Cpmhttnyet 23 Ağustosl932 Hikâye Bir mektuptan Celile Hananâan Necil Beye içimi çekthnse, biliniz ki ah ettiren sizin aşkmız değiidi!... Bir mehtaplı gecede gözlerimden yaş damladı ise biliniz ki sizin için ağlamıyordum!... Bir gün, elleriniz; tutup uzun uzun sıktıktan sonra manalı güldümse, biliniz ki, alev alev yanan ellerimm harareti sizin aşktmzm ateşinden değiidi ve dudaklarımdaki tebessüm, size gülmüyordu. Siz, beni, kolay mağlup olacak zannettiniz. Hücumlarmız yavaş yavaş vahimleşiyordto. Ben, tehlikeyi gördüğüm için müdafaa tertibatı almıştım, nitekim günün birinde ansızın Istanbul'a taşındığımı duydunuz! Sandınız ki ben, sizinle alay et tim! Hayır, Necil Bey, şimdi şu satırlan yazarken ne kadar samimî isem, yazın beraber gezerken de o kadar samimî idim. Sizinle alay etmedim.. Hem niçin alay edeyim? Bu hissî oyun, beni de eğlendirmişti. Ben, namuslu bir kadınım, Necil Bey, hem de kocasım seven, aile bağını mukaddes bilen bir kadınım... Çocuklarma temiz bir isim bırakmak istiyen bir anneyim! Niçin bana gücendiniz? Eğer sukut etseydim, nazarımzda büyüyecek mi idim? Hayır, o zaman beni istihfaf, belki de benden nefret edecektiniz! Bu kaidenin müstesnası yok. Bir çok arkadaslarımm feci akibetleri bana d*ers oldu. Sizin dargınlığmıza teessüf etti ğim kadar hayret te ediyordum. Sizi bana müteşekkir kalacak sanmakta idim. Evet, nasıl siz, benim yalnızlığrmı tedavi ettinizse, ben de size saf, temiz bir kadın nüvazişi öğrettim. tşte siz, bunu anlamadmız. Bu ruhî ihtiyacı hissedemediniz, inceliğmi kavrıyamadmız. Şimdi icinizden lâ» net ederek bir düşman gibi bakıyorsunuz, soğuk duruyor, resmî selâmlar veriyorsunuz! Bu mektubu yazmamak fikrinde idim. Yalnız zannımın sadece bir vehim olaibilmesi ihtimalini düşün düm; sizi de düzineye dahil etmeğe gönlüm razı olmadı... Yazm, güneşm ciçeklere, denizin sahillere aşk ninnileri söylediği bir aşk, heyecan mevsiminde, siz, beni teselli ettiniz, ben de sizi... Bilmem anlatabildim mi? Yalnız bunu, benim anlatmamla anladınızsa yazık! Kendiliğinizden kesfetmis olmamzı js J terdhn!... ' " **"**' ' " Celile Kopye eden: MAHMVT YESARl Beyneimilel Terbiye kongresi Nis kongresine 1500 mu rahhas iştirak etti BktBsats Türk Yunan ticareti KAIIVO Bu aksamki program Necil Beyefendi, Dün Moda'da size tesadüf etmiştim, şapka.nzı nezaketle çıkardmız ve beni gayet resmî bîr tavırla selâmladmız. Keşki görmemezlikten geleydiniz, başi izı çevirseydiniz! Bu hal, beni, o sizîn nazîk, resmî selâmınız kadar üzmez, incitmezdi. Sizi görünce öyle sevinmişthn ki.. Hemen yanima gelecek, konuşacaknmz sanıyordum... Siz, bana dar gın, hem çok dargınsmız Necil Bey! Bunu, dün öğrendim. Sade üzülmekIe kalsam iyi, ayni zamanda bir sukutu hayale de uğradım. Nazarımda pek küçüldünüz! Ben. sizin gibi değilim, açık söyliyorum; hakkınızdp çok yanılmışım. Ben, sizi, ince hisli, ince düşünceli, sür'ati întikal sahibi bir genç zannediyordum! Meğer siz de, etrafımızda