Cumhuriyet CM SULTAM Yazan: M. TURHAN Dilifi «Bahar» ın türkçesi «yaz» dır am& Günlük düşünceler: Tasfiyeciler, halkın bir çok ke limeleri, kökünden uygun görünmiyen, manalarda kullandıklarmı da düşünmüyorlardı. Meselâ dilimize giren bir «bahar» kelimesi vardır. Bu kelime, acemce aslına göre kış tan sonra ve yazdan evvel gelen mvsimin adıdır. Arapçadan gelişine göre de kokulu şeylerdir. Fakat i kinci manada «baharat» diye kul lanılıp öbüründen ayırt edilir. Şim dî baharı atıp yerine türkçe bir kelime konulmak lâzım gelirse «yaz» demek ister. Çünkü yaz, asıl türkcede «bahar» dır. Yazın adı ise «yay> dır. Yazılıyım eserim Yayladır yayda yerim Sen yaysan ben de (ok) um Keman kaşh esmerim! Koşmasında görüldüğü gibi!.. Fakat bugün yazı yay, bahan yaz yapmak kolay mıdr? Bu, mevstmlerin yürüyüşünü, srrasını değiştirmek kadar güç bir şey. Çünkü Türk, yazına bahar ve yayına yaz demis ve bu değisikliği benimsemiş. Nitekim, yabandan gelen adam, yarı vahşî mahluk demek olan «yabancı» yı da o mefhumdan sıyırarak «tanışılmı yan, bilinmiyen kimse» yerinde kullanıyor. Bu kullamslan da, dil te mizliği strasında, göz önünde tut mak gerek. V.. RAItYO thracat ofisi Tevsi ediliyor 130,000 liralık bir bütçe yapıldı thracat ofiıinin yeni bütçesi 130,000 lira olarak teklif edflmistir. Bu, geçen seneki bütçenin iki misline yakmdır. Bunun 70,000 lirası ofis islerine, mütebaki 60,000 lirası da, memleketi mizin iştirak edeceği sergilere tahsis olunacaktır. tstanbul'daki ofisten başka Izmir*de de bir ihracat ofisi teşkil edilmesi muhtemel görülmektedir. Bu ofisin şehri • mizdeki ofise merbut bir şube halinde olacağı ve ileride diğer rriühim ihracat şehirlerinde de bu tarzda tesekküller yapılacağı anlaşılmaktadır. Ofiste teşkilâtra bu suretle tevsi ediIeceğine dair malumat yoktur. 27 Mart 1933 76 Gümrük » Kumusyoncuları Hususî bir kıyafet ve bir baro istiyorlar Gümrük kumusyoncular birliği idare heyeti evvelki akşam senelik kongre hazırlıklarile meşgul olmuş ve kon greyi 16 nisanda toplamağa karar vermiştir. Kongre çok hararetli olacaktır. Kumusyoncular, gümrüklerdeki suiistimallerin önüne geçmek için kendilerine resmî bir kıyafet tesbit edilmesini, ancak bu üniforma ile gümrüklere girilebilmesini, kumusyoncular için Av ropa'nm bazı yerlerinde olduğu veç • hile baro gibi bir teşekkül vücude ge • tirilmesi ve kendilerinin adeta memur addedilmelerini istemektedirler. Gümrüklerde ıslahat için tetkikat yapmakta olan Amerika'h mütebassu bu hususta bazı kumusyoncuları dinlemiştir. Bu akşamki program Tercih ediniz: | ANKABA: 19,10Kitar (Sadrettin Bev). MOSKOVA (WZSPS): 19,35Tosca (Pncçini). ROMA: 22,05Tito Schipa'nın şarkılan. İSTANBUL: 20Darülbedayi artistlerinin temsBİ. Eğlentili gecenin sabahında Venedik donanınasının takibiue uğradılar Gemi, kaplumbağa gibi yürüyordu, Sicilya'ya y'vrmi bir günde var mışlardı. Siragüze'de komanya düzmek için iki gün kaldılar. Fakat Cem'i, karaya çıkarmadılar. Mesi »a'da da ayni kabalığı gösterdiler. O da ne teessür, ne şikâyet gösterdi, faatta gece yarılarına kadar güver *ede dolaşırken limanlarda kamara»ına kapandı, detnir alınmcıya ka ~ dar dışarı çıkmadı. Lâkin «Etna> gorününce dayasamdı, güverteye fır ladı. Bütün Türk'Ier de orada top hmımflardı, yanardağin alevli ihti şamım »eyrediyorlardı. [*] Cem, duman kusan bir dev gibi denizin göğsünde oturarak havaya si~ yah nefesierini püsküren, bazan da gökün yüzüne alevden korkunc buseler yollıyan dağın heybetli manza rasmdan çok mütehassis oldu, kü peşt«ye dayanarak ve basını eline dayayarak uzun uzun dumanlara, alevlere baktı, sonra vüzünü yanı başında duran Celâl Beye çevirdi: tnsan, dedi, tabiatm en kuvvetlî unsuru. Bak, şu ada, atesini içinde tutamıyor, fosur fotur duman kusuyor. Halbuki yüreklerînde birer yanardağ tasıyan bizler, o dağlann alevini gene içimizde sakliyoruz. Ve dalgın dalgin Etna'yı süzerek ilâve etti: Şimdi imanım tazelendi, kuv vetlendi: Âdem oğlu, mahluklann ekmelidir! Çiinkii yanmayı ve ya narken belli etmemeyi biliyor! O akşam boğaz geçildi, Tyrrkei • enne denizine girildi. Fakat Cem'in de, yoldaşlannın da gozü geride idi. Hâlâ göklerd« Etna'nm kınlU karışık siyah nefesîni anyorlardı. Dağ onlarda, bir uhirbaz tesiri yapmıştı." Gelecek günlerin sirlarmı duman ve alevden yapılma kelhneler le söyliyen bir sihirbaz!... Bu tesir, hepsinde müçterekti ve hep*i gözIeri gerilere dikili olarak . îhtiyar sız, yannı düşünüyorlardı. Şövaliyeler, Cem'Ie arkadaflannın sessizle|tiklerini g5rüttC«r' 'he^aVet göstermek istediler. Fırtınanm dfn miş, havanın güzelleşmis. oknasın • dan istifade ederek güvertede mü kellef bir tofra kurdular, mumlar ve fenerler siraladılar, muzika da ge tirerek gurültülü bir ahenk yarat tilar. Bu eğlence, pek tedbirsizce bir şeydi. Çiinkü o nrada Napoli krallıği, Papa ve Venedik ile muharebe ediyordv. Rado* şovaliyeleri Papahğa bağlı, Venedik'Ie de dost olduklan îcin Napoli donanmasmın Cem'i tasıyan bu gemiye de taarruz etmesi ihtimali vardi. Ayni zamanda Cem, bütiin orta ve asağı Avrupa devletlermm yakalam»k istediği bir avdi. Bu kıymetli avın, Rados şovaliyeleri elinde bulunması içm için kıskanc lıklar uyandınyordu. Büyiik, kücük bir •ürü bükümdar, Cem'i ele geçîrmek suretile Osmanlı Padişahını kakafese koymak, tüy tüy yolmak hırsını taşıyordu. Napoli Kralı da, bu muhteri» ve tamahkâr devletlilerin biri idi. Dolayısile Rados'a düsman olduğu i£în fırsat bulursa Cem'i cebren de almağa te^ebbüs edeceğine şüphe yoktu. Şövaliyeler, f azla sarap içmiş olacaklar ki, bu tehlikeyi düşüneme mişlerdi, Napoli yakınlannda bulunduklannı besaba katmıyarak gemide donanma yapıyorlardı. Tesadüf, bu tedbiruzliği büyiik bir korku vermek suretile cezalandırmakta gecikmedi. Bir Venedik gemisi, bu ışıklarla bezenen deniz safasmı uzaktan görerek takibe koyuldu. Şövaliyelerin mahmurluğu ve Cem'Ie yoldaslannm dalgınlıği benüz geç meden de önlerini çevirdi. Vakit çok erkendi; günes, ilk tu valetini yapıyordu; deniz de, gece koctümünü atarak gündüzliik mavi mantosunu giymek üzere idi. Venedik harp gemisi, hücum hazırlığı içinde manevralar yaparak gemiye dogru yanaşıyordu. Gerçi Venedik' lilerle Rados'lular arasında dostluk vardı. Lâkin harp gemisinin kumandam, kovaladığı geminin Rados bayrağı taşıdığmı görünce ve akşamki ısiklan da göz önüne getirince talihin kendisme büyiik bir ikramda bulunmak istediğine zahip oldu, bu Rados kalyonunda Cem'in bulun* bileceğini dirsündü, dostluğu bir tarafa bırakarak Türk sehzadesini ele