rr 28 Fvlui 1932 Kurultaym ikinci günü [Birinci sahifeden mabaifi Kaymakam Şemsi Beyler bu encümene namzet olarak tekjif edildi. Fakat, Kurultaym büyük bir ekseriyeti tarafından toplu olarak reye konulmasma karar verilen ilk liste kabul olundu. Takrirler ve temenniler enciimenine de Reşat Nuri, Hasan Ali, Ruşeni, Ahmet Cevat, Ragıp Hulusi, Rüknettin, İsmail Fethi, İhsan, Sadri Ethem, îsmail Sıtkı, Baha, Mehmet Vahit, Hakkı Nezihi, Ali Fevzi, İsmail Hikmet Beyler intihap olundular. ıÇamhuriyet1 Dün 15 kişilik teşkilât heyeti seçildi, Resmî gazetede intişar eden listeîerin üç muhtelif kuvvetli tez dinlendi ii metnini aynen neşrediyoruz Yeni kontenjan ve malî kararna. tnelerin Resmî Gazete de intişar ettiğini dün yazmış ve metinlerini de aynen neşretmiştik. Bugün kontenjan istelerini dercediyoruz: Tarife No. Cinsi 23 c. Şekersiz toz süt (yalnız bu dahildir'ı 25 Peynir ve yofeurt mayası 29 Istearin (yalnız bu dahilcir) 31 Hayvanî yağl?r (ekle trayri salih «sanayic*? mustamel» 43 At yelesi ve kuyruğu 44 Domuz kılı 45 Sair hayvanat kılları 47 b . Levha yaprak halinde \eya sair şekilde ketıîmiş kemik ve tırnak fya'nız bu dahildir) 48 b . Levha yaprak halind^ "eya sair şekilde kesilmiş boynuz (yalnız bu dahiJdir) Yalnız iglenmemiş fi' dişi 51 a dahildir. 54 a. 1 inci sedefi(yalnız bu d.ıhildir 65 h. Yalnız kundura cilâ ır'Vmu dahildir 66 a.bd.h. Gayri mamu! Uıtkallar 66 c Şişeler üzerine konan ielâtin kapsüller ve jelâtinden mamul tutkal (yalnız Lunlar dahıl) ^ Kırmızı hayvanî 6 ^ Fahmi hayvani ^ Sepya (yalnız bu dahild^r1» 72 c.l. c.2 73 c.l. c.2 89 D e r i l e r Yeni kontenjan listeleri 307 315 323 332 334 341 c 342 a b. 346 c 366 a. b. c 367 a. b. c 368 370 387 a. b c. Tarife c. a c. b. Dr. Saim Ali Beyin konferansı Bundan sonra, doktor Saim Ali Bey kürsiye gelerek tezini şöylece izaha başladı: « Hanımlar, beyefendiler. Türk dilinin eskiliğini ve dil hususunda dünyada çok müessir olduğunu eskidenberi bilirdik ve onu sevmiştik. Bu iş bazılarımız için bir ilim işi, bazılarımız için de bir histi. Teşekkür olunur ki bugün bu iş kemali ciddiyetle tutulmuş ve bunu siz de ayrı ayrı hissetmişsinizdir. Bunu Gazi Hz. ne medyunuz (Alkışlar). b c. 588 Büyük Dil Kurultayına merrileketin h er yerînden gelen telgrajlar, işte böyle tomarlar teşkil ediyordu 3 Kürsif yazı Fenikeli'lerin, Mezopotamya'lılann, hulâsa insanIarın icadı değildir. 4 Alfabe harf leri havadaki ses akislerinin traseleridirler ve tabi atte dil birliğini gösterirler. 5 Yazı hakkında medeniyet tarihinin hataları 6 Ulumu tabiiye karşısında filoloji 7 İstikamet aksesi ile yazının münasebetleri ve bu bapta hayvanlar üzerinde tecrübeler ve teknik malumat. Saim Ali Beyin çok alkışlanan bu konferansından sonra celse on dakika tatil edildi. kelimesi kaynaşarak Bıldır olmuş, kiengir de Kingir.» 