•Cumhmiyet • Sovyet Rusya Amerika Tramvay vecizeleri Bir ecnebi profesör ilk defa Türkçe ders verdi T müzakeı esi devam ediy or U vu ***. *^ •* ^"^ E^ « w^. «4 ^"X. ^ ^v <* ^x. m« «II» r SON TELGRAFLAO f Bana kalırsa ı ] Üniversitede yeni sene tedrisatı | H F M NALİNA •••••••••• MIHINA fetaüt o!an belediye ve idare: husus'.ye memurlan ramvaylara bazi vecizeler asmışlar. Işte bir tanesi: «Fert olarak en çok kaxandigtm.it kadar yer, miîlet olarak en çok aatttğımız kadar tatın ahrız.* Bir hayli düşündükien ve dirayeti keskin olanlara sorup sonısturduk tan sonra bu vecizeden şu manayı çıkarabildim: «Fert olarak ancak olan değişikliği kaydediyor. Vaşington 22 (A.A.) Sovyet kazandığımız kadar yiyebildiğimiz Amsrika müzakereleri şimdi tamaSovyet Rusya o zaman Japonya gibi millet olarak ta ancak sattığı mile siyasî ve iktısadi bir ademi teUe bir muahede yaparak Amerikamız kadar satır alabiliriz.» Yani iscavüz m'sakı hakkında cereyan etya karşı bir tezahürde bulunmuştu. tihlâk kabiliyetimiz, kazancımız ve mektedir. Bugün Sovyet Rusya, Japonyanm satışımızla mütenasiptir. Vecizede» hasm'ne iltihak ediyor. Fakat Ja • Uzak Şark vaziyetile mevcut muki telif zâfı insana biraz şasırtıyor ponya bu »ebepten dolayı fütuhat ahedeler'n muhafazası Vaşington ama sonunda iyi kötü bir manaya hükumetinin yegâne meşgalesini teş plânlarından vazgeçemez, sadece, ermek te mümkün oluyor. Allaha Sovyet ve Amerika anlaşmasından kil etmektedir. bin şükür. dolayı daha büyük bir mukavemete Belgrat 22 (A.A.) Zagrepte Fakat... Size bir vecize daha: çıkan «Obzor» gazetesi, Amerika ta maruz kalacaktır. «Dış sulha tam UtiklâUmize, iç Şurası da şayani dikkattir ki, bun • rafmdan Sovyet Rusyanın tanın • sulhu milli inkılâbımıza doktmal • dan iki sene evvel Sovyetlerle bir amasını kısaca bildird kten sonra bumadıkça cihan b'ltin ki kayıtaız demi tecavüz misakı yapmağı redgünkü başmakalesini bu meseleye şartstz istiklcl baş davamızdır.* d'eden Japonya, söylendiğine göre tahsis etmişt'r. Ben bu sözün manasını birçok taşimdi böyle bir raisak yapmak arzu nıd'klanma «ordum; anlıyamadılar. Bu gazete, 1924 senesindenberi sundadır.» Sovyet Rusyanın vaziyetinde hâsıl Bir kere de vecizenin tefsir ve 'imııııiBiMillllUIIIIIIHIIIIHflllllllllllllılillllllîll»»'"""" " "" ""™"" tanliline beraber giriselim, cümlenin birinci fıkrasını alalım: «Dıs sulhu tam istiklâlimize, iç sulhu millî in kılâbımıza dokunulmadikça...> Burada dış ve ic »ulhundan maksat, haricî ve dahilî su'h olacak. Peki: «Ha ricı sulh tam istiklâlimize, dahilî sulh ta millî inkılâbunıza dokunul madıkça...» Failler malum olduguna göre fiil de tnalum olmalı. Yanî «dolnınuİTnadıkca» deçil, «dokunmadıkca» o'^a gerek. Peki: cHaricî sulh Cenevre 22 (A.A.) Dün saat Londra 22 (A.A.) Resmi metam istîklâlîmÎTe, dahili sulh ta millî 17 den 19 a kadar yeniden toplan h*fil, «Petit Parisien» de çıkan ve inkılâhımıza dolrunmadıkça cihan mıs olan büvük devletler mümessilA'man propagandasına ait olan vebilsin ki kayıt«ız şartsiz îsttklâl bas leri M. Henderson tarafından bugün sikanin tn^iIİT membalanndan çıkdavamızdır.v