geçirmeği kurdu. Bu, Türk'lerden yıl basına sille yemiş ve Türk'lere vergi vermek mevkiine düsmüs olan Venedik için binbir zafer değerinde bir muvaffakiyet olacaktı. O sebeple Rados'lu gemiyi tazyik altına sokmağa çalışıyordu. İSTANBUL : 18 Saz: (Vedia Rıza Hanım) 18,45 radyo orkestrsaı 19,30 fransızca ders (müptedilere mahsus) 20 tiyatro: (Darülbedajri artistleri tarafından temsil) • 20,45 saz: (Safiye Hanrm ve arkada»lan) 21,30 orkestra konseri progTarrun sonunda: ajans, borsa haberleri, saatayaT,ve J üzöm ve incir ihracatı thracat ofisi tarafından yapıian bir istatistige göre, ihracat mevsimi iptidasından martın on besine kadar memlekethnizin üzüm ihracatı 50,840,000 kiloya baliğ olmuştnr. Banlar azamî 40, asgari 8 kuruştan satünuşhr. tncir ihracatı da 24,913,000 kilodur. tncirin azamî ihraç fiatı 40, asgari fiatı 6 kuruştur. Geçen seneye nazaran fiatlarda biraz düskünlük vardır. Halı tacirleri ve rıhtım şirketi Rıhbm Şirketi antrepolarmdan şikâyet eden transit halı tacirlermin mü racaatleri Szerine Ticaret Odası bu huYann odada alâkadar transit tacirleri ve Rıhhm Şirketi mümessilinin iştirakleriie bir toplantı yapılacak ve bu mes'ele halledilecektir. Dokumacılar kooperatifi Şetırünizdeki dokumacılar bir kooperatif teşkil etmişlerdir. Arayışlar üzerinde duruş: «Adap» kelimesme karsıhk ola rak yol ve yordamı ileri sürenler, bir dürineden fazla. Yol, edep ve adap fle hiç uygun değil. Yordam i • se büsbütün başka bh sey. <E1 yordamile buldumı deriz. Bunda ede bin ve adabm uzaktan, yakuıdan ne alâkası var? Edep, yüksek terbi yedir; terbiyeli de ryi yetismis ol maktır. Bu tarife göre karsılıkları seçilmek ister. MUSİKl ÂLEMtNDE BİR HADİSE Melle. Wachtel (piano) Mr. Neumann (viyolonsel) DÜOSU 3 nisan pazartesi aksamı 21,30 da Yeni karşılıklar DH encümenmin li»telermdeki kelimelere karsıhk olarak gönderi len öz türkçe sözieri neçre devâm ediyoruz:' **• % Liste: 1 ADAP: Yol, AFERİN: Yaşa, varol, AHENK: Düzen, A L A Y İ Ş : Gösteri?, ÂLET: Takım. taklavat, AMAN: Sı^ınmka, A MİR: Buyrukçn, ASAYİŞ: tjlke. duru luğu, ÂTİ: Gelecek, aşağı, AYNA: Gözek, AZADE: Bağsız. *** Fransız tiyatrosunda İLK VE SON KONSER1N1 VERtYOR. Şövaliyeler, vaziyeti kavrar k a v ramaz askerleri silâh basına geçir diler, müdafaaya hazırlandılar. Her şeyden evvel de Cem'i ve yanındaki Türkieri ambara kapadılar. Şehzade, felâs içinde itilip kakılmaktan v« ip merdiveni sürüle sürüle inmekten son derece müteessir olmustu. Hele kiymetsiz bir balya veya de ğersiz bir kürekçi gibi ambara atı • hp ta karanbkta bırakılmaktan rvr nunun en derin noktasına kadar incinmisii. Bu muamele, her ne sebeple olursa olsun, feci bir hakikati gösteriyordu: Esaret!.. Evet, Biçare Cem, Rados'lularla temas ettiği gündenberi ilk defa olarak bu hakikati bütün çıplaklıgile anlıyordu. Çok kereler, onlardan kuakulanmıs, onlara kızmıs ve kendinden de igrenmişti. Lâkin dö Büssonun yeminlerini, şovaliyelerin tat~ lı dilerini düsündükçe süphelerinin, kızgınlıklarının haksızhğına hükmedip müteselli olmak yolunu bulu ' yordu. Şhndi o teselli noktaLarı hep birden süinmif, yıkılmıs, hurduhas (•) «Yanar ada denmekle maruf bir olmustu. Şu içine kapatıldığı ambar, ada zâhir oldu. Bir Bülent dagdır. Sabah kendinin icabında zincire bile vurutan akşama değin kâh kâh kara tütun lacağinı zalim ve siyah bir belftğat1er göke direk direk olur. Akşamdan sa le anlatıyordu. Bu sebeple Cem, ısbaha değin pare pare dağlar giM yalınlar lak tahtalara alnını koyarak ağlı zâhlr olup hava yüzüne dağılır. Onn gö yordu, otuz yedi yoldasını da hüngür rüp, Kudretullahı mülâhaza edip geçildi.> hüngur ağlatiyordu. Vakıatı CemS:8 IMabadi var) Bugün 9! i L L f Sinemada Mümessillen: CONNVAY TEARLE Mümessilleri: LtANE HAİD, ÎVAN | PETROVTTCH ü a n e Haid'in san'at | hayannda en harikniâde temsüi: Gü 1 B u f l ! t D ı n s a b n e l e n f e v k a 1 â d e h a t t a zelligine asia erişilraiyecek bir sine | bazilan seyredilirken insanın heyecan= dan nefesi daralır. ma esen. m ÇARIN ELMASI 0 R L0F JİUlZ. 2 sözlü filim birden I | ZEPLİNİN İNTiKAMI ANKARA : 12,30 Ankarapalas OTkstrası (13,30 a kadar) 1 8 muallhn Zeki Beyin idareainde koro konseri 18,40 gramofon plâkları 19,10 gitar kons«sri (Sadrettin Bey) 19,40 graimofon plâklan • 20,1 0 havadisler ve hava raporu. VİYANA : 18 haüf musiki konseri 19,10 muhtelif konferanslar, havadisler ve ingilizce ders 21,05 halk musikisi 22,05 şarkı ve orkestra konseri 23,25 havadisler23,40 dans musikisi. PARtS (Poste Parisien) : 20,50 havadkler ve gTamofon plâklan 21,35 konser 22,05 iki musa habe 22,35 konser 23,45 konser. ROMA : 21,05 havadisler ve gramofon plâkları 22,05 tenor Tito Schipa'nın (Tito Skipa) konseri 23,05 musahafee 23,21 hafif musiki 24 havadisler. BÜKRES: 18,05 radyo orkestTası 19,20 radyo orkestrası devam ediyor 21,05 Zağ • rep'ten 23,05 havadisler sonra: gramofon plâklarile dans musikisi. VARSOVA : 18,05 şarkı ve piyano konseri 19.05 konferans 19.30 hafif musiki 20,50 havadisler 21.05 bir operet sonra: havadisler 23,20 dans musikisi. BUDAPESTE : 18,05 konferans 18,35 tsigan or kp^trası 19,35 almanca ders 20,05 Verdi'den Schubert'den, Puccini'den şarkılar 20,35 konferans ?1,05 gra mofon plâkları 23,05 konferans' müteakıben: opera orke«trasının konseri. MOSKOVA : „.+»** •19,35 bir opera : (Tosca) Pucdni' nin eseri 22,05 ingilizce konferans 23 Kızıl Meydan'dan nakil 23,10 Pravda'dan hulâsalar. Fener'de Lâz Yakup itmmde birfnln çuvalla 16 kilo esrar kaçnrdığı görülmöş, kaçakçı mahkemeye verilmistir. Gümrük mohafaza memurlan tara • fından limanırrazda yapıian son araştır • ma esnaun'ı kaçakçıldda uğraştıkia nndan şüphe edilen kayitsiz İS kadar motör ve sandal tutuhnu*, liman ida resine teslim edOmiştir. Bunlann sahip. leri tecziye olunacaktır. Yakalanan kaçakçılar Liste: 2 BAHIL: Cimri, pinti, BAHİS: Söz geIimi, BAHUSUS: Hele, BAKI: Olmlyen, yaşıyan, BAKİRE: Kızoğlankız, BALİö: Delikanlı, varan, BATIL: Yalan yanlıs, BECAYİŞ: Degişmece, BEDEN: Gövde, BEDİHI: Apaçık. **• Amerikanın en çok beğenilen, en çok para alan artisti Liste: 10 KABAHAT: Suç, KABİLİYET Bece riklilik. KADER: Alm yazısı, KADİT: Kemik külçesi, KAFİLE: Tabur, KAFİ . YE: Dengl, KAİDE: Altyüz, türe, K A İ NAT: Yergök. KAMUS: Sözlük, KANUN: Yasa. Mansur Tekin *•* RUTH CHATTERTON Son fihni NUKADDES YALAN Yakında E L H A M R A Sinemasında Bu çarşamba akşarnından itibaren Liste: 11 LAKAP: Soy adı, LÂKİN: Ne yapa lun ki, ne işliyeyim ki, LÂMISE: El arastırması, LANET: Beterlik. LÂÜBALİ: Senli, benli, LEHÇE: Dil döneği, LETAFET: Yosmalık, LEYLİ: Yatılık, LÛGAT: Sözlük, Kütük. Mütekait topçu miralayı S. Şevket ***. O P E R A SİNEMASINDA İstanbul kros şampiyonası M E ÇHUL Filrninde görüneceklerdır. İKi büyiik ve dehakâr artist CHARLKS FARRELL ve JOAN BENNETT Meşhur rejisör Raoul Walsch'in son şaheseri Ankara 26 (Telefonla) Maarif VekUi Resit Galip Bey îzmİr meb'u«u Refik Şevket Beyin tstanbul mekteplerindeki hâdiseler hakkında aordugu suale bugiinlerde cevap vere cektir. Yalnız sualin ticaret raekte bine ait olan kısmına tktısat Veküi cevap verecektir. Çünkü ticaret mektebi Iktısat Vekâletine merbuthır. B Maarif Veüiünden soruian söaller A DA M bile Nüzhet Haşim Sinan oğlu Bu filim en tnüşkülpesentlnı Italyan edebiyatı Tarih ve Entoloji Maarif Vekâletinm gösterdigi lüzum üzerine AHMET HALİT Kt TAPANESt tarafından tab ve nes rolunmuştar. ttalyan edebiyajtsnm bütün safhalannı resimlerile mubtevidir. Kttapçınızdan arayraız! BU AKŞAM saat 21.30 da Liste; 13 NAMZET: Yavuklu. NAMUS: Unur, NAZ: Yapmacık, NAZIM: Ölçülü söz, NESİR: Düzgün yazı, NEDAMET: Cay gınlık, NESİL: Soy, döl, NEŞ'E: Sevinç, NEŞİR: Yayma, dağıtmak, NEŞRIYAT: Yayım. NETİCE: Son, bitim, NEZAHET: Temizlik, NEZAKET: Incelik. ilk tedrisat müfettişlerinden M. Muh3rrem meranun edecektir. GLORYA 29 S E AI D N M SN A İ MUSiKı SAH'ATKÂRLARI CEM YETi taıafından tertip edilen ve Eftalya ve Safiye Hdnımların i 35 kişilık mart çarşamba akşamı saat 21.30 da Darphane hazır istanbul kros şampiyonası geçen cuma günü yapılmıç, kros şampiyonluğunu Beşiktaş takımı kazanmıstır. Kosuya Beşiktaş, Harbiye. Kasımpaşa, lstanbulspor ve Topkapı atletleri iştirak etmişlerdir. Resmimiz atletleri bir arada göstermektedir. Büyiik bir gayretle çalışan ve muvaffak olan Beşiktaş'hları tebri1 Cumhuriyet paralarınm baskı işlerine ait hazırlıklar Darphane miidîrîyetince tamamen ikmal edilmiştir. Bu husustaki kanun meclisten çıkar çıkmaz paraların basılmasına başlanacaktır. Darphanenin Ankara'ya nakli hakkında Darphane müdürü Fuat Bet bir muharririmize demiştir ki: « Darphanenin Ankara'ya nakli mukarrerdir. Fakat böyle bir nakil için en asağı bir buçuk senelik bir zamana ihtiyaç vardır. Halbuki yeni paraların süratle basılması lâzımdır. Maamafih bv hususta Maliye Vekâletinden hiç bir emir yoktur.» Yeni damsra pullannm baskı işleri bitmistir. Pullar peyderpey defterdar lıklara gönderilmektedir. Yeni pul lar 1 hazirandan itibaren kullanılacaktır. ALATURKA KONSER Fiatlar: 75100150200 ftüe'ler sinemanın gişesinde satılmakfadır ».„,„• • o a o Fenerbahçe spor kulübü başlamıs olduğu yeni stadm KAFES ARKASINDA Yazan: Musahip Zade Celâl Bey r)arii!bedayi temsilleri Şehir Tiyatrosu istanbul Belediyesı ııııııı 20,000 KİŞİLİK TRiBUN Otomobil, Radyo, motosiklet, oda takımlarile möteaddit Avrupa seyahatlerinden başka 3 O O O kıymetli mökâ at Sahf merkezi: Bahcekapı'da Zeki Rıza Millî Spor mağazası Komedi 4 perde Halk gecesi llli mımı Sesli sınema çıkalıdanber yapıian en muazzam filim :"% DEVLERi BEHER BİLET 50 KURUŞTUR . ile ihata edilerek asrî bir şekil alabilmesi için BÎR EŞYA PlYANGOSU TERTÎP ETMÎŞTÎR CENUP YlLDlZl Üsküdar Hâle sinemasında Sesli, sözlü, sarkılı RAMON NOVARO. tliveten Dunva havaditlerL BEN HUR