22 Mayıs 1933 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

22 Mayıs 1933 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ı.~ ^nayıs Cumhtrriyet '• SON TEL.GRAFL.AQ Bana kalırsa Devletin gözü Nazarlar Almanyadan Fransaya çevrildi F/ansanın silâh meselesinde şifahî teminat ile taleplerinden vazgeçmiyeceği zannolunuyor Londra 21 (A.A.) M. Nadolni nin Cenevrede M. Hitlerin beyanatmı teyit etmesini tngiliz efkân umumiyesi Almanyanm hali hazırda harpten sonra kazanmış olduğu biitün teveccühleri kaybettiren obstruction siyasetini ter ketmeğe karar vermiş olduğuna delâlet eylemekte bulunduğu suretmde tefsir etmektedir. Fakat konferansın maruz bulunduğu müskülleri izale ediimiş telâkki etmek meselesine gelince, böyle bir telâkki henüz uzaktır. Şimdiki halde îngilizler, Berlinden ziyade Parisin alâka celbehnekte olduğu mütaleasındadırlar. Vaşmgton, Fransanm kendi tnüda • faa kuvvetleri ile temm etmekte olduğu emnii selâmetini tamamen şifahî teminat ile mübadele edemiyeceği fik • rinde bulunmakta olup M. Rozveltin askerî taarruzlarm önüne geçmek maksadile eirişmiş olduğu icr&atm ne su retle inkişaf edeceğine intizar olunmaktadur. devamlı ve otomatik bir murakabedir. Vaşington konuşmalan esnasmda M. Rozveltin de kabul etmiş olduğu bu murakabe silâhlartn indirilmesi hı$u sunda değil, fakat ayni zamanda yan askerî teskilâtlar, sOâh ve mühimmat imalâtı ve bütçe masraflan hususunda da tatbik olunmalıdır. Fransa heyeti mu • rahhasasınm istemekte devam edeceği şey sartlı silâh bırakımıdır.» Almanya en diyor? Bernn 21 (A. A.) Volf Ajan smdan: Berlindeki siyasî mehafil, silâh» lan btrakma konferansı reisinin beya natından sonra müzakerabn ame!î bir surette sürat peyda etmesini bekliyor du. Şimdi bu mehafil, bu intizaraı bosa çıkmış olmasından dolayı hayrettedir. M. Hendersonun bütün gayretlerine rağmen biiyük devlet mümessillerinden hiçbtri söz almamiftv. .Siiâhlart bırakma meselesi ve Japonya Vaşington 21 (A.A.) Uzak Şark meselelerinden iyi malumat alan me • hafilde Jaoonyanm «Taarruz silâhlan» denilen silâhlan azaltmağa matuf her nevi mukavelenameyi imzadan imtina edeceği söv1errm~ktedir. Maamafih bu haber, resmen teyit edibnemistir. .Fransız gazetelerinin neşriyait Paris 21 (A. A.) Havas Ajanst bildiriyor: Ekselsior gazetesi Cenevre müzakerelerinin Almanyanın yeni hatb hareketi özerine aldığı şekli mevzuu bahsederek diyor ki: «Hrtlerin birdenbire geri dönmesi nasd bir gün içmde tesir yapıp ta an • iaşma annmm bhçok delillerini gös • ternriş olan bir milleti silâh bırakunı • nın ve sulhün muarm olarak telâkki ettirebflir? Almanyanın bu yeni hattı hareketi nasıl olur da Fransayı müskül bir vaziyette bnakabilir? Eğer bu samimî ise ne alâ. Fransa mümessilini Cenevrede dediği yol mâniasız bulunuyor. Yalnız çalısmak kalıyor. lf kolaylasmıs olacaktır ve bundan flk ewel sevinecek Fransadır. Fakat bu samimî değil«e, Cenevre müzakereleri