392 412 440 441 442 444 a b. Sesler lehçelerde nasu âeğişir? Ahmet Cevat Bey, seslerin lehçelerde nasıl değiştiklerfni misallerle izah ettikten sonra yaptığı mukayeseye geçti. Bu mukayeseyi kısımlara ayırdı ve ayrı bir celsede diğer mukayeselerine devam etmek üzer e konferansına nihayet verdi ve alkışlandı. Dilimizin fennî kıymeti Türk dilinin fennen ehemmiyetini ve ilmen kıymetini anlamak için hakikî filoloji metotlarma istinat etmek lâzımdır. Bütün filoloji işlerinde bizden evvel milletler kendi dillerinde ne yapmışlarsa biz de onların metotlarını aynen takip etmeğe mecburuz. İlim noktai nazarın dan bilinmesi icap eder ki, filoloji yani dilin kendi anasırı olan diğer dünya dilleri arasmdaki fonetik münasebetleri doğmazdan evvel, yani dillerin bu kadar neşvünema bulmadıkları zamanlarda insanlar gene komışuyorlardı ve bu konuş maları çok basit bir takım seslerle oluyordu. Bugün biz filoloji yapıyorsak ve bu dil işlerini bir takım mütekâmil metotlara istinat ettiriyor sak, bu tekâmül etmemiş dillerin konuşulduğu zamanda acaba dil rüşeymî neşvünema noktai nazarından ne şekilde idi? Şunu dejnek isterim ki bahsinde bulunduğumuz filoloji Ienkustik üzerinde, bu filolojiler filolojisini yani lisanî irtibatları sarih ve fennî bir surette gösterecek metotlara bugün biz malikiz. Bugün mütekâ • mil dillerin komparatif tetkikleri için her ilimde olduğu gibi metot şarttır. Metotsuz ilim olamaz. Buna imkân yoktur. Filoloji yani diller arasmdaki münasebetler insanî noktai nazardan tetkik edildiği zaman bir takım fizik tecrübelerine, bir takım biyoloji tecrübelerine ihtiyaç vardır. Bu söylediğim şeyler şimdiye kadar yapılmamış ise bunu bi zim yapmamamız icap etmez. 446 C. 448 456 459 , Amerlka'lı misafirler kurultayda Saat 17 ye on kala Kurultaydan ayrı larak misafirimiz, Amerika birleşik hükumetleri Erkânı Harbiyei Umumiye Reisi Ceneral Mac Arthur'u kabul buyurmuş olan Reisicumhur Hz., bu sırada salona avdet buyurmuşlardır. Refakatlerinde Amerika'lı misafirimiz de bulunuyordu. Ceneral Mac Arthur salonda Gazi Hz. nin yanında oturarak tezlerin müdafaasında bulundu ve büyük Dil Kurultaymın dünkü mesaisini, sonuıa kadar takip etti. 97 a. b. 98 a.b.c. d. 99 100 102 Makine kayLşı ve sair malzeme Ş e v y o t M erinos 464 Ahmet Cevat Beyin konferansı İkinci celsede Ahmet Cevat Bey kürsüye gelerek konferansına baş Udı. « t Yüksek huzurunuzda Su mer'Ierin konuşulduğu dili bizim konuştuğumuz dille karşılaştırmak istiyorum. İlk defa bu arzumun sebebini anlatayım: Bir çok âlimler dil * lerini avrı bir dil olmadığını tama men anlamışlardı. Sami dillerle ımt* kayesc yaptılar, Sami bir dil olmadığını anladılar. Ne Ari, ne de Sami bir dü olmadığına bütün âlimlerce ittifak hasıl oldu. Bu arada bir kı sım âlimler dilin Turanî olduğu hakkında fikirler ileri sürdüler. Meselâ benim rusça makalelerini okuduğum doktor Herman da 40 sene evvel bu fikri ileri sürenler dendi. Ama, öbür âlimler buna inanmadılar. Fikrini kabul etmediler ve dediler ki senin ileri