öyle mi? Gene mana konferans divanma verilmesi mutıjh haberini tek;sio etmelrtedir. çıkmıvor. Zira kazivenin tamamile karrer olan tebliğra metninde mu Bu tekzibin sebebî, feir Paris ö?le aksi doğru olmek ! b ı n gelir, yanî gazetesin'n, vesikayı «tnellicens Ser tabık kalamamışlardır. Bütün bu göistiklfilimize ve inkılâbımıza doku • rüşmelerîn temel taşını konferans vi«> e a^*>t*nis olmasıdır. nuldusu takdirde kayıtsız şart mesaisinin devamı veya inkıtaa uğParU 21 ^A.A.) Havas aîansı sız istiklâl bas davamız olabiîir; raması meselesi teşkil etmektedir. biM'riyor: Evvelce baslamış olduğu dokunulmadıkca ortada müdafaa eCenevre 22 (A.A.) Silâhlan vesîkamn neşrini tatil etmiş olan dil^cek dava kalır mı? azaltma konferanaı bürosu bugün P*'t Parîsîen pazetesi, Almanya taVelhasıl bu parlak veeizeyî evîrsaat on beş buçukta M. Henderso • rafından ecnebi memleketlerdeki dim, çevirdim, sigalannı ve kelimenun reisliği aitmda toplanacakhr. p*opas:anda aipnlarma gönderilmış lerinin yerlerini değiştirdim, gene Bu toplantı • evvelce yapılan tah olan son derecede mahremane ve u manasını anlıyamadım. minler hilâfına olarak nususî bir zi'n V«ir talimatTiameyi neşretm»VtemaMyette olacaktır. dir. Bu vesikada Almanyanın Mfl Biz Avrupalarda, Amerîkalarda M. Henderson şimdiki halde si • letler Cetnîvetrni terketmesine «aik propa^anda lüzumundan bahsedip I&hlan azaltma meselesi hakkında o'an sebeoler, Almanyamn teslihat dururken böyle kendi kendimize muhetlif devletlerin mümessilleri hakkındaki noktai nazarlan île te#maksadımızı anlatmak için üc satır arasmda yapılan diplomatik konuşlihahTİxn vaziyeti îzah ve Fransa türkce yazacak adam bulamavışi malara dair bazı iîahat verecek, bu ııe Ingıîterenın Cenevredeki hath mıt beni ürkiHtü. Hayalhanemde bu istisarelere devam edilnaesi lâzım h«reket]eri tefsîr edilmektedir. vecizeyi tramvaydaki makammdan geldigini, elde rdîiecek neticelerin indirerek verine şunu yazdıtn: cBiz konferansa bildîrilmesi gerek ola propagandanın ne olduÇıınn ve naca$inı söyliyecektir. sıl vapıldı$mı bilmedikçe, iki satır Konferans bürosu teknik komi •Kîrkçe vazı vazmayı bile öftrenm* Ankara 22 (Telefonla) İdarei Hu telerin çalışmalarına hangi hadde d'kçe. büyük sözlere lüzum yok, ausiye ve Belediye memurlanndan te • kadar devam etmeleri hususunda bir ilkmektep tahf.ilimizi kuvvetlendir karar alacaktır. kaut edPenlere bu idarelerin tekaüt tanmek bas davamız olacaktır.» Bundan sonra M. Herderson umudıklanndan verüecek paralara mütealFakat, beceriksiz ve kabiliye4siz mî komisyonun toplanmağa çağınlbir vecize munarririnin, yahut ta lik evrakın divanca tesçiline devam o masına şimdilik lüzum olmadığı sadece bir dizme ve düzeltme yanlunup plunmıyaeağına dair olan Di • fikrinde bulunduğunu, çünkü umulısmm mes'ulivetini bütün bir mil • mî komisyonun tngiliz plânı hak • vanı Muhasebat riyasetinin tezkeresi lete maletmeği de pek fazla buldukındaki tetkiklerine, bugünkü şerait f ' ^ î s e «»elmistir. ğum içîn, hayalhanemde tramvaya içinde, faydalı surette devam ede astı^ım bu levhayı da indirdim ve Tniyeceğini