bunu da tesbrt edecektir. Çünkü Fransanm istediği ve mümessillerinin istemekte devam e deceği teminat hüsnü niyet sahibi hiçbir kimsentn terkedemiyeceği bir şeydir. Bahsetmek istediğrmiz şey, bilhassa Amerikanm vaziyeti Vasîngrton 21 (A.A.) Amerncanın Makdonald plânı karşısmda alacağı vaziyet M. Norman Davis tarafmdanorrümüzdeki hafta zarfmdan Cenev rede izah edilecektîr. îngiliz ve Frannz nazırlart Cenevreye gidiyorlar Londra 21 (A.A.) Sir Con Simon sabahleym bir tngiliz askerî tayyaresile 11,40 ta Heyfort tayyare karargâhm dan har«ket ehniştir. Mumaileyh, Parîse ve oradan Cenevreye gidecekttr. Paris 21 (A.A.) M. Pol Boncour, Cenevreye gitmek uzere saat 11,10 da hareket etmîştir. ayrimübadiller takdiri kıy met komisyonunun buradan Ankaraya nakli için ortaya atılan sebep, nasilsa, mizah muhar rfrlerimizin dikkatine çarpmadı. Bir vodvili besliyecek unsurlardan mahrum olmıyan bu mütaleaya göre, komisyon burada, yani Maliye Vekâletinin nezaretînden uzak bulundukça isleri ihmal ediyormuş. Gay rimübadiller cemiyeti idare heyeti surî bir mantıkla muhakeme ve hükmetmiş ki, takdiri kıymet komis yonu Ankaraya nakledilir de vekâ letin dizi dibine oturtulursa çalışır, vazifesini yapar. tdare heyetinm; disiplinsiz bir sinıfta, arka syada oturduğu içîn ders dinlemiyen ve çahşmıyan haylaz çocuklann ön sıraya, mualli min nezaret hudutları icine alınmasına benzîyen bu mahaHe mektebi tedbiri bizi güldürüyor. Mesafe, devlet otorıtesinin düşmanı mıdır? Her hangi resmî bir komisyonun vazifesini yapması icin mensup olduğu vekâletin gözü ö nünde bulunması mı lâzımdır? öyle ise bütün valileri ve bütün vilâyet memurlarmı Ankarada oturtalım, Dahiliye Vekâletinin gözü önünde bulunsunlar; çünkü mesafe, devlet merkezinde çahşmıyan her memur için vazifeyi ihmal mazereti teşkil edîvor demektir. Devletin gözü, ferdin gözü gibi mesafenin uzakhğı nîsb«tinde gö rüş kabiliyeti azalan fiziyoiojik bir uzuv değildir. Ona miyopluk teshisi konatnaz. tdare mekanizmasını kökünden inkâr manasma geien böyle bir mütalea, lâtife hududundan bir adım dışan atarsa devlet otoritesi hududuna girmiş olur. Maliye Vekâleti için, vazifesini ihmal eden bîr takdiri kıymet komîsyonu varsa, yapılacak şey bu ihmalin kanundaki tnaddelerin»» göre en lâyık cevabını vermektir. Ust tarafı aktör Nask Beyin repertuarı icinde kal mağa mahkum, srayricîddî bir münakaşadan ibarettir. PEYAMt SAFA J Romanya Türkleri niçin hicret ediyorlar? Bazı Rumen gazetelerîne göre Silistire ve Pazarcık Türklerinin hicreti sebepleri cidden fecidir IHEM NALİNA MIHINA Alafranga çiftetelli! ilmem hangi konserin programında «alafranga çiftetelli» diye gözüme bir şey ilişti. Çiftetelli hepmizin bfldiği bir oyun havasıdır ki omuz titretmek, kalça sallamak ve gerdan kırmak, parmak şakırdat mak ve göbek abnak suretile oynanır. Eskiden Peruz Hamm, Kemalâ Hanım gibi meşhur kantocularla yumurta ökçeli, kara fesli, ipek kuşaklı, mor kadife astarh kol ağızlan tersine çevrilmiş siyah eeketli tstanbul kü^anbeyleri ve bıçkmlan, mükemmel çiftetelli oynarlardı. Yeni danslar çıkalı çiftetelli oynıyanlar azaldı ama gen« oynıyanlar yok değil. tlkbaharda Kâhtane safasına gidenler arasmda sandallarda afili afili bahriye çiftetellisi oynıyanlar görüldüğü gibi, seyran günleri orada dolaşan laph tayfasından bazı bakır renkli dilberler de, çiftetellmin emsaisiz üstatlandır. Alafranga çifteteHiyi dinlemek nasip oimadı ama ciftetellinin alafrangası eğer balolarda moda olursa hakikaten hoş manzaralar göreceğimiz muhakkakhr. Smokmli ve frakh beylerle en son moda muhtesem tuvaletli hanımlarra sünnet düğünlerinde çiftetelli oynıyan Portakaloğlu ile köçek Rebakayı tanzir etmeleri ve karşılıklı gerdan kırarak göz süzerek, omuz titreterek, çiftetelli oynamalan, harikulâde gülünç bir şey olur. Amerika zencilerinin Çarlıstonu, Blakbotomu moda olduktan sonra. tstanbulun çiftetellisi neden olmasm? Iste bir konser programından «alafranga '•iftetelliyi» görünce bunlan hahrladım. Çok ellm şeralt lçlnde hicret etme tt« olan Romanya oturduğu yer lerden Pazarcık Romanyada çıkan ramence «Legionarii» gazetesi 19,933 numaralı nüshasında diyor ki: «Türkler gidiyor, çünkü tazyik ediyoruz ve istemiyoruz. Silistire sancağından bugünlerde yüzlerce aile gitti, haber aldığımıza göre Pazarcık sancağuıda da hicret için hazırlanıyorlar. Hakikatte bu hallere müstahak ol • mıyan Türklerin hicretme her iki san • cagm biiyük idare memurlan sebebiyet vermiştir. Evet angarye yapan Türk tür, çünkü mutidir, aynca Balgar rejimile de ezümektedir. Çünkü himayesiz ve rehbersiz kal mışhr. Tabiidir ki pek asil ve muti olan Türk halkı bu vaziyet karşısında hic ret edecektir. öyle ki bugün bu hicret cereyam mâni olunamıyacak bir hale gelmiştir. Biz • Legionarii gazetesi • her zaman bu asil millete lâzım gelen himayeyi yaptık; memleketimizi terkettik lerinden dolayı kalben müteessir olduğumuz halde dertlerini bfldiğimiz için kendilerine hak veriyoruz. Gidiyorlar, çünkü Romanyada durmıyacak bir ha Türklerinin Borçlar Avusturyanm Almanyaya ilhakı Itilâfnamesi Dün Berlinde büyük ? Bütçe Encümeni dün tetkikat yapmağa başladı nümayişîer yapıldı Berlin 21 (A.A.) Havaı AjanU muhabirinden: Dün «Dollfuss hükumetinin mezalimine karşi ve daha büyük bir Almanya vücude getirilmesi lehinde» bîr protesto nümayişi yapılmıştir. Bu nümayişe Darülfünun talebesi iştirak etmiştir. M. Frank, Avusturyadan çıkanlmasını protesto etmiş ve bilhassa soyle demiştir: < Biz, Avusturyanın Almanya ile birleşmesi için bütün meşm vasıtalara baş vurarak mücadelemi • ze devam etmek istiyoruz. Bu bir • leşme, tarihî bir zarurettir. Ve bü • tün Alman milletinin istikbali bu • na bağlıdır. Versailles ve SainGermain mu • ahedelerinde muahedelerin yeni • den gözden geçirilmesi imkânlan münderiçtir, biz bu imkânlardan is • tifade etmek istiyoruz. M. Von