Cumhariyet Nîsan 1933 EM SULTAN Yazan: M. TURHAN Dil anketi 46 numaralı liste Ankara 29 (A.A.) T. D. T. Cemiy etinden: Karşılıkları aranacak arapça ve farsça kelimelerin 46 nu maralı listesi şudur: 1 MAHDlı f 7MECAL 2MAHFlL 8MECCANEN 3MAHREM 9MECLİS 4MAHRÜM 10MECMUA SMAHSUL 11MİHNET 6MAHZUR 12MİHVER Altın mütehassısı ihracatı Bu akşamki program ÎSTANBUL s 18 saz: (Nihal Tevfik HanîmY 18/45 orkestra konseri 19,10 Muhlia Etem, Bey tarafından Istikrazı dahili hakkında konferans 19,30 orkestra devam edi yor 20 saz: (Bedayii Musikiye heyeti)21,30 gTamofon plâklan ve ajaM, borse1' haberleri, saat ayan. ANKARA: 12,30 Ankarapâlas'tan naklen OTkestra musikisi 18 alaturka saz, 18,45 gra" mofon konseri 19,20 alatuTka saz ^ 20,10 ajans haberleri ve hava raporu, VİYANA : \ 18,05 hafif musiki parçalari 19,35 konferans 20,05 iki piyano ve şarkı konseri 20,55 havadisler 21,05 tiyatj ro 22,55 havadisler 23,30 aksam mu, sikisi. BÜKREŞ : 18,05 hafif musiki 20,05 konferan» ve havadisler 21,05 stüdyoda bir operet temsili: (Der Pöchter Hartza). BUDAPEŞTE t 1 7,35 havadisler ve viyolonsel tonserl19,20 konferans 19,50 orkestra kon »| seri 20,35 havadisler 21,20 stüdyoda bir operet temsili 23,20 havadis «, ler ve tsigan musikisi. PARİS (Poste Parisien): 20,20 gramofon plâkları 21,35 şar* kılar 22,20 muhtelif program 22,50 dÖTt seale şarkılar 23,20 gramofon plâklan neşriyatı. VARŞOVA t 18,05 muhtelif solo tonseTleri 19.03 kafe konser 20,05 skeç 21,053kşam musikisi 23,05 LembeTg'ten: (muhteBf) 24.05 dansing. BELGRAT: 18,05 gramofon plâklarfle dias musikisi 20 harp halk şarkıları 20,35 musahabe 21,15 keman solo 22,15 dört sesle şarkılar 22,45 havadisler ve radyo orkestrası tarahndan konser23,50 dansing. ROMA: 18,05 konser 20,35 havadisler 1 20,50 muhtelif konser ve bir komedi. 104 Cem'in kaçması, şövaliyeler için, Radosun Türk'ler eline düşmesi kadar ağır ve mühimdi! Sarhoş homurdandı: O gönül sırndır, söylemem. Hak âşıkları ser verirler de sır vermezler. Anladın mı arkadaş? Anladım, anladım, utandığın için sevgilini bildirmiyorsun. Hak kın da var. Mutfak bacasından ahçı yüreğine inen aşk, biraz isli olur, değil mi? Isli mi?. Sen haltetmişsin çe lebi. Benim sevgilim, pirinçten beyazdır, yağdan yumuşaktır. Hele saçlan zerdedir zerde! Ve birdenbire şövaliyenin başını tutarak hızh hızh salladı. Kafa değil bayır turpu. Lâf anlamaz ki. Demindenberi davul çalıyorum, sivrisinek vızıltısı sanıyorsun. Kulağinı aç ta iyi dinle: Cem sultan kaçiyor, benim zerde hanı mı da kaçınyor! Sövaliyenin yüzü bembeyaz ke silmisti, duyduğu haber, Rados'un Türk'ler eline düşmesi kadar mü h'mdi. Papalık tacının putperestler divanna aşırılması kadar ağırdı. Bu sebeple hayret ve dehşet içinde idi, ne diyeceğini bilemiyordu, ne yapacağmı takdir edemiyordu. Bön bön bakıyordu. Neden sonra aklını başma aldı, sarhoş ahçmın îki eline yapışti, yalvarmağa girişti: Aman dostum, saklama, büdtJini tam soyle. Cem Sultan nasıl kaçacak. ne vakit kaçacak, nereye kaçacak! Sarhoş, şimdi naz ediyordu ve bahşış istiyordu. Sövaliye parmağın dan yüzüğünü, cebinden kesesmi çıkardı, herifin onüne attı: Al; bunlar senin olsun. Yann daha fazlasını veririm. Sen yalnız bildiğini söyle! Hain âşık, yiizüğü ve keseyi bir tarafa attı, kötü kötü homur dandı: Bunları başına çal çelebi. Ben yüreğime em olacak bahşiş isterim. Adim koy ki vereyîm, verdireyîm. Sevdal*ıın»«m* ne olur, bilmez misin?, ' *„ ;/• Bilmiyorum, ben sevda çek, medim. Doğru! Salgam tarlasmda sevda dolaşmaz. Turpun üzerine aşk bulaşmaz. Insan, Cem hazretlerinin şatosunda ahçı olmalı ki yanmayı öğrensin. Haklısın yiğitim. haklısm. Ne istedigini bildîr de uzlaşalım. Dilim varmıyor ki diyeykn? Beni ona kapılandir diyeceğim ama korkuyorum. Kime kapılanmak istiyorsun? Hâlâ mı kafana dank demedi yahu. Mari'ye, Mari Hanıma kapılanmak istiyomm. Sevdiğin o mu? O, o, evet o. Cem Sultan, onu da mı kaçırmak istiyor. İstiyor da söz mü? Anah tarlar hazırlandı, gün kesildi, bı ~ çaklar bilendi, bazular sıvandı. Bir yürüme kaldı. Hani, yürüyüş te başladı mı, sizin kellelerinizin uçtuğu gündür. Cem, şakaya gelmez. Keser, vallahi keser. Mari'yi de lâmcim demez götürür. Sövaliye, biraz daha zorladı, sarhoşun bütün bildiklerini söyletti ve sonra onu sızgın bir halde bırakarak Alman Sarhn, Blânş For'un, rahip Merlo'nun yanına kostu, duyduklarını anlattı. Blanş For, yeğeninin de kaçırılmak istenildiğinden dolayı son de rece tehevvüre kapıldığı için Cem'in, tam bir mahpus haline konulması nı, öbür Türk'lerin ise öldürülme sini teklif ediyordu. Zaten hepsi, Sinan'lardan, Şirmert'lerden, Şadi Beylerden yılgındı. Onların kolla rında birer gizli ejder yaşadığını ve bu ejderlerin bir gün kendi boyun lanna sarılıvereceklerini tevehhüm edip üzülüyorlardı. Bu sebeple Blanf For'un teklifini pek muvafık bul muşlardı. Lâkin ahçı ile k~onuşan adam, gene insaflı çtktı, yedi, sekiz Türk'ün birden öldürülmesi halin de Cem'in kendilerine sırt çevire ceğini, icabında '»tenilecek hizmetleri yapmaktan çekineceğini, bu «ıretle de onu yaşatmaktan bekleni len faydalann heder olacağmı an lattı, garip Türk'leri ölüraden kur * tardı. Nihayet muhafız kuvvetin, etraftan getirilecek yardımcılarla, üç misline çıkarılması, şatonun gece gündüz tarassut altında bulundurul' ması, Matmazel Mari'nin de atırk Cem'le görüştürülmemesi karar a) tına alındı. Yalnız ahçı, asıl kıza göz koydugu ve bu küstahhğı da itiraf ettiği için «yok» edilecekti! Cem ve arkadaşları, şövaliyelerin sessiz bir tehevvür içinde kendilerini süzüp durduklanm, muhafızların çoğaldıklannı, Mari'nin şatoya gel mez olduğunu gorünce füphelendi ler, plânlarmın duyulduğu sezinti sile telâşa düştüler. Fakat şövali yeler, hiç bir şey hissettirmiyorlar dı, sitemde filân bulunmıyorlardı. Ahçının birdenbire kayboluşu Türk'lerin telâftnı ziyadeleştirdi, hele Cem büsbütün sinirlendi, sövaliye Blanş For'u çağırarak sordu: Bizim ahçılardan biri yok, yoksa sürğün mü ettiniz? (Mabadi var) Mütehassıs yarın sabah Bir müteşebbis tetkikat yapmağa başladı şehrimize geliyor Memleketimizde, bilhassa Kağızman havalisinde altın madeni taharrisi için celbedilen Amerika'lı mütehassıs, pa zartesi günü şehrimize gelecektir. Mütehassıs, tktısat Vekâleti namına thracat Ofisi raportörlerinden biri tarafından karşılanacaktn. İki senedir yılan ihracatından iyi ne • ticeler alan Yugoslavya'nm bu sene yeri siparişler verilme» üzerine, tstanbul Ticaret Odası memleketimizden de yılan ihracatı yapmanın mümkün olabilece ği mülâhazasmı ortaya atmışb. Anadoluhisarı civanndaki çiftKklerden birinin sahibi olan bir ziraat mü hendisi dün Odaya müracaat etmiş, ihraç seraitile fiatları öğrenmek istemiş tir. Bu zat, memleketimizde her nevi yılanın bulunduğunu, bu yılanlann bil hassa kasaphk hayvanatına zararlan dokunduğunu, yüzlerce khnsenm de ze hirlendiğini söylemi$ ve demiştir ki: « Serom çıkarmak için yılanlann diri diri, hatta berelenmemiş olarak yakalanması lâzımdu. Sonra sevkleri de ayn bir meseledir. Bu usulleri az çok bilmekteyiz. Fakat hariçteki talebin ne mahiyette olduğunu bilmeden böyle bir teaebbiise girişmek doğru olmadığmdan, Ticaret Odasına müracaat ettik. Zag repteki sıhhî ensütüye de mektupla müracaat ederek malumat istiyeceğiz. Ya pılacak masraf karfiladığı takdirde memleketten yılan ihracınm kabil olduğu muhakkaktır. Fakat dediğim gibi bu bir teskilât ve ihtisas işidir.» Yeni karşdıklar Liste: 31 MEBHUT: Şaşalamıs, MEBLÂfi: Para, MESELÂ: Sanki, METİN: Ana yazı, MİSAL: Benzer, MÜBREM: Zorlu, MÜCADELE: Savaşmak, MÜPHEM: Belirsiz, MÜESSİR: Etokunaklı, MÜTECASIR: Saldıran. Beykoz: Bozhane başmuallimi A. Mithat *** Liste: 33 RAHAT: Dinlenmek, RICA: Yalvarmak, RISALE: Küçük kitap, RUŞVET: Bir işin görülmesi için verilen hediye, RİVAYET: Ağızdan ağıza geçen söz, RIZA: İstek, RUH: Can, RUHANÎ: Canın bedenden ayrılması ve gözle görülmiyen hali, RUHSAT: İzin, RÜKÜN: Bir binanın köşesi, bir cemiyetin en sözü dinlenen bir ferdi, RÜŞT: Dogruluk, dogru is yapma, RÜTBE: Sıra. Haymana: Ahırlı köyü mualliml Osman Nuri *•* Liste: 34 SADME: Çarpışma, SAİK: Surükliyen, SAMÖN: Dlnleyiciler, SEBEP: Olağı, SECDE: Kapanak, SEHER: Kuşluk, SERAP: Çöl duyağı, SİCİL: Kütük, S1HİK: Buyü, SİPER: Sıgındık, SIR: İç ilmik, SİTAYİŞ: Sargın, SİTEM: Dolukma, SÜTUN: Dikme. Salih Fethl * * * SADME: Birdenbire çarpışma, SAİK: Götüren, SAMÖN: Dinteyici, SEBEP: Bir lşi meydana getlren evvelki İs, SECDE: Yere kapanmak, SEHER: Yer Jrüzunün aydınlanmağa başladıgı vakit, SERAP: Uzaktan su gibi parlak görünen şey, CİL: Ahval ve harekâtı kayde ait defter, SİHİR: Büyü, SIPER: Arkaaına saklanılacak yer, SIR: Saklı, gizli, SİTAYİŞ: Öğmek, SITEM: Haksızlık kötü fş'.'SÜ " TUN: Direk. Haymana: Ahırlı köyü mualllmlerinden Osman Nuri > * • Kontenjan haricinde girecek esya fktısat Vekâleti, Avusturya ve Macaristan'daki panayırlarda satılacak Türk mallarmın kıymeti derecesinde kontenjan harici eşyanın memlekete ithaline müsaade etmiş, bu hususta alâkadarlara emirler vermiştir. Tacirler, gönderecekleri malla rın miktar ve kıymetlerini evvelden İhracat ofisme tesbit ettirecekler, satıldığına dair de sergi ve gümrük idaresi tarafından aldıkları vesika lar üzerine muadil kıymette eşyayı kontenjan harici olarak Türkiye'ye tthal edeceklerdir. Ancak bu eşya nın kontenjan listelerinde buiunanlardan olması şarttır. Iktısat Vekâleti, bu mallar bedellerinin Cumhuriyet Merkez bankasına yatırrlması mecburiyetini de kaldırmıştır. thracat ofisi bu pana yırlara iştirak etmek arzusunda o lanlara istedikleri tafsilâtı vermektedir. Beynelmilel ticaret odasının içtimaı Mayısta Viyana'da aktedilecek olan 8 inci beynelmilel ticaret odası içtimama, Istanbul Ticaret Odası da davet edilmirti. Ticaret Odası, kongrede ts tanbul Odasnu temsil etmesini Dres • ten'de bulunan M. Nermi Bey arkadaşımızdan rica etmiştir. Viyana şehri, bu kongre münaseb*tile büyük bir program hazırlamıştır. Murahhaslar Reisicumhur tarafından kabul edileceklerdir. Aynca ziyafet • ler, gezintiler de tertip edilmiştir. italya'da vumurta fiatları yOkseliyor ttalyan'lar hariçten Hhal edilecek yumurtalara yülcsek gümrük resmi koymuşlardı. Bu karardan sonra İtalya'da yumurtanın düzünesi 3 buçuk lirete kadar cıkmıştır. Fiatlar biraz daha artarsa gümürk resmmin yükseltflmiş olmasma rağmen ttalya'ya yumurta Hhali kabil olacakbr. Şelkat pulları Nisanın 20 sinden 30 uncu günu ak • şamına kadar postanelere verilecek adi mektuplara 1, taahhütlü ve kıymetli mektuplara 2, telgrafnamelere 3 kuruşluk ve kartlara 20 paralık (Himayeietfal Şefkat pulu) yapiftınlmau 1947 numaralı kanun iktızasındandır. , . . Muhterem halkımıza, posta kutulanna atacaklan mektuplara bu pullardan da yapışbrmalannı hatarlatıru. Defterdar Beyin teftişleri Defterdar Mustafa Bey dün Hasköy ve civan maliye tahsil şabelerini teftiş etmiştir. Fafırettin Kerim Beyin konferansı Doktor Fahrettin Kerim Bey tarafmdan Halkevinde bugün saat 18 de «tnkılâp çocuğunun yetiştirilmesinde ruhî esaslar» mevzulu bir konferans veri • lecektir. «Yerli malı ve tasarruf davası millî dava oldu» yetin iştirak ettiği beynelmilel Budapeşte ve Lâypzig sergilerinde Türk pavyoşısında bulunduğumuzu söylemekte ve nunun birinci geldiği, kuru ve yaş ye başka memleketlerde bir takım yıkılışmislerimizin memleket içinde siirümünde ların ve çözülüşlerin doğurucusu olan buhranm bizde bir takım kuruluşlann ve müsbet neticeler alındığı, halen de orduda ve memlekette bu yemişleri yaratılıslann kaynağı olacağı ilâve edilmizin millî gıda siyatetimizin demir bir mektedir. Raporun bu kısmmda ayni baş unsuru olduklan, bayramlarda ü • zamanda yerli malları hakkında yapı züm, incir, fındık, kayısı, fıstık gibi yelart şikâyetlerin hançi fabrikaya ait ol mişler ikramınm âdet haline girdiği ve duğunu tesbit etmek ve yabancı mal kahvelerde verilen lokum ve çikolata laruı da yerli malı olarak sürülmesinin yerine üzüm, inrfır, fındık satılmağa önüne geçmek için her fabrikanm ken başlandığı yazılmaktadır. di mallanna bir alâmeti farika koymağa mecbur tutulmasına temas edilmektedir. Tasarruf hareketlerine gelince, rapotkinci kısımda: Cemiyetin yürüdüğü run bu kısmmda istatistik umum mü gayede bir gönüllü nefer gibi çalışmakdürlüğünün tesbit ettiği resmî istatistiktan yılmıyan ve yorulmıyan şubelerin baIere göre bir cetvel çizilmistir. Bu cetvel şında bulunan arkadaşlara merkezin hesaplanna nazaran memleketimizde tasonsuz tesekkür ve takdirleri beyan o sarruf hareketinin yıldan yılan genişleltmmaktadır. diği, tasarruf terbiyesinin halk arasmda itiyat haline gelmeğe başladıgı neticesine Üçüncü kısımda: Cemiyetin kurulu varılmaktadır. sundan buçüne kadar geçen üç yıl ve Geçen sene 29 birinci tesrinde ilk deoört buçuk ay içinde yerli malı ve ta fa iştirak ettiğimiz beynelmilel tasarruf sarruf davasınm bir mil'î dava haline gününe ait olmak üzere iki mil'î bankagirdiği, flk zamanlarda bir eğlence mevmızdan alınan malumata göre, İs Ban zuu olan yerli malının bugün saygı ile kası, 22 birinciteşrin 1931 den 3 ikincianılan bir millî dava olduğu ve bilhas teşrin 931 e kadar 743 tasarruf hesabı sa çocuklarımızın ve gençlerimizin bu açmış ve bu hesaplara 205.668 lira yadavanın canlı bir propagandacısı ve zorhrılmış iken 1932 senesinin ayni müd lu bir kontrolcusu haline geldiği yazıl • deti içinde 836 tasarruf hesabı açılmış ve dıktan sonra genç nesli bu millî davaya 22S410 lira yatırılmıstır. sadık bir unsur halinde yetistiren Ma Ziraat Bankasına gelince, bankanm arif ailesine minnet borcu söylenmekte yalnız Ankara şubesinde 22 birincite«?n sonra yerli malların sürümünün yıl dan 931 den 3 ikinci teşrin 931 e kadar tayıla artmakta olduğu bildirflmektedir. sarruf hesaplan yekunu 52,411 lira iken örnek olarak Ankara'da yerli malı 932 senesinin ayr*i müddeti içinde 124 satan bir mağazanın satış tutarmın üç bîn 95 lira vatinlmtstir. yıl içinde su inkişafı gösterdiği kaydolu931 senesi tasarruf ve yerli malı hafnuyor: tasında İş Bankası şubelerine yeni ta • 1930 da 260,000 lira. sarruf hesabı açılmış ve bütün bu he 1932 de 362.000 lira. saplara tevdiat 243,426 lira olmu* iken Raporun diğer kısımlan sırasile ser932 senesi tasarruf ve yerli malı hafta giler, yerli mahsuller, tasarruf ve yerli sında bankanm bütün şubelerinde açılan mallar haftan ve tasarruf hareketile yeni tasarruf hesaplarının yekunu 1356 neşriyata aynlmaktadır. Bu kısımlarda yı bulmuştur. Bütün tasarruf he»;olan memleketimizde bir sergicilik faaliye nm tevdiab da 379,005 liraya yüksel tinin başladığı, tasarruf ve yerli malı miştir. haftasının içinde hemen her vilâyet ve Keza Ziraat Bankasına yahnlan tev • kaıa merkezlerinde mahal'î yerli mallar diat 931 senesi haftasında 283,300 lira cvfucri *• ymtli manariie vitrin süsleme ve 932 senesi haftasında 323,000 lira »Osabakalan terttp •dildigi ve c a n • dv. (Birinci sahifeden mabait) Lute: 35 ŞAPAK: Oündogumu, aydınlık. ŞEFAAT: Yardım etmek, korumak, ŞEFKAT: İstekli acımak, ŞAİR: Parlak benlik, ŞÎDDET: Sertlik, ŞÎFA: Hastalıktan kurtulma, ŞİFAHÎ: Karşı karşıya yüzüne karşı söyleme, ŞUA: Aydınlıktan uzanıp göze gelen çlzgi, ŞUBE: Dal, budak, parça. fULE: Işık, ŞUUR: Analyı?, lyl duşünitî, ŞÜPHE: Kestirememek, lyl bilmemek. Üsküdar 25 inci mektep muaUimleri ••» ŞAFAK: Tan, ŞEFKAT: Esirgeme, ŞEFFAF: Sırlan, ŞİDDET: Katılık, sertlik, ŞUA: Panltı, ŞUBE: Bölüntü, ŞULE: Işık, ŞUUR: Duşünce, ŞİFAHÎ: Agızdan, ŞİFA: Sağalmak, ŞÜPHE: İskil. Beykoz: Bozhane başmuallimi A. Mithat *** ŞAFAK: Son ve az aydınlık, ŞEFFAF: Parlak, ŞEFKAT: Sevmek, ŞİRA: Üzüm suyu, ŞİDDET: Pek sert, ŞİFA: Hastalıktan kurtulmak, ŞİFAHÎ: Söz ile, ŞUA: Aydınlık, ŞUBE: Parça, ŞULE: Alaf, odun kömür yanarken çıkan alevlere köylerde alaf denir, ŞUUR: Anlama, ŞÜPHE: Işkil. Haymana: Ahırlı köyü muallimlerinden Osman Nuri *•* üç memura işten el çektiritdi Bakırköy maliye tahsil şubesinde bir vergi yolsuzluğu keşfedilerek üç memura işten el çektirilmiştir. Defterdarhk bu husustaki tahkikatı derinleştirmektedir. SayrimObadiller reisi Ankara'ya gidiyor Gayrimübadiller Cemiyeti reisi tsmail Müştak Bey Gayrimübadillere ait bazı işlerin intacı çn bugünlerde tekrar Ankara'ya gidecektir. Teşekkür Duçar olduğum pek vahim hastalıgın tedavi ve teshlal İle kemali hazakat ve şefkatle tedavisiııe ihtimamlan sayesinde hayatımı kurtaran Dr. Şekip Habip Bey ve Intlzam ve hüsnü muamelelerine meltun ve minettar olduğum (Alman) hastanesi blrind heklmi M. Nuhap ve operatör Orhan Abdl Bey ve etibbasından İzzet ve Hüsnü Beylere alenen arzı şükranı bir vecibe ilirlm. Taksim Nahiyesi Müdürü Sadık AŞK ACEMİLERİ filmini görmelidir. l'âveten': FOX IURNAL En gözel fransızca sözlO ve şarkılı ARTiSTiK'te Herkes Ustabaşı aranıyor Fabrikamızda mevcut fanilâ, lâstik, kaşkorse, dantele ve mütemmimatı makineleri idare edecek ve makinelerin teknik evsafına vâkıf bir Türk ustabaşıya ihtiyacımız vardır. Talip olanların eh liyetname, nüfus ve hüsnühal varaka larile Istanbul'da Yeşıldirek'te Caferağa sokak No. 3 müracaat edilmesi. (2622) Bu hafta ELHAMRA Sinemasında 2 filim birden: N E L E K Sinemasında Şehrimizin maruf tücçarlarindan, Şehir MecKsi ve Ticaret Odası heyeti idare azasmdan Hacı Recep Beyin pederi Ha d Salim Efendi vefat etmiştir. Cenazesi bugün saat on bir buçukta Şehzadebaşı'nda Muhtarpaşa sokağuıdaki hane sinden kaldınîarak Fatm camümde na • mazı badeleda Edirnekapı'daki aüe kab rine defnedilecektir. Hacı Recep Beye ve kederdide ailesine taziyet beyan eyleriz. (2626) Liste: 39 BAHANE: Ycrsiz özür, sebep, BAHAR: Sarı çiçek, yaz günü, BEHRE: Pay, nasip, anlayış, BİOANE: Yabancı, tanışıksız, bilimslz, BEYHUDE: Boşyere, ENCÜMEN: Toplanma bolüğü, ciyilma (eski türkçedlr), ENDAM: Boybos, güzel gövde, ENDİŞE: Düşünce, telâş etmek, ESİR: Tutsak, cesir <eski türkçedir», ESMER: (Türkçeleşmişir) karar ve ak arası tüstür, EŞYA: Var olan nesneler, şeyler, türkçeleşmiş, EVHAM: Sanmalar, yersiz, köksüz sanış. Yeşilköy: Fevzi Altuğ Liste: 40 CERBEZE: Kurnazhk, beceriklilik, güzel konuşuş, yararı, CESARET: Yegitlik, erlik, ürkuntüsüzlük, CEV: Boşluk, yük boşlugu, CEVAP: Karşılık, sorgu karşı lığı, CEZA: Yasak öcü, uslandırma yararı, suç karşılığı, yapılan sıkıştırma, üzme, CEZM: Direnme, kesip atma, CIHET: Yan, yön, yer, bakım, CINS: Dürlu, bölük, huy, döl, ulus, CİNSIYET: Huyluluk, dürlülük, döUük, CİRİM: Yüdız, gövde, büyüklük, enll boylu, yüksekliği CİSİM: GÖvde, üç yanı olan nesne, CÜR'ET: Atılganlık, korkmadan ileri atılma, yiğitlik, CÜRÜM: Suç, ağır suç. Ist. Polis mektebi dahiliye 1 inci komiseri Derviş Emln RENATE MULLER GEORG ALEXANOER tarafından ve tenzilâtli fiatlar: Hususî 50 umumî duhuüjre 30 kurnştur. AŞK MODASI TUNA MAVi LiLY DAMiTA ÇIL6 INLIK 6 E CE Si filminde İDOLORES • • • ^ • H Pek yakında • • • • • ^ L • ^ ^ • • i Filminde Wm^kW i*:r, • • • • KIIMRU D E L RİOİ I aşk ve şarkılariie Venedik! (2673 2675) • Üsküdar Hâle sinemasında Karım Beni Aldatırsa İlk türkçe büyük operet filmi. tlâveten: Dünya havadisleri. ALİCE COCEA, FLORELLE, JhAN ANGhLU ve MARCEL LEVESQUE gibi halkımızın pek sevdıgi dört büyük artisc tarahndan temsil ve HENRY ROUSShLL tarafından vaz'ı sahne edılen Z i F A F Vlükemmel fransız filmi bu G E C E S i perşembe ak^amı KAR1LER1MIZE KOLAYLIK: Aylık abone Hususile vilâyetlerdeki bîr çok karilerimiz gazetelerini munta • zaman kendi adreslerine alabO • mek için bizden bazı kolaylıklar is temektedirler. Bu aziz karflerİD arzulannı yerine getirmeB üzere Cumhuriyet için aylık abone usulü îttihaz etmeğe karar verdik. Ay • lık abone bedeli yalnu IGLORYA S İ N E M A S I N D A • • • (266S) İstanbul Gümrük Muhafaza Başmüdürlüğünden: 666 adet ekmek torbası 666 adet matra 1272 çift çorap 1 Yukarıda yazılı «3» kalem eşya pazarlıkla satın ahnacaktîr. 2 Pazarlık isi Gümrük Muhafaza Basmüdürlüğündeki satınal ma komisyonu tarafından 3/5/933 tarihine raslıyan çarşamba günü saat 10 dadır. 3 lstekliler belli olan saatte iğreti güvenmelerile komisyona geîsinler. 4 Nümune, sartname ve evsaf kâğıtları her gün satınalma ko mityonunda göıiilebilir. «1920» 150 kuruş... tan ibarettir ve tabiî peşin olarak gönderilmek lâzundır. Bu usul idarece fazla mesaryi icap eden külfetli bir meşgale olduğu için abonelerinin inkıtaa uğramamasını istiyen karilerimizin paralannı idareye vaktinde yeti şe^»k veçhile döndermekte devam ' etmeleri iktiza edecektir.