31 Temmuz 1933 L W Ya hürriyet, Ya ölOm! TEFRtKA: 60 Yazan: An NACİ OSD Yeni rekorlar yapan bir sporcu Türk Yunan ticaretî Son itilâfa rağmen ticarî münasebatta beklenen inkişaf eserleri görülemedi bizim mübayaatımız geçen seneye nazaran çoğalmaktadır. Yunanis tan i&tatist'klerine nazaran 1932 senesinin ilk beş ayında 1,6 milyon drahmi tutan ithalâtımız bu senenin beş ayında 4,2 milyon drahmiye yükselmiştir. 9 mayısta Yunanistanla Atinada aktettiğimiz ticaret mukavelena mesi iki memleket mübadelâtmı artıracak mahiyette olmakla beraber, henüz bu inkişafın asari görülmemektedir. Mukavelenamenm mer'iyete gir diği 1 hazirandan temmuz ortalan na kadar Türkiyeden Yunanistana ancak 18,8 milyon drahmi kıyme • tinde muhtelif esya ithal edihnistir. Bunun bedelleri şu suretle tediye edilrniştir: 13,300,000 drahmi %70 döviz 4,675,000 » %25 emtıa bonosu 870,000 » % 5 navlun bonosu Bonolarm bir kısmile Yunan malı mubayaa edilerek Türkryeye gönderilmiştir. Fakat kısmı azami henüz tedavüldedir. Yunan bonolarınm kıymetleri şehrimizde y a n ya rıya düşüktür. Ayni bonolar Yu • nanistanda talipleri olduğurKÎan % 25 derecesinde bir iskonioya tâbî tutulmaktadır. Bununla beraber, Yunanistandan memleketimize mukavelenamenin kaydettiği nisbetler dahilinde Yunan emtiası ithali pek bati cereyan etmekte olduğundan bonolann kıymetleri yükseleme m«ktedtr. Bonolar, Türk ihracatçısmm eline geçen bir kıymet olmak itibarile kontenjan tevziatında Yunan em tiasına mümkiin mertebe kolayhk lar gösterilerek bonolann kıymetlerini düşürtmemeğe cahşmak lâ • zımd'ır. İki memleket yekdiğerfnin ihti yaçlanru daha yakmdan takip ederse bu mahzurlann beraraf edilmesi ve Yunanistanla Türkiye arasmdaici ticarî münasebetlerin eski senelerdeki seviyelere çıkanlması pek mümkündür. Bilhassa Yunanistana bu »ene fazla miktarda hububat ihraç edi leceğini nazari dikkatten kat'iyyen uzak tutmamak icap eder. YunanLstanın malî vaziyeti İngiliz lirası altın esasını bıraktıktan sonra çok fenalaşmıştır. Memleketin Harbi Umumiyi takip eden seneler zarfmda harice külliyetli miktarda borçlanması malî müşkülâtm başlıca sebebi olmustur. Bir taraftan bu güçlükler altında ezilen Yunanistan diğer taraftan ihracatıra teşkil e<fen bütün ziraî mahsulât fiatlarının mamulâtı sınaiye fiatlarına nisbetle daha ziyade düşmesi, memleketin en mühim vari datı olan ticaret filosunun kazancı • nm işlerin daralması yüzünden fevkalâde azalması, ecnebi memleketlerindeki Yunanlıların Yunanistan daki akraba ve taallukatlarına ik tısadî buhran hasebile eskisi gibi bol bol para gönderememeleri yü zünden bilhassa son iki sene zarfında daha şiddetli malî müskülât ile karşılanmış, cezri bazı tedbir • ler almmasına zaruret hâsıl olmustur. Bu müşkülâtın tesirleri altında Yunanistanda 1932 senesi nisan orialarındanberi tatbikma başlanan kontenjan tekayyüdati bu memle ketin komşularile ve bilhassa bi zhnle olan mübadelâtmı büsbütün azaltnustır. Bu tenakusun ehemmiyetini göstermek için son 3 sene • nîn iJk beş ayhk devreleri zarfmda Yunanistana yaptıgimız ihracatın kıymetlerine bir göz gezdirmek kâfidrr: thracatımız (Milyoh drahmi) 6 aylık (Mllyon drahmi) 1931 181 1932 138 1933 82 ! Bu akşamkî program I ANKARAÎ Jeneral Protegerofun ölümü! Mihailof, arkadaşı Todor Aleksandrofu öldürenlere, cinayetlerini, nasıl ödetti ve Aleko Paşayı, Atanasofu, Protegerofu nasıl öldürttü? ölüm emri gizli verildi ama, gerek Aleko Paşa, gerek Atanasof, öğrenmekte gecikmediler. Protegerof, katiller meydana çıktık. tan sonra, komita basindaki vaziyetmi bozmak korkusile arkadaşlannı teczi. ye ettirmemek cihetine gidememis, fakat uyanık davranmalan için, kendilerine ölüm hükmünü yetistirme&i * » ihmal '• etmemişti. Fena haberi aimca, Aleko Paşa ve Atanasof, tepeden tırnağa silâhlandılar ve saklandılar. Fakat komita, daha doğrusu bu işi Bzerine alan Mihailof, uğraşa uğraşa, her iki azıh şakmin, ölümden kaçmak için nereye saHandıklannı ö&rendi. Bunlardan Aleko Paşa küçiik ve gösterissiz bir eve, Atanasof iki odalı brr kulübeye iltica etmislerdi. Her ikisi, adamlanni yanlanna al mışlar, kapılan kapamıslar, bellerinde bombalar. ellerinde tabancalar, ön . Vermde tâfekleri, bir cehennem hayah •asıyorlar ve ne zaman geleceğini ta. yın edemedikleri, fakat her an gelebilmsi ihtimaJini hesap ettikleri Azraiii bekliyorlardı. Nöbetle yemek yivorlar, nöbetle uy. ku uvuyorlar ve... Bekliyorlardı! Fakat Azrail nasıl, nereden gelecek, gelebilecekti? Duvarlar kapalı, tavanlar kapah, kapılar kapah idi. Zaten ölüler gibi, bu odalann üç metre murabbalık taşlan arasm* gömiilmüş degfller mi idi? Azrail nereden gîrecekti? Kapıdan mı? Kapıdan girse, tabancalannm namlu'annı daima kapiya doğru uzatan beş adamtn beşi birden ates edince, Azrafl dahi olsa girenin gebermesi itnk&n haricinde idi. Bu şerait dahilinde ölmeleri, göç, hemen hemen imkânsız mesele îdi ve eğer cantna acımıvorsa, Azrail Cenap. lan dahi gelebilirdi. * ** Mihailof, Todot Aleksandrofun katiüerini öldürmeğe Vlahof isminde, zabitlikten komitacıhça sreçmia, 81 . megi ve öldürmeği artık bir nevi eğ. lenceli spor halinde kendisine iş e . dinmiş, genç, cesur bir delikanlmm memur edilmesini temin etti. Bu adam, yanına dört komitacı seçti ve yerlerini tesbit ettiği katilieri öl. dürmek için inanılrnaz derece cür'etkârane bir plân tertibine giristi. Bu plân, ne damdan inmek, ne pencereden girmek gibi kansıklıklara mahal bırakmıvacak kadar basitti: Komitacı Vlahof ve arkadaşlan, doğ. rudan doğruva kanıdan girereUlerdî! Kapıdan girecekler ve ölüm emrini icra edeceklerdi! *** Olduğu gibi anlatıyorum: Vakit gece. Beş arkadaş Aleko Pasanın oturduğu odanın önüne geldiler. tçlerinden biri kapıya vurdu: « Açın, komita namına konuşatajrım!» Dedi. tçeridekiler, silâhlanna ve odadan girecek adamı kücük bir harekette kar. şılıyacak kurşunlanna güvenerek, fa. kat uzun tereddütten sonra, kapıyı açmağa karar verdiler. Anahtan çevirdiler, sürgüyü çektiler. Fakat kapmın açılmasile, başta Vlahof olmak ü««"e bes komitacının bir. den odayı müthiş bir kurşun yağmu. runa boğması ar?<îin«la ancak yıldınm eıkması kadar zaman gecti ve hiicum o kadar anî, o kadr cür'etkârane ol du ki, katiller, değil silâhlannm tetiğini oynatmak, kımıldamak imkânını bulamdılar. Beklemişler, beklemişler ve bir gün, 12,30 gramofon 18 salon orkes trası: Fucik (Ouverture Marine . rella) 2 Verdi (Fantaisie Rigoletto 3 Strau» (Valse Neu Wien) 4 Sousa (Marche The Diplomat) \? alaturka saz . 20,15 ajans haberleri. İSTANBUL: 18 gramofon 18,30 fransizca ders (müptedilere) 19 Hikmet Rıza Ha nım 19,45 stüdyo saz heyeti ile Cennet Hanım . 20,30 Münir Nurettin Bey ve arkadaşlan 21,30 gramofon . 22 Anadolu ajansı, borsa haberi, saat a yan. VtYANA: 19,40 tayyaredliğe dair konferans20,05 senfonik orkestra tarafmdan mur telif parçalar . 21,50 bir yaz gecesi rüyası . 23,20 haberler • 23,50 dans havalan. BRESLAV s 21,05 muhtelif opera pârcalanndan mürekkep konser • 23.15 haberler • 23,45 konferans. BÜKREŞ: 20,05 konferans 21,05 Subertten parçalar (gramofon) . 22 çifte piyano ile konser . 22,30 Lidodan naklen konser. PRAG . 21,50 Slav şarkılarından muhtelif parçalar • 22,10 Bratislavadan naklen konser 23 son haberler. BUDAPEŞTE: 20,35 Brahmstn eserlerînden parçalar • 22,25 çingene musikisi . 23,25 gramofonla konser . 24,25 cazbant. Galatasaraylı Orhan Beyîn geçen tenehi yüzme müsabakamtzda birincilik miikâfattnı aldıktan sonra alınmif bir resmi Istanbul mıntakasımn bu sene tertip ettigi yüzme müsabakala nnda şimdiye kadar iki üç rekor kiiTİmıstir. Yeni rekorlar, Galata sarayh yüzücü Orhan Bey tarafından tesis edilmiştir. Çok kıymetli ' bir sporcu olan Orhan Beyin, bu »eneki müsabakalard'a daha birkaç rekor kırmasına intizar edilmektedir. Orhan Bey, geçen sene gazete • miz tarafmdan yapilan yüzme müsabakalarında da birinci olmuf, gazetemizin birîncilik kupasını ve madalyasım almışti. Bu kıymetli yüzücü bu seneki büyük mukavemet yanşlarımıza da iştirak edecektir. fvcm Mihailof tatbikina ihtimal vermedikleri bir tuza. ğın içine düşmüşlerdi! Aleko Pasa fle arkadaşlannı vur • duktan sonra, ayni grup, ayni suretle, ayni muvaffakiyetle, Atanasofu vnr dular. Akla durgunluk veren hâdise okadar müthiş şekiller ve şartlar içinde başanlmıştı ki, komitayı ve bilhassa Protege. gerofu bile titretti. Mihailof, kendini göstermisti! * * * Fakat Mihailof, Aleko Paşa ve A tanasofla kalmadı. Mademki efendisi Jeneral Protege. rof vurdurmuş, binaenaleyh döktüğü kanı onun da kaniie ödemesi lâzımdı. Dört sene gecti. Mihafloftm kafasmda şüpheler canlana canlvıa k»naat halin* ve Proı . gerofu öldürmek fikri sabit şekline girdi. Protegerof öHünce, şeflik te, artık kendisine geçecekti. Derler ki, Jeneral Protegerof, son gün. lerinde ölümü haber almış, büyük bir korku içinde kalmış ve Çankofa ve sair tanıdıklanna ve bilhassa Makedonya komitasına yalvarmağa bşlamıştı. Doğ. ru mu? Bilinen şey sudur ki bu yalvarma . lardan hiçbir fayda çıkmadı ve 1928 de, birgün, Jeneral Protegerof, Sofyada, askerî kulübün önünden gecerken, meçhul bir kurşunla, Todor Aleksandrofun çukuruna yuvarlanHı' Kim öldürmüstü? Malum değildi. Polis, katiii aradı, aradı, fakat bu gibi vak'alarda ekseıiyetle basına geldiği veçhile, bulamadı, vakalıyamadı. Ancak. neden sonra, Mihailof, hüku. metin behemehal bir katil bulmak için birçok masumlan kovaiadığını görünce kendi gazetesinde: "tnsanları rahat btrahınız. Prote . gerofu, Makedonya davasımn viift seh menfaatleri namına ben oldürttüm!» Diye yazarak kursunun nereden geldiğini haber verdi ve Protegerofun basından sokağa düsen sefliğin tacını aldı, her tarafmdan kan sıza sıza, kendi başına taktı. Onun bu tacı takmasile de, komita, resmen ikive ayrıldı ve simdi gazete. lerde okuduçunuz «bir Protegerovist bir Mihailovisti vurdu» yahut «bir Mi. hailovist, bir Protegerovisti öldürdü» kavgalan başladı. Hulâsa hududunu telörğüler, kuyular, hendeklerle kapıyan Sırplara kadar gi. demeyince, komitcılar, bu sefer, birbirlerini' Sofvada öldürmeğe, giristfler ve öyle giriştiler ki on seneye varmaz biri meydanda kalmıyacak vahşetle birbirinin kanını emmekten, insamn diyeceği gelir ki, adeta zevk bile hisset. mektedirler! Deoam edecek Almanyanın geri istediği topraklar Yer yer yapılan tezahürat devam ediyor Sarrebruck 30 (A.A.) Bütün Alman radyolan. dün akşan> Stuttgartda Sarm Almanyaya geri verilmesi için yapılan tezahür havadislerfaıL nesret nuçlordnr.. Bu rakamlardan çıkan netice, drahminin kıymet sukutunu hesaba katmad'ığimız halde dahi bu sene nin ilk 5 ayında ihracatrmazın 1931 Yunanistanm en kuvvetli takımlannsenesine nazaran % 5 5 derecestnde dan Olimpiyakos, 8, İS ve 17 ağus • düstüğüdür. 1931 senesinde 2,5 kutosta tzmir stadyomunda dört maç yap rus kadar tutan bir drahmi bugün mağı kabul etmiştir. 25 ağustosta Pa • 1 kurus 10 para kıymetindedir. Bu kıymet farkını da nazari itibara anatinaikos takımı tımire giderek üç maç Lırtak, Yunaj»»ta.na yaptı ğrmız ihyapacaktır. " *""*•racatın 1933 senesinin 5 ayında 1931 Yunah millî takımı da eylulün orta • senesine nazaran % 8 0 dereeelerk» • de azalmış olduğunu görürüz. larında ızmire gelmeği ve ı unan munDiğer taraftan Yunan.istandan teliti formasile üç maç yapmağı teklif etmiştir. izmirde yapılacak mühim maçlar Demirhane müdürü RoşlingK Sar hü L kumeti komisyonile Fransa aTeyhinde bir nutuk sövlemistir. Sarreburck 30 (A.A.) Sar hududundan on beş kilometre uzakta Monnweiller Alman nahiyesinde bu . gün bir Nazi tezah'nü yaDilaraktır. Hü ctm kıt'alannın da geçit resmi yapa. cakları bu tezahür Sarın Almanyaya geri verilmesi lehine olacaktır. ŞemsipaşadaKi futbol sahası Şemsipaşa arsasında Usküdar Bele . divesi tarafmdan vücude getirilen futfol sahasmm tribünleri ikmal edil mistir. Fakat Beledive heyeti fenni yesi buranm daima rüzgâra maruz olduğunu ileri sürerek bu arazinin futbol sahası ittihazma elverişli olmadığı kanaatindedir. Hatta memba sulanmn sa bile indrrilmesi kabil olduğu takdirde porlardan tstanbula iyi su sevki de dü. polarda tstanbula iyi su sevki de dü • riinülmektedir. La Bulgari gazetesinin mühim bir yazısı söyliyemem. Her halde böyle bir teklif Romanyadan veya her hangi bir Balkan hükumetinden sadh* olduğu takdirde bu teklifim diğer memleketler tarafmdan kabulü sağ' Iam esaslara dayanarak Türk Bulgar dostluğunu hiçbir veçhile d"e ğiştiremez.» Filvaki bir Lokarno misakı bu formüle bir mana veren herkes nazarındahenüz Balkanlarda tahakkuku müşkül olan bir eserdir. Çünkü Balkan yan • madasmdan umumî bir itilâfın en esaslı, en iptidaî şartlan yoktur ve çünkü böyle umumî bir itilâfm akti için her şeyden evvel mevcut bütün ihtilâflarm halIedilmesi ve bütün Baîkan devletlerinde bugün maatteessüf görülemiyep ha kikaten dostane temayüllerm ve halisa. ne ve açıkça tesriki mesai arzularmın hasıl olması icap eder. Bittabi bu yüksek gayeve ulasmak için çalışmak lâ zımdır. Fakat bu gayeye ulaşmanın en emin vasıtası, Türklerle Bulgarlarm ve Türklerle Yunanlılarm yaphklan veçhile komsular arasında mukarenetler ve tasfiyeler hazırlamaktır. Balkan Lokarnosu ulaşılmak istenî • len bir eavedn. Fakat her gaye gibi bu da balkanlardaki milletlerin en Bal kanlısına ve Balkanlardaki diğer milletlerin yanmada haricinde de hayatî men. faatleri bulunduğundan dolayı belki de münhasıran Balkanlısına zorla kabul (ySrilmiş olan hotbinane ve nisfete mugayir bir şeniyetin tedricî surette ıs. lah edilmesini istilzam eder.» Birinci sahifeden mabat sirlere kıyam etmekten geri kalınmıyacağı tahmin olunabilir. Hatta bu zi. yaretlerin yapılacağı haberi ortaya a hlmadan evvel gazeteler, Türk ve Ru. men diplomasisine atfetmekte olduklan muhtelif projelerden bahsettiler. Meselâ, Karadeniz ve sahil memleketler arasında aktedilecek bir mi. sak projesile bir Balkan lokamosu şa. yiasını ortaya çıkardılar. Komşulanmızm hakikaten bazı pro. jeleri var mıdır? Ve projeler ne lerden ibarettir, bümiyoruz. Fakat Bulgaristanın Ankara elçisinin gazetecilere yapmış olduğu şu beyanatı bu münasebetle gözden geçir. mek faydadan hali değildir: «tsmet Paşa Hz. nin Sofyayı ziyaretleri Türk Bulgar münase batrmn son derecede büyük olan samimiyetinin bir tezahürü olacak ve Türkiye ile Bulgaristan arasında mevcut feyyaz dostluğun mkişafım temin edici yeni bir hamle teşkil eyliyecektir. Paşanrn Sofyayı ziyareti ile, bir Balkan lokarnosu vü • cude getnmek hususunda önayak olmak fikrinde olduğu söylenen Romanya Hariciye Nazın M. Tctuleskonun mutasavver Sofya seyahati arasında hiçbir alâka ve münasebet yoktur. M. Titulesko, hakikaten böyle bir teklifte bulunmuş mudur? Gazetelerde buna dair intişar eden şayia, hiçbir taraftan teyit edilmemiş ol . duğundan bu husus hakkında birşey izmirde 9 eylul sergisine hazırlık Izmir 30, (A.A.) 9 eylul kur . tuluş bayramım kucaklıyan tzmir mmtakası iktısadî panayınnın faa • Iiyetine gece gündüz devam edilmektedir. Panayır mıntakasımn bütün tamirleri yaptirılmış ve komiteye teslim edilmiştir. Yarından itibaren paviyonların insasma başlanacak . tır. Bugür. îzmir Ticaret Odasmda Vali Pasanın reisliği altında topla nan panayır komitesinde her taraf • tan gelen evrak ve teklifler okunmuf ve kararlar verilmiştir. Moskovada galip geldik Birinci sahifeden mabat Şeker fiatları döşövor Mayıs ayı içinde dünya şeker pi yasası biraz yükselmiş, sonra tek rar düşmeğe başlamışhr. Bu düş . künlük Nevyorkta 21 santim, Lon drada 6 sent, Hamburgta 15 fenik nisbetindedir. Şeker piyasasınm mütemadiyen înip çikması, dünya şekercileri ara sında tam bir birlik olmamasına at • fedilmektedir. r ASKERUK İŞLERÎ > Tütün ikramiyeleri veriliyor Beykoz Askerlik Şubesinden: Şubemizde kayitli şehit yetimleri tütün ikramiyeleri tevziine ağustosun i . kinci gününden itibaren çarsamba, cumartesi ve pazartesi günleri mesai saatleri dahilinde Beykoz Malmüdürlüğünce tevzie baslanacaktır. Istihkak sahipleri senedi resmî maaş cüzdanları ve ikişer kıt'a fotoğrafla birlikte mezkur günlerde Beykoz MalmüdÜTİüğüne müracaatleri ilân olunur. Beyoğlu Askerlik Şubesinden: Beyoğlu askerlik şubesinde kayiMeri olan şehit yetimlerinin 933 senesine ait tütün ikramiyelerini almak iızere yalnız pazar ve çarsamba günleri <abarr saat dokuzdan on ikiye kadar Beyoğlu kaza kaymakamlığında tesekkül eden tevziat komısyonuna müracaatleri ilân olunu' tarzda yaptı. Biraz sonra Yaşar ikinci golü attı. Tam bir hâkimiyetle oynıyan Türk takımı, bu iki golden sonra açık bir oyun tabiyesi kullanmağa başladı. Bu sı • rada Ruslar, münferit bir akınla bir gol yapmağa muvaffak oldular. Avni, tehlikeli bir Rus akınını tevkif ederken gene hafifçe yaralanmış, gole mâni olmuş, fakat sahadan çıkanlmıştır. Yerine Sabahattin girmiştir. tlk devre bu suretle bitmiştir. İkinci devre, birinci devreye nazaran daha heyecanlı olmuç tur Rus Muhteliti, mağlup vaziyetten kurtulmak için bütün kuvvetile Türk kalesine saldırdığı halde, Türk müdafaası gol yap • hrmamış, Türk muhacimlerinm akınları da semeresiz kalmıştır. Maamafih Türk takımı, ikinci devrede gösterdigi teknik kabiliyeti ile umumî bir takdire mazhar olmustur. Bu intikam maçı bu suretle 2 1 Türk takımının galibiyetı'le bitmiştir. Gece saat onda Rus güreş sampiyonlarile Türk güreş takımı karşıla sacaklardır. CUMHURIYET Muhabiri miz ikinci golün Yaşar Bey ta rafındn yapıldığını bildirmek tedir. Yaşar Bey müdaf i oynadı ğına göre bu golün bir penaltı cezasından olduğu anlaşılmaktadır. Çanakkale şehitlerfni ziyaret tetıir edüdi Şehitltkleri tmar Cemiyetinden. Şehitlerimizin hatıralarmı taziz için 10 ağustosta Çanakkaleye yapılması mukarrer seyahat, mezkur tarihte Gül cemal vapurunun sefere tahrikine hâsıl olan zaruret hasebile 7 eylul per şembe gününe tehir olunduğu ve tevzi edilmiş olan daveb'yelerle biletlerin 7 eylul için muteber bulunduğu ilân o lunur. Makiyaj Ve gözellik san'ati Kadını çok yakından alâkadar eâen bu kitap zanf bir kapak içmde int.şaıetmiştir. Eserin temas ettigi başlıca kısımları şunlardır: Çehre mesafeleri TC tashih çareleri Burun, kag, göz, kirpik, dudak kusurlarının tashih ve tadîl çareleri ve boyanma usulleri Çehre çizgıleri Genış, uzun, dar ve yassı çehrelerin makıyajı Gu zellık mustahzaratının cins, renk ve kul lanma tarzları Gezme, spor ve balo makıyajlan Ka§ tashihi Sun'î ben ve sun'î kirpik Sabah, oğleden sonra ve gece makıyajları İşe gidenlerın makıyajı v. s. Kayseri Belediye Riyasetinden: «150» lira ücretli Kayseri Belediye Fen memurluğu münhal bu lunduğundan talip olanların biran evvel evrakı müsbitelerile birlikte Kayseri Belediye Riyasetine müracaatleri ilân olunur. (3668) üzüm fiatları döşüyor Son gelen malumata göre Ham burg piyasasında üzümlerimiz dü . *ük r i vaziyettedir. Bu düskünlük »> umumî dünya pivasasının tesirlerine atfediimektedir. Bununla beraber Türk üzümlerirrn fiatca diğer memlehetler üzümlerine nazaran daha îyi vaziyette olduğu görülmektedır. İstanbul Cumhuri yet Müddeiumumiliğinden: İstanbul ve Üsküdar hapisane ve tevkifaneleri için muktazi odun Memleketin yegâne sinema ve foto mecmuası olan Foto Süreyyanın 26 ın. ile mangal kömürü münakasaya vazedilmiştir. Taliplerin şartnamecı nüshası birçok güzel resim ve deniz y\ görmek üzere her gün Adliye Levazım Mümeyyizliğine ve münatablolarile mücehhez olarak çıkmıştır; kasaya iştirak edeceklerin 19/8/933 cumartesi eünü saat 14 te Defgünden güne terakki eseri gösteren bu terdarhkta müteşekkil komisyonu mahsusuna müracaatleri ilân olumükemmel salon mecmuasını karilerinur (3707) tavsiye eyleriz. Foto Süreyyâ