Meşhur Casuslar Yazan: ABIUIN DAVER r ı Camhuriyet • İJ Şehir ve memleket haberleri îlk mekteplerde Tek kitap Mübadele Işleri Siyasf icmal Fransa plânî ve Rusya Silâhlan bırakma konferansi ikinci safhasına bafhyabümesi için C©« nevrede fevkalâde faaliyet gösteri Iiyor. Divanda ve umumî komisyonda müzakere ve münakasalar gayet nazik bir noktaya gelmistir. Konfe" rans ikmci defa toplanmadan evvel iflâs edip etmemesi bu müzakere lerin neticesine bağlı bulunuyor. B\» müzakerelerin başhca mevzuu Fransız plânî ile tngiliz proğramıdnr^ Fransız plânı her şeyden evvel devletlerin emnü selâmeti beynelmilel teminat ve tekeffül altına alm 4 ması ve maksat istihsal edildikten sonra silâhlann bırakıknası ve azal« tılması gayesini takip ediyor. tngiliz proğramının gayesi ise simdiye kadar yapılan muhtelif teklifleri telif ederek her taraf 1 bir dereee ment nun edecek esaslar üzerine konfe * ranstan bir netice istihsal etmektir. Fransız plânı umumî komisyonda uzun uzadıya münakaşa edildi. Fakat umumî tasvibe mazhar olınadj. Fransa'mn en büyük müttefiki Le histan bile bu plânı ütizam etmemistir. Bes devlet içtimaı gibi hususî müzakerelerde LehUtan'ın hariç bırakılması Avrupa'nın en büyük askeri devleüerinden biri bulunan bu hükumeti miktefikine karşı müafail etmiştir. Lehistan hükuıaeti fkndiye kadar müttefikan yahut büyük ekseriyet ile tasvip olunan maddelerim ve esasların bir mukaveleye rapü ile amelî bir netice elde edilmesini muvafık bulmustur. Fransız plânı hiç beklenilmiyen bir taraftan daha ziyade iltizam edilmiftir. Sovyet Rusya'sı bu plânmj bir çok maddelerinin kabule sayan olduğunu beyan etmiştir. Sovyet Rusj yası, bir çok devletler ile akteylediği ademi tecvüz misaklanndan dahJ anlaşıldığı veçhile kendi emnü selâmetinin yani Sovyet Rusyası'nın bugünkü hudut ve rejiminin her türlü taarruz ve müdahaleden mahfus kalmasma ve bunun beynelmilel misaklarla temin ve teyit edilmesİM büyük ehemmiyet verdiğini bu defa, da Cenevre'de asikâr bir rurette iv* bat etmisür. , Bu münasebetle Sovyet Rusyan*" nm mümessili ve Hariciye Komberl M. LHvinof tecavüz eden devlettf karsı tayin edilecek cezri tedbirlerde en mühim nokt& h«v sejrden «vvel (ticevüs eden) tabirinin manal ve fümulü tesbît edilmesi lâzım geldiğini ve bir çok devletUrin hâl« Rusya'nın islerine müdahaleyi dü • * sümnekte olduklannı ve bu devlet* lerin en nüfuzlu ricali tarafından si1 yasetlerine Rusya'ya karşı muhare> be edilmesi üssülesas ittihaz edildi' ğini ve bunlann simdiden Bolsevizm rejnnine muhalif olanlar ile sıkı teı masta bulunduklannı beyan etmiştir^ Mumaileyhe göre (tecavüz edeni devlete) kantı zecrî tedabir alaeakj cihaz sermayedarlık rejimine tâbi devletlerin elinde bulunduğu tak • * dirde bunun Bolsevîk ve Sosyalist rejimine tâbi bir memlekete karşı bharafane ve adilâne hareket eylemesi melhuz değildir. Bunun için Sovyet mümessili tecavüz eden devlete, hücum edilen memleketm dahilî ahvali ve rejimi bahane teskü etmesine imkân bırakmıyacak bir beyannamenin kabul edilmesini teklif etmistir. 