18 Kasım 1932 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

18 Kasım 1932 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ÖS MÂN LMMfifcR ATO R LÜGU N ü A MAKTULVEZl'RLER 54 Şehir ve memleket haberleri Mısır çarşısı Yıktırılacak mı? Müze mimarlan hiç bir tehlike görmüyorlar Muırçarşuı'nın kapumdan baz; taş lann diişmesi üzerine Belediye mal sahiplerine tebligatta bulunarak burasınm 48 saatte tamir edilmezse Belediye vesaiti ile yıknnlacağını bi|d>rmifti. 8una nazaran Mal sahipleri burayı tamir ettirmezlerse teh'ikenin önüne ga^mik için yıktırmak Uzun gelecBkth1. Eele diyenin bu karan Heyeti Fenniye r*?or\ı na istinat etırıektedir. Diğer taraftan Mısırearşısı'nuı tarihî vaziyetini nazari itibara alan MMzeler idaresi kendi mimarlannı göndererek tetkikatta btılundurmus ve bu tetkikat neticesind» çarsının hiç bir tehlike arzetmediği anlasılarak ahnan rapor Blediyeye verilmistir. Bu neticeden s<«nra Beladivenin ne vapacağt malum Jegildir. Maamafih dünden itibaren t»»lan düşttisHmden dolayı kapahlmış olan kapı açılmıs ve oradaki dnkkân sahipleri tarafindan tamirata baslanı'mıstır. Müzeler idaresi müdürü Axiz Bev dün bir muharrlrjmize şun'an sövlemistir: «. Mimarlanmız Mısırcarnsı'nda inhidam tehlikes! mevcut oldugu "ddia edüen mahallini iyice tetkik ettiler ve hiç bir tehlike görülmedîfine dair ra por verdiler. Bu raporu Belediyeye gön•ierdik. » Siyasîicmal Yunanistan ahvalf Yunan Meb'usan meclisi halk fırkası liderl M. Çaldaris'in riyaseti altmdaki yeni kabineye tam manasile itimat reyi vermedi ve şimdi lik bu hükumetin mevcudiyetini teevic ve müsamahada bulunaeagı • nı bildirdi ve meclisin iki ay müd " detle tatiline karar verdi. Meclisin ekseriyetj itimat reyi vermemekle yenî kabineye karşı şüpheleri oldu gunu v« kaydi ihtiyati koydugunu anlatmış oluyor. tki ay müddetl» tatil etm^kle yeni kabineye programını tatbik ve icraya vakit veriyof. Mashaza meclis reisine münaslp gördüğü her hangi zamanda meclisi içtimaa davet salâhiyetini sarih bir »urette vermekle bu iki aylık müd detin bilâkaydü ş»rt plmadığmı teyit etmiş oluyor , Bu suretle yeni Yunan kabinesi mecüsin itimatsııltk havası içinde ise başlamış oluyer. Son intihapta M. Vanizeios'un liberal fırkası g*ne en büyük fırka kalmakla beraber eski kahir ve mutlak ekseriyeti kaybettiğinden ve eumhuriyetçi diğer fırkalar kendisile teariki me sai etmediğinden ister iıtemez hü * kumetten çekilmek mecburiyetinde kalmıştı. Meclis yeniden feshedil mediği taktirrfe yeni kabinenin H berallerden sonra en büyük ve bun yakın olan halk fırkasına tevdii lâzım geliyordu. Bidayette cumhuri yetçi küçük fırkalar yeni hükumete iştirak ederek hükumete ekseriyeti temin edecekler ve mevkiini Utik " rarlaştırmif olaeaklardı. Fakat son dikikada terakkiparverlerin lideri M. Kafandari» ile amele • çiftçi fır kaıı lideri M. Papanastasiu yeni kabineye iştirakten Imtina ettik lerinden M .Çaldaris'in kabineıl za~ yıflamış ve yaşaması msclisteki «k* seriyetin sıhhatine ve müsamahaaına bağlı kalmiftır. Yeni kabine Jeneral KondHia'in ve Jeneral Metaksa'nın iştlraküe mecliste yiiz on bir rey sahibidir. Meclisteki meb'usların yekunu ise iki yüz ellidir. 