»17 Tesrinievvel r ıCamhttriyet SON TELGRAFLAD Bana kalırsa ^ ^ ^ ^ ^^m^^ ^ ^ ^ • SOFYA MEKTUPLARI Fransa ile Almanya gene tutuştular Beşler konferansı akamete uğramasından her biri diğerini mes'ul addediyor Paris 16 (A.A.) Trmps ga zetesi yazıyor: «Alıranya'nın bütün devletler mümessilleri tarafından silâhlarm a zaltılması mes'elesinin müzakere e dildiği ve bü mes'elenin umumî bir itilâf ile halledileceği Cenevre'de 4 devlet tarafından aktedilecek mü • tekaddim içtimaa iştirakten imtina etmesî, Almanya'nın üzerine almış olduğu mes'uliyetler serisini ikmal etmektedir. Gerginliğin zevalini temine, itilâf husulime matuf bütün siyasî teşebbüslere engel oian Almanya'dır. Sulhu tensik ve her millet için emnü selâmeti temin etmek ve itimadı uyandırmak için sarfolunan bütün mesaiyi felce uğratan odur. Alman'Iar. içinde bulundukları siyasî infirattan kendilermi çıkar mağa büyük hüsnü niyetle yardım etmek istiyenlerin cesaretini knrmak hususunda mat ediyorlar.» Temps gazetesi, netice olarak Almanya'yı Cenevre'ye celbetmek için sarfolunan mesai akim kaldığı takdirde askerî statüsü Versaillea rau ahedesile tetbit edilmif olan Almanya'nın iştiraki olmaksızın konferans mesaisinîn devamını temin etmekten ve mütekabi! anlasma, milletlerin tesanüdü ve hüsnü niyet zihniyet Ierinden vâsi mikyasta mülhem u mumi bir mukavelename t&nzim etmekten baska yapılacak bir sey kalmıyacagını yazmaktadır. Bu mukavelename, her hangi ta raftan gelecek olan her türlü tehditlere karşı bir mania tetkil edecek • tir. Alman gazetelert ne diyorlar? Berlin 16 (A.A.) Havas ajansı muhabirinden: Gazetele, 5 ler konferansı te ıcbbüsünüa akim kalmasından mütevellit mes'uliyeti Fransa'ya yük leten ve Cenevre'ye davet teklifinin Almanya'da büyük bir hakaret te lâkki edilmekte oldugunu ifade eden yarı resmî bir tebliğ nesretmek • tedirler. M. Massigli'nin Cenevre'deki hatti hareketi Alman zabıtası aleyhindeki beyannt ve iddialan, böyle bir davete icabet ettiği takdirde Almanya'nın nasıl bir vaziyete düseceğini açıkça göstermektedir. Bu tebliğ, Almanya'nın, konfe ransin iftigalât dairesini tevsie düsman olmadığını beyan etmekle be • raber ihzarî olan bu müzakerelerin Milletler C*>miyeti kadrosuna itha linin mantıksızlık teskil edeceğini ifade etmektedir. Cenevre 16 (A.A.) Almanya'nın Milletler Cemiyetmdeki stîsmurahhası M. Rosemberg matbuat müme?sillerine beyanatta bulunarak M. Massigli'nin ordu mevcutları komi tesinde Alman zabıtasınm asgarî mahiyet ve mevcutlanna ait vermiş olduğu izahattan hayrete düsmüs olduğunu sÖylemistir. M. Rosembcrg, netice olarak teslihatın tahdidi mes'elesinin bir kere daha asıl sahasından çıkanlarak başka sahaya nakledilmis olmasına teessüf etmistir. Cemiyeti Akvamtn yeni umumi kâiibi Cenevre 16 (A.A.) Milletler Cemiyeti konseyi, gizli bir celsesin de Joseph Avenol (Fransa) yı Sir Eric Drummond'un yerine Cemiyet umumî kâtipliğine tayin etmistir. Bir Türk fen adamının muvaffakiyeti Fransa'daki Pastör müessese*i, hayvanlardaki ruam hastalığı ile vebaya karşı son derece tesirli bir serom