döntip dolaşan ve her yerde düzimelerle rastgeldiğimiz düz ruhlu, basit kaf alı gençlerdenmişsinîz!.. Sözlerime güceniyorsunuz, değü mî? Elbette güceneceksiniz ve ben, sizi gücendir mek içm bilhassa yazıyorum. Çiinkü ben size, daha fazla kırgınım! Evet, Necil Bey, beni kırdmız! Nasıl mı? Anlatayım : Bu yaz, Büyükâda'da hemen her gün, her gece beraberdik. Siz, otelinize ancak yatmağa gidiyordunuz. Sair zamanlar, hep beraber yaşıyorduk. Zevcim, Izmir'da idi. Ben, yal • nızdım. Siz, bana arkadaşlık ediyor» dunuz. Bunun içm size müteşekkirim, minnettarım. Lâkin siz, bu arkadaşlığı, büsbütün başka şekle dokmek istiyorduniız. Ekser, geceler, çamlar altında yanyana yürüyor, saatlerce dolasıyorduk. Sîz, benim müsamahakâr tavırlarımı kendi lehinize tefsir ediyordunur. Bunu anlıyordum. Fakat ileri gitmediğinizi görünce sevini yordum. Siz, kadmları anlamıyorsunuz, anlıyamamışsraız, Necil Bey! Ben, hiç bir zaman sizi sevmedim, çünkü ben, kocamı seviyorum!. Koca başkadır, muhabbet başka<hr. Siz bunun haddini, hududunu, mahiyetini, zekâmzla ölçecektiniz. O halde size, niye güldüm? Niye cesaret verdim? Bu, tamamile ruhî bir ihtiyaçtan ileri geliyordu. Yalnızdım, bir ka dının ise daîmaTatlı söz dinlemeğe, nüvazise, muhabbet dolu gözlerle bakılmağa ihtiyacı vardır. tste kadmlığin bu daimî ihtiyacı, beni, size karşı fazla alâkadar görünmeğe mecbur etti. Bir gece, kolunuza yaslanarak s erbtye kongresinde muraTıhastmıs Sad dettin Celâl B. diğer muraMıastar arasında Nis şehrinde toplanan Keynelmilel terbiye kongresine iştirak eden Türk murahhaslan reisi Sadrettin Celâl Bey, kongrenin faaliyeti hakkmda kendisile görüşen bir muharririmize su îzahatı vermiştir: « Ligue tnternationale pour l'Education Nouvelle» in altmcı kongresi 29 temmuzda Nis şehrinde açılmı» ve 11 ağustosa kadar devam etmîştir. Kongrede 50 memlekete mensup 1500 murahhas bulunmuştur. Bunların sekizi Türk murahhaslanydı. Kongrenin esas mevzuu «Değisen dünya karşısında terbiye» olmuştur. Kongre üç şekilde faaliyette bu lunmuştur: I Esas mevzu hakkmda umumî konferanslar. II Muallitnlerin hazırlanması, imtihan sistemleri gibi mes'eleler hakkmda seksiyon içtimaları. III Muhtelif tedris tekniklerine ait kurslar. Umumî mevzu etrafmda muhtelif Fransız, Alman, Amerikan profe sörleri konferanslar vermislerdir. Konferansçılar bilhassa hars mes'e. le3İni mevzuu bahsederek bütün m • sanları birleştirecek bir hars esasmı arastırmışlardır. Murahhasların ek seisi, başta prof esör Langevin olmak üzere, dünyamn maddî vazîyetinin harikulâde bir sür'atle değiştiğini, fakat hars cephesindeki tahavvülün tekabül etmediğini; bugünkü buh ran ve felâketlerin en büyük saiki bu olduğu noktası üzerinde ısrarla dur muslardır. Türk murahhaslan namına da ben «Türkiye terbiye ve tedris faaliyetini idare eden prensipler ve değisen düaya karşısmda terbiye» mevzuu etra fında bir konferans verdim. Cumjturiyet Türkiye'sinin bu sahadaki icraa. tı kongre tarafından takdirle karsı lanmıştır.» Bahrimuhit'i ikidefa geçen küçük yelkenli Üç genç ğemicinin gösterdikleri cesarete Ingiliz'ler bile sastılar Katil Cevdet Istanbul'a getirilerek Adliye^Le verildi Londra'ya gelen Estonya bayra ğını hâmil küçük bir yelkenli denizci bir millet olan tngiliz'lerin fevkalâde hayret ve takdirini celbetmistir. Kuvvetli bir dalga ile parçalanacak gibi görünen bu yelkenli Bahri Muhiti Atlasi'yi iki defa geçmiştir, Mürettebatı yirmi yaşlarında Estonya'lı üç gençtir. Bunlar denize o kadar alışmışlardır ki Londra'ya geldilkeri vakit bir defa olsun karaya ayak atmamışlardır. Yelkenlinin kaptanı Ahto gazetecilere Bahri Muhiti Atlasi'yi iki defa nasıl geçtiğini şöyle anlatmıştır: « Amerika'ya Ispanya ve Yeşilburun adalan tarikile gittik. Şimal yolu milerini sevkeden rüzgârı bularak yeile döndük. Giderken eski ticaret geni dünyaya pek çabuk vardık. Fakat dönerken hava rakit olduğundan uzun müddet denizde çalkandık ve ancak 37 günde Nevyork'tan Londra'. ya gelebildik. Yolda büyük transatlântiklerin kaptanları bizi görüyorlar. sandahmıza muavenet tnaksadile yakıniasıyorlardı. Fakat biz kendilerinden bîr şey istemiyorduk. Sandalımız 240 galon tatlı su tasıyor. Seyyar tel 1 Küçük yelkenli ve kaptanı Walter Ahto siz cihazımız vardırA., Babamız açık deniz kaptanıdır. Biz de bahriye mes. Ieğinden yetiştik. Fakat iş bulatnadı ğımızdan denizlerde geziyoruz.» Atlântiği iki defa geçen yelkenli 7 metre uzunluğunda ve iki buçuk ton hacmindedir. Yelkenli Londra'dan doğruca Estonya'ya dönecektir. Ankara 23 Yeni teskil edilen Temyiz mahkemesi icra dairesi reisliğine Fuat Hulusi, azahklara baş müfettişlerden Abdülkerhn, zat isleri müdürü Sadi, tstanbul 6 ıncı hukuk reisi Kemal Beyler tayin edil ! mişlerdir. I îemyiz icra azaları Bundaa bir müddet evvel Yenipostane karsısında kumus yoncu Kâmil Efendiyi katlet mekle maznun Çerkes'H Cevdet uzun zamandan beri aranmak ta idi. Teskilât için henüz bir Bu adamm Çerkes'te bir daemir gelmedi yısı bulundugu Yeni çıkan beşinct kontenjan ka • Kattt Cevdet ve kendisinin de rarnamesini muhtevi Resmî gazete oraya kaçarak saklandığı anlaşılmış ve yakalanması için Cerkes zabıtasma dün alâkadar makamlara gönderil emir verilmişti. Cevdet on gün kamiştir, ancak, ne gümrüğe, ne de didar evvel Çerkes'te yakalanmış ise de ğer makamlara henüz talimatname zabıtanm elinden kaçarak gene sak gelmemiştir. lannuştı, Fakat kısa bir zaman sonra Kararname mucibince 1 eylulden ititekrar zabıtanm eline düşmüş ve Is baren üzüm, incir, fındık, yün, hali, tanbul'a getirilmistir. Poli müdiriyeti tiftik gibi bir kısun memleket maK Cevdet'i dün Adliyeye teslim eylesuiâhnm murakaKe altına ahnmasmın miştir. memleket hesabına iyi neticeler ve • Üsküdar Jıapisanesinden rece&i alâkadarlarca söylenmektedir. tstanbul, tzrair, Trabzon ve Ay Bir firar teşebbüsü vahk'ta teşkil edilecek ihracati tes bit komisyonlarına dair henüz bir iş' Üsküdar hapisanesinde