15 meb'uıu bulunan Kafandaris yeni kabineye iştirak etseydi yeni hükumet her an devrilmek tehükesi karşısında kalm*zdı. Halbuki Yunanistan'ın maruT bu lunduğu feykalâde iktişadî ve maM buhran esnasında *»yet kuvvetli bir hükumetin iş haıında bulunmaaı lâzımdı. Hatta hükumetin »Uoafrı jpdbirlerin fırka düşüneelprj ve ihti raslan ile gevşetnemaai için Yunan Reisicumhuru hükumetin kararna melerile lş görmesi fikrinde bulun muş ve hu yolda fırkaların rüe«a * sına mühim tavsiyeler yapm.ştı. Şimdi ise buna imkln kalmamıstır. Maahaza M. Çaldaris'in kabinesine aşikâr bir surette «demi itimat reyi verilmemesî Yunanistan'ı yeni blr Intihap dalgasından ve bunun m«c* hul akibetlerinden kurtarmıştır. Bu hale nazaran ihtimal muhalif fır kalar hükumeti uzun müddet rahat bırakarak Yunanistan'ı bulundufu vahim müçkülâttan kurtarmağa çahşmasına mâni olmıyacaklardır. MVHARREM FEYZİ Yazan: ** Dört îspanyol JMlitekaitlerin mart yoklamasıg Münevveri... kânunuevvelde yapılmalıdır Uç aylık eytajn ve eramil ma' aslarına mukabil Emlâk ve Eytam Bankası arzu edenlere kânunuevvej, kâpunusani ve şubat aylıklarını kırmaktadır. Kânunuevvel a» yındaki üç aylıkların tevziatı bittikten sonra gelecek mart, nUan, mayıs ayları maaşlarını kırdırmak istiyenler için de banka müdiriyeti Maliye Vekâletindep mart yokla • masımn kânunuew«lde yapılabileceğinc dair emir beklemektedir, Bu hususta Vekâletten emir gel diğ" takdirde mart yoklamalannı yaptıranlara banka cüzdan mukabili para ikraz edebilecektir. Şimdiye kadar bankadan cüzdan mukabili para alanların miktarı mühim bir yckun tutmaktadır. Hükumetin mütekaitlere bu yardımı kendilerini muhtekir lerden kurtarmıştır. Fakat ye nîden para alabilmek için ta martı beklemeğe mec bur kalırlarsa şüphesiz muıaya kaya ve sefalete düşeceklerdir. Maliye Vekâletinin bu feci vazi yete mahal vermemek için mart yoklamasım kânunuevvelde yap tırması çok isabetli ve yerinde bir yardım olacaktır, diyonız. Vezirİazam Daltaban Mustafa Paşa da cehaletinin, saflığının ve dikke f ılığınm cezasını cekti Hatta bu emrin hilâfma hareket e•den Venedik »efirinin tercüman:m huzuruna getirterek güzelce bir falakaya çektirdi: Maamafih, Paşanın bu icraatm dan islâm kadmları da kurtulama<dı, Onlarm da gmiş v« «ade ferace ,giyerek kalın yaşmak kullanmaları hakkında tstanbul'un her tarafında tellâlUr bağırdı. Şeyhülislâm Feyzullah Efendi, o devrin en mühim entrikacılarındandı. Mustafa Paşayı Padişaha tavsiyc etmekten maksadı, onu kendi jine minnettar ederek işlerinde kullanacak bir alet yapmaktı. Fakat "i,:a, tab'an has.in bir adam olduğu iem şeyhiilislânıla earçabuk ara&ı açıldı. Bunun üzerine Feyzullah Efenrfi, kendisine ayrt bir parti yapmağa başladı. Padişahın üzerindeki nüfuıundan istifade ederek, yeni bir oadaret namzedini elinin altında hulundurmak için (reisülküttap, JRami Efendi) yi vezir yaptırdi. Köpıülti Mustafa Paşazade Abdullah Paşayı da ittifakına aldı. Yavaş yava? veziri azamın başına çorap Örnıeğe başladı. Veziri