4HIKÂYE : Sinema Yazan : M. Ş. Kulüp sinemasında (Kahramanın oğulları) 24 kısımlık filmin ikinci devresi gösteriliyor. Salon dolu. Her yer dolu. Balkonda orta dereceli memurlar , zabitler, kadınlar, bunlar arasında, göze çarpan iki hanım, yaşları geçkin olmasına bakmıyarak, sürmüşler, boyamışlar, omuzlarına tilkilerini almış kurulmuşlar.. Ni şanlısını almış gelmiş genç bir efendi, ikisi de terbiyeli oturuyorlar ve daha senli benli konuşamıyorlar. Onların ön tarafındaki sırada iri bağa gözlüklü bir bey çok ciddî, elindeki kitabı okuyor, ayaklarını çiğniye rek geçenlere bile bakmıyor. Biraz arkada bir karı koca, çocuksuz insanlara mahsus bir toplulukları var. Kadın memnun, sessiz, dalgın otu ruyor, sanki evdeki beş kedisini, üç köpeğini düşünüyor. Erkek ilânı o kuyor. Sıralardan birinin ucunda fapkası başında, paltosu arkasında, gözlüğü gözünde, bastonu elinde, şismanca bir efendi, ihtiyar bir bekâr, bir sinema müptelâsı. «Biletlere kırk kuruş zammolundu!» deseler gene gelecek, «kırk kuruş daha zam yapıldı!» deseler gene gelecek, şikâyet edecek ama gelecek! ön sıranın başında oturmşu iki anaç genç kız, basbaşa konuşuyorlar; belli ki vakitleri çok yolunda değil, yaşları da geçmiş, yahut geçiyor, gözdeleri, sevdalıları da olmak gerek ama bu zaman sevdalılarına înan olur mu? Adamı piç gibi yarı yolda bırakırlar! îkisi de daktilo olmak için ders alıyorlar. Daha arkada bölmelerin içinde gene bu sınıfta insanlar oturuyorlar. Hariciye muhasebesinden bir efendi, kuriye gitmiş, bolca harcirah al mış, bu akşam dört arkadaşma içirmiş, yedirmiş, üste bir de sinemaya getirmiş; kurulmuşlar locanın zevkini sürüyolar. Yanındaki bölmede, çok zayıf bir asker hekimi, yanın da iki şişman hanım. Bu iki hanım, sanki, doktoru yemiş, böyle şiş mişler! En uçtaki bölmede şismanca bir beyle genç bir hanım oturuyorlar. Erkekte yeni açılmış bir bankanın müdür muavini suratı var. Talihin gülerek baktığı irice, yağlıca bir surat. Kadın biraz düşünceli, biraz mahzun görünüyor; gülüyor ama gene mahzun'I'^Hkiiçî sıkıhyor. Erkek bu güzel kadına, yağlarına, pirinçlerine, pastırmalarına, sucuklanna bakan zengin bakkal gözile bakıyor. Bölmelerden birinde de yüzü taş bebeklerin yüzüne benziyen bir genç kadın ile buruşuk kara suratlı bir kocakarı oturuyorlar. Bu genç hanım zengin ağalarımızdan birinin yeni karısı imiş. tstanbul'dan getir miş. Ağa, çoucklarından korktuğu için, eski karısını boşamamış; bu sebeple bu hanımı imatn nikâhı ile tutuyormuş. Genç kadın saçlarını sarıya, yüzünü beyaza, yanaklarını, dudaklarını kırmızıya boyamşı, gözlerine uzun uzun sürmeler çekmiş; etrafına gülüp duruyor! Yanındaki kocakarı, bir hizmetçi mi, analık mı, ağanın gözcüsü mü? Her ne ise bir acuze, fettan, mel'un bir şey. Bu iki hanımlar durmadan sigara içiyorlar. İhtiyar öksürüyor, boğazından çürük bir ses çıkıyor. Balkonda, localarda bir çok ço • cuklar var, geziniyorlar, aşağı inip yukarı çıkıyorlar. Sinema başlamasına yakın, loca lardan birine dört efendi daha geldi. Belli kî halleri vakitleri yerinde adamlar, temiz giyinmek istemişler ama becerememişler birinin şapkası kulaklarına geçmiş, ötekinin caketi omuzlarından düşüyor; sonradan öğrendim, bu efendiler, bil • mem ne konçresi için, Adana taraf larından gelmiş bir heyetin aza sından imişler. Yer katını dolduran gençlerin çoğu isçiler: Yakın matbaalardan iş gömlekieri ile gelmiş mürettipler, makinistler, askerî fabrikalar a meîesi, ustalan, şoförler, demiryolu memurları, bunlarm arasında köylü adamlar, Ickanta, otel garsonları, berber kalfaları kıyafetlerinden belli oluvorlar. Orta sıralarda yanyana, bir di ziye oturmuş dört, beş piyade neferi ve bütün parterde yalnız bir tek bahriyeli var; o da yanmda bir kız getirmis, basbaşa konuşuyorlar. Yer katı halkınm çoğu birbirîerini ta nıyorlar, konuşuyorlar, şakalaşıyorlar, sigara, gazoz ikram ediyorlar. Uzun sarı bir iş gömleği giymiş bir matbaa makinisti, bıyıklan tıraşh, çenesinin ucunda, sanki alay olsun diye bırakılmış ufak sakalı ile a • yakta, sıralar arasında dolaşıyor, çokları ile konuşuyor, şakalaşıyor, sanki her birine bir emir veriyor. Askerlerin yanında oturan sarışın genç bir çocuk ta yerinde hiç rahat duramıyor, birine bagırıyor, ötekinin ensesine leblebi atıyor, alay ediyor, gidiyor tekrar geliyor. Yanında oturan nefer, tosun bir oğlan, ona dik dik bakıyor, kızıyor gibi görünüyor, sanki yakasmdan tartıp yerine o turtacak ve: «Tek dursanaN diye cek sanılıyordu. Meşin caketli bir adam, fabrikalardan birinde ustalardan olmalı, dalgın gazete okuyor. Onun arka sında oturan iki kişi, iki yaşlı başlı adam el sakası edivorlar. Meşin caketli döndü onlara baktı, tekrar gazetesini okumağa koyuldu. Çay, gazoz, kabakçekirdeği satıyolar. Gelen, giden, kendine yer bulmakta güçlük çekenler, elindeki küçük tesbihi ile ovnıyarak ayakta, ne yapa • cağını bilmez adamlar halile etra fına bakanlar var. Sinema binası, çok para sarfo Iunduktan sonra gene hiç bir şey olmadığı görülen yapılardan biri. Mimarı işi geniş tutmuş, yaptıranda para bitmiş, onun için bu geniş salon saroanlıklardan bozma bir salaş gibi boş, çirkin bir yer olmuş. Duvarlar bütün ışıkları yutuyor, halkm üstüne toprak rengi dökülüyor. Bu yerde ne insanlar güzel, ne ipekler. Yann devam edecek M. Ş. Günün eğlencesi ıCumhuriyet = İKT1SADİBAHİSLER "1 Kânunuevvel 1931 Dunkü bilmecenin halledilmiş şekli 1 DUVAK, 2 ATKI, 3 MAYIS, 4 ASAP, 5 CIMBIZ, 6 • ANKA, 7 NAZAR, 8 AHÇI. (DAMACANA) Şiddetlenen bııhran... Seyirci vaziyetinde kalamazdık! İki sene evvel başlıyan şimdiki cihan buhranı hakkında bir çok şeyler söylendi ve yazıldı. Garp îktisatçıları çare bulmak üzere bir takım fikirler ve nazariyeler serdettiler. Geçmiş zamanlarda zuhur eden mümasil buhranlara bakarak buhra nın şiddet derecesi ve ne zaman biteceği hakkında mülâhazalarda bulundular. Bunların bir kısmı bedbin göründüler. Ben kendi hesabıma bunların fikrine iştirak ederek bir kaç ay evvel yazdığım bir yazıda salâh emarelerinin az olduğunu işaret eyledim. Çünkü bir müddettenberi görülüyor ki en zengin ve kuvvetli olan memleketlerde bile ticaret muvazenesi bozulmuş, bütce açığı genişlemekte bulunmuştur. Cemahiri Müttehidei Amerika, Nev york borsasında zuhur eden kargaşahktan sonra derin düşünmeğe başlamıştı. Çok geçmeden ithalât re simlerine bizim de ihracat emare lerimize dokunan bazı zamlar yaptı. Almanya'da ve daha sonra Fran sa'da ayni şey cereyan etti. Millî paranın muhafazasını daha evvel düşünen Polonya gibi memleketler çoktan kontenjan yani bazı eşyamn mahdut ve muayyen miktarlarda ithali usulünü tatbik eyledi. Kömür, petrol, çimento ve hatta buğday gibi maddeler üzerine yapılmağa başlıyan Sovyet dampingi yüzünden muhtelif hükumetler daha sıkı tedbirler almağa başladı, hatta millî mahsulâtın himayesi için liberal İngiltere'de bile gayriresmî teşekküller baş gösterdi. Cihan buhranından ziraat ve sanayi olduğu gibi ticareti bahriye de hayli zarar gördü. Yunanistan, Norvec gibi denizci memleketlerde işsiz kalan gemilerin adedi arttı. Hükumetler, tenezzüle baş gösteren millî paralarının himayesi için bir takım kanunlar ve nizamlar tatbik ettiler. Daha geçen hafta Danimarka'da parlâmento tarafmdan kabul edilen bir kanun lâyihası üzerine Danimarka kuronunun ihracı ve ecnebi kambiyosunun mubayaatının tahdidi kararlaştırıldı. Bizde olduğu gibi Yunanistan ve Fransa gibi memleketlerde yerli mahnın tamim ve tervici için tasarruf ve iktisat ce miyetleri teşekkül etti. Âlimler ve iktisatçılar, bugünkü malî ve ikti sadi buhranın menşe ve sebepleri hakkında hayli mütalealar dermeyan ettiler. Fakat çoğunun fikirleri şu noktolarda toplanıyordu: «Umumî harp esnasında mühimmat imaline tah sis edilen fabrikalar harpten sonra ıslah, tecdit ve teksir edilerek her nevi eşya imaline başladılar, umumî i ihtiyaçlann fevkinde istihsalât yaptılar. Böylelikle fazlai istihsalât hasıl oldu ve fakat istihlâkât o nis • bette çoğalmadı. Kâğıt para, kredi sui istimali bolluğu görüldü. Ciha nın mühim bir kısmı meselâ Rusya ve Hindü Çin gibi yerlerin iştira kabiliyeti azaldı.» Bu umumî mülâ hazlardan maada şimdi de yeni sebepler ileri sürülüyor. Geçen hafta Paris'te «iktisadî menafi birliği» namındaki Fransız cemiyetinin senelik kongresi aktedilmişti. Bazı hatipler söz aldı, bunlardan şahsiyeti ma ruf, M. Emile Laurent irat ettiği nutukta buhran sebeplerini izah ederken iktisadiyatın millileştiril mesi keyfiyetini de saymıştır. Hatip hulâsaten diyor ki: «Buhranın bu derece şiddet kesbetmesi, harp esnasında hüküm süren devletçilik bilâlüzum harpten sonra da devam etti, Marksizmin yerine geçerek klâsik iktisat kaidelerini altüst etti, istihsalâtın yegâne nâzımı olan ve bu istihsalâtı umumî istihlâk ihti yaçlarma tevfik edebilen arz ve talebi bozdu. tsraf, tasarrufu istihkar ve ihtikâr arzusu ihtilâl teşebbüsleri tarafmdan sarsılan emniyet ve itimat azlığından doğdu.» Emile Laurent son söz olarak buhranın ağır değil ve fakat lüzumlu fedakârlıklarla ve devletçilik, komünist ve kollektivist nazariye lerine galebe çalmakla zail olacağını dermeyan eylemiş ve millet ef radı arasında birl'k husulünü ve sosyalizme karşı gelinmesini tavsiye etmiştir. İtalya Başvekili Sinyor Musoli • ni'nin (Korpurasyonlar meclisi millisi) içtimaının sonu münasebetile gene gecen hafta irat ettiı&i mr'him nutuk sayani dikkattır. Sinyor Mu solini hayatı iktisadiyede ve mese'â gümriik siyasetinde. ticaretin inki safında ve millî ist'î)?alâtın tezvi dinde akide şeklinde kabul edilen bir formül takio »"dilem'veceğini söyledikten sonra liberal iktisadiyata avdet etmenin İtalya icin muzır olacaeını. maamafih millî istihsalâta zararlı olacak olan müfrit bir himaye usuliine de tara^tar olmadığmı söylemiştir. Sinyor Musolini'ye göre milletlerin giristikleri mücadelede muvaffakiyet temini icin bütün ahvale aygun bir formül tatbik edilemez, ilcaata ve vaziyetlere jröre bir tarzı hareket itt<haz edilmelidir. İtalyan ve ecnebi ihtiyaçiarı arasında bir muvazene tesis etmelidir. Mazharı müsaade millet muamelesini havi ticaret muahedeleri mevcut kaimakla beraber icabında kontenjan usulüne de müracaat edilecektir. İngiliz Avam Kamarasının geçen salı srünkü içtimaında gümriik tarifele^inîn tezyidine mütedah kanun lâyfnası kabul edümistir. Fransa gittikce himayekâr tarifeler tatbik etmektedir. İtalya'da nasıl bir buğday mücadelesi varsa Fransız buğdaycıları da haricten ithal oluna • cak bu?daylar icin oermi usulünün ikamesinî istemişlerdir. Estonva, Litvanva, fcazı CenuM Amerika hükumetlerî, Kanada, İsviçre ve Cin dahi bazı tarifelerini tezyit veya bir kı •ım eşyamn ith«Hm tahdit etmiş • dilerin vadesi şubatta' hulül edeceğine göre Alman vaziyetinin fena lasmasından endise edilmektedir. Diğer taraftan muhtelif memleket lerde iflâslar ve işsizlik artmakta • dır. Görülüyor ki cihan vaziyetinin bir kat daha fenalaştığı bir sırada memleketimizin lâkayt kalması ve tedbirler almaması mümkün değildi. Millî vazifesini müdrik bir meclis ve hükumet dünya iktisadiyat ve maliyatınm büyük sarsıntılar geçirdiği böyle bir zamanda seyirci vaziyetinde kalamazdı. lerdir. Almanya'da kı»a vaclcl! Kro Bugünkü program SALI, 1 Kânunuervel 1931 İSTA^fBUL (Postane) 1200 m. 18: Gramofon. 19,30: Alaturka muslkl. 10,30: Muhtelif. 21: Alaturka musiki. 22: Orkestra ile hafif musiki. BERLİN KÖNİGSV. 1635 m. 17,30: Lâyipzig'den: Hafif musiki. 18,35: İngilizlerin koloni siyaseti (konferans). 19^0: Musahabeler. 20,35: Lâyipzis'den konser. 21,20: Umumî siyasete bir nazar. 22,05: Lâyipzig'den konser. 22,40: Mü nih'ten Gotik ve renesans zamanlanna ait musiki parçaları. Müteakıben neş'eli musiki. VARŞOVA 1411 m. 14,15: Gramofon. 14,40. Halk musikLd. 16: Gramofon. 16,20: Musihabe 18,15: Lemberg'den: Musahabe 18.40: Halk musikisi. 20,35: Gramofon. 21,20: Senfonik konser. 23,15: Solist san'atkârlar tarafından konser. 24,05: Hafif mufiki ve caz. BUDAPESTE 550 m. 18,35: Taganni ile orkestra musikisi. (operetler). 19.35: Ders 2JM0: Macar şarkıları. 22,05: Çift piyano ile Bah ve Mo zart'tan parçalar. 23.20: Salon ve Sigan takımlarının muganni istiraKİle konseri. Sonra Sigan musikisi. VİYANA 516 m. 17,15: Muhtelif. 18: Opera, operet parçaları. 19,20: Ziraî musahabeler. 20,40: Piyano refakatile taganni 22,10: Senfonik orkestra tarafından opera fantazileri. 23,10: Haberler. 23,25: Frank Foks caz takımı (muganni Egon Gros'un iştira kile). PERAG (Praha) 488 m. 19,35: Almanca şarkılar. 20,05: Haberler. 22,25: «Krahn oğlu Marko» isimli temsil. 21,20: Luzerna palastan naklen: Koro (heyet) konseri. 22,05: Haberler. 22 35: Keman konseri. 23,05: Haberler. 23,35: Prag Espanade otelinden: Hafif musiki. ZÜRİH 459 m. 21,05: Şehir bandosunun halk konseri. 21,25: Hikâyeler. 21,45: Bern'den: Belediye mızıkasmm konseri. 22,05: Radyo orkestrası. 22,20: Brahms'ın eserlerinden hafif havalar. 22,35: Radyo orkestrası. 22,45: Tagore'nin güftelediği şarkılardan ROMA 441 m. 18,35: Mütenevvi musiki. 20,25: Ders, gramofon ve saire. 22.05: Eski dans parçalan ile gece konseri. BÜKREŞ 394 m. 13,05: Musiki. 13,55: Gramofon. 18,05: Askerî konser. 19,15: Askerî musikinin mabadi. 20,05: Radyo dersi. 20,45: Gramofon. 21,05: Radyo orkestrası. 21,35: Konferans. 21 50: Bah ve Hendel'in asanndan kon ser. 22.10: Vlşaldi, Çaykovski ve Hahm'ın asarından konser. Bugönkfl bilmece AR, AY, CUZ, DIÇ, KO, LAK, LUM, MAZ, NIÇ, Nİ, NİN, O, RUÇ, RUK, RUNÇ, SAR, TU, U. Yukarıdaki hece1 leri ikişer ikişer 2 yanyana getirip a 3 şağıdaki tariflere 4 göre birer kelime 5 teşkil ettiğiniz tak6 dirde; baş harfleri 7 .... yukarıdan aşağı o 8 kununca: 9 .... BİR VİLÂYET İSMİ Meydana çıkacaktır. 1 Ham üzüm; 2 Katranlı bir ağaç 3 Su deposu; 4 Acı portakal; 5 Başı boş, serseri; 6 • Zâlim değil; 7 Perhiz; 8 Beşik şarkısı; 9 Pahah değil. Zehirli Komposto Üsküdar'da bir kadınla iki erkek zehirlendi Üsküdar'da Paşalimanı'nda oturan Nimet Hanımın oğlu Cevat B. ve kızı Nihal Hanım, arkadaşlanndan Kenan ve Mithat Beyleri akşam yemeğine davet etmişlerdir. Yemekte elma kompostosu da ye • nilmiş, bunu mütekaıp Nihal Hanım fle Cevat Bey müstesna olmak üzere diğerleri sancılar içinde kıvranmağa baslamışlardır. Yapılan muayenede bunların zehirlendikleri anlaşılmış, Tıp Fakültesine kaldırılmışlardır. Bir dükkân yandı Balat'ta sebzeci Todori'nin dükkânından yangm çıkmış, bu dükkân kâmi • len, itisalindeki Miço'nun ftnnı da kısmen yandıktan sonra söndürülnujştür. Akit Osmanü Bankası sabık müdiranmdan Nuh Beyin kerimesi Alice'Nnb. Hanımla Selânik eşra'mdan merhnm Mehmet Zi~ y» YunanistaıTdaki Ermeniler Ermenistan tktisat Komiseri Şehvaryan'ın Ermeni'leri Kafkasya'ya nakil için şehrimize geldiği ve buradan Atina'y* gittiği yazılmıştı. Komiserin Atina'dan 1500 Ermeni'yi sevkettiği, ikinci kafile olarak ta 5 6 bin kişinin gideceği bildiril mektedir. tış müdürmuavini Sedat ZiyajBAİOabit'eri dün, Beyofln Nikâh memurluğunda, bir çok kıvmetli zevatuı huznrunda lcra kı lınmıştır. İki tarafa da huzur ve saadet temenni ederiz. Boyin mgküıunn V» ZİTHT"' SİHTAH «a M iLLî Bugün SiNEMADA Bulgar Opereti Önümüzdekl perşembe günü 2 kânunuevvel saat 16 da yalnız muallim ve mektep talebelerine mahsus olmak üzere bir defalık matine verilecektir. Her yer 60 kuruştur ve büyük muvaffakiyet kaza nan cVİKTORİA» opereti temsil edile cektir. Pazartesi akşamı tenzllâtla üniformah zabitana mahsustur. 30 kişinin bir gemide 5 sene ka dınsiz yaşayacağını tasavvur eder misi niz? Ancak LİLİAN HARVtY size bunun nasıl mümkün olduğunu HAÜLL MlTHAT Feriköy Halk Fırkası kongresi Cnmhuriyet Halk Fırkası Şişli nahiyesinin Feriköy Ocağı 2 kânunnevvel 931 çarşamba günü akşamı saat yedi bu çnkta senelik kongresini aktedeceğinden Ocak azalannın Şişli'de Cabi caddesinde nahiye merkezine teşrilleri rica olunur. Feriköy Ocağı İdare Heyeti A ŞK A T ÖV B E îransızca sözlü, sarkıiı filminde gös terecektir. Ayrıca: VAHŞiLER GELİYOR Matineler 2.30 4,30 suvare Q,30 İngiliz Hrasını Fransıziar düşürüyor! Yunanistan şeker ve buğday ithalini inhisar altına aîmağı kararlaştırdı Londra 30 (A.A.) İngiliz lîrası, bugün yeniden sukuta yüz tutmuş tur. Bidayette 89,875 frank olarak ; açılan fngiliz lirası, biraz sonra 89,50 franga düşmüştür. Bu yeni su ( kut, Fransız'lar tarafmdan külli I yetli miktarda toptan yapılan satışlara hamledilmektedir. Paris 30 (A.A.) Tenaps Financier, Paris Borsasında ataletin devam etmekte olduğunu yazmaktadır. Filvaki, geçen haftanın bilânçosu yeni ziyanlar kaydetmiştir. Daimî surette âtil bir halde bulunan pi yasada arzlartn miktarı fazla olmuştur. Hatta bazan bunlara karşılık bulmak müşkül olmuştur. Londra 30 (A.A.) Fransız Maliye Nazırı M. Flandin, Hariciye Nazın Sör Johon Simon ile görüşmüş, daha sonra M. Neville Chamberlain ve Runciman ile mülâkatta bulun Tiuştur. tngiliz hükumetinin Fransa ile bir ticaret itilâfı akti için müzakereye girişmeğe mütemayil olduğu söylenmektedir. ve şeker ofisi ihdası projesi tetkik edilmektedir. Bu ofise şeker ve buğday ithali inhisarı verilecektir. Bu ofis, ithalât siparişlerini bir mer • kezde toplıyacak ve bunları alacağının Yunan mahsulü olarak tediye edilmesini kabu! edecek olan memleketlere havale edecektir. BULGAR OPERET HEYETİ (Fransız Tiyatrosunda) Bugün akşam saat 21 de «HAREM ESRARI> Tenor, Armianoff Soubret: Doçeva HER SINIF TEMAŞA Her cihetçe beyeneceğ n'u bir îilm görrnek isterseniz VAZİFE KURBANI Fabrikamızm en kıymetli fen mütehassıslanndan Pavli Hristo Ef. 29/11/ 931pazar günü müessif bir kaza neti cesinde vefat etmiştir. Cenazesi 1 kânunuevvel 931 salı günü saat 14 te Şişli'de Bulgar Eksarhanesinden kaldınlacağından cenazesinde hazır bulunmak arzu edenlerin teşrifleri rica olunur. Zümrezade Şakir Türk Sanayü Harbiye ve Madeniye fabrikası sahibi Teşekkür Yavrumun vefatı münasebetile beni taziye etmek lutfunda bulunan muhterem dostlanma ayrı ayn feşekkür etmek imkânı olmadığmdan bu alenî teşekkürü mün kabulünü rica ederim. Darülfünun Talim Taburn Kumandanı Binbaşı Refik ARTiSTiK SİNEMASINDA DUL NİŞANLI Sözlü ve şarkılı îilmir.i görünüz. GEORG ALEXANDER, MARTHA E GERT ve FRITZ KAMBERS'in tem<ili olan bu eseu mükerreren göreceksiniz. Perşembe akşamı BIANCO Ankara'da Gazi Hazreileri taraîınJan kabul edilnnek şerefine nail s olarak Istanbul'a avdet tdiyor. H Taiebi umumî üzerine sekiz yeni tango çalm k üzere yann akşamdan itibaren ^ Sinemalanrda icravi terennüm edecektir. Teşekkür Zevcem ve valdemiz Emine Şaziye Hanımm vefatı münasebetile cenaze merasimine teşrif eden İstanbul Valisi Mu hittin Beyefendi ile diğer zevatı muh teremeye ve gerek tahriren gerek bizzat taziyet lutfunda bulunan ehibbaya derin şükranlarımızı arzederiz. Zevci Mahdumları Süleyman Mehmet Ali, Dr. Ahmet Fahri Almanyctda Yananistan'da Atina 30 (A.A.) Bir buğday KANSIZ Berlin 30 (A.A.) Hükumet ve bankalar mehafili, büyük Alman bankalarının gurup halinde bir a raya getirilmesini derpiş etmekte dir. tstişarî iktisat komitesile ban kalar komisyonu da bu mes'eleyi tetkik etmektedir. Danat Bank ile Privat Commerce Bank'ın birleştiril • mesi tasavvur edilmektedir. Bu birleşme Danat Bank'a tedricî surette BUGÜN AKŞAM hususî mahiyetini iade edecektir. Saat 21,30 da Almanya bu suretle deruhde etmiş olduğu teminattan yavaş yavaş sıyrılacaktır. Komedi 3 perde Bu projenin tahakkuk sahasına iYazan : sali bir çok malî mes'elelerin hallini M. L. DOİLLET ve bilhassa bunun diğer kredi müTercüme eden: esseseleri ve meselâ Dresner Bank L Galıp üzerinde husule getireceği akislerin Taiebe gecesi. iyice tetkikini zarurî kılmaktadır. Perşembe günü AYNAROZ KAD1SI ISTANBUL BELEDIYESI Darülbedayi Temsilleri MELEK ve ELHAMRA Bu akşam Velinin çocugu İSTANBUL SOKAKLARINDA Hâşiye: Bu akşamki fevkalâde r.üsamere esnasında, bu filmi çevirmiş olan Darülbedayi artistleri filmi bizzat takdim ve»fi!mde taganni ettikleri şarkılardan bazılarını teganni edececlerdir. Bu akşam için bütün yerler numaralı olduğundan evvelden te darik edebilirsiniz. Fiatlar yalnız bu akşam için: 60, 80,120 kuruş Her iki sinemanın tekmil locaları satılmıştır. Biletler bütün hafta için satılmaktadır. Melek: Telefon B. O. 868 7^=TEEm^^^ Elhamra: Telefon B. O. 118 Sinemalarında birden FEVKALÂDE Birinci türkçe sözlü muazzam filmin ilk iraesi münasebetile MÜSAMERE Nörasteni. zaüyet ve Chlorose PARİS Üsküdar Hâle sinemasında Yedi günahkârlar gemisi Mümessili: Brigit Helm benizsizlik icin yegâne deva kanl ihya eden Ç f p r t n En muntahip etibba tarahndan tertip edümistir. O l l V v r