2o lenamuz SIHHÎ BAH1SLER: 'Cnmhurîyet' SON TELGRAFLAP Yakını göremiyenler Geçen makalede uzak için gozlük kullanmagı îcap ettiren sebeplerden miyopiyi bildirmiştim. Bugün de yakm gözlüğüne ihtiyaç gösteren sebepleri söyliyeceğim. Yakm gözlüğüne ihtiyaç; ihtiyarlıkta ve gençlikte olmak üzere iki şekilde vakidir. thtiyarlıkta yakından (okumak, yazmak, d3dş dikmek gibi) gozlüğe hâsıl olan htiyaç marazî olmayıp fizi • yolojik bir hâdisedir. ( Pirezbiyopi). Gençlikte rüyeti tabiî derecede olan herkes, 45 yaştna vardıgı zaman ya • kmdan çalısmalarda (okumak, yazmak) müşkülât çeker. Yaşı dli, elli besi bu . lanlarda bu nevi çahşmalardaki müsSlât çoğalır, biraz okudoktan veya yaz dıktan sonra gözleri derhal yorulur, g8zün uzerinde ve civannda agnlık duy • duklanndan, asabî ağnlardan şikâyet ederler. Okumak mesafesi fennen 32 santim oldugu halde bu yaştakfler kitap veya gazeteyi daha uzak mesafeden tutarak okurlar. Vapurlarda, kiraathanelerde bîrçok ihtiyarlarm gazetelerini nzaktan tuta . rak gozluksüz okudukian gorülür. fşte bu hal matlup ve fenni mesafeden rahat okuyabümek için gözlük ihtiyacuu büdiren bir alâmettir. Bu sebeple, 45 ya sına vâsıl olan herkesm yakm gözlügü kullanması gozünün kuvvetini muha • faza etmek ve rahat okuyabihnek için • fennen lâzımdır. Bu gözlüğün numara ve cinsî yasa nazaran tebeddul eder. Yal . nız gençlikte miyop olanlar, 45 yasin • dan sonra yakın için gozlük kullanmaktan muafhrlar. Bu cihet miyop derecesinin yaşa olan nisbeti Szerinden takdir edilir. Gençliklerinde yakmdan gSzlük kurlananlarm (genç ipermetroplar) m 45 yaşmı tecavüz ettikten sonra yakın ve uzak için ayn ayn birer gözlük kullanmalarî lâzımdır. Bu gibilerin uzak gozluğü île yakma ve bilhassa yakm göz • lüğü ile urağa asla bakmamalan dikkat edilecek sıhhî bir noktadır. Yakm ve uzak için ayn ayn gözlük kuüanmak ihtiyacmda bulunanlar her îki gözlügS ayn ayn takıp çıkartmak gibi müşkü . lâttan kurhılmak için bir güzlük çerçe vesine uzak ve yakm gözlük eammı takarak bir tek gözlükle uzağı ve yakmi görmeleri kabildir. Bu takdirde uzagı goren cam çerçevenin ust tarafrm ve yakmı goren cam da çerçevenin alt lasmmı işgal eder. Bu cins gozlüğe (bifo cal) gözlük derler. Bu çeşit göziüklerle iki gözlük kuîlanmak külfetmden kurtulmak mümkün olur. Goz doktoro S. ŞÜKRÜ Londra konferansında son hafta nasıl geçiyor? Büyük devletlerin murahhasları son içtimada birer nutuk söylemeğe karar vermişler Londra 25 (A.A.) M. Makdohalt il« anlaşan başhca murahhas heyetl reisleri bu perşembe konfe ranrın kapaniş celsesinde işe başla dıklan gündenberi aldikian vaziyeti anlatmağa karar vermişlerdir. Reisin nutkundan sonra. M. Bonkur, M. Çemberlayn. M. Coks, M. Yung ve isimleri bugün toplanacak büroda tesbit edilecek hatipler söz alacaklardır. Londra 25 (A.A.) Londra konferansınm mahdut azadan mürekkep bürosu bu sabah M. Makdonaldin reîsliği aitında n n toplantısım yap mıştrr. Büro, bugün öğleden sonra reislik divanma vereceği raporu kat'î rurette kararlaştirrniştır. Londra 25 (A.A.) Gazetelere bir mülâkat ver«n Fransız malîye nann M. Bonnet, konferans büro sunun bugünkü toplantısında büro nun bir küçük komite teşkil etmesini teklîf edeceğini sövlemiştir. Bu küçük komite, lüzum gördü • ğü zaman konferansin yeniden top)*nması işfle alâkadar olacaktır. îpriliz gazetelerinin mStalealarî Londra 25 (A.A.) Londra ik • lısat konferansram son haftasi mii • nasebetile tngiliz matbuatmm he men bepsi bu meyanda muhafaza kâr temayüllü gazetelerden Financial Times, Morning Post ve Financial Neuws, konferansin tatil edil • mesinin teessüfle karşılanmamasmı kalkmma işinin başka vasıtalarla tetnine çahşılmasım tavsiye etmek • tedirler. İHEM İsmet Pş. Kız Enstitüsü ANKARANIN BİLGt EVLERt: 2 NALINA MIHINA Cumhuriyetin satveti I Bugün Ankara kadın modası, kadın elbise ve şapkası itibarile îstanbuldan, hatta Avrupadan müstağmi ise bunu tsmet Pasa Kız Enstitüstine borçludur. Frannzlar ve konferansin tatili Berlin 25 (A.A.) Volf aajn sından: M. Posse, «Angriff» gazetetmde iktısadî konferans neticeleri hakkinda bir makaîe neşrediyor. M. Posse makalesinde, konferansın akıbetine îki iktısat »iyaseti cereya • mnin bâkhn olduğunu söylüyor. Bucereyanlardan birisi, harpten son • raki usullere istinaden beynelmilel tesriki mesaiyi devam ettirmek cereyanı, ötek'si de dünya iktısadi yatımn heyeti umumiyesini inkişaf ettirmek üzere millî iktısadi başlıca şart koşan cereyandır. Konferans işte bu iki cereyanın tnevcut olduğu bir zamanda toplanmıştır. M. Posse yazısma şunlan üâve ediyor: «Konferansta Almanya siyaseti, ilk gündenberi bu millî Dctısat telâkkilerine göre çizilmiştir. Herkes için istifadeli olabilecek beynelmilel bir ikhsat, ancak kuv • •etli millî iktisatlara isinaden ola • bilir.» M. Posse, konferansin asıl neti • cesinin bîrçok memleketlerm bu fikrin doğruluğunu kabul etmeleri olduğunu söyliyerek makalesmi bitiri Alman mtrrahhasımn bir makalesi ismet Paşa Ktz ErirtitiisSnSn holB İsmet Pafâ Ktz Enstitüsü, Ankaranm güzel yapılanndan biridir; Cumhuriyet meydanmdan Yenisehre giden asfak caddenin üzerinde, erkek lisesme varan yolun köşesindedir. Bence kübizm, en çok yapılara uyan bir san'at bulusudur; ve İsmet Pasa Kct Enstitüsü bu bulus larra hoş bir örnegidir. Yapmm ah katmda, eaddeye bakan vitrinler vardn; buralarda mektebm güzel isleri serüir. Camlı kapıdan girdiniz nd, sola dogru uzanan genif bir koridor vardır; bu nun sagmda, önü vitrmlerle süslü bir salon vardır. Daha ileride çamasar, ötii, yemek atelyeleri... Sagmda genis, basık ayakh bîr mer divenle birinci kata çıkarsmız. Burada uzun bir koridoru svahyan odalar, dershaneler ve atelyeler vardv. Bu koridorun iki ucundan, geniş uzaklan gören birer terasa çdnhr. Ust katta gene odalar, gene dershane ve atelyeler. Her bucakta yBze gülen bîr temizuk ve sadell. tsmet Pasa K« Ensthfisü, beş yıliık bir programa göre ders okutan, if öğ reten bir bügi «vidir. tlkmektebi bitiren hannn kız, buraya gelir; hem okuma • nm Oerletir, hera de ev idaresi, çocuk bakmn, biçld dikiş, nalof, şapkaolık öğrenir. Buradan çıkarken afle işlerini en iyi ögrenmiş bir ev hannnı, ya son moda bir elbise veya fapka yapan bir if hanmudır. Arti hayatmı isterse e • vinde, isterse bir atelrede çalısarak kazanabOb. Türk kızlari burada kadm san'adarintn en incelermi ögrenirler. Ankara hanımlarmdan çoğu en güzel elbiselermi, en modern sapkalarmı boraya sipariş ederler. Yapma çiçek san'ab ile öftik örücüluğünü söylemeği unuttum. Bu bügi evi Uk acıldığı vakh Belçi kadan muallhn hanımlar getirtilmişti. Şimdi bir Alman haannı vardır; ötekî muallimlerimiz, Avrupada yetîftirilmiş genç, çalışkan Türk kızlandır. Elbise ve şapka resimlerini, model lerini kndanmu kendileri yaparlar. Kadm tezyin san'atlan resmini, ttalya da yetismiş bir genç öğretir. fsmet Pasa Kız EnstHüsünün bu yıla kadar müdüru, san'atkâr Münir Hayri idi; O, şimdi temasa san'ah akademisi ni kurmak için, Avrupaya tetkike çıkü; yeni müdür Mustafa Lutfi Bey, Konya Kız muallim mektebi müdürlüğünden gelmiştir. Bu mektebm bir albümünü gördüm; Lutfi Beyi şimdiki işine ge • tirten sebebi anladım: Konya Kız mu allim mektebi, Anadolunon göbeğin de, tam manasüe modern bir ku bilgi müessesesidor. LÛtfl Beyi, 1911 de, Drama Darül • muaUhnin modürü iken tannmftan; geçen nznn va sahmetli yıDara ragmen gençliginm eanhbgm, göstetisini de muhafaza etmiştir. Yeni isinde muvaffak olmak icin, ber türfâ kabiliyetlerle mücehhezdir. İsmet Paşa Kn EnstHüsu, Ankara • nm en gözde olan bügi evlermden bi • ridir. Bu yapı içmde bir de kız orta mektebi vardır. Yapmm arkastnda, çok güzel bir bahçe vardır; bu bahçe, set set yükselir, ve en yuknda 3d yıl önce yapılan km Esesme vanr. İsmet Paşa Kız Enstitüsünde Anka ra hantmlan için akşam dersleri de verOir. Meb'us hannnlanndan tutunuz da, en faka* afle knlarma kadar yüzlerce hannn, akşam derslerine devam «der • ler. Bunlar, ev hannnlıgmı, oocuk ba • krnımı, hele biçki dikiş, şapkacılıgı çok iyi ögreniyorlar. Bugün Ankara kadm modası, kadm elbise ve şapkası itibarile tstanbuldan, hatta Avrupadan müstağni ise buna tsmet Pasa Kız Enstitüsune borçludur. KÂZIM NAMl Dîl Cemiyetinde dünkü içtima Kılavuz müzakerelerine başlanıyor " TstanEul 25 (A.A.) T. D. Tet . kik cemiyeti umumî kâtipliğinden: Türk Dîli Tetkik cemiyeti umumî merkez heyeti bugün saat 14,30 o*a Umumî kâtip Ruşen Eşref Beyin reîsliği altinda Dolmabahçe sarayında toplanmifhr. I Cetniyetin büro tertibatı ikmal edümiş, karsılıklar kılâvuzıma esas olan anket kelimeierinin Ankaradan yola çıkanlmasi temin edilmiş olduğundan 27/7/933 perşembe günü saat 14 te toplanılarak doğrudan doğruya kılavuz muzakereTerine başlan masi tekarrür etmiştir. Amerikada büyük hafta Mister Ruzveltin miihim bir nutku Vaşington 25 (A.A.) iktısadi kalkınma progranum radyo ile millete bildiren M. Ruzvelt, demiştir ki: < Birçok »eneler, hükumet yorganına göre ayaklannı uzatmadı. ilk işimiz muntazam masraflan varidat •eviyesine getirmek ol<hı. Bunu yaptık. Herkes is güç sahibi olur ve haklı bîr ücret ahrsa, komçulutıun mahsullermi satın alabilirler. Milletm yansma imtiyaz verilirae, refah kabil değildir. Bütün tekliflerimiz ve kanunlarımız gelisi giizel plânlar değildir, mantikî bîr kül teskil ediyorlardı. ,,^ Şabsî gayretler netice verdi. ~~w Kredimizi sağlam olarak muhafaza ettik. CemahhH Müttebide kredisi emin ve geniş olmakta devam ediyor; bu bütün kalkmma planmm esasidır.» Reisicumhur dahilî borçlarla münasebettar olarak doların kıymetten rfüşmesi hakkında bugünkü dolann, borç yapıldıği zamandaki dolardan başka bir dolar olduğunu »öylemis tir. M. Ruzvelt inflasion • a ait son yapılan kanunlan, vaziyeti hafif letmek için alınmıs tedbirlerden brri olarak göstermistir. Mesai saatleri ve ücretler hakkmda anlaşmalar lavsiye eden M. Ruzvelt nihayet de • aaiftir ki: * « Amerika milleti tarafından alman beraber hareket etmek ve müşterek gayeye varmak karannın. kuvvetine hnanımı muhafaza «diyorum.» Nevyork 25 (A.A.) M. Ruzveltin nutku Amerikada büyük hafta « mn baslangicın» isaret etmektedir. Perşembe gününden itibaren kütle halind'e işsizlere is vermek üzere ha zirlıklara başlanmıstır. İtalyan filosu dönüyor Tayyareler dün Nevyorktan hareket ettiler Nevyörk 25 (A.A.) Jeneral Balbonon idaresindeki Italyan hava filosu uçmağa hazır bulunmakta • dır. Filo, hava şeraiti hakkmda malumat beklemektedir. Havanm fim . diki haK, Nevyork Shediac araımdaki bhinci merhaleyi kat'a girişmeğe müsait değildir. Bununla beraber bu sabah gfin ağarırken tayyarecilerin hepsi, uçma ğa hazır bir halde, vazifeleri başinda idiler. Nevyork 25 (A.A.) Jeneral Balbonun idaresind'eki italyan hava filosu Avrupaya dönS» scyahatinin ilk merhalesi olan Shediaca varmak için mahalll saatle dokuru bh geçe Nevyorktan nçnp gitTnıştır. Jeneral Balbo, oradan hava vaziyetme göre, ya Terre Neuwd« dura rak şhnalden, yahut Açoresda dura . rak cenuptan geçecektir. unkü gazeteler, kaçakçıhk eden bir lngOiz kaptanmm bir sene vedi aya mahkum olduğunu baw ber verdiler. Bu haberi okuyunca, içimde büyük bir iftihar duydum. Diyeceksiniz ki bir Ingiliz kaptanmm mahkumiyetinden if tihar duyacak ne var? Bir cüriim işle miş ve mahkum olmuş bir adam..» Doğru. Fakat, benim iftihanm, hiç ta« nımadıgmn bir kaptanm şahsan mah • kumiyetinden ileri gelmiyor,, Türlc Cumhuriyetmm Osmanlı saltanatmdan nekadar kuvvetli olduğunu görmemdeB fleri geliyor. tstibdat ve meşrutiyet devirlermde, Osmanlı devleti, kapitülâsyonlarm zincirine vurulmuş. esir bir devletti. Bir Ingilht kaptanmı mahkum etmek şöyle dursun omm miçosuna bile el süremesdik. O zamanlarda, ecnebilerin Türk mah kemelerine götürülmeleri büyük bir is, mahkum edilmeleri ise adeta mucize kabilinden birşey olurdu. Şayet, böyle mucize vaki olursa mahkum bizhn ha • pisanelere lâyık görülmez, almıp götü . rülür ve tabiî, kendi memleketinde, sec best bırakılırdı. Şimdi zavallı Mısır, ay. ni vaziyettedir. Birkaç sene evvel, birkaç serseri elbirliği edip Kahirede bir zengini öldürmüslerdi. Katillerden birî Mısırlı Yahudi, biri ttalyan, biri de Yu. nanlı idi. Mısırh Yahudi, Mısır mahke melerinde ölüme mahkum oldu ve idam edildi. Yunanlı ile ttalyan ise kendi koifc soloslarma teslim olundular. Yunan mahkemesi Yunanhyı on seneye mah . kum etmiş, fakat ttalyanın ne oldugu nu Mısırda bilen yoktur. tşte, saltanat devrinde, bizde de va « ziyet, böyle idi. Türkiye Cumhuriyetî, kapHülasyonlan parcalayıp kffdı ve memleketi, Avrupanm zincirbent müstemlekesi halinde yasamaktan kurtar « di Türkiyede cürüm işliyen, ister tn * giliz, ister Amerikan, kim olursa ol»un, böylecs Cumhuriyet mahkemelerînde muhakeme edilir, beraet ederse çıkar gider, mahkum olursa Türkiye hapisa 4 nelermde yatar. Bu hâdisede, beni müfi tehir eden iste budur: Saltanann aciz ve meskenetine mukabil Cumhuriyetia kudret ve satveti. Bizler, saltanat devirlermde düveH muazzamanm elpençe bendesi vaziye . tmde yaşıyan zavallı bir devletin tebaat olmanm acısmı duyan nesiüerden oldu . ğumuz için, bu gibi hâdiseler karsısında, kapitülâsyonlarm hikim oldugu devri idrak etmiyen mes'ut gençlerin bilme dikleri ve duymadıklan hisler duyaı ve iftihar ederiz. Ba|vekil Pş. Hz.nîn seyahatleri ~ Ankara 25 (Telefonla) Bas vekil İsmet Paşa Hazretlerl bugün öğleden sonra makamlanna gelerek bir müddet mesgiıl olmuşlardır. Baş vekilin ne zaman seyahate çıkacağı henüz malâm olmamakla beraber, ağustosun ilk haftasinda Ankara • dan aynlması muhtenneldir. Iktisat meclisi azalan geliyor r Ânkara 25 (Telefonla) Âli ikhsat meclisi azalan bu aksamki trenle tstanbula hareket etmişlerdhr. izmirde 9 eylul sergisi hahazırlıkları tzmir 24 (A.A.) Hararetle eah • şan 9 eylul panayn konutesi, bugün Vaü Paşanm yanmda toplanmışbr. Panayn hakkmda basdan broşSr ve talimat begenflerek memlekelm be • men her tarafma dagitılmasma karar verflmiştir. Panayır yerinm her taraft açılnuş ve paviyonlarm insa teklifleri bugün tetkik olunmuştur. Bütün saha Karaburun caküı ile dö. şenecektir. Yeni kontenjan listesi hazırlanıyor Ankara 25 (Telefonla) tktısat Vekâletinde yeni alb aybk kontenjamn ikmaline çalışılmaktadır. tk • tısat Vekili Celâl Bey Ankaraya dönünce, Hste tetkik edüerek Heyeti Vekileye sevkolunacaktır. Yeni liste 20 agustosta ilân edilecektir. Bazi maddeier yeni listenin haricinde bırakılacak ve bunlann terbestçe memlekete ithali kabil olacaktır. Ankaraya yajjmur yagdı Ankara 25 (Telefomla) Bu afcsam aylardanberi ilk defa olarak buraya yağmnr yağmıştır. Model mecmuaları serbestçe girecek Almanyada neler oluyor? Berlm 25 (A.A.) Volf ajansin . 3an: Komümstlerm ve devlete düf . manlık gösteren diğer unsurlarm fesat •e tahriklerini ortadan kaldrmak, derlete duşman teşkflâtm kuryelerim ya kalamak Te çahnmış otomobîlleri meydana çıkarmak için bugün Almanyadaki bütün şimendifer ve otomobîl yollann . da otomobfllerin tasıdıklan bütün yol . eular ve eşya zabıta, yardımcı zabtta kuvvetleri ve raflîiyetçi sosyalist milis efradı tarafmdan kontrol edilmişlerdir. i Şüpheli kimseler bir ihtiyat tedbhi olarak tevkif olunmoslardir. Ankara 25 (Telefonla) Son kontenajnda hariç bırakılan modeller ve model mecmualannm, yeni ha. zirUman kararnatnede serbestçe memlekete ithali kararlaştınlmıştır. Konyadaki maçlar Konya (A.A.) Birkaç gündenberi şehrnnizde maçlar yapan Ankara şampiyonu Gençler Bhligi takimi Konya Idman Yurdu ile yaptıgi ikinci maçta berabere kalnuş • lardir. 3 fincS ve son maç Konya Gençler Birliğile yapılmış ve ba maç 3 0 Ankaralılann galibîyetile netice • lenmiftir. rap çektmigini gonnek mi istiyorum. Evet onun üzüldüğünü istiyorum. Bu dakikada onu memnun görmek beni çıldırtır. Meral!.. Titriyorum. Bu annemm sesi, beni çağinyor. Acaba ne oldu? Peçe teyi sofranm üzerine atarak hızla içeriye giriyorum. Annem koltuğa yerleşmiş, ayaklannı uzatmış, sakin sakin yüzüme bakıyor. Helecanla soruyorum: Anne, ne var? Hiçbir şey yok. Bunu asıl size sormalı. Zihninizin rahatsızlığı geçti mi? Hangi rahatsızhk? Ha!.. Evet.. Hayır... Geçmedi elimle alnımı sıkıyorum. Ağrıyor. Benim ağrıdan filân haberim yok.. Dünkü deliliğinizden bahse diyorum. Karannızdan vazgeçti niz mi, geçmediniz mi onu anlamak istiyorum.. Nasıl karar anne? E ben senden aahiden kork M. Troçkinin Avrupa seyahati Londra 25 (A.A.) Deyli Herald M. Litvmofla görüşmüştür. M. Litvinof Troçki ile görüşmek niyetinde olmadtğını bildirmiştir. Nushan S Kuruştnr Nafıa Vekili seyahatten dönOyor ^ 'Ankara 25 (Telefonla) Malatya hattını teftişe giden Nafıa Vekili Hilmi Bey cumaya buraya dönecektir. rafıma bakınarak omı araştınyor; göremeyince gayriihtiyarî soruyorum: Tatha nerede? Süheylâ omuzlannı silkerek ce vap veriyor: Bilmem demmcek buradaydı.. Hadi şimdi Talhayı bırak ta kahvaltıya gel. Küçük beyin canı istemiyortnuş, yemiyecekmiş.. Süheylânm yüzüme dikilen na • zarlarının karşısmda: Bu sabah benim de canım is temiyor, ben de birşey yemiyece ğim. Demef e çekinerek balkona konulan sofranm bir köşesine oturuyor, boğazımda düğümlenen lokmalan yutmağa uğraşırken sözde Vahabm anlattıklan^ı dinliyorum. Halbuki söylenilenlerin farkına bile varmı yorum. Aklım hep onda.. Muhakkak benden kaçtı. Acaba nereye gitti? Ne yapıyor? diye düşünüyorum. Halbuki biraz ewe! onunla karşılaşmaktan nekadar çekiniyordum.. Acaba bu bir intikam hissi mi? Onun ıstı Rodosa giderken kaybolan tayyare Atina 25 (A.A.) Dün denizde bu. hman ceset tanmmışür. Bu ceset, ttalya tayyaresinin yolcularmdan Dora Cate. nia isimli tspanyol kadnuna ahtir. mağa başladim. Nasıl karar olacak. Doktor ile evlenme kararı. Bugün kendisini çagırtıp ta konuşmami emretmiştiniz... Doktor mu? A.. Evet.. Doktor.. Hayır, hayır çağırmayınız.. Bugün imkânsız, hirşey düşünemiyorum.. Annem fcayretle soruyor: Neyîn var, ne oluyorsun?. Hiç.. Başım, beynim çok fena ağrıyor. Bir aspirin al.. Favda etmez. tster»en git yat.. Hayir, havaya ihtiyacım var, dolaşacağ'm. Bu güneşin altında çok iyi gelir Omuzlannı silkerek kalkıyor, balkona Süheylâ ile Vahabın yamna gidiyor. Yalnız kalınca etrafıma bakarak düşünüyorum. Ne yapacağım?.. Nereye gi • deceğim?. Umitsiz bir halde kendimi bıra kıyorum.. Ayaklarım beni yavaş ya 1400 Senelik Altıayl.k 750 Oç ayhk 400 Bir ayhk 150 şeraiti I I Turkiye KK Rarîç 1700 1450 yoktur Büyük hikâye: 31 Yazan: Perihan ömer vaş sürüklüyor... Oolge Çiçeği EvveTâ klKncalanan bir türlü beynime ğirtniyen yazilar, birden beni meşgul etmeğe başhyor. Bu rasgele açtığım sahifede uzun zaman birbirinden aynlmağa mecbur olan iki genç birleşiyorlar. Bu sahne ne hoş! Ne canlı tasvir edilmiş! Kitabı tutan ellerim titriyor, boğazım ku • ruyor, ağlıyorum. Niçin?.. Bu sa • tirlarda ağlanacak birşey yok ki.. Büâkis iki mes'udu tasvir ediyor. Zaten ben bu kitabi daha evvel de okumuştum. Hiç bir tesir yapmamışh. Smirlerim ne zayıf düşmüş, kitabı ötekilerin yamna fırlatıyorum.. Nafile, bu akşam onlar da aksi tesir yapıyor; ah.. Bir uyuyabilsem.. Uy« ku meğerse ne iyi şeyraiş.. Atna kâfir yakalamak için uzandığın ka • dar 16 Ağusto* Rengim ne soluk.. Uykusuz gecen geceler insahi nekadar bozuyor, canım aynaya bile bakmak istemiyor. Acele giyiniyorum. Fakat asağıya nasıl meceğim?.. Onunla nasıl karşılaşacağım?. Acaba bana birşey söyliyecek mi? Ne söyler? Dün söylenecek hersey söylendi bitti.. Odanın içinde dolaşıyor, bir iki kere kapıya kadar gidiyor, gene duruyor; bhr türlü açıp dışarı çıkamıyorum.. Nihayet aşağıdan Süheylâ bağin yor. Meral, Meral.. Bu sabah ne oîdu sana.. Hadi gel, kahvaltıya bekliyornz.. Son bir gayretle tokmaği çevirip dışarıya fırhyor, merdivenleri ko • M koşa iniîoruaa. Odaya gviaçe et Otunıyoıum.. Başımı arkaya dayıyor, gözterimi kapıyorum. Yüzüm de sıcak birşey dolaşıyor. Burnumda tath kokular var. Gözkapaklanm ağır ağır açılıyor. Yüzümü okşıyan yeşil yapraklann, ufak güllerin arasından süzülen güneşmiş.. Çardağm altındayım.. Gene bu çardağm al tında ona ilk tokatı vurmuştum.. Niçin ondan bu kadar nefret ettim.. Babasınm günahmdan ona ne! Hera ben daha önceleri de ona tahammül edemezdim. Onu daima üzmek is terdim.. Zavallı Talha! Bütün bunlara rağmen beni sevmiş.. Kim bilir, şimdi nekadar üzülüyor. Evet üzülüyordur. Uzülmemesi imkânsız. N«3 fena.. Bu düşünce gene beni mem nun ediyor. Bu hissi içimden çıkarabilmek imkânsız.. Onun üzüldüğünü, hem çılgıncasına üzüldüğünü isti < yorum. ' Mabaâi var,