azam, bos durmağı sevmiyor, bir şeyler yapmak istiyordu. Kıyafet mes'elesinden sonra yeni bir iş çıkardı. O da, Rusya hudutlarındaki kale ve istihk&mları takviye etmek... Pasanin bundan maksadı, evvelft battı rieati tahtı tetnina al dıktan sonra, Rusya'ya ilânı barp eylemek ve derhal tecavüaıe geç ınekti. Lâkin, (Kirım Hanı, Devlet Giray) Rus'ların biiyiik hazırhk Urda hulunduğuna ve yakmda hudutlarda taarruz başlıyacağına dair BabıaH'ye haber gönderdi ve Paşanın plânını altüst ettî .. Paşa, bu haberi alır almaz Rusya sefirini huzuruna celp ve izahat talep eyledi. Sefir, bu havadUl tamamen tekzip ettlkten sonra, Azak denizinde mevcut on iki kıt'a harp gemisinden iba* ret Rus filosunu da derhal (rfevleü aliye) ye satrrttffk'rfüheyya olduk larını söyledi. Sefirin bu sözleri, paşamn kalbîne biraz »U serpti. (Devlet Giray) i fitnekâr!ılka itham e derek Padişaha azlettirdi. Fakat Devlet Ciray, bu emre Uaat etmedı. Hatta, yerine tayin olunan (Selim Giray) a da rahat vermedi. Bunun Uzertne Kırım'a asker sevkolunmak Uzere tedarikita iptidar edildi. tfte o zaman, şeyhülislâm Fey zullah Efendi, sahneye atıldı. Devletin sükuna muhtaç olduğu bir zamanda veziriazaroın hem Rusya ve hem de Avuıturya'ya ilâni harp etmek tizere asker topladığına dair halka propaganda yapılmağa baş . ladı. Halk, tabiî harbe aleyhtardı, Opqn içtn har tarafta gayrimem nunlar çoğaldı. O esnada bazı dost(arı Feyzullah geldüer; veziriazamm i «ehlrletmejt fiVrinde olduğunu söylediler. Bu haberden endi şe eden şeyhülislâm, artık bu bü yük hasmını devirmeğe ve yerine Rami Paşayı geçlrmeğe karar ver» di Bunun için bahane hazırdı. Kı rım'da isyan eden (Devlet Giray), halkı basına toplamak îçin: Ve ziriazam bizimle beraberdir. Kar şımıza kimse gelmez. Diyordu. Şeyhülislâm, Rami Paia ve (divanı hümayun tercümanı, Mavro Kordato), bir heyet halir^e, Padişahm huzuruna çıktılar. Memleke tin, halkın ve hazinenin vaziyetini uzun uzadıya izah ettikten sonra sözü Kırım mes'elesine getirdüer, asilere yapılan propagandaların ne şekilde yapıldığını hikâye «ttiler ve nihayet: Bu hale bais olan vezirîa zamdır. O, makamı sadarette bu Iundukça, Kırım cfa bu gailenin dePi mUmkün değildlr. Dedller. Hatta, o suretle idarei llsan ettiler ki, (bu adamın hayatı bile, baisi fitnedir) dem»k (stedi * ler... tklnel Mustafa, tahta eıkar çıkma; gösterdiği eettdeti unutu * vererek av eğlencelerine dalmıttı. Hiç bir tarafta sulh ve sükunetin haleldar olmasını istemiyordu. Bu na b'Ttaen veziriazam aleyhinde söylenen sözlerden müteessir oldu. Derhal veziriazamı (rUkâb! > hümayun) a çağırttı. (Mührü serif) i e ünden alarak hapse attırdı. Zavallı Daltaban, hirdenbire basına inen bu darbadan fena halde sersemlemişti. Kendisini müdafaa etmek, bütün bunlann blrer entri kadan ibaret olduğunu Padişaha büdirmak Utedi. Fakat, karşısına dikîlen cellâtlar, söz söyletmedi... Evvelâ kementle boğulup, sonra kafası kesüdi. Cehaleti yüıünden muvazenesini idare edemiyen bu ve ziriazam da saflığının ve dikkafa • lılığının böylece cezasını çekti. (Mabadi var) Otomobille dünyayı doîa şırken buraya da geldi Otomobille bir dünya yapmakta olan dört îspanyol dün «flhrimize gelmişlerdir.Bunlardan M. Fçderlko Santandar romancı ve Madrit'te çıkan A. B. C. gazetesi muharriri ve Darülfünun profetörü ayni camanda Valladia şehri belediye rcisidir. M. Federiko Santander diyor ki: « Dört kişi otomobille devriâ'em «eyahatine çıktık. Uğradığımn ts panyolca konuşulan şehirlerde kon. feranslar verdik. Seyahat arkadaşlanm, Motara Mro Emrigne, Artenya Mazeriyegos ve Marçelo san Jo. sedyaz doktor ve avukattırlar. 23 teşrinievelde Madrit'ten hareket ettik. Paris, Vlşi, Nls, Cenova, Milân, Venedik, Triyeste, Belgrat, Sofya şehirlerine uğrıyarak fstanbul'a geldik. tstanbul'dan Apadolu'ya geçerek Filistin, Bağdat, Tahran, Hm distan, Hindiçini, Honkong, Fiüpin adalan, Amorika, Antil adalan ve orta Amerika'nın bazı şehirlerini dolaştıktan sonra Madrit'e avdet tdeceğîz. Bu seyahati bir «enede ikmal edebilmek niyetindeyiz. Şimdiye kadar seyahatimiz, iyî şerait içinde geçmi?tir. Fakat, yalıtıı Balkaw'lard« yollarm bosukluğu ve işaretlerîn meveut olmamasi vü . •Undon blraz müşkUlâta maruz kaldık. Meselâ, Yugoslavya'da yollar Belgrat şehrile bir tezat teşkil edeeek kadar İptidaidir. Belgrat ne ka. dar muntazam, tnedenl bir şehir ise bu memleketin yolları o kadar bo • •uktur. Ayni şerait Türkiye ve Buljrarlstan İçm de mevzuu bahsolabi . lir. Buralarda da vollar seyvnHlara eesaret verecek bir vaıiyette de gildir. Bulgarîstan ve Yugoslavya'da ac miktarda meveut ttlan isaret direklerlnde yollar ve şehir köy islmleri Bulgar yazialle yamılmif alduftundan bîr eenebinin bunları okuyabilmesi kabil değtldlr. TUrkiye'de olduğu gibi LAtin harflerile yazılmış olsaydı bir eenebi için büyük kolaylığı mucip olurdu. Burada Türk memuriafindan gör> düğümliz kolaylıktan çok müte^ekkiriz. Türkiye'yi ümidimizden faz. la terakki ertnis ve tam manatile asriİMmit olarak bulduk. Bu noktayi bilhassa tspanya'ya dönüşümüade «fâkri umumiyeye bildirmeyi vazife biliyoruz.» İ Doğru değil mi ? Köylülere yapılacak yardımlar Kibrit Şirketi Çakmaklar yüzünden çok zarar ediyor Halkevi köycüler şubesi tarafından dün akşam Halkevinde blr musahabe ve çay zjyafeti tertip edflmişth. Şube azalarüe köycülük işlerine karşı alfika duyan pek çok kimseler bu musahabede hazır bulunmuşlardır. Yaptığımıs tetkikatm netieelerine Evvelâ şube komitesi azasından Şevket göre Kibrit tnhisar Şirketi ehemmi • Bey, komitepin faaliyeti ve programı yetli miktarda zarar etmektedtr. Buhakkında izahat vermiş, bundan sonra na ssbep olarak ta memleketimizde bir çok mevzular görüşülmiiştür. Bu meyanda köylüye ziraf, tktjsadî ve sthhî bjl kibritteıt ziyade kaçak olarak çak mak kullanılması gösterilmektedir. giler verilmek Uzere brosfirler neşri fikrî ve ilmî inkişaflarına yardım etmsk üze IstatUtiklerden üğrenildiğlne göre re de «KSylü» ismile bir mecmua çı • memleketimizin senelik kibrit sarfikanlması kararlaştınlmışhr. Ayrıc* yatı nüfusumuıa nisbetle mukay*«e merkezî köylerde birer şube oda» apedilmiyecek kadar azdır, Kibrit Şirlaeak ve buraUrda muayyen zamanlnrketi bu husustaki kanumın tatbiln da bulundurulacak doktorlann köylü için daha şiddetli tedbirler ahnma lerin sıhhatlerile meccanen alâkadar sım temenni letn htikâmetle yeniden oltnalan temin edileeektir. temasa karar vermiştlr. Galatasaray mezunları Birliği açıldı En yüksek şür: Tabiatin âlimi ve ilmi! [Baimakaleden mabait] tahakküm edebilmek zevkî ve menfaati de vardır. Enstitülerin Türkiye'mizde halledeeeği işler ise şür ve hayal degil, belki Türk memleketinin şür ve hayal tatlılığını geçen en hayatî mes'eIeleridır. Enstitülerin yanıbaşında Kalaba köyü vardır. Bu köy her A nadolu köyü gibi çifteidir. Yani ez* eümle ve bilhassa buğday eker ve arpa yetiştirir. Evvelki günkü ma kalemisde kaydetmiştik ki enstitü Ankara havalisinde sanki yağmur vg çamur altında bpzulmuş kap kara yetişçn sert kabuklu kara arpayı yumufak kabuklu beyaz arpa halina kalbetmiştir. Bunun gibi en** titü ayni Kalaba köyünün buğda yını da almış ve onu ıslah etmek yoluna dökülmüstür. Kalaba kö yünd'en alınan buğdayın tohumluk nümunesi enstitüde mahfuzdur. Bu tiirlü tiiriü yabani nebatlann to hurnlart içînde buğday cinsi olarak ta karışık ve binaenaijyh cılız bir buğdaydır. Enstitü işte bu halita bufday üzerinde çalışarak ondan •rtaya kıpkırmızı, hepsi adeta mü«avi derecede dolgun büyük »a nelerden mürekkep enfes bir buğday çıkarmıştır. Bu bir iki misale bakarak Anka ra'daki ziraat enstitülerinin yainız bir Kalaba köyile meşgul olduğunu ve olacağını zannetmezsiniz tabiî. Ayni tecnibe, ayni mevzu üzerinde bütün memlekete teşmil edilecek ve tfenebilir ki Türkiye'nin bütün buğdayları enstiHinün lâboratuvarla nndaıj ve tecrübe tarlalanndan geçerek nihayet bütün memleketin buğday mahsulleri yer yer takarrür edecek en iyi nevilerine irca olunac'ft'r. Zaten umumî ziraat müte haı«ısı Almanya'lı M. Christiansen geçen yaz kendisinin idare ettiği otomobil ile ta Diyarbekir'e kadar uHanan bir seyahat yapmış ve güzergâhmda kıymetli tetkikler yaptığı gibipek çok te nümuneler toplayıp J * ™ | W ' 9teld]fd€W eustîtflrfe ta Erzurum'un bugdaylarına kadar bir hayli esaslı tecrübelere girişilmiş bulunuyor. Bfitün bu tahlil, tetkik ve tecrübelerin hedefi ise memleketin enda 7,58 ini teşkil eden çiftçinin m# saisini hakikaten azamî semereli kılabilmekten ibarettir. TUrklye'de buğday mes'elesi asıl îşte o zaman ve böyle hallolunacaktır. Türki . ye'de buğdaylar, va»atî verim miktan maalesef hilâ yainız b>r« be« veya altıdan ibarettir. Almanya'da ise bu verim eğer bire 2025 olmaısa ziraat kârlı bir iş sayılmaa. Köylümüze aynî işle simdi aldığının iki veya daha zivade mahsul almasını temin edeceğiz, Şimdi vasatl buğ> day istihsalimir 25 milvon kental dir. Bunun vasatî bedeli 75 milyon Türk lirasıdır. Miktar ile be^eli 2 ye ve 3 e zarbederseniz hâdîsen'n umumî servette oynıyacağı rolü çok kolay anlamış olursunuz. Enstitüleri gezerkcn neba*at h^stallkları şefi olan Türk asistan. bize buğdayda kömür hastalığn'n nümunelerini göjterdi. Kömür, sürme, çalma ve sajre, hatta mahut haşere suna bu kıymetli mahsulümü zün âfetleridir. Kömür hastalı^ına musap, yani içi hakikaten kömür olmuş bir buğday, kendis'ni mahvetmiş parazitlerin zebunudur. Hur debin altında bu parazitl^rjn 7er relerini temasa ettik. Üçer b<;ser gözlü birer ahtapot kafası gihi korkunç şeyler. Ama zahîrd*e bunun farkında olmak kolay değil. Asistan Kadri B«y dedi ki: Memleketimiıde buğdav mahsulünün bu afetle musap olmadı ğı yer hemen yok gibidir. Türk buşday çiftçiliğini bu afetten kurtar dığımız zaman hiç olmazsa 1520 milyon liralık bir ziyanın önüne geçmiş olacağız!.. Diinyanın en gevkli bir !ş! olarak tablati tetkik ye tahlil eden ensti tülerin memlekete temin edeceği yüksek faydaları anhyortunuz de ğil tni? YUNUS NADİ Galatasaray mezunlan birliği, dün saat beş buçukta Beyoğlu'nda Lüksemburg aparümanmdaki dairesl«d# merasimle açılmıstır. Mübadele Başmurahhasunız Şevki Beyin bir mrtkile küsat merasimi icra edilmiş, mezunlardan muh • telif zevat Galatasaray lisesinin tari hinden, b« mektebin vetiştirdiği yük sek şahsiyetlerden, ve memlekete olan hizmetlerinden bahsetmiştir. Merasimde mektebin e«ki ve yeni mezunlan fle mektep talim heyeti hazır bulunmuştur, Merasimden sonra davetli ler büfede izaz edilmişlerdir. Galatasaray mezunlan birliği idare heyeti şu suretle teşekkül etmiştir: Reis, Mübadele Başmurahhasumz Şevki, Reis vekili Mazlum, aza Galata•aray miidürü Fethi, Belediye seyyahin şubesi müdürü Ekrem Besim, Afif Beslm ve Ahmet Saki Beyler... Adliyede iş takip edebilecekler (stanbul adliyesinde, icra dahelerinde, mahkeme kalemlerinde badema avukadar ve avukat kâtiplerfle, ashabı mesalihln musaddak vekflleri muamele ta kip edebiieceklerdir. Avukat kâtiple rine müddeiumurailik tarafından mu saddak bir hüviyet varakası verilecek tir. Başka «uretle hiç kircsenin muamele takip etmesine müsaade edilmiyecektir, Yeni Seyrösefer kanunu Dabüiye Vekâletinin hazırlamakta olduğu yeni Seyrüsefer kanunımda yalms şoförler değil bilumum nakil vgsı • talan ve hatta yaya yürüyenler hekkında bile ahkâm vardır. Seyrüsefer kanunüe Belediye meclislerine ve zabıta amirlerine ban salâhiyetler verilmekte dir. Sahte çek davası Sahte çek tanzim etmek ve bu m Berç isminde bir şahıs vasjtasile «arraf Fllip EfendJyi dolandırmaktan maınun olan Kayser'li Muzaffcr ve Boğos'un muhakemelerine devam edıl miştir. Muhakemenin tahkikat kumı ikmal edildiği için müddetumumf evrakl mütaleaya almıştır. 5 gün 5 gece Deniz ortasmda! Beş genç, tehlikeli bir maceradan kurtuldu Balık avlamak üzere bundan beş gün evvel bir kotra ile Hayırsızada'ya giden Bülent, Ali, Izzet, Remsi ve Todori isminde beş arkadaş, Marmara'da korkulu bir «ergüzeşt geçir mişlerdir. Bu beş kişilik avcı grupu, Hayırsızada'da gece saat on bire kadar balık avladıktan sonra tstanbul'a avdet ederlerken hava birdenbire bozn^uş ve kotramn motörü işlediği ve yelkenleri açıldığı halde Boz burn'a kadar «ürüklenmiştir. Kotradakiler buradan Arroutlu'ya geçmek istemişlerse de muvaffak olamamışlar ve îmralı adasına düş * müşler ve Poyra limanına sığıpmışlardır. Fakat hava çok sert olduğu için rfışan çıkmamiflar ve olduklan yerde tam beş gün beş gece