bunlar Vjnî artist, kimi bovacı, kimisi de Unyon »igorta şir • ketî müdürü sıfa'.ie bulunabîlirler. Harp zamanırda Izmirde kalan v e : «tngiliz düşmanıyım, hartâ rrkan îngiîîzlerle alâkam yoktur!> diyen bir îngiliz ürüm tacrrinin casus olduğu anlafilmi? ve kendisi tnah • kum edilmişti. Bu bîr misaldir. Yirmi dört «aal*e kanun cıkarma.k iddinsı da sahitlerle meydana çıka caktır. MüddeîumTTTnî Nurettin Bey Maznun vekili, davaya esas olan nesrîyatm vesîkalara istînaden ya zıldıSroı iddia ediyor ve Pivos Efendi harp zamanında Türkiyede kaldığı içîn Fransa hükumetinden ceza görecek yerde nişan almasmın manasının c e y e delâlet edebilece ğinî sordurmak istiyor. Ortada fennî bir mesele oimadığından bunun ehli vukuf a sevkine mahal yoktur. Meselenîn heyeti hâkimenin mevcut vesaik ve evrak üzerinde yapacak tetkikat ve vicdanî kana • ati ile halledilmesi lâzımdır. Küstah kelimesinin kullamlmasma se • bep gösterilen hâdisenin isbatı ta • lebi de gayrivarittir. Çünkü hakaret in ishatına kanunî cevaz yok tur. Binaenaieyh iki talebîn de red • dedilmesi icap ettiği mütaleasında • yız.» Maznun vekilleri, hakkı tnüda • faayi ileri sürerek noktai nazarla • nnda ısrar etmişlerdir. Muhakeme bu hususta karar ittihazı için 7 kânunuevvele bırakılnıştır. Gizli diplomasi arbi Umumî felâketini doğu * ran başlıca amilin gizli diplo masi olduğuna dair umumî bh kanaat vardu Bunun için Brest LitovsJ muahedesi müzakerelerinden itibaren gizli diplomasinin aleyhine boykot yapılmışh. Çünkü memleketlerin millî efkân omumiyelerinden ve bütün düo yadan gizli tutulan müzakereler ve kararlarla iki, yahut daba ziyade devlet arasmda yaodan Hilâf ve muahe deler, milletlerm mukadderatma hâkrm oluyordu. Miiletler, hiç baber leri olmaksiTm birjrün anstzm harba sürükleniyorlardı. Cemiyeti Akvamiı hnoneti tesisi, bütün muahede ve itî I?*larm bu müessese tarafmdan tes « cili usulünun konman heo ba frzü diplormsinin önüne jrecmek îcrndî. Son günlerde Cemiyeti Akvanvn hrmayesi altmda bulunan Silâhlan Bı< rakma konferans'nm çıkmaza gfrme • si, Jaoonva ve Almanva gibi büvük devletlerm Cemiyeti Akvamdan av • rı^malan üzerine simdi Avruna stj'hunun muhafazası icîn frene ınzli diolo • m*«î usulüne av<*t edHdiği fförülüvor. Konferans reîsi Mi*ter Henderso mm zorüe ahiren Cenevrede to«'»«an büvük devletlerin iç*!m»mda sn^r»'»n bırnkma îüîerfnîn siyasî cî^»tlerrr>»n Hivük devletler arasmda dip'omssi vol > lar ve iki taraflı gizli muzak« e'»»'e halTi k»rarlaştın'mıs, bu karar büvîflr'u ^ on yedi devletin NHrsk etHk } ko*?ferıtns divanmca dahi kabul o,.ııt.. A. D.J Bogazda mflcadele ş ddetleniyor Sabahm daha xlk s&atlermden itibaren Çanakkale telsizi, düsma nın ne büyük bir şiddetle hücum etmekte olduğunu bildirmisti. Her iki taraf inatla muharebe ediyordu. Mücadelenin akibeti, her fld t a raf için, hayatî '^'r ehemmiyeti haizdi. Onun için, istıhkâmlarla harp gemileri emsali gorülmemif çetin ve kızgın bir muharebeye tutusmuşlardı. Saatlerce müddet, 38 liğe vannciya kadar, birçok tngiliz ve Fran8iz ağır topu, istihkâmlann üstüne korkunç bir çelik yafmuru yağdır