evvelld gece ar vaki olmamıştır. Bu kotnisyonlar, mühim bir firar hâdisesi olmuştur. Evfındık, üzüm, incir, zeytinyağı, tiftik, velce fstanbul hapisanesinde iken arkahali, gülyağı ve kasaphk hayvan ih daşlarile iyi geçinmed>'ği için Üsküdar raç edecek tacirlerden bir takıtn vehapisaneeine nakledüen şoför Recep, saik talep ettikketn sonra aldığı be Kürt Arif, fstanbd'u Arap VaduHah yannamelerden bir nüsbjısını tasdik eevvelce aralarında kararlaştırdıkları decektir program dahilinde birdenbîre gardiyanDiğer taraftan 1 eylul tarihine kalann üzerlerine hücum ve diğer mah dar musaddak ve müdafaadan âri opusları da firara tesvik ehnislerdir. GarIan mukavelelere raptedilen eşyanın diyanlar derhal müdafaa vazivetine geç eylul zarfmda gümrüklerden kon mîşler, muhafız Jandarmalara haber ve tenjan harici olarak ithal edilebi rilmiş hapisanenin etrafı çevrilerek bu leceği hakkındaki karar, piyasada bir azılılann her hangi bir hâdise rıkar çok tüccarları siparişlerde bulunmak malarının önüne gecilmiştir. Üsküdar üzere harekete sevketmiştir. müddeiumumisi hâdiseye vazıyet ederek tahkikata baslamışhr. Dün zahire borsasmda buğday üzerine fazla muamele olmamıştır. Esasen şehrimize Anadolu'dan 34, Belediyece Balat atelyesinde yeniden Trakya'dan 2 vagon buğday, bir vacenaze otomobilleri yaptmlmaktadır. gon mısır, iki vagon un gelmişti. Bundan başka bu otomobüler için FaBorsada buğday azamî 7.15 kurus tih'te de bir garaj insasına başlanmışhr. üzerinden muamele görmüştür. tSTANB 18 gramofon 19,30 Şeref Hanımın lştirakile stüdyo saz heyeti 20,25 hava dider, saat ayan 20,30 gramofonla (Carmen) Bizet'nin operası 21 Kemal Niyazl Bey ve arkadaşları tarafından alaturka Atma 18 ( Hususî ) olan mübadelelerimizin seri mkişafına saz faslı 22 orkestra: 1 Sutte Saharienne, Yunanistan'ın en eski ve mühim başlıca engel olmaktadır. Şurası u 2 Serenaio Amorosa, 3 Neue blumen. iktisadî gazetesi olan «İkonomoloğos nutulmamalıdır ki bu sistem Yuna (22,40 a kadar). Atinon» bazı arkadaşları gibi arasıra nistan'a karşı yapılmış bir hareket ANKARA: hakkımızda tenkitkâr yazılar yaz olmayıp kambiyonun harice çıkma 12,30 plâk neşriyatı 18 orkestra kon maktadır. Bir muharriri geçen hafta smı men zımnmda ittihaz olunmuş u seri 19 cazbant (20 ye kadar). Atina Pire ticaret mümessilimize gi. mumî bir tedbirdir. Fakat her halde BÜKREŞ: derek iki memleketi alâkadar eyliyen bunun ihracatımızm seri inkişafına 17,05 muhtelif musiki 19,05 konferans isler hakkmda kendisinden izahat al hail oldMğunu kabul etmelidir. 19,45 gramofon 20,05 orkestra 20,35 tnak istemiştir. Mümessilimiz Yunan'h Buaimla beraber, Halil Mithat Bey, konferans 20,50 şarkı konseri 21,20 ormuharrire bazı nesriyatın haksız olkestra; bu kısımda: (Prieg, Mendelsohn). memleketi tarafından tftbik edilen duğunu hatırlattıktan sonra Türk mil siste<Qİn şark komsumuzla olan ticarî ROMA: let ve hükumetinin Yunanistan'a karsı muvazenemizin ıslahını nevmidive dü18,05 çocuk programı 18,35 şarkı ve en iyi hissiyat ile meşbu olduklarını şürecek derecede olmadığı fikrinde muhtelif musiki konseri 21,05 havadisler ve binaenaleyh Yunan ticaretîni izrar dir. Kontenjana tâbi veya ithali ser gramofon 21,50 (Lodolelta) Mascagni'nin maksadile şiddetli tedbirler ittihaz best bırakılan mev^t meyanmda Türk operası. eyledigimize mütedair yazıların doğ piyasasmda plâse edilebilecek bazı PARtS (Radio Paris): ru oltnadığını söylemiştir. tkonomo Yunan emtiası vardır. Bunlar men20,05 gramofon 20,50 havadisler 21,05 loğos, bu mülâkatın hulâsasını 13 a sucat nevileri ve bilhassa iplikler, konser 21,35 havadisler 21,45 tenkit ğustos 1932 tarihli nüshasında nesret. cam mamulâtı ve hassaten ampuller, 22,20 havadisler 22,35 gramofon musiMsl. miştir. Bu gazete diyor ki: terebentin, kolofan, sakız sribi sey TULÜZ: «Yunanistan'la olan ticarî müna » lerdir. Fakat bu eşyanın Türkiye'ye 20,20 Arjantin orkestrası 20,50 Viyana sebetlerinin inkişafile alâkadar olan dühulü için keyf iyetin evvelâ alâka orkestrası 21,20 askerî orkestra 21,35 Türkiye; geçen mayistanberi, buraya dar Yunan'lı tüccarlar tarafından teMassenet'in, Manon operasmdan parçalar ticaret ateşesî olarak mükemmel yu ferrüatile tetkik edilmesi ve münasip 23,20 senfonik orkestra 23,50 Manon opezeaninm ihzarı lâzımdır. Halil Mithat nanca bilen Halit Mithat Beyi tayin rasına devam 24,35 muhtelif operalar ettnis bulunuyor. Eski ve pek tec Bey geçenlerde Atina Ticaret ve Sa dan parçalar 24,50 operet havalan 1,10 rübeli bir devlet memuru olan An nayi Odasmda verilmiş olan bir kon yanm saat İngiliz musıkisL kara tktisat Vekâleti sabık şube mü ferans münasebetile bunu tavsiye eyBELGRAT : dürü Halil Mithat Bey, yalnız mem l"miştir. Fakat son dakikava kadar 18,05 gramofon 18,50 kctoser 20,35 leketimizle olan Türk ihracahnın in ihzarî mesai başlamamış bulunuyor. konferans 21,05 şarkı konseri: (BizeVnirt, kişafı cihetinden değil ve fakat Yu • Halil Mithat Beyİn verdiği maluma. Meyerbeer'in, Saint Saeus'ın eserleri) nanistan'm da komşusile olan îşler! ta göre ahiren kendisine burada mü21,35 Zagrep'ten nakil: (Konser) 23,35 nin tevessüünü yakından anlamak him ve ciddî bir teklif yapıbnıştır. Bu havadısler müteakıben: Tsigan musikisl ve takviye etmek itibarile de hakika teklifin kat'î surette kabulü halinde ten en münasip zattır. Çünkü îki dev hem Yunan ticareti bahriyesi ve hem VARŞOVA : letin iktisadî münasebetlerinde bü 16,45 gramofon 17,45 kadm programı de feci olan Makedonya merkezinin yük bir fark bulundugu kimsenm 18,05 konser 19,05 konferans 19.25 dans vaziyeti kesbi salâh edecekth*. Bir meçhulü değildir. Binaenaleyh Tür mücehhîz tarafından vakj olan bu tek musikisi 21 havadisler 21,05 halk kon kiye ile olan ticarî muvazenemizin life nazaran Türk ihracat eşyasınm seri 22 edebî tefrika 22 15 konsere debir derece ıslahı kesbi zaruret etmiş Triyeste ve Hamburg tarikile değil vam 22,55 havadisler 23,05 dans mu tir. Fakat acaba bu salâh mümkün Yunan vapurlarile Selâniğ'e ve ora sikisi. müdür ve yakın bir âtîde husule gele dan Simalî ve Vasatî Avrupa'ya sevBUDAPEŞTE : bilecekse gayenin temmi için ne gibi ki mevzuu bahistir. Bu suretle komşu 17,05 çocuk programı 18 05 muhtelif mesai sarfetmelidir?. fşte, makale memleket gemicilerîmizi kolaylaştıra. 18,35 orkestra: (Strauss, Bızet, Verdı) fnuharririnin Yunan dostu Türk ti cak, bundan Selânik yolunun daha caret ateşesile olan uzun mülâkatmda kısa ve ucuz olması hasebile de Türk 19,50 konferans 20,20 Macar halk sarkı lan 21,35 havadisler 21,50 konferans araştırılan nokta b'u olmuştur ve iti ihracatçılan müstefit olacaktır. 21,55 opera orkestrası tarafından kcnser: raf emelidir ki muhataKımız münaka(Mozart, Brahms, Beethoven) 23,20 haTürk ticaret ataşesi bu tekliften şa edilen mevzuun müstesna inceliğiMillî tktisat Nazırı M. Kostopulos'u va raporu müteakıben: Plâklarla dans ne rağmen izahatmda apaçık, samimî haberdar etmiş, müracaatçi tarafm musikisi 24,20 tsigan orkestrası. olmuştur. dan istenen mütemmim malumatı BRÜKS£L I ( F r a n z ) : ^ Türkiye, kendisile olan ticarî mua vereceğini vadetmiştir. 19,35 gramofon 21,05 radyo orkestrasi melelerin inkişaf ı vesaitini Yunanis Dost Türkiye ile olan ticaretimizm 22,05 bir gazinodan naklen konser sonra: tan'a kemali hararetle bahşetmek arinkisafı mes'elesinî tenvir hususunda Havadisler daha sonra: Gramofon mu znrundadır. Bunu mükerrer defalar Halil Mithat Beyle cereyan eden uzun sikisi. isbat etmiş ve nitekim tstanb'ul'daki mülâkatımızdan 3 netice çıkmaktadır. «on Balkan haftası münasebetile PALERMO: Şöyle ki: mes'elenin tetkiki içm şehri mezkur 18,45 kadın programî 21,25 gfambförî 1 Ticarî mübadelelerunizin derTicaret Odasmda hususî bir komis • 21,50 bir dpera temsili istirahatte: Mu • hal inkisafı imkânsızdır. yon toplantnıstır. Mithat Bey, ken aahabe ve saire» 2 Ticarî mübadele ve muameledisme bir tebliğ yapılmadığı cihetle Ierin daha ser* surette temini inkisafı komisyonun mesaisi neticesi hakkında bize bir şey diyemedi. Şayani dikkat için evvelâ zemini haztrlamak lâ Turkiye Eczacıları Farmakologlari tir ki gerek tsmet Paşa ve gerek Mus zimdır. Birliğinden: 3 Yunan deniz ticaretinm Tür tafa Şeref Bey ticarî sahada Yuna 239932 tarihine müsadiî cuma günü kiye'deki mevkimi yakın atide ıslah nistan'ın tatmmi hususuna samkni senelik kongre aktedileceğinden gerek taşyetle alâka göstermekten bir an hali etmesi müstebat değildir. Yeter ki başkabnamışlardır. Maalesef Türkiye'nin lıvan anlaşmalara devlet filen iştirak rada bulunan ve gerekse İstanbul'da mev cut bilumum meslekdaslann mezkur gün, tngUiz buhranmdan sonra kabul et etsin ve nimresmî ve semeresiz gö saat 14 uçukta Cağaloğlu'nda kâin Halkerüşmelerle beyhude vaktin ziyaına meğ« muztar kaldıfı Contingente vinl tesrifleri rica olunur efendim. meydan verilmesin.» ments sistemi, komşu memleketle Atina gazetelerinin ticaret mümessilimizle yaptıkları mühim bir mülâkat Eczacıları davet fhracatı tesbit Komisyonları Yumuurta İhracatımız Istihlâk nisbetinde rağ bet te artıyor Yumurta ihracatımız seneden seneye artmaktadır. 1930 senesinin ilk yedi ayı zarfında ihracatımız 12 milyon küsur kilo iken bu miktar 1931 de 16 buçuk milyona çıkmıştır. Bu sene ise ayni aylar zarftndaki yumurta ihracafamız 18 milyon kiloya yaklasmışbr. Siiiıiık arsa Büyükâda'da Nizam cadde sinde Muratlı sokağında biri 500, diğeri 2000 mimarî arsın murabbaı iki arsa satıhktır. Taliplerin 9 numaralı haneye müracaatleri. Geçen seneye dair bir tetkik Bu münasebetle, yumurta ithal eden memleketler istihlâkâh üzerinde yapılan bir tetkik bir kısmmda istihlâkâtuı artmış, bir kısmmda ise azalnuş olduğunu göstermiştir. Bu meyanda Fransa, îtalya ve İsviçre ithalâb, 1930 senesine nazaran 1931 de artmışhr. Bu ziyadelik Fransa'da yüzde 13, ttalya'da yüzde 8, İsviçre'de ise yüzde 14 nisbetindedir. Buna mnkabil ithalât îngiltere'de yüzde 2, 3, Almanya'da yüzde 7, 10, tspan ya'da yüzde 14,8, Avusturya'da yüzde 1 nisbetinde azalmıshr. takallarımızın yok pahasına satıl masına sebebiyet vermektedir. Portakal müstahsili olan Filistin'de de bu nokta gözetilerek mahsu lün uzun müddet saklanmak suretile satış mevsiminin uzatılması tecrübe edilmiştir. Bilhassa Yafa havalîsinde iki senedir yapılan tecrübeler kat'î ve müsbet neticeler vermiştir. Soğuk hava mahzenlerinde sakla nan portakallar bütün sene nefaset ve lezzetlerini tamamen muhafaza etmekte ve senenin her mevsiminde satılmaktadırlar. thracat Ofisi, bu usulün Türkiye'de de tatbikıni temin için alâkadarlar nezdinde teşebbü satta bulunacaktır Maden kömürö fiatları Bugün Ticaret Odasmda bir komisyon toplanarak, kok ve maden kömiirü fiatlannda görülen tereffü etrafmda tetkikatta bulunacaktır. Diğer taraftan ticaret müdiriyeti de bu yoldaki tahkikatına devam etmektedir. Her sene bu mevsimde fiatların biraz tereffüü görülmekte ise de, şhndiki gibi yükselmesine bir sebep olmadığı söylenmektedir. Bu seneki vaziyet Bu senenin ilk alu ayı zarfında ise, tngiltere yumurta ithalâbnı büyük mikyasta azaltmışhr. Avusturya, îspanya ve Fransa'da da yumurta mubayaah azal nuşbr. Almanya, geçen seneki vaziyeti muhafaza etmektedir. Maamafih yu karda da kaydettiğimiz gibi memleke timizin yumurta ihracab bu vaziyetten müteessir olmamı», bilâkis yumurtala nmıza karşı hariçte gösterilen rağbet artmıştır. Borsada buğday fiatı Cenaze otomobilleri Portakal mevsimi Memleketimizde portakal mevsimi pek az devam etmekte, mahsullerimizi de bir iki ay zarfında elden çıkarmak mecburiyeti hasıl olmak tadnr. Bu mecburİyet ekseriya por Anadolu'da sanayi Işi yapmak istiyen bir miiessese tstanbul Ticaret Odasına, Cenevre'den bir müracaat vaki olmuştur. Bu müracaata nazaran bir müessese, Anadolu'da genis mikyasta sanayi islerile meşgul olmak niyetindedir v« Ticaret Odasından bu yolda bazı izahat istiyerek seraiti sormakudır.