kalmağa meobur olmuşlardır. Nihayet bunla* rın feryadını ada bekçisi ile kansı duymuştur. Sahilden kotraya ekmak atılmıştır. Bu gençler ancak evvel» ki gün şehrimize gelebîlmişlerdtr. Hukuk talebesinin kongresi Geçen hafta nisapsızhk dolayı sile aktedileraiyen Hukuk Fakültesi tAİebe oemiyeti kongresi bugün Halkevinde toplanacaktır. Evvelki gün Çanakkale, Erzurym ve Kars'a birer, Antalya'y* 8 müi tnetre kar yağdığı Ihraeat Ofisine telgrafla bildirilmiştir. Bir dersten ka'anlara da!r karar tasdik edildi Darülfünun divanı dün toplünmış, müzakereler meyanında üssümiza. nını doldurdukları halde bir dersten muvaffak olamıyan talebelerm bir yukarı sınıfa alınmaları hakkında Hukuk Fakültesi müderrisler mec lisince verilen kararı tasdik etmiştir. Ancak bu talebeler »ene sotıvn da evvelâ muvaffak olamadıkları dersin imtihanını vereçekler ve bunu kazandıklan takdirde bir yukan »ınıfın imtihanlarına girebileceklerdir. Bir katîl muhakemosi Geçen kânunuevvelde Beşiktaş'ta Serencebey yokusunda Seracettin Efendi isminde birini öldürmekle maznun olan Osman'ın muhakemesine dün de de • vam edilroiştir. Şahitlerden Hasibe Hanımın hastalığı dolayısile mahksmeye gelemediği anlaşılmış ve bu sahidin ifadesine evinde müracaat edilmek üzere muhakeme talöc olunmustur. Canakkale'de kar yagdı! Zaro Ağa hasta 160 Iık îhtiyar Zaro A»a b'» kac dettheft rahattı* bulunmektadır. Zaro Ağa iyüejtikten !o>"a k«is verilmasi icin ricada bulunrnak üzere Ankarf'ya gidecektir, Bir arkadaşımızın evlenme merasimi Siifçüler vesika alaca^far Süt müstahsilleri ve sütcüler cemîyeti tarafından seyyar süt satıcılara verilmiş olan sıhhat cüzdanla . rına numara konulacağı gibi kendiIerinin tasıj'acağı numaralar da verileee^inden kanun mucibince sıh. hat cüzdanı sahipleHnin cüzdanları ile beraber bir hafta zarfmda sütÇİiler cemiyetine müracaat etmeleri t3 cüzdan almağa mecbur olan sütcülerden bir coklarının el'an sıhhat cüzdanı »lmadıkları yapılan tahki. katla sab't olduğundan bir hafta zarfında sıhhat cüzdanı almak üzere cem'v«*te ınürac?at etmivenlerin ve mandralardan süt nakledenlerin Czetemiz idare heyeti erkânındajı Mehmet Derviş Beyle Melfthat Ha. icravı san'atten menedllmelerl içm nımefendinin akltleri dün Beyoğlu dairei belediyesinde icra edilmişth'. Tahüki'rnete müracsat olunduğundan rafeynin şahitHklerl Başmuharrirunls Yumu Nadi Beyle Şehir MeelUi azabu gibî h^llere mahal kalmamak smdan îhsan Namık Bey tarafından yapılmıştır. Bu mes'ut hâdise esnasmda üzere 28 tesrinîsanl tarihine kadar iki tarafm dostlarmdan ye akrabalarından pek çok zevat hazır bulunmuş . sütçülerin cemiyete müracaat'e tur. Resmimiz bu mes'ut hâdiseyi tesblt etmektedir. Arkadaşıraızm yeni cüzdan almalan lâzım gelmektedlr. 1 kurduğu yuvaya daimf blr saadet teraenni ederic. Sellm Strrı Beyin konferanslar Salı günü saat 16 da erkek mu • allim mektebinde talobey» «Mual * Hm» namı altında gayet Istifadeli blr konferans veren Ustat Selim 5ım Bey badema her ayın ilk salı gîinii ayni şekilde konferanslar verecek. tir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: