w »J "Camfiariyet ŞON TE.LGOAFLAD M. Makdonald Alman teklifini tetkik ediyor Fransa, itimat itilâfını imzahyan dev* letlerin vercceği cevabı bekliyor Paris 7 (A.A.) İyi malunul al • makta olan mehafilden ahnan haber • lerden Fransa'nın askerî metalibe dair ttlan Alman muhtırasına bugünlerde cevap vermiyeceği anlasılmaktadır. Filvaki, itimat itilâfnamesini irnza etmif olan bütün devletler, henüz noktai nazarlarıru bildirmemislerdir. Diğer taraftan tngiliz hükumetinin noktai nazan, ancak p«rsembe günü kabine îçtimaından sonra r*ımen teeyyüt edecektir. Fransa'nın cevabı hafta nihayetiıtden evvel tebliğ edilmiyecektir. tnçiltere'nin vaziyeti Paris 7 (A.A.) M. Heriot. dün trnrütere maslahatgüzan M. CampbeU'i kabul eylemishr. Maamafih, İneriltere'nin ittihaz edeceği vaziyet ancak geiecek perşembe günü Londra'da aktedilecek nazırlar mccliîinde tesbit olunabilecektir. Londra 7 (A.A.) Almanya'nın teslihat sahasında hukuk müsavatı talcbi mes'elesi Basvekile arzedilmiş ise de kabinenin ne vakit içtima edeceği henüz malum değildir. M. Mac donald, Alman metalibatının ortaya atmıs oîduşju mes'elelerle cihan iktisat koniaranaına taalluku bulu nan mea'eleleri ve âcil mahiyette olan diğer rnes'eleleri hep birlikte tetkik «t • mektedir. Almanya miHi bir milia iatiyor! Berlin 7 (A.A.) Havas muhabirinden: Tekrar tilâhlanmak hututundaki Alman metalibatının başlıca noktalanndan biri tsviçre erdusu nümunesine tevfikan millî bir mili* kuvveti teşkilîdir. R«ichswehr'e zamime olmak üıere bunun haricinde vücude getirilecek olan bu yeni kuvvet asrî ordularm bütün teçhizatı ile mücehhez olacakhr. Bu yeni teşkilâta ait birinci telmih, Şarkî Prusya'da Elbing manevralanm müteakıp Millî Müdafaa Nazırı Von Schleicber tarafından yapılmıstır. Kendisi, tehlike vukuunda vatanı müdafaa için Sarkî Prusya sekenesinden her birinin ne su retle ve nerede hareket etmeti lâıım geldiğini bilmesi iktiza ettiğini söyliyerek Almanya'nın faraza İsviçre'y* mösaade edil«n müdafaa vesaitinin aynini kendi emnü selâmeti için kullanmak hakkım haiz olduğunu ilâve eylemiştir. Bu hutuıta Almanya hükumeti tarafından hazırlanan projeye göre mili» ordıuu ga yet mükemmel bir surette talim ve terbiye edilmiş 40 bin kişiUk dahilî bir kuvvetten müteşekkil olacakttr. Efrat ve zabitan her üç ayda bir degistirilecek • tir. Ağlebi ihtimal bu kuvvet, hudut muhafaza kıtaahru takviyeye memur edilecektir. Meveudu kim»eye raeçhul olmayıp askerî teşkilâta bağlartan bu kuvvet Alman ordu*u ile münatebette bu Iunmaktadır. Mektep kitapları Her sene mektep kitapları biraz daha güzglfeşiyor ve mükemmelleaiyor . Bu işle biraz meşgul ol muş olduğum için, on sene evvelki mektep kitaplarını hatırhyorum: Zevksiz bir ressamın elinden çıkmıs veya pek soluk, yahut ta pek çiğ bir renkle basılmış ruhsuz bir reamin siistediği kapak içinde, gayet kotü ciltlenmiş ve dokunulur dokunulmaz forma aralarından kopmağa hazır kitaplardı. Kâgıdı, miirekkebi, tertibi, yazıları, baskısı, resimîeri, her şeyi berbattı: Formalar, aceleye gelerek, mürekkep kurumadan katlandığı için yazılar titrek, lekeli veya silik; her sahifede bir çok tertip hatası; dil, iislup, her şey bozuk; yalnız resimîer ve yazılar değil, kitabın umumı hali, edası, havası, çocukta okumayı tatlı bir arzu olmaktan hemen çıkarır ve gözler için fena bir karartı, dikkat için fena bir yorgunluk, idrak için ağır bir ifkence haline »okardı. Fakat bir de bugün tabiim ve dostum Semih Lutfi'nin bize gönderdiği bir kıraat kitabını gör • düm. Tabiim ve dostum olduğu için değil, bu eıeri görürseniz beni tasdik edeceğinizden emin olduğum için söylüyorum: İtmail Hikmet Beyin Sühulet Kütüpa • nesi tarafından bu sene basılan «Kıraat dersleri» ismindeki bu ilk mektep kitabı, Türkiye'de ilk defa görülen bir mükemmeliyettedir. Kâğıt, bir kaç renkle tabediltnis resimîer, baskı ve tertip olarak bir tek şey söyliyebilirim: Enfes! Kıraat oîarak iyice tetkik etmedim; fakat İsmail Hikmet Beyin bu işteki ihtisasım büiyorum ve kendisinden, kitabın şeklî güzelliğini asla geride bırakmı yan bir muvaffakiyet ümit edi yorum. Eğer diğer tabilerimiz debu sene yeni vücude getirdikleri e serlerde bu emeği sarfetmişler, bu göz nurunu dökmüşler ve bu masrafı yapmıslarsa mektep ki taplarınm 1932 de kazandığı tekâmüKi daha büyük bir hara retle alkışhyacağım. PEYAMt SAFA den cilâlamak maksadına müpteni olan bu kararnamenin neşri siyasî mehafilde bittabi muhtelif intibaat ile karsılan • mtşttr. Ağır sanayi muhitlerile Hugenberg partisi Fon Papen hükumetinin devlet sermayedarlığı ve yahut sosvalizm tecrübelerinin harîcînde ferdî iktisatçılığa lehtar bulunmasmdan dolayı bilhassa memnuniyet beyan etmektedirler. Nazisler hükumet programile siddetle mücadele etmektedirler. Bunlar sanayie kredi teminine matuf olarak çı kanlacak olan vergi bonolanrun ihracını bilhassa şiddetle tenkit eylemekte ve bunun atiyen bir enflâsyon tehlikesi vücude getirece^ini söylemektedirler. Merkez fırkası muhitleri hükumet orogramını kabul etmekle beraber bil hassa himaye tedbirlerinin netayicinden endişe etmektedirler. Bir arbede Berlin 7 (A.A.) Berlin matalie lerinden birinde komünistlerle müfrit ier arasında bir arbede vukua gelmiştir. Zabıta nümayişçileri ayırmış, 2 komii • nistle 55 Nazisı tevkif ve bir takım silâh ları musadere etmtştir. Omrünü havada geçiren garip bir aile! M. Hutchison karısı ve çocukları ile Şimalî Atlas 01 yanos'unu geçti Atlas Okyanos'u, vaktile, deniz cilerin en iflek cevelângâhı idi. Şimdi hava kahramanlarının ve havaî seahat meraklılarının rekor merkezi ol. lu. Hemen gün geçmiyor ki, yigitin ve cür'etli bir tayyarecinin Atlas Ok yanos'ta yaptığı yeni bir marifeti duymıyalım. Geçen gün, tek başına, yirmi dört* saat havada kalmak suretile tngiite re'den Atnerika'ya hava tarikile gitmeğe muvaffak olan tayyareci Mol lison'nun harikalı maceratını yaz mıştık. Şimdi, daha merakiı ve garip bir hava yolculuğunun tafsilâtını öğren mis bulunuyoruz. Amerika'da, bir aile vardır ki bü tün efradı tayyare meraklısıdır. Ba ba, ana ve çocuklar hep tayyare ve hava âşıkıdırlar. Bunlar, artık ufak tefek tayyare seyahatlerile merak ve hırslarını yenemiyecek hale gel misler, nihayet hep birlikte New York'tan havalanarak Londra'ya konmağa karar vermişlerdir. Bu cesur aileye «uçar aile» adı verilmistir. Geçen gün aile reisi M. George Hutchison, refikası Madam Hutchison ve iki kız çocuğunu beraberine alarak tayyareye binmiv NewYork'*an ha valanmış, Amerika'mn Labrador kıt'asından geçtnit, Groenland adasında kâin Godthaall şehrine vâsıl olmustur. Uçar aile Şimalî Atlas Okyanos seyahatini kesif bir sise rağmen selâ metle yapmiftır. | Godthaale'de aile efradına pasa portları muntazam olmadığı 'çin müskülât çıkarıltnıştır. Godthalale valisi Danimarka hükumetine mü racaatle uçar aile hakkında yapılacak muameleyi sormustur. Danimarka'dan emir gelrr gehnez uçar aile şu tariki takip etmek emelindedir: lsland, Feroe adaları, Edimburg, Chester ve Londra.. Kopenhag'dan gelen haberlere göre Hutchison, Groenland hinterlândından geçerek Angmagssalk mıntakasmın buzlu sahalarında uçmak arzusunu izhar etmiştir. Amerika'lı uçar »ilenin Groea land'a runsatsız girdiğinden para ce Ustura taahyette! Abdülhak Hftmit Beyin zeyl dehâsı ve edebiyat dünyasınıı şöhret ıskatçısı meşhur Filorina Nâzım Beye galiba tayyare pi yangosu vurdu. Üstat, iki günd bir, ustura kadar keskin kalemif* yazdığı kısacık makaleleri ilâı tarifesi üzerinden gazeteleriı •on sahifelerinde nearettiriyor. Ifte, «an'at için san'at buna der İer. Hakiki san'atkâr. para icir yazı yazmaz. Yazısına para al maz. Hatta, kalbinde zengin biı edebiyat aşkı varsa, böyle üstc para bile verir! Dünkü gazetelerin ilân sabife> terinde çıkan bir makaleden anIıyoruz ki, Filorına'lı Nazım Bey artık öhilerle iktifa etmemeğe baslamış. Zira. bu makale, ne Tevfik Fikret'e aittir, ne de Süleyman Nazif'e... Üstat. bir açık mektupla Maarif Vekilinden şunu rica ediyor: [İbnülemin Mahmut Kentf»! Beyin «Son asır Türk şairleri» isimh kıymettar eserini derhal tahsisat vereTek bastın nız...] Bu açık istida, bana şu fıkrayî hatırlattı: ; Vaktile, şairin biri, zamamn zenginlerinden birine bir methiye yazraış ve kapısımn önüne o • turup baslamış ihsan bekleme ğe... Bir gün, iki gün, beş gün, cevap yok... Bakmıs ki bir şey çıkmıyor, bu sefer kaleme sarıhp bir hicviye yazmif... Bir gün, iki gün, beş gün, gene cevap yok.. Fakat herif aldırmaz, elînde kâğii kalem, gözü kapıda, bekler du rurmuş... ; Nihayet fena halde sinirlenen zengin, kafesi sürüp seslenmiş: \ Yahu, methiye yazdın, aU' dırmadım... Hicviye yazdın, ali dırmadım... Hâtâ ne bekliyor •' sun? i t Şair şu cevâ*bı vermiş: | Mersiye yazmak için vqf tınızı bekliyorum efendun! Tam bunun aksine olarak, bU zim şairi şehir de ölülere kita beler, hitabeler, mersiyeler yazdı, durdu.. Fakat, baktı ki ervahtan bir fayda yok, bu sefer başladı dirilerle uğraşmağa... Merak ediyorum doğrusu: Toprak altuıdaki uhrevilerin süku tuna( mukabil, toprak üstündeki dünyeviler, acaba üstada ne söyliyecekler?... Bunu anlamak için, İbnüle min Mahmut Kemal Beyi bir dinleyivermek kâfidir! AKBABA M. Hutclitnson, Karisi ve çScüklari Çaldaris'in Bir talebi Naziler ve Merkez Fırkası Reisicumhurdan M. Ve Rayiştag'da bir kooalis nizelos'un ıskatını istedi yon teskîl ediyorlar Atiııa 7 (Huıuıl) Kraliyetçi firka lideri M. Çaldaris'in Reisicumhur M. Zaimi* nezdinde yaptığı yeni bir t«f«l>l>iis aaten nek hassa» v« heyecanlı olan muhiti büsbütün karıs. tırmıştır. M. Çaldaris, M. Venizelos'un vilâyetleıTİe irat ettiği nutuklarda gu»a ihtil&lk&rane bir lisan kuliandığını ve bu suretle müntehiplerin reylert üzerinde tesir yapcn<tk istediğini bahane ederek nükumetin çekilmesil* bitarai bir kabinenin teskiline tevessül eylemetini ReUicumhurdan talep eylemiştir. Reisicumhur, memleketm idare sine karışamıyacağını ve meb'usanın itimadını haiz olan bir kabineye do kunamıyacagını, yalnız bu teşebbütli