bildirecektir. Bumm için düşündüm ki Ubu vec'zelerden bilM. Henderson umumî komisyonun hassa Bakırköv trenlerine birer tane ikincikânun ortalarında toplanacak asıhrsa idrakimizi aşan bu yüksek Ankara 22 (Telefonla) Bütçe En Millet'er Cemiye*i meclisinin içti • feisefe yumurtalan tam yerini bulcümeni, hayvan sağlık îşlerOe meşgnl maından sonra toplanmağa çağırılmu» olur. raasini teklif edecektir. köçük sıhhiye memurlanna verileeek PEYAMl SAFA Londra 22 (A.A.) Royter a yera bedelî hakkmdaki lâyihayı mü • jansınm Cenevre den aldığı malu zakere ve kabul etmiştir. Bu lâyihaym raata göre M. Henderson, 15 gün dagöre bu memurlann vazifeleri îcabı teha Cenevrede kalmağa hazır oldudarikine mecbur olduklan hayvanlar iAnkara 22 (Telefonla) Samsun, ğunu ihsas etmistir. çin ayda maktu olarak on lira verile • Amasya, Tokat, Sivas ve Kayseri vilâM. Hendersonun bu sözü, silâhlan cek ve bu paradan vergi kesümiyecek* yetlerinin şeker ihtiyacını, Turhalda teazaltma konferansının devamı haktir. sis edeceği seker fabrikasmdan temin kmda Fransızlarla ttalyanlar ara etmeği taahhüt ederek muktazi vesaik smda bir anlaşma elde edilmesi ve banka mektubunu tktısat Vekâleti Aydın 22 (A.A.) Vüayetin umümkün olduğunu sezdirmektedir. ne tevdi etmiş olan U Bankastna 601 mnm incir mıntakalarmdan gelen incir numaralı kanımla tesviki sanavi kanu tacirleri Aydm C. H. F. salonunda bir mmdaki mııafiyetlerden istifade etmek toplantı yapacaklardn, Bu toplantıda Ankara 22 (Telefonla) MecHzere bu vüâyetlerden müteşekkil mınincir işuıin mustahsil lehine bir şekle Iistn yarmki içtimamda polis teş • taka irinde seker fabrikası tesis ve is baglanması ve icap eden tedbirlerin kilâtı kanununun 39 uncu maddesinin letmesi için 25 sene müddetle imtiyaz istihsal zamanma kadar shndiden alm tadili hakkmdaki lâyiha mnzakere ediverilmesi Heyeti Vekîlece kabul edfl nüstir. ması için konusulaeaktır lecektir. Fabrikalarımız ve bir teklif 1 Müzakereler, şimdi siyasî ve iktısadî bir adetni ecavüz misakı akti için yapılıyor Birinci sahifeden mabat kâlete gönderihniştir. Tercümanlara yüz lira ücret verileeek ve kendilerinden yalnız almanca değil, meslekî ihtısas ta aranılacaktır. Vekâlet ıslahat müsaviri profesör Malfta türkçe öğrenmiş ve dünden itibaren Üniversitede türkçe konuşmağa baslamıştn*. Avnıoada tedavi edilerek sehrimize dönen hukuku husus'vei düvel profe .«Hru ve mtf'ça D*rülfnTPTn"*ı son emini Muammer Rasit Bey dün Üniversitede ilk dersini vermis ve talebe tarafından h*»retli tezahürı>tla karşılanmıshr. Üniversite teskilâtı kanun lâvihası e muvakkat devre esna 'nda ikmal edilmek üzere profesör Malş tarafmdan hazn*lanm*ktadır. bu aydan itibaren 934 malî senesi ip tidasına kadar yedi ayhk fevkalâde bütçe hazırlanmaktadır. Fakat yeniden tahsisat almması bir müddet gecigeceği için bu ay raaaş • laruun vaktinde verilemiyeceği anla şılmıştır. Univershe namına 1,426,374 lirahk bir istikraz akti veya hesabı cari açümasma müsaade istihsali için BU • yiik Millet Meclisine tevdi edilen ka nun Iâyihası çıktıktan sonra Unhrersitenin neşriyat ve talebe aidatı varidah karsı'ık göster^erek istikraz yaoılacakhr. Bu para, Universitemn yeni ens tküleri inşaat ve tesisatına tahsis olu nacaktır. Kadro ve idare heyeti üniversite kâtibiumumiliğine vekâ • leten tayin edilen Maarif başmüfet • tişlermden Besim Bey dün Üniversiteye gelerek geç vakte kadar meşgul olmostur. üniversite muvakkat kadrosuna aIman zevat falcultelerdeki tedrisat ve mesai haricinde muayenehane ve yazıhanelerinde meşgul olmak hutusunda serbest bırakılmışb. Ümversitenm yeni mesai tarzı, profesörlerin hariçteki is lerini çok azaltmıstır. Üniversite idare heyeti bugün Rektb> Doktor Neset ömer Beyin riya • setmde toplanarak Ünfversitenin da • hfli talimatnamesini Scmale çalışacaktır. Talebenin devamı meselesi de ba talimatname üe halledilmiş olacakhr. Her derste yoklama yapılmak suretile talebenin devama mecbur tutulacağı soyienmektedir. înkılâp Enstitüsü tnkılâp Enstitüsüne mülga DarulfSnınnn emînlik köskü tahsis edîlmiştir. Bu Emtitü dersleri üniversite konferans salonunda verüecektir. tlk devre tedrisatma kânunuevvel iptidasmda baslanacaktır. tki ay sürecek olan bu devre tedrisatını BaKkesir meb'usu tsmail Hakkı ve sabık Maarif Vekili Doktor Resit Galin ve sabık Adliye Vekili Mahmut Esat Beyler deruhde edeceklerdir. îkinci devrede Ma arif Vekili Hikmet, Yusuf Akcora ve Sadri Maksudi Beyler ders verecek • Ierdir. Gerek tnkılâp Enstfâsü ve gerek yabancı diller mektebi tedrisatı saat on yediden sonra yapılacak, her fakülte talebesinin kendilerme ayrılan günlerdc devamlan meeburî olacakhr. 1 1 1 11 Almanlara aif Tahdidi teslihat konferansı gizli vesikalar «lAtellicens Servis» in Konferansın devamı içir ıenüz karar verilemed ismi de karışıyor Fevkalâde bütçe ünrversitenin yeni kadrosu üzerinder Amerikan balonu yere indi Balon 19 Km. ile yeni bir rekor tesis etti Bridgeton Yeni Jersey 22 (A. A.) Mülârim Settlenin Stratosfer balonu dün 17,5 ta bataklık araziye j inmiştir. Balonun içindekiler, 59,000 kademlik (19 kilometreden biraz fazla) rekor uçuşlartndan çok memnundurlar. Litvmof Yoldaş kendilerine bir tebrik telgrafı çekmiştir. Vafington 22 (A.A.) Mülâ zim Settle yeni Cerseyden tayyareye binerek Vaşingtona geimlstir. Settle Stratosferde yaptığı uçuşta elde ettiği neticeleri daha sonra bildireceğini söylemiştir. Gazi çiftliğinde mektep açılıyor Burada yalnız köylü ço çukları okutulacak Ankara 22 (A.A.) Gazi orman çiftliğinde tesis edilen Onuncu Yıl Yatı mektebi önümüzdeki ikincikânunun birinci günü faaliyete geçecektir. Bu mektebe alınacak talebe Ankara vilâyetinin mektebi olmıyan köylerinden mecburi tahsil çağında buiunan ve köy ile alâkası ve toprağı bulunan köylü ço cuklanndan seçilecektir. Bu mektepte çocuklara ilk tahsil 3e beraber köylerinde kendileri için faydalı olacak ziraate ait bilğiler de verilecektir. Beş senelik İlk tahsilini bitiren her çocuk köyüne aynı zamanda köy ziraati hakkmda fen • nî bir fikir sahibi olmuş bir halde dö necektir. Mektebin muallim kadrosu tamamlanmış ve müdurü tayin edilmis • tir. Yatı mektebinde ziraat dersleri için icap eden arazi rîftlik arazisinden tef rik oiunmuştur. Bu mektep Türkîyede köy eocuklanna verileeek ilk tahsil i çin bir nümune müessesesi halinde ça • lışacaktır. Atna 22 (Hususî) llân edilen af kararnamesi muhalifleri hiç memmm etmemistir. Mubaiefete mensup gazete • ler hükumet aleyhinde sîddetli neşriyatta bulunmaktadırlar. Bu makalelerde af ilânmın yalnız M. Venizelosu kas • tettiğini, halbuki sabık Basvekiiin affa ihtiyacı olmadığmı, ancak askerlerle Jeneral Plâstrasın affi lâzım geldiği yazılmaktadır. aşvekil Paşa Hazretlerile tktısat Vekili Beyefendinin refa katlerinde Sümer Bank fabrikalannı gezerken Celâl Beyefendi bana, « Sanayi müesseselerimizi gez • mek, insanın yüreğine ferah, kuvvet ve iman veriyor. Çünkü, bu sanada sar fedilen gayretlerin semereleri elle tutulacak kadar bariz ve kuvvetlidir.» derruşti. tktısat Veküimizm «eüe tutulacak» tabiri gayet yerindedir. Çünkü fabri kalaranız lâf değil raal çıkanyor. Dün Avrupadan gelen birçok eşyayı bugün Türk fabrikalarmda Türk işçOeri ta rafmdan imal edilirken gözünüzle gorüyor, onlara» mamulâtmı elinizle muayene ediyorsunuz. Sanayi sahasmdaki terakkimizi gösteren delüler maddidir. Madde Ue yaşıyan, mevcudiyetini ken> di kendine ispat eden bir kuvvettir. Celâl Beyefendinin bu maddî del3ler arasmda söyledikleri sözler, bana, Cumhuriyetin onuncu yıldönümü bayramında caddelere asılan şu vecizey? hahrlattı: «On sene evvel unumuzu dışardan alıyorduk; şimdi ipekuyi kendimiz yapıyoruz.» Hakikat, Cumhuriyetin, sanayi sa • • hasinda on seneden daha az bir za manda, altı senede yaptıkları şeyler çok mühundir; o kadar ki ipekK sanayii, binnisbe gerilerde gelir. Meselâ, bu memleket, mflyonlarca liralık şe • ker yerdi, birtek şeker fabrikası yok tu. Şimdi üç tane şeker fabrikarmz çahşıyor. Cumhuriyetin ilân edildiği 1923 senesinde memlekete 21 milyon kiloya yakın pamuklu girmişti. Memlekette yapılan pamuklu mensucat ise 3,700,000 kilo idi. 1932 senesinde pamuklu ithalâtımız 13,420,000 kiloya düşmüf ve imalâtunız 9 milyon kiloyu geçmiştir. Pamuklu mensucat için iki büyük fabrika daha kuruımaktadır. Bun larla beraber senelik imalâhmız 9 milyon kilo daha artacaktır. Yünlü kumaslar da 1923 senesinde 1,246,000 kilo khalâtımu ve 400,000 kilo imalâtunız vardı. 1932 de ithalâtımız 452,000 kiloya inmiy, iraalâtumz ise 1,695,000 kiloya çıknîıstır. Bu sene nihayetinde vasatî ihtiyacımız olan 2,300,000 kilo tamamen yerli fabri • kalanmız tarafından temin edilecektir. İpekli, kösele ve deri, çimento, sabun, kereste, trikotaj, ispirto ilâ sanayimde de ayni infeişaf görübnektedir. Sonra, daha birçok küçiik sanayi vardu* ki tamamen Cumhuriyet devrinde teessüs etmiştir; fakat ben burada sanayiimizin ta< rihçesini yazmak istemiyorum. Yalnız Celâl Beyefendinin söyledikleri şu $ö zü kaydetmek ve bir teklifte bulunmak istiyorum. Sanayi müesseselerimizi gezmek in * samn hakikaten yüreğine ferah, kuv • vet ve iman veriyor. Bizim duyduğu • muz bu ferahlığı, bu kuvvet ve imanî halka da duyurmak için tasarruf ve Yer> U Mallar haftasmda, birgün, fabrika • lanmızm kapılannı açıp bu müessesele* ri isriyenlere göstermeliyiz. Bu cadde " lerde araba, otomobil ve kamyonlarla resmigecH yapmaktan bin defa daha kuvvetü bir tezahür ve propagandadur. Kuçflk sıhhiye memurlanna ait bir lâyiha Amerikanın iktısadî tedbirleri Vasington 2 2 (A.A.) Hazine malî müstesan M. Spraque, istifa et • miştir. M. Spraque takip edilen siya • set neticesmde enflasyon olacağmı haber vermistîr. Vaşington 22 (A.A.) M. Ruz velte yazdığı bir mektupta M. Spraque son zamanlarda kabul edilen para siyasetine tamamen muhalif olduğu için istifa ettiğini bildirmekte ve demek tedir ki: « Amerikayı gayrimahdut bir enflasyona götüren cereyana karsı dur • raak için yegâne çare efkân umumiyeyi ayaklandırarak tanzim etmektir. Böyle bir harekete başlamak üzere vazifemden aynlıyorum. M. Spraque hariçten altın almak suretile yapılan dolan kıymetten düşür mek siyasetinm fiatlerin süratle yük selmesi için müessir olamıyacağı ka naatindedir. imantnm sana hic faydasn yoktu. etinden çıkan ve gömülecek, çürü yecek olan bu ettem başka birşey düşünmüyordun; bense, imansız bir adam olduğum için Mariden kalan şey karşısmda ancak «cenaze» ke limesinin ifade ettiği manayı anlı yordum. Bir gidişin, bir kayboluşun mukavemet edilmez hissini duyu yordum. Artık o burada değildi, burada yoktu. «Mariyi mi anyorsunuz? Artık burada değil o...» Sonralan sen beni unutmakla it ham efctin. Son defa olarak onu tabutunda kucakladığım vakit his settitim seyi biliyorum. Bu artık o değildi. Sen hemen her gün meza • ra giderken sana refakat etmedi • ğbn için de beni istihfaf ediyordun. «Kabristana ayağını atmıyor, diyordun, halbuki Mari onun biraz sev • diği yegâne mahluktu... Bu adam kalpsizdir.» Marinet, gomme merasîmine g«î» Yunanisfanda af kararı Turhal şeker fabrikasına ait bir Heveti Vekile kararı Mersinde yeni bir cemiyet Mersin 22 (A.A.) Mersinde. Türk Dili Konuşturma cemiyeti namile bir cemiyet kurulmuştur. Cemiyetin gayesi her türlü kanunî vasıtalardan istifade ederek dilimizî Mersinde tamamen hâkim kalmak temiz türkçe konuşmıyanlara dili mizi konusturmaktır. Cemiyet bu gün Valiliğe müracaatle beyannam» I ve nizamnamesini vermiştir. görmediğin, tanımadığm kocası için fMarinet, Biariçte bir dolandıncı ya, bir otel faresine kurban oldu.» diyordun. Zavallı kadıncağız doğururken ölünce (ah! Senin Mari icin bana yap tığm gibi hakkında ağır bir hüküm vermek istemem!) Hiç kederlenmediğini söylersem gene az olur. Hâ disat sana hak vermişti; bu işm sonu bu idi; kendi ayaiKle kendi mahvine yürümüstü; senin kendine *i • tem etmene hiçbh sebe» yoktu; sen bü*"n vazîfeni yapmıstın. Hayır, ben seni itham etmiyece ğim. Marinetîn oğlu, küçük Lüke yap» tığm ivilikleri iflkâr etmem. Tatil lerde hep onunla meşgul oluyor, Bayon civanndaki idad*. mektebinde her kış onu bir kere görmeğe gidiyordun: ^Vazifeni yapıyordun, çünkü babası yapmıyordu...' (Mabadj varj Aydında incircilerin içtimaı ÇeKosîovakyada tevkifler Prag 22 (A.A.) Zabıta dün Çekoslovakya tebaasından ve milliyetçi sosyalist fırkası azasından dört talebey' tevkif etmistir. Diğer taraftan Alo mouc noahkemesi sabık Çek milliyetçi sosyalist fırkası yedi Idşiyi üç ile yedi ay arasmda değişen muhtelif hapU cezalarma mahkum etmistir. di, fakat üç gün sonra gene gitti. Keder senin gözünü perdeliyordu, bu cihette beliren tehdidi göremiyordun. Hatta kızkardeşinin gidisi seni teselli etmiş gibiydi. Onraı Biariçte tesadüf ettiği edebiyatçile, gazete cile nisanlandığını iki ay sonra ha • ber aldık. Artık is işten geçmişü. Marinete karşı içinde gizlenen bir kin ansızın patlak vermis gibi, sen, teskin edilmez bir halde idin; bu «herif» ı tanımak istememiştin, o da birçok1 arına benziven alelâde bir adamdı; yantığı cinayet, kendisinin de pek istifade edemediği bir ser vetten çocuklenmızı mahrum bı rakmaktı, çünkü en büyük hisseyi Filiponun yeğenleri alıyorlardı. Fakat sen hic mub?''"me ptmez sin; en küçiik bir şünheye düşme din; senin kadar sükunetle hak sız olan bir insan görmedkn. Kinini kusmak icin icap eden yanhs sebeoleri bulmak senin için işten bile değildir. Kizkardeşînin niç bilmediğin, Mecüsin bugunkG içtimaı EDEBİ TEFRtKAMIZ:29 Engerek Düğümü Yazan: Françoia Mcmriac Fakat kızımın sıhhati mev zuu bahsolduğu zaman cimrilik e • decek derecede değil. Böyle bir faraziye hakikatten nekadar uzaksa, profesör Arnozanın da Allah ve iba J dullah aşkına çahştığı da o kadar u I zaktı: Bu doktoru çağtrmayişımın ıj sebebi bizim bu hastalıŞın «barsak • lara tesir eden» bir grip oldu^una kani bulunmamızdı. Obru denilen o doktor, zayıf düsmesin diye Marive ^ yemek yediriyordu. Kizcağızı o öldür'1" ö'dinen hen de&'lim. Hayır, ' seninle ayni fikirde idik, Arnozanı getirmemiz için ısrar etmedin, ya • lancı. Marinin ölümünden bem mes'ul değilim. Beni bununla itham etmek müthiş bir şeydir. Sen buna bâlâ ka Tercüme eden: Peyami Safa nisin ve daima da kani oldun. O boğucu yaz mevsimi! O mev shnin sayıklamalan, ağustos böcek lerinin vahşilikleri... Bir türlü buz bulamıyorduk. O sonu gelmiyen öğle sıcaklanndn, kızınun üstüne sinekler üşüşen yüzünü silip duruyordum. Arnozan çok geç yetişri. tş işten yüı kere gectikten sonra tedavi de§is mişti. Hasta «Babam için! Babam irin!» derkcn belki de sayıVıyor1!. Onun nasıl bir sesle bağırdığını hatırlarsın: «A'.lahım! Ben bir çocu ğurn ..» diyor, sonra kendini toplı • yarak ilâve ediyordu: «Hayır, ıstırap çekmeğe hâîâ takatim var.» Rahip Arduen ona okunmuş sular içiriyor du. Bu dermansu vücudün üstünde başlarımız birbirine yaklaşıyor, el • lerimiz birbirine dokunuyordu. Her» şey bttmce sen benim hiçbirşey duymadığımı zannettin. Benim icimden neler geçtiğini bilmek Uter noisin? Ne garipth ki sen, bh* hırist'yan olduğun halde, cenazenin yanından bir türlü aynlamıyordun. Sana yemek yemen için yalvarıyorlar, kuvvetlerine sahip olman lâzım geldiğini tekrar ediyorlardı. Fakat seni odadan dışan zorla çıkarmak icap ediyordu. Yatağm bir köşesinde oturuyor, eesedin alnını, soğuk yanaklanm yokluyordun. Hâlâ yaşıyan saçlan üstüne dudak lannı koyuyordun; bazan da, dua etmek için değil, donmuş v« »ert küçük ellere alnını dayamak için diz çöküyordun. Rahip Arduen seni kaldırıyor, «O yaşıyor, sizi pörüyor, dujruyor» diyordu. Başını salhyordun; bu soz» ler senin be>Tiine bile varmıyordu;