1 Avrupa'daki mevcut hudutlarm ve vaziyetlerin beynelmilel teminat: altına alımnasma çalışan Fransa, Rusya'nın şimdiki hududu rejimi nm hiç bir bahane fle taarruz •* müdahaleye uğramamasına büyük ehemmiyet veren Sovyet hükumet! ile^ fıkren birleşmiş oluyor. Faka^ filiyat sahasmda bunun vücude ge • 1*P gelemiyeceğini ati gösterecektir, Fransa kendi plânmın umumi tasvibe nail olmadığnıı görünce İngilİz proğrammı evvelce tenkH eylemesine rağmen iltizam etmeğe lüzum gâr> müstür. Buna mukabil tngfltere fle Amerika teknSc mes'eleleri müza • • kere edecek umumî komisyonda or dularra askerî mevcutlan mes'ele " »inin harp levazınu mevcutlanna teıcihan müzakere edilmesmde Fransız noktai nazarını ütizam etmiş • lerdir. Bu mes'elede İtalya üe AI manya yalnız kalmıstır. Artıfc mü zaker&t ffliyat sahasma dökülüyor. MUHARREM FEYZİ 86 Gayrimübadiller Kongresı MataHari, idam kararını öğrendiğî zaman metanetine asla halel gelmedi O isketnlesine yığılirken Mata Hari de ayağa kalkmıştı: B* harikulâde, kadın şimdi, garip ve esrarlı cazibesîle bir deniz kızı gibi idi. Divanı barp heyetmi, teshir etmek içm bütün cilvekârhğım, bütün ifvebazlığmı takımnıştı. O artık, basnu kurtarmak için endise ve korku içinde çırpınan bir tnaznun de ğildi; o, şimdi, tekrar kadm ve san'atkâr olmuştu. En tatlı, en baş döndürücü tebessümile hâkbnlere gülüyordu. tmkân bulsa, hemen soyuna cak ve nice erkekleri ayaklanna kapandıran rakislanndan birile, dnranı barbin gözlerini karartacakb. Reis sordu: Vekilinizin müdafaasma flâve edecek bir sözünüz var mı? Mata Hari, aTukatınra o < son dereee hararetli ve güzel müdafaamndan aonra, kurtulduğuna emin ve kalktı, kısaca fu cevabı verdi. Hayır, hiç bir şey Uâve etmiyeeeğim. Avukatım hakikati soyledi. Ben, bir Fransız kadını değilhn. Di2er memleketlerde de bir çok dost lara malik olmak hakkını baizim; hatta, Fransa ile hali harpte ve Fransa'ya düfman memleketlerde bile... Ben, bkaraf bir tnillete mensubum ve daima bitaraf kaldım. Fraruız zabitlerinm alihrvücenabmdan ve civanmertliğinden beraet karan bekliyorum. Yerine oturduğu zaman ihtiyar avukabn baygınlığı geçmisti. Avukatinm ellerini tuttu, teşekkür etti O anda, divant barbin ckldî ve ağır muhitinde kısa ve hazin bir sevgi sahnesi vuku buldu. Avukat, sevgilisinin ellerini muhabbetle sıktı. A • damcağızm gözleri yasiarla dolu idi. Reis, Celse bitti, dedi. Heyeti hâkime, müzakere talo * nuna çekildi. Hftkimler, asağıdaki yedi suale eevap vereceklerdi: 1 Maznun 1916 da tspanya'da düşmanla temas vejmünasebatta bu~ lunmus mudur? 2 Maznun 1916 da Hoüanda'da düşmanla temas ve münasebatfta buluıııuus mudur? 3 Maznun 1916 da Fransa'da düşmanla temas ve münasebatta bulunmuş mudur? 4 Maznun, tspanya'daki AI man ca»os ve memurlarma askerî haberler vermis mîdir? 