BasvekHe bildheceğrni söylemiştir. M. Çaldaris, gazetecilerin sualine cevaen bu teşebbtiaün netieesi anla»ıldıktan sonra vaziyetini tesbit ve iıab edeceğmi beyan etmiştir. Vaziyet Kandiye'de bulunan M. Venizelos'a bildirilmiştir. Kendisi bugün (dün) öğleüstü Atina'ya avdet edecekth. Çaldaris'in bu teşebbüsünden do layı ordu zabitanı arasında da büyük bir heyecan vardar. Averof zırhlısma Pire limamna gelmesi üserine bahrî bir hareket vu. lıu bulacağına daîr sayialar çıkmıştır. jVaziyet çok gergin bir safhaya dahil olmustur. Berlin 7 (A.A.) Havas ajansi nın muhabirinden: Rayhittag, bu tyın 12 inci pazartesi günü, hnkumetin be • ynnnamesini dmlemek üzere tODİana caktır. Cumartesi rünü Maresal Hindenburg. Rayhiştag divanı azasını kabul e* decektir. Bu iki ictimaın kat'î bir ehemmiveti olacakhr. Filvaki hafta nihayetinde mer< kez fırkası ile Naıiler arasında çerek Almanya'da ve gerek Prusva'da bir parlâmento koalisyonu vücude getirmek maksadiie bir itilâf hasıl olacağı tahmin edilmektedir. Prusya'da eylulün 21 inde Landtag içtima ettiği zaman siyahesmer koalisvonu tarafından muzaheret edileeek bir Nazi reisi intihap edilmesi muhtemeldir. Merkez fırkası Naziler arasında ha • sıl olacak bir itilâf, M. Fon Papen'in vaziyetini haleldjır edecek ve mumaileyh yeni intihabattan bir sey beklemek ü • midme kapılmaksızın Rayhiftag'ı hemen feshrtmek mecburiyetinde kalacaktir. Alman kabinetinin iktitadî programt Berlin 7 (A.A.) Havas Ajansin ' dan: Kararname ile neşredilen ve hü • kumet tarafından tanzhn olunan iktisa dî program, millî iktisadiyat için geiecek 6 ay zarfmda mfcmuu 3 milyar marka viikselen bir meblâğ sarfını derpiş ey • lemektedir. Bu miktardan 7S0 mîlyonu nafıa is lerine ve bir buçuk milyarı da affedilen vergi miktarlan karsılığına tahsis edileParis 6 Türkiye'ye giderek büyük resrni gecitte hazır bulunacak o cektir. Hükumetin tanzim ettiği iktîsadî lan Amerikan Erkânı Harbiyei Umu program müessesat müdürlerine isçile rin ücretlerini tenzil etmek imkânmı ver miye Reisi jeneral Mac Arthur pa mekte ve îçtimaî müesseseleri idare için zartesi günü Şerburg Hmanına visıl fevkalâde genif salâhiyetler bahşeyle olarak buraya gelmiştir. Jeneral, mektedir. şark bududunda yapılacak büyük manevralarda hazır bulunacaktır. Almanya'nın iktisadî havatını veni • Hutchınson aılestnin takıp ettiği yol zasına çarptırılacağı ve bu cezanın ba» bin koron olacağı gelen haber lerden anlaşılmaktadır. Bundan baska, Danimarka hükumetinin, Amerikan tayyarecisine Groenland adası dahilinde hava »eyahiti yapmasına müsaade etmiyeceğ< de bildirilmek tedir. Buna sebep bu mevsimde o tnıntakanın son d*rece tehlikeli olma aıdır. Bari 7 (A.A.) Şark panayın bu sabah 29 milletin i*tirakile, diplo matlar, ecnebi heyetleri, hükumet erkânı ve rüesası ile kesif bir ziyaretçi kütlesi huzurunda küşat edildi. Merasim esnasında Nazır Grollalauza sergJnin dahilinde bulunan yeni telsiz telgraf Bari istasyonunu da açarak radyoda M. Mussolim'ninnutkunu okumuştur. M. Mussolini bu nutukta Barî panayırını Şarkî Bahrisefit'te ve sarkta İtalya'nın muslihane şekilde yayılmasına vasıta olması gibi bir rol ifa ettiğini tebarüz ettirerek panayınn parlak bir muvaffakiyet elde etmesi için temenniyatta buluntnakta idi. Nutuk samimî tezahürata sebebiyet vermiştir. Panayıra 609 u ecnebi olmak üzere 3662 f irma istirak et mektedir. Türk paviyonu çok beğenildi Bari 7 (A.A.) Beynelmilel sanayi sark sergisi dün Dük de Aosta tarafından merasimle açıldı. Bari askerî, mülkî Faşist erkânı hazır bulunuyordu. Sergiyi açtıktan sonra Dük de Aosta paviyonları gezmeğe başlamıştır. Uçüncü paviyon olarak Türk paviyonunu ziyaret etmiştir. Bari konsolosu Vahit ve thracat Ofisi mü messili Akil Beyler tarafından karşılanarak kendisine emtiamız nakkmda lazım gelen izahat verilmistir. Dük, halılarımızı, ipekli mamulâ tımızı fevkalâde takdir ederek dedi ki: « Türkiye'nin garp sanayiinde çok muvafak olduğunu ve hemen ayni nun haykırifidır. Bunun için tüylerimi ürpertiyor. Kâinatın çığlığı gibi geliyor bana. Bu bir his. Fakat şimdi korkmuyorum. Yanımda sen varsın. Hatta ikimizi birden mahvedecek bîr felâketi o kadar istiyorum ki. Şimdi bu apartıman yıkılıverse... Bir çok defalar yazdın sen. tnsanda yaşamak hırsile beraber her an ölmek hırsı da var. Tabiatte var bu. Vücudümüzü harap eden zehirlerden aldığımız tadın manası bu değil mi? Fırtına da bu değil mi? Tabiat te kendi kendmi yıkmağa çalışıyor. Haydi beraber yı kılalım. Birer kadeh daha... Bak, başını çevir de şu pencere camına bak, dışarının kızıllığHe içerinin ışıkları, camın siyah zemini üstünde ne garip bir renk oyunu yapıyor. Bir delinin rüyası gibi... Ah, dur, senin kitabında bir «Yeni Dünya» parçası vardır, dur, bayılırım ona, çünkü benim camda bulduğum derinliği sen de hissetmişsin. Dur... tğildi ve kitap rafmdan «Bir Adamın Hayatı» nı aldı, sahifelerini ka Bari sergisi açıldı Aydm 7 (A.A.) Aydın kurtuluşunun 10 uncu yıldönümii bugün emsalsiz tezahüratla tes'it edilmiştir. Bütün kazalardan ve köylerden halk bugünü kutlulamak üzere kafile kafile ?ehre dökülmüstür. Saat 9 da ordumuzun Aydın'a girişini temsüd*n merasim yapılmıs vc müteakıben bütün halkın istirakile spor sahasından hareket eden zafer »layı sokaklardan geçerken cofkun tezahürata vesile olmustur. Aydın neş'e ve heyecan i * çinde çalkanıyor. Aydın'm kurtuluş gönö Balıkesir'in kurtuluş günü Balıkesir 6 Kurtuluş günü olan 6 eylul büyük tezahüratla tes'it edildi. Bu münasebetle bir Yerli Mallar ser gisi açılmıştır. Berlin 7 (A.A.) Almanya'nın Ankara sefiri M. Nadolny, dün Ankara'dan buraya gelmiştir. Söylendiğine göre kendisi tahdidi teslibata ait müzakeratı tekrar idareye memur edilmiştir. derecede mal yetiçtirdiğini memnıı niyerie görüyorum.» Dük, Gazi Hz. nin heykeTi önünde durarak Kanonika'nın yaptığı eseri fevkalâde takdir etrnis ve Kanonika'nın dostu olduğunu söyledîkten sonra Gazi Hz. nin heykelinin arkasmda buluan kıymettar ipekli halıyı işaret ederek: «bu güzel simay* ancak böy. le bir fon yakısır> demiştir. Dük, Izmir incirlerini de çok takdir etti. rıştırdt, aradı. Bnak şimdi, dedim, biliyorum. Hayır, dur. Parçayı buldu ve kitabı bana uzattı: Oku, dedi. Şimdi bırak. Hayır, oku, söyliyeceklerim var. Seninle bilhassa bunu konuşmak istiyorum. Peki. Okudum: «Evvelâ müphem bir sancının etler arasında yürüyen gizii nefesi halinde bu hastalık, onun ince tenli, narin kemikli, pembe ve körpe vücudüne dadandığı zaman, kendisi yedi yaşın • da var, yoktu. İkinci alçıdan kurtarı lan cilt sathında bir futül göründü. O vakit ne derin bir kerier hissettiğini hâlâ unutmuyor ve evde yapılan ilk pansım.anı gayet iyi hatırlıyor. «Vakit aksamdı. Kafesli bir pencere önünde idiler. Annesi, büyük kardeşi, onu çok seven iki komşu kadın, bir hiztnetçi; ve senelerce onun hayatın irtihal ve tedfin Viyana'da vefat eden, Yol ve Yap Limitet Şirketi müdürlerinden M^u ratzade Mehmet Beyin mahdumu Niyazi Bey merhumun cenaze namaz bugünkü perşembe günü ikindi na mazını müteakıp Beşiktaş'ta Sinanpaşa camiinde kıhnacak ve Maçka'dt Sehitler kabristanına defnedilecektir. M. Nadolni Berlin'de Jeneral Mac Arthur Paris'te Cumhuriyet Abone* şeraiti * Senelik Altı ayhk Üç ayhk Bir ayhk Türkiye için 1400 Kr. 750 400 150 Hariç için 2700 Kr. 1450 800 Yoktor CUMHURİYET'in edebî tefrikası: 54 Bir Tereddüdün Romanı Peki, sustum. Mersi. Bu akşam sen mutedilsin. Daha ziyade hoşuma gidiyor • sun^Beyoğlu gecesi müthiştin. Ben sana demedim n i ki mu hit beni mütemadiyen yeniden yaratır. Fakat bu sükunetimin devam etraiyeceğinden eminim. Aman yapma. Benim heyecana hiç tahammülüm yok. Sakin konuşahm. Evet, fakat bak, duymuyor musun? Kulak verdim. Pencereler zıngırdıyordu ve. disarıda bir flrtına baş langıcı vardı. Vildan elimi tuttu ve kalbinin üstüne gotürerek: Bak, dedi, kalbim fırtınanın fiddetini takip ediyor. Her zaman Haydi,'al kadehini. Bak bu gece neler olacağını göreceksin. Çek. Fırtına gittikçe ziyadeleşiyordu. Vildan bir sıçrayışta ayağa kalktı, pencereye gitti ve yüzünü cama yak laftırarak dışarıya baktı: Peyami Safa Havada acayip kızıllıklar var. böyledir. Kat'iyyen mukavemet edededi. mem. Pencereden döndüğü vakit omuzla. Sana bu ilâcımdan vereyim. rındaki ihtilâçların sıklaştığına dik tstemem. değişmekten kork kat ettim. Sinirlenmefe başlamıştı. muyorum ki. Gözleri de sık sık açılıp kapanıyordu. Rahatsız olmaz mısın? Yumruklarım sıkarak bana doğru Rahatsız olmaktan da kork yaklaştı. tlk tanıdığım geceki Vildan muyorum ki. Haydi birer tane daha gene doğuyordu. Birdenbire geriye içelim. döndü, masaya gitti, bir kadeh daha Acele ediyorsun. içti ve bana da getirdi. Pencereler Bu gece ne kadar içeceğımi büyük bir gürültü koparıyorlardı. tasavvur edemezsin. Kollarında sı • Vildan bana sokularak yanıma o zacağım. turdu: Yapma bunu. Yapmazsm sen, Fırtına bana niçin dokunuyor biyapmazsın, kat'iyyen... liyor musun? Dedi. Bak, birden Geceye tahakküm etme. bire buldum: Bana öyle geliyor ki bu »et, dünyada ne kadar gizli ıztırap Geceye girmekten korkuyo varsa, bizim bilmediğimiz varlıkların rum. Ben her feyden korkmağa basçektikleri ne kadar işkence varsa oladım. da kalmak üzere ilk defa evde ya nına yaklaşan korkunç eşya: Ecza neden yeni alıntnış taslar, muşamba lar, pamuklar ve gaz bezleri, ilâç şi şeleri ve etrafmda büyük bh* mer hametle karışan keskin bir dikkat v sükut .. «Ağlamamağa çaltfiyordu. Pansıman bittikten sonra da acı kesilmemiı ti. O bir şey söylemiyor, fakat etrafm dakiler yüzünden anlıyorlardı. Anneı onu sarsmamak ihHyatile kucakladı « Ne istersin, canm ne istiyor, söyle de ağabeyin gidip alsın, dedi. Çocuk düşündü. Herkes ona bira daha iğilmişti. Gün sönüyordu: w <? Bulamaz ki .. Diye mmldandi « Söyle, nedir, bulur belki. « Yenî dünya. «Büyük kardeşi yerinden fırladı: « Bulurum, dedi, bh yerde var, biliyorum ben. «Ve annesile beraber odadan çikt «Çocuk hafif bir ümitle başmı ö nüne igmtsti. Y«ni dtinya... (Mabadi var).