Millî haftanın Cuması Dün mektepliler tezahürat yaptı, tayyarelerden hediyeler atîl İBİrinci aahifeden mabait) temsiller verilmîftir. Üzum, incir, fındık, ceviz ve saire gibi yerli mahsulâtım temsilen vücude getirilen canlı tablolar sahnede konştu* rulmus ve bu mahsulâtm tercihin deki faide ve isabetler hakkında vecizçler söylenmiştir. Diğer bir tablo da ellerinde tş Bankasının kumba ralarile sahneye çıkan iki yavru; çocuklar namına bankadaki hesabı carilerin günden güne kabardığına isaret ederek Gazi neslinin sonuna k«dar bu yolda yüriiyeceğini kendilerine hâs samimî bîr lisan ve saffetle temin etmişlerdir. Mektebin soa sınıf muallimi Safinaz Hanım da bir konferan» vermiştir. Safinaz Hanıra konferaıuında; tasarruf ve iktısadın fert ve milletler üzerindeki tesirini açık ve tesirli sözlerie şerhederek gene tasarruf sayesinde Almanya'nm a ı bir zaman içinde elde ettiği jhtiyat paranm azatnetli yekununu misal olarak göstermiş ve bizim de bugünden itibaren bu işe başladığımız farzedilse bile on sene sonra ayni derecede mühim bir servete «abip olacağnnızın muhakkak olrfuğunu iiâve eylemiştir. Ayrıca şehrin ilk mektepler talebesinin ell«rinde tasarruf ve yerli mallara ait levhalar olduğu halde kafile kafile şehirde dolaşmışlardır. Yarın da ilk, orta makt«pl«rle liselerdc tahrir! müsabakalar yapıla caktır ve bu müsabakalarda millî Bctısat v* tasarruf mevzuu etrafrada yazılar yazılaeaktır. En iyi yaııyı yazan talebeye yarii mallanndan hedtyeler verilecektir. Haftanın son günUn de jilri heyeti tarafından mtisabakaya iştirak eden vitrinler tetkik olunarak bunlarm birinci •• ikincileri Uyin edilecektir. Vitrin tnüsabakasına iftirak edenler de bu sene daha faıladır. Kasananlara madalyalar verileeektir. abenk husule getirilmiş olan memle • ketlerde bir möddet için olan biriktirmeden vaz geçilebilir. Muhtaç olduğu biitün mallan kendisi yapabîlen bir memleket halkı parasuu harcarken bu paranm nereye gittigmi dusünmiyebilîr. Mîllî cihazı çok noksan, millî sermayesi pek eksik istihsal kuvvetleri artmağa, inkişaf etmeğe siddetle muhtaç olan bir memlekette ise gelifi guzel hareama yoluna gitmek üzerinde bulunacalc ve çok düşunüleeek bir mes'ele teşkii eder. Hele bu memleket, muhtaç olduğu seylerin bir çoğunu kendi yaparntyorsa o zaman biriktirrae ve harcama islerinln tanzimi daha ziyade dikkat ister. Gerek biriktermede ve gerek millî iktisadın htyaçlarma före harcamadao maksat mllî iktidası ymsayışta tutumlu, idarell hareketi temin etmektir. Daima Oerlemekte ve kovvet bulmakta olan içtimaî hayatm mfletce yasamamn sırlan ögrenildikçe fert menfaatlerini her vakH ve her yerde devlet menfaatine u»tüa tutmak nazariyeleri gözden düsmekte, bu fikirlerin yerine mOlet için de fert ve fertlerin refahı için milîî faaliyet füdrleri gtçmektedir. Bunun içindir ki, biriktirme v e harcadama »adece millet zümrelerinden yalnız biirnin vey abir takım fertlerin menfaati düsünülmez. Bunlarla beraber fnilletin öbür zümrelerinin