buimuş. Paris'ten bir Türk gazetesine gelen hususî telgraf, bize bir müjde veri yor. Bu keşfi yapanlardan biri Fransız'dır, öteki de Türk: Müessese müdürlerinden Profesör Segru ile asistanı baytar Kemal Cemil Bey. Baytar veya ziraatçi olmıyanlar bu keşfin değerini iyice alı • yamazlar. Bundan bir kaç sene evvel sığır vebasına dair türkçe büyük bir esere göz gezdirmiş olduğum için, bizde bu hayvan derdine ne büyük bir ehemmiyet verildiğini ve böyle bir serom bulmak için, paralanırcasına nasıl çalışıdığını öğrenmiştim. Baytar Kemal Cemil Bey, belki de, memleketindeki bu ince arastı rışlann ilhamile Fransa'da bü • yük bir fennî keşfin iki âmilin den biri olmuştur. Marsilya'daki hıfzıssıhha kongresinde alkışlanan ve büyük bir Avrupa devleti tarafından da ayrıca nişan alan bu değerli fen adamımız, memleketinde lâyık olduğu mükâfatı görecek mi? . Ben size şimdiden cevap vereyim: Hayır. Bilâkis. Fennî araştırışlarına bir yıl kadar daha devam etmesi lftzım gelen baytar Kemal Cemil Bey, Türkiye'ye hemen dönmesi için emir almış. Bir Türk baytarının fennî keşifler yapmak nesine lâzım? Hemen memleketine dönsün ve hayvanları tımar etsin! Bakınız, Pastör müessesesi müdürii, o kongrede ne diyor: « Şimdi, Kemal Cemil Beyle müşterek olarak, ayni esas üzerinde yürüyoruz ve verem için de bir serom anyoruz. Mesaimizin yarısına geldiğini şimdiden miijdeliyebilirim. Fakat, bugün tees sürle öğrendim ki tecrübe ve tetebbü lerini bir sene daka devam ettirmesi fen noktasından Iüzumlu bulunan bu genç ve çok krymetli Türk fen adamı, Türkiye'ye dönmesi için emir almıstır. öteki arkadaşlarına nisbetle çok az bir para alarak. günde 16 saat lâboratu varların mermerleri üstünde çalısan bu değerli genç için verilen bu karar. mesleğini yarıda bıraktırmak demektir. öteki arkadaşları ayda 4000 frank ahrken o 9 0 0 frankla kanaat ediyor. Bu bile mesaisine olan bağm kuvvetini is bata kâfidir.» Acaba, Kemal Cemil Bey, Avrupa'da tetkik seyahatine çıkan bazı yurttaşlarımız gibi, lâboratuvarların mermerleri üstünde çahşacağı yerde, barların, çalgı lı kahvelerin cilâlı parkeleri üstünde dans etseydi, memleketine dönmesi için bu kadar acele emir alır mıydı? PEYAMİ SAFA Bulgaristan'ın nıalî vaziyeti yeniden tetkik edilecek Cemiyeti Akvam heyeti geliyor Soayf (Hususî) Bulgaristan, hâmillerin takdirini kazanmıştır. Bul • Yunanistan, Avusturya ve Romanya'mn gar Maliye Nazırınm talebi üzerine Cemalî vaziyetlerini tetkik eden Cemiyeti miyeti Akvam Bulgaristan'a yeniden bhAkvam konseyi Bulgaristan hakkmda tetkik komisyonu gönderecektir. Bu kogene eskisi gibi altı ay müddetle haricî misyon Bulgaristan'ın malî vaziyetini borçlarmı yüzde elli ecnebi kambiyosu yeniden bir daha tetkik edecek ve raile ödemesine karar vermiştir. Kalan porunu Cemiyeti Akvamın gelecek içyüzde elli kısım Bulgar levası olarak timaına kadar hasırlanuş bulunacaktır. Bulgar devlet bankasına yatınlacak ve Bulgar Maliye Nazırı, son zamanlarda Cemiyeti Akvam mümessilinin kararı Bulgaristan'ın hemen bütün haricî paile Bulgar bütçesindeki açıklan kapa • zarlarmı kaybettiğinden ve Bulgar ihramak için kullanılacakbr. Bu altı ay müd cahnın çok azaldığından Bulgaristan'a det zarfında Bulgaristan doğrudan doğecnebi parası giremediğinden bu yeni ruya hâmiller ile anlasacaktır. Bu an • vaziyetin tetkiki için Cemiyeti Akvamlasma için artık ilk adun altılmif buludan bu komisyonu istemiştir. Muhalifnuyor. Paris'te hâmillerin mümessili ile Ier bu komisyonun yapacağı tetkikabn Bulgar devlet borçları müdürii arasında zararlı olacağuıdan, hükumet maha • cereyan eden müzakerat muvaffakiyetle fili ise bilâkis hayırlı netice çıkacağuıdan bitmiş ve hâmiller eski vaziyetin daha haricî borçlan için Bulgaristan'a daha bir buçuk ay devam etmesine muvafakat büyük kolayhklar yapüacağından bah etmislerdir. Eğer bu müddet zarfında setmektedirler. Bulgar hükumeti ile anlafamaz iseler tabiî bu müddet tahdit edilecektir. HâNe de olsa Cemiyeti Akvamın son miller son zamanlarda Bulgaristan'a kararı Bulgaristan için bir nimettir. Bulkarşı çok müsamehakâr davranmakta garistan tamirat borçlannı hiç vermediği dırlar, çünkü Bulgaristan simdiye kagibi diğer haricî borçlarmı da yüzde elli dar Cemiyeti Akvamın tavsiyesi üzerine miktarda ödemektedir. Bütün bunlar bütün vesaifini sonuna kadar ifa etmiş Bulgaristan için birer muvaffakiyettir. ve bütün Cemiyeti Akvam muhiti ile MEMDUH TALÂT GüNüN AKtSLERi Nurullah Ata Beye cevap Geçenlerde, Istanbul Halkevinin çıkardığı «Yeni Türk Mec İ muası» ndan bahsetmiş ve kısaca şunları söylemiştim: ] [Şekil güzel. Program zengin. Fakat, mündericat iyi değil. Falih Rıfkı Beyin romanmdan alman parçayı, hemen ertesi gün, eseri tefrika eden gazetede bir hayli değismiş olarak okuduk. F a ' | ruk Nafiz'in yeni piyesinden verilen örnek çok azdır. Andre Maurois'ya verilen on dokuz sahife ise pek çoktur. Bergson ilâvesine gelince, bunun yerine millî mevzular üzerinde hazırlanmış bir tetkik eseri verilmesini daha faydalı görürüz. Esasen meşhur münekkit Nurullar Ata Bey, bu tercümenin ilk satırdan yanlış basladığını söylüyor. ( 1 ) ] Nurullah Ata Bey, bu tenkidi mizi beğenmemis. Bize şu cevap • ları veriyor: [İstanbul Halkevi «Yeni Türk Mec] muası» m çıkardı. Miişkülpesentleri değil, «hiç yoktan iyidir ya» cılann bile • beklediklerine uygun değil ama. ne yapalım? J Bu baslangıç cümlesini okuyaı lar, sanırlar ki, müşkülpesent Nurullah Ata Bey «Yeni Türk Mecmuası» nı hiç beğenmemiştir. Hayır!.. Nurullah Ata Bey, bu cümleden sonra, saşılacak bir unut kanlıkla mecmuayı müdafaaya başlıyor. Sözlerinin özünü ahyorum: [Yeni Türk Mecmuası. Andre Maurois'nin bir musahabesini tercüme et tirmis ve bunun başına, muharriri tanıtan bir yazı ilâve etmif... Bergson'un bir kitabını tercüme ettirmis. Münekkitler, biz Fransız filozoflarını bilmek Utemiyojuz. Bize Türkiye'den, Türk'lerden bahsedilsin diyorlar. ] [Onlan dinierseniz, Türkiye, irfan âleminin kapılaruıı Avrupa'dan gele cek her fikre kapatacak. Yeni Türk Mecmuası. ancak yeni Türk tezine ya • kınlaştığı nisbette. adının ilân ettiği id diaya ve Halkevi programma uygun olur diyorlar. ] [Falih