sürdüğün esaslar bu dilin Turanî olduğunu isbata kâfi bir dil değildir. Herman, baş ka benziyen kelimeler de buldu; fakat bunu da kâfi görmediler. Bu arada iki türlü faaliyet gösteren âlimler de zuhur etti. Meselâ Fransız âlimi Otran ehemmiyetli bir etüt yaptı. Sumer'lerin mitolojisini, esatirini tetkik etti. Diğer milletlerin EndoEropen esatirile karşılaştırdı ve Sumer'lerin lisanının Ariyen lisanının babası olduğunu iddia etti ve bugünkü Avrupa'nın mensup olduğu aileye medeniyet verdiğini isbat etti.» a. b. c. 112 126 129 b. 131 132 a. b. 133 c. Profesör Agop Martyan Ef. nin konferansı Ahmet Cevat Beyden sonra Agop Mar'." an Efendi (Türk, Sümmer ve HirtAvrupa dilleri arasmdaki rabıtalar) mevzuu üzerinde bir konferans vermiş ve hulâsaten demiştir ki: «Türk dili ile diğer diller arasmdaki erle rabıtaların tetkiki ( Linguistique Histarique ) metodu ile yapıldıği için beklenen bü yük neticeleri vermemiştir. Aranlan rabtalar kaHettarihî ma hiyetihaiz bulunduğundan (Linguistque Ontologique) yahut (Paleontologique) i tatbik etmek lâzımdır. Fonetik, morfoloji, gramer ve sentaks sahalanndaki hususiyetle rini nazan itibara alarak Türk dilini Alp dilleri ailesine bağlamak icap eder. Esasen Alp ve Türk kelimeleri de müteradif (sinonîm) dirler ve kahraman, kuvvet manasını ifade etmektedirler. Bu tarihten sonra Alp lisanı Hint Avrupa ve komşu dillerine anadil olarak kabul edebiliriz. Esasen Kelt ve Yunan dillerinde Alp kelimesi haiz olduğu mana itibarile bu rabıtayı ispat etmektedir. Biihassa Sümmer lisanı türk çenin bütün hususiyetlerini muha faza etmektedir. Meselâ, sümerce (uku) nun mukabili türkçede (uyku), sümerce (Giş) in mukabili de (kisi) dir. Kelimelerden maada telâffuz aheng: (agglutination) hususiyeti (pospozisiyon) lar, sentaksta ikinci derecedeki anasırın birinci derecedeki anasırdan evvel vazolunması da bu esaslı rabıtayı isbat etmek • tedirler. Hindistan'a akın etmiş olan Sumer'lerin lisanile Hint Avrupa dilleri arasında da bağlar mevcuttur. Misal olarak Sanskrit dilinde Akşi şeklini alan Sumer lisanındaki İgl kelimesini alabiliriz. Ayni kelime <Kot» lisanında da E A G E şeklini almıştır. Hint Avrupa ve Alp ırklarının hususiyetlerine malik bulunan ve orta Asya'dan atı Anadolu'ya getiren Kosa'hlar dahi Türk ırkına mensup bulunuyorlardı. Kosa'lıların ilâhı Turgu tesmiye edilmekte olup esası Türk kelimesidir ki, bilâhare Eti lisanında «Kuvvet» manasım ifade eden Tarğu şeklini almıştır. Eti'Iere gelince, gerek yerli ge rekse sonradan gelen Eti'lerde Türklerin hususiyetleri mevcuttur. Bu hususiyetler başlıca Eti'lerin Pro • tahattib ve Belayi dillerinde göze çarpmaktadır. Meselâ Eti lisanm da türkçenm ana ve ata kelimele rine muadil anna ve atta kelimeleri mevcuttur. Ayni atta kelimesi Kot 15tf"* d " ' 1*6 173 211 a 250 266 a.l. 2 272 b. c. 273 274 275 276 d h. a. •' Patates unu fyalnız bu dahUdir) Nebatî mayüar 515 d. Dekstrin ^,«, .„ , Tane kakao 516 Ömür otu Koko elyafı Kırmızı nebati ve kök boyalar Tabiî çivit F a h m i nebatî Sair nebatî boyalar Debagat hulâsaları, debagat müstahzaratı • yalnız bunlar dahUdir) Zamkı arabî(j'a]nız bu dahil) Jalapa Kolofan (yalnız bu dabildir) Gam kopal Seliloit, galalît ve emsali Abanoz (yalnız bu dahildir) Kaplamalık agae yaprak ve şeritler (yalnız maon akasya ve pelesenk gibi mi'masili gayri mevcut ecnebi ağaçlar dahildir > Yalnız ağac dfigme dalüldir Agaç çivi Ham m a n t a r Her nevi tantı mürettep ve gayri mürettep (yalnız bunlar dahildir) . Şodi Şapka imaline mahsus tüyler 468 Yün iplikler 'sair lifî rr.ad 471 deler ve ipekle m a h l u t olanlar da dahildir» Yünden bant halinde tasir 476 bezleri ve torbalan, kartlar, makine kolanları 477 Şapka taslafı Sun'i ipek 477 Halı örmeğe mahsus Büret ve şap iplikler; ve 479 482 sun'i ipekten iplik Eleklik ipek etnmin 510 a. a. b. a. a b a. b. a. 1.2 b. 2 a. 1,2,3 b. 1,2,3 ' 529 b. j 545 a. 1 552 b. 517 519 523 523 524 277 a. 277 h . 277 h . 277 t . 281 a. 284 c. 285 a. 553 b. însanların ilk konuşması Pek tabiidir ki insanlar böyle uzun ve mürekkep kelimelerle ko nuşmazdan evvel bir takım sesler çıkarırlardı. Bu nazariye iptida tabiî bir halde kabul olunamazsa da pek tabiî idi ki eski insanlar böyle mürekkep kelimeler söyliyemiyor lardı. Bir takım seslerle iştirakâtı fikriyede bulunuyorlardı. Bu ses lerden gerek tav'î olarak meselâ insanın canı yandığı zaman, bir yeri acıdığı zaman bir ses çıkarır o hâdiseyi taklit etmek ister. 299 b . 302 305 a b. 305 c. 554 b c. 555 a b. 556 a 558 a d. Homer edebiyatından daha eski bir edebiyat Cinsi Tarife No. Cinsi Sanayi fırça ve supü,rb'eleri 569 a b.c d. Aleminyom Şapka imalir.e mahsus saz 569 h. Aleminyom varak ve müs şeritleri tahzaratı sınaiye için kutuSellüloz lar, kapaklar <yalnız bunlar Camlı, zunparah kumlu kâdahildir) ğıt ve mukav/aiar 570 b Kurşun külçe halinde Parafinli kâgıt ve sair mat574 bd.h. Tutya külce lime ve te! habu olanlar da dahildir. linde Cılâsız ve adî mukavvalar 575 Tutya varak ve toz Cılâlı mukavvai&ı Kalay, külçe. çubuk 577 b. Yalnız masuraJa> dahüdir 580 a b.d.h. Nikel Kasarsız yalırı kat iplikler Nikel, toz ve varak Çift ve fazlg katlı pamuk 581 Antimuan, külçe halüıde 583 b iplikleri Sair maadin 584 a.b. Kasarlı tek ve daha ziyade Plâtin cevhori 585 a. 1.2 katlı iplikler Pul, varak, tel, toz, sünger 586 a.b.c. Merserize iplikler 654 a.b. Elektrol baleleri Yazı makineleri seridi imaMakine yağları ve gresler 695 h. v. Jine mahsus bant halinde şe697 Türk kımızı yağı (va'r;' bu rit (yalnız ba dahildir) . 1 dahildir) Bant halinde tasir bezleri, Trasformator yağları 698 torbalan. kartlar Liğnit kömiira raumu tyal699 bunlar dahüdir". nız bu dahildir) Perdah için zıınparalı ve Ombıra (yalnız bu dahilöir) 1700 b. saıre pamuk bezler Madenî boyaiar 702 İplık Mavi çamasır boyası ve sülHam kauçuk yen hariçtir. 703 a. Eritilmiş kauçuk Matbaa ve çini mürekkebi Kauçuk tel (yalnız bunlar dahildir) Levha çubuk ve saire 704 a. 3 Müstahzar madenî boyalar Yalnız sanayidc mustamel 1 (yalnız bunlar dahildir) bezler boru halinde 706 a.b c.d. Uzvi, sun'î boyaiar Yalnız konser/e kutuları için 707 Her nevi fencl ve alein tozu contalık halka 709 Matbaacılık ve debagatte Dökümcü kumu (yalnız bu müstamel müstahzar vernikdahUdir). 710 a. b.c. ler (yalnız bu dahUdir) Hazırlanmış sun'i değirmen 'd.h.v.z. Potasyom ve emlâhı taşı (yalnız bu dahildir) . 711 a. b. c. Sodyom ve emlâhı Sanayide müstr.mel sünger 712 a b.c.d. Amonyak ve emlâhı taşı perdaht toz ve taşları 714 a.b.c.d. Stronsiyom ve pmlâhı (yalnız bu dahildir) 715 a.b.c.d. Baryom ve emlâhı Talk 716 a b c.d.h Magnezyom ve emlâhı Tasfiye toprağı ve kaolin ve 717 a.b.c.d.h Manganez ve fmlâhı Feldspat ve ateş toprağı 718 a.b c d. Kalsiyom ve emlâhı (yalnız bunlar dahUdir). 719 a.b c.d. Hadit ve emiâhı Zımpara ve karborandon to 720 a.b c.d. Tutya ve enlfthı zu (yalnız burlar dahildir) 721 Nikel emlâhı Asfalt bitomen (yalnız bu 722 a.b c. Kobalt emlâhı dahildir). 723 h. Krom ve emlâhı Aspest levha ve yaprak ha 724 a. b. Aleminyom ve emlâhı linde (yalnız bu dahi'.dir) 725 a b.c.d.h Bakır ve emlâhı Mika levha ve cubuk 726 a.bc. Kurşun ve fmîâhı Grafit ve mamulâtı 738 Antimuan ve emlâhı Mensucat sanayü Ie7a?ımı 745 b. Sülfür dö karbon ve plâstik eşya fabrikaîarın 754 a. hJt. Hamızlar uzvî ve* gayri uzvî "dâ nfitstamel cam taslar lm Şap Matbaacılıkta müstamel cam 754 v v. a.b.c. büya 7 '784 Metöl, Metol idrokinon Demir cevheri 768 Aceton Her nevi devir 779 Aldehit formik Halis çeUk 782 Lanolin, glisirin, kazeüi Demir saç ve levhalar 785 Karborafin Teneke cyalıuz bu dahildir» 812 b.c.h.v. Uçan yağlar Teller Itriyatçılıkta kullanüan katı 813 a b. ve yumuşak cisimler Demir veya çeUk boru ve rap 853 a. Trikloretilen (yalnız bu dahil tiyeleri ve sair levazımı Sanayide müstamel müsMakine iğneleri 853 c. tahzarat Çikolata kalıpları, maden Kaynakta müstamel lerde kullanüan emnijct lâm R £:Ç : çubuklar s .. balan, yazı makinesi şeritKuş tüyü yastıt'i yu £ 5 Ü lerini sarmağa mahsus kutu y 2 zü kumaşları j§ K ve makaralar (yalnız bu daAsetonda eritilmiş £ "" hildir) . seliloit £ Düğmeler, toka ve kundura > 4 Gümüş yaldızlı nikel kapsuüeri fotin bağl ve astel yuvarlak kılara tertip suretile dahU olan demir ve saireden parcalar (yalnız bu dahildlr) 64 s Barsak (yalnız kabulü ınu Baklr vakkat suretile olanla daBakır lâme ve çubuk hildir) Bakır. pirinç ve tunç, toz 71 a c. Kimyevî gübreler ve kuş halinde gübreleri (Ziraat Vekâletinin Bakır tel adileri ve gümüş müsaadesile) yaldızlı olanlar: 79 Fabrikalarda miıstamel Eah "D,, listesi Sözlerin ilk kökleri Şimdi böyle nidaların söz köklerini teşkil ettiklerini, bunların nidalardan çıktığını eskiden Lânkistler bilirlerdi; fakat bu köklerin kimin tarafından icat edildiği, hangi millet tarafından çıkarıldığını bilmez lerdi. Çünkü bugünkü vesaite malik değillerdi. Bugünkü akustik çok ilerlemiştir. Biz sözlerimizi radyo ile yazıyoruz. Sonra gramofon plâkları üzerine koyuyoruz. Oradan da bir takım işaretlerle kendi sözlerimizi tekar harekete getiriyoruz. Halbuki Frans Bop, Mac Müller, hatta ondan bin, iki bin sene evvelki Patan bugünkü vesaite malik değildiler. Bu vesait bugün çok mühim bir şekil almıştır. Bu nidalar ve basit sesler, hulâ sa alfabe harflerini teşkil eder.» Ahmet Cevat Bey, bu kıymetli konferansında, mevzuu etrafındaki tetkikatın güçlüğünü de izah etti: Çünkü en eski Sumer yazıları kilden yapı'sıı.^, tabletler üzerine yazılmıştır. Bu tabletler onların kâğıdı ve kitabı ;di. Yaşken yazarlar ve kuru • turlardı. Bu suretle yazı tesbit edil* miş olurdu. Bu talbetlerin en eski leri Milâttan 4000 sene evvel ya zılmıştır. Bu edebiyat, Helen edebiyatının en eskisi olan Homer edebiyatından üç bin sene daha eski dir. Orhon abideleri yapeldığı zaman bu Sumer edebiyatı yazılalı 3000 sene geçmişti. Profesör Meillet'nin konferansı bahsi Profesör Tüüiyo'nun mesaisi Doktor Saim Ali Bey, bu husus ta bir çok mişaller irat ettikten sonra bundan yirmi sene evvel İtalyalı profesör Dr. Pietro Tüllio'nun kulak üzerindeki tetkiklerini hulâsa etti. Saim Ali Bey, bu esnada İtalya'h profesörün mesailerinin hulâsasını ihtiva eden bir mecmuayı da azaya gösterdi. Bu hulâsalara nazaran: 1 Ne kadar fonem varsa o kadar alfabe harfi olabilir. 2 Bütün fonemler tahiat seş • lerinden çıkmıştır. Cevat Bey, bundan sonra profe sör Meillet'nin Darülfünun'daki konferansını ve gösterdiği gül ve (roze) misalhv mevzuu bahsetti: « Maatteessüf, dedi, bazı gençlerimiz kapıldılar. Profesör Meillet'ye: Bunun nasıl keşfettîniz diye sorsalardı, elbette anlatacakte. Gençle rimizin şüphesiz ki bu nevi lâkaydisi şayanı teessürdür. Bir heyetin, bir adamm çalışarak vücude getirdiği bir eseri hiçe indirmek doğru değildir. Şimdi fransızcada Kamine kelimesi Şömer olmuştur. Kavalo, Şöval olmuştur. Sonra bizim eski Türkçemizde sağır kef sesi M olmuş: Doğuz, domuz gibi. Bu sesler böyle değişince büyük farklar olabiliyor. Meselâ bizim (bir yıldır) ve Slav lisanlarında da vardır. lık bir kayıUızhktan sonra, Gazi Türk dilinin Hint Avrupa dilleMustafa Kemal Hazretlerinin yararinden maada Finno U K R, Kaftıcı «lile tahakkuk etmiş olacak ve kasya, Sami, hatta eski Mısır lisanbütün dünya Gül Tekin'in tarihî larile esaslı surette bağlı bulundusözünü tekrar edecektir. ğunu isbat etmek için türkçe «Kır» Bengin İl Tuta Olurtaçisen Türk kelimesini misal olarak alır ve elliBudun den fazla lisanlarda onu tetkik ettiYani «Ey Türk milleti, s«n ebedî ğımız zaman bütün bu lisanlarda bir imparatorluğu muhafaza ede «Kır» kelimesinin Türk dilindeki ceksin.» manayı muhafaza ve ifade ettikleriBu konferans ta alkışlandı v e sani görmekteyiz. at 18/15 de içtimaa nihayet verildi. Gramer sahasında da Hint AvKurultay bugün saat saat 14 te toprupa dillerile Türk'çe arasında biiIanacaktır. hassa (acculatif) ve (Genetif) halBugünkü celse ruznamesi lerde şayani dikkat benzeyişlere teBundan sonra, Reis Kâzım Paşa sadüf etmekteyiz. Şahsî zamirlerin Hz. Kurultaym mesaisinin bittiğini, birinci ve ikinci şahıslarında da gebygün saat (14) te toplanılacağmı ne aynilikler görmekteyiz. Fiillerin bildirdi. Bugün muhtelif hatipler tasrifinde dahi bu gibi muhtelif tezlerini müdafaa edeceklerdir. benzeyiş ve ayniliklere tesadüf etTeşkilât ve takrirler encümenlemekteyiz. ri azaları da saat 13 te DolmabahSözlerimi burada bitirirken söze çe'de toplanarak mesailerine başlıhenüz başlamış olduğumu hissedi yacaklardır. yorum. Zrra her türlü kabiliyetleri Kurultay müzakeraiı Ankara'da ve bir çok lehçelerile asırlardanberi mevcudiyetini muhafaza eden radyo tesisatt ile halka dinletiliyor ana Türk dilinin heyeti umumiyesAnkara 27 (A.A.) Halkımızm smî örten asırdide perdenin ancak Dil Kurultayı müzakerelerini takip bir ucunu kaldırmak kabil olmuştur. edebilmeleri için şehrin muhtelif mahallerine konulan radyolar önünŞunu da ilâve edelim ki bu bü de yüzlerce halk birikerek müzakeyük perde açıldıkça Türkiyat ilmi reyi takip etmekte idi. ile Türk dili tarihinin tedricen MonDahiliye Vekili Şükrü Kaya Bey gol muhitinden çıkacak tetkkine bugün refakatlerinde Vali ve BeJehenüz başlamış olan Alp ırkının diye reisi Nevzat Bey olduğu halde konuştuğu lisana bağlı bulunduğu şehir dahilinde radyolar konuldu • nu göreceğimize derin bir inanışla ğu yere giderek mevcut tesisatın inananlardanım. halkın bu alâkasını tatmin edecek Bu suretle tam 1200 sene evvel derecede bulunup bulunmadığmı Orhom nehri kenarında Gül Tekin tarafından ihzar edilen arzu, 12 asır tetkik etmiştir. 105 b. 108 a. a. 223 223 256 258 259 288 290 295 300 a. a. b. 316 324 327 327 328 337 a. a. b. b. tiyan (yalnız bu dahildir» (Yahıız devlet ve imüyazü nakliye müesseselerinin getirecekleri döş«nelik.maddeler) At kılından mensucat (nakliyat şirketleri için) Pancar tohumu (yalnız bu dahildir) Bilcümle tor>umlar, meyyalı meyvasız ağaç fidanları, asma çubukları veher nevi sebze, çiçek, +ohum, fıdg ve soğanları (Ziraat VekSîstinin müsaadesile) Tütün usaresi (Ziragt Vekâletinin müsaadesile) Dikilmiş taze ciçek kck'.eri ve aşılan (koparj^^5<;i£ekler müstesna' 'Ziraat Ve kâletinin müsaadesile) Rende talaşı (yalnız yumurta ambalajı için» Pıçılar Ağaçtan her nevi doknma tezgâhı ve aksamı Yalnız şapka kalıbı ve knndura tabrikalan için yaylı şablonlar Küfe, zenbil (kabulü muvakkat suretile^ Sarğılık ince '<âğıt fyaLrız bu dahildir) Selofan (yalnız bu dahildir) Selofan kâğıtı (yalnız bu dahildir) fidi matbaa kâ?5ıtı (ya'niB bu dahildir " > 343 Bir yuzu boya1'. vernüüı \eya yaldızlı kâ^ıtlar ve mucellit kâğjtlan (yalnız bu dahildir). Körüklü mukavvalar (yalrız bu dahiîdir» Lutfen sahifeyi çevMniz