8 Mayis 1933 l Hikâye Fransızlar, garip adamlardır! Feci bir boğusma! İçki ve incesaz Gotenfn musiki hayatı Ankara Gazi Terbiye Enstitüsü san'at ve musiki tarihi muallimi Cevat Mem duh Bey tarafmdan bu isimde kaleme alınan eser Kanaat kütüpanesi tarafmdan bu dâhi Alman şairinin ölümünün yüzüncü senesi münasebetile neşredil miştir. Bu kitap Götenin hayatile beraber «ıun muasın, onunla alâkası bulunan musikişinaslar da tetkik edilmiştir. Bilhassa zamanmın musikişinaslarile teması ve onlar üzerine tesiri bahsi mühimdir. Eser nefis basılmış yirmiden fazla resimle süslüdür. Her münevverin kütüpa nesinde bulunması lâzım faydalı bir kitaptır. • Kiralık çiftlik Çorlu'da «Hacnnuratlı çiftliği» namile maruf vâsi meralan, çayırlan, mebzul suyu, ve her nevi ziraate elverişli tarlalan havi olan bu güzel çiftlik kiralıktır. Müracaat mahalli i Yenipostane karsısmda TSrkiye Ecza deposudur. Pomsçik Kamişef, bir pazar günü mükellef bir sofranm başına oturmuş, ye mek yiyordu. Karşısında sık giyinmiş, itina ile tıraş olmuş bir ibityar vardı. Bu ihrjyarcık Kamişefin çocuklarma mual lim olarak getirttiği Fransızdı. Adı Şaropandt, Mösyo Alfons Şampan, çocuklara a.dabı muaseret, lisan dersleri veriyor, dans Sfretiyordtı. Bunlann haricmde IjelK başh meşgalesi Kamişefin gevezeliklerini diniemek, lâvanta ve kolonya sürünmek, yiyip içio yalmakh. Kami*»f önimdeki jambon oarcas'nı gozlermden yaş getirtecek kadar kalm T« geniş bir bardal tabakasile örttükten sonra: Beni dinle Şampan, Hedi, sizin Fransız hardallan yok mu? tnsan on lardan bir kâse yese bunun kadar tesir etmez. Şampan korka korka kiraz etti: Bazı kimseler Fransız hardahra, raz lan 4a Rus bardalmı severler, efen zan biiyük bir kahramandnr. Şeytan bile Fransızlan tanıyorum derse inanroam. Şampon havlusunu elleri arasmda buruşturarak: Efendim, Fransada düsmanun bile bana bu hakareti yapamaz. Dedi. Arük hersey bitti! Bir facia aktorfi tavrüe yerinden kaDtü. Havlusunu masaya bırektı ve dışan çıkh. * * * Uç saat sonra gene sofra kurulmuf, Kamişef mükellef sofranm basına geç misti. Fakat hiç iştihası yoktu. Lâkırdı söylemek, abuk sabuk konusmak isti yordu ema sofrada yalnızdı. Uşaklar dan birtne seslendi: Baksana bana, nerede Alfons Şampon? Eşvalannı hazirhyor, efendim. Allah taksiratmı affetsin! Ne budala herif! Şampon odasında sandığının. basına çömelmis, hem a^lıyor, hem de lâvanta şiselermi, kıravatlanm, kitaplanm yerleş Fransız hardalmı kim sever, be! tüyordu, Kimse tevroez. Ha; belki yalruz Fran Yolculuk ne tarafa Şampan? sız sever. Fransızlar zaten önlerine ne konorsa verler. Kurbağa, salyangoz... Her Gitmek istiyommuz Syle mi? Aşey... Her şey. Meselâ s'z, s'Z emmim bu lâ! Sizi zorla alıkoyamam, Fakat batınjambondan hos'atrnazsmız. Çünkü Rus ma getmisken söyliyeyim. Pasaport jambonudur. Size Fransız mahsu'üdür suz nasü gideceksiniz! Size evvelce ba dive yağda kızartılmıs cam parçası verber verdim zannederim, ben pasaportuseler onu bile yersiniz. Bilirhn... Bili nuzu kaybettim. Haber vermedim mi? rira Rus tnah rru, fena! Zarar yok; iste haber veriyorum. Pa Ben böyie bir sey soylemedim esaportunuz meydanda yok. Bizde pasafenditn. port meselesi çok çetin bir mesdedir. Rilirân dedik a.. Rırm malı mı, Bes küometre gitmeden yakanıza^yapıfena! Fransrz malı mı, Ki! Size göre snIar. Fransadan güzel, Fransadan iyi mem • leket yoktur. Yahu pel de söyle »cık ko Ben eminim, pasaportsuz oldu qfu*alım. Şu Fransa derten mem'eket neğunuz S ZTI halm:zden anlasılacak. «Sen dir? Ufacik bir toprak parcası. Or**ra kimsin»... «Alfons Şampon»... «Biz bir bizhn polis komiserini gonderin. Bir çok Alfons Şamoonlar biKrîz, gel ba • «X sonra can sıkıntısından patlar, teb kalım» diye yakanua yapısacaklar. d'Imi ;Ver. Avuçi«i kadar mem'eket. Bir ata bin aksama kadar dörtbir tarafım Hem canım ben saka yaptam. Ne dolaf. Fakat gelgelelim Rusyaya... Rusgarip adam, şakadan da anlamıyor! ym memlekettir be! Topraklannm ucu boeağı bııhrnrnaz. Şampan yumusuyordo. Yavaş yavaş Evet efendim. Rusya gerrfs bir sandıgmı yerlestirmekten vaz geçti. Yaşlı gözlermi sildi. Şimdiye kadar arala Mese'â size sröre Franmlardan iyi nnda böjrle vüzlerce hâdise olmustu. rasan yobtar. Malumath, zeki, medenî.. Gene banştılar. Yemek odasma doğra Fransızlar nünevver adamlardır. Adabı yürürlerken Kamişef kendi kendine konntaseret bilirler, amenna! Bir Fransız nufur gibi söyleniyorda: h'w kadmtn ayakta kaldığuu sförünce Ben Fransızlann fenalıklarmdan hemen yermi verir. Sokağa tüMirmez. bahsediyorsam btmdan sana ne! Her feBalıjh bıçakla yemez. F*kat bımiar hep ntlıgından bahsettiüm adam için bana takiittir, yapmseıktır. Fransızlarda bir gücenecek misin? Lâzar tzakiçe bak • sey, bir »oksarlık vardır. Na«ıl anla sana! Sen, Lâzar tzakiçi tamr mısm? Bi1 tavım. Bir yejr^e oVu*™"**»" Sizde fizim tarlalarda çalışan bir rençperdir. Inr lritaolardan almır. B;zde ism ATlah îşte ben bu Lâzar tzakiçe (esek) de vergisidir. Bir Rusu adamskılh. oknt • rim, (nyuz) derim, paltomon eteği 3e stmlar, jizrn profesorlermizin topuna kulagmı totar, çekerim. O gücenk mi? doman attınr. Hem gücenmek ne demek, be! Insan gü tKtimai efendim. cenir mi? Darılma ama siz Fransızlar thtimal fîlân degfl, boviedk, bu! tuhaf adamlarsmız! • Rnsun fikri yaraiıcı fikîrdir. Rı» bulur, ÖMER FEHMl fakat hulnştmdan isKfade etmez. Halhaki siz bir çoctık ovuncağı yaosap.T yaygaramzkı bartm dünvavı allak buTlak edersmtz. Su Framızlardan hoşlanmivo(Btrinct sahifeden mabait) rum, vesseiâm. Siz Jınmaym, hal Ben mindeki bir komünistin Gzerinde saFransızlarm umırmtı icrn sövKvorum. yam dikkat bir mektup bulunmuş Fransız mtfleti üsteiik ahlâksr bir millrttir de. Mcse'â rzdivac meselesmi, afle tur. Bu mektup komünistlik tesebmese'es'*ni ele ala'ım. Fran»ızl»r msamz büslerini Almanyadan idare eden derler, fakat köi>ek gîbi vasarlar. doktor Şefik Hüsnüye hftaben yaziiMuallrm Samoon kendini zaptede • mışhr. Ve Türkyede bu islerle uğrasacak adam bulmanm çok müşkiil miyerek bağirdı: Fransada aite mukaddes bîr ocak leştiği, binaenaleyh hariçte bulunan ve komünist mefkuresini taşıyan tır, efendim. Türklerden burada çahsacak adam Malnm, malum... Bunu hiç mugönderHmesi istenilmekte, vazîyet dafaaya ka'kisayim denv>vîn. tnsan bitaraf olmalı. Bz kabaviz. Zarar yok ka hakkında ümitsizlik izhar olımmakba olalım. F«kat şu Almanlar yok mu? tadır. Gozunii sevdieim Almanlar. Almanlar atzi maglup ettiler, be! Şampon ayağa fıriadı. Kaşlan çahlmıstı. Efendim mademld Fransızlardan Son zamanlarda yiyecek esya çok ubn kadar nefret ediyorsonuz. Beni neye cuzladığı halde bir kısnn ahçı dükkânyanmızd»» tnhryorsunuz ? Iarmda hâlâ fiatlarm Lbtikâr derecesm Senl ne yapayım. de pahalı olduğu ve meselâ perakende Bırakmız gideyim. Mem'eketime kuru fasulyenin okkası on kurusa kadar donerim. satılmasına rapmen bir tabak fasulyenin Fransaya mı ? Ne yapacaksm ora on kurusa verildiği nazan dtkkate alı • narak buna mânf olacak tedbirler itti da? Sen memleketini bu kadar seviyorhazına karar verilmis ve tetkOcata bassun ama bakalun o sera istiyor mu? lanmıştır. Frtnsada Napolyon bazan bfr hain, ba: Böluda bir köylü, ayının Fahrettin Kerim B. «bu elinden zor kurtuldu musiki kalkmalı» diyor Bolu civarmdaki ormanlarda pa{Birinci sahifeden mabait) rip bir vak'a olmuştur: Hıdrışıhlar riritnize şunlan sövlemistir: köyünden Ahmet ve Rıza, ormana « Evvelâ anlamak i»tedif imîz odun kesmeğe gidiyorlar.. Fakat bir nokta meyhanelerdeki incesaz de müddet sonra baska istikametlere nilen musikiyi Rauf Yekta ve ar aynbyorlar. Ahmet bir ağacı keserkadaşlan millî musiki olarak mı kaken karşısına birdenbire kocaman bul ediyorlar? Bizce millî musiki bir ayı çıkıyor. Ahmet yanında bu bu, değildir. lunan av ç'ftesine sarılarak ateş edî~ Büyük san'atkârlarımızın eser yor. Fakat saçmalardan müteessir lerine hürmet ederiz. Konservatu • olmıyan ayı şiddetle üzerine hiicum var hocalarmın klâsik eserlerini, ediyor. balkın içinden doğan millî musikiBiraz otede duran bıçak ve balyi meyhane sazile karıştırmamak tasını yakalamağa vakit bulamıyan lâzrmdır. Bizim şikâyet ettiğimiz ciAhmet selâmeti yanındaki ağaca tu het, asırlardanberi milletin iradesi manmakta bulacağını zannediyor. ni felce uğratan, içki edebiyatım Halbuki ayı da ağaca çıkmağa başpropaganda eden gazeller ve içmelıyor ve biraz sonra adamı bir bacaden çalınmıyan sazlardır. ğından yakabyor. Daima bu saz içtrmaî hayatımızAhmet bu belâlısınUan kurtulmak da içki ile beraber yürümüştür ve için diğer bacağile ayının kafasına milletimizin ruhuna bir gevşeklik siddetli tekmeler bıdiriyor ve bir vermiştir. Halbuki bizim, kuvvetini müddet sonra nasılsa ayıyi aşağiya hayat ve tabiatten alan bir musiki yuvarlamağa muvaffak oluyor. Fave edebiyata ihtiyacnnız vardır. kat yakalanan bacağınm mühim bir «tç bade güzel sev var ise aklü şuurun kısmı da ayının ağzmda kahyor. dünya var rmiş, ya kî yokolmuş ne uCan acısı ve korku ile daha yumurun!.> diye bir edebiyat ve onunla karıya tırmanan Ahmet bu sefer de beraber giden bir saz Türk milletibaska bir belâ ile karşılaşıyor. Me • nin edebiyatı ve millî musikisi o ğerse kendisine hücum eden aymra lamaz. yavruları çıktığı ağacu tepesinde Cemiyetimîz e«asen irşat "esitası değil mi imis?.. Yavrulanna teca ~ arasında edebiyat ve musikiye müvüz edileceğini zanneden ana onun him bir yer ayrrmış ve kendi mar için adamı ağaçta da takip ediyor. şını besteliyerek bu seneki müsa Aşağıya ynvarlandıktan sonra homeresinde soyletmistir. murdanmağa ve tekrar ağaca çıkBiz, san'atkârlarımızın garp ölmağa hazırlanirken ayıyı gören Ahmezlerini ve klâsiklerini bize nak met yavruları aşağıya atmaktan baş letmelerini »tiyoruz. Hakikî millî ka çare buJamamış ve belâlısmın musikinin ne olduğunu san'atkârlahiddetini daha ziyade kabartma " nmız bize göstersinler. dan, tektne, yumruk, yavruları bi • Henüz aralarında bu hususta fi rer birer aşağıya yuvarlamıstır. Yav kir birlesmesi olmadığını görüyo rular düserken acı acı bağnşmış ruz. Bizim hücumumuz yalnız içki larsa da hiç birisi ölmemistir. Fa ile beraber olan incesaza karsıdır kat bunlann sesine iki büyük ayı da ve herhalde kaldınlması lâzımdır. ha gelmiştir. Bu vaziyeti Avrupadaki içenlerle Ana ayı yavrulannı ite kaka de* kryas e«mek doğru değildîr. Çünkü reye doğru sürüklemiş, diğerleri de Avrupada içki itiyadının baska **onu takip etmislerdir. Bir müddet bepleri vardır. Biz de içki sarfiyasonra oralara arkadaşını aramağa tının incesaz tarafmdan himaye ve gelen Rıza feci vaziyeti Sğrenmis ve tesvik gördüğü kanaatindeyiz.» arkadaşını ağaçtan mdirerek Bolu memleket hastanesine götürmüştür. D?S. ŞÜKRÜ Birinci sınıf mütehsssiS (Bâbıali) Ankara caddesi FPÖ Göz Hekimi Çocuğun Cismi ve Ruhu Muallim Sadık Bey tarafmdan yazılan «Çocuğun Cismi ve Ruhut Darül fünun Edebiyat Fakültesince tetkik ve Maarif Vekâleti Millî Talim ve Terbiye heyetinin takdirine mazhar olmuş bir eserdir. Çocuğun kalbine ve bünyesine ait tedbirlerle, ruhunun ve dimağının faaliyet ve inkişafını temin edecek vasıtalar bu kitapta güzel ve açık olarak izah edilmiştir. Ana ve babalarla ço cuk terbiyesi ve tahsili ile uğraşan muallimlerin ve mürebbilerin okumalan icap eden bir eserdir. Arkadaşımız Ahmet Hidayet Beyîn çocuklara mahsus olarak yazdığı «faydalı hikâyeler» serisinden «Mesihe seyahat» ve «Volt suaıt neşrolundu. Meraklı, heyecanh ayni zamanda çocuklann malumatım artıracak surette kaleme alınmıstır. MektepÜler okumahdır. # Yaptıracakların nazarı d.kkatinc Benim fabrikamın bacasmı ya * pan Bo«nak Şükrü kalfayı çağırınız 35 metro yüksekliğindeki fabrika mn bacası sırf kendisinin mahare ' tile yapılmıştır. Memleketitnizd* böyle san'atkâr yetiştiğine iftihar ediyorum. Adresiı Fınn mütehassv a Şükrü Usta Samatyada. Telefon numarası 22183 ararsanız kendisini bulursunuz. Bakırköy Tuğla ve kiremit fabrikasmda Hüseyin Bey. (3004) tstanbul 4 üncü icra memurlu • ğundan: Kasımpaşada Gazl Hasanpaşa mahallesi eski Kışlaboyu caddesi ve Tersane kapısında 47 numaralı ha nede sakin iken elyevm ikametgâ hı meçhul Kâzım Efendi oğlu Yu suf Efendi ye. Yusuf Efendinin Yeşua Bahar veledi MLşon Efendiye 15 nisan 338 tarih ve 1740 muamele numarasile bir sene müddetle borç aldiğınız iki bin liraya mukabil Kasımpaşada Gazi Hasanpaşa mahallesinin eski Kışlaboyu caddesi yeni Tersane kapısmda yeni 47 numaralı gayrimenkul lerdeki doksan altı hisse itibarile on sekiz hissenizi vef aen ferağ edîp vadesi hululünde borcunuzu ver mediğinizden alacakh Yeşua Bahar Efendinin talebi üzerine bugiine kadar maafaiz ve masarif üç bin dört yüz liranm verilmesi hakkında ika« metgâhımza ödeme emri gönderil mif i»e de ikametgâhınızın meçhu * Iiyeti hasebile tebliğ edilmemif olduğundan tarihi ilandan rtibaren yirmi bes gün içinde 933/732 dosya numarasile tstanbul 4 ünctt icra memurluğuna müracaatle borcun tamamma veya bir kısmma veya a « lacaklının takip icrası hakkma itirazmiz varsa bildirmeniz veya t a « rihi ilândan Üibaren kırk gün zarfmda borcunuzu vermeniz aksi takdirde vef aen mefruğ hissenin para; ya çevrileceği ödeme emri teblif makanuna kaim olmak üzere ilâa olunur. (3018) < . tstanbul asliye mahkemesi 6 mct hukuk dairesinden: Fevzi Bey tarafmdan Çapada Defterdar Ahmet Çelebi mahallesinde Lutfipaşa so • > kağında 17 numaralı hanede mukim Lutfiye Hanım aleyhine ikame ey lediği tevdi velâyet ve kat'ı nafaka talebine mütedair vermiş olduğu arzuhal suretinin îkametgâhmızın meo huliyeti hasebile tebliğ eylemediği mahallesi muhtan ile tebliğe me mur mübaşirinin tahşiyesinden anlaşılmıs ve bittalep bir ay müddetla ilânen tebligat icrası takrir eylemiş ve arzuhal aureti ve davetiye varakası mahkeme divanhanesine talik edilmiş olduğundan müddeti mez kure zarfmda itiraz eylemediği ve yevmi tahklkat olarak tayin olunan 12/6/933 pazartesi günü saat 13,30 da tstanbul asliye 6 ıncı hukuk dairesinde bizzat veya biivekâle i*bati vücut edilmediği takdirde tahkikat gıyaben icra edileceği malum ol mak ve tebliğ makamına kaim bu • lunmak üzere ilân olunur. (3032) Hazır mısın Roza?. Diye sordu. Kadın, hep öyle titrek, helmânlı bir sesle: HazHım?. Dedi. Elleri, otomotile bir lahfye içinde yol verebilecek surette ma • kinelerin üzerinde duruyordu. Ayak sesleri biraz daha yaklaş ' ü. öteki, birdenbire: Haydi, Roza!.. Dedi. V . ^ Otomobilin fenerlerinden g9x Simaştırıcı ışıklar fışkırdı. Uzaktan gelen adam birdenbire irkîldi. Caddenin kenarma doğru çe» kilir gibi bir adım attı. Arkasinda geniş bir pardesü vardı. Elleri de cebinde idi. Onun da yakası kalkık, sapkası inik, yüzü görünmüyordo. Uzaktan kim olduğunu tanımak kabil değildî. Fakat kılığı, kıyafeti he» halde bekledikleri adama benz! * yordu ki, otomobilin yanında ayakta duran adam: Ne yaptın?. Diye seslendi. , Gelen adam başını saTTaiftî • iHabadi vffl 1 Fabrıka bacası Faydalı hikâyeler MOIkiye Mülkiye mecmuasmın 3 üncü cildinîn birinci sayısı gayet nefis bir sekilde cıkmıstır. Mecmua Ahmet Haşim Beyin HITSIZ adlı yazısile başlryor. Hilmi Ziya, müderris M. Şekip, Maeh Şükrü. doktor Kilisli Rifat, Sıddık Sami, Abdülhak Kemali, K. Naci, Rıza Halis, Fazıl Hakkı. Menemenüzade Etem, tskender Nafiz, ömer Rıza ve Şemsi Talip Beylerin yazılan vardır. Son derece itinalı ve olgun bîr şe • kilde çıkan bu flim ve meslek mecmuasını tavsiye ederiz. Atina müzakereleri (Birind sahifeden mabait) istatistik teşkilâtı naklediliyor Gümrük istatistik ve tetkik mü • dürlüğü teskilâta 15 mayıstan itibaren Ankarada faaliyete gecmek ü zere nakil islerine başlanu»tır. ls tatistik ve tetkik müdürü Murtafa Nuri Bey cuma günü Ankaraya gi decektir. İstatistik kalemini teşkil eden 20 memur istatistik umum müdürlüğüne raptedilecek, diğer 90 memur tetkik mikfürlüğünde kalacak tır. İstatistik umum müdiirlüğünde, diğer devair istatutik teşkilâtı da toplanacak ve her daire teşkilâtı i çin bârer müdürlük ihdas olunacaktır. Bu suretle istatistik umum mü dürlüğünde 10 müdürlük yapılacaktır. Sen ve ben M. Papana&tasiunun sözleri Atina 7 (Hustısî) Köylü ve amele fırkası reisi M. Paoanastasiu beyanatta bulunarak Türkiyeye karşı M. Veni zelos zamanmda başlıyan ve bugünkü Yunan hükâmeti tarafmdan devam et tirilen Türk Yunan dostiuğu sîyaaetine taraftar oîduğunu soylemistB'. Bonlara ilâveten Balkan konferanslan münasebetile Türk ricalile vaki olan temas lannda Türk Yunan rabıtalannm ktıvvetlendirı'mesi için çalısmağı deruhde ettiğin' soylemiştir. Genç ve inoe ruhlu yazıcılanmizdan Muazze* Tahsln Hanımın birbtrinl çok aeven; fakat aüevl sebepler, vaztfeler mecburiyetlle muebbeden blrlesemlyen iki gendn ıstıraplarmı, elemlerlnl, acılannı tam&men yâsatan, hlasettlren fevkal&de bir eaerdlr. Okunmasını bilhassa tavsiye ederiz. Bn kıymetll romanı, bn defa re simH Ay matbaası mnlemmel bir kitap hallnde satıaa çıkarnuatır. Komünistler Satılık hane Cağaloğlunda kâgir, her katı a partıman tarzında bütün konforu cami 14 odalı hane satılıktır. Divan yolunda doktor Emin Pasa sokağında 20 numaraya müracaat. (3024) ttilâfname çarşamba giinü imzalanacak Atina 7 (Hususî) Yarm (bugün) Hariciye Nazın M. Maksimos Celâl ve Numan Beyleri kabul edecektir. Bu mülâkatta hilAfnamenin îkinci derecede bazı meselelerinin halledileceği ve çarşamba günü de itilâfnamenin imza edileceği kuvvetle söyleniyor. Tarifede tadilât için proje Gümrük tarifesinde, memleketi mizin ihtiyaçlan nazan dikkate a • lınarak lâzım gelen tadilâtı yapmak üzere bir proje hazırlanmaktadır. Bilhassa, tarifede yeri olmaması dblayısile bir çok ihtilâf ve müşkülleri mucip olan yeni bir takım eşya çeşitlerinin tarifeye ithali de güm rük idaresince muvafık görülmüş tür. Tetkikat neticesinde bir kısım resimlerin indirilmesi ve sanayiimi zin himayesini temin edeçek resimlerin daha ziyade arttırılması cihetine gidileceği anlasılıyor. Bu hususta tktısat Vekâleti de bir rapor ihzar etmîştir. Bur^arın hepsi toplanarak tarife tadilâtı ve yeni ilâve edilecek esaslar tesbit oIunacaktır. Zayi çek 7/5/933 tarihli 726/757 numaralı bes yüz liralık tüccardan Nisim Assa tarafmdan Selânik Bankan ts tanbul şubesi üzerine namıma ver diği çeki ciro olmadığı halde kazaen zayi ettim. Hükmü olmadığını ilân eylerim. Ecza taciri Moiz Paralli (3036) yi Salflı Zeki Bey namma almmıs ve içerisinde askerî terhis vesikası v e bir piyango biîeti ve birkaç lira bulunan bir nüfu» cuzdaoı xayi olmuşhır. Bulan nüfus cüzdanile askerî terhis vesikasmı Aynalı çeşme A«Ian sokak 17 nuraaralı eve (Beyoğlu) gönderirse içindeki para ve bilet kendisine hediye edilecektîr Ahşap inşaat memnu Memlekette ahşap ebnrye insasi menedilmiş bilâhare etrafı açıklık olmak üzere tnüsaade edilebileceği bildirilmişti. Belediye de Boğaziçi ve Adalarda bu şerait altında mşaata müsaade diyordu. Dahliye Vekâleti her yerde an şap inşaatı tekrar menetmiş ve keyfiyeti belediye ve vilâyete bildir miştir. Badema Boğaziçinde dahi ahşap inşaata müsaade edilmiyecek *ir. kılrrsa yolda hastalanmış!. Kendi ni hiç bilmiyor!. Beraber yemek yemek için sözleşmiştik. Bu zavallı nra yemek yiyecek, nturup iki Iâ kırdı edecek değil ya, duracak ha • li yok!.. Ne yaptınız!.. Buraya kanapenin üstüne ya • tırdık!. Bana kalırsa öyle geçici bir hastalık ta değil!. Adeta ölüm ha linde... Acaba ne yapsak?. Siz hastayı bir saat kadar o dada alıkoyunuz. Ben şimdilik bu* radan aynlamıyacağım. tşim biter bitmez oraya gelirim. Doktoru getiren şof ör nerede ? Otomobilde bekliyor!. Afflan, kendisini gözden ka çırmayınız. Çok rica ederim, ben gelinciye kadar oradan ayrılmasın. Şoförü bir dakika bile gözden ka çınrsak, bütün işlerimiz altüst o labilir!. Bürhanettin Bey telefonu kaparken kendi kendine: Olmr şey değil!. diye söyleni yordu. Bu herif sahiden ölüm halinde denilecek kadar hastalandı ise işler yarım kalacak, demektir. Yahut ta yeryüzünde ikî tane doktor Beh* Ahçılarda fiat niçin pahallı ? Vali bugiin âvdet ediyor Vali ve Belediye Reisi Muhittin Bey bugiin Ankaradan avdet edecektir. zat var, birisi el alhndan, gizliden gizliye çakşırken öteki hasta hasta şurada burada d'olaşıyor!.. • • * (3015) Macera romam 59 Gizli EİIer Muhittin Haşmet güverteye fır • ladı. Etrafına bakındı. Geminin sandallarından birisi karaya doğru ilerliyordu. Cevat Rıza Beyle arkadaşIannı getiren motorun olduğu yer den bu sandalı görmek kabil değildi. Haşmet: tşte orada!.. Diye bağırdı; çılgm gibi kendisini denize attı. Cevat Rıza Bey bu kargaışalığın ortasında onun bu haline gülmekten kendisini alamıyordu: Gençlik!. Diye söylendi. Birkaç saniye sonra da polis motoru sandala doğru ilerliyordu. 24 21 eylul... Korkulu gön nthayet gelip çat mıştı. ^ Sabahtan akşama kadar şehrin içinde, herkes kendi işinde, kendi gücönde idi. Hiçbir fevkalârfelik yoktu. NakleJen: KEMAl RAGIP Acaba boşuna mı telâş etmişlerdi?. Cevat Rıza Bey ^bahtanberi hiç görünmemişti. Bürhanettin Beyden bir komiserle on tane polis mernuru almış, onlarla beraber bir motöre binip denize açılmışti. Uzerinden saatler geçmiş, hâlâ bir haber çık mamıştı. < > müzesinin etrafı da her zamanki gibi tenha idi. Oralarda bek lesen memurlar üç beş seyyahtan, bir iki kanalizasyon işçisinden baska hiç kimseye rasgelmemişlerdi. Akşamüstü Bürhanettin Beye şu haberi verdiler: Müzenin muhafız kumandanı binbaşı Korkut Bey telefonda si zinle görüsmek istiyor!.. Dediler. Polis müfettişi telefona koştu: Buyurunuz efendim!. Doktor Behzat Bey geld^!.. Fakat getiren spförün anlattığına ba Geoe saat on ... * » müzesine doğru uzanan caddenin bir köşesinde büyük, yepyeni bir otomobil durdu. Fenerlerini söndürdü. Şoför yerinde oturan adamın arkasına meşinden bir ca ket, fcaşma da meşinden bir kas ket giymiş; gözlerine kenarlı göz lük taknuştı. Yüzü görünmüyor du. Ellerind'e eldiven vardı. Fakat bu eller o kadar küçüktü ki otomobil i kullananm bir kadm olduğunu anlatıyordu. Otomobilden bir adam indi. Et rafma bakındı. Şapkasmm ön tarafı iğilmiş, pardesüsünün yakası kaldınlmış, onun da yüzü t i ç görün müyordu. Bileğindeki saate baktı. Dişlerinin arasındanr Nerede kakfı?. Uç dakika geçiyor!. Diye söylendi. Otomobildeki kadm da dudak larını ısırdı. Helecanını belli etmemek için kendisini güç tuttuğu anlasılıyordut G e I " " elbet, dedi. Ben onun sözünde durmadıginı »imdiye kadar hiç görmedim!. Sesi tîtriyor, otnrduğu yerden 8ne doğru iğrilmiş, camm arkasın dan telâsh telâslı etrafa bakınıyor du. Yerdeki adam: Y«> yakalandı ise?. Ya basına bir kaza geldi ise?. diye söylendi. Birkaç dakika daha geçti. Bu dakikalar kimbilir onlara ne kadar u zun geliyordu. Birdenbire bir düdük sesi âu jruldu. Üstüste bes defa çalındı!. Bu, onlarm bekledikîvi işaret olacaktı. Olduğu yerde ikisi de kımıldandılar. Kadm: Ha, dedi, az kalsın korkmağa başlıyordum!. öteki? Dur bakalım, sesini çıkarma!. Biraz daha bekliyelim!. Diye fısıldadı. Caddenin ilerisinden doğru bîr ayak sesi geliyordu. Ses gittikçe yaklaştı. OtomoWlm yanında ayakta du rmn adam, kadına doğru iğildh