5 Maznun, düfman hesabma malumat toplamak için, Paris müs saftrlerme kahve pişirmek S«ere mut • faga giderken Tam eline greçirdiği yuvarlak bir odunla zavalh kadmm ka • lasma doft aera vurmustur* Kadm yere dusmSş ve YanTnin kardesi Sokrat bajhnntması ve çtrpmmaması için elle • rmit kollarmı tutmns ve ağzma mendil hkamifbr. Bunun Bzerine Yani kardeşcte bir ip buknasmı soylemistir. Sok • rat ta odadan mutfaga yapılmış olan elektrnc zülerinin teÜermi sokerek YanTye getirmiş ve iki k*rdeş teli madaımn boğazma dolıyarak boğmuslardır. Cinayet bittikten sonra iki kardeş evde pjra edecek kıymetli mScevherat üe madamın kendüerine bahsettiği tahvilâtı alarak kaçmışlar ve doğroca ev lerine gibnislerdir. Vak'adan bir müddet sonra bir menrar arkadaşımız Beyoğlu'nda Todo rTnin çalısfağı berber dükkânmda taras oknken hâdise mevzuu bahsolmus ve orada bolonan Sokrat faüin buluna nnyacağmı, onun Yunanistan'a kaça • eağmı soylemistir. Mükâlemenin tarzı eereyem memurun nazari dikkatini eelbetmiy ve yapüan taharriyat neticesmde Sokrat'la Todori ele geçirümis tir. Yapılan istievapta Sokrat curmSnS tamamile hiraf etmijtir. Zabıtta vardır.» Katfl kardesler vak'anm ertesi gSnO albn bir saatle bir altm yüzüğü berber TodorTnm tavassutile kuyumca Bedros Efendiye satmışlardır. Bedros E fendi de bunu Yako Efendi isminde baska bir tüceara sabnışfar. Bu mun^ebede Bedros ve Yako E • fendiler de dun sahit olarak dmleo • mişlerdir. Bedros Efendi demişur ki: « Todori benim Bç s*nelîk berberimdir. Kendisini gayet yakmdan ve iyi bir adam olarak tamyorum. Bir gun yanında isminîn Sokrat olduğunu o§ rendiğnn bir gençle dükkânıma geldiler. Sokrat Efendi cebmden bir saat çıkararak bunu kaça alaeağmu sorduiar. 187S kurof vereceğimi soyiedim ve Todoriye de çalmmış bir mal olmasın diye sikı sıkı sordum. Bana teminat verdi.» Bundan sonra dinlenilen Yako Efendi saati Bedros Ef endiden aldığmı, soylemiştir. Bundan sonra dinlenilen terzi Sokrat «Bana YanPnîn elbue borcn vardv. tahkem mevküne girmiş midir? 6 Maznun, 1916 da yapılacak olan Fransız taarruzunu düsmana haber vermis midir? 7 Maznun, Fransıziar tarafın dan gizli bir mürekkep icat ve itnal edildiğini diiçmana bildirmiş mîdir? On dakika sonra, hâkimler mahkeme salonuna girdiler. On dakika Mata Hari'yi ölüme mahkum et tneğe kâfi gelmisti. Divanı harp azalan, yukarıki suallerin hepsine Htifakla evet cevabını vermişlerdi. Kanuna tevfikan, idam karan maznuna, divanı harp muhafız kat'asmın huzurunda tebliğ edildi. Herkes ayağa kalkmıştı. Salonun bir köşesinde bir Fransız kıt'ası selâm vaziyetinde duruyordu. Karar okunurken, Mata • Hari yamndaki avukahna bağırdı: Ne işHiyorum yarabbi! M. CJunet, bu nasıl olur? tmkânsiz bir şey! Yanlış işittiğiıni söyleyin bana... L&kîn avukatının kendisinden daha bitkin bir halde olduğu nu gorünce hemen kendini top • ladı. Dimdik, başı yukan da, hareketeiz, fakat sapsan bir halde dinledİ. Siyah gözleri hiddet ve gazapten bir siyah çelik panltın ile hâkimlere yıldtnmlar yağdmyordu. Hükmün tebliği bittiği zaman a vukat hüngür hüngür ağlamağa başladı. Mata Hari ağzına geleni soylememek için dudaklannı ıstnyordu. Karann okunman biter bitmez, selâm duran kıt'antn küçük zabiti, askerlere, Rahat durt Kumandasını verdiği ve sfl&hlar şâkırdadığı zaman istihkarla omuzLarmı silkti ve dudaklannda cehennemî bir tebessüm olduğu halde bütün hâkimleri, askerleri, herketi hakaretfe süzoti. Sonra, hemen divanı barbin kalemine girerek muhakemesinin tekrar rüyeti için avukatının hazırladığı istidayı imzaladı. Bu sı~ rada korkunç bir azim ve metanet gösteriyordu. Onu idama mahkum eden divanı harp azasmdan biri daireden çıkarken diyordu ki: < Boyle güzel, canlı ve genç bir kadını, bu kadar sihtrkâr ve zeki bir mahluku ölüme mahkum etmek ne feci sey! Fakat onun entrikalan o kadar fel&ketlere sebebiyet verdi ki elimden gelse bir değil iki defa kurfuna dizdiririm. fMabadi 0or) Parayı istemeğe gktim. Bana bir taknn tahvilât numaralan vererek bunlarm kaça geçtijfini öğrenerek satbğnn takdirde paratnı verecegini soyledi. Fa kat ertesi günü Yunanistan'a kaçtagmı oğrendim.» demistîr. Şahit Telefon şirketi memurlarmdan Recep Mumin Bey de demiştir ki: c Ben Sokrat'ı tanmm. Bir gun kahvede oturuyorudum. Sokrat gasetede RumeE ham einayetmi okumağa çahşıyordu. TSrkçeyi iyi bnmedigi için benim okumamı rica etti. Okudum. Evvelâ morardı sonra da sarardı. Ben hiç bir şey anlamadun. Sadece hayret et tim. Bir saatten sonra da katilin Yani ve Sokrat olduğunu ve Sokrat'ın tevkif edüdiğini öğrendim.» Dfin sorguya çekflen Sokrat'm kar • desi Katma maznunun kardesi olduğunu sSyliyerek şehadetten istinkâf etmek istediğini soylemistir. Heyeti hâkime Katina'nın bu talebini kabul etmiştir. Bundan sonra katOlerin annesi Madam Flora türkçe bilmediği için tercüman vasıtasfle sayani dikkat ifadatta bulunarak sunlan soylemistir: c Cinayetin olduğu gun oğleden evvel olen kadm bizim eve geldi. Ben kendisini tanımıyordum. Bizim çocuk lan sordu. O sırada Yani fle Sokrat ta geldüer. Madam Antonya büyfik oğlum Yani ile bir müddet gorüştü. Ne konuştuklannı bilmiyorum. Yani ve Sokrat saat dorde doğru evden çıktılar ve bana Madam Antonya'nın evine gideceklerini soyledüer. Ben izahat utediğim zaman sen kansma dedüer. Aksam H zeri saat 7 de evvelâ Yani ve 10 dakika sonra da Sokrat geldi. Yani bana bir paket verdi. «içinde kıymetli seyler van» dedi. Ben buıılan nereden bul duğunu sordum. Bir arkadasma ait olduğunu ve Yunanistan'a götureceğini söyledü Sonra bunu bir yastığm içerisine koyarak dİkti. Bana 17 lira ev kirası içm ve bes lira da harçhk olarak verdi. Ben gene bunlan nereden bul duğunu sordum. Bana tekrar bu işiere kanşmamaklığımı tenbih etti. Benim hiç bir şeyden haberim yok. O kadına karsı fena fikir besledİkl*.! inden haberim olsaydı elimden geldiği kadar mütnanaat ederdhn.» Heyeti hâkhne neticede dîğer şahit • lerhı de eelbi içm muhakemeyi 13 ta talik etmiştir. Müzakerelere haftaya da İstanbul kitapçıları fikir Yunan'hlarla müzakere • ye devam edilecek devam olunacak lerini anlatıyorlar Geçen hafta toplanan gayriınübadil kongren ekseriyet hasıl olama dığı cihetle resmi mUzakerelerde bulunamamıs, yalnız gayrhnübadillere ait Ufflumî ve hayatî mes'eleler üzerinde hususî hasbıhaller yapılmıştı. Geçen hafta in'ikat edemiyen kongrenin önümüzdeki pazar günü içtimaı kararlastınlmıştı. Halbuki, o gün Halkevi salonunda, evin yıl dönümfi tes'it edileceğinden, gayrimübadiller kongresi önümüzdeki pazar* tesi gününe kalmıstır. Gayrimübadillerden mühun bir ekseriyet, gayrimübadillere ait umır mf dertîeri tesbtt edecek ve bunla nn en faideli sekilde halli için hü kumet nezdinde tefebbüsLerde bu lunacak olan kuvvetli bir heyetin teskili ile Ankara'ya gönderilmesine taraftar btdunmaktadır. Basmda yeni bono ihraa, bonolann itf a tarzı, emlâk müzayedeleri ve saire gibi mü him bazı mes'eleler bulunan bütün islerin matltip sekilde halli için kuvvetli ve müessir bir faaliyet gosterebilecek sahsiyetlere ihtiyaç olduğunu ileri süren gayrimübadiller Snü • müzdeki hafta yapılacak kongrede bunlan müzakere ve münakaşa edeceklerdir. Bu müzakereler netice sinde gayrimübadillerin hukukunu ve ortada mevcut mes'eleleri takip ve hallehnek üzere hükumetle te • maslarda bulunmak içm Ankara'ya gonderiiecek olan heyetin azalan seçiiecektir. Maarif Vekâletinin ilk mektep ler için tek kitap usulünü tatbika karar verdiği, bu karardan tstanbui kitapçılannın memnun olduklan yazılmaktadır. Türk Kitapçıhğı Litnitet Şirketi müessislerinden krtapçı muallim Ahmet Halk Bey dün kendisile gorüsen bir muharririmize demiştir ki: < Dün bir gazetede benim resmhnin yanıbasında tek kitap mes'elesi etrafında bir yazıya tesadüf et* tim. Bu yazmın her halde bu işle hiç alâkadar olmıyan yabancı tarafından gazeteye verilmiş ve nasılsa okun • madan dercediknis olduğunu kuv vetle zannederim. Bir kere tek kitap mes'elesİ Ankara caddesindeki ki tapçılarm kanşacaklan bir mes'ele değildir. Bu doğrudan doğruya Maarif Vekâleti yüksek makamuun ve talim ve terbiye dairesinin düfünüp karar vereceği ilmî bir mes'eledir. Bizim vazifemiz kabul edilen kkaplan basmak ve satmaktır. Binaeaaleyh bu ise karısmak söyle dursun lâkırdısuu bile etmek aklmuzdan geçmez. Gene bu yaztda beş yüz bin Kra sermaye konduğundan bahsedilivor! Bu paranın kimde olduğunu bilmem fakat bizim elimizde olsa onu ki taba yatırmaz, derhal bir banka açarız. Mektep kiUplan Ubi isi senelerdenberi bu ifle mesgul olmuş olan inaanlann yapabuecekleri bir iftir. Ankara caddesi bugünlerde çok işsizdir. Kitapçılar günlük masraflannı çıkaramıyorlar ve zarar ediyor lar. Hal bu merkezde iken ömrün de kitap bastnamif ve hatta dfikkâ nında mektep kitabı satmanus olanlar bile mekep kiabı islerine kanfmak ve bu yüzden ekmek yemek sevduma düsrüler. Bu suretle kitap basanlar rekabet yüzünden para kazanamadıklan gibi satıcılar da mektepler doğrudan doğruya kitap «1 dıklan içm satış yapamadılar. Bu »ene bütün mektep kHabı basanlar firketimize dahil oldular. Zaten hariçte yalnız lbrahim Hilmi Beyle Sühulet kitaphanesi vardı. Bunlar da girince artık rekabete meydan kal mıyor. Bu suretle önümüzdeki sene hem kitaplar ucuzhyacak, hem de mutavassıt kitapçılar fazlasile c*o yapacaklardır. Şimdi tek kitap met'elesine dönelim. Maarif Vekâleti tarafından verilmis ve bize tebliğ olunmus bir karar yoktur. Böyle bir karar verilse büe çok kıymetli Vekilİmiz Beyefendüıin bize temin ettiklerine göre bu ancak üç dör senede tatbik edile cektir. Bu sene için yalmz bir iki kitap mevzuu bahistir. Bunlardan da elimizde binlerce liralık stok vardrr. Biz hükumetknizin memleket içm hayırlı olan bu tesebbüsu karfism da ilk mektep kitaplannra tabı isi bugünkü tâbilerin elinde kalmak şartile stoklarımızı feda etmeğe ve hfikumetten bunun için hiç bir şey talep etmetneğe hazınz. Biz bu fedakârlığımızm karsılığmı değil, sade ee hakknnızın muhafazasım istiyo ruz. Bn^an baska nesriyat sahası herkes için açıktır. Mektep khaplan haricinde memleketm muhtaç olduğu binlerce eser vardır. Bunlar an cak kuvvetlerimizin istiraküe yapılabilhr. Biz İstanbul ve hatta tasradaki bütün kitapçılarm istiraküe senenin bütün aylannda devam edecek olan hususî nesriyat için büyük bir sirket yapmağa hazınz. Hatta yevmî gazetelerin bile istirakine memnun oluruz. Bu suretle hem kitapçılar hem gazeteciler için. hayatî mes'ele olan bayi teskilâti mes'elesi de halledil miş olur. Ayni zamanda bu nesriyat programı değisnıesi ve saire gibi tehlikelere de maruz değildir. Böylece paras. olup islehnek istiyen ve simdiye kadar tabilik yapmıyan kitapçılarla halkın kitap okumaması yü zünden dükkân kirasını çıkarann yan kitapçılar da kendflerine iş bulmuş olurlar. UnutmamalMİn* ki mektep khabı mes'elesi yalnız sermaye mes'elesi değil ayni zamanda Him, mitsas ve bühassa teşkilât mes'eleşidir. Bunu ancak senelerdenberi bu isle mesgul olan, sermayelerini bu uğurda tehlikeye koyan harf mkilâbına, ve geçen seneki program de ğişikliğinde henüz tatmin edilemi yen yüz binlerce liralık zarar gör müs bulunan hakikî mektep kitap çıları yapabilirler. Bu is onlarm sa • rih haklandn* da.> Muhtelit Mübadele komisyonun daki başmurahhasrmız Şevki Bey dün aksam Ankara'ya gitmiştir. Şevki Bey Ankara'da mübadele komisyonuna ait isler üzerinde Ha~ riciye Vekâletine izahat verecektir. Muhtelit mübadele komisyonun da henüz halledilmemis olan nnıhteUf prensip mes'elelerinm bir an evvel halledilmesi için iki hükumet arasmda hususî bir anlasma temini hususunda evvelce, Ankara'da, Hariciye Vekilimizle Yunan sefiri arasında bazı mükâlemeler cereyan et tiğini yazmıstık. Bu mükâlemelere bugünlerde Ankara'da devam edfl mesi muhtemeldir. Hariciye Vekâleti, 3e Yunan sefiri arasinda cereyan edecek olan bu müzakerelere mübadele basmurahhasımız Şevki Bey de iştirak edecektİr. Diğer taraftan komisyonda bulunan bitaraf azalar da hakemliklerine havale edilen muhtelif tşlerin bir an evvel IkmaİHie çalısmaktadırlar. thtflâfb mes'elelerden (38) dosyaya ait kararlar geçen hafta Türk ve Yunan heyetlerme tebliğ edilmistir. Daha bkaraf azalarm elinde ihtilâf halmde olan (230) dosya bulunmaktadır. Bunlardan (20) si hak kındaki kararlar da bu ay içinde alâkadarlara tebliğ olunacaktır. Ankara'da yapılacak temaslann vereceği müsbet neticeler sayesmde komisyonun önümüzdeki maiî sene basmda tamamen tasfiye edilmesi, tamacnen tasfiye edilemediği tak dirde kadrosunun büsbütün küçül tülmesi beklenmektedh*. Terfcos saatlerinin muayenesi Beledrye Terko» fubesi tarafın d*an bütün saatler muayene etrirfl meğe baslanmışhr. Bunlardan bozuk olanlan tesbit edilerek burada ka bili tanrir olanlan derhal tamir etti rilecek ve kabtli tamir olmıyanlarra yerine yenileri sipariş edilecektir. Maamafih, burada kabili tamir ol mıyacak sekilde pek az aaat zuhur edebieceği muhakkak görüldüğünden bu hususta ehenrmryetli bh maıraf ihtiyarma lüzum kalmıyacaktır. S ı h l h a t OşlerD Eczacılar arasındaki ihtilâflar Ecsaedar Cemryeti eczaneler encumeninin evveüd gün fevkalâde çtknamda depolarm perakende sa tiflan ve tarife mes'eleleri hakkında görüsülmüş, neticede bu hususlarm muvafık bh sekMe halledil mesi için lâzım gelen makamat nezdinde tesebbusatta buiunutması karmrhtftmlmiftn*. Eczaneler encü meninin bundan (^velki içtimalannda husule gelen bazı anlasama • mazlıklar ve farmakoloğlar eczacılar ihtilâfı bu çarşamba günü umumî Totitnada mevzuu bahsedilecektir. Bu kîbarla umumî içthnam çok hararetli olacağı anlasıknaktadır . Fen FatıGlfes'nin önü Beyazıt^a Fen Fakültesi onündeki tramvay kavsmin tevuine karar verilmir'ti. Buna lâzrm olan malze me yerine depo edilmi^tir. Bir iki güne kadar ameliyata basîanacakbr. Kereste hali inşaatı Keresteciier'de insa edüeeek muvakkat hâl brnasmra yerind'e yapılmakta olan sondaj ameliyatı iknaal edilmistir. Halin inşasına yerli ve eonebi şirodiden bir kaç muhteltf grup talip ofanus ve bunlardan bazılan birer de proje vernMçlerdir. Maamafih; aynca Belediye fen heyeti tarafm dan da bu husuata bir proje hazır lanmakta olup bu da yakmda bit mek üzeredir. Bu proje bittikten son. ra esası hakkında bir karar verüecek ve insaat münakasaya konacaktır. Nls'te " TOrk haftası „ Bu sene martan 14 üncu gunSnden 20 inci gününe kadar imtidat etmek üzere Nls'te bulunan Türk Fransız komitesinm tesebbüsHe bh Türk haftası yapılacak ve muhtelif eğlence • ler tertfp edilecektir. lîu hafta zarfında Hüâliahmer'in el işletneleri, Türk ressamlannın eserleri, ve Türk halılan Niste Ruî otelinde teşhir edilecektir. Diyadbekir birmci umumî mfîf et ttsliğine tayin edilmis olan sabık DahHiye müstesan Hilmi Bey elyevm sehrimizde bulunmaktadır. Hilmi B. bhr, 3ci gün sonra hareketüe vaadfesi basına gidecektir. Reddedilen otomobil plâkaları Geçenlerde Beledrye riyasetine otcymobUler içm elektrikli bir plâka nümunesi teklif edllmişti. Fen he yeti atrafmdan yapılan tetkîkat ne ticesinde bunun bir kaç noktadan mahzurlu olduğu görülmüs ve teklif reddedilmistir. Sabık Dahiliye Mflsteşan Seylan Maliye Nazın Kahire'deki beynefanilel şbnen difer kongresinde memleketini tem•il ettikten sonra fehrimize gelen Seylân Maliye Nazm dün aksam Semplon ekspresile Avrupa'ya ha reket etmiştir. Naztr, Fransa'ya giderek orada bazı malî ve iktısadî mes'eleler hakkında tetkikatta bu lunacak, oradan tngiltere'ye geçe cektir. Seylân Maliye Nazm sehrimizde müzeleri, Darülfünunu gezmiş, A da<Ia . T " ^İ&n&'n&e dolasmıştır. Müsarünileyh, Dohnabahçe sarayına da giderek defteri mahsusu imzalamışıtır. S6z derleme işinde çalışmak istiyenler Vüâyet soz derleme heyeti na mraa tefrik edilen altı kişilik komisyon dün de Maarif idaresinde Köp rülüzade Fuat Beyin riyasetmde toplanarak tetkikatma devam etmiştir. Kaza ve mahallelere bir tamim ya pılarak söz derleme ısirnfe çalışmak istiyenlerin komisyona müracaatlerinin temini kararlaşmıstır. Memuriyetine iade edilen bir memur tskân suüsümali mes'elesinden dolayı isten elçektirflmiş olan Züh tu Bey ismindeki memur iadei me * muriyet kararı almıs ve vazifesine ba^lamıstır. Mflnir Kureftin konseri P <Bffe e rü a r D ü k t a üç aylıkların yoklaması Mütekaidin, eytam ve eramüin üç aylıklannın yoklama muamelesine ay basmda baslanacaktır. Defterdar Mustafa Bey, yoklama muamelâtınm intizamla icrası için düa tevziat mahallerinde tetkikatta bufumnuştur. Muganni Münir Nurettin Bey, haHc tarafından konserlermin ssk sdc tekrar edflraesi ricası üzerine 15 şubat çar • ••n*» günü aksaım, persembe gecesi, Glorya «inemasında bir konser daha verecektir. Bu defaki programda klâsdc eserlerden, Dede Efendinin 24 makara Şserme tertip edilmis, «Kâr nahk» «imli meşhur eseri, diğer semaileri ve bir çok yeni sarknarla halk tSrkfileri vardır. Armstrong'un eserini İngilîz'ler de takbih ettller yfîzbasısı Armstrong bundan bir müddet evvel Gazi Hz. hakkında he zeyanla dolu bir eser nesretmistL Bu kjtabm haldkate asla tetabuk ebnedi ğini Türk matbuan o zaman yaznnşb. Ahrren aldığumz malumata gore (Midd k East AssodaHon), (Royal Centrol Arian Society) isminde fld Ingiliz nesriyat şirketi gazetelerde birer makale neşrederek Armstrong'un (Bozkurt) mmdaki bu eserini b * .tmislerdir. Bir tavzih Samsun'da mukaddema muhabirliğimizi yapmıs olan Zübeyr oğlu Fuat Beyin gazetemizle hiç bir alâ ka ve münasebeti kalmadığmı gorulen lüzum üzerine tavzih edı Kongre HUâMahmer Beyoglu Kaza Ştıbednflen: Hilftlinhmer Beyoglu kaza çubeslnln 1933 senesl mecllsl nmnniisi 15 şubat 933 çarşamba günü saat 17 de lçtima edece ğlnden azayl "iiıhtfrf1^""^ teırlflert tlea olunuc