19 Mayıs Borçlar itilâfnamesi Mecliste ^Cumhnrivet Saracoğlu Şükrü B.geldi, itilâfnameyi izah ediyor Şükrü Beyin istikraz meselesi ve Osmanlı Bankası müzakereleri hakkında beyanatı (Birinci sahifeden malıaiti zakereler bitmiş, bütün ihtilâflı noktalar hallolunmuş, yahuz bir tek nokta kalmıştır. Bu müzakerelerin vardığı nericeyi, ihtilâflı nokta ile beraber hükumete arzedeceğim. yeni ıtilâfnameye iltihak kuponu olarak tevzi edileceğine göre, bir milyon altın iira tamamile bize ait işlere tahsis edilmiş demektir. Eğer bu işlerm bizzat tarafımızdan yapüacak tediyatla rfasına mukavele ile karar verHmiş olsaydı, borcumuz sekiz buçuk milyon değil, yedi buçuk milyon liraya inmiş olacaktı ki hakikatte filen bu net'ceve vanvor. Yeni itilâfnamenin itfa cetveli eskiden mevcut doksan bir senelik müddet yerine 50 sene esasıni kabul etmiştir. Eski itfa cetvelinin 91 senesi içm olduğu gibi, yeni itfa cetvelinin elli senelik müddeti de itfalarm başabas yapılması esası üzerinden hesap edilmiş oIup her iki takdirde de müddetin, vaki olacak mubayaa'arın ucuzluğu nisbe • tinde, kısalması tabüdir. Loyt Corç Eski İngiliz Başvekili Almanyayı müdafaa ediyor Londra 18 (A.A.) Eski tngiliz Başvekili M. Loyt Corç Almanyanın vaziyeti hakkında söylediği bir nutukta Versay muahedesinin kusurlu olduğunu, silâhları azaltma hu susundk bir takım haksız madde ve şertları havi bulunduğunu ehipı miyetle kaydetmiştir. M. Loyt Corç bu nutukta demis • tir k": «Fransa, Lehistan, Çekoslovakya v« Yugoslavya Almanyanın müda faa tertrbatını bir yığın kül haline getireMlecek binlerce ve binlerce topa malik oldukları halde, Almanya silâhlarından tamamile tecrit edilmiş bir vaziyette bulunuyor. İşte bunun icindir ki Milletler cemi • yetinde Almanyadan bahsetiğimiz zaman adalet prensiplerinin umu • mî surette tatbikında ısrar göster meliyız.» Mecliste dün Nafla ve İktısat Vekâleti bütçeleri müzakere edildi (Birinci sahifeden mdbait) bilir. Bu mektebe sırf eskiliğinden dolayı bağlanarak bukadar para sarfetmek doğru değildir. Bu mu taleattan Tıbbiye ve Harbiyeyi istisna ederim. Herhalde Mühendis mektebimi zin ilmî seviyesi Avrupadaki emsaIinden aşağıdır. Bu da tabüdir. Çünkü o derecede bir mektep yapmağa bugünkü malî kudretkniz müsait değildir. Sırrı Bey bundan sonra Nafıa bütçesinin heyeti umumiyesi hak • kmda mutalea serd*ine geçti. Geçen sene Nafıaya verîlen para ilene yapıldığını sorarak: «Bütçelerin müzakeresinden evvel Vekiller izahat vererek bir senelik icraatlarını burada anlatma • lıdırlar. Bunun içindir ki verdiğimiz para ile birşey yapılmamıstır demiş olsak haklıyız. Fakat ben böyle demiyorum.» dedi. Hatip bunu müteakıp Divrik ve Mudullu yolunun şehrin feyezam ile geçilmez bir hale geldiğini, yaş sebze rhracatmm teşvflci içm tenzilâtlı tarife tatbikı icap ettiğini, Edirne tsanbul yolunun biran evvel tamirinin iyi olacağını, Tebriz TrabzonErzurum yolunun inşasına geçen sene işaret ettiğini, bu yolun ya pilmadığmı, tranhların, şimalde Baruma, cenupta Iskenderuna te veccuh ederek îhracat yaptıklarını, halbnki bugiin Mardme kadar olan simendiferden bilistiafde lran hu duduna dayanan bir şöse yapıldığı takdirde tran