menf aatleri göz önünde tutu lur v e verilacek gaye b u menfaat leri uıUftırmak olur. Hakîkatte bugünkü millî hayat budur. Metnleketimis gtbi »ermaye t e şekküllme, millî cihazlanm tamam(amafta hatt» yeniden meydana g e tinnei*, miUî Utihsal Inıvretleri nt bir «a evvel iakisaf « H i n n e i * pek •iyade muhtaç olan tirf sermaye yoklugımdan v e eihazlann noksan bulunmasından dolayı emeğinin verimi, geliri acınacak derecede a ı bulunajı bir memlekette birîktirme den v a z geçmek millî ikhsadımızın şbndiki fakir halmde kalmasina ran olmak demektir. Buna hiç bir TUrk tahammlil edenre». O halde biriktirmeliyiz Biriktirmeğe çalısmalıyn. Kasanennızdai birazuu ayınp islemeğe yabrmadıkça sermayeye muhtaç olan çaksacak kafa ve kol •ahiplerimiz bn isletme yerierinden evv d sartlara kolay yoüarla aradıgını boIup alamadıkça mumkun değîl, yüksek istihsal tarsUrma girisneliyis. Yüksek Utihsal tarvlan ise, iyi yasamanın milletler içinde Hctisadî hayatta daha haklı oUugurottz mevkü bir an evvel almanın en emin mucipleridir. Harcama mes'elesini bis kendi mfll» iktisadımuıa Oıtiyaelarflia gör* hallet* meliyis. tbtiyaelarmıi» tabnin için para harearkea Türk gömreUri, Türk fert» ler. Harcıyacagınıu para bir Türk «üraleri ifiylılfl» birbirlerini dıişünmalidirresinin Utihsal kuvetmi artormaga hiç olmazsa mevcot olan kudretini idameye hizmet etmelidir. Vicdanıra bana daima sen paranı memleket mahsuDerine ve mamulâtma vermezsen bu mallan yetiştirenler imal edenler ne ile geçmecektir? Sualini sormakdır. Millî iktUadımıztn ieaplanna, hatta millî varlıgtmızın zantretlerine g8re bence mem< leketfanizde harcama fle biriktirme en iyi bu suretlerle uclaşhnlabflir. tçimizde geurleri arhran biriktirmeğe müsait olmıyanlar da vardır. Bunlar da milltçe yasamadaki yüksek iktUadî vaziyetlerini arzettiğim bu ikinci teskflde vapabOirler. Biriktirme ve harcama mes'eleleri asıl büyük davanın, yani ferdî iktUatta oldun, miOi iktUatta oldun idareli, tutumlu hareket etmenin yainız bir safbastdır. Para biriktirme ve barcama hareketJerinia yanında bir ev idaresinde, bir linde idi. Kaynıyordu, yerinde du ramjyordu, ber tarafmdan hayat fışkınyordu. Odada biraz dolaştıktan sonra yatağın baş ucunda durdu: İyi dinle, Rıza! dedi, Zeyrekte, Hacı kasımağa mahallesinde bir Haeı Zihni Efendi vardı. Mehmet Rıza ağır ağır başmı »alIıyarak Cingöz'ün söıünü kestit Evet, dedi, bir buçuk ay evvel intibar etti. « AfkoUun, nereden biliyorsun? Mehmet Rıza, düsmanının kendi meuyetleri hakkında bu şüphesine canj «Inltpıı gibi yüzünü buruaturdu: Benim bütün zabıta vak'alarını kaydeden bir defterim vardır Olabilir, fakat ben senin hafızana şaşıyorum. O vak'aya biraz ehemmiyet vermistim. Adamcağiz Intihar etmeseydi tahkikatı üstüme alacaktım. Fakat, demek doğru imiş, Hacı deW imiş. Cingöz, ince uzun, yılankavj kafUnndan birjnin ucunu kaldırdc Hayır, dedi, Rıza'cığım, benf affet, fakat sana bu kadar sathi mü Cumhuriyet '• JL i ıv<ulUnuevveıi^>< îran petrolları Meselesi Şirketin hakikî sahibi Entelicens Servis imiş! [Birinci sahifeden mabait] Iiz'lerm elinde bulunan hUselerinden mühim bir kısmına tntellicens Servu'in sahip olduğunu bilir mi idiniz? Bu şirketin teessüsü hikâyesi İran Şahı Ntsırettin «amsmndan baslar. O vakit diinya buhranı ve Bolşeviklik, benzin ile işliyen motör, otomobil, tayyare^bi linmezdi. Peorol, mfltevazj lâmbalarda yanarken, yirminci astrda alacafı e hemmiveti kimse tahmin edetnezdi. Şah Nastrettin memleketine getirdiği bir çok Avnrna'lı fen adamlanna hiz metleri mukabilinde bir haylı tonrak imtiyazlan vermjşti. Bu mcvanda Ka • nada'lı Frans>z mühendisi M. d'Arcy, tran'da bir çok seneler hizmet ettikten sonra orada servet sahibi o'mus ve e fendisi Şaha veda ederken hükumdardan hediye olarak bir vesika almısttr. Bu vesikada «Mühendis d'Arcy'ye akraba ve taallukatma, cocuklanna dostlaruıa ve varislerine 66 sene miMdetle toDrağı istediği gibi kazmak ve aramak nakkı veriimekte ve toprağm alhndan çıkaracağı iıtihsa'âtı kendine m»ledil mesîne müsaade» edilmekte idi. Zaten îhüyar ve yorgun olan mü hendisin yegâne arzusu son demlerini memleketi olan Kanada'da yasamak olduğu için bu vesikaya büyük bir ehemmiyet atfetmemif ve bunu bîr hatıra olarak saklamak üzere almiftı. Fakat tran'ı çok dikkatle fekı'o çt mekte olan tntellicens Servis, Tahran'da cereyan eden vekaviden günü gününe haber almakta oldusundan bu «kıymetli hatıra» nın veriidi^mi de vaktinde öğrenmjf ve M. d'Arcy'den bunu memleketine daha varmadan alraağa karar vermişti. tskenderiye'de M. d'Arcy bu imtiyaza büvük bir alâka gösteren ve bunu satm almak için büyük paralar teküf eden tngiliz iş adamlarile tanıştı. Bun • lara M. d'Arcy «kâfi derecede para kazandığını ve bunu satnuyacağını» söyledi. Tes»düfen tanıstığı antika toplıyan bir tngiliz de tekrar etri. Hatta Kanire'den ayrüdığı gece mühendUin oteldeki odasına hırsızlar girdi. Mühendis d'Arcy Kanaja'ya jriden vapurda kimse fle görüşmedi. Yalnu bfar raisyoner ruhanî tavırlarile onu kendisine celbetmişti. Şuradan buradan konuşurken misyonerlerm çettn hayatm • dan bahis açtlmış, mühendis de kendî hayafaru anlatırken rahibe imtiyajı v# : sîkasmı da göstermişti. Miıyoner, kendflerinin tran'dan çikanldıklarnu, fakat d'Arcy bu vesikayı onlara verirse bunlar d'Arcy'nin.a • damlan sıfatüe tran'da kalabilmek im kânını bulacaklaruu söyliyerek mühendUin hırısfayanlara bu suretle ne büyük bir hizmette bulunacağım üâve etti. Toprağı kazmak, taharriyatta bulun • m»k: bunlan düşunmezlermis bile! ts adamlannın, antikacmm teküf ettigi büyük paraları reddeden d'Arcy misyonerin ricasım kabul ederek yet^ kayı ona teslim etmisti! Bir kaç gün sonra bu vesika întellicens Servis'in kasasuia grirrnis bulunuyordu. tste tngiliz tran petrol şirketinin imtiyaznamesinin hikâyesi burada biter.» milel iktısadî hayatta da yapaca ~ ğımız şey bemen hemen budur. lhtiyaçlarımızı bi rsıraya koymalıyız. Nefsimize yükmederek ve bir malın yerine az çok onun yerini tutan başka bil mal kullanmak kanunî hü * kürolerine riayet edilerek bu ihtiyaçlarımızı kendi mallanmızla gider meğe çalışmalıyız. Kendi malımıı yoksa pek ziyade muhtaç olduğu ' muz olsun, zaruretimize göre medenî yaşamamızı ve istihsal kuvvet lerimizjn idamesini ve inkişafmı temin edemiyeceğimiz hallerde gene gelirimize göre başkalannın mallarmı sarfetmeliyîz.» Sana teslim edebilirim. Fakat bu iş dolambaçlı. Şimdilik fazla söyliyemem. Yalnız şunu yap: Hacı Zihni Efendinin intihar ettiğini haber veren kâğıt, müddeiumumilik dosya sındadır. Onu çıkart. Ustünde top raklı bir elin parmak izi var, onun fotoğrafını aldırt. Sonra bu evde tahkikat a giriş. O kadar. Başka bir şey istemiyprum. AHaha ısmarladık. Bu kızın kaçınlması bçni çileden çıkardı. BUtün tahminlerim altüst oluyor. Evvelâ katilin tevkif ettirilmesi ve cinayet safhalarmın tenviri lâzım. AHaha ısmarladık. Cingöz hula odadan çıktı. Mehmet Rıza düşünceye varmıştı. Kendi kendine: «Bu mel'unun maksadı ne?> diye düşünüyordu. Fakat Mehmet Rıza, düsünmek ve çalışmak için ayrılacak zamanlann kıymetini bilen bir adamdı. Nazariyeye daha fazla boğulmak istemedi, bjr davrantfı ve çarçabuk giyindi, yanma bir adammı aldı; Njşantası'nda, Dikilitaş önündeki otomobülerden birine atladı ve Zey rek'te, Hacı Kasımağa mahallesine gitmeden «rve^ vak'« semtin karakoluna uğradu Yeni ölçülere başlarken> 35 sene evvel verîlen bu kararin 15 gün sonra tatbikına geçiliyor [Birlnel sahifeden sıkleti çekmez deniliyor ve 2 0 cemaziyelevvel 1328, 1 4 eylul 1285 senesinde şu kanun nesredfliyor: «Memalîki mahrusai şahanede mesnhat ve evzan ve ekyalin vahidi kıyasilerin« esas olmak üzere dairei nısfınnehann rubunun on mîlyön cüzünden bir cüzüne müsavi bir tul ittihaz olunup metre yahut zörra aşan tesmiye lnln»mıstır. Bunun aksam ve ez'afı dahi aşaridir. Miyar olmak üzere metreye müsavi plâtinden bir zürra asan imal edflip hazinei hümayunda hıfzolunacaktır. Esksün tavini miktan icin dört d*«reeei hararette bulunan mai mukattann ösSr zürrat mik'ap miktanmn vezni vahit ittihaz olunup dirhem asan yahut gram tesmiye olunur.» Kanunun diğer maddeleri kantarcılann, pazarcılann kullanacakian e n a m tavin ettikten sonra ikinci bir emirle 1287 «enesi marb iptidastndan itibaren memaliki mahrusai şahane devairi resmiye ve hükumafa mahalliyenîn vukubulacak cemi muamelât ve mübayaab cedit mikyss ü'<"rine cereyan edecek tir. denflmektedir. EIli, aitmış sene evvelki şu kanundaa anlaşıldığı üzere yeni ölçüler memlekete o zaman girmiş, fakat her nedense okka daha ziyade rağbet görmüş ve ihtimal ki azlığmdan kiloya itibar edilmemiştir. Aradan yirmî sene kadar bir fasıla geçtikten sonra ölçülerin tevhidi gena mevzuu bahsotımış ve bugünkü gibi 81çulerin yalnız kiio ve metreye hasredüdiği halka ilân edilmiştir. Fakat aksi tesadüf oUrak ölçülerin tevhidi ramazana lesadüf ettiğînden esnafm ve haHon sikiyetini mucip olmus, 1313 mmî senesinin ramazan aytnda şu irade neşredilmiştir: «ölçülerin tevhidi hakkmdaki ka rann tatbild bazı hilekâr esnaf tara fından nUvanı halkm ızrarmı mucip olraakta ve ramazanı serif münaseb«tile evkah saireye nisbetle daha ziyade ahzü itada bulunulmakta olduğundan bayraradan sonra bJr koımsyon toşküi fle bu hususta bir karar verOmek üzere simd'1<'k bunun tatbikından sarfı nazar edilmiştir.» Otuz bes sene evvel tatbikına teseBbüs edilen bu medenî is ancak Cumhurivet idaresi samamnda intae edflmif oluyor ve garip bir tesadüftür ki tatbikt gene ramasanm bidayetine tesadüf ediyor. Yeni kanuna gör« yeni ölçüler mam> lekete yalnız tstanbul, tzmir, Samsun ve Mertin jribi dört Iimandan gireçek « tir. Ve bu dört yerde bükumetm nesareti altında atelyeler vücude jretirflerek orada tamir ve imal edilecektir. Kantarcılar «ski kantan ve roeveut terazüeri kilo ve gram usu'üne tevfikan tebdîl ve tahvfl ehnektedîrler. Yukanda resmi görüleh Abdülkadir Ef<>ndi elîi seneltk bir kantarcıdır ve şunlan söylüyor: « Bu i*i elli bes seneden itibaren yamvorum. Ben ust>mın yanına çtrak girdı'^im zaman bu is henOı başlamısh. Şimdi kantar ve terazileri grama tahvil edivoruz. Eski dirhemleri eri • tiyor, bunlan sekiz parça üzerin*'«»n gram baüne koyuyorum. Kantardakî taWrnetı da O suret'»» de<n«tîriyorum.» Yeni öl<ülerde balkm bühassa dTckat etmeti lârmj gelen pokta oM<a ü« kflıj, dirhem fle gram farkıdir. MalAra olduğu üzere bir UHo 312,5 dirhemdîr. Bmaenaleyb bir kfle bir esye «1*rken dikkat edece^miz pokta bunun okkaya aaıaran az o l d u n . binaenaleyh para»w d* «a ••rmekliğimizîn lâzrnı re # * ev iktUaduıda yapacağmız, yapmağa mecbur olduğumuz bir çok tasarruf hareketleri daha vardır. Tutumlu, idareli frenkçe tabirini kullanmağa müsaade ederstniz. Ekonomi ile hareket etmek demek serveti, yani ihtiyacımızi gideren seyleri, mallan en az emekle, en az zahmetle elde etmek ve bunlan ele geen köçük parçasmı heder eltnemek, bu çirdiktn sonra onlann üzerinde titremek mallan bize temin edebilecekleri her türlu raydalardan faydalanmak demektir. Yememizde, giyinmemizde, bann mamızda, ısmmamızda, eglenmemttde ve sair ihtiyaçlan tatmin e»memizde ve her türlü Utihsal hareketlerimizde elimizdeki mallara, hatta vucudümüzdeki zihnî ve medenî kuvvetlerimize lâzım gelen ehemmiyeti göriiyor muyuz? Biraz evvel arzettiğim îktisadî prensiplere tamamile riayet ediyor muyuz? Meselâ giyip eskittiğimiz bîr esvaptan onun kumaşı artık hiç bir işe yaramaz hale gelinciye kadar verebileceği bütün faydalan ahyor muyuz? Ben bu sabah îsmet Pasa Kız Enstitüsündeki sergiyi gezdim. Bir ev ekonomUinde yemek pişirmeden, çamaşır yıkamadan, çocuk bakmaktan tutunuz da eve gelen gaz sandıklanndan, sepetlerden ve ev eşyası, kumaş kırpmUlaruıdan, iplik parçalanndan çok güzel ve nefis seyler yapmağa, iki bin dörtyü» lira masrafla bütün esyasile bir ev edinmenin mümkün olduğunu gostermuhtelif kuunlarmda yapılabüecek tameğe vanncıya kadar, ev ekonomuinin sarruflan gördüm. tktUat ilmini öğretmeğe calısan bir fert sıfatile ötedenberi evleriniıde olmatını arzu ettiğun bu ilerlemeyi gördiikten sonra Cumhuriyetin bu pek çok faydalı, güzel müessesesinden aynlırken yüreğim sükran duygularile dolu, göslerim yasardı. Dinleyieuerimden çok riea ederim, gidip bu sergiyi gönünler. Bu çok faydalı seyleri gBrdükten sonra onlar da kendi kendiierine, süphesiz tasamıf yolunda yapılacak daha nettr varmış, diyerek faydalanacaklardır ve bu muesseseyi açanlara, orada kızlanmızı yetistfrenlere karşı benira gtbi rainnet duygulan duyacaklardır. ceJHm. Heplmtz bflfyoruz, teknik flerleMüsaadenizle biraz daha ileri gidevasıtalan değişiyor. Eskidm birinci dedîkçe mflletlerin kendilermî koruma recede kuvvet sayılan meselâ bedenî ve adalî ktrrvet mevkiini başka kuvvete terkediyor, denilebilir ki, bugün iktisadî kuvvet bütün kuvvetlerin başına geçmiştir. Nefsimize ve mjHetîmize karst olan vazifelerimiz de bu değüşme ile mütenasip olarak değkmek icap eder. Meselâ ötedenberi, izinsiz başka bîr mijjetin hizmetine girmeği, bu suretle milletfni malî ve bedenî kuvvetinden mahrum ederek bu kuv vetleri başka bir milletin emri altma vermeği bir suç sayarız. Bugün bilerek v e istiyerek memleketinin iktısadî kuvvetini arttırmağa yardim etmeği hiç olmazsa içtimaî ahlâk nazannda bir günah sayamaz mıyız? Bu sozlerimle milletler arasmda alış verişte bulunmak zaruretmi inkâra kalkışmıyorum. Haricî ticaretin de millî iktısadın levazımmdan olduğunu pekâlâ biliyonjm. Fakat, şurasi hiç bir vakit unutulmamah ki, haricî ticaret gene millî iktisat için, millî refah için yapılır. Marifet bu ticarette mUIete en çok istifade te min edecek yolu bulmaktır. Ferdî iktısatta tutumlu hareket ihtiyaçlanna çok mübrem, az mübrenı olmak itjbarile sıraya koymak ve gelirini bunlann ehemmiyetle rine göre tesis eylemektir. Beynel şahedeleri yakıştırmıyorum. Mehmet Rıza sükunetle sordu: Cinayet mi var? Cingöz bu suale doğrudan doğ ruya cevap vermedi: Ben bu işe burnumu sokah bir buçuk ay oluyor. Hatta bir haf ta da fazla. Çakarsın ki bir servet kokusu aldım. Fakat iş çatallaştı. Bu gece de iki saat evvel, Hacı Zihni Efendmin kızını kaçırdılar. B« ailenin düşmanları m\ var? Cingöz güldü: Eğer bir ailenin reisini öldüren ve kızını kaçıran insanlara düşman demek caizse... ö y l e ! Mehmet Rıza, bu istihzadan kendini korumak için mırıldandı: Ben bu işle meşgul olmadtm. Bilmiyorum. Bir cinayet ve bir kıı kaçırma vak'ası küçük bir şey de ğildir. Üstüme alabilirim. Fakat siz... Bana «siz» d'eme! Sen ne istSyorsun ? Bu işle meşgul olmanı. Ne kânn var? Bazı resmî tahkikat lâzım kj ben yapamıyorum. Evvelâ katilin tevkifi lâzım. Herlf benim elimdt. A. FUAT Güzellik müsabakası ( Btrlnet saMfeden mabait ) resmini dercediyonn: Terkos mes'elesi Vali Bey ve rüfekasi Ankara'ya gittiler Vali ve Beledlye Refal MuUttra Bey, dün «ksara, Beiediye Fen ıçleri Miidürij îiya, tkbsat tsleri Müd'orB Asttn Sflreyya Beylerle birllrte Ankara'ya gitmiş, Haydarpaşa garmda Vulyet ve Belediye erkânı taraftndan selametlenmiştir. Muhittin B. Ankara'da Belediyemfcl alâkadar eden muhtelif işler üzerinde Tekâletlerle tetn&slarda bu » lunacak ve kânunusaninin birinci günü Belediyeye intikal edecek olan Terkos şirketinin muvakkat idare şekli hak kmda Vekifler Heyetinden bir karar i f tflısali îçin tesebbusatta btUunaeakhr. Belediye ReUimiz Terkos isindea başka, Gazi köprüsü inşa edilmciye kadar kullanılaç&k olan Unkaparu kSprüsfl nün tamir ettirilmesi, Kererteçiler'deki yangm yerinde muvakkat bir hâl yapImboMi gibi işlerie de roeşgul ola • caktu". Muhlttht Bey, yılbaşmdra ervel şehrhntze dönecek ve aym bîrincf günfi Terkosu devir alma rnerasıminde hazn bulun »cakbr. Ankara'da tasarruf mitingl Ankara 16 (Tefofonla) Tasarruf baftası mlinasebetiie bugün burad» büyük bir miting yaptbnış v muhtelif hatipler nutuk söylemiştîr. GGzeller, lutfen istical edinfz GüzeHer, Kayit muamelesi devam ediyor. Fakat flelebet devam edecek değüdir. MÜ•abaka tarihi yaklasoğt için, yakınd» kayit muamelesi ve resim nosri müddeti bitecektir. Resimlerinizi vaktile çektirirseniz acele fle fena fotografOerinivm nefri gibi hoşunuza gitmiyecek bîr hale maruı kalmazsmu. tdare müdüriimüz, cumadan maada, her gün saat ondan altıya kadar idarehanemizde sizi bekliyor. Müsabakaya kayit edflmek iem, Turkiye tebeası, 16 flâ 25 yastnda hiç evlenmemiş ve namusla olmak klfidir. Nişanhlar, müsabakaya girabilirler. Adliye Veiofinin radyo daki konferansı Ankara 16 (A.A.) Adliye Veküi Yusuf Kemal Bey tasarraf haftası münasebetOe bugün radyoda aşağidakf 'tonferanıı vermistirt «Memlekette tasarruf heyeeam ayanalıdan beri bep para biriktîriniı sozünB duyuyorsunuz. Yazılarnu okuyunu». Halbuld ban memleketlerde meselâ tngfltera'de, Amerika'da tuhmlu ida* reli hareket Için paranızı karcaymız 8ğöda varfliyor. Harcama 3e biriktirme birbirine o t hareket sayıkr. Nasd oluyor da ekonomi fle yasamak için böyle birbirine nt göriinen îki yolda gitmck tavsiye ediliyor. Harcamanm, biriktirmenin n t olman daha »yade fert ekonenustnde kendini gösterir ve buradaki harcama daha ziyade «rf Utiblak için Fart üctisadî yerine millet nctisadj önonde tutulur ve harcama dogrudan doğruya olman bfle dolayufle Utflual için harcama manasında aknırsa o zaman bu iki i» birbirinia nddı olmıyabflir. MUJf flctitadm bünyesine gere bazan harcama biriktirmeden daha faydalı memlekette bu Usizlere iı bubnak, fab* ricalan ticaret evleri kapak kalan bir memlekette bu işsizlere is bulmak, fab» rikalan, ticaret erlrini Uletmek terleri teşekkül etmis, miUî ctbazlan mükemmelleşmU, müli iktisat paranm uzuvlan ve tmeurlan arasında tam bir ahenk hunde gethrilmiş, mulî iktisat parantn u • «ıvları ve unsurlan arasmda tam bir izmir gözeüne hediyeler Anadolu refikuniz tzmir tacirlerinia Umir güzeline hediyeler hazırUdıklannı yaıarak bir de üste ne*rediyor. tlk lutede şu Uimler vardır: tımir*d«ı Odunpazan'nda EmruOahzade RaşH v« oğlu Adil Beylerin ticarethanesi, birinci, ikinci ve üçüncü güzellere, çok kıy • metli ve işlemeli birer kimono tpekiş tzmir şubesi, tzrmr güzeline beğeneçeği her hangi bir kurnastan tuvaletlik, Millet Pazari, tzmir guzenne intihap edeceği kunıaştan bir tuvaletük, Hilâl Eczanesi sahibi Kemal Kâmfl Bey, bütün tuvalet müstahzarahndan zarjf bir Ifclleksiyon. istanbul klübunde Ayaspasa'daki yenj bmasına taşıaan tstanbul kulübünde dün aksam bir eay siyafeti verilmiftir. Yerli V* ecnebi bir çok tamnmış «evatıp İftirak ettiği bu çay pek »amimi ve güzel geçmiştir. şında tpekli Ue Yerli Mallar Pazan ve Ethem Pertev Itriyat fabrikası gelmektedir. lâkırdı anlatamıyor.) Evet, içine korku düşmüş olacak, bir müçTdet odasmda kalır, sonra cesaretini toplar, odadan çıkar, hanımmı uyapdjrır, beraber evi ararlar, bakarlar ki aksamdan syrmelediklerl kapınm sürgüsü ve kol demiri açık. Sonra kızın odasına girerler. Bir de ne görsünler, yatak bomboş. Kız orataIarda yok. Hemen bize haber geldi, benim nöbetim vardı, koştum ve ki* zın başkaIan tarafmdan zorla kaçırıldığını tesbit ettim. Nasıl 7 *r Evyeli kiKm yatağımn 8nünrfeki halı seccadesi, bir aürükleme vukua geldiğini hifsettirecek suret" te burufmuştu. Sonra bu «etcadenin ustünde çamurlu büyük erkek aya~ ğı izUri vardı. Bir de kı«, yatağııv dan olduğu gibi kaldmlmış. Elbise ve çorap bile giyememis. Dolabına baktık ve bu anlaşıldı. Hatta kueaklanarak götünilürkfm bağınnamıifi iein ağzına aekulan tıkaçlardan bi~ i i merdivende bulduk. *Eve gîrlp nkanlar BaUkıadk rf r) Törhiye Bözellik Kraüçesine hediyeler Türkty* Güzellik Kraliçesin* T l cek hediyelerin lUtesmi de bir kaç güne kadar biz neşre başhyacağu. Şimdiden söyliyelim ki listesinin baMuavin ve dört polis memuru, Mehmet Rıza'yı görür görmez hürmetle ayağa kalktılar. Hepsinin yü" zünde, ibadet derecesinde bir tazim duygusu, bir alâka ve sevinç vardı. Mehmet Rıza toptan bir «elâm verdi, gösterilen koltuğa oturdnFazla t&x&<s& ve faala harekotten hoşlanmıyan sade ve mütedil bir mizacı olduğu için, hemen muavine döndü ve sordu: Bir buçuk ay evvel intihar eden Hacı Zihni Efendinin kerimesi o*tadan kaybolnauş ve kaçırtlmtş, do|ru mudur? Evet Rıza Bey. Nasıl olmuş vak'a? Dün gece Seniha H., yani Ha" cının kız>, her akşamki gibi saat on birde yataga gîrer. Nezahat Hanım, yani Hacımn zevcesi ve hizmetçi de saat on ikiye doğru yatarlar. Gece yarısından sonra, saat Uç, dört raddelerinde hizmetçi zaten uya nıkmjş; evin içinde haflf bir gürültü duyar, fakat Hacmın UlümUnden sonra Içine korku düştüğü İçin (fakat bis bunlan tahminle bğreniyobh hastalık var, «esl hiç çıkmıyor, Cingöz Recai'nin harikulâde maceralan Ya*m: SERVBR BEDt 9 Allah aşkma rahatsız olma, dedL 5»nra Mehmet Rıza'ya doğnı koştu: Müsaade et te elini opeyim, •en benim daima üstadımsın. Mehmet Rıxa elini vermiyordu. Cingöz ısrar etti. Ciddiydi. Hep tekrarlıyordu Benim sana daima ihtjyacım var. Sen benim üstadunsm Rıza' ğ Ve eski can düşmanmm elini öp« tü. Yeni bir gümüşü elbise giymişti ve çok şıkh. Vucudü hep hareket ha