•16 Tesrinisam 1933 Cxtmhariv*V FAYDAU BÎLGÎLERj Dünyanın en büyük hayvanı MCMLEkCTL»»C ÇOCUKLACL.J Kumaş parçalarından fil Cabi Efendi ve Genredan Cabi Efendinin vaktile Afri • kadaki av maceralarına dair bazı hikâyeler yazmıştık. Bu ser güzeşt Cabi Efendinin Afrikada parasız pulsuz kalıp ta Habeşis tan hükümdannın hizmetine girdiği zamana ait bir vak'adir. Cabi Efendi. bir eün Habesis tan hükiimdarından izin alıp sarayın otomobillerinden birile etraftaki dağlarda gezmeğe çık • tmştı. Ansızın otomobilde bir bo • zukluk oldu. Zavallı adam koca sahranın ortasında yalnız başına kaldı. Bir müddet bekledi. Bakti ki ne gelen var, ne giden.. Kendi kendin« şöyle düşündü: Burada kalsam da, yayan dönmeğe teşebbüs etsem de akibetimin ayni olması muhtemel.. Bir gergedan gelip beni parçalı yacak.. Gergedan kelimesi sanki bir hissi kablelvuku eseri olarak zihninden geçmişti. O anda korkunç hayvanlardan biri karşısmda peyda olmuş, ü zerine altılmıya hazırlanıyordu. „ Biçare Cabi Efendi ancak bir ande otomobilin üzerine atlamak zamanını bulabilmişti ki gerge dan var kuvvetüe ileri atılmış ve otomobile müthiş bir tos vurmuçtu. Fakat bu tosun dehsetidir ki Cabi Efendiyi muhakkak bir ölümden kurtardı. Bakınız nasıl? Hayvan hızla otomobile çarpınca burnunun üzerindeki tek boynuzu arabanın arka tarafına a damakılh girip saplanmış, kal • mıştı. Zaruret insanda fikir icadına vesile teşkil eder demezler mi? Cabi Efendi de bu felâketten ilham aldı. Gergedanın bu suretle arabanın arkasma boynuzunu saplamış olmasından ve onu ileriye doğru itmek istemesinden istifade arzusuna düştü ve bunda da muvaffak oldu. Gergedanın bu vaziyetten kurtulamaması için onun başını otomobildeki iplerle sıkıca arabaya tesbit ettikten sonra direksiyo • nu istediği istikamette döndür • meçe başladı. Gergedan tesadüfen vâki ol muş bu işi kendisine mahsus kurulmuş bir tuzak zannederek gittikçe kızıyor, kızdıkça da mü • kemmelen arabayı itiyordu. Vakıâ bu sürat benzin ve makine kuvveti gibi arabayı taatte 6 0 7 0 kilometre götürmüyordu Size dünyanın en büyük hay • vanı hangisidir? Diye bir sual sorulacak olsa muhakkak ki şu cevabı verirsiniz: Fil, yahut balina balığı. Hayır, dünyanın en büyük hayvanı bunlardan biri değildir. Bu timsaha benzer yerde sürünen bir hayvandır. Bir Amerikalı fen heyeti bu hayvanrn iskeletini Amerika dağlarından biri civannda keşfetmişlerdir. Sade iskelet üç bin kilo ağırlığında olduğuna göre cesametini siz tasavvur edin artık. Fakat bu tahminde size yardım etmiş olmak için âlimlerin hayvanın umum ağırlığını 20 bin kilo zannetmekte olduklarını da söyliyeyim. Maamafih işin fevkalâdeliği henüz bitmedi. Amerikalı kesif heyetinin reisi Mister Korketin Eski kumaş parçaları dikile rek ve içleri doldurularak birçok oyuncaklar yapılabilir. Meselâ bir fil yapmak istiyoruz değil mi? Evvelâ birinci resimdeki modeldeki parçalann her birini beşer defa büyültmek şartile bir kâğıt üzerine çizersiniz. Sonra üzerine kumaşlan tatbik ederek her birinden ikişer parça keser siniz. Bunları birer tarafmdan diker, içlerini doldurur ve diğer tarafların^ da dikersiT'i''. Yalnız mütaleasına nazaran bu iskelet tam 70 milyon sene evvel yaşa mış hayvanlardan birine aittir. Acaba doğru mu? C 14 ayhk bir Altnan atleüni baban hoplahrken Meraklı şeyler Vahşiler zenginliklerini nasıl gösterirler? karnın altına fazla olarak (c d)' parçasını ilâve ederek orayı o suretle dikmeniz icap eder. Ayakları ve kulakları dikerek yerlerine iLtirirsiniz. Kısa bir ib' rişimden de kuyruk yapıp ilişti rirsiniz. Göz olarak iki siyah boncuğu da başın iki yanına di 'kersiniz. Fil ikinci resimde gör düğünüz şekle girerek tamam o lur. Şimşek trenl**r Zamammızda en süratli nak • liye vasıtası hiç şüphesiz tayya relerdir. Bunlar içinde saatte 600 kilometre katedenleri mev • cuttur ki trenler henüz bu süra • te yaklaşmaktan çok uzaktır • lar. Fakat trenlerin de mümkün olduğu kadar hızlı gitmeleri için gayret ve faaliyet sarfedilmekten geri durulmamaktadır. Amerikalı mühendislerden bi ise de gene aşağı yukarı saatte bir iki kilometre katetmeğe mu • vaffak oluyorlardı. * Akşama doğru şehre vâsıl oldular. Halktan kimisi korktu bir kenara saklandı, kimisi de gelip Cabi Efendiyi bir gergedanı canlı olarak avladığı yetişmiyormuş gibi bir de üste peşine takıp getirecek kadar cesaret sahibi ol • duğundan dolayı tebrik ettiler. Hatta Habeşistan Kralı da kendisine bir nişan verdi. Dünya bu, bazan tesadüfler insanı zorla ri Long İsland adasında iki şekahraman şekline sokarlar. hir arasında hususî bir demiryolu inşa etmiştir. Bu yol üzerinde trenlerin saatte 250 kilometre süratle gidebilecekleri tahmin edilmektedir. Yani İstanbul ile Ankara arasındaki mesafe iki saat 10 daki kada alınabilecektir. «Şimşek tren» ismini alan bu gayet hızlı gidecek trenlerin yolları beton kuleîer üzerinde ola cak ve katar o yollara asılacaktır. Bu suretle vagonların alt kısımlan yerden altı metre yükseklik te bulunacaktır . Eğer ilk tecrübeler muvaffa kiyetle neticelenirse bu işin mü teşebbisi mühendis süratin 300 kilometreye çıkarılabileceğini ilâve ediyor. Çok iyi. Bu kadar hızla giden bir trenin kazaya uğramasmdan korkulmaz da.. Çünkü saniyede herkes helâk olur. Kimse öldü ğünün farkına varmak için im kân bulamaz. Balık tutmak ifterken Medenl insanlar arasında ser vetin, zenginliğin ölçüsü para • dır, değil mi? Fakat haddi zatinde para bir işimize yarar, bir ihtiyacımızı temin eder mi? Hayır. Para muhtelif mal ve vasıtaların mübadclesinde kolaylık teşkil etmesi için icat olunmuştur. Halbuki iptidaî insanlar zenginlikîerini muhtelif şekil lerde gösterirler. Meselâ, şi malde soğuk mıntakalarda ya şıyan Eskimolular sahip olduk ları hayvan derilerinin güzelli ği ve çokluğu nisbetinde zengin sayılırlar. öyle ya istediği zaman bir beyaz tilki kürkü verip 500 den 1000 taneye kadar balık ala • bilirler. Şimalî Amerikamn yerli kabi leleri arasında ise servetin ölçüsü baruttur. Orada bir yüksük miktan ba • rut mukabilinde iki tavuk ve bir düzine yumurta satı nalınır. Denizlerden uzakta, faraza Af rikanın ortasındaki büyük sah ra civannda ise para yerine tuz geçer. Tuvarekler bundan daha kıymetli mübadele vasıtası tanımazlar. Asya steplerinde ise toz ha linde değil, kaya şeklindeki tuz mübadele vasıtasıdır. Afrika ve Okyanusyadaki bazı kabileler arasında ise böcek kabukları para yerine kullanılır. Bunları delerler, iplere dizer^k zenginliklerini göstermek için boyunlarına takarlar. Sonra da icabında sarfederler. Meselâ yukarıdaki resmimizde zengin bir Kongolu kadınının başına beş sıra böcek kabuğun dan bir şapka yaptığı görülüyor. Bazı yerlerde de esirler mübadele vasıtasıdir. Bu esirlerin a sıl halktan ayırt edilmesi için resimde gördüğünüz veçhile bu runlanna şiş takarlar. Sol tarafta%i resmimizde Okyanusya a dalarmın birinde 50 bin esir sahibi bir zengine aittir. 1 2 inci teşrin bulmacası 1 R F A N A F E R * • M R \ M A N S U A R u T B E D M A N • J 19 Mayıs 1919 23 Nisan 1920 13 Eylul 1921 Mutlu günler Düşman şizmelerinden kurtarmak için bizi Bütün Türk milletinin babası olan «Gazt» «.19 Mayıs» günii Anadoluya geçti, Onları yurdumuzdan atmak içi ant içti!.. Milli bayramımızdır «23 tyısan»günil Bagün bir sevinç kailar memleketin üstiinü!Bu tarihte açıldı «Büyük M'dlet Meclisiv: Duyuldu yeni Millet Vekillerinin sesü... * Hakkı var, köpüklerle şimdi coşkun akar ya, Bir zamanlar o cengi gördü çünkü Sakarya!.. «13 Eylul» gününde biz atddık ileri, Arslan gibi kazandık düşmandan bu zaferi! Yukarıdaki cetveldeki boş hanelere öyle harfler koyu ~ nuz ki soldan sağa doğru o kunduğu zaman her sıra manalı bir kelime teşkil etsin. Soldan birinci sıra yukarıdan a şağı okunduğu vakit te Cum • huriyet bayramının birinci günkü resmi geçitte çok alkış toplıyan kafileleri bize bildirsin. Doğru cevap gönderenler den birincıye 5 lira, ikinciye bir İş Bankası kumbarası, ü çüncüye Foto Etemde 6 kart • postal 1 ağrandisman yaptır • ma hakkı, diğer yüz kişiye muhtelif hediyeler verilecektir. Cevaplar 2 inci teşrinin son gününe kadar «Cumhuriyet Çocuk sahifesi muharriri» adresine gönderilmeli ve mutlâ • ka gazetede çıkan bu parça da kesilip mektuba konmalıdır. Bu şartlara riayet etmiyenler mükâfat kazanamazlar.