transitinin İskende rondan Mersme celbedilebileceğini söyledi. Hatta Heride Türk demir • yollarım tran demiryolarma bağlı • yarak Anadoluyu Orta Asyanm mahreci haline koymanın mümkün olduğunu sözlerine ilâve ederek dedi ki: tır. Birini diğerine tercih etmek imkânı yoktur. Baslanmış ve tatbik edilmekte olan bir programımız vardır. Mudullu suyu gibi birçok sularımız bataklıklar yapıyor. Seyhan, Kızılırmak, Çarşamba böyledirler. Bu hususta yeni teşebbüs ettiği • miz bir işte Küçükmenderes havzasının ıslahıdır. Yollarımız içm bütçede 200,000 lira gibi mütevazı bir rakam vardır. Buna hususî idarelerden aldığımız % 15 i ilâve ederek bir kısun yolları yapıyoruz. Bu hususta birinci mevzuumuz Kütahya, Bahkesir, Balı kesir Çanakkale yoludur. 10 kilometroluk bh* kısmmm silindirajı kalmiştir. Pek yakmda bitec«ktrr. tkmd mevzuumuz Hopa Burçka yo ludur. Bu da mühim bir yoldur. Uçüncü mevzuumuz Sım Beyin bahis buyurduklan erzurum Tebriz transit yoludur. Bu yola 3 milyon liraya yakın para sarfettik. tnşaat 934 senesine kadar devam edecektir. Bu suretle tran transitini eskisi gibi Trabzona celbedebileceğimizi ümit ediyoruz. Sırn Bey tranla demiryoln muvasalasını temin ederek Anadoluyu Orta Asyanm mahreci haline koy mak istiyecek kadar ileri gittiler. Bu bir ideal olabilir. Fakat demiryol programımızi huzuru âlinizde tekrar etmek lâzım gelirse böyle uzak ideallerden ziyade memleketin içinde, memleketin vahdetini temîne matuf bir siyast takip olunduğunu soylemek lâzım gelir. Hüsnü Bey (İzmir) geçen gün Âli İktısat Meclisi hakkında söyled'ri sözlerin bu meclisten daha ziyade i» tifadeye matuf olduğunu ithalât kredisinin avdeti içm tedbir alm ması, kontenjan hayat pahalılığını arttırdığından bunun önüne geçil mesi.bu hususta vekâlette mütehassıs bir heyet çahştırılması lâzım geldiğini, ÂH İktısat Meclismin bu tnah satla vekftletle teşriki mesai eylemesinde ısrar ettiğini söyledi. Kahve, çay ve şekerm bir elden idaresi işinin bir çok hukuku müktesebeyi ihlâl etmekle beraber bu emtianın fiatlannı da zaman zaman yükselttiSğini iddia etti. Bu noktaiarda vekil beyle az çok mutabık bulunduğunu, mutabık olmadığı noktanın ithalât taeirlerinin birleşmesi meselesi olduğunu, tacir> Ierfn brrleşmelerİBİn daha ziyade fayda vereceğini anlattı ve cşekert takas usulfine tftbi totmamaktadır» dedi. Bu meseleden borçlar nveselesine geçerek borçlar meselesinde söylendiği gibi tek cepheli mdtaleada bulunmadığını bildirdi. « Bütün dünya bunlann vazi • yetini ıslah için vaziyet almıştır. Amerika 15 milyon dolar vererek borçlulann vazJyerlerini tehvine ça< lışmıştır. Bulgaristanda borcunun yüzde 70 ni ödiyenlerfn tamamını ödemiş addolunacaklarına dair kanun çıkanlmıştır . Bütçe encümeni reisi Hasan Fehmi Bey (Gümüsane) şekerin bir elden idaresi halinde fiatının yükselmiyeceği hakkında kendisinin de temtnat verdiğmi söyliyen Hüsnü Bey (tzmir) e cevap vererek böyle bir şey söylemediğini, bununla beraber kendisinin de o kamma, taraftar olduğunu bildirdi. Gene Hasan Beyin bakaya ver • giler hakkmdaki mütaleasma mu • kmbele etti. Müteakıben tktısat Vekili Celâl Bey söz aldı. Yollar Î8Ükraz meeslesinin aslı yoktur istikraz meseîesinin ne olduğunu soruyorsunuz. Hükumetle bir Fransız grupu arasında bir istikraz aktedihnek üzere olduğuna dair gazetelerde bazı neşriyat gördüm. Hangi membadan ne suretle istihsal edilmiş olduğu bence malum olrruyan bu haberler hakkında yegâne diyebileceğim şey, bunlan sadece gazetelerde okumuş olmaklığımdan ibarettîr. Borçlar itilâfını izah Borçlar meseîesinin müzakere leri hakkında, Ankaraya gelip gittikçe miiteaddit defalar beyanatta bulunmuştum. Şimdi gene bevanatta bulunmaktansa, imzalanan itilâfnamenin esaslı hatlannı, eski mukavelename ahkâmile muvazi ve mukayeseîi olarak izah etmeği H»ha faydalı müiâhaza ediyorum. İtilâfnamenin müzakeresi uzun sürmüş, ve tanzimi birçok çetin müşküllerin iktihamı oabasına kabil olmustur. Bıma mukabil, iti'âfname memleketin iktısadî ve malî kabiliyeti nazan itibara almarak ve bu kabilivete uygun olarak viicude getirilmiş bulunmaktadır. Elde edilen muvaffakiyetin sım, biikumetten aldığım talimatm harfi harfine tatbikına riayet etmiş olmaklığımdan ibarettir. Yeni çıkarılacak tahviller Yeni itilâfname mucibince eski Osmanlı borçlan tahvilleri ortadan kaldınlacak, yen'ne hâmillere, diğer borçlu dsvlet'srin borç'anm gösteen birer senetle, Türkive cumhuriyetinm borçlannı gösteren 500 er franlık yeni tahviller verüecektir. Bu yeni tahvillerin itibarî resülmali 960.000.000 frank. vahut bugünkü kıvmetle, sekiz buçuk milyon altm Türk lirasidır. Yeni tahviller senede yüzde yedi buçuk faiz getireceklerdir. Biliyorum ki vatandaşlanm arasında bu faiz haddmi ağır bulacaklarm adedi çoktur. tşte bunun içindir ki isin içyüzünü kendilerine izah etmek isterim. Hâmillerin mümessilleri yüzde altı faizden yukan çıkmak istemedikleri halde, biz de yüzde dokuz faizden aşağı inmek istemiyorduk. Cünkü, anlaşma yolumuzda evvelâ Türkivenin verebi leceği senelik taksiti tesbit ettik. Bundan sonra bu taksrtin faiz ve resömalini bulmağa çalıştık. Nihayet yüzde yedi bucuk faizde uyuştuk. Şayet yüzde yedi buçuk faiz yerine bilfarz yüzde 3,75 faiz kabul etmiş olsaydık. borcun anasi derhal kendiliğinden 17 milyon altm liraya çıkmış bulunacaktı. Gerei bu vaziyette bfle yıl taksiti gene 700.000 lira olarak kalacaktı. Fkata ileride memeleketimizin ibtuadî vaziyetinin iyileşme shtden, itibanmn gânden girne artmasından ve meselâ yüzde 3 veya 4 veya 5 faizle para bulmak imkânlan elde etmesmden doğacak istifadeler münhasıran tahvil hâmillerine teveccüh edecekti. Halbuki kilâfnamenin tatbikmın ommcu senesfnden kibaren konversiyon (TahviK düyun) hakktrmzı sarahaten mahfuz bulundurduğumuza nazaran, faizin yüzde yedi buçuk olarak tesbiti neticesinde, yukanda mevzuu bahset • tiğimi ihtinvdlerden doğacak «trfadeleri tamamen hazrneye inhisar ettirmis oluyoruz. Şayet ileride Törkiye meselâ 3,75 faizle para tedarik edecek kadar kredsmi sağlamlaştınrsa, sadece konversiyon muamelesi yapmak ve yuzde yedi buçuk faizli tahvilleri yüzde 3,75 faizli yeni tahvitterle değiştirilmek suretile borç taksitini, konversiyon tarihmden itibaren yanymnya ttöşürmek imkânmı elde tutnraş ohıyoroz. Huiâsa, isttikbalde daha ucuz faizle para bulmak imkânmı maddeten ele geçfrdîğîmiz gimden itibaren borç taksitlerimirde de, bir konversiyon ametiyesile bu ucozluk nisbetinde tenzflât yapmağı simdiden temm etmiş bafanrayoruz. Halbuki faiz yüzde yedi buçuktan aşagı tutuhnuş okaydı bu tenzilat imkânı ele geçirilemiyeeek bir varfyete girmis olacaktı. ismail Habip Beyin konferansı Dün saat 18 de İstanbul Halkevi konferans salonunda kıymetli edebiyatçılarımızdan tsmail Habip Bey tarafından «Ha!k edebiyatmın kıymeti» mevzırlu bir konferans veril miş, hatibin çok sayanı dikkat ve istifadeli olan sözleri alâka île dinlenmis ve alkislanmıstır. kat, hâmaüerin alacaklan meblâğlar fllî tediye akçesi Hibarile kat'iyyen artacak değidir. Aradaki fark hükumet lehine bir tahsis eiheti bulunacaktır. Vaziyeti bir misalle izah edelim: Tediye akçesinm Fransız frangı olduğu farzedilirse, hükumet tarafından hâmillere borç servisi içm 660.000 altm Türk lirasmın mukabiK olarak takriben 74.000.000 Fransız frangı ödenecektir. Şayet günün birinde Fransız frangı kıymetmi kaybeder de 660.000 altın Türk lirasile 74.000.000 frank yerine bilfarz 100.000.000 frank tedarik etmek hnkânı hasıl olursa bu miktann yalnız 74.000.000 u faiz ve normal kfa karşıhğı olarak hâmillere tevzi edilecek, geriye kalan 26.000.000 frank ise fevkalâde itfaya tahsis olımacaktır. Bu suretle borç yekummunım süratle azalması gibi hayırh bir netke temin edQecektir. Tediye akeelerinden yalnız birisinin kıymeti düsm'işse, bu istifade muvakkat olacak, her ikisi birden düştüğü tak • dirde daiml î»tffade yolu kendiEğhıden açilmış bulunaciktır. Buna mukabil, Fransız frangmın yahut diğer tediye akçesinin, veya avni zamanda her ikisinm kıymeti filen yükseKr, yahut kanunen yökseltiltrse, hâmiller ba kıymet tezayüdflnden istifade edemiyecekleri gibi taksitte de o ntsbette tenzilât yapmak lâzım gelecektir. Tediye akçelerinde bu suretle vukubulabflecek muhtelif istikametteki ihtizaziardan mütevellit istifadeJerimfz flîlâfnamenm müteaddit maddelerinde sarahatie tesbit edihniştir. Faiz çok mudıır? Meyva ve sebze ihracatı Borcumuz nekadardı, nekadir oldu? Bfliyörsunuz ki Osmanlı tmparatorI?u varislerine ceman 161 müvon liralık bir borç bırakmıştı. Bundan Türkive cumhuriyetine isabet eden miktar, Fenerler avanslanndan doğan borç hariç olmak üzere 107 bucuk milyon lira idi. Eğer bize isabet eden bu borcu Mu harrem karamamesi ve ilk mukavele • nameler ahkârhı dahilrnde ödemek iktıza eyleseydi, cumhuriyet hiikumetinin her sene. yalnız faiz ve itfa karşilığı olarak 5.300.000 alhn liralık bir taksit vermesi, ve buna aynca bir de borçlar meclisi, banka ve sair servis masraflannı îlâve eylemesî lâzım gelecek, ve otuzuncu seneden kibaren hissoltma cak derecede azalacak olan taksiti tam 91 sene müddetle ödemesi icap edeeekti. Hâmillerle aktedilen 1928 mukavelenamesi borcumuzun anasmdan hiçbir tenzilât yapmamjs, sadece az çok uzun, sürekli tenzilâtlı tediye devreleri kabulile iktifa eylemişti. Bu 107 büçuk milyon liralık borcun yıl taksitleri, flk iki sene için 1.600.000, bunu taldp eden beş sene için 2.000.000, bunu takip eden altı sene içm 2.380.000, bunu takip eden beş sene için 2.780.000, ve borcun <tamamile ödenmesine kadar, bunu takip eden seneler içm de 3.400.000 altm Türk Krası olarak tesbit edilmişti. Bu defa Pariste hâmillerin mümes • tillerile imzalamış bulımduğum yeni itilâfname mucibince borcumuz, Fe nerler avanslarından mütevellit borçlar da dahil olmak üzere, 8 bucuk milyon altın Türk lirasma, yıl taksitlerimiz de, ileride hiç artmajnak şartüe, ve her nevi masraflar da dahil olmak üzere 700.000 altm liraya düşmöş bulunu • yor. Fakat, iş bulunla da bftmiyor. İtilâfnamenin tesbit ettiği bu rakamm tarafımızdan tam olarak tediyesine ancak altı senelik bir intikal devresinin hitamından sonra başlanılacaktır. İtilâfna • meye nazaran bu devre esnasında hazine ilk yıl için 560.000, ikmci yıl için 585.000, ücüncü yıl için 610.000, dördiincii yıl için 635.000, besinci yıl için 660.000, altıncı yıl için de 685.000 altm lira ödemekle iktifa edecektir. Bu altı sene zarfında filen ödenecek mik tarlaria, tam yıl taksiti olan 700.000 lira arasmdaki fark yekununu teşkil eden 465.000 altm lira borçlar mecKsinin elinde bulunup hesabımıza iadesi kabul olunan paralardan eklenecektir. Bundan maada, yeni tahvillerin tab'ı eski tahvi'lerin yenilerle değiştirilmesi, banka, nakil, sigorta ve sair ücret ve masraflan da gene bu hazineye iadesi kabul olunan paranm fazlasîie ödenecektir. Yahuz bu son masraflann yekunu bir milyon kâğıt Türk lirasını geçmektedir. Bütün bunlardan maada bir de içinde bulunduğumuz senenin 400.000 altın Türk liralık taksîtinin de hazineye bırakılması hususunda iki taraf mutabık kalmışlardır. Akı senelik tenzilâtlı taksitlerimizi tamamlıyan, tarafımızdan yapılması lâzım gelen ve eski tahvillerin yenilerle değiştirilmesi masrafile diğer bütün masraflan gören, nihayet içinde bulunduğumuz senenin taksiti olup bize bırakılması takarrur eden meblâğlarm yekunu bir bucuk milyon akm liraya yaklaşmaktadır. Bunun yalnız yanm mîlyona yakm bir miktan hâmiUere, Müruru zaman mühletleri Yıl taksiti hangi paralarla ödenecek? 1928 mukavelenamesinde mevcut muhtelif müruru zaman mühletleri şn soretle tayin edilmiş bulunuyordu: KuponJar içfaı 6 sene, istikraz tahvilleri içtn 15 sene, Ikramrydi Rumeli Demrr • yoflan tahvilleri için de 30 sene. Yeni itilâfname, memieketrmizin mevzuatuıa uygun olarak, bizde mevcut müruru zaman mühletlerini kabul etmiş ve böylece kuponlar içân 5, ve alelumum tahviller için de 10 sene müddet tesbit olunmuftnr. Şn halde beş sene içinde tediye maksadile bankalara ibraz edilmi yen kuponktrla, 10 sene zarfmd$ kezalik tediyeye ibraz olunmıyan tahvillerin tekabül ettikleri meblâğlar hüku mete iade olunaeakttr. Seruİ8 masrafları Bu isHtı aktiKİa toplanan masraflar şunlardır: Tediye ve mürurn zaman ilânlarînm, ve başabaş iristfltleri zaman, kur'da çıkan tahvillerin listelermm tabı masraflan, ba ilân ve listelerfn nesir masraflan, kur'a masraflan, damga ve znnba aJeÜcri raasraflan, tahviBerin mubayaasına müteallik simsariye ve borsa ver • güerile sair masraflar, tediye edHen knponlarra ve itfa edilen tahvillerm nakil ve sigorta masraflan. 1928 mukavelenamesi, bu suretle yapüacak masraf miktannı rakamsız bırakımştı. Bu yüzden senelik masraf miktan 24,000 altm hVayı bulmuştu. Halbuki ymi ftilâfnanne, yeni tahvillerin basdması, ve eski tahviller ile de • ğiştirflmesi gibi muamelelerin istilzam edeceği masraflan nazarı Hibara alarak, senelik servis masraflan miktannı, ilk dört aene içm yalnız 10,550 lira olarak tesbit etmiş, ancak besinci seneden itibaren bu 10,550 atan liradan 3,000 inin her sene hükumete iade olunacağını aynca tasrih eylemistir.» [Saracoğlu Şükrü Beyin borçlar itilâfı hakkında verdlği Izahatın mütebaki kısmını yannkl nüshamızda dercedecegiz.J İtiâfname mucibince hükumethniz eski Osmanlı borçlanndan Türkiyeye intikal eden hissenin servisi için her sene 660.000, bunun masraflan için de 40.000 ki ceman 700.000 altın Türk liralık bir taksit ödemeği taahhüt et • miştir. Ancak hâmillere ödenecek olan akçe kat'iyyen altın olmayıp bu altın rmktannca tedarik edileceJc olan bilfül tediye akçesidir. Filhakika, yeni borcun iki çeşit tediye akçesi vardır. Bunlardan biri Fransız frangı, diğeri de borçlar meclismin lüzumuna hükmettiği zaman seçeceği diğer bir tek akçedir. Hakikatte bu ikilik, diğer istikraz • larda olduğu gibi, hâmillerin arzu ve ihtiyarına bırakılan, ve borca ayni zamanda birlikte tatbikı kabil olan iki çeşit tediye akçesi mahiyetinde obnaktan çok uzakhr. Çünkn, hâmillerin herhangi bir vadede bu akçelerin herhangi birisile alacaklannı tahsil etmeleri mevzuu bahis değildir. Hâmiller alacaklannı, sadece o vade için, vadenin hululünden evvel meclis tarafından tayin edilmiş olan akçe ile tahsil edebileceklerdir. Hükumetin vereceği taksitle, hâmillerin alacaklan tediye akçelerinin cmslerinde mevcut farkın tatbikatta netice ve faydalan şunlardır: Her iki tediye akçesi kıymetlerini kaybetmiş olsalar dahi, hükumet gene hâmillere 700.000 altın Türk liralık taksiti odemege devam edecektir. Fa itilâfname Mecliste Ankara 18 (Telefonla) Pariste imzalanan borçlar itilâfnamesi tasdik olunmak üzere Meclise gönderilmjftir. Meyva ve sebze meselesi ile alâkadar olduk. Geçen sene şark şimendiferleri ile Avrupaya iki vagon taze üzifan gönderdik. Fakat muvaffak olunamadı. Çünkü bunun için hususî tertibatı haiz vagon lâzım • Orta Acyanın Avrupaya bakan dır. kapıeındayız. Fakat bundan lâyıkile istifade etrniyoruz. Şark şimendiferleri idaresi hattm kısa olmasından dolayı böyle hu • Nafıa Vekili cevap veriyor susî tertibatı haiz vagonlar işlete • Nafıa Vekili Hilmi Bey Miimiyeceğmi bildhdi. Biz bu işle Devhendis mektefci büıtçesrnin müzakeIet demiryollannı alâkadar ederek resmde mektep talebesinin bizde ve bu idareyi Avrupa demiryollan idaAvrupada kaça mal olduğu hakkınreleri ile temasa geçirip Adanadan, da Sırn Beye verdiğim cevap kendiDörtyoldan, Mersinden alacağımız lerfni bekletmemek arzusundan mümahsulâtımızı hususî vagonlar datevellitti. Bugün tetkikata müstenihilinde feribot vasıtasile Sirkeciy« den arzedeceğim malumat evvelki geçirerek Avrupanm ortalarına, hatmaruzatımı teyit eyliyecektir. De • ta Londraya göndermek imkânım miştim ki bizde talefoenin kaça mal düşünüyoruz. olacaği senelere göre değişir. Çünkü bu rakam mektebe sarfedilen Şimendiferlerimiz pararun mezun adedi ile nisbetine Vekil Bey bundan sonra şimen bağlrdır. Avrupada bir talebenin diferlerden bahsederek dedi ki: kaça mal olduğu da muhtelif mem« Bu şiaml hatbnda Balkısıktan Esleketlere göre değişir. kipazara kadar gidecek olan kısmı Vekil Bey bundan sonra Mühenikmal ederek ferşiyatını yapmış budi« mektebine ait istatistikleri okulunuyoruz. Bu suretle sahilden itidu. Bunlara nazaran son senelerde baren 164 kilometroluk bir kısım Mühendis mektebinde talebe adedi işletilmeğe açılacak vaziyete gel • ziyadeleşmiş ve bir talebeye düşen miştir. masraf azalmıştır. Talebe mektebe Aarda kalan 92 kilometroluk ye341 de 534, 926 da 593, 927 de 381, rin inşaatı için de tsveçlilerle uzun 928 de 375, 929 da 378, 930 da 212 zamandanberi devam eden müza liraya mal olmustur. kereler neticesinde mutabık kaldık Nafıa Vekili Hilmi Bey Bu lisve bu hattm 935 senesi nihayetme te mektep talebecinin her sene artkadar bitirilmesi esasmı tesbit •trik. tığı ve mektebin randmanının da Cenup hattında Firat ile Sefkatli ziyadeleştiğini gösteriyor. Talebe arasında calışılmaktadır. Bundan arttıkçe hükumetin talebe için yapbaşka Sefkatli ile Ergani arasmdaki tığı masraf ta azalmaktadır. 87 kilometroluk üç büyük kısmın ihaVekil Bey bunu müteakıp bu ralesini yaptık. Geri kalan iki kısım da kamlann Türkiyede mühendislik bugünlerde ihale olunacaktır. Bu tahsilinfn Avrupada okutmağa nasuretle hattın 915 senesinde bitmesi zaran çok daha ucuza mal olduğu mümkün olacaktır. nu, meslekî terbiyenin bizde mi AvDahilî istikraza zamimeten ihalerupada mı verilmesi meseîesinin ralerin emsaline nazaran çok daha ukam meselesi olmadığmı, Mühendis cuz yapılması bize tsveçlilerle bu mektebinin bütün memlekette inkihatti 55 milyon dolar sarfederek Dişaf etmiş bir mektep olduğunu, yarbekire getirtmek imkâtnmı vermühendislerimizm en liyakatli vamişti. Binaenaleyh 935 te Diyarbezifeler deruhde etmekte bulundukkire varmak fırsahnı elde etmiş bulannı, bummla iftihar edilebilece lunuyoruz. ğtni söyledi ve dedi ki: Sırn Bey Nafıa bütçesinden Sıvas • Erzurum hattı üzerinde bahsederken geçen seneki masrafhali müzakerede olduğumuzu arzetmiştim. Şimdi bu mesele müsbet bir lann hesabını iatediler. Bütçede idavaziyete girmiştir. Heyeti celilenize rî ma*raflara ayrılan mefruşat, kırbir lâyiha takdim ettik. Kabul buyutasiye ve saire gibi masraflardan rulursa ümit ediyoruz ki meclisi âli 3 milyon tasarrufumuz vardır. İşe tatil yapmadan evvel bu hat için tahsis olunanları tamamen sarfet • taahhüde bağlanmış bulunacağız.» tik. Bundan sonra Nafıa bütçesi kabul Su işleri edilerek tktısat Vekâleti bütçesine Birkaç senedir Nafıa bütçesinde geçildi. su işleri için 1 milyon küsur lira tahîktısat Vekâleti bütçesi sisat vardır. Bu tahsisat evvelce taKürsiye gelen Emin Aslan Bey afahüde raptedilmis olan işlere ait (Denizli) bütçenin heyeti umumiyesi olduğundan yeni işlere girişemiyo • sırasında söylediği sSzIerin Maliye ruz. Vekilince yanlış anlaşıldığını an • Evvelce baslanmış olan işlerden lattı tsmet Paşa hiikumetinin imar biri elyevm inşa edilmekte olan çupolitikasmda hızinı kaybettiğini söy buk barajıdır. 2,700,000 liralık bir lemedi'ğini, bütçenin memleketin iştir. Tahsisat vaziyetine nazaran imar ihtiyacına kâfi gelmediğmi, bu 934 te bitecektir. Bundan başka işlerin istikrazlarla veya imtiyaz Bursada 3 4 milyon Ihalık su ıslavermek suretile bir an evvel yapıl hah işimiz vardır. Devam ediyor. ması lâzım geldiğini söylediğini bilBu iki mühim iş haricinde Tarsusta dirdi. Bunu müteakıp tktısat Vemühim bir bataklık kurutulmuştur. kâleti bütçesine geçerek «ziraat mi, Marmara gölü için 116,000 lira sarsanayi mi?» sualini sordu. Her iki fı ile bir kanal açılmışhr. Memle şubenin atbaşı yürümesine taraftar ketimizin sularınm etütleri şimdiye oldı;ğunu, Ziraat, tktısat, hatta Nakadar yapılmamıştı. Bu etütler ikfıa Vekâletleri arasında sıkı bir teşmal edîlmiştir. Paramız olunca bunriki mesai yapılması icap ettiğini ların tatbikatma geçilecektir. söyledi. Pamuklu dokutna fabrikalaMudullu suyunun ıslahı ile niçin rının da nerelerde yapılacağını sormeşgul olmadiğimızı sordular. Bfidu. tün su havzalarımız ıslaha muhtaç Celâl Beyin beyanatı Celâl Bey Emm Aslan Beyin bir prograra hazırlatunasi hakkmdaki temennisini anlamadığını, kendisine sorulabîlecek sualin mevcut olan, malum olan, fırkanın ve meclisin iktısat programını ne yolda tatbik ettiği suali olamıyacağmı söyledi. Ziraat mi, sanayi mi meseîesinin münakaşastna mahal olmadığım söyliyerek dedi : Ziraatin memlekette büyük bir kıymet olduğuna şüphe yoktur. Bh* hükumet ziraati ihmal etmenin kendi mevcudiyeti için ne kadar felâketli olduğunu takdir etmiyorsa hertürlü idcnandan mahrum oldu ğuna hükmedilmek lâzım gelir. Memleketimizde ziraat esasen mevcuttur. Bunu tekâmül ettirmek lâzımdır. Sanayi siyasethnize gelinc* gene ziraatin terakkisi ile mütenasip ve millî ihtiyaçlarımıza kat'iyyer, cevap verecek bir millî sanayi vücude getirtnek hususunda istical «diyoruz. Çünkü bu hususta çok geç kalmışızdır. Celâl Bey müteakıben ancak mevaddı iptidaiyesi memlekette ye tişen sanayiin himaye edileceğini, bu hususa ait kanunun yakmda mecliste müzakere olunacağmı, dokuma fabrikalarnun yerlerinin Moskovadaki heyetimizin vereceği rapor üzerine kat'î surette tayin edileceğini, anlattı. Sonra Hasan Bey (İzmir) m tenkitlerine cevap vererek kontenjana kendisinin de aleyhtar olduğunu, fa kat zarurî bh müdafaa silâhı ola • rak kullamlan bu usulüa mahzur • lanna da zararlarma da tahammttl etmek lâzım geldiğini, mes'uliyet mevkiine geldiği zaman ilk çahştığı şeyin ticari hayatta Istikrar ol duğunu, kontenjanm bu fljaksatla 6 aylık olarak tesbit edildiğini, fırsat bulunursa listelerin bir senelik olmak üzere ilân edileceğini ve ilk fırsatta kontenjanı tekmeleyip atacağını, şeker takasi ile memleketin satılması imkânı olmayan 10 mil yonluk malmm satışmın temin edildiğini, şeker tüccarlan mınazamr is< bundan şahsan çok müteessh* ol • makla beraber işte vekâletin hatası olmadığım, hatanın kendilerine ait bulunduğunu söyledi. Bu hususta uzun tafsilât verdi. Celâl Bey hususî borçlar meselesine de temas ederek evvelki günkü beyanatını tekrarladıktan sonra zür radan ancak büyük iş yapan ve çiftHğine otomobil ile gitmeğe alışmış olan eski beyzadelerin borçlu ol duklarını, bunlann çiftçi kütlesinin ancak % 10 nunu teşkil ettiklerini, Lutfen sahifeyi çeviriniz \ Çocuk sahifemiz Yazımızın pek fazla olnuısından dolayı maalesef bugün de koyamadık. özür diieriz.