17 Şub.» 'Cumhttriyet Hariçten memlekete Kimler gelemiyecek? Vekileden çıktı Ankara 16 (Telefonla) Yenİ seyrisefer talimatnamesi Heyeti Vekileden çıkmıştır. Talîmatnamenin esasları şunlardır: 1 150 Iik listeye dahü olan larla Türk tabiiyetinden iskat edilmiş ve sakıt hanedane mensup bulunduğundan dolayı hudut haricine eıkarılmış olanlardan maada Türk pasaportu almaksızın ecnebi memlekete kaçan Türk tebaası 2 inci maddede yazılı usul dairesinde memle * kete gelebilir. 2 (A) Hiç pasaport almadan ecnebi memlekete gidenler, (B) Osmanlı pasaportu alarak ecnebi memlekete gidenler, (D) ötedenberi ecnebi memleketinde olup ta 5 sene müddetle Türk konsolosanelerine müracaat ederek kayitlarını tecdit ettirip tabiiyet vesikası ve pasaport almıyan Türk tebaası memlekete gelmek istedikleri takdirde ötedenberi otunnakta olduklan yerîn Türk konsolosanelerine, burada konso • losane yc'<sa en yakın konsolosa • neye müracaat ederek üc beyanname alacaklar, bu beyannamelerin her üçünde yazılı suallere cevap vere • cekler, beyannamelere birer fotoğ • raf yapıştıracaklardır. Konsolosane bu beyannamelerden birini alako • SON TELGRAFLAR Araşit yağı memlekete IHEM Anketimize gelen cevaplar îzmir'deki Komünistler ithal edilmemelidir! NALIN^ MIHINA Bir gazetecilik cilvesi! Yeni seyrisefer talimatnamesi Heyeti yacak, diger ikisini Dahiliye Vekâ • leti Emniyet İşleri müdürlüğüne gönderecek, beyanname sahibi hakkmda vuku bulacak is'ar üzerine kendisine pasaport verecektir. 3 Türkiye Büyük Millet Meclisi mükumeti pasaportu ile ecnebi memleketlerine giden ve Türk vatan daşlığı hakkını kaybetmemiş olan lar avdet edebilhIer. 4 Türkiye Cumhuriyeti makamatı tarafmdan verilmiş pasaportla İstanbul'u terketmiş gayrimübadfl ortodoks Rum'larla İstanbul'da bu* lunan aile reislerile iltihak için gelecek kız, erkek çocuklar, reşit büe olsa evlenmemiş kızlar ve reşît olup etabli tanınmıs dul analar hakkında olunacak muamele Türkiye ile Yu • nanistan arasmda yapılmış 11 ha • ziran 930 tarihli mukaveleye ve Muhtelit Mübadele komisyonu Türk heyeti murahhasası reisliğinden konsoloslara vuku bulacak iş'ara göre ifa edilir. Tabiiyetinden şüphe edilenlere dairei aidesince yapıla • cak tahkikat neticesinde tabüyeti tesbit edildikten ?onra pasaport verilebilir. 5 2 temmuz 340 ve 17/11/930 tarihli seyrisefer talimatnamesi ah kâmı mefsuhtur. İstanbul'dan gönderilmiş beyannameler tutuldu İzmîr 15 (Hususî) tstanbul'dan posta ile burada bir adrese gelen şeker kutusu irinde komünist beyannameleri bulundu ve Müddeiumumiliğe teslim edildi. Tevkif edilen komünistler hakkırtdaki tahkikata devam olunuyor. Polis Müdürü Fevzi Bey bu hususta su beyanatta bulunmuştur: « Komünistlerin Izmir merkezî komitesi tamamile meydana çıka rılmıştır. Evlerindeki taharriyat neticesinde bir çok kliseler, makineler, alât ve edevat bulduk. Nezaret altında bulunanlardan şimdiye kadar sekiz kisi tevkif edilmiştir. Bunlardan üçü kadındır. Tahkikat devam etmektedir.» YakaJanan maznunlarm 22 subatta beyanname dağıtmak için hazırlandıkları, bazı kimseler hakkında şehrimizden Istanbul zabıtasına da telgraf çekildiğ' söylenmektedir. Kendi istihsalâtımız ihtiyacımızdan fazla iken hariçten nasıl yağ girer? [Araşitycğı mevzuu üzerinde Baç~ tona iblâğı kabil olan prinayağı, bundan baska pamukyağı ve hatta kenuharririmizin bir başmakale ile tenyağı (beziryağı) dahi kullanılaclâkadarlar arasında açtığı ankete bilir. gelen cevapları dünden itibaren nesTürkiye'nin senevî yağ istihlâkâtı re başladık. İzmir muhabirimiz tzmir şö'yle hesap olunabilir: te havalisindeki alâkadarlartn bu Yemeklik yağa olan senevî ihtiyaç ankete müteallik noktai nazarlannı 12,000 ton, sabuncularm ihtiyacı htiva eden iiç mektup gb'ndermiştir. Ankete bu mektuplarla bafladık. Bu 10,000 ton, yekun 22,000 ton. Şu halde senevî 34,000 ton istihıagün bu mektupların ikincisini dercelâtımıza mukabil yalnız 22,000 ton ciyoruz:"] sarfiyatımız vardır ki bu sebeple Izmır. şubat Araşityağlarının memlekete girip hariçten ithal olunan bir kilo yağ bile Türkiye'nin dahilî yağ piyasasında jârmemesine dair İzmir yağ fabri • menf i tesir ikaını mucip olur. Binal<atorlarınde.n birinin mütaleasmı enaleyh hâlen ithaline müsaade olualdım. Berveçhi zir arzediyorum: nan arasityaği tamamen lüzumsuz «Evvelemirde Türkiye'de vasatî oolup işbu ithalât tediye muvazenemizi Iırak istihsal olunan zeytinyağı ve fenalastırmaktan başka bir şeye yadiğer nebaH yağların miktarını naramaz. zari dikkate alalım: Stok yağlarımızın hali hazır vaZeytinyağı (iki sene itibarile vaziyetine gelince: 9000 ton zeytins*tî): 18000 ton, prinayağı: 1000 yağı (19311932 yeni mahsul), 3000 tcn. sisamyağı: 6000 ton, haşhaşton pamukyağı, 5000 ton sisam ve yığı: 2000 ton, pamukyağı: haşhaşyağı, 600 ton prinayağı, 800 3500 ton, fındıkyağı (sabunlar ton mevcut ketentohumu stokundan için): 500 ton, ketenyağı: Henüz istihsal olunacak yağ vardır. Bun rcemlekette imal edilmemektedir. Fakat 3000 ton istihsali mümkündür. ların yekunu 18,400 tondur. Yekun 34000 ton eder. Yukarıdaki miktarlar istihlâkâ • Buna bir de senede kolaylıkla is tımız yekununun çok fevkindedir. tihasal edebileceğimiz 25003000 Sunu nazari dikkate almak lâ ton balıkyağını ilâve edebiliriz. Eğer zımdır ki musaffa yağların hepsi yememleketteki yağ sanayii kâfi deremeklerin pişirilmesinde istima! oluncede himaye görürse ham balıkyağmaktadır. Muhtelif yağlar arasında ları hidre jenasyon suretile şahmı bir istihlâk farkı yoktur. Zira talep haline ifrağ olunur ve sabun için en olunan daima en ucuz yağdır. Bintiyi iptidaî bir madde temin edilir. enaleyh bilcümle yağiı mevat ve yağBuna mukabil Türkiye'ye her sene ların ithali fuzulidir. vasatî olarak ithal olunan nebatî Tesviki sanayi kantanu mucibince yağlar takriben 3.000.000 Türk liramevzu muafiyetin Iâğvı veya yüksek sı kıymetinde ve 6600 ton miktarınbir gümrük resmi tarhile hariçten dadır. celbolunan arasityağının ithali imSabunhanelerde müstamel araşit kânsız kıhndığı takdirde bundan yağı yerine, calışma tarzında ehem • müstahsillerfmiz çok fayda görecekrrriyetsiz bazı tadilât icrası ile evvelerdir.» lemirde senevî istihsal miktan 2500 ZEKİ DOĞANOĞLU Gazeteciliğin garip cilveleri var dır. Dün, bu cilvelerden birine sahît oldum. Şeker mes'elesi münasebetile dünkü <?Cumhuriyet ve <'Milliyet» te çıkan yazılarda, beyaz ile kara arasındakinden daha büyük bir fark vardı. Ayni mes'elenin ikî gazetede birbirine bu kadar zıt ve aykırı olarak yazılması hayli garibime gittî. Milliyet'e nazaran, sun'î tedbirlerle şeker piyasasını yükseltmek istiyenler varmış; fakat yerli seker fabrikaları şeker fiatınm yükselmesîne mâni oluyorlarmış. Cumhuriyet ise tamamen bunun aksini yazıyor: Alpullu seker fabri* kası, kendi depolarında şeker olduğu halde şekerlerini satmıyor ve Uşak şeker fabrikasile bir anlaşma yaparak o fabrikanın şekerlerini 40,5 li raya satmak istiyor. Bu vaziyette to» şekerin fiatını yükselten de bittabi bu iki fabrika oluyor. Bu iki haberden hangisinin hakî* kate muvafık olduğunu burada müna* kaşa edecek değilim. Mes'ele, o değildir. Benim göstermek istediğim şey, umumiyet îtibarile gazeteciliğin böylece bazan beyaza siyah, siyaha beyaz diyebildiğini göstermektir. Seker piyasasını cuval başma bef buçuk lira birden yükseltenler, ister Milliyet'in yazdığı gibi meçhul kim seler, ister Cumhuriyet'in yazdığt gibi yerli şeker fabrikaları olsun, her halde bu îki haber, birbirine son derece aykırıdır ve hangisinin doğru olduğunu kabul edersek edelira, ga zetelerden birinin siyaha beyaz de diği muhakkatır. Benim, gazetecilik cilvesi dediğim nokta işte budur. Biz, gazetecilerin en büyük kusurumuz, her vak'ayı, her hâdiseyi kendi görüş zaviyemizden istediğimiz renge bovayarak karilerimize sonmamızdır. öyle olmasavdr, bir şeker mes'elesi, ayni günde ikî gazetede birbirinin tamamen zıddf şekillerde karilerin önüne konul mazdı. îstanbul'da tahkikat yapuıyor İzmir'de meydana çıkarılan \o • münist teşkilâtı hakkında düne ka dar tstanbul'a bir is'ar vaki olma • mıştır. Maamafih bir şeker kutusih İstanbul'dan İzmrr'e komünist b«yannameleri gönderildiği hakkındı ga* zetelerde görülen telgraf haberleri üzerine tstanbul zabıtası tahklsat icrasına başlamıstir. Şanghay önünde yeni bir meydan muharebesL Çin hududunda Rus tahşidatı Sangnay 16 (A.A.) Şehir, Ja • ponlann persembe sabahı yapmalan muhtemel olan taarruza intizaren şas • km bir variyettedir. Be« Çin kolordusu Şanghay • Nankin demiryolu hatb üzerinde toplanmak • tadır. 20,000 kadar olan Japon'lann Chapei'yi zaptettikten sonra, körfezin et rafmda kendilerine geçit verecek hîç bir yol mevcut olmıyan bir mıntakada 100.000 Çin askerinin karşısında kal • malan ve adetçe kendilerine faik, mıntakaya da tamamen vakıf olan kuvve • tin müthis mukavemetine maruz bulun malarının ihtimaJden uzak olmadığı düşânölüyor. nıııııııııninıllfllllllllllTIIIIIIIIIIIIHIinilinill.lloııım» Kontenjan listeleri Ankara 16 (Telefonla) iContenjan listeleri tamamen hazırlaıdı. Başvekilin avdetini müteakıp H<yeti Vekilede görüşülecek, cumartesi günü ilân edilecektir. Deniz Müsteşarı Ankara 16 (Telefonla) Deniz müstesan Mehmet Ali B. baıka bir vazifeye tayin olunmuş ve Vı akşam şehrimizden mahalli memuriyetine a • zimet etmistir. Bankalar hakkmda bir kanun projesi Musolini'ye Göre.. Sulh ve refah neye miitevakkıftır Paris 16 (A.A.) • L'Agence Economique Financiere, M. Musso lini'nin bir makalesini neşretmek • tedir. Mumaileyh, bu makalesinde buhranın lüzumlu tedbirlerin itti • hazını zaruri kılacak bir raddeye gelmiş olduğunu beyan etmektedir. Bu mes'ele, 20 inci asırda ilmin tarakkisi yüzünden hâsıl olan fev • kalâde fazla istihsalâtın beşeriyet için devamlı bir işsizlik ve sefalet unsuru olmaktan ziyade bir hayır ve nimet olmasını temin edecek şekilde bir kontrola tâbi tutulmasını zarurî kılmaktadır. M. Mussolini, her türlü müfrit betbinlikten kacınmakta ve yanlış an laşılmıs tarifelerin meş'um tesirle rini tasrih eylemektedir. Mumaileyh, harp borçları ile tanairat mes'elclerinin beynelmilel sahada tamamile ortadan kaybolması lâzim geldiğini, çünkü bu mes'elelerin sulhu ve emnü selâmeti tekrar elde etmeğe mâni olduğunu ve Avrupa'nm iyi idare edilen usulî bir sâyi ile mustakbeî refahı tesis etmesine yol açacak olan bir tasfiyeye karşı bir takıra mânialar teskil etmekte Lulunduğunu beyan etmektedir. ttalyan Başvekili bundan sonra diyor ki: « Tarihin tamamen bir takım buhranlarla, mUşküllerle malî o! Juğunu hatırlamalıyız ve bir jeneral, uzun bir harbin bütün devamı ırıüd^ar7 Şimdiki nasıl? Nasıl olacak? Altın kenarlı {özlükleri, çağla bademi gibi bıyık • Iırı var. Nasıl olacağını anlayıver. Gelir gelmez ekmekten, zeytindefi laşladı bize kadar nark koydu. Bir nkara mezarından elli kuruş alacaknışız, zenginden de yüz. Allah selâmet versin bizim ağa iki evli, bir evi şehrin öte başında. öbürü de odun • ferı götüreceğin ev. Benim memle • Itette bir anamla iki bebe kardeşim var. Bak hesapla. Ne kazanacağız ki nasıl gecinelim. Verginiz var mı ? Ne demezsin! Kazanç ta var, yol da var. Hiç mezar kazandan vergi ahnır mı? f Yıl ortasında ölen eşeğimden de aldılar. Geberdiği güne kadar vergisi işlemişmiş te verecekmişiz. İstersen verme! Barakanın ince soba borusu tütüyordu. Odunu yıkdılar, ilk bölmedeki Gandi'nin Tilmizi Rüsuhi Bey "=» i Ankara 16 Bankaiarın mürakabesi için îktisat Vekâletince yeni bir kanun projesi hazırlanacağı tahmin olunmaktadır. Buz üzerinde kayarten Amsterdam 16 (A.A.) B u z ü • zerinde kayan 6 kisi buzun hnlması üzerine suya düşmüş ve boğdmuş • lardır. Çin te Japon kuvvetlerinin son vaziyetini gosterir harita 'Japon'lar muhasara arzusunda. Tokio 16 (A.A.) Resmî ma kîo hnkumetleri nezdinde yaphklan tehafil, Japon kuvvetlermin beynelmilel sebbüsün menfî netice hasıl ettiğine imtiyaz nuntakasını tehlîkeye koymak muttali olmuftur. sızın doğrudan doğruya taarruz ede Cemiyeti Akvam büyük raeclisi miyeceklerinden, hattı riic'atlerini katet nin îçtimaa daveti hakkmda Çin murahmek suretile geri çekilmeğe icbar için has heyetinin yaphğı müracaati medi • Çin kuvvetlerini muhasara etmelerinin sin persembe günü tetkik edeceği söy • muhtemel olduğu fikrinde bulunmaktalenmektedir. Bununla beraber muhase» dır. Japon Harbiye Nazırının beyanatı mata derhal nihayet vermesi için Ja • pon hükumeti nezdinde ricada bulu • Tokio 16 (A.A.) Harbiye na nulmasının daha şimdiden derpif edil • sınnın Şanghay mes'elesi münasebe diği de rivayet olunmaktadır. tflV ihtiyaç görülecek biitün askerî kuvvetlerin gönderileceğini bunlann va • Rusya hududa yeni kuvvetler sifeleri hitam bulur bulmaz geri ça • gönderiyor ğırdacağını beyan etmis olduğu söy • Viyana 15 Neues Wiener Jour lenmektedir. nal'ir Berlin muhabiri su malumatı veIngiltere ve Amerika'mn yeni bir riyor: protestosu « Moskova'dan bildirildiğine göre Vasington 16 (A.A.) Cemahirî Staün yoldas ile hariciye komiseri ve müttehide ile Ingiltere hükumetleri, Beysark ordusu başkumandanı Cenerai nelrailel mıntakanın Japon askeri ha • Blücher arasında bir konferans akto rekâtının esası olarak kullanılmasını lunmu», Çin Japon ihnlâfı ve Man yeniden protesto etmişlerdir. çuri mes'elesi görüsübnüştur. Bu roeCemiyeti Akvam meclisinde yanda Sovyetlerin Mançuri hadudunun Cenevre 16 (A.A.) On ikiler meclisi büyük devletlerin Nankin ve Tomubafazası için her ihtimale karşı va* izmir Belediyesinin rralî vaziyeti tzmir 15 İzmir Belediyes bütçesinde mevcut 350,000 liralıl açığı kapatmak için otel, lokanta, haa, hamam ve berber dükkânlarındaı bir defaya mahsus olmak ve ruhsttiye resmi namı eltında bulunmak ücere bir resim aJmak istemektedir. Alâkadarlar bunu tediye edeniyeceklerini söylemişler ve Halk Fıicasına müracaat etmişlerdir. Reisîcumhur Hz. Riyaseti İngilîz misini Bombay'ı cumhur Bas yaveri Rüsu hi Beyin uzun terke davet ettiler müddet kıt'a Bombay 16 (A.A.) Bir tngiliz dan uzak kal amiralının kızı ve Gandi'nin çok samış olduğu i • dık tilmizi olan ve kendisine Avrupa seyahatinde refakat etmis bulunan çin meslekî malumat ve mü Mis Slade kendilerine hususî salâ maresesini kayhiyetler bahşeden emirname mu • cibince polis memurları tarafmdan betmemesi mak Bombay'ı terke davet edilmiştir. »adı ile, bir Rvsvhl Bey Mis Slade, Gandi'nin tevkifinden • kıt'a hizmetine tayinine müsaade beri mumaileyhi Yervada hapisa buyurmuşlardır. nesinde ziyaret etmesine mezuniyet verilmis olan ilk kimsedir. Mis Slade, Hint mensucat lehinde propaganda yapmış ve henüz serbest bırakılmamış olan kongre azası i! sıkı münasebetlerde bulunmuştur. Mumaileyhantn Bombay'ı terket raekten imtina edeceği zannolunuyor Gammu «Kesmir» 16 (A.A.) Seyyar bir askerî kıt'a şimali garbî hudut vilâyeti olan Naushara'da müsellâh mâslümanlardan mürekkep bir kütlenin taarruzuna uğramıstır. Askerler silâh istimaline mec bar kalmışlar ve taarruz edenlere 9 ölü zayiat verdirmişlerdir. KARtLERlMtZE KOLAYLIK: Aylık abone Hususile vilâyetlerdeki bir çok karilerimiz gazetelerini manta • zaman kendi adreslerine alabil mek için bizden bazı kolaylıklar îs temektedirler. Bu aziz karilerin arzularını yerine getirmek üzere Cumhuriyet için aylık abone usulü ittihaz etmeğe karar verdik. Ay lık abone bedeli yalnız Mısır Kredi Fonsiyesi Kahire 16 (A.A.) Yüzde 3 kiz ve ikramiyeli Mısır kredi fonsiye taı villerinin dünkü çekilisinde: 1886 senesi tahvillerinden 128,614 numara 50,000, 1903 senesi tahvil • lerinden 583,790 numara 50,000, 1911 senesi tahvillerinden 344,753 numaa 50,000 frank ikramiye kazanmışlardiL si mikyasta tedbirler almaları da kararlaştmlmıshr. Şark ordusu başkumandanı bugün Viladivostok'a gitmiştir. Burada tahşit olunan Rus ordusunun mevcudu 80,00C kişiye çıkarılmıshr. Hududa bir tayyare filosu da gönderilmiştir. misin vermez misin? Sağlıcakla yak. Demin anıran eşek fazla yiiklü îdi. Mezarcının uşağı onu gösterdi: Burdaki barakaya şunu yıka • Iım. Bırak onu. Evinize kadar bîraz daha eziyet çeksin, kabahati var cnun. Çifteli mi? Arpa yüzü gördüğü yok ki çirteli olsun, bugün uğursuzluğu üze • rinde de onun için ceza çekecek. Barakanın önüne gelinciye kad*r habire gevezelik ettiler. Siz kaç mezarcısınız burada? Bir ağam bir ben. Bari iş var mı? Eh, şöyle böyle. Daha doğrusu bedavaya kazma çalıyoruz gibi bir şey. Eski Belediye Reisi zamanında çok şükür epeyce iş yaptık. Ama iyi adamı tutarlar mı hiç? Sehir sularma afat hastalığı gelmişse Allahtan gelmis, bunda Belediye Reisinin ne suçu 150 kuruş,.. tan ibarettir ve tabiî pesin olarak gönderilmek lazımdır. Bu usul idarece fazla mesaiyi icap eden külfetli bir meşgale olduğu için abonelerinin inkıtaa uğramamasını istiyen karilerimizin paralaruıı idareye vaktinde yeti • şecek veçhile döndermekte devam etmeleri iktiza edecektir. Eski sarıdan, kirli beyaza dönmüş saçları ile ortası sigara zifirinden kahve rengi almış pos bıyıklan, çukur ve yanık yüzüne aniaşılmaz bir mana veriyordu. Hasan! Sen oduncu ile eve git, odunları yığ. Ben bu gece gelmiyeceğim, yengene söyle beklemesinHasan'ın ağası ne vakit bu haberî gönderse manası şu idi: Bu gece gelmiyeceğim, yanîşehrm öte tarafındaki ilk karıma gideceğim. Ve bu altmışlık adam brrisi kırktan biraz fazla, Ötekisi yirmilik iki kadını birden nasıl îdare ediyor? Hasan bunu bir türlü anlıyamıyordu. Kendisi yîrmi iki yaşmda olduğu halde çöpçü Mehmed'in baldızına haftada birden fazla uğrıyamıyordu. Gerçi bunun başka bir sebebi de vardı, Hasan para canlı idi; vermekten çok almasını severdi. öfede çöpçü Mehmed'in dul baldızı da para canlı îdi; o da ayni usulü severdi. Mabadî var • detine ait bir plân vücude getirnıiyeceği gibi biz de müstakbel beşe • riyet nesli için bir plân vücude ge tiremiyeceğimizi bilmeliyiz. Beklenilmiyen her türlü ihtimallere intibak etmesini bilmek için kâfi derecede alestikî olmak her nesl ait olan bir vazifedir.v kazmaların, küreklerin yanına istif ettiler. İçerden kahn bir ses geldi: Hasan! Sen misin? Benim ağa, odun yıkıyoruz. Taştan yapılmıs, kiremitli baraka iki bölmelidi. İlk bölmede mezarcı • Iara lâzım olan şeyler dururdu. İç bölmede mezarcının uşağı Hasan yatardı. Bütün eşya gaz sandığından yapılmıs bir eşya sandığı, küçük bir saç soba, bir testi, beş numara bir lâmba, yalınkat bir döşek, bir iki çinko sahan... Mezarcının bir misafiri vardı. Bu kıranta adam karşı semtin mezarlığında çalışıyor. Çil suratlı yuvarlak kırmızı burunlu, kösemsi bir adamdı. Hasan'ın ağası bambaşka bir tipti. Onda vücut hendesesinin yalnız bir şekli vardı: Uzunluk... Boyu uzun, kolları uzun, parmakları uzun, yüzü uzun, kulakları uzun, burnu uzun, pos bıyıkları uzun, yanaklannın çukurluğu uzun, gözleri yana doğru uzun, hatta elindeki yasemin sigara ağızhğı uzun, ve hatta yaşı uzun... CVMHURİYETin edebi tehikası r 5 MEZAR KAZICILAR MüelUfi:AKA GÜNDÜZ Hfı |i > ( || ( |jırıınr~ıj*ırtı~i~T*nn* m*+ ı~ •">••">»'"• • Ben mt? Bîzim para helâldir dayı, sana lâmsız cimsiz altı kaymam yar. Al safalarla harcan. Eksik olma!.. Diha! Çat.. Pat.. Küt... • Dur dayı! Ne darılıyorsun? İki yüz verdiler de vermedim. Geldiğin köyle şehir arasında kasaba yok ki versinler. Anam avradım olsun ki verdiler de vermedim. Kah kah kah kak! Ben onu bilîrhn dayı. Köyden çıkarken ya bacın ya beben iki yüz verir, sen de ver • mezsm. Yeminim doğru çıksan diye sorana böyle söylersin. Tut aşağı vur yukarı, yükiinü yüz seksene kesiştiler, kesistiler an» o • duncu hâlâ kımıldamıyordu. Ne düfünüyorsun ? Aldandım mı sanıyorsun? Zorla güzellik olmaz. İstersen verme. Ta şehre git bir de* fa .. Yüz elliyi bile zor bulursun. Bu kesatlıkta para mı kaldı ortalıkta? Geçen sene bir yeni tabutu on iki liradan aşağı yapmazlardı. Bu yıl altıya indüer de gene kimse, ölüsüne yeni tabut yaptırmıyor. Bizim komşu ta • butçu Derviş Efendi var, bu yüzden kırk yıllık işini bıraktı da mahallelerden boş şişe toplamağa başladı. Ortalıkta kesat var ama bize gelince ne kesat ne mesat. Bu yıl hep peşin para. Mintanhk çubuklunun arşınma yirmi bef kuruş bindîrdiler. Lâfın kısası, yüz seksene verir