Rıfkı'nm bir yazısında dediği gibi. dil inkılâbı, kafa inkılâbile olacaktır. Kafa inkılâbının baş hazırlayKisi da tercümelerdir. ] Işte cevaplarım: Ben, irfan atefıfrftfa kapılannı, Avrupa'dan gelecek her fikre kapıyalım demedim. O kadar de • medim ki, Avrupa'dan gelen Nurullah Ata Bey bile bu kapıdan girdi!.. Ben, Avrupa'dan gelen fikirlerî biraz kontenjana tâbi tutup yerli mala rağbet edelim, dedim. Yeni Türk Mecmuası, elbet yeni Türk tezine yakınlaştığı nisbette, adının ilân ettiği iddiaya ve Halkevi programma uygun olur. tşte Halkevleri talimatnamesinden bir kaç maddenin hulâsası: [Dil, edebiyat ve tarih şubesi, rnuhitin umumî bilgisini yüksehmeğe yarı yacak mevzularda musahabeler Hazırlar. Cumhuriyet. inkılâp prensiplerinin kökleşmesine, memleket sevgisinin, vatandaşhk vazifeleri duygusunun yükselmesine çalışır. Ana Türk dilinin bugünkü yazı ve edebiyatta kullanılmıyan, fakat halk arasında yaşıyan kelimelerini, istılhlarını, eski millî masalları, ata sözlerini araştırıp toplar. Millî tarihin mahallî safhalarını, millî an'ane ve âdetlerî tetkik eder. Şube azaları, mecmua çıkararak bu sayılan maksatlar üzerinde neşriyatta bulunurlar. ] Falih Rıfkı Beye isnat olunan sözlerse, tamamen yanhştır. Falih Rıfkı Bey: ("Kafa inkılâbının baş hazırlayıcısı tercümelerdir] di yor demek, Falih Rıfkı Beyi hiç tanımamak, onun gazete sütun • larından bir ateş seli gibi akan ya zılarile okudugunu göremiyecek kadar gözleri kamaşmış lâzım. Falih Rıfkı Bey, Nurullah Ata Beyin yazdıklarını değil, tama men aksini söylüyor. Işte: [Biz. sırasile Türk toprağını. Tür! yazısını, Türk tarihini. Türk dilini vap> tık. Şimdi Türk kafasını yapacağız. Bunun tezgâhı yeni üniversite ola caktır. Türk kafası tercüme bir kafa olmıyacaktır. Simdiki Darülfünun bizde yarı med rese, yarı Avrupa üniversitelerinin kop yasıdır: Avrupa kopyası derken, tercüj me edilmiş bir programı, talebenin Lutfen sahifeyi çeviriniz ( \ ) Nurullah Ata Bey. hemen biri makale yazarak bu yanlışları ilân ede| cegini sÖylemistir. Fakat biz ne bu yani lışlara. ne de onun böyle bir makale ya1 zacağına inanmamıstık. Pek iyi biliriz:İ a Yeni bir iskân kanunu hazırlanıyor Ankara 16 (Telefonla) Dahfliye Vekâletinin yeni bir iskân kanunu hazırlamakta olduğu haber alınmıştır. Bu kanun henüz halledilmemif iskân mes'elelerini kat'î bir şekle bağladıktan ve çok kısa bir zamanda esaslı bir surette tasfiye ettikten sonra badema gelecek muhacirlerin iskân ve müstahsil vaziyete geçmelerini temin edecektir. Kont Bethlen İstanbul'a geliyor Sabık Macar Basvekili Kont Bethlen Cenaplarının iiç, dört gün şehrimizde kalmak üzere buraya geleceği fiaber alınmışbr. Kont Bethlen Cenapları ayın yirmi beşinde Triyeste'den şehrimize hareket edecektir. 'Cumhuriyet bayramı hazırlığı Ankara 16 (Telefonla) 29 teşrinievvel Cumhuriyet Bayramı hazırkklan başladı. Bayramda resmi geçidi seyretmek için yapılacak tribünleri Belediye bugünlerde inşa etta'recektir. Bazı müesseseler takı zafer yapacaklardır. Bu bayramın daha mükemmel olması için ca • lışılmaktadır. Balatasaray ticaret kısmı mezunları Galatasaray ticaret ve bankacılık kısmı mezunları birliği (Löbon) un karsısındakı apartımandan çıka • rak iokaHarmı tstiklâl caddesinde Löksenburg apartımanına naklet mislerdir. (Galatasaray'lır Cemi yeti) de bu ayın sonuna doğru merkezinî Glorya sinemasmın üsrün deki bu apartımanda kuracaktır. İngiltere İrlanda Müzakeresi Japonya Meydan okuy or! Arnavutluk'ta bir hftdise Tiran 14 Saray müfettişi M. Hact Skoza ve müddeiumumî M. Emm Meta Maliye Nezaretine giderek kasaları ve zflnymet evrak depolarını mühürlemiş lerdir. Hâdise büyük bir heyecan uyandırmıştır. Büyük bir suüstimai vukua geldiği zannedamektedir. Basvekil M. Pandeli Evangeli'nin değiştirilerek yerine M. Koço Kotay'm getirileceği söylenmektedir. Kadınlar Birliği kursları Kadmlar Birliği yeni lisan kurs îarı açmıştir'.'Bu Icurslkr'da türkçe, almanca, fransızca' gosterilecek tir. Ayrıca hiç okuma yazma biî . miyenler için bir de türkçe okuma yazma kursu açılmıştır. Müzakere akim kaMı, bir Cenevre ne karar verirse tebliğ neşredildi versin o bildiğini yapacak Londra 16 (A.A.) tngiltereIr Imda müzakerelerine ait resmî bir teb liğ maatteessüf bir itilâf aktine tmkân hasd oimamış ve müzakerelerin niha • yete ermiş olduğunu bOdirmektedir. Londra 16 (A.A.) M. de VaUran'ın arkadaşlarından bir zat, Havas ajansı muhabirine Londra'da iera edi • len tngOiz irlanda müzakeratının akamete uğramasına büyük mikyasta ln • giliz nazırlannın sebebiyet vermis ol • dukiannı söylemiş ve «tngiliz nazırlan, bizim delillerimizi cerhetmekle iktifa ederek müsbet hiç bir sey teklifte bu • lunmamıslardır.» Demiştir. Mumaileyh, beyanahna şu sözleri ilâve etmistir. «Hepimiz, tngiliz naznlaruun müzakerafan mes'ut bir neticeye vâsıl oknatı için ibraz edeceklerini zannetmiş oldu* ğumoz şevki gostermemiş olmalarmdan dolayı hayretlere dâştük. İstikbal, hiç süphesiz bize daha büyük bir tarife mücadelesi takhyor. Her halde simdi resimler ioka olunacaktır.» Tokio 16 (A.A.) Seiyukai, senelik kongresini Japonya'nın garbinde kâin Vakayama'da aktetmiştir. Bu fırka, Japonya'nın en mühim fırkalarmdandır. Şimdiki kabinede bir çok mümessilleri vardır. Kongre, bir karar sureti kabut etmiştir. Bu karar suretinde yeni Mançuri devletinin tanınması dolayısile hâdis olan vaziyet icababna karsı koymak ve iki memleket arasındaki iktisadî müna sebetleri teshil etmek için tamamen Asyaî bir siyaset takibi tavsiye olunmaktadır. Fırka reisi doktor Kisaburo Suzuki, Lytton raporunu tenkit etmis ve bir çok yanlıslıklarla dolu olduğunu sÖylemistir. Mumaileyh demiştir ki: «Bu rapor, bu kadar muhim bir mes'elenin hallini temin edemez.» M. Suzuki, beyanahna su sözleri ilâve etmif tir: «Milletler Cemiyetinin Lytton rapo runa istinat edecek bir hal sureti ara mıyacağmı zannederim. Esasen Milletler Cemiyetinin Japonya'ya karsı hatb hareketi ne olursa olsun Japonya, kendi nyasetrai değiştirmiyecektir.» Tarihî bir eser daha kavboldu Çengelköy'ünde iskele camiainde bulunan çok kıymetli eski bir levha kaybolmuştur. Hâdiseyi Maarif müfettişlerinden bir zat tesbit ederek Evkaf idareeine bildirmis ve bu hususta tahkikata baslanmıştır. Romen Hariciye Nazırı istifa etti Bükreş 16 (A.A.) M. Titulesco. işinde bir yol bulmak için başvekilin kralla yapmakta olduğu konuşmalara dün de Smaia'da devam edilmiştir. Başvekil, M. Titulesco'nun Hariciye Nezaretmi kabul için koydugu şartlart kabul etmemiştir. Bunun üzerine M. Titulesco, haridye nezaretinden çekümiştir. Mumaileyh, gene Londra'ya eski vazifesine dönmek üzere pazartesi Bükreş'ten aynlacak hr. Hükumette buhran çıkacağına dair çıkan haberler yalandır. Dün ve evveiki gün zelzele oldu Evveiki gece saat 19 u 23 dakika geçe şehrimizde, 1012 saniye kadar süren hafif bir zelzele hissedilmiştir. Zelzele merkezinin şehrimize yakın bulunduğu tahmin edilmektedir. Rasathane ayrıca dün sabah ta yedi buçukta gayet hafif bir ihtizaz kaydetmistir. ] M. Mussoîmi'n'n yeni bir nutku Roma 16 (A.A.) M. Mussolini, bu sabah Venedik meydanında toplan • mış olan 2500 faşist reisine hitaben kısa bir nutuk sÖylemistir. Mutedil bir lisan ile söylenilmiş olan bu nutukta Düçe, faşizmin hali hazırdaki bilânçosunu çizmis ve bilhassa gençliğin istikbalde, görülecek işlerdeki rolü üzerinde ısrar etmistir. ispanya Sefiri "iktisat Vekilile göröştü Ankara 16 (Telefonla) tspanya sefiri tktisat Vekili Celâl Beyi ziyaret etmif, iki memleketi alâkadar eden ik • tisadî mes'eleleri görüsmüslerdir. Fransız Başvekili ispanya'ya gidiyor g Paris 16 (A.A.) M. Herriot, tspanya sefiri M. Madarıaga'yı kabul etmiş ve tspanya hükumetini resmen ziyareb'ne ait program hakkında kendisile görüşmüştür. Bümrökler U, Müdörü Ankara 16 (Telefonla) Güm rükler Umum müdürii Cemil Bey 3 gündür rahatsızdır. Teftişte bulunan giimrükler muamelât müdörü Fazıl Bey bugün avdet etmistir. HANIMEFENDiLER Muazzez Hanımm nefis kolleksiyonunu görmeden siparişlerinizde istical etmeviniz. Pek vükında. Başvekâlet Mösteşarı Ankara 16 (Telefonla) Mezun bulunan Başvekâlet Müsteşan Kemal Bey bugün vazifesine başladı. Fransa'da feyezanlar Saint Raphael 16 (A.A.) Sahil mıntakasındaki feyezanlarda vukua gelen hasar miktarı, 40,000,000 franga baliğ olmuştur. istiyor, yahut acele, fipın işi evîen dirmek... Ben hayatımı bir takım dahelerde, tüccar yazıhanelerinde çürütmek istemiyorum; acele ev lenmek te ne kadar f enadır, bilirsin. Mademki önümde de parlak bir is tikbal var, niçin kısmetimi ayağımla tepeyhn, değil mi? Sen akıllı ka dınsın ablacığım, bana hak verirsin. «Düşündüm, taşmdım, kararımı verdim: Sinema artisti olacağım! Fakat bunu evdekilere haber vermedim. Onlara bir kâğıt yazdun, bı • raktım, paketimi alarak evden çıktım, sana da bu mektubu bırakarak gidiyorum. Andre Roan'la beraber Avrupa'ya gidiyorum. Benî arama smlar, aramayınız, bu akşam Istanbul'dan aynlmış bulunacağım. Yaşım yirmi. Kanunen istediğimi yapmağa hakkım var. Fakat, ablacığım, sen beni bilirsin, fena, hafifmeşrep bir kız değilim, namusumu muhafaza etme sini bilirim, onun için senden ricam şttt Bn gece tesadüf hniş gibi bize Hmdistan'da veba ve kıtlık Bombay 16 (A.A.) Allahabat muitakasmda kıtlık başgöstermeğe başlanııştır. Geçen hafta Bombay eyaletinde 7500 kişi vebadan ölmüştür. git. Sana yazdığım bu mektuptan onlara hiç bahsetme. Evdekileri telâşta göreceksin. Belki de bir sürü münasebetsiz komsular, tanıdıklar orada bulunacak. Her kafadan bir ses çıkacak: «Vah vah, Sabiha'dan bunu ümit etmezdik» diyecekler, an nemi, babamı büsbütün çileden çı • karacaklar. Sen araya gir, bu eski kafalılara anlat ki her sinema artisti namussuz olmaz; Sabiha kendini bilir bir kızdır, istikbali için bu çok hayırlı olacaktır. Babam da biraz parayı sever. Ona da anlat ki Sabiha belki mil yonlar kazanacak. Adeta bize pi yangonun büyük ikramiyesi düştü. Sevinip şcnlik yapacakları yerde budala budala dizlerini dövmesinler. Bunlar cahildir. Artistilik nedir, ne büyük itibarı, kıymeti vardır, hep sini anlat. Onları teskin et, teselli et, kuzum ablacığım... T (Mabadı var) BÜYÜK HtKÂYE: 23 Sinema Delisi Kız SERVER Fakat bu vaziyette Pakize beni mü dafaa etmez, bilâkis aleyhimde söy ler, düşmanlarımla bir olur. Akrabamdan benim yasımdaki kızları birer bîrer gözümün önün • den geçirmeğe başladım. Muazzez! Muazzez! Evet, en iyisi odur: Açık f ikirli kızdır, ciddidir, benden yasça büyük ve evlidir, bizimkilere sözü geçer, Pakize'den daha münasiptir o. lyi hatırıma geldi. Ona bir mektup yazarım. Tabiî, bu mektubu evden ayrıldıİım gün göndereceğim. Fakat posta ile göndersem geç kahr. Halbuki o gün, taze taze Muazzez bize gelmeli ve evdekileri teskin etmeli. Muazzez Lâleli'de oturuyor. Bize uzak degil. BEDI Mektubu kendim götürür, veririm ve o zarfı açmadan evvel ben uzakla şırım. Bu çok iyi. Hemen oturup bu mektubun müsveddesini karalamağa başladım. Evvelâ şöyle bir sey oldu: «Çok sevgili, biricik Muazzez ablacığım! Eminim ki sen beni seversin. Ben seni hiç kırmadım, senden de ben hiç incinmedim. Buna güvenerek senden pek büyük, hayatım kadar ehemmiyetli bir iyilik bekliyorum. < Ablacığım.. Benim sinemayi ne • çıldırasıya sevdiğimi bilirsin ve müteassıp, eski kafalı bir kadın olmadığm için benî de mazur görürsün. tfte bunun için ben de senin hür fi kirli tabiatini çok beğenirim. «Benim önüme pek büyük bir fırsat düftü; masallardakine benziyen tesadüflerden biri, benim karşıma Avrupa'nın en büyük sinema artist Ierinden birini çıkardı. Şimdi tafsilât vermeyim. Ayrı bir mektubumda uzun uzadıya anlatırım. Fakat yal nız bu artistin ismini söyliyeyim: Andre Roan. Evet ablacığım, ben meshur Andre Roan'la tamstım. Bunu kimseye söyleme. tstanbul'a bir filim çekmeğe gelmis ve sinema he veslisi Türk kızları anyormus. Bende büyük bir artistlik istidadı gör dü. Hatta bir iki prova bile yaptık. Pek beğendi beni, ablacığım... Eğer bu san'ata girecek olursam istikba limin pek parlak olacağını anlattı: Seyahatler, para, güzel izdivaçlar, san, söhret, her sey... Biliyorsun ki benim de pek çok hevesim var. Fa kat annem, babam razı olmazlar. Ne yapayım? Şimdi babamın vazi • yeti de fena. Maasından kesmisler. Beni ya bir îşe koymak, çalıştırmak olmak Nurullah Ata Beyin her «özü kaleme^ gelmezl