İNisan Camhttrtyet '• SON TELGRAFLAB İ Bana kaiırsa Serseri yahudi I Devlet matbaaları Maarif Encümeninin dünkü Irtimaında matbaalarzn tevhidine imkân olmadığı anlaşıldı Ankara 2 (Telefonla) Devlet matbaalarırnn tevhidi lâyihası Ma arif ve Maliye Vekillerinin huzuri le Maarif Encümeninde müzakere edilmiştir. Tevhidi mevzuu bahis matbaalar 9 u askerî olmak üzere 19 dur. Bu 19 matbaanın Basvekâlete merbut olarak birleştirilmeleri halinde se nede 80,000 lira tasarruf edileceği anlasılmaktadir. Lâyihada bu para karsıhk tutularak askerî matbaalann 3, diğerlerinin bir sene zarfinda Ankara'ya nakilleri ve 250,00 lira sarfile yapılacak bir binaya yerleş tirilmeleri tasavvur edilmektedir. Encümende cereyan eden müza kereler esnasında Devlet matbaa sının Maarif Vekâletine, Daroga matbaasının da Maliye Vekâletine merbut kalmalan lüzumu tezahfir etmis, harita ve erkâru harbiye matbaalarmm tevhide tâbi tutulamıya caklan anlasılmishr. Bu suretle en büyük matbaalar tevhit edilemiyeceğine göre geriye kalanlann birleçtirilmesi ile esaslı bir tasarruf yapılamıyacaği meydana çıkmıstır. Ma amafih encümen bu hususta bir karar vermemiştir. Paris'teki mülâkatlar Fransa'nın Roma Sefiri M. de Jouvenel Mussolini plânı hakkında şayani dikkat beyanatta bulundu Paris 2 (A.A.) Fransa'nın Roma elçisi M. de Jourenel, Havas ajansı mümessilini nezdine kabul etmîş, Musolinl plânı hakkında kendisine ehemmyetli bevanatta bulunmustur. M. de Jouvenel beynelmîlel havayı bozan yanhg haberleri kısa kesmek ve kokünden bahalamak içîn efltân nmu • mîyeye malumat vermek gerek olduğunu nrarla sovlemis ve demistir ki: « Gazetelerde neşredflen proje Roma'da yapılan mOzakereierden do • ğan ve esasen roetni kâfi rarette kararlaşmamıt balunan prole değfldh*. M. Musolini'nm fîkrmce vapılanra"laf mîsakı proîesi Milletler CemiveH misaki çerçevesmm leine gireeektir. Mflletîer Cemiyeti daı'mt meelisinde aza o • lan dört biîvük devlet arasmda aktedi len bu nru'sak her hansri bir m<FeHn mnkadderatmı o mflletin movafakati ol • m»ksjzm tavm ve tanzîm etmek düsüncesm? hic bîr veel' : V tazammun etmi • yor. Cünku 4 rey Mîîlet'er CemiyeHnde ekserivet teskii etmez. tşte bundan do !avt dort devlet arasmda dîieklertnî b8tvn dünyaya sorla kabul ettîrecek bir direkhrvar vöcnde tret'rilnvipî isteniyor ve dö"Bnö'"^or deSfldir. Asıl m«sVe Conevre mBMikereTermi kolaylastırnr'k, silâh'an azahma kon feransmı îvi bîr sona baftlamak ve ya bnt ba konferansm akamete ugraması n»lrnde ba muvaffakiyetsiz''kten dojabn*.c*k teb'3tel«^e ve evvelki maahe • de'erîn zor'a tadil etb'rilmes! için yam \<"*U ber HH« tesebbiiOere karsi h>V."W bîr sisrorta sirketi vucnde getirmek fizere Mflîetler Cem>veH daîmî azasmdan dört Idevlet arasmda bir anlaşma elde et • mekten ibarettir. Bundan dolavt dort bfiyfik devTetten IiAr T>an«rî btrinin ba tmıkave'eden us • tal'kla kannması herkesin menfaati icabatindandır.» M. Jouvenel bevanatnu şu suretle blbrmıstn*. « M. Musolml, Fransa'nm Millet* ler Cetniveti hakkmdald tlyasetine sadık kalarak Cenevre müessesesmi kuv • vet'endiren ba miaakm ehemmrverîni tanıyacfl&mı kuvvetle Bmît etmektedir.» si M. De Jouvenel ve M. jouvenel fle M. Daladier arasmda yapılan görüs • melerden sonra Fransız hükumeti !tal yan • tngiliz projeleri hakkında lâzım gelen her türlü malumata elde etmis bir vaziyete gelmiştir. Bundan dolayı hü • kumet vaziyetmi, ne yaptığını bflerektaym edecek bir halde bulunmaktadır. M. Daladier, daha dün akşam bu mügakerelere baslanuş ve ilk olarak Bah riye Nazm M. Leygues île göruşmüştur. Paris 2 (A.A.) Havas ajansmdan: M. Paul Boncour, »aat 15 ten 17 ye kadar Roma sefiri M. de Jouvenelflegörüşmü«tür. M. Paul Boncour, Lord Tyrell'i kabul edebilmek icin bu görüşmeğe aaat 16 da aralık vermistir. Saat 17 de M. De Jouvenel, M. Daladier fle gorüşmeğe gitmiştir. İHEM NALINA M1HINA /n^ı/ıVZcr bir nota oerdüer Paris 2 (AJV.) tnjriltere »efiri M. Tyrell FranM Haridye Nazm M. Paul Boncour'a bîr nota vermîstir. Park 2 (A.A.) M. Tyrell'm verdiji nota hakkmda şimdive kadar tasrihatta bulunulmamıstır. Maamafîh gaseteler bu notanm Roma ve Paris ko • nusmalarmdan sonra Ingiliz naztrlannuı dfi*8neefermi halâsa eden bir muhhravı ve Mtısolmi orojesini tadf eden tncilra resmt projesinm metnini ihtfva ettiğini yazmaktadırlar. Fransa hükumeti M Tyrell'm nota • smd*n, M. Htulesco'nun ziyaretinden ve M. de Jouvel'in seyahatfnden sonra me«'e'enin bfitun unsurlarmı tam ola rak elde etmis bulunmaktadır. Hattı harelcetrni oek yakmda ve işi T»l""r"f olarak tesbH edecektir. Hazreti tsa, dinlenmek üzere evinht kapuma oturduğu bir yahudi tarafmdan sert muamele görimce ona demis ki: «Ben gelmciye kadar sen ba yer vüzünde heo serseri kalacaksuı!» ve hemen, yahudi, baslanuş yürümeğe... O gün bugun, dayanılmaz bir kuvvet tarafın • dan sürüklenerek, yürüyüp duruyor ve kendine basmı sokacak bir yer arayor mus. Serseri yahudi. haytr, sadece yahudi kimdir, nedir? Tarihin duvarmda çiz gi'eri belirsiz, büyük bir göigedir o. Memleketlerm ve en ehemmiyetli ce mivet hâdiselerinm SsHrne uzanan bir mfllet gölaresi. Düstüğü yerin bichni ni ahr: Tarihin dönemeç yerlerînde yu* varlaklasv; içtimai smiflann merdive • ninde kınltr; çollerde boylu boyuna uzanır ve sehMerde en incelmis medenf sekfllere bürunür. Brr Emsteîn olur, fizik ve rivazive bPgilerimizi tersine çevirir; bir Mende'sohn olur, en truzel sesier hatfnde A'man musikis'ni icimize astlar; bir Manc olur, sermayeyi temelmden sarsar; bir PocbHd olur, «ermavenm östüne otarur. tneîltere'd» Lord Beacon'i«»1d hö viy>H altmda tngiliz'ierm, kraliçesinin ve T3rk minetmin dostudur; Fransa'da Reinach'1ar halinde biivük hâdıVierm dosyssi SsHrne avcunu kovar; bir Bergson dehâsi heyetfle tecelli eder; ttal • ya'da bir Lobrose olmustur ve cmnetle cmayet arasmdald müthiş beyin kTvnmı n«tüne i&n?r: Viyana'da Freud'tur ve Eîn«t*«tn gîbi. Benîson gibi yirmînci asır tef»k1rur ordularma ktımanda eder. Zavallı aslan! I nimrmilllllllllllllllllllllllllIIIIIIIIIHIIItlımınıır Amasya'h bir softa bir Seneye mahkum oldu Vergi mükelleflerine Karne verilecek Ankara 2 (Telefonla) Mükelleflere vergi karnesi verilmesi hakkındaki lâyiha Meclise gelmistir. Lâyiha şudur: 1 Arzu eden mükelleriere devlet bütcesine dahil vasıtalı ve vasıtasız vergilerden senelik olarak tahakkuk ettirilen vergiler içîn vergi karnesi verilir. Vergi karnelerine tahakkuk şube teş • kilâtı olan yerlerde yalnız o şube, ta • hakkuk şube teşkilâtı buhmmıyan yer Ierde kaza varidat idaresi tarafmdan mükelleflerin her sene tahakkuk edecek vergileri ile bu vergflere karşı tediey ettikleri meblâğlar yazılır. Vergi kar • nesi altnış olan miikellefler tediyelerini kamelerde yazılı kayhlerle de tevsik ederler. Vergi kameleri o sene istimal edilraek fizere tanzim edilir. Bunlarm şekli ve ne suretle doldurulacağı Maliye Vekâletince taym olunur. Pavankara'mn beyanah Parit'teki muh'kaüar Pams 9 f A.A.) Haraa •mum • «lan: Dün M. Paol Boncour fle Lord Tyreff, M. Paul Boncour île R""» «>M« Paris 2 (A.A.) Havas ajansi bildiriyor: M. Poincore, tntransîgeant gra*ete8«nm mul'i»bîrme verdîJH beva natta siyast faaiivete yeniden atibnağı hiç bir vechHe düsfinmediÇini, bonun • la beraber o?ut veya ma'umat vermege her zaman hazn bulunduğunu «ö/emiştir. M. Pomeare. beyneTıııflel variyet h«kInrtda Turu^:<Hi muta'ealar tırannda telâsa ve korkuya kapılmaga lürom olmadıgmı kaydebnis ve demiftîr kit « Asıl yapılacak sey, kendî ken • dimize hâkîm olmağı elden buakma • m«lrrır.ı» Çorum 2 (Hususî) Amaaya'h Hacı Mehmed'in mahkemesine safatt istinabelerile nüfus kaydi geldi ğinden agırceza mahkemesinde devam edilmiştir. Bu celsede şahitler dinlenmiş, bunlar Hacı Mahmed'in gazelini duyduklannı söylemişler dh*. Hacı Mehmet ifadesinde yaşı nın 69 olduğunu iddia etmisti Halbuki nüfus kaydinde 64 yaşmda oldugu anlaşilmıştır. Son olarak ma kamı riyasetçe, bh diyeceği olup olmadıgı sorulmuştur. Bunun Uzerine Hacı Melımet duyduğu güzel bir tesin karşısmda manevî aşkuun gaVelhasıl, en büvük mütefekkirinden Ieyana geldiğini ve bunun da sırf bir ve san'*tkârmd»n kaDnrnzm Snihıe sırakıl hastalığı netieesi olduğunu soyhnda bir torba ile gelen esVîler ahcısma Iiyerek muayene edilmesini istemiş, varrmnva kadar her memVkette, her müddeiumumî ret talebinde bulun sok»kta ve her meslelrte gorBnen yabudi, mustur. Muhakeme de her hangi bir en bevrM>'m'"'eI ve en be«erî tiotir. Ga irsî hastalık olup muayene ile anla zattan bîr c'«îm gibi mütnis bir yayılma şılacak bir mahiyet görmediginden hassası vardtr ve kendîsini ihata eden reddetmiştir. Müddeiumumî maı verin bieimme tnrer. F»kat, ona sevenler icra oksiîen •rîbi ferah''k verici, sev • nunun cürmünün ikran sahitlerin ifadesile sabit olduğunu ve bu hare miven'er i<rn de klor gibi sersemletid ketfle devletin emniyetini mlâL halkı ve bo*nca bir ?azdir. da dinî âlet rtrihaz ederek tahrik et~ Yahudi, mîllet'er fetnde en fnsan, tiğinden ceza kanununun 163 üncü ctrnkü en beynelmPel kavîm maddesi mucîbince cezalandırılmadV. Herkesle beraberdir. Fakat smı istemiş, mahkeme Hacı Meh Hitler gibi eephesi dar ve sert med'tn bir sene ağır hapsine karar bir adamm bu ceohes?z msani^ra düs • vermiştir. Emr* Haaan map'i*i ne b^Şe"f»K;ek, ne de sası l»p<»k bir seydir. Yam«, Alman B"wekflrnm bu ^Te'dcberi su'htjerver kavme k^rsı ofkesi, daha buviîk düwıanln« rma kan«ı gectremedîJn dî^'ei^nin eirkin Ankara 2 (A.A.) Darulfunun ısve âciz bir gtartm gibi kulagnnza ge • lahab etrafmda çrkardan muhtelif ha Dyor. berler için alâkadar makamlardan tah Sakın, serlevhaya bakıp ta talihsiı Galatasaray futbol takımının kac("iı Nihad'ımızdan bahsedeceğima zannetmeytn. Gene cHayvanlarm Padişahı» diye meşhur olan malum hayvandan bahsedeceğim. Aslanın sahte şöhret sahibi bir mahluk olduğu günden gü • ne meydana çıkıyor da onu anlataca ğun. Meşhur aslan avcısı Fener'li SaA Sa« lâhattin Bey biraderimizden kendi ihtisaslanna ak bir bahse kanşhğun içm af dilerim. Yazacağun mevzuuu kendileri gibi Afrika fondalıklan arasmda kırlangıç kadar sinekler ve istakoz gibi kanncalarla mücadele ederek değfl; Beyoğlu sinemalarmdan birinin mükeüef koltuklanndan birinde rahathk ve rehavet içinde bulduğuma itiraf ederim. Bfl * mem nerede, kat kat kalın demir parmaklıklarla muhafaza altma aunmif ister gSreş meydanı, ister ring deyinia bir sahada bh boğa Oe bh aslanı mücadele ettirdiler. Aslan mubteşem yelesfle bir hamlede boğamn ensesine atladı, boğa bir silkinerek aslanı aşağı attı. Hayvanlann padişahı ikinci bir hamle daha yaptı. Bu defa boğa daha evvel fırladı, aslanın hücumu boşa ghti. Aslan bir dolaştıktan sonra, tekrar hasmmm üstüne saldırdı. Kısa bir an için, boks tabirfle corps â corps'a girdiler, yani birbirlerine sanldılar, aslan bu defa da yere yuvarlandı, sonra aynldılar. Maçm ilk ravundlan, şevketlu aslan hazretlerinin lehine idL Fakat iş pek çabuk değişti. Aslanm bir hamlesmi boğa ensesinden atlattı; tapkı Amerikah Yunan pehüvanı meşhur Cin Londoa gibi... Ve bu defa yere dusen aslana bir kafa yapıştırdı. Haşmetmeabm eanı fena halde yanmış olacak ki soloğu, parraaklıklann yanmda aldı; daha Sk dar» beyi yer yemez ydmışb. Bu defa boğa taarruza geçti, aslanı parmaklıklara »ıiaştırdı. Bir kafa darbesfle Afrika sa(tamm hakhyacaktı ama boynuzlannı iyi tutturamadı. Aslanm korkudan 5d3 patlanuştı. Parmaklıklarm etrafmda dolaşıyor, o muhteşem yelesine, sîvri dişlerine, keskin pençesine ve mağrur tavırlanna rağmen, kapana tutubnuş bir fare gibi, parmaklıklara tırmanıp kaçacak delik anyordu. Boğa, bir hamle daha edince, aslan büsbütün sıfın tü ketti ve parmakhklann boyunca kaçmağa başladı. Boğa, bütün heybetile, meydan okur gibi.ortada duruyor ve hasmuu baklamak için fırsat bekli yordu. Aslanm manacerleri boks maçlarmda olduğu gîbi müdahale ettiler, havlu atmağa rnukabü demir parmaklığm kapuını açarak zab şahanelerinl olümden kurtardılar. Galip bir pehlivan gurur ve azametile ortada durarak aslanm kaçtşuM seyreden boğanm sayı hesabile maçı kazandığı seyircflere Oân edfldi. Kitaplarda okuduktan, Afrikanm vahşi fondahklarmda almmış filimlerl ve nmayet bu son maçı gördükten sonra, arbk aslanm hayvanlann padişahIığmdan hal'i munasip olacağma karar verdim. Afrika ormanlarmda yaban eşeklerine varmcjya kadar diğer vahşi hay • vanlardan kaçan aslan, şu bizim büdiğimiz sakin ve muti, halim ve selim öküzün insanlann zulraüne uğramamışı olan boğadan da kaçbktan sonra, artık kuvvetli ve cesur insanlara «aslan gibî» demek takdir ve hayranlık değil, adeta <>kedi gibi» demek nev'inden bir istihza olur. Aslan gibi teşbihinin yerine «boğa gibi» teşbüıini kullanmak, armalar ve markalardaki aslanm yerine bogayı 8came etmek münasip olmaz mı? Iran, Rus mallarına Boykot yapacak Tahran 2 (A.A.) tran tacirleri Sovyetl«r Brrlîği hiHcumetinin Rus tran ticaret muaheedsi ahkâmına 1ran'a Rusya'dan ithal edilen Ru« ticaret eşyası tutannm ancak yüzde ellisi nisbetinde eşya satın almak suretile riayet göstermediğinden şikâyet edeek bir takım.içtimalar yap mışlar ve Rus eşyasına boykot yapmağa karar vermUlerdir. tran tacirleri, Şaha bir istida vererek yeni bir muahede yapılmadıkça Sovyetler Birliği ile hiç bir alış ve rişte bulunmıyacaklannı bildirmişlerdir. DarOlfOnun ıslahatı hakkında verilmis karar yok Millî emlâk Taksitleri Yeni lâyiha Meclise sevkedildi Ankara 2 (Telefonla) Millf «rHk taksitlermin tecili hakkındaki lâyiha meclise sreldi. Lâyiha şudur: 1713 nutnaralı kanunun bîrinci maddesi v>ı suretle tadil edilmiştir: A Hazineye ait olarak bedel len' taksitle ödenmek sartile 25 mart 931 tarihine kadar satılan her türlü ziraate mahsus arazi He zirat mahsulât ihzar ve imal eden veya faaliyet: arzî mahsulât ile alâkadar olan bnalâthane, tasirhane, fabrtka ve mümasillerinl veyahut bir mesken veya irat j?etirmiyen arsa sattn alanlann borclan ihale tarîhinden itibaren 20 taksitte alınmak ve akar mahiyetindeki dîğer mallann borçlan da her kac taksit kalmışsa bir misli tezyit edilmek üzere tectl olunmuçtnr. B Her seneye isabet eden tak«itler yüzde bes tecil faizi He tahakkuk ettirilerek ^ayrimenkulün vergi boreu île birlikte ve vergi Utifasındaki çeki'lere tevfikan tab*il olumır. C MübadîHerm istihkak bakiyyeleri karsih^ı olan ?ayrimenkul mallar bedeli mevent hükümlere tâ Almanya'daki Boykotaj Bir yahudi avukat halk tarafmdan öldürüldü Berlin 2 ( A . A T ) " ^ Wolff ajan» bfldiriyort Yahudi mağaza ve dükkânlanna boykot yapmağa başlanan dunkii gün Almanya'nnı her tarafmda sükun içinde geçmîştir. Yalnız Kiel'de bir hâdise obnustur. Bu sehirdeki ya • hudi avukatlardan bhi bir milliyetçî sosyalisti akla uygun hiç bir sebep olmak • smn ağır surette yaralamıs, bunun üzerine ha'k tarafmdan öldürülmüştür. Aziz'tn H't'er! Ve«wy maabedeler!nm maddelerinde de bir yab»"'' h»va leti göGvorsan aldamyorsun! Korkak ve c'mri tanman bu kav'mden korkman ve onun malma bovkot ilân e+men seni ondan daha korkak ve ciııırî tanıta^i lir ve bence ba, onun <çm o'dogn ksd*r, seT«rn irin de yanlıs bir »öbet oW. Basubadelmevte uSramıs bir tsa roiu vanma. ç>ına yakitmrvor. Asla unutma H seni V«M^HV çarmıhma gerenler yahudiler değfldir. PEYAMİ SAFA kikatta bulunduk. Aldtgvnz malumata gore Dariilfünun ıslahafa hakkmdald tetkikler devam etmekte olduğundan verflmiş kararlar halinlle yapılan neşriyat ancak tahminlerden ibarettir. Darülftinan hocalart hakkında . yeni bir lâyiha Ankara 2 (Telefonla) Maarif Vekâleti MedİM yeni bir l â yiha gondermiştir. Bu lâyihada Dariilfünun teşkilât kanununun kabul ve neşrîne kadar Darülfünunda istihdam olunacak vekil müderris ve muallimlerin devlet memurlan maasatmm tevhit ve teadülöne daîr olan kanunun 13 üncü maddesmdeki 6 aylık müddet kaydin • den istisna edilmeleri istenmektedir. Bümrük mOfehassısınm izmir'deki tetkikatı tzmir 2 (Hususî) Burada tetkikat yapmakta olan gümrük mütehassısı gümrfik beyannamelerintn 19 kanaldan geçtiğini, halbuki 3 kanaJın kâfi geleceğinî, kadrolann daralhlması icap ettiğini söyledi. Gümrük kumüsyonculannın iş görmekten menedilecekleri şayiası tzmir kumiisyonculan arasmda telâş uyandırmjştır. Adliye Vekili istanbul'a aeliyor Ankara 2 (Telefonla) Adliye Vekili bugün tstanbul'a hareket et Kars'ta kar ve fırtıea Kars 2 (Hususî) tki günden beri şiddetli kar yaçıyor. Yollar karla kapanmıştır. Münakalât bu yüzden güclesmiştir. Bugün o*e sürekli frrtına ile tipi devam e^mektedfr. KCçOk san'atlar Vanununun tatbiki Ankara 2 Küçuk san'atlar kanu • nunun tatbiki şekillerini kararlaştıracak komisyon dün Emniyet tşleri Umum Müdürii Tevfik Hadi Beyin riyasetinde toplanarak esaslan tesbit etmiştir. Mukarrerat bir tamimle vilâyetlere bildi rilecekir. ingıltere'nin Moskova sefiri Londra'da Amerîka mndahale mi edecek? Vasington 2 (A.A.) Hariciye nezaretme mensup resmî memurlar, AI • manya'da vahudiler a'evhindpki hare ketler hakkmda dün Berlin'deki Ame rîksn s«firfle telefonla sroriîtuklerjni bildirilm;«ler, fakat bî'kumetra sivasî bir tesebbuste bu'unuD bulunmıyacagına dair bir şey soylemek istememislerdir. Temyiz ikinci Reisltfi Ankara 1 Temviz mahkemesi ikinci reislîğine azadan AIi Hikmet Bey seçilmistir. hudiler aleyhindeki hareketi medeniyet ve insanlık vakanna yakısmaz. Yahudiler butün insanlıŞm terakkisine hizmet eden bir millettir. Almanya kinle, hürriyeti sahsiye ve hakktn ilgasfle, emvalin gasbfle, tasallut larla d?hı'1î ıslahat yaDacagını zannedi yorsa, bu fikrin bosluğunu yakmda an lryacaktır. Bütün dünyada nefret uyandıran bu hareketler sulhu da tehlikeye xokm?ktadır.» Yüzüne korku ile bakarak: Ne gibi? dedim. Simdi söyliyemem. Yalnız... Su kadar söylivevim ki... Mes'ehs Hicran'la sana dairdir. Kıpkırmızı kesildim. Hicran'la bana daîr... Nedir acaba? Eğer hayırlı bir seyse hemen kalktığım yere oturabilir, sittm sene babamın evine uğramryabilirdim. Söylesene be ka* dm! Orman kanun lâyihası Ankara 2 (Telefonla) Ziraat Encümeni orman kanun lâyihası üzerînde uzun müddettenberi yaptı ğı tetkikatı bitirmiştir. Fransa hahambasısı ne diyor? Fransa'daki yahudilerin hahambasısı M. Israfl Levi Fransız gazetecflerine beyanatta bu'unarak demistir ki: c Aiman'larm barbarlı&n hort lamastnı andıran yahudi düsmanlıgi Fransa'da ve dünyamn her yerinde nef retle karsilanmaktadır. A'manwı'n>n v». KomOnist meb'uslar Bu!gar meclisinden çıkarılacaklar Sofya 2 (A.A.) Nazırlar meclisi parlâmentodaki komünist meb'uslann çıkarılmasını tneb'usan mec~ lisine teklife karar vermiştir. Londra 2 (A.A > Moskova'daki tngiliz elçisi Sir Ovey bu sabah saat 8,40 ta Liverpol Street istasyonuna gelmi)ttır. Sir Ovey Moskova'da tevkif edilen tngiliz mühendisleri hakkıtıda her hanpi bir şey söylemekten imtrna etmistir. Sir Ovey bugün öğleden sonra Hariciye Nezaretine gidecek ve tevkif mes'elesine ait tafsilâtı nazırlar encümenine izah edecekt' tngiliz elçisi Sovyetler Birliği memurlanndan her zaman nezaketle muamele görmüş ohnakla beraber bu sefer Moskova'dan ayf'd'srı zaman istasyonda Sovyetler hükumeti namına hiç bir mümessil tarafmdan mediğün halde kendimî çabucak babamın evinin kapısında buldumSofrada idiler. Hayrola? dedi babam. Söyledim. Ne dediler? Canları sıkıldı. Sabahat Hanun, intikam bîssile dolu bir kahkaha sahverdi: Elbette, dedi, canları sıkılacak, şimdi politıka değişti. Şimdi Muhlis Beyi el üstünde tutarlar artık. Anlamıyarak onun yüzüne bak tım: Ne politİkası? dedim. Bilmezsin, sen bilmezsin... Babam da: Benim avanak oğlum... dedî. Sabahat Hanım alaya başladı: Ne yapsın, âşık, dedi, sevdaü! Babamın da, onun da yüzüne ya~ nm bakıslarla bakarak: Kimden ve neden bahsettiğini zi anlatnıyorum, ayıp değil a... dedim. Mabadl var Bu akşamki konser! Avrupa turneleri sırannda iki gün evvel şehrimize gelen meşhur san'atkârlar Matmazel EDİTH WACHTEL (piyano) ve M. ERNST NEUMANN (viyolonsel) bu aksam saat 21,30 da FRANSIZ TİYATROSUN DA ilk ve son konserlerini vereceklerdir. Uğradıklan her Avrupa şehrinde emsalsiz muvaffakiyetler kazanan ve bir çok yerlerde halkm arzusu ve ısrarı üzerine konserlerini tekrar etmek mecburiyetinde kalan bu kıymetli musikişinasla rın konseri musiki meraklılan için kaçmlmaz bir fırsattır. Programda konservatuvarımızi ıslah için şehrimize celbo lunan profesör Marks'm eser • leri He vardır. Biletlerinizi Fransız tiyatrosu gisesinden fedarik ediniz. Wllî , 24 Yazan : RFDt Hep Senin İçin! Herkes bana itibar ediyor! A vukat, yazıhanesine almak ister; Sabahat yüzüme güler; halatn gönlü mü alma?a çalışır; ne oluyoruz ki, ne var ki?.. tçim sevinç, ümit, korku ve şüphe gibi çaprasık hislerle dolup taşıyor. «erkek evlât», «oğlum gibi severim», «senin gönlünü yaomak isterim» â • lâ... Fakat sebep? Hay kör şeytan! Ortada bir dalavere mi donüyor? Ben ne kadar masum bir insanım! Hic bîr şey anlamıvorum. Halam da tıpkı babam gîbi dedi ki: Sen bele biraz sabret! Bak neler oğreneceksin! Bilmediğin çok şey va: senin... Şaşirdım: Peki... ne yapayım? Orta yerimden ikiye mi aynlayun? Hangi tarafa gideyim? Bir eteğimden babam, yakamdan avukat, öbür ya kamdan da halam çekiyor. Nedir, r*e var? Hemen karar veremezdim. Ciddî surette tereddüt edîyordum. Nihayet bh yanda babam ve maişetim, öte yanda Hicran! Gel de karar ver. Peki, dedim, beni şimdi evde yemeğe bekliyorlar. Gideyim, sonra gelh, sizînle görüşürüm. Yemekten sonra hemen gelir mistn? Ayağa kalktım ve durdum. He men? Nasıl olur? Bu kadar acele mi? Halam da ayağa kalkti: Evet, dedi, acele, çok acele... Sana miihim bir şey söyliyeceğîm. lerinde büyük bir sitem, dargmhk var gibiydi. Sanki: «Sen bize böyle mi yapacaktın?» diyordu. Onun bu bakışına cevap olarak: Bîraz sonra gene geleceğim, dedim. Gel mutlaka, dedi, ben de seninle aynca konuşmak istiyorum. Aynca mı? Evet! Mutlaka gelirim. Uçar gibi evden çıktım. Yollarda Bir daha: f koşuyordum. Müphem ümitler ve ke Ne gibi? diye sordum. derlerle sarhoş gibiydim. Hayatımda Halamm yüzünde gülümsiyen bir büyük bîr fasıl banladıgını hiss«tti müjde yoktu. Gözleri bir şey vadetğim zaraanlara mahsus garip heye miyordu. önüme baktım: can! Var bm şey, ortada benim bil î Peki... Çalışmm... dedim. mediçim bir şey var, bir mes'ele var, Yok. çalısınm olmaz, mutlaka.. bir hâdise var, bir şeyler geçmiş, bir Peki, mutlaka, fakat... »eyler olmuş, bir şeyler söylenmiş Fakat?.. ama, ne olduğunu anlamak kabil miydi? Buraya geldiğimi... Evde babamın ve Sabahat Ham* Anladım. Korkma. Peki. Hiç mın ağızlannı arıyacaktıra. Kokuau kimse duymaz. Merak etme. Salondan çıktım. Aşağıki büyük taş çıkacak elbet. Çaresi yok. öyle koşmuşum ki tramvaya bin lıkta Hicrania karşılaşmıştım. Göz*