dılar. Fakat müd»filer de boş dırrmadılar. Onlar da ağır ağır yak • laşan hasıra'arma ayni çelik yağ murile mukabele ettiler. Tox bu Iutları, toprak bulutlan, dtrman bulutlan her iki sahili örtüyor ve günesi karartıyordu. Bataryalar ye • rinden oynamif, koyler yanmıs fa • kat Türklerle Almanlar, sarsılmnz ve yıkrlmaz bir çelik duvar gibi, yerlermde kalmıslardı. Vaziyet öğleye kadar bu sekilde devam etmistî. tki tarafta da zayiat vardı. Fakat müttefikin donan masinm zayiaı çok daha fazla idi. Çanakkale istihkâmlarmm iyi idare edilen atesî, ölüm sacmağa basla • mısti. tleri doğru saldıran Fransız gemileri, «p;ır surette hasara uğramış ve çeki'meğe mecbur olmuşlardı. Müteaddit büyük tngîliz gemisi de yaralanmışti. Fakat muharebe bütün sîddet ve dehsetHe devam ediyordu. Düşman, hücumlannı mütemadîyen yenilîyordu. Hasara uğnyan gemiler, bataryalanmızın menzilİTiden çıkıyor, yerlerine bas ka gemiler geliyordu. Boğazdan içeri durmadan yeni harp gemileri giriyordu. Fransızların Buve rtrhlısı bir mayine çarparak berhava oldu ve iki dakika içinde sulara gömülüp battı. Mürettebatmdan kurtulabi • lenler pek azdi. Muiıarebe devam ediyordu. fMabaâî var) •** 'y tu. Maahaza diplomasî yoüarla gîTİi müzakereler yamlması usulünun s?ka« tneti ötMenberi mücerrep bulrmda • ğund^n bu usu'e tekrar avdet edilmesi büyük ve kücük bazı devleMerin men> nuniwe#«îxliiH, süpheWini davft et » misti. Bu «üohe'erin haksız olmadığı son hâdiselerle mevdana cikmı«tır. Cenevrede garpli büyük devletler arannda hnsı«î muzakere'er icrasına ba^'anmasHe tngiltere ve Fransa ara • sinda bîr ittif?k vanı'ması ftk'rleri or tava Khlrmsh. M. H'tler dahi böyle bîr tttifakı memnunivetlie karsıliyacağmı bevan etmisti. Diğer taraftan tn^niz na« zırlan son nutuklannda datrna Alman • vava rtı«k verecpk bîr Hsan kulNmyor • lardı. Harietye Nazm Sir Con Simonua ma'âm nutkundan sonra Başvekil m » avini ve parlâmentoda kartir ekne^ivet «arıibi muhafazakÂrların lideri Mî^ter Baldvmin söylediği nutvlrta silâhlan birakma gayesînin istihsali icin ya gaİİD devletlerin A'manya derecesinde silâhlanm azaltmalarmdan, yahut ta Almanvava kendiierile müsavi dere • cede silâhlanmağa müsaade etmele • rinden baska çare olmadığtnı ynNtmısHer iki tngiliz nazinnfn son nutok • lan bir ay evvelki sözlerine tabanfabana zıt olduğundan bu islerde entri • kalar döndüğü hissolunuyorda, \ tngnterenm ve hatta bütün dfinya • nm en büvük gazetesi olan cDevli Meyl» sahibinin ahiren nesrettiği bir makale bu entrîkalan bir derece meydana çıkarmaktadır. Çünkü ba makaIede Almanyanm tevessü ve fnbisat ihtiyacınra Sovyet arazisîle tatmin edil* mesi şiddetle talep olunmustur. Ba yaa garpteki büyük devletler arasmda diplomasi yollarla cereyan edecek gizli müzakerelerin ve neticede verilecek kararlarm ne olacağmı anlatmaktadır. Makalede ayni zaımnda Orta Avru padaki yeni devletlerin hudutlannm vâsi mOcyasta tashih edilmesi Kîzumunt da işaret edilmiştir. tngiliz efkân umumîyesini yeni emrivakilere bazırlamakta olan bu makaleden Sovyetierle Küçük ttüaf a • leyhinde mevcut bazı gizli tasavvur • larm mevkii file çıkanlmasma teşeb • büs edildiği anlasdıyor. Diğer taraf tan Fransanın hududu da yeni bir tn giltere Fransa ittifakile temin edü « mek rsteniliyor. Gizli diolomasî usulünun ne korkurtj bir usul olduğu bu son hâdiselerle bir kat daha tavazztıh etmis oloyor. MVHARREM FEYZl Kendüerine memur sGsü verenler Mehmet ve Faiz isminde iki «abı • kalı şehrimizde birçok evleri trererek kendilerine Belediye mernıırs c 3 ver™ mişler ve yangm tehl3cesine karsı baca tenuzlemek bühanesile dolandıncılık yapmıslardu". Zabıta, Mehmedi ocak süpürge<île yakalamı* ve adliyeye teslim etmî^tir. Dün SuHanahmet bîrinci sulh ceza marıkemesinde, davasma bakılan Mehmet suçtnrn itiraf etmi^tîr. Dava evrakı ad*mi salehiyet kararile müddeiumumilige srondernmîîtir. Faiz henuz bulun»marmstB'. Bursa Halkevinm taalîyeti Bursa (Hususî) Bursa Halkevi, tahsillerini yanda bırakarak hayata atılmak mecburiyetinde kalan gençler için lisan, fcaret ve güzel san'atlar dsrshaneleri açmıştır. Talnız lisan derslerine devam eden 450 den fazla talebe vardır. Lisan dersleri fransızca, ingilizce ve almancadan ibarettir. Bu dersleri kız lisesi fransızca muallimi Reşat, mülâzim Kemal Beylerle Mis Parker, muallim Celâl Bey ve M. Friç vermektedirler. Musiki derslerinden piyano ve san kısmını Kız Muallim mektebi mu • siki muallimi Vedia Celâl Hanım, keman derslerini de Kız Enstitüsü keman muallim' Şefika Hanım vermekted : rler. Ticaret dersleri kısrrunda usulü muhasebe ve bankacılık öğretilmektedir. Bursa Halkevinin bu faydalı mesaisi muhitimizde takdirle karşılanmaktadır. Bursa kaplıcalari Bursa (Hususî) Asrî Kaplıcalar sirketi meclisi idaresinde Bursa Belediyesinin murahhası olan avu • kat Rahmi Beyin istifası üzerine Belediye meclisi, bu murahhaslığın bizzat Belediye reisi Muhrttin Bey tarafından yapılmasma karar vermistir. Senelerdenberi Bursaya gelen ziyaretçiîerin adım (Susuz hamam) koyduklan bu asrî müessesenin ö nümüzdeki sene içinde açılması beklenmektedir. Bursa Halkı, her iste muvaffak oIan ve üzerine aldığı her işi basaran Beled'ye reisimizin, bir yılan hikâyesi gibi uzayıp giden bu meseleye de artık bir nihayet verebileceğini kuvvetle ümit etmekte ve bunu diğer murahhaslardan da beklemek • tedir. sadece sigorta şirketlerme ah talimat • namenin lâyıkile tatbik edilmemesi dolayısile hükumetm bir kanun çıkarmakla bunun tatbikini temin edebileceğfnî resmî bir içtimada hükumet komiser • lerinm huzurunda söylediğini, maznun iki kaçaVçı mahî'um oldu Kapya kâğıdı kacakçılığmdan maznım kımduracı Nuri ile stıc ortağı tbranim altışar ay hapse mahkum olmos • lardır. Bîr talebenin açtığı dava Yeni bîr eroinci şebekesi mi? Bir mGstehcen neşriyat davası Haftalık Cereyan gazetesî aleyhine açılan nrüstehcen neşriyat davasma dün üçirrii cez^ maVılfemesinde bakdmntır. Cok yaslı olan maznun gazete mü • dürü bahrive btnbasîlîŞınd^n müte kait Ragrtn Bey, kerHi<î''r(e Rauf Bey ismmde bir zatm teklifile gazetenin müdürlü^iinü kabul ettı'pini, fakat gazetenin cıkbîrından bile haberi olma dıfhnı. Rauf Bevin kendisine müdür Iü5iî teklif ederken hicbir mes'uliyet eelmiyeceğini söylediğini iddia ehniş tir. Evrakm iddîa makammca tetkiki için m»'hakeme baska jrüne k«lmıştır. Hocalarından 11,000 lira Adliyeye imzasız bir mektazminat istiyor tupla yapılan bir ihbar Adliyedeki 9 uncu thtısas mah kemesine gönderilen imzasız bir mektupta eroin, kokain ve esrar kaçakçılığile hâlâ meşgul olan bir sebekeden bahsolunmuş, fransızca yazılmış olan bu mektuba bazı isimleri ve adresleri havi bir liste de ilâve edilmiştir. 9 uncu thtısas mahkemesi Müd deiumumiliği, mektubu Gümrükteki 8 inci Adlî thtısas mahkemesi Müddeiumum'liğine havale etmistir. Bu mektupta, kaçakçılık yaplıkları söylenenler, üç dört ecnebi ile Türk tebaası bir Ermenidir. Bu şahısların (»tanbulla Mısır arasında kaçakçılık yaptıkları ve içlerirtden bîrinin Mısırla alâkası olduğu ha ber verilmişfr. thbar üzerine alâkadarlar derhal tahkikat ve takibata başlamıslardır. Maamafih, tahkikat esnasında, bazı isim ve adreslerin doğru olmadığı anlasılmıshr. Musa Süreyya Beyin mezarına çelenk koçuldu Mustafa Şekip Bey Râmit Oam Oösyon lisesi hakkmda bir şikâyet Harbiyedeki Damdösyon Fran sız kız lisesinde talebelerden bazı dinî bayramlarda parave eşya top1 an dığı ve bunlann mektep hoca lan arasmda taksim edildiği hak kında maarif müdürlüğüne bir şikâyet vak! olmuştur. Maarif mü ^ dürlüğü bu hususta tahkikata bas« lamıştır. Kutu barı c nayetinin muhakemesi Beyoğlund'aki Kutu barmda ika edilen cinayetin muhakemesine dün Aijırceza mahkemesinde bakılmı<îtır. Şahît olarak dinlenenlerden Melek, Fıtnat ve Mari Hanımlar, barın kemancısı Sami Efendiy', suçlu Adü Beyin öldürdüpünü söylemislerdir. Müdafaa vek'lleri, maznunun aklî hastal'.ğmdan dolayı tekaüde sev ked'ld'iğini ileri sürerek bu husus tak' raporun mahkemeye getirilmesini istemişlerdir. T i talep kabul edilerek muhake| I },?jka güne bırakılmıştır. Universite Edebiyat Fakültesi talebesinden tbrahim Bedri Bey, müiga Dariilfünunun zamanmda hakkmda tard karan veren e&ki inzibat komisyonu azalan aleyhine dikkate sayan bir tazminat davası açmıştır. Bedri Bey, bilâhare doğru olma dığı anlasıîan ve kaldınlan bu tard karan yüzünden üç sene tahsüine devam edemeditnni üeri sürerek komisyon a zasından müderris Mustafa Sekip, tb rahım Hakkı, Köprülüzade Fuat ve Hâmit Beylerden zarar olarak 11,000 liranın tahsil edilmesini istemektedir. Bu davaya yakmda b'rinci mahSemesinde başlanacaktır. hukuk Fulcar misaiirler gittiler tki hafta evvel şehrimize gele rek bazı tetkikatta bulunan Sofya Belediye meclisi azasından M. Açkof ve Umuru baytariye müdürü M. Kolyanof d'ün akşamki trenle memleketlerine gitmislerdir. YURTTAŞ! Türk köylüsü yurdumuzun eşsiz mahsullerini senîn için ye tiştiriyor. Onları bol, bol ye ki îzöylünün yüzü gülsiin. Millî Iktısat ve Tasarruf Cemiyeti Istanbul Erkek MuaLlim mektebi talebeleri, kıymetli musikişinas Musa Süreyya Beyin ölümünün yıldönümü münasebet'le dün sabah muallimlerile bîrlikte merhuraun Merkezefendideki kabrini ziyaret etmişler, mezara bir çelenk koymuşlardır. Resm'miz Muall.'m mektebi talebelerini Musa Süreyya Bey merhumun mezan başmda gosteriyor.