Kees, Dullfuss hükume tinin Avusturyadaki Alman mille • tine karşı tethiş siyaseti takip etmekte olduğunu ve fakat günün birinde SainEtienne katedValmda Postdam Aryara 21 (Telafonla) Bütçe encümeni bugün Maliye Vekili Mustafa Abdülhalik ve Saracoğlu Şükrii Bey • lerin huzurlarile toplanarak Pariste imzalanan borçlar itilâfnamesini tetkika basla*};. Saracoğlu Şükrii Bey encümene icap eden izahata verdi. ttilâfnamenin ha zirandan evvel Meclis tarafmdan tas dik edilmesi muhtcmel görülmektedir. Not tzmitte Ticaret Odası baş kâtibi Ali Galip Beycfendiye: Babamm Sıvasta satılan kitaplannın terekesinden aldığmız «Mesnevi» vi bana hediye olarak göndermek suretile ver^iginiz hudutsuz ve biiyük sevince alenen tesekkür ederek bu necip hareketinizin öteki biitÜTi meşhur simaları mıza ait eserleri ve vesikalan saklıyan lara örnek olmasinı i»terim. Bu neviden değilse de, edebiyat tarihimiz için kıymeti olan nice mektuplar, neşredilmemiş eserleT vardrr ki bir kıyida bucakta, tmıumî menfaat ve alâkadan uzak, cürÜT, durur. P S. le geldiler. tnsanhk namma düşünecek olursak hiç olmazsa Romanyadan ebediyyen aynlırken onlara kendimizi affettirelim, vatanlarmı terkederken duyduklan acılan tahfif edelim. Hiç ol • mazsa fazla mnşkülât göstermiyelim, masrafsız hicret etmeierine müsaade edelim. Türkler gidiyor ve bütün varhklan hiç pahasına Bulgarlarm elme geçiyor; çünkü başka alıcı yoktur.» *•* «Tara Noua» mecmuasmda okudu • ğumuza göre Maliye Nezareti 1933 senesi bütçesine Pazarcık sancağmdaki muhacirlerin inşaatı için 20 milyon ley tahsisat koymustur. Bu 20 milyon ley tahsisatla pek âlâ on bin hektar toprak ve bin kadar ev alınabîlir, bu suretle hem hicret edecek Türklerin sattnak işinde karşılastıkları müşkülât bertaraf edilmiş olur, hem de pasaport almak için türiü türlü fuzulî masraflara boğulmuş olmazlar. Bu meseleyi ihmal, bizim için millî bir cinayet sayılır, çünkü Türkleri hicret etmelerine müsaade etmek Bulgarlan burada takviye etmek demektir.» • Kakslm 6orkfn!n bir makalesi ' Moskova 21 (A.A.) Tass Ajan • sından: tsvestia gazetesile Pravda gazetesi, Gorkinm bir makalesini neşretmişlerdir. <'Amele kadmlar, köylü kadmlar» is mindeki bu makalede Rus muharriri kadmm erkekten aşağı olduğuna dair olan fikrin burjuva memleketlerde yaoılmış batıl bir akide olduğunu mOaaı'aa etmekte, o memleketlerde itaat etmeğ* ahşmış olan kadmm erkeğe nazaran arkada kalmış ve şimdiye kadar kabiliyet ve istidatlarmi gösterememiş bu • lunduğunu beyan eylemektedir. Muharrir, devam ediyor: «Sovyet Rusyada kadmlar, gerek akıl ve muhakeme, gerek çalışma kabi • liyet ve ehliyeti noktolarmdan erkek lere müsavi olduklannı göstermislerdir. Binaenaleyh kadmlarm mesaisinin azamî tesirini icra etmesine mâni olan kökleşmiş eski sevki tabiilere karşı mflcadele etmek suretile Sovyetlerin gayelerini tahakkuk etthmek içm teşrfld mesaide bulunmalan zaruridir.» Dörtler misakı (Btrinci sahifeden mabait) Filvaki dün M. Musolininin nü fuz ve tesiri altında muhtelif nok tai nazarlamnm birbirine yaklaş tırılması sahasinda oldukça ileri gidilmiştir. Müzakere ed'len metin, bir mukaddeme ile asil misaktan mürek kep olacaktır. Mevsimsiz kış {Birinci sahifeden mabait) Rasataneye göre bu sene tlkbahar olmıyacak, bu kış havalarını birdenbire sıcaklar takip edecektir. Son yağmurlar şehrimizin civarile Trakyada ekinler üzerinde tahripkâr bir tesir yapmaktadır. Çilekler de kıs men bozulmuştur. Barut inhisarı şirketlerinin tasfiye işi Ankara 21 (Telefonla) Barut ve mevaddı infilâkiye şirketlerinin, bu şirketlerin bütün mevcudat, matlubat, ve düyunatı ortaya konarak hazmenin mhisar hakkmdan mütevellît matluba tmın hususî vaziveti mahfuz o'mak üzere hissedarlarm hukukunun ayn^.dere cede temin olunması şartile tasfiyesi Heyeti Vekilece kararlaştırdmıstır. M. Venizelos seyahate çıkacak Atina 21 (Hususî) M. Venizelos ternmuz içinde yapılacak Belediye intihabatından sonra Fransa ve Ingiltereye gidecektir. Uşakta kar yağdı Uşak 21 (A.A.) Bir hafta danberi Uşak ve havalisine sürekli yağmur düşnıektedk, dağlara kar yağmıştır. Uşakta bir kış soğuğu duyulmaktadır. Çiftçiler yağıştan çok memnundur. Bu sene pancar ve tü tün hasılâtının çok bereketli olacağı tahmin ediliyor. İRTİHAL Sabık Evkaf Müdiri Utnumisi ve Surayı Devlet azasmdan Abdurahman Niyazi Bey müptelâ olduğu hastalıktan şifayap olamıyarak vefat etmiştir. Cenazesi bugünkü pazarteai günü saat 2 de Saraçhanebaşında Horhor caddesinde 149 numaralı hanesinden kaldırılarak Eyüpsultanda ikindi namazı kılın • dıktan sonra oradaki aile kabristanma defnedilecektir. Adananın ilk arpa mahsulfl Mersin 21 (Hususî) Adana nın bu sene mahsulü bir vagon arpa bugün borsada merasimle müzayedeye kondu ve satıldı. Askerî mühendislerin ücreti Ankara 20 Askerî mühendislerle fen memurlanna verilecek ihtisas ücreti hakkmdaki kanun lâyihası Meclis heyeti umumiyesine sevkolunmuştur. inhisarlar Vekili istanbula geliyor ' Ankara 21 (Telefonla) tnhi • sarlar Vekili tstanbula hareket et ti. millî şenliklerine muadil yapılacağmı söylemiştir. şenlikler Bursada açılocak sergi ve izmirliler Şikago sergisi açıldı I tzmir 21 (Hususî) Bursada açılacak yerli tnallar sergsine tzmirden büyük br tüccar grupunun gitmesi için teşebbüsata girisilmiştir. Şikago 21 (A.A.) «Terakki asrı» denilen sergi açılmıştır. Sergi de 75,000,000 dolar kiymetinde 500 şaheser vardır. Bunlar memleket dahilindeki veya hariçteki 31 müze den getirümiştir. Almanya möstemleke istiyor! Hitlere muarız olan herşey, mahvolmağa mahkumdur. Talebe, bir karar sureti kabul etmişlerdir. Bu karar suretinde Al manya ile Avusturyanın birleşmesi meselesinin dahilî bir iş olduğu ve hiçbir ecnebî devleti buna müdahale etmesine müsamaha olunamıyacağı beyan edilmektedîr. Yunan Basvekili Londraya gidtyor Atina 21 (Hususî) Başvekil M. Çaldaris ile Hariciye Nazırı gelecek hafta içinde Londra iktısat konferansma gideceklerdir. Başvekil ve Hariciye Nazırı bu fırsattan bilistifade Yunanistanın haricî borçlan meselesi için hâmillerle görüseceklerdir. Ne yapacaktım, nereye gidecek • tim? Nefes bile bana hep ağır geliyor du. Buralarda ne dolaşıyordum? Hetnen yakalanacakmışım gibi dört tarafıma da bir düziye başımı çeviriyor, bazan kendi ayak sesimi başkasına ait sanarak arkamda biri varmış gibi sıçrıyordum. Yakalanmaktan sade ceza görmek için korkmuyordum. Fakat bana babamın evindeki müthiş faciayı anlatacaklar, unutmak için müthiş bir gayret sarfettiğitn hatiraları uyandıracaklar, en küçük teferrüat hakkmda izahat vermemi istiyerek bana cinayetimi tekrar yasatacaklar diye korkuyordum. Hoş, bunlan unutabiliyor mıydım? Sabahatin odasındaki sahne ler her an başımın içinde idi. Ustüne bir saniye bile perde kapanmıyan bu haileyi her an seyrediyordum. Buna daha ne kâbuslar karışıyordu: Babama olan aşkım ve merhametim kalbkni çatlatacak kadar şisiriyordu tçimde meraklar da vardı: Ne oldu» lar? Hasibe faciayı nasıl anladı? Ha Hindistandan çı'narılan altıniar Bombay 21 (A.A.) Ranchi va puru Londra, Marsilya ve Amsterdan için 6.580,000 rupya iaymetmde altın yüklemiştir. President Van Buren, Marsilya için 5,951,000 rupyayı hâmil olduğu halde hareket etmiş ve Farantina da Lrverpol için 2,380,000 rupy yükliyerek geçen salı günü kalkmıştır. ber etrafa nasıl yayıldı? Polis ne yapıyor, beni nerede ve nasıl arıyor? Felâketi Hicran duydu mu? Kevser Hanım ve kızı ne diyorlar, ne hal » dedirler? Aklıma avukat ta geliyordu. Cumartesi günü akşamı Hicranın evine geleceğini, belki yeni bir fa cia yapacağını düşünüyordum. Ar tık başımın içindeki dünya hep ö lümlerle, haykırışlarla dolu idi. Her yerde bir cinayet işlendiğini, her köşede bir ölüm hazırlığı olduğunu vehmedecek hale gelmiştim. Bazan kenditnden kaçmak için koşuyordum. Meydanda böyle bir iki dafa koştum ve durdum. Bazan yıkılacak derecede yoruluyordum. Bir defasında, tren yoluna bakan duvarın kenarına çöktüm, başımı elleri min içine aldım ve bağıra bağıra ağladım. Sesimin duyulmasından korkmıyacak derecede içimde hay kırmak ihtiyacı vardı. Yapacağım şeyi o kadar bilmiyordum ve o kadar şaşırmıştım ki bir beygir ölüsü gibi yere serilmek, kendimi bırakmak is Bv'in 21 (A.A.) Ziraat sergi sinin küşadmda M. Hugenberg, ziraat mahsulleri ithalâtmm kontenjantmana tâbi tutubnasmı ve Alman iktısadiyatmı ıslah için derpiş edilmekte olan tedbirleri muhik göstermeğe çalışmıştır. Eski müstemlekât müderrislerirrden M. Schnee, kendi istihsalâtını ikmal için hattıüstüva mıntakasile cenubundaki menatıktan bir takım mahsuller ithal etmek mecburiyetinde olduğundan dolayı Almanyanın müstemlekelere ihtiyacı olduğunu bu serginm göstermekte bulunduğunu beyan etmiştir. tediğim de oluyordu. Gelsmler, ayaklanmdan tutarak beni sürükie sinler, ister hapse, ister darağacına götürsünler, umurumda değildi, hiç tek şu müthiş azaptan, benliğimi ve hatıralanım taşımak azabından kurtulayım. Bazan da kendimi toplı yarak yeni bir yaşama gayreti tophyarak yeni bir yaşama gayreti ve hızı içinde, meçhullere doğru alabildiğine ilerleyip koşmak, hiç bir şey düşünmeden bir ot gibi hür ve rahat yaşamak istiyordum. Meydanm köşesinden bir otomo bil görünmüş, ortadaki evlerden birinin önünde durmustu. Müsterisini oraya bıraktı. tçimde gayriihtiyarî otomobile doğru kosmak ve ona atlıyarak büyük bir süratle nereye olursa olsun kaçmak isteği doğdu. Ayağa kalktım. Otomobil benim tarafıma doğru geliyordu. Duvarın önünden meydamn ortasına doğru ilerledim ve elhnle şoföre işaret yaptım. Cumhuriyet Abone, şeraiti* Senelik Altı avhk Üç aylık Bir aylık Nüshası 5 Kuruştur 1^^. iç n " îçîn 1400 Kr. 750 400 150 2700 Kr. 1450 800 Yoktur Mİlli tefrikamız : 67 Yazan: SERVER BED1 Hep Senin İçin! Hava kararıncıya kadar orada kaldım. Ermenilerin bitip tükenme bilmiyen sorgulanndan kurtulmak için başımı tekrar yastığa koydum ve uyuyormuş gibi yaparak gözle • rimi kapadım. Fakat şuur uyannıkken gözleri kapamak, dışarının ru humu oyahyan renklerinden ve şe killerinden ayrılmak, çıldırtıcı ve baş döndürücü hatıraların içinde kalmak ne dehşetli şey! O gün, bil hassa akşama iki üç saat kala, ge • çirdiğim buhranı tarif etmeme imkân yoktur. ölüm bunun yanında ne kolay iş! Korku ve azap için de, yabancılara belli etmemeğe çalışarak, için için kıvranıp dururken însanların ölümden korkup kaçmalanna şaşıyordum. Sağken neler çekiyoruz, neler ki en feci, en utıraph ölütnün zahmeti bunun yanmda hiç kalrr. Karanlık basinca yataktan kalk • hm. Yatarken ceketimi bile çıkaramamıştım. Kunduralanmi giydim ve kulübe sahiplerine teşekkür ederek biraz da kendilerine ikramda bulunmak istedim. Zavallılar! Bu teklifi öyle nazik bir ısrarla reddettiler ki utanmaktan bile kurtuldum. Erkekler beni köprü altına kadar teşyi ettiler. Hepsi, uzvî olmasını bin kere tercih ettiğtm derditni vücudümde sanarak bana sağlık dilemişlerdi. Köprünün altını ve dar bir yolu geçtikten sonra, iki büyük elektrik bombasmın bile aydmlatamadığı karanlık bir meydana çıktım. Buralannı iyioe bflmezdim. Rasgele yürümeğe basladun. Otomobil önüme geldi ve durdu. Şoför pencereden başıni uzatti ve beni dikkatle süzdükten sonra itimatsızlığinı açıkça kusan bir sesle: Nereye? diye sordu. Mümkün olduğu kadar uzak bir yer olması için: Büyükdereye! dedhn. Bu cevabım onun itimatsızlığını büsbütün arttınnıştı. Kapıyı açtı, yere atladı ve beni yakmdan dikkatle süzerek: Affedersin, ağabey... dedi, kusura bakma ama... Boğuk bir sesle: Ne var? dedim. Senin halin bana tuhaf görün dü. Neden7 Tekrar yerine geçlp oturdu. Hemen elimi pantolonumun cebine at tim ve brr avuç para çıkararak: Merak etme! dedim. O zaman, tereddüt etmeden, kapıyı açtı» (Mabadi var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: