16 Kasım 1933 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

16 Kasım 1933 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

io leşrınısanı S O N îumhuriyet' " Fransanm korkusu yoktur „ Fransız Başvekili ((Almanyadaki reyiâmdan sonra ne yapacağımız soruluyor. Haklarımız* dan asla vazgeçmîyeceğiz)) diyor Parîs 15 (A.A.) Dün Mediste harıu &»««et haiuunua yapujot raüzakereleri dinlemeğe birçok halk gelmişti. Celse, 15,10 da açıldı. Medis reisi M Romisson geldiği zaman meb'us • ların yerleri henüz boştu, fakat M. Sarraut ile M. Pol Bonkur yerlerine oturduklan zaman bütiin yerler dolmuştu. siIâhLnmağa devam edersek, bu uçu • ruma koşmak demek olur. Kuvvet siyasetile beynelmilel teş • riki mesaiden birisini seçmemiz lâzımdir. Birçok hatipler, Almanyamn tekrar silâhlanmasına karşı yegâne taahhâdün herkes için miisavi bir kontrol olduğu nu tanımıslardır. Fransa, beynelmilel anlaşma için devletlerin toplanması fikrine sadık kalmaktadır. (Sol ve sağ cenafalardan alkışlar). Hangi Fransa hükumeti konferann terketraek met'uliyetini üzerine alır dı? Biz bu mes'uliyeti üzerimize almadık ve kaldık.» hır, herhangi bir devletin ona takip edeceği yolu ihtar etmesine mani ola eak derecede maddeten ve mânen kuvvetlidir. Fransa dün olduğu gibi bu • gün de btr sulh siyaseti takip etmek azmindedir. Alman reyi âmmi Fransanm bu arzusunu takviye etmekten başka bir netice veremez. Fransa, vazgeçmesi lâzım gelen hukukundan asla vaz geçmiyecektir. Dünyada teressüm et * meğe başlamış olan tehlikenhı onüne geçmek için yegâne şart bütün mille*lerin itilâfıdır. Fransa, takip etmiş olduğu siyaset sayesinde bütün milletlerin müzahereb'ni ve bu sayede de haklarmı muhafaza edecektir. Hali hazırda kendisine hürmet ettirecek derecede kuvvetli oIan Fransa silâhlaruu ancak bir takım şartlar altmda ve esaslı zımanlar ma • kabilinde tahdit edecektir. Fransa, Almanya olsa da olmasa da Cenevreye giderek bütün dünya hu zurunda sulhun tesisi eserine devam edecek, bu suretle dürüstlüğü hakkında bir hiiküm elde edecektir.» Meclis hükumetin haricî siyaseti 144 muhalif reye karşı 394 rey ile tasvip etmiştir. Sosyalistler lehe rey vermişlerdir. Almanyadaki askerî komisyonun raporu! Kontrol neticesinde Almanyada külliyetli miktarda silâh ve harp levazımı olduğu anlaşılmış Paris 15 (A.A.) Almanyadaki askerî kontrol komisyommca hazırla • nan ve âyan azastndan M. Derdodot tarafmdan âyan hariciye encümeninde meyd'na konan raporu sonuncu fasb bu sabah «Nation Belge» gazetesinde intisar etmiştir. ' Raporda birçok müşahedeler ve ihthazî kayitler vardır. Gene bu raporda ancak gözonünde bulunan silâh îstoklarmm teftişine imkân bulunduğundan eld« edilen temmatm tamamile nisbî bîr mahiyette olduğu ehemmiyetle kaydedilmiştir. Nesrolunaa bu son fasılda deniyor ya satdması hakkmdaki karann tatbik nrVvkiine konmağa başladığuu gosterecek hiçbir hareket ve teşebbüs göse çarpmamaktadır. «Millî Müdafaa ordusu sulh moa hedelerînm tatbiki neb'eesi olarak teskiline müsaade olunan Alman ordo suna ait esaslara değil, fakat bu bü yüfe devletin bulundurabileceği ordu mevcutlan, silâh kuvvetleri ve askerî teçhizat esaslarma dayanan nizamname ve talimatnamelerrâde hiçbir de ğişikiik yapmamıstır.» Rapora şu sözierle nihayet verilmiştir: « Komisyon, Versay muahedesindeiri askerî madde ve hükümlerin hiç değil de ruhu itibarile yerine getiril miş olduğunu ancak umumî teftiş ne ticesînde lüzumu ortaya çıkan tadilât ve tensikatı Versay muahedesinde tayin edilen tahdidi teslihat haddme varıldığı fikrini hasıl edebilecek dere cede ileriye vardığı zaman kendi kendine beyan etmek imkânmı bulabflir. Halbuki Almanya bugün bu hadde varmış olmaktan henüz uzak bulumı yor.» üinillllllHIHtlinilııi'i'»"""""""""" L. NALİNA MIH1NA 0 dedi kodulu bahse dair.. ammlarm askerHgi meselesf hayli münakasalı ve dediko dulu bir mevzu oldu. Ka dm mevzuu daima böyledir, Kadmlarm askerliği hakkmdaki fîk rimi, bu sütunda yazmtstun; tek rar ayni bahse döneoek değflîm. Yalnız geçen gün monden bir hanımefendiye bu husustaki fScrîni sordurau Pek zeki bir kadm olan hantmefendi, müstehzi bir eda ile şu cevabt verdi t « AskerUk mi? Galiba kadm lardan tntScam almak istiyorsunuz. Babanızın, büyük babalannızm dört ha • mm ve yirmi dört odalık almak hnti yazuu elinizden kaçrrdmız, şimdi de kadmlara bölük, tabur, alay halinde kumanda ve tahakküm etmek istiyorsunuz. Askerlâc söyle bir tarafa dursun, ben kadmra erkekle ayni haklan ve vazifeleri haiz olmasını, kat'iyyen reddediycpum. Kadmla prkek arasmda müsavat mı? Allah göstermesin! Bu nu istiyen hemsirelerim kadma iyiMk değil, bilâkis fenalık ediyorlar. Düşünün bir kere: Kocamla ayni haklara ve vazifelere malik olmak, btr hükümdann metbuluğu btrakıp tâbiliği kabul etmesi gibi bir seydir. Kadmla erkek arasmda müsavat olmadığı için çalışmıyan yorulmıyan, maişet endişesi duymıyan ben, müsavat olunca aynJ yorgunluk' lara ve endiselere uğrıyacağım. Akıllı bir kadın bunu ister mi hiç? Ben, va • ziyetitnden merrmunum, Ne fazla hak, ne de fazla vazife isterim. Meb'us, vekil olmak pahasma erkek gibi bin zahmete katlanmağı hiç te akıllıca bulmnyorum. Eskiden erkekler tramvayda kadtnlara yer verirlerdi, şimdi müsa vat var diye kunıldanmıyorlar bile.. Bil de Harbiyeden Fatihe kadar ayakta duruyoroz. Ya tam ve kâmfl bir müsavat olursa halimiz rtice olur? Ben, kendî hesabnna, bagunku müsavat • sızlığa razıynn. Kocam çaltsn, çaba • lar, beni yasatır. Hukuk Hibarile ek • s3c olanı rahat tarafmdan kazanmıs olurum, keyfime bakanm. Erkekle müsavi olacağız diye bu iıtH tiyazlı vaziyetimizi kaybetmenin ma ^ nası var nu? Bu sözlerimi, kadmlık şerefi, {zzeti, kadınm vatandaşlık vazifeleri ve haklan gibi parlak sözlerle ret ve cerhetmek tstiyenler olacakta, Onlar gfizel sözlerdir. Fakat tatbikatta, hakikî ha» yatta benim söylediklerim daha doğrodur. Kadmm erkekleşmesi, erkekle ayni haklara ve vaz'felere malik olma» sı, kadnun aleyhinedir.» Bu, hayatm yalmz rahat tarafmı düşunen ve erkeğin sırhndan gecinen manilcürlü salon hanımiTiin fikridir ve kendi noktai nazarlanndan yüzde yu* doğru ve akıllıca bir fikirdir. Çünka bu çeşit hammefendiler için, erkek bir mustemleke, kendileri de o mustem • lekeyi istismar eden bir emperyalist tir. Fakat... Artık biz erkeklerm mustemlekeiiğe tahammülümuz kalmadi diyeceğim ama sakm manmaym! Harıcıye Nazırının nutku Paris 15 (A.A.) Mecliste >öy lediği bir nutukta M. Pol Bonkur, Fransanm sulh yolunda göstermiş olduğu gayretlerin ve hatta Almanya Milletler Cemiyetinden çekildikten sonra silâhUn bırakma konferansında alınan ne • ticelerin tanınmasına hayret etmiştir. M. Pol Bonkur, Fransanm mesleki ordulan tenzili talebinde bulunduğunu hatırlatrruştır. Mumaileyh bundan sonra demiştir id: c tngîliz plânı, hukuk müsavatı tezinde Almanyaya hak vererek a* k«ri hizmet müddetmı'n azalhlmasmı ileri sürerek bunu kabul ettirdi. Fransanm, Almanya tekrar silâhlandığı tak dirde kendisine yeni bîr emniyet vereeek olan konferansın toplanmasına hiçbir zaman mümanaat etmemistir. Eğer y: Başvekilin nutku Paris 15 (A.A.) Meb'usan MecKsinde reye müracaat edilmeden evvel M. Sarraut (Fransız Alman) miinasebatı meselesinin bir sulh meselesi ol • duğunu söylemiştir. Başvekil bunu müteakıp demiftir ki: « Fransa bükumetinden Hitler reyi âmmının ertesi günü ne yapaca ğı soruluyor. Fransa hükumeti soğuk kanhuğını muhafaza edecek ve vekayiin inkisafını bekliyecektir. Böyle bir siyaset kolaydır, zira kırk milyon Fransıza dayanan Fransanm korkusu yok «Almanyada sakiı bir halde ve kulliyetli miktarda silâh kuvvetleri ve harp levazımı vardır. Kontrol komis yomraun protestolanna ve muttefik hükumetlerin öıtarlanna rağmen büt • çedeki askerî masarif her sene artmaktadır. Silâhlanma işlerine tahsîs edilen masraflar tabiî ve mutat masraflarla roazur gösterilemiyecek yekunlan bulmaktadır. Diğer taraftan kışlalarm ve diğer askerî müesseselernt frağ edilmesi ve.~..»m,.,,™,ıı»ıım,.ıınıti|||!|lıranilll Silâhlar meselesi çıkmaza girdî İntihaptan sonra ilk içtima! M. Musolininin mühim bir nutku «Cemiyeti Akvam manasını kaybetti» Roma 15 (A.A.) M. Musolini esnaf cemiyetleri konseyinde bir nırtuk i * rat etmiştir. M. Musolini evvelâ kapi • talizmm buhranuıdan bahsetmif ve demiştir İd: « Hoduftsuz bir İstihlak hayah hamı ile yaşıyan rekabet gayretinden mahrum bir halde olan kapitalizm ts • ttnatgâh aramak üzere sarka tevecciih etti. Avrupa buhranı sadece kapkalizm buhranınm bir faslı değildir. Avrupa artık idareyi elinde tutan bir kıt'a ol • madığmdan, siyasî meseleler kanşık bir şekil alıyor. Atlas ötesinde yeni bir idünym tesekkiil etmiştir. Uzak şarkta Japonya, mlrisaf ederek geniş adımlar • la ilerüyor. Buna rağmen Avnıpa henüz ken • dini kurtarabilir. Fakat bunu ancak milletler arasmda bir anlaşma içtn asgarî bir formül bulabilirsa yapabilir. Halbulri Cemiyeri Akvam manasmı Te prensiplerini kaybetmiştir. Bunlann kudretsiz olduğu meydana çıku. Buna mu • kabil dörtler misalandan kimse bahsetmiyorsa bile herkes onu dusünuyor.» Başvekil bundan sonra bugünkü meb'man meclisinra devresmi bhirdikten •onra dağrtdacağını haber vererek nutkuna föyle devam etmiştir: Çünku, bu medis faşist telâk • c Idsine muhaliftir. Fırka teaddüdünu ta•avvur eden bir meclistir. Onun yerine esnaf eemiyetleri konseyi geçeeektir. Bugun iktısadî liberalizmi mezara so • kuyoruz. Esnaf eemiyetçiliği disiplin li ürtısattır ve beraber buyumfis ve batmış olan sosyalizmle liberalizmm üstündedir. Bugünkü buhran dolayısüe esnaf cemiyetlerinm hal çaresi kendini bü« tün dünyaya kabul ettirecektir.» Reşit Saf fet Bey Atinada mühim bir konferans verdi Atina 15 (A.A.) Atina Ajansından: Reşit Saffet Bey Parnasse salonunda bir konferans verdi. Salon Atina yüksek muhitinin en güzidelerile dolmuştu. Hazır bulunanlar arasında Başpapaz, Hariciye Nazırı M. Maksimos, meclis reis vekili M. Trikopis, M. ve Madam Venizelos, M. Papanastasiu, M. Mihalakopulos, Türkiye sefiri Enis Bey ve zevcesi, Hasan Bey ve Ruşen Esref Beyin zevcesi, Ticaret ataşesi Halil Mithat Bey ve Türkiye askerî ataşesi göze çarpıyordu. Türk • Yunan cemiyeti reisi M. Jorj Merkurit, Reşit Saffet Beyi takdim etti. Reşit Saffet Bey, bundan sonra *öz alarak konferansına başladı. Türklerle Yunanlılann eski zaman • lardaki »iyasî, içtimaî münasebet lerini anlatt) ve sözü hali hazıra nakletti. Gaziden bahseden Reşit Saffet Bey, onu tarihin en büyük adamı ©Jarak tavtif etti. Bundan sonra de • di ki: < Denüebilv ki harbin alelâde bir sulh vasıtası oluşu yalnız Gazi için olmuştur Balkan binasmm temel taşı bizim inkılâbımız olacaktır. Zira bu en sağlam sulh temelidir. 1912 de harp ittifaki mUttefikler arasmda şeni harp lere memba olan bir e»aret bîr cüriim serikliği olmuştu. 1932 d*e sulh ittifakı yapıcı bir tesriki mesai olmuştur.» Resit Saffet Bey, sözlerini dost olmanm düşman olmaktan daha güç olduğunu, zira bunun mütemadi bir kendi kendini kontrol etmeği icap ettirdiğini söyliyerek bitirdi. Yunan nazırlannın Ankarayi, Türk Vekillerinin Atinayı ziyaret lerini hatırlatarak bu ziyaretleri Balkan anlafmasının ilk tebellür edişi olarak gösterdi ve alkışlandı. Amerikada Hitlercilik!.. Hariciye komisyonu tahkikata başladı Vasington 15 (A.A.) Meelis hariciye komisyonunun Amerikada Hit • lerci faaliyetme dair tahkikat için yaotığı ilk celsede «Monsieur V.» ismile gösterilen esrarengiz bir şahh dinlenrni^tir. Bu şahit, Amerikada kuvvetli bîr diktatörlnk istîven Hitler prooacran dasma ah var*K malumat vermi'tir. ^Monsieor V.) k«ndi*'te yarilan bir mektuo ta pVumu«tur. Bu mektupla ezcü">lft denilivor ki: «Van der Lubbe îcîn care Tınlamıyorum, en ivisi onu Gemiden Bahrhnuhite atmaktır.» (Monsieur V.) pazetecilere HHler cilerin kara listesâsde yazılı bulurtdu jrunu fakat kîm olduSımu soylediŞi takdirde Vıavatmm tehlikeye gireceğini bildirmi?tir. Mes'ul adamlarla müza Alman kabinesi Sar isine Fon Papeni memur etti kereye imkân kalmadı Paris İS (A.A.) Emniyet ve selâmet meselesi hakkında bir rapor vermege memur edilen Yunan mümetsili M. Polidis Cenevred« mes'ul adamlan ( rngiliz ve ttalyan devlet bulunmamasi yüzünden vazifesini yerine getiremiyeceği düşüneesinde olduğundan Parise gitmek üzere yann Cenevreden ayrılacağmı bil . dirmisth*. Diğer taraftan bn sabah M. Hendersomm nezdînde toplanan maz bata nruharrirleri silâhlan azaltma konferansi bürosunda temsil edilen bütün devletlere bir mektup göndermesini, şimdiki halde mes'ul herhangi bir devlet adamile müzakereye imkân göremediklerinden ieinde bu hmduklan vaziyeti bu devletlere bildirmesini M. Hendersona teklif etraislerdir. Mazbata muharrirlerinm M. Hendersonla müzakeresi öğleden sonra devam edecektir. BerKn 15 (A.A.) Alman ka binesi, mtihabattan sonra ilk eelsesini aktetmişir. Başvekil muavini Fon Papen, bütün arkadaşların namına Başvekil HVtlere dokuz ay zarfında tefrika halinde bulunan bir milleti ümit ve iman ile dolu bir millet haline getirmiş olmasmdan dolayı minnettarhğmı beyan etmiştir. Başvekil heyecanlı bir lisanla teşekkür etmiş ve Avrupanın hak ve adalet kaidelerme göre vüeude ge tirilmesi lâzım gelen yeni nizamınm kat'î bir sahaya girdiğini sSylemiştir. Kabine, M. Fon Papeni Sar top • raklan mesele»fnde Almanyayı temsile memur etmiştir. Sar işleri ile uğraşan ve muhtelif nezaretlere mensup olan bütün memurlar Fon pa • penin emrine verilmr*th\ Tayyare cemivetinin içtimaı Çurçilin bir natka Londra 15 (A.A.) Muhafazakâr fırkamn bh* zryafettnde sSylediğî bh nutukta, M. Çurçil, silâhlan bı rakma konferansmı rouhakeme et mişrir. Bundan başka Fransanm müdafaa kuvvetlerim azaltmağa matuf her turlü teşebbüslerm aley • . binde bulunmuştur. Türk iran dostluk muahedesi Ankara 15 (Telefonla) Türkfve ile tran arasında gecen teşrinisanmm besinde Ankarada aktedilen dostluk muahedesinin tasdiki lâyihası Meciise erelmistir. Ankara 15 (A.A.) Tayyare Cemiyeti umumî merkez heyeti bugun saat onda Tekirdağı meb'usu Cenul Beyin reisliği alhnda altı aylık toplantısını yaptı. Merkezi idare heyetmin altı aylık raoorile mwakıplarm rapora tasvip edfldikten merkezi idare heyetinm ve cemivet teskilâhnm çalışma • sı takdir edüdncten sonra içtimaa nihayet verildi. Ünioertiteden Feyzi Beye tsimleriaî sorduğunuz bahriye salnameleri hakkında malumat almak icm Beyoğlunda, Haşet kütüphanesinde (eski büyük Cihan kutiiphanesi) Vecihi Beye müracaa» etmenizi rica ede> * TtVt%m Kontenjan harici gelecek eşya Ankara 15 (Telefonla) Merkezi dışarda olup ta Türkîyede muameleleri, şubeleri veya umumî vekilleri tarafmdan tedvir oiunan müesseselerin dahilî muamelâtmda kuüandıklan ve yeknesak olması zarurî tek ve karneler gibr levazım ile seyahat aeentalannm mü tekabilen satısını taahhüt ettikleri nakfl vasıtalan biletlermm, karsılığinda döviz vermemek ve fatoralan tktısat Vekâletince tasdik. olunmak şartiie kontenjana bakmadan memlekete sokulmast Heyeti Vekilece kabul edil raiştir. Senin verdiğin cevabı köpürerek pro» testo ettiğimi hatırlıyorum. Sofradan kalktım ve bir daha görümrvedira. Valizim hazır olduğu îçin, 15 ağus . tos sabahi, şafakla saat akı trenin« bindim, çöle benziyen boğucu bhr Bordo şehrînde rrüHhiş bir gün ge • çirdim. Ondan sonra beni Kalezde tekrar gorüşünüz acayiptir. Seyahat etmek dururken bütün tatillerimi sizin aranızda niçin gecirmiştim? Makul s** bepler tasavvur edebilirdim. Hakikatte meseie benım için îki mi*li masrafa girmemekti. Evin kapısını kapamadan seyahate çıkmak ve bir sürü para harcamak bana daima imkânsız görünmüştü. Evde masraf devam ederken yolculuktan hiçbir zevk almıyacaktım. Kalezde rızkım dururken başka yerde kendimi niçin besliyeyirr? Annemin b^na miras bıraktığı ve marifet sandığım ta sarruf ruhu bu idi. Marinin bil* karsı duramadığı Maarif Vekili geliyor Ankara 15 (Telefonla) Maarif Vekili Hikmet Bey, refakatinde Yusuf Akçora ve Sadri Maksudi Beyler ol duğu halde tstanbula hareket etmiştir. Ziraat Vekili Ayancıkta Ayancık 15 (Hususî muhabirtmiz den) Ziraat Vekili Muhlis Bey ve refîkalan hannnefendi, KocaeK meb'ura tbrahim Sureyya, Orman Umum müdürü Bekir ve Zingal Şirketi müdürü Tevfik ÂK Beyler bu aksam Tasköprü yolile buraya geldiler. * Ragtp Salâhattîn bir kinle aranıza döndüm. Ve sana karşı yeni bir tabiye kullanmağa basladım. ttikatlanna eepheden hücum edeeeğhn yerde seni imamnla tenakuz halinde bulundurmak için ifrata vanyordum. Zavalh Izacığım, nekadar mükemmel bir hıristiyan olursan ol, Hiraf et ki oyunum iyidi. lsterse mcrhamet askın müteradifi olsun, eğer sen bunu hiç öğrenme mif değilsen, unutmuştun. Merha • met namı altında sen, ebedî haya . tını gözonünde tutarak, fakirlere karşı dikkatle ifa ettiğin bir takım vazifeleri yanyana getiriyordun. Anlıyordum ki bu bahiste çok değiş mistin: Vakıâ, artık kanserlileri te davi ediyordun, kabul! Fakat mümkün olduğu kadar az para harcıya. rak çok iş yaptıran ev kadmının vazifesi üzerinde sulha yanaşmıyordun. tşçiler ve hizmetçiler arasında (ündeliklerinin arttınlmasını en u tanarak istiyenler bile sende evvelâ bir hayret, sonra da sana ret cevap v«rebilm« kuvvetiai bahseden bîr Bursa 15 (Telefonla) Samanh k3y çiftliğmde mühim miktarda esrar imali icin hazırlanmış 1500 kilo kenevir yelcalanmıstır. Çifttliğin müteahhidi Ahmet Bey şehrimizde ihtısas mabkemesi salâhiyetini haiz birinei ceza mahkemesine verîimistir. Kanunda esrar imali îçin hazırlanan mevaddı iptidaiyeden gram basına yüz lira eeza ahnacağı beyan edilmis olmasma nazaran bundan 1,500,000 lira ceza ahn man lâzım gelmektedir. Bursa 10 (Telefonla) Saddc oğlu Almin bir yaşındaki \az çocuğu sakncaktan ateşle dolu bir raangala dü serek feci bir surette yanmıstır. nefret uyandınyordu. Bu insanlara hiçbirşeye ihiiyaçlan olmadığım anlatmak için adeta bir nevi dehaya sahiptîn. Ağzında onlann menfaat • lerini çoğaltan bir terane geziyor du: «Yatacak yeriniz var, bir fıçı şarabınız var, benim patate&Ierimle beslediğiniz domuzlann yarısı sizkı ve zerzevat getirttiğinîz bir bahçe • niz var.» Zavallıcıklar neden bu kadar zengîn olduklanna akıl erdire miyorlardı. Oda hizmetçünin senden aldığı dört frangı tasarruf sandı • ğına tamamile yatırabileceğini te • min ediyordun. <Bütün eski esvap larımı, etekliklerimi, ayakkaplan • mı ona veriyorum. Paraya ne ihti yacı var?» diyordun. Hastalanırlarsa onlara Hina ile bakıyordun; baş uçlarından eksîk olmuyordım; zayıf ev sahiplerine e hemmiyet vermiyen bu insanlar tarafmdan dairn* hürm«t, hatta ek*e Bursanın samanlı kfiyOnde yakalanan esrarlar Trianon muhadesinin tadili istenioyr Londra 15 f A.A.) Royter ajansmdan: Muhtelif fskalara mensup parlamento azasmdan 20 kişi Macaristanın evvelce sahip olduğu topraklar • dan aslen Macar olan kısunlarmm kendisine iadesini temîn îçin Trianon moahedeside bazı değîşiklikler yapdması meselesini Milletler Cemiyettnde ilerî sürmesini hükumetten istyeceklerdir. riya muhabbet te gördüğüne emin dim. Bütün bu meselelerde muhiti • nin ve devrinin fikirlerini onlara öğn retiyordun. Fakat tncilin onlar» mahkum ettiçini hiç itîraf etmiş değildin. Ben diyorum ki: «Dur, ha « tınmda kaldığına göre Hazreti tsa. demiş ki...» Çocuklan düşün«rek ofi keli ve şaşırrrıs bir halde sözüraü kesiyordun. Hep tuzağa düşmüs gi< bi sözünü bitiriyordun: «Harfi har» f ine mana vermemeli...» diye keke • liyordun. Bunun üzerine ben kolay ca zaferi kazanıyor ve sana, dindar* lığın tncili yalnız harfi harfine takip etmekle mümkün olacağını is pat için misal üstüne misal getiriyor dum. Sen, bir azize kadar dindar olmadığmı iddia etmek felâketine dttşünce ben sana dinî kaideyi mş«t ediyordum: «Cenabı Hak mükemmel olduğu kadar mükemmel olunuz.» (Mabadi var) Feci bir ölöm EDEBÎ TEFRIKAMlZtM Engerek Düğümü Tercüme eden: Peyami Safa Bana hatrrlattı ki sen ertesi gün, saat on birde, kilisede yüksek sesle dua okuyacaksın ve gidip seni din lersem hoş olacak. Beni öperek tekrarlıyordu: Söz verdin, söz verdin... Oldu bltti! Razı olduğumu anlatmak için 5 pücüğüne mukabele etthn. Bütün e. vin haberi vardı. Herkesin gözü benim üstümde sanıyordura. Kiliseye ayak atmıyan beyefendi, ertesi gün gidecek! Bu, fevkalâde ehemmiyeti haiz bir hldise idi. Akşamüstü, uzun müddet gizli • yemediğim bir ofke îcinde sofraya oturdum. Hüber sana Dreyfus rae Mİ««i bakkınd* bilmem ne sordu. Yazan: FrançoU Maariae Sonra da diyorlardı ki: «Hiç kimse ftna dayanmıvor, babast bile.» Akşamlan, kendiliğinden kucağıma jeliyordu. Bir kere de başım om • zuma dayıyarak uyudu. Bu bukle • leri yanağımı gıdıklıyordu. Hare lcetsiz durmaktan sıkıhyor ve sigara içmek istiyordum. Gene de kımıldamamistım. Saat dokuzda onu dadısı gelip aidı; küçük kurbanlannin ayaklannı yalıyan bir canavarmışıra gibi hepmiz bana büyük bîr hayret. le bakıyordunuz. Birkaç gün sonra, 14 ağustos sabahı (bilirsin ki bütün çocuklar gibi) bana sordut Senden istiyeceğim seyi yapacafma s8« ver... Evvela soı ver, soa» ra söyliyeceğinj